Mış Gibi Eğitim

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
07 Oca 2018 08:04:52
Mış Gibi Eğitim

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Konu başlığını görenlerin aklına Doğan Cüceloğlu'nun "Mış Gibi Yaşamlar" isimli kitabının geleceğini tahmin ediyorum.
"Mış Gibi Eğitim" kavramını anlayabilmek için Doğan Cüceloğlu'nun kitabının içeriğini hatırlamak faydalı olacaktır.

Kitabın tanıtım yazısı şu şekildedir :

Ne demek ‘mış gibi’ yaşam?
Düşüncelerinin arkasındaki niyetin farkında olmayan, sözü, gözü, davranışı birbirine uymayan insanların yaşamı demek.
"Böyle insanlar var mı?" diye sorarsanız, çevrenize bir bakın!
Aklı, düşüncesi çocuğuna yardım etmekle dolu olduğu halde asık yüzlü, kırıcı, ilgisiz anne veya babaları; öğretmen olduğunu söyleyen ama hiç kitap okumayan insanları göreceksiniz.
Üstelik mış gibi yaşam, insanların bu anlayışla oluşturduğu ya da işlettiği kurumlar yoluyla giderek tüm topluma yayılıyor:
Vatandaşa yardım etmek için oluşan bürokrasi, köstek olmak konusunda uzmanlaşıyor; güven duymamız için oluşturulan kurumlar güvensizliğin kaynağı haline geliyor; adaleti sağlamak için yapılan yasalar adaletsizliğin düzenini sürdürüyor.
Kimimizin körleşip fark etmediği, kimimizin kanıksayıp artık yadırgamadığı mış gibi bir yaşam yaşıyoruz.
Sanki kaderimiz olmuş, kuşaktan kuşağa sürüp gidiyor: Yaşıyormuş gibi görünüp de aslında yaşamamak...
Ve yaşamadığının farkında bile olmamak...
Ancak, farkında olan, gözlemleyen ve irdeleyen iki kişi var!
Doğan Bey ve Arif Bey sizi sohbete davet ediyorlar.

Doğan Cüceloğlu yaşamların "mış gibi" olmaMAsı gerektiğini söylüyor.

Alev Alatlı ise Rüya (Schrödinger in Kedisi lI. Kitap) isimli kitabında "MIŞ GİBİ YAPARAK öğrenmek" kavramını GELECEĞİN EĞİTİM SİSTEMİ olarak tanımlamaktadır.

Geleceğin eğitim sistemine /  "MIŞ GİBİ YAPARAK öğrenmeye / öğretmeye" hazır mısınız?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 07 Oca 2018 08:09:44
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Alev Alatlı'nın Schrödinger'in Kedisi 1 (Kabus) isimli eserinden yaptığım alıntıları
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde paylaşıyorum.
 
Schrödinger'in Kedisi 2 (Rüya) ilk baskısı 2007 yılında yapılmıştır.
Kitap içeriğinde, bir yönüyle 2020'li yıllarda ülkemizde olacak / olması gereken eğitim sistemi anlatılmaktadır.

Kitapta anlatılan sistemin özelliklerine geçmeden önce, bu sistemin benimsenme sebeplerini açıklayan cümleleri kitaptan alıntılayalım :

- SİMÜLASYON, yaparak öğrenmek demektir.
Bir çocuk gibi, dünyayı taklit ederek öğrenmek.
Oyuncaklarını yada başka nesneleri, temas ettikleri insanların, hayvanların yerine koyarak öğrenmek.
MIŞ GİBİ YAPARAK öğrenmek.

- Eski Türkiye'nin öninsançocuk hüviyetini en büyük avantajımız olacak şekilde dönüştürmeyi başardık derken söylemek istediğiniz buydu!
Adsız'ın ÖNGÖRDÜĞÜ eğitim sistemi! Şirazlı, uzun uzun başını salladı,
-Evet! Evet, Aklı korumanın yolu, Aklı olabildiğince çok sayıda kısmi gerçekle açmak!
Doğrularının sayısı kısıtlı olan Akıl, tanımadığı bir durumla karşılaştığında şaşırıyor, karışıyor, reddediyor çünkü.
Oysa çocuklar hiçbir şeye şaşırmazlar.

