Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

       ANNECİĞİM
Bana ninni söylerdin
Hep bendim senin derdin
Geceni gündüz ederdin
Benim canım anneciğim
*    *    *    *    *    *    *    *   
Canım dedin yavrum dedin
Şefkat saçıyor gözlerin
Baldan tatlıdır senin dilin
Benim canım anneciğim

      nar çiçekleri bahara açınca avuçlarını
      gözlerini aydınlık bir sevdaya açmalısın..
      yağmurlar kalbimizi dindirmeli..
      yağmurlar aşkta dinlenmeli..
      seninle en güzel mevsim olup
      çiçeğe durmalı özlem!..
      sonra oturup toparlanmalı..
      içimde birikmiş bahar yorgunluğu.
      gökyüzüne mavinin açık penceresinden
      gül dokunmuş şiirler dile getirmeli...
       bu seyir defterinde
      şairi meçhul sevda sır olarak yazılmalı..

Kaptan, irtifa kaybediyor insanlığımız!
Çakıldı çakılacak yere inan ruhlarımız..
Dağlarda menekşe , yüzlerde nefret;
Paradokslar kıskacında kalmışız hayret...
"İçi dışı bir" bir deyimdi sözlükte kaldı ,
Sevginin  sahi,gören var mı içini?
Oluk oluk çatık kaş yürüyor üstümüze,
Yürüyor , kara mühürler vuruyor benliğimize...
Toprak ah ediyor artık dinleyin,
Nasıl boy verip serpildi onca kin,
Karanlık sokaklarda ürperiyor adımlar,
Bari çocukların geleceğine ellemeyin!...
Bir dua çok lazım bize hem  çokça dua,
Ruhlarımızdaki şu inatçı tortuya ...

Kaptan, irtifa kaybediyor insanlığımız!
Çakıldı çakılacak yere inan ruhlarımız..
Dağlarda menekşe , yüzlerde nefret;
Paradokslar kıskacında kalmışız hayret...
"İçi dışı bir" bir deyimdi sözlükte kaldı ,
Sevginin  sahi,gören var mı içini?
Oluk oluk çatık kaş yürüyor üstümüze,
Yürüyor , kara mühürler vuruyor benliğimize...
Toprak ah ediyor artık dinleyin,
Nasıl boy verip serpildi onca kin,
Karanlık sokaklarda ürperiyor adımlar,
Bari çocukların geleceğine ellemeyin!...
Bir dua çok lazım bize hem  çokça dua,
Ruhlarımızdaki şu inatçı tortuya ...

   ne güzel bir klavyeniz/kaleminiz, ne güzel bir yüreğiniz var öğretmenim...

Kaptan, irtifa kaybediyor insanlığımız!
Çakıldı çakılacak yere inan ruhlarımız..
Dağlarda menekşe , yüzlerde nefret;
Paradokslar kıskacında kalmışız hayret...
"İçi dışı bir" bir deyimdi sözlükte kaldı ,
Sevginin  sahi,gören var mı içini?
Oluk oluk çatık kaş yürüyor üstümüze,
Yürüyor , kara mühürler vuruyor benliğimize...
Toprak ah ediyor artık dinleyin,
Nasıl boy verip serpildi onca kin,
Karanlık sokaklarda ürperiyor adımlar,
Bari çocukların geleceğine ellemeyin!...
Bir dua çok lazım bize hem  çokça dua,
Ruhlarımızdaki şu inatçı tortuya ...

Yüreğine sağlık canım öğretmenim.

Kaptan, irtifa kaybediyor insanlığımız!
Çakıldı çakılacak yere inan ruhlarımız..
Dağlarda menekşe , yüzlerde nefret;
Paradokslar kıskacında kalmışız hayret...
"İçi dışı bir" bir deyimdi sözlükte kaldı ,
Sevginin  sahi,gören var mı içini?
Oluk oluk çatık kaş yürüyor üstümüze,
Yürüyor , kara mühürler vuruyor benliğimize...
Toprak ah ediyor artık dinleyin,
Nasıl boy verip serpildi onca kin,
Karanlık sokaklarda ürperiyor adımlar,
Bari çocukların geleceğine ellemeyin!...
Bir dua çok lazım bize hem  çokça dua,
Ruhlarımızdaki şu inatçı tortuya ...

Yüreğine sağlık cnm kardeşim.

   ne güzel bir klavyeniz/kaleminiz, ne güzel bir yüreğiniz var öğretmenim...

Yüreğine sağlık canım öğretmenim.

Yüreğine sağlık cnm kardeşim.

Çoook teşekkür ederim iyiki varsınız...

Güven nöbetlerinde
Yirmi Dört saat yetmiyor
Diller değilmi ?
Dilim dilim doğrayan
Bıçak sırtıysa sevdalar
İki yanında vedalar...

bin yıl önceydi evet..
masallar anlatır,
masallar dinlerdim..
bin yıl önceydi..
kafdağının yolunu çizer,
kaybolmuşlara yol gösterir,
aç devleri,
mağara önü cücelere yoldaş ederdim..
bin yıl..
ne uzak şimdi,
ne tuzak,
ben ne kadar ufak..
bin gece,
bin masal..
varmış bi’şehrazat,
yokmuş şehriyar,
efkar..
gökten düşmez üç elma,
sarkar da sarkar..

Ey Genç!

Gençliğinin değerini bil!

Benim gibi cahil olma oku!

Atalarımız boşa dememiş!


Oku da baban eşek olma!

Kırmalarda bir kahvaltı düşün
Kayaların arasında taze peynir
Taze soğan, yufka ekmeği
Ve çayı nasırlı ellerin..

Heriler'de bir akşam düşün
Kekik kokusu, koyun çanı
Beşışıklı'dan esen rüzgar
Ve ıslığı çobanın hasret türküsü..

Acılözde bir Ağustos sıcağı
Dönüp duran fıskıye
Ve aylardan Ramazan
İlahi bir ferman düşün
Ve susuzluğu bağrı yanık rençberin

Ağıllar'da bir bahar düşün
Meralarında taze çayır kokusu
Ve toprağın haykırışı
Uyan!

Söke'de bir ağıt düşün
Taşlı tarlalarında solan emek
Bir feryat, bir feryat daha düşün
Ve Rahmet-i Rahman'a sığın
Seneye Allah kerim!

Havşo'da bir zemheri düşün
Ki kuş uçmaz kervan geçmez
Geçse de yüreğinden bin sancı
Çayırbaşı'nda doğan günü düşün..

Sözlerin duaya dönüştüğü yerdeyim,
Kanatlarıma kurşun değmesin diye...
Özüme pencere,nefsime perdeyim,
Sabırla iremler verilirmiş hediye...

.

Geceye susamak benimki
Yoksa seni düşünmek asla değil maksadım
Issızlığa sığınıp hatıralara dalmak
Ruha işleyen bir şarkı eşliğinde
Hiç benlik değil
Geceye tutkunluk benimki
Ayın doğuşu
Günün bitişi
El ayak çekilişi
Yalnızlığa sevda asla değil
İçimde birikenleri
Saman sarısı kağıda
Gözyaşlarımı
Eskimiş kazağıma akıtışım
Söze yaş yaşa söz katışım
Yaşanılası değil
Geceye göz kırpmak değil benimki
Kırptığımın yokluğun oluşu
Gelmeyeceğine kahredişim
İçimde yanıp tüten özlemin
Bizim trenimizin başka diyarlara kalkışı
Ağızdan çıkan yüreğin söyleyemediği
Dudakların elveda deyişi
Dinlediğim şarkılarda biraz biz buluşum
Yazdığım sözlere seni katışım
Geceye bizi
Geceyi bize yazışım
Hiç olası değil
Geceye susamak sadece benimki...

Kaç bahar edersin ey hazan
Tüketelim de sen gel
Tükenelim de sen kal...