Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı özisa

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 01 Ara 2013 20:15:51
bir sargın umut yakaladım onu kuşandım
serin mavi bir gökyüzü buldum onu kuşandım
denize doğru sokaklar gördüm onları da kuşandım
üstlerine üstlük seni kuşandım
tedirgindim namussuzdum deli deliydim
uslandım.
          Turgut UYAR

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Ara 2013 20:21:32
Ben miyim bu şeylerin sahibi?
Kafamda bir çocuk var, meraksız.
İç âlemim oyuncaktan farksız;
Odam, içime bir ayna gibi.

Bir ışık oyunu var tavanda
Gölgeler seslerle birleşiyor
Ve bir karga beynimi deşiyor
Azaplar kemirdiğim bu anda.

Kardeşini öldürüyor Kaabil,
İçimde bir yalnızlık duygusu,
Ölüm kadar uzun yaz uykusu,
Sıkıntı ile geçilen sahil.

Bağlanıyor bir iple, bir sürü
Düşünce köyleri birbirine,
Çöküyor her şeyin üzerine
Hülyam boyunca kurduğum köprü.

Ve doluyor sessiz, ordularım,
Durmadan dinlenmeden odama.
Urbam içinde yatan adama
Hayretle bakıyor dört duvarım.

Kardeşini öldürüyor Kaabil,
Içimde bir yalnızlık duygusu,
Ölüm kadar uzun yaz uykusu,
Sıkıntı ile geçilen sahil.

Ve delirmenin tatlı vehmini
Sessizlik odama dolduruyor.
Kargam hâlâ başımda duruyor
Bulmak için beynin cehennemini.

Düşüp yatağın dalgalarına
Günlerce sürüyor bu yolculuk.
Durmadan akıtıyor bir oluk
Korkuyu sükutun mezarına.

Kardeşini öldürüyor Kaabil,
Içimde bir yalnızlık duygusu,
Ölüm kadar uzun yaz uykusu,
Sıkıntı ile geçilen sahil.

Dünyaya tek gelen insan gibi
Atılıyorum bir Hint dağına.
Giriyor kafamın darlığına
Kimsesiz dünyaların sahibi

Gidip gidip gelmede aynı his
Iskeleye ulaşmıyor çıma
Dikiliyor ansızın karşıma
Boynum kalınlığındaki ceviz.

Kardeşini öldürüyor Kaabil,
Içimde bir yalnızlık duygusu,
Ölüm kadar uzun yaz uykusu,
Sıkıntı ile geçilen sahil.

----Orhan Veli--

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 02 Ara 2013 13:06:23
SÖZ YİTİMİ


1.
Yürüyor muyduk,
Yoksa bir doğa parçasının
Altını mı çizdiriyorlar bize?

 2.
Ellerimizde küçük kağıt kutular
 Yüzlerimiz asılsız.

 3.
 Bir yere geldik ki
 Hiçbir sokağın adın yok.

 4.
 Binlerce çocuk,
Siyah-beyaz bir kuşak,
 Ötelerden sessizce.

 5.
 Cebimde bir paket sigara
 Bir tırnak makası
 Bir mendil
 Ve bir küçük yaratık
 Ne olduğunu bilmediğim.

 6.
 Bir yere geldik ki
 Güneş heyy!
Ay, ayy!

7.
Bu toptan içine devrildiğimiz
 Bu bir şey, bir değirmi,
Anlatılmaz bu, bu bir gülümseme.

 8.
 Öteşiirde
Batar çıkar sözcüklerimiz.

(Sıcak Nal)
Cemal SÜREYA

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 02 Ara 2013 13:30:17
SON KAHRIN OLACAĞIM GİDERKEN
 
’ Son kahrın olacağım giderken bilesin,
yollarda ayak izlerim
artık gözlerim de yaş görmeyeceksin...!’



Yağmur yağar ıslanırsın,
bensizliğin dolsun gamzelerine
şakaklarına yalnızlığın eylülü düşecek birazdan
gecelerine kabustan rüyalarım,
bekle,
ben dönmeyeceğim...!


Haydi uyu sevgili, uyu uyuyabilirsen
son hıçkırığıdır bunlar boğazımın
vakit ayrılık vakti...!
topla tüm yakomozları
koy oyalı mendillerin içine...
ve at gitsin sevdadan yoksun denizlerin en dibine
sonrası olamazdı zaten bu sevdamızın...


Boncuk mavisi gözlerinde boğulsun aşkım
suskunluğum müebbetin olsun, soğuk odalarda
çehresini assın güneş, ısıtmasın yüreğini
yıldızlar çekilsin,
ateşkes ilan edip sana tek tek
ahıdır zelzeleye yenik düşen yüreğimden süzülenler
derdine yansın yarım kalan sevda mektupları
hepsi birazdan yanacaklar kor ateşlerde
boşuna çağırma beni
bensizlikte ak düşerken saçlarına bir bir
tek umudum sensin dön desende
ben gelmeyeceğim


Vakit hüznü saat ayrılığı gösteriyor sevgili
bedenimde hüküm giymiş ne varsa al, sana yolluyorum
ayaklarına sürülsün mutsuzluklar acı ve gam içinde
bana çektirdiğin ne varsa öde, faturayı limitsiz kesiyorum
gidişim dönüşsüz olacak bu sefer olmasın yalvarışın dudaklarında
solgun çiçekleri çıkarttım attım sıkıştıkları yerlerden
sana zemheriler yolluyorum kayıp düşler ülkesinden
üşürsen sen de yalnızlığını ört benim gibi
ciğerlerine kadar yandıracak bu yaktığım ayrılık ateşi
gidişim armağandır ayrılıklara, su serpsin durmadan eylüller
cehennem azapları yaşa
ama bil ki asla sönmeyeceğim...!


’Giderken sildim ayak izlerimi yollardan
yağmurlar doldurdum avuç içlerime
ağlasın gözlerin, şimsekler çaksın yüreğinde’


Ve işte gidiyorum....

-------------bu son elveda....!

------------------------bu son elveda....!


ELİF KESKİN

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 02 Ara 2013 13:42:50
KUĞU EZGİSİ
Kuğuların ölüm öncesi ezgileri şiirlerim,
Yalpalayan hayatımın kara çarşaflı
      bekçi gizleri.

Ne zamandır ertelediğim her acı,
Çıt çıkarıyor artık, başlıyor yeni bir ezgi,
-bu şiir -
Sendelerken yaşamım ve bilinmez yönlerim,
Dost kalmak zorunda bana ve
                      sizlere!

Çünkü saldırgan olandan kopmuştur o,
uykusunu bölen derin arzudan.
Büyüsünü bir içtenlikten alırsa
Kendi saf şiddetini yaşar artık,
   -bu şiir -
Kuramadığım güzelliklerin sessiz görünümü,
ulaşılamayanın boyun eğen yansısı,
Sevda ile seslenir sizlere!


   

      
Nilgün MARMARA 

Çevrimdışı poseidon00007

  • Uzman Üye
  • *****
  • 6.774
  • 21.883
  • 6.774
  • 21.883
# 02 Ara 2013 15:12:48
Seyrimde bir şehre vardım
Gördüm sarayı güldür gül
Sultanın tâcı tahtı
Bağı duvarı güldür gül

Gül alır gül satarlar
Gülden terazi tutarlar
Gülü gül ile tartarlar
Çarşı pazar güldür gül.

Gülden kurulmuş bir çadır
İçinde nimeti hazır
Kapıcısı İlyas, Hızır
Nân-ı şârâbı güldür gül.

Gül olanın aslı güldür
Peygamberin nesli güldür
Sağ oturan erenlerin
Bezmi visali güldür gül.

Gülden değirmeni döner
Anın ile gül öğünür
Akar suyu döner çarkı
Bendi pınarı güldür gül.

Asmasında gül dalları
Kovanında gül balları
Ağacında gül halleri
Servi çınarı güldür gül.

Açıl gel ey gonca gülüm
Ağlatma şeyda bülbülün
Bu inleyen garip dilin
Ahû figanı güldür gül.

Ümmi Sinan gel vasfeyle
Gül ile bülbül derdini
Yine bu garip bülbülün
Ahû figanı güldür gül.
   Sinan-ı ÜMMİ

Çevrimdışı guraykaragoz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.567
  • 12.016
  • 1.567
  • 12.016
# 02 Ara 2013 18:24:32
ANADOLU 

   Beşikler vermişim Nuh'a
   Salıncaklar, hamaklar,
   Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,
   Anadoluyum ben,
   Tanıyor musun ?

   Utanırım,
   Utanırım fıkaralıktan,
   Ele, güne karşı çıplak...
   Üşür fidelerim,
   Harmanım kesat.
   Kardeşliğin, çalışmanın,
   Beraberliğin,
   Atom güllerinin katmer açtığı,
   Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,         
   Kalmışım bir başıma,
   Bir başıma ve uzak.
   Biliyor musun ?

   Binlerce yıl sağılmışım,
   Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
   Nazlı, seher-sabah uykularımı
   Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
   Haraç salmışlar üstüme.
   Ne İskender takmışım,
   Ne şah ne sultan
   Göçüp gitmişler, gölgesiz!
   Selam etmişim dostuma
   Ve dayatmışım...
   Görüyor musun ?

   Nasıl severim bir bilsen.
   Köroğlu'yu,
   Karayılanı,
   Meçhul Askeri...
   Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.
   Sonra kalem yazmaz,
   Bir nice sevda...
   Bir bilsen,
   Onlar beni nasıl severdi.
   Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı
   Minareden, barikattan,
   Selvi dalından,
   Ölüme nasıl gülerdi.
   Bilmeni mutlak isterim,
   Duyuyor musun ?
 
   Öyle yıkma kendini,
   Öyle mahzun, öyle garip...
   Nerede olursan ol,
   İçerde, dışarda, derste, sırada,
   Yürü üstüne - üstüne,
   Tükür yüzüne celladın,
   Fırsatçının, fesatçının, hayının...
   Dayan kitap ile
   Dayan iş ile.
   Tırnak ile, diş ile,
   Umut ile, sevda ile, düş ile
   Dayan rüsva etme beni.

   Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
   Namuslu, genç ellerinle.
   Kızlarım,
   Oğullarım var gelecekte,
   Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
   Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
   Gözlerinden,
   Gözlerinden öperim,
   Bir umudum sende,
   Anlıyor musun ?
   Seni,  anlatabilmek seni   
         
                                                                  Ahmed ARİF

Çevrimdışı özisa

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 02 Ara 2013 20:47:06
ÖLÜMDEN SONRA

Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak..

Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bize arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz,
Ha olmuş ha olmamış penceremiz;
Akarsuda aksimizden eser yok.
       Cahit Sıtkı TARANCI

Çevrimdışı tefoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
# 02 Ara 2013 21:48:27
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.


Yahya Kemal Beyatlı / Rindlerin Akşamı

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.274
  • 230.711
  • 29.274
  • 230.711
# 02 Ara 2013 22:00:52
Alışamadım

Sen geçtin yine ben sınıfta kaldım;
Bir türlü yanına ulşamadım.
Sevda sınavından teşekkür aldım;
İhanet dersine çalışamadım...

Gözlerim kapansa uykusuzluktan,
Korkarım hocama saygısızlıktan,
Bir örnek istedi duygusuzluktan;
Seni diyecektim konuşamadım...

Vefasız olmayı bilmedim diye,
Adını kalbimden silmedim diye,
Okuldan atıldım gülmedim diye;
Tebessüm etmeye alışamadım...
 
Cemal SAFİ

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 03 Ara 2013 09:56:32
'Titreyen bir mum alevinde
Nasıl hayalini izliyorsam
Öylece seninim '...

Yaktığım bütün şiirlerimin
Küllerinde sen varsın
Yapayalnız düşlerimde
Sureti belirsiz bir adın...

Türküler sussa rüzgar anlatsa
Varlığınla durulan benliğim
Hep senindi nasıl olsa...

Perişanım;
Uykusuz dizelerimin faili sensin;
Ve sesin
Beni sarıp sarmalayan
Kanatan ömrümün manşetlerini...

Sıcak nefesin;
Yitip gitsede nefesimden
Bir acı feryad
Bir yaralı gül isterim...

İsterim ki nisanlar;
Yağmurları hatırlatsın
İsterim ki bütün lisanlar
Adına aşk desin acı desin
Yolum sana çıksın
Günüm sen olasın...

Şarkıya hüznü geceme yüzünü döken
İstenmişliğin olsa bile
Ben seni bende değilken de sevdim

Can YÜCEL

Çevrimdışı guraykaragoz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.567
  • 12.016
  • 1.567
  • 12.016
# 03 Ara 2013 14:51:36
 KARANFİL SOKAĞI  

   Tekmil ufuklar kışladı
   Dört yön,onaltı rüzgar
    Ve yedi iklim beş kıta
    Kar altındadır.

    Kavuşmak ilmindeyiz bütün fasıllar
    Ray, asfalt, şose, makadam
    Benim sarp yolum, patikam
    Toros, Anti-toros ve asi Fırat
    Tütün, pamuk, buğday ovaları,çeltikler          
    Vatanım boylu boyunca
    Kar altındadır.

    Döğüşenler de var bu havalarda
    El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem
    Ümit, öfkeli ve mahzun
    Ümit, sapına kadar namuslu
    Dağlara çekilmiş
   Kar altındadır.

    Şarkılar bilirim çığ tutmuş
   Resimler, heykeller, destanlar
    Usta ellerin yapısı
   Kolsuz,yarı çıplak Venüs
    Trans-nonain sokağı
   Garcia Lorca'nın mezarı,
    Ve gözbebekleri Pierre Curie'nin
    Kar altındadır.

    Duvarları katı sabır taşından
    Kar altındadır varoşlar,
    Hasretim nazlıdır Ankara.
    Dumanlı havayı kurt sevsin
    Asfalttan yürüsün Aralık,
    Sevmem, netameli aydır.
    Bir başka ama bilemem
    Bir kaçıncı bahara kalmıştır vuslat
    Kalbim, bu zulümlü sevda,
    Kar altındadır.

    Gecekondularda hava bulanık puslu
    Altındağ gökleri kümülüslü
    Ekmeğe, aşka ve ömre
    Küfeleriyle hükmeden
    Ciğerleri küçük, elleri büyük
    Nefesleri yetmez avuçlarına
    -İlkokul çağında hepsi-
   Kenar çocukları
   Kar altındadır.

    Hatıp Çay'ın öte yüzü ılıman
    Bulvarlar çakırkeyf Yenişehir'de
    Karanfil Sokağında gün açmış
   Hikmetinden sual olunmaz değil
    "mucip sebebin" bilirim
    Ve "kafi delil" ortada...

    Karanfil sokağında bir camlı bahçe
    Camlı bahçe içre bir çini saksı
   Bir dal süzülür mavide
    Al - al bir yangın şarkısı,
    Bakmayın saksıda boy verdiğine
    Kökü Altındağ'da, İncesu'dadır.

  
                             Ahmed ARİF

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 Ara 2013 18:38:51
...................

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.274
  • 230.711
  • 29.274
  • 230.711
# 03 Ara 2013 18:43:32
Bu günlerde herkes gitmek istiyor

Bu günlerde herkes gitmek istiyor
Küçük bir sahil kasabasına
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara…
Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey…
Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Öyle “yanına almak istediği üç şey” falan yok.
Bir kendisi
Bu yeter zaten.
Herşeyi, herkesi götürdün demektir..
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor.
Hani kendimizden razıyız diyelim, öteki de olmuyor.
Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.
Böyle gidiyoruz işte.
Bir yanımız “kalk gidelim”,
Öbür yanımız “otur” diyor.
“Otur” diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira…
İş, Güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
Güvende olma duygusu…
En kötüsü alışkanlık
Alışkanlığın verdiği rahatlık,
Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz…
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.
Evlenmeler…
Bir çocuk daha doğurmalar..
Borçlara girmeler…
İşi büyütmeler…
Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
Misal ben…
Kapıdaki Rex’i bırakıp gidemiyorum.
Değil bu şehirden gitmek,
İki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki…
Bütün sokağım köpeğim olduğunun farkında
Herkes onu, o herkesi seviyor.
Hangi birimizle gitsin?
“Sırtında yumurta küfesi olmak” diye bir deyim vardir;
Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin
Kendi imalatımız küfeler.
Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım.
Basit ufak kaçışlar yapabilsek.
Var tabi yapanlar, ama az
Sadece kaymak tabakası
Hepimiz kaçabilsek…
Bütçe, zaman, keyif… Denk olsa.
Gün içinde mesela…
Küçücük gitmeler yapabilsek.
Ne mümkün
Sabah 9, akşam 18
Sonra başka mecburiyetler
Sıkışıp kaldık.
Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
Bu kadar ağır olmamalı.
Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
Bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
Ne saçma…
Bahar mıdır bizi bu hale getiren?
Galiba.
Ben her bahar aşık olmam ama
Her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç.
Ama olsun… istemek de güzel.

Can Yücel

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 03 Ara 2013 20:39:23
HERKES VE BİRKAÇ KİŞİ / MURATHAN MUNGAN

Yağmur herkese yağar
Güneş ısıtır herkesi
Mevsimler herkes içindir
Yalnız çığ altında kalan
Sele kapılan her zaman birkaç kişi

Herkes içindir aşk da ayrılık da
Yalnızca birkaç kişi ölür acıdan
Eskiden ölümle tartılırdı ayrılık
Kiminin hayatı yalnızca unutkanlıktan

Her şey, herkes İçin değildir oysa
Kimi hiçbirşey öğrenmez karanlıktan
Yalnızlığı kullanmayı bilmez kimi
Kimi ayrılamaz karanlıktan

Yağmur herkese yağar
Ama çok az insan tutar yağmurun ellerini
Onca şarkı onca film onca roman
Ama sevmeye yetmez herkesin kalbi

Çığ altında kalan sele kapılan
Aşktan ve acıdan ölen
Birkaç kişi dünyayı başka bir yer yapmaya yeter
Aslında onların hikayesidir anlatılan
Diğerleri dinler, seyreder, geçer gider
Geçer Gider herkes
Hikayelerdir geriye kalan.

Murathan Mungan

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK