Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Gidenlerden kalanları toplamak
Bilen bilir
Sen bilmezsin

Nefretle sevgi,
Umutla kaygı şehirlere taşındı
Biri pes dedi
Biri sus.
Çıktılar yola
Insanlık pazarında
Verdiler mola.
O günden gayrı nefret gitmedi
Çile btmedi..
Dediler  sardık vefasızı
Renkler değişmedi .
Fakat hiç bir gerçek
Alanı terk etmedi......

Dillerde zamanın ıssızlığı
Bir kabulleniş bakışlarda
Kırık dökük bir hayat
Bitip tükenmeyen…
Ben
Yolların yaşlı kadını,
Ben
Gözyaşı fırtınası
Sen
Gecenin sessizliği
Sen
Kıyıya vurup kırılan dalgalar gibi
Denizin suyu ıslatmış saçlarımı
Ve hayatımı
Sen
Hüzünlü masum bakış
Ay ışığında gizlenen yüz.
Hayatlar uzaklaştı sonra
Tuz tadındaydı
Çoğunlukla acıydı
Ve bakışlardaki masumiyet meftaydı
Ne uzaklaşan hayatlar buluşabildi
Ne de aşk buldu bizi.
Ben renklerden kara
Sen yürekte yara

Söz  rüzgara
Rüzgar ahir zamana karışmış
Şifasız sözler ağrı kesmiyor
Oysa uazayıp gittikçe parangalar
Pişmanlık yaydan çıkmış
Kayıp bi günün  tam on ikisinde
Zincirli bi çileymiş düşler
Ölesiye değil öylesineymiş sevmek
Vakit darlığından demlenememiş yürek
Gözlere inecek birazdan  vurgunun nemi
Şimdi git zamanın avuntularında izlerini topla

gönül kalemi olmalı insanın
düşündükçe dillere gelen
şiirlere ilham veren,
bir dostu olmalı insanın
adı geçtiğinde yüzü gülen,
dün yanında olup bugün gitmeyen.
bir sazı olmalı insanın
dokunduğunda meyleyden
hüzünleri türkü eden.
bir sevdiği olmalı insanın
yanında her şeyi unutturan
mutluluğu sonsuzluğa yazdıran...

Gezginin yolu , kendiyle dertleşen  bir adamın yoluna düştü
O andan sonra yol şaştı ,yön şaştı , gezgin şaştı...




(Uzağım bugün kendimden dahi uzağım )

Bitimsiz yüreğinde
Baharı yaşarken
İç çekişinde cemreleri öldürme
Unutma
Gözleri sağır olanın yüreği karanlık olur.

İnsan
Yağmura meftun,
Güneşe kızgın..
Mevsimler taşırken yüreğiinde
Geçer ömür
Dolu dizgin..
Gökkuşağında sallanırken
Sevinci bezgin.
Gün deli ceylan
Gece suskun
Ana gam dolu
Baba yorgun.
Rüzgarı estiyse çileden yana
Bin dolu bir ana yüreği etmez
Emir bu ya
Solarken mevsim renkleri
Toplanıp avuçlara
Bembeyaz  kelebek olur
Götürür  Enn Sevgiliye..

Akşamdır
Kefen beyaz, akşam karanlık
Çok uzaklarda Nişankaya
Bir şiirde adının geçiyor olması için
Gençliğimizi verdik
Helal olsun..

Akşamdır
Gül sarı, sarısı ayrılık
Şimdi Kars'a gene kar yağmaktadır
Bir ömürde geçiyor olması
En güzel beyazlık..

Akşamdır ahhhh
Çayırbaşı'nda ayaz
Yüzüme gurbetin sancısı çarpar
Bilmezler ah
Şimdi ekinler umut vermiştir
Bilmezler ah
Toprak gene boynu bükük..

Akşamdır
İs kokar Alaşehir
Bağında üzüm kalmıştır
Bir kilo rakı
Bir de gurbet
Fena yakalamıştır..

Akşamdır ey sevda
Kaybolduğum yerde
Adres sormaktadır hayat...

Akşamdır
Kefen beyaz, akşam karanlık
Çok uzaklarda Nişankaya
Bir şiirde adının geçiyor olması için
Gençliğimizi verdik
Helal olsun..

Akşamdır
Gül sarı, sarısı ayrılık
Şimdi Kars'a gene kar yağmaktadır
Bir ömürde geçiyor olması
En güzel beyazlık..

Akşamdır ahhhh
Çayırbaşı'nda ayaz
Yüzüme gurbetin sancısı çarpar
Bilmezler ah
Şimdi ekinler umut vermiştir
Bilmezler ah
Toprak gene boynu bükük..

Akşamdır
İs kokar Alaşehir
Bağında üzüm kalmıştır
Bir kilo rakı
Bir de gurbet
Fena yakalamıştır..

Akşamdır ey sevda
Kaybolduğum yerde
Adres sormaktadır hayat...

Tek kelimeyle mükemmel

taş duvarın dibinde...
yosunlu bekleyişler...
soğuk, sokağa taş döşemede...
hasret, gözlerimize yaş döşemede...
suskun ve teslimdik kedere...
oysa biliyorduk ki
değişecek hayatımız...
hayaller hayal olarak kalmayacak...
biz nasılsak, tam da öyle,
mavimtrak siluetler kalacak...
yolun kıyısında pis bir otobüs duracak...
mor şapkalı bir kadın aceleyle koşacak...
sarı fuları yere düşecek, aldırmayacak...
gidecek...
gidişi iz bırakmayacak…
kimse bir şey demeyecek...
ilerliyor muydu sıra, bil/e/meyecek...
üstelik aldırmayacak...
şarkılar uyduracağız gelişigüzel...
onları sadece yosunlar söyleyecek...
sessizlik, şarkılarımızın dimağında boğulacak...
ve biz sıramızı bekleyeceğiz;
mavimizi denizde/
sarımızı güneşte/
yıldızlarımızı gecede/
yüzümüzü yüzümüzde/
kalbimizi kalbimizde/
daha da parlatmak için,
karanlıkları aydınlatmak için,
bekleyeceğiz...

Bi gün gelir bi gün kaçar
Yakılması muhtemel bi varmışlı kitaplar
Bildiğini hissediyorsun ,gördüğünü anlatamıyorsun
‘’o an’’ dediğimizde söz değmiyor gözlere
Ki  özetle ayrılık kokulu bi rüzgar ve sigara

Toparlan sözlerim
Ağlayan cümlelerim,
Gidiyoruz..
Yorulduk artık
Fazla bekletmeyelim
Sevdiğimizi
Sevenimizi..

Gecenin uğultusu göğsümde
Bi nefeslik can
Yara sağar durmadan
Karantina altında bi yürek
Gözümün önünde kefensiz yatan sevgiler
Kanat olup  süslü süslü uçuşuyor  iyi niyetler
Üstümüze miras kalmış kimliksiz kederler...

Yudum yudum içilir
Demlenen hayal kırıklıkları
Başkalarınca yazılan,
Başkaları için yaşanan hayatta.
Kurulan beyaz hülyaların
Her parçası dağılır dört yana.
Hep iyiye olan özlemdir
Sıcak kalbin duyduğu
Dile gelmeyen
Sözü edilemeyen.
Sözcüklerin gölgesinde iki büklüm
Katmer katmer yürek acır.
Tahayyül edilemeyen yollara düşülür
Aynı gel-gitler hayatlarda
Başkalarına temas eden.
Senin gel gitlerinde
Umutsuzlukla dolar bekleyişler.
Zaman çatışır,
Ağır basar korkunun resmi
Ve iflastadır saltanatın kalpteki