Çevrelerindeki insanları, hayvanları ya da başka bir şeyleri, oyuncaklarına ittihat ettirir, oyuncakları aracılığı ile konuşturur, hareket ettirir, dünyayı taklit ederler.
-Ve bu yetenekleri zaman içinde kaybolur!
-Yukardakiler, kaybolan bu yeteneklerini BİLGİSAYAR SİMÜLASYONU ile yeniden kazanma yoluna gittiler.
Yapay çevreler, sanal dünyalar kurdular. Yapay zekâ geliştirdiler.
Ama dikkat et, onların simülasyon modelleri, olanı taklit eder, OLABİLECEĞİ DEĞİL!
Belirli şartlar altındaki bir sistemin nasıl çalıştığını gösterir, sistemin EN İYİ NASIL ÇALIŞABİLECEĞİNİ değil!
Oysa, MUCİZELER DİYARI'nın sisteminde unsurlar canlıdır.
Akılları ile birlikte gönülleri de gelişir.
Birbirlerinden etkilenir, birbirlerini dönüştürürler.
-Bu durumda, BETİMLEME SADECE BİR ANDIR, derhal değişir!



Geleceğin eğitim sisteminin "MIŞ GİBİ YAPARAK öğrenmek / öğretmek" olduğuna itirazı olan yoksa sistemin nasıl işlediği ile ilgili kitaptan alıntılarımıza geçebiliriz.

Not:
Simülasyon diğer adıyla benzetim;
Teorik yada fiziksel gerçek bir sistemin, bilgisayar ortamında modellendikten sonra bu model ile sistemin işletilmesi amacına yönelik olarak , sistemin davranışını anlayabilmek veya değişik stratejileri değerlendirebilmek için deneyler yürütülmesi, bu sistemlerin özelliklerini ve davranışlarını bilgisayar aracılığıyla değerlendiren bir tekniktir.
Simülasyon alanındaki gelişmeler için [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] sitesi ziyaret edilebilir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 08 Oca 2018 10:59:52
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Kitapta kullanılan simülasyon "Reddi İlhak Simülasyonu / Büyük simülasyon" isimleriyle anılmaktadır.
Kitapta isim ile ilgili açıklama şu şekildedir :

-Reddi İlhak! Ne tuhaf! Tarih hatası gibi!
-Mağduran Müdafaai Hukuk Cemiyeti nin Yeni Dünya Düzenine ilhak olunmayı reddettiğinin ilanı, dedi General,
-Hata bunun neresinde?
-Alınmayın, canım! Kurtuluş Savaşı na ait bir ibare yi, görünce şaşırdım birden! Masal gibi geldi!
-Gelmesin, dedi General, aynı sitemkâr sesle,
-Masal gibi gelmesin! KOALİSYON'un Düveli Muazzama nın isim ve coğrafya değiştirmiş yeni bir terkibi olduğunu gözden kaçırırsak, Mağdurlar ın hukuk mücadelesinde açık veriririz.


Düveli Muazzama : Düvel devlet kelimesinin çoğuludur.
Günümüz Türkçesi ile Büyük Devletler, Büyük Güçler olarak ifade edilebilir.
Genel olarak bu terim ekonomileri, dış siyasetleri ve askeri güçleri ile küresel alanda etkisi olan devletleri kapsamaktadir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde daha çok İngilizler kastedilerek kullanılmıştır.

"İsim ve coğrafya değiştirmiş yeni terkibi" ile kastedilen anlamı forumdaşlarımın takdirine bırakıyorum.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 08 Oca 2018 11:01:36
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Schrödinger'in Kedisi 2 (Rüya) isimli kitapta anlatılan simülasyon  insanın yeryüzündeki deneyimidir.

Reddi İlhak Simülasyonu'nu anlayabilmek için kitaptan alıntılarımıza devam edelim :

BÜYÜK SİMÜLASYON, insanın yeryüzündeki deneyiminin simülasyonu.
Mağdurların insanlığın ekinine sahip çıkabilmek için kullandıkları holistik yöntem.
Sonsuza kadar onarabileceğimiz ideolojimiz diye de düşünebilirsiniz.
- Sonsuza kadar onarabilecek bir ideoloji... sonsuz revizyon. Her an onarılan bir ideoloji mümkün mü? Eşyanın tabiatına aykırı değil mi? Urallar gülümsedi,
- İdeoloji den muradınız yaşayakalmaya elveren bir tasarım ise aykırı değil, hayır, dedi.
...
- Bizimki zamanı da içeren dört boyutlu bir matriks, her an yeni bir veri ekleyip büyütmeye çalışıyoruz.
Eşitlik anlayışımız kimseyi simülasyonun dışında bırakmamak yönünde

-. Zaman zaman çok zor, çok meşakkatli ama böyle.
Ülkümüz, Göksel Gerçekliki gezegenimize bire bir yansıtmak.
Göksel düzenle uyum içinde yaşamak. Yıldız Fidanlığı nı gördünüz.
Göksel Güç, kimseyi kayırmaz, hiçbir canlıyı diğerine yeğlemez.
Göksel Güç' ün egemen olduğu Dünya da öyle olmalı.


Kimseyi kayırmayan, hiçbir canlıyı diğerine yeğlemeyen  "Göksel Güç" te kim ola ki?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 09 Oca 2018 10:41:05
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Schrödinger'in Kedisi 2 (Rüya) isimli kitaptan anlatılarımıza devam edelim :

-Simülasyon hakkıyla yapıldığında ya da ötekine özne payesi verildiğinde, kimin, neyi, kimden önce akıl ettiği belirsizdir zaten, diye ekledi Şirazlı,
-Simülasyonu bir beyin fırtınası olarak düşünürseniz, buluş denilen düşünce halinin bütünselliğini görürsünüz.
Başarı dediğimiz durum, asla tek bir unsurdan oluşmaz.
Başarıda pencere pervazında dikilen sardunyanın bile payı vardır.

.....

- SİMÜLASYON düşüncesi böyle doğmuş olmalı?!
- Böyle doğdu, evet. Taklit ya da sahte, kalp demektir ya, simülasyon,
biz de gerçek hayatı taklit etmeyi, anlık insanlık durumları, enstantaneler tarafından kandırılmaktansa, bir HAYAT OYUNU tertipleyip süreçleri gözlemlemeyi kararlaştırdık.
Türkler nasıldırları değil, Türkler nasıl olmak istiyorları, hangi yolda gerçekleşiyorları saptamak istedik.

Art arda çekilmiş iki resim: Birinde hunharca işlenen bir cinayet, ikincisinde cinayeti işleyenin bağrına bastığı çocuk cesedi.
Resimleri ayrı ayrı görürsen olayın telmihi başkadır, arka arkaya görürsen başka.
Bir üçüncü resim bambaşka bir hikâye anlatabilir.

Olan biteni doğruya yakın değerlendirmek için bütünü görmekten başka çaremiz olmadığını idrak ettik. Ki...
-...ki, bu da örtüşüyordu, Yeni Fizik in holistik anlayışıyla.

Resmi bir bütün olarak görmek / görebilmek harika olmaz mıydı?
80'lı, 90'lı yılları yaşamamış olanlar, resmin o kısmını GÖREMİYORLAR.
Okuduklarıyla / duyduklarıyla yetinmek zorunda kalıyorlar.
Resmin o kısmını görebilseler muhtemelen farklı değerlendirmeler yapacaklardır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 09 Oca 2018 10:43:32
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Schrödinger'in Kedisi 2 (Rüya) isimli kitaptan anlatılarımıza devam edelim :

- Kaç kişi var, burada?
- Yaklaşık iki bin, dedi Şirazlı,
- Matematik bilimini bu gençlerin klonladıkları iki bin matematikçiye borçluyuz.
- Hepsi o kadar mı? Sadece iki bin? İki bin genç adam yetiyor matematik TEKELİNİ kırmaya, öyle mi?
- Ona bile gerek yok, dedi Aydın Sayılı Şirazlı,
- On dokuz ve yirminci yüzyılların matematiğini kırk kişiyle özetleyebilirsiniz. Yedekleri ile seksen, bilemediniz yüz genç adam, matematik TEKELİNİ kırmaya yeter.
Çocukları en başından Mısırlılardan, Mezopotamya döneminden başlatıyoruz ki, sayı duygusunu geliştirebilsinler.
Bir de öğrensinler insanoğlunun nasıl yoktan var ettiğini bilimi.
Dört işlem, sonra daha kolay geliyor.
Kesirler de öyle.
Bir de tabii, büyük matematikçilerle bir arada olmaları işlerini çok kolaylaştırıyor. Müthiş bir sinerji yaratıyor.
- SİMÜLASYON, yaparak öğrenmek demektir. Bir çocuk gibi, dünyayı taklit ederek öğrenmek. Oyuncaklarını yada başka nesneleri, temas ettikleri insanların, hayvanların yerine koyarak öğrenmek. MIŞ GİBİ YAPARAK öğrenmek.
- Eski Türkiye nin öninsançocuk hüviyetini en büyük avantajımız olacak şekilde dönüştürmeyi başardık derken söylemek istediğiniz buydu!
Adsız ın öngördüğü eğitim sistemi! Şirazlı, uzun uzun başını salladı,
- Evet! Evet, Aklı korumanın yolu, Aklı olabildiğince çok sayıda kısmi gerçeke açmak!
Doğrularının sayısı kısıtlı olan Akıl, tanımadığı bir durumla karşılaştığında şaşırıyor, karışıyor, reddediyor çünkü.
Oysa çocuklar hiçbir şeye şaşırmazlar.
Çevrelerindeki insanları, hayvanları ya da başka bir şeyleri, oyuncaklarına ittihat ettirir, oyuncakları aracılığı ile konuşturur, hareket ettirir, dünyayı taklit ederler.
-Ve bu yetenekleri zaman içinde kaybolur!
-Yukardakiler, kaybolan bu yeteneklerini BİLGİSAYAR SİMÜLASYONU ile yeniden kazanma yoluna gittiler.
Yapay çevreler, sanal dünyalar kurdular. Yapay zekâ geliştirdiler.
Ama dikkat et, onların simülasyon modelleri, olanı taklit eder, olabileceği değil!
Belirli şartlar altındaki bir sistemin nasıl çalıştığını gösterir, sistemin en iyi nasıl çalışabileceğini değil!
Oysa, Mucizeler Diyarı nın sisteminde unsurlar canlıdır.
Akılları ile birlikte gönülleri de gelişir.
Birbirlerinden etkilenir, birbirlerini dönüştürürler.
-Bu durumda, betimleme sadece bir an dır, derhal değişir!


Matematik TEKELİ de nedir?
Matematik evrensel değil mi?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 10 Oca 2018 10:33:05
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Schrödinger'in Kedisi 2 (Rüya) isimli kitaptan anlatılarımıza devam edelim :

Beş bin yıllık matematik tarihini taklit eden gençlerin yayıldıkları yemyeşil bir vadiydi.
Ihlara Vadisi. Peştemalları, gösterişli altın takıları ile Mısırlılar, Babilonyalılar, Hintliler, Çinliler, Yunanlılar, Türkler, İspanyollar gruplar halinde çalışıyorlardı.
Kadızade, Mısırlı matematikçileri klonlayan çocukların çamurdan şekillendirdikleri levhaların üzerinde hiyeroglif sayılarla hesap yaptıklarını gördü.
Üç tane kırlangıç, yedi tane de mıh çizdim, levha doldu! diye söyleniyordu Elif,
-Daha elli yazacaktım, yer kalmadı!
-Sen de daha küçük yap kırlangıçları, dedi Aslı, bilgiç bilgiç.
-Yapamıyorum ki! Başında dikilmiş seyreden Kadıza de ye döndü,
-Kırlangıçlar on, mıhlar bir, diye açıkladı,
-Otuz yedi yazmam lazım, ama levha küçük, yer kalmıyor!

-Hay, Allah! dedi ne diyeceğini bilemeyen kadın,
-Daha büyük bir levha mı karsan acaba kendine?
-Daha büyük levhayı taşıyamam ki, başını önüne eğdi Elif,
-Ben, küçüğüm.
-Anlıyorum, dedi Kadızade,
-Eski Mısırlı olmak zor iş !
-Öyle, dedi Elif,
-Ama bir daha ki sene, Babilonyalı olacağım.
-Sahi mi?!
-Babilonyalı olunca çivi yazısı yazacağım! Çivi yazısı daha iyi sığıyor.
Yumurtaların üstünü süsleyeceğim.
Kadın etrafına bakındı, az ötede kümelenmiş Babilonyalı çocuklara yürüdü,
-Yumurta dediğin bunlar mı?
-Onlar yumurta değil, jeton, diye güldü, adının Derin olduğunu öğrendiği çocuk,
-Kilden yapılma. Bakın, üzerinde değerleri yazılı. En büyüğü altmış, en küçüğü bir.
En büyüğü altmış, en küçüğü bir, öyle mi?
Demek altmışı temel aldığınız bir sistem kullanıyorsunuz?
-Siz de öyle yapıyorsunuz, diye güldü Derin, yeniden,
-Siz de bir saati altmış dakikaya bölüyorsunuz.
-Haklısın, demek ki Babilonyalılardan öğrenmişiz.
Bir şey sorabilir miyim? Arkası dönük olan şu adam, o Pitagoras mı?
-O, Arif Abi, dedi Derin,
-Pitagoras yani.
-Hintlilerin arasında ne yapıyor? Hintliler onlar öyle değil mi, kızlar sariler giymiş?
-Pitagoras ın teoremini Hintliler de bulmuşlar ya, onu tartışıyorlardı, dedi Derin,
-Sonra, Çinliler de. İşte, Guo Shoujing, Alper Abi de orada. Kaşi nin yanında. Kaşi'nin yanında da Uluğ Bey duruyor.
Kadızade, Biruni ile konuşmasını bitirmiş yanına gelen Şirazh ya döndü,
-Bu Gıyasettin, âlem bir delikanlı, dedi,
-Dünya matematik tarihine geçtiğini bilmiyordum!
-O da öyle, Uluğ Bey de öyle, dedi Şirazlı,
-Kaşi, trigonometri tablolarının hassasiyeti ile ünlüdür. Bir derecenin sinüsünü saptamak için virgülden sonra on sekiz haneye kadar gitti.
Hesap makinelerinin olmadığı zamanda bir rekor!
Uluğ Bey, buradan yola çıktı, kavisin her dakikasının sinüs ve tanjant tablolarını hazırladı, her tabloda tam 5400 giriş! İnanılmaz bir başarıdır!

Matematiği YAŞAYARAK öğrenmek bu olsa gerek :)
Sinüs'ü Uluğ Bey'den öğrenmeyi hayal edebiliyor musunuz?
Hayal edemiyorsanız üzülmeyin, inşaAllah 2020'li yıllarda GERÇEK olacak.

Simülasyonlar bir veya bir kaç kişinin yaptığı çalışmalar olmak zorunda değildir.
Kullanıcıların kendi tasarladıkları karakterleri simülasyona eklemeleri mümkündür.
Kullanıcıların simülasyona karakter ekleme becerisine sahip olabilmeleri için öncelikle KODLAMA bilmeleri gerekir.

İnşaAllah 2020'li yıllarda GERÇEK olacak Reddi İlhak Simülasyonu'na karakter ekleyebilmek için BUGÜN KODLAMA öğrenmeniz gerekir.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK