Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Sınava çalışıyorum, olacağım uzman.
Zihin haritalarını yapmış Tony Buzan.
Bazen diyorum, bırak sınavı yat uzan.
Bazen diyorum  sakın ha! Çalış ve kazan.

Fena olmadı sanki. 

ekleme yapayim musadenizle ,
siir yazmis sayin hocam,dedim bende yazam.
benimde kafa olmus kazan.
calissam belki olacagim uzman
ya kazanamasam yine bize kalir hep husran,hep husran.

Çok güzel, çok içten, samimi, yapmacıktan uzak...

teşekkür ederim hocam. Saygılar, hürmetler.

Ne yaman çelişkidir
 Diliyle  yüreği farklı göstermek..
Biri varım burdayım derken
Diğeri Kafdağınin otesinde.
Bir yer  var oysa
Yüreğinin sesinde
Bakışın ensesinde..
Samimi olmak yürek ister
Ebedi  şüphe götürmez.
Bu gün burdayım diyen
İhtiyaç da gömülmez..

Ömür değiğin bir nefes
Unutuyor bunu herkes

Biz henüz kavuşamazken yerde,
Ruhlarımız sarmaş dolaş göklerde..

Yürekte kalan bir çocukluk hikâyesi
Herkese  hedlye.
İnsanlık ,merhamet olgunun gâyesi
Takdir edilesi seciye..

Yavan olur sivri dilin  hazinesi
Yaman olur ,vakar onun zirvesi.
Yolunu bilenler takdir edilesi,
Ya  gurbettir  sevgiye - gidilecek
Ya  sıladır  hediye - verilecek..

Dünya telaşına düşmüşce unutuyoruz normal bir hayat sürecinin sonu olan yaşlılığı. Kim bilir belki biz de bir gün böyle haykıracağız. Kim bilebilir ki?


                 YAŞLILIK

Ben artık yaşlı bir insanım,
Çocukluk, gençlik bitmez sandım.
Gençken yaşlılığa çok var, derdim,
Yaşlanınca zamana akıl sır erdiremedim.

Şimdi sık sık titriyor ellerim,   
Yakını da uzağı da seçemiyor gözlerim.
Alçak sesleri duymuyor kulaklarım,
Yaşlı  bedenimi  taşıyamıyor  ayaklarım.

Günlerimin çoğu yalnız geçiyor,
Gözlerim hep yolda, birilerini bekliyor.
Keşke her gün gelse evlatlarım,
Çünkü her an gözümde tütüyor yavrularım.

Yaşlılık nasıl bir şey, biliyor musunuz?
Yasaklamış doktor yağı, şekeri bir de tuz.
Düşerim diye hep korkuyorsun,
Kırarsam bir yerimi, kim bakar diyorsun.

Sürekli korku, sıkıntı ve kaygı,
Mutlu olurum, görürsem sizden saygı.
Şikayetçi olmamalıyım yaşlılıktan,
Alıştım artık böyle yaşamaya çoktan.

İsterdim ki yaşlılığı öğrenin,
Gençliğinizin kıymetini iyi bilin.
Ben ölüm korkusunu çoktan aştım,
Acı çekmeden ölmek en büyük aşkım.

Siz de yaşlanacaksınız bilin bunu,
Sakın unutmayın yaşlılıktır gençliğinizin sonu.
Ben de bitmez gençlik demiştim hatırladınız mı onu?
Hatırlamıyorum artık çocukken oynadığım en iyi oyunu.

Ara sıra tutun ellerimizden titremesin,
Anlattığımız anılar sıkılmadan dinlenilsin.
Mümkünse arada bir evimizi temizleyin,
Ölüme çok yakınken şu ihtiyarı mutlu edin.

Kış günlerinde sobamızı bir yakın,
Soğuk olan bu günlerde ölüm bize çok yakın.
Gücüm kalmamış kıyamıyorum odunları Kıyarsanız odunları, unutmayın çalı çırpıları.
             
Eskisi gibi yiyip içemiyor insan,       
Çaya ekmek doğrayıp yiyorum, buna inan.           
Keşke bazen olsa bir tas sıcak çorba,       
Hasret kaldım köfteye bir de kebaba.

Ne olur, ne olur unutmayın bizi,         
Umutla, sevgiyle doldurun kalbimizi.       
Bizim için ilgi, en büyük ihtiyaç,
Sen de olacaksın ilgiye bir gün muhtaç.

                                  Mayıs 2014

Ufka bakınca görünür umut
Boş ver geçmişi hemen unut
Yaşadığın andır gerçek hayat
Değetlendir anı tadabildiğin kadar tat

Anlamıyorum


şiir bu kadar

Gel,
Dağilan  sevinçleri topla,
Ben kalan umuda talibim.
Gün uçtu gitti  süzülerek;
Belki son  vuslatı taşıyan
Tabibin.
Meltem oynarken pencerede
Kasırgalar peşinde.
Sallanan yaprakların  kaderi
Tutunduğu dalda
İşte o kadar
Nasibin.
-Şükür nimeti çoğaltır,
Şikayet ise dertleri...--

Ben ben olalı
Yokuşlar arttı,
Yüküm azaldı..
Yüreğim kuşlardan hafif
İste öylesi
Masum tarif...

Bir kez olsun incitme,
Bırak çiçeklerim açsın.
Esmesin hoyrat rüzgârın.
Tatlı esintini ver bana...

Umut ettim,
Hislerim doğrudur çoğu,
Bir an'dır ömür süren..
Ömür boyu mutlu eden..

Bende ki an'ın belli de...
Sende ki an'ım nedir işte bunu bilmem...

geldim yazları sıcak ve kurak
kışları uzun susuşlu dünyaya

geldin hayli zaman aldı gelişin
yazlar ve kışlar adadım susmalarına
enine boyuna bahar çizdim
okul sıralarının arka duvarına

geldik susmak eylemini
dönüştürmek için üç noktalı zamana
hayatın arka bahçesinde üç tanık
gelmek fiiline amade üç yol gözlerimizde
geride bir su dökensiz
geri dönüşsüz elveda
hiç gitmedik aslında

geldim yazları sıcak ve kurak
kışları uzun susuşlu dünyaya

geldin hayli zaman aldı gelişin
yazlar ve kışlar adadım susmalarına
enine boyuna bahar çizdim
okul sıralarının arka duvarına

geldik susmak eylemini
dönüştürmek için üç noktalı zamana
hayatın arka bahçesinde üç tanık
gelmek fiiline amade üç yol gözlerimizde
geride bir su dökensiz
geri dönüşsüz elveda
hiç gitmedik aslında

Yüreğinize sağlık öğretmenim.
👏👏👏👏👍