Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 16 Tem 2011 17:21:16
Şehitlere Ağıt

Cepheye koştum, geriye bakmadan
Vatanıma, gençliğime doymadan
Mezardayım yıkanmadan, tabuta konmadan
Ağıtları bırak, mezarıma öyle gel
Gözyaşlarını sil, bir demet gül alda gel
Ey Türk halkı, asil milletim!
Bastığın yerde kanım var benim
Emanettir sana yetimim
Düşman zulmünü hatırla, aklına koy da gel
Mezarlarını kaz da yanıma sonra gel
Milletim! Unutma sözlerim vasiyet olsun
Vatan size emanet, durağınız cennet olsun!
İhanet edenler ALLAH’TAN bulsun
Yurdun dört bir yanından yağız yiğit alda gel
Düşmanları karşıla, denizlere dök de gel
Hainler, her zaman kurarlar pusu
Burnumda tütüyor şahadet kokusu
Türkün yoktur dünyada korkusu
Beyaz kefenini giy, hazırlan uçta gel
Şehitlik için sıraya gir ki, cennete koş ta gel
Askerler sıraya girer dörder, beşer
Önüne ne çıkarsa Mehmetçik ezer
Oku! Tarih böyle yazar, çizer
Şehitler ölmez dimağlara yazda gel
Zaferlere inan ki davayı kazanda gel
Cepheden bir adım atmaz geri
İnanmıştır Türk’ün askeri-Haydi ileri!
Bayrama çevirelim yine bu seferi
Zaferin kutlu olsun! Fatihin son askeri
Cepheden cepheye omuz omuza savaşta gel
Yepyeni zaferler kazan da yazda gel

(1994/Çanakkale)
 
Mustafa Kemal Bal

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.321
  • 4.164
  • 47.321
# 16 Tem 2011 20:11:35
AĞIT
Dün gece seyrimde gördüm cerenim.
Kızlar ne kadar çok seviyorlarmış ki seni
Mosmor olmuş gülyazısı bedenin

mormor olmuş gülyazısı bedenin
Düşmüş sanki erguvanlar içinde
En genç burcu yıldızdan bir kalenin
En enç burcu yıldızdan bir kalenin
Uçmuş sanki uçsuz bir uçuruma
Gökyüzünün çakır gözlerinden

Gökyüzünün çakır gözlerinden
 Düşmüş bir damla, bir deniz feneri
Işınlarıyla şile bezlerinin
Güdüyor çobansız kalmış tekneleri
                                   CAN YÜCEL

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 16 Tem 2011 21:26:01
Bir Anka Kuşu
      
      
Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi,
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi!
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular,
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi.
Üşüştü birer birer çakallar üzerime,
Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime.
Anne, beni leş gibi yiyip talan ettiler,
Teşhis edilmek için savurdular önüne.
"Yeryüzündeki acıların
Hepsini, hepsini tattım!"
Heder oldum, ekmeğime tütün kattım!
Beni milyon kere yaktılar üstüste.
Bir Anka kuşu gibi anne,
Kendimi külümden yarattım.
Geceler tanıır beni; konarım göçerim ben.
Geceler tanır beni; kan damlar içerim ben.
Anne, sen beni unut. Karanlığın bağrında
Kırmızılar ekerim, siyahlar biçerim ben.
Suçüstü yakalandım bölüşürken kalbimi,
Suçüstü, kelepçeyle yardılar bileğimi.
Anne, ben diyar diyar umudun savaşçısı,
Bir tutam sevgi için dağladım gözlerimi.
Prometheus'tum, çiviyle çakılırken taşlara
Ciğerimi kartallara yedirdim.
Spartakus'tüm, köleliğin çığlığında.
Aslanlara yem oldum, tükendim.
Kör kuyuların dibinde Yusuf'tum,
Kerbela çölünde Hüseyin.
Zindanlarda Cem Sultan, sehpada Pir Sultan.
Kaçıncı ölmem, kaçıncı dirilmem bu?
"Tanrılardan ateş çaldım,"
Yüzyıllarca tutuştum, üstüste yandım.
Bir Anka kuşu gibi anne,
Kendimi külümden yarattım.
 
 

Yusuf Hayaloğlu   

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.557
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.557
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 16 Tem 2011 21:36:03

GİZLİ SEVDA

Hani bir sevgilin vardı
Yedi sekiz sene önce,
Dün yolda rastladım
Sevindi beni görünce.

Sokakta ayaküstü
Konuştuk ordan burdan,
Evlenmiş, çocukları olmuş
Bir kız, bir oğlan.

Seni sordu
Hiç değişmedi, dedim,
Bildiğin gibi...
Anlıyordu.

Mesutmuş, kocasını seviyormuş,
Kendilerininmiş evleri..
Bir suçlu gibi ezik,
Sana selâm söyledi.

Behçet NECATİGİL



Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Tem 2011 23:36:31
Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine

II

Gelin gülle başlayalım atalara uyarak
Baharı koklayarak girelim kelimeler ülkesine
Bir anda yükselen bir bülbül sesi
-Erken erken karlar ortasında
Güneş dönmüş ışık saçan bir yumurta-
Bana geri getirir eski günleri
...Paslanmış demir bir kapı açılır
Küf tutmuş kilitler gıcırdarken
Ta karanlıklar içinde birden
Bir türkü gibi yükselirsin sen
Fısıldarım sana yıllarca içimde biriken
Söyleyemediğim ateşten kelimeleri
Şuuraltım patlamış bir bomba gibi
Saçar ortalığa zamanın
Ağaran saçın toz toprağını
Bana ne Paris'ten
Newyork'tan Londra'dan
Moskova'dan Pekin'den
Senin yanında
Bütün türedi uygarlıklar umurumda mı
Sen bir uygarlık oldun bir ömür boyu
Geceme gündüzüme
Gözlerin
Lale Devrinden bir pencere
Ellerin
Baki'den Nefi'den Şeyh Galib'den
Kucağıma dökülen
Altın leylak

III

Ölüler gelmiş çitlembikler sarmaşıklarla
Tırmanmışlar surlarıma burçlarıma
Kimi ırmaklardan yansıma
Kimi kayalardan kırpılma
Kimi öteki dünyadan bir çarpılma
İçi ölümle dolu
Dönen bir huni
Doğarken güneş
Kesilmiş ölü yüzlerden
Bir mozayik minyatürlerden
Dokunur tenimize
Soğuk bir azrail ürpertisiyle ay
Ve birden senin sesin gelir dört yandan
Menekşe kokulu sütunlardan
Komşu dağlardaki nergislerden leylaklardan
Gözlerine ait belgeler sunulur
Ey aşkın kutlu kitabı
Uçarı hayallere yataklık eden
Peri bacalarının yasağı
Gönlümün celladı acı mezmur
Bana bıraktığın yazıt bu mudur
Ölüm geldi bana düğün armağanın gibi
Senden bir gök
Senden yıldızlar ördüler
Ateş böcekleri
O gece dört yanıma
Ey bitmeyen kalbimin samanyolu destanı
Sen bir anne gibi tuttun ufukları
Ve çocuklar gülle anne arasında
Seninle güller arasında
Tuhaf bir ışık bulup eridiler
Çocuklar dağ hücrelerinde erdiler
Aramızdaki sırra
Bir de ay ışığında büyüyen fısıltılar
Gençlik monologları
Seni alıp kaybolmuş zamanın çağıltısından
Bana getiren
Yasamız vardı
Öfkeyle yazardın sen bir yüzüne
Ölür ölür okurdum öbür yüzünde ben

IV

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Yıllar geçti saban olumsuz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca'da Emirgan'da
Kandilli'nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
 
Sezai Karakoç
 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Tem 2011 23:37:42
Sevgi

1.

Ah benim sevgim çiçek örneği
Çarpılmışların kinini yeniler
Beni alnımdan vurmak ister
Saraların iftiraların gençliği

Bilirim geçmektir sevgi
Ölümün en yumuşak en ayarlı yerinden
Çünkü çocuklar geçer
Ölümün en yumuşak en ayarlı yerinden

Zarif vakitlerin seçkin kadınları
Hazırlardı kızlıklarında (doğum)ları
Kaçmakla kurtulamadıkları
Arada uyguladıkları

2.

Çölden farklı olmayan bu korku
Çocukların bu korkudan olur neşeleri
Siyah sepete baktıkça her biri
Sıcak hoşluğunu anlarlar ölmenin

O gün gün ışığından mahrum
Mahrum bırakılmış genç kızlar
Anneleriyle parka çıkarlar
Anneleriyle anneleriyle anneleriyle
 
Sezai Karakoç
 

Çevrimdışı melike 82

  • Uzman Üye
  • *****
  • 567
  • 1.641
  • 567
  • 1.641
# 16 Tem 2011 23:46:15
Mehmetim Şehit Oluyor

Kahpeler kahpece vuruyor Mehmet şehit oluyor,
Mehmedim şehit oluyorda Hâkka doğru yürüyor,
Mehmedimi şehit edenler, Cehennemi boyluyor,
Kahpeler kahpece vuruyor Mehmet şehit oluyor.


Şehit Mehmedimin son sözü Allah Allah oluyor,
Elinde solmuş bir fotoğraf yüzü gül gibi soluyor,
Ey kahpeler, bu şeni dünya sizlere de kalmıyor,
Kahpeler kahpece vuruyor Mehmet şehit oluyor.


Mehmedim şehit oluyor, Cenneti görüp gülüyor,
Şehit olacağın önceden bilip, mektuplar yazıyor,
Bu analar Vatanı için, ne Mehmetler doğuruyor,
Kahpeler kahpece vuruyor Mehmet şehit oluyor

Çevrimdışı sayin19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.555
  • 6.715
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.555
  • 6.715
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Tem 2011 23:53:54
Vatan sağolsun

Bugün tek yürek olduk yanıyoruz
Şehit mehmetciklerimize ağlıyoruz
Kalbimizde vatan aşkı çağlıyoruz
Duyun sesimizi sizden korkmuyoruz
Vatan sağ olsun diye haykırıyoruz

şehitlerimizi uğurlarız cennete
Hazırız her birimiz vatan için ölmeye
Bayrağımızı dokundurmayız hain ellere
Birimiz gider binimiz gelir kükreye kükreye
Vatan sağ olsun deriz son nefesimizde

Aksada gözlerimizden kanlı yaşlar
Toprağımıza helal olsun giden canlar
Bilsinler ki tükenmez vatanımızda aslanlar
Sen rahat uyu şehidim hesabını bir bir soracaklar
Vatan sağolsun analar daha nice er yollayacaklar

Meryem İşler

Çevrimdışı cancancan111

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.599
  • 19.346
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.599
  • 19.346
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 17 Tem 2011 00:48:47
   
TUT BENİ USTAM...

Ustam!
Aklım firarda...
Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde ay kesiği bir yara,
Düşüm kırık dökük,
Umudumun boynu bükük,
Bir öksüzün omuzlarında sukut.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Tut ki; kancık pusulara düşmesin.
Bir hain kurşunu gelip deşmesin...

Ustam,
Ne zaman o senin bildiğin zaman,
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden,
Halı aaagahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden.

Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
Hasret tanır,
Zulüm tanır,
Ölüm tanır,
Yüzüm yüzümden utanır.

Yorgunum ustam;
Ne katıksız somun isterim senden,
Ne bir tas su,
Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
Var gücünle asıl sükunetime,
Çığlığım kopsun,
Uzat ellerini güneşe dokun,
Uyandır uykusundan,
Tut yüreğimden ustam tut,
Tut beni, sür güne...

Çevrimdışı muhars

  • Uzman Üye
  • *****
  • 531
  • 3.605
  • 531
  • 3.605
# 17 Tem 2011 02:32:05
    GÖNLÜM

Benim gönlüm bir kelebek
Dolasiyor çiçek çiçek.
Tükenecek ömrü böyle
Çirpinarak, titreyerek
 
Ne serefli bir adi var,
Ne bir büyük maksadi var.
Hergün biraz zedelenen
Iki ipek kanadi var

Sabirlidir, gözü toktur,
Zavallinin derdi çoktur.
Yorulunca konacagi
Bir yuvasi bile yoktur.

Hersey ona karşı durur:
Güneş yakar, kış dondurur.
Bazı tutar kanadından
Bir fırtına yere vurur.
 
Benim gönlüm bir kelebek
Dolaşıyor titreyerek.
Zavallının bir baharlık
Ömrü böyle tükenecek!

Orhan Seyfi Orhon

Çevrimdışı muhars

  • Uzman Üye
  • *****
  • 531
  • 3.605
  • 531
  • 3.605
# 17 Tem 2011 02:35:49
"Kulak Ver Sözüme Dinle Vatandaş"

Kulak ver sözüme dinle vatandaş
Uyma laklak edip gülüşenlere
Meşgul eder seni işinden eyler
Karışırsın tembel perişanlara

Adım at ileri geriye bakma
Bir sağlam iş tut da elinden bırakma
Saçmasapan sözler hep delip takma
Allah'ın yardımı hep çalışanlara

İleriyi gören geriye bakmaz
İnsanlık yolundan dışarı çıkmaz
Allah cömert amma ekmek bırakmaz
Oturup geçmişi konuşanlara

Maziye karışmış yıllar da ay da
Geçmişi konuşmak getirmez fayda
Gören göze ibret vardır her şeyde
Seyret gökyüzünde yarışanlara

Veysel der kafanı nafile yorma
Dünya fani değil çöküp oturma
Adım at ileri avara durma
Yoldaş ol refaha kavuşanlara

                  Aşık VEYSEL

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.557
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.557
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 17 Tem 2011 02:45:07
YALNIZLIK

Yalnızlık bir yağmura benzer,
Yükselir akşamlara denizlerden
Uzak, ıssız ovalardan eser,
Ağar gider göklere, her zaman göklerdedir
Ve kentin üstüne göklerden düşer.

Erselik saatlerde yağar yere
Yüzlerini sabaha döndürünce sokaklar,
Umduğunu bulamamış, üzgün yaslı
Ayrılınca birbirinden gövdeler;
Ve insanlar karşılıklı nefretler içinde
Yatarken aynı yatakta yan yana:

Akar, akar yalnızlık ırmaklarca.



Rainer Maria RİLKE


Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 17 Tem 2011 13:14:59
     DOSTLUĞUN  BU KADARMIŞ 

Gül sandım ,attığın taş imiş yokluğuma.
Hani dosttun, mezara kadardı dostluğun.
Yanarım yanarım da, nü çocukluğuma.
Yaprağın düşüşünde kızardı dostluğun.

Zahir bunda da var bir mana anlamadık.
Ederin bu, yakarsın kına anlamadık.
Daha dostum deme sakın a, anlamadık.
Veresiye kurulmuş pazardı dostluğun.

Ev benim evim, kol kırıldı yen içinde.
Sıvası dökülse, bilirim sen içinde.
Biz ki, ne güller kokladık diken içinde.
Vakitsiz ,bir buselik nazardı dostluğun.

Buyur senin olsun şiiri marifet,yaz...
Bu diyarlar bahar sanmıştık şimdi ayaz.
Bak neler yumurtlamış munzır kaz...
(Oysa )yüreğimin narına sızardı dostluğun.

Küsmedim ,darılmadım kırıldım belki de.
En hassas yerimden ya, vuruldum belki de.
Yazmıyorum sanane, yoruldum belki de.
Her kelimede adın yazardı dostluğun

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 17 Tem 2011 13:17:30
 BU KADAR VEFASIZ OLMAMALIYDI DOSTLUKLAR

Bu kadar kolay olmamalıydı unutmak
Gözyaşlarımızla bile büyütmeliydik sevgimizi
Batan bir geminin enkazı olmamalıydık
Dalğalara kürek çekip yürütmeliydik sevgimizi

Bu kadar vefasız olmamalıydı dostluklar
Yılları bir kalemde silmemeliydik
Hep aynı kapıya çıkarken yollarımız
Beraber ağlamışken ayrı gülmemeliydik

Bu kadar basit olmamalıydı kardeşlik
Canımızı yangınlara vermemeliydik
Bir yürekte canısı diye atarken
Ayrı şehirlerde ölmemeliydik

Bu kadar isyankar olmamalıydı yeminler
Onları yalan mezarlıgına gömmemeliydik
Yağmurların altında büyütmüştük ateşleri
Rüzğarların yeliyle sönmemeliydik

Bu kadar ucuz olmamalıydı canımız
Kadere ödün vermemeliydik
Kaynarken fıkırfıkır kanımız
Dondurup buz dağı etmemeliydik

Bu kadar kısa ömürlü olmamalıydı aşk
Onu kalbimizden silmemeliydik
Uçurum kenarlarında yeşertmişken
Ayrılık trenine bindirmemeliydik.

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Tem 2011 13:22:48
   SİZİN İÇİN
Sizin için, insan kardeşlerim,
Her şey sizin için;
Gece de sizin için, gündüz de;
Gündüz gün ışığı, gece ay ışığı;
Ay ışığında yapraklar;
Yapraklarda merak;
Yapraklarda akıl;
Gün ışığında binbir yeşil;
Sarılar da sizin için, pembeler de;
Tenin avuca değişi,
Sıcaklığı,
Yumuşaklığı;
Yatıştaki rahatlık;
Merhabalar sizin için;
Sizin için limanda sallanan direkler;
Günlerin isimleri,
Ayların isimleri,
Kayıkların boyaları sizin için;
Sizin için postacının ayağı,
Testicinin eli;
Alınlardan akan ter,
Cephelerde harcanan kurşun;
Sizin icin mezarlar, mezar taşları,
Hapishaneler, kelepçeler, idam cezaları;
Sizin için;
Her şey sizin için.

ORHAN VELİ KANIK

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK