Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 02 Kas 2011 14:54:06

Eskiden

Çember çevrilir,
Su musluktan içilir,
Ağaçlara tırmanılırdı.
Bebekler bezden,
Silahlar tahtadan,
Resimler kömür karasından yapılırdı.
Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin
İsimleri konulur,
Saatli maarif okunurdu.

Komşuda pişen
Bize…
Bizde pişen komşuya düşerdi.
Geceler ayaz,
Sokaklar karanlık,
Yıldızlar parlak olurdu.

Turşu, salça, mantı
Evde yapılır,
Karpuz kuyuda soğutulurdu.
Erik ağacının çiçeği,
Pencere camımıza yaslanır,
Güz yaprakları bahçemize düşerdi.

Kardan adam yapılır,
Evlerde soba yakılır,
Kış gecelerinde masal anlatılırdı.

Merdiven çıkılır,
Aidat ödenmez,
Yönetici seçilmezdi.
Evler badanalı,
Sokaklar lambasız,
Mahalleler bekçili olurdu.

Ajans radyodan dinlenir,
Çizgi roman okunur,
Defterlere kenar süsü yapılırdı.
Hayat,
Arkası yarın gibiydi,
Kesintisizdi.

Her gün yaşanacak bir şey vardı.
Herkes kendi düşünü kurar,
Kendi hayatını oynardı.

Şimdi,
Herkes
Yoğun,
Yorgun
Ve
Tek başına…

                             Can Dündar

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Kas 2011 21:42:35
HANİ KURŞUN SIKSAN GEÇMEZ GECEDEN
Yiğit harmanları, yığınaklar,
Kurulmuş çetin dağlarında vatanların.
Dize getirilmiş haydutlar,
Hayınlar, amana gelmiş,
Yetim hakkı sorulmuş.
Hesap görülmüş.
Demdir bu ...
Demdir,
Derya dibinde yangınlar,
Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs ...
Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
Çelik kadavrası korugan'ların.
Olunmuş, canım, olunmuş,
Murad alınmış ...
Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
Susmak ve beklemek, müthiş
Genciz, namlu gibi,
Ve çatal yürek,
Barışa, bayrama hasret
Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
Otuziki dişimizle gülmeğe,
Doyasıya sevişmeğe, yemeğe ...
Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz biliriz kederi.
İçim, bir suskunsa telkin mi ola?
O malta bıçağı, kinsiz, uyanık,
Ve genç bir mısradır
Filinta endam...
Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
Kınanmak, yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep ...
Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
Anlatamam, nasıl ıssız, karanlık ...
Ve zehir-zıkkım cigaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık
Ahmet Arif

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 02 Kas 2011 22:40:43
 
      h.n.a.

TÜRK GENÇLİĞİNE

Adalar Denizinden Altayların daha ötesine kadar bütün Türk gençliğine....

Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
Sen bütün varlığına yurdumuzun malısın.
Sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et;
Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.

Iztırap çek, inleme... Ses çıkarmadan aşın.
Bir damlacık aksa da, bir acizdir göz yaşın;
Yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın
Tek başına dileğe doğru at salmalısın.

Ezilmekten çekinme... Gerilmekten sakın!
İradenle olmalı bütün uzaklar yakın,
Dolu dizgin yaparken ülküne doğru akın
Ateşe atılmalı, denize dalmalısın.

Ölümlerden sakınma, meyus olmaktan utan!
Bir kere düşün nedir seni dünyada tutan?
Mefkuresinden başka her varlığı unutan
Kahramanlar gibi sen, ebedi kalmalısın...

Sen ne elde ve dilde gezen billur bir sağrak,
Ne de sıska bir göğüse takılan bir çiçeksin;
Senin de bu dünyada nasibin var: Savaşmak!..
Kayalarla güreşip dağlarda öleceksin.

Yoldaşlık ederekten gökte güneşle, ayla
Aşarsın tepe, ırmak; yürürsün ova, yayla...
Hayata ne biçimde geldinse bir borayla
Daha sert bir kasırga içinde biteceksin.

Kızıl Elma uğrunda kılıç çekince kından
Bahtiyarlık denen şey artık geçmez yakından;
Mesut olup gülmeyi sök, çıkar hatırından.
Belki öldükten sonra bir parça güleceksin.

Yüz paralık kursunla gider “Hayat” dediğin;
“Tanrı Yolu” uzaktır; erken kalk, sıkı giyin.
Yazık, bütün ömrünce o kadar özlediğin
Güzel Kızıl Elma’na varmadan öleceksin.

Belki bir gün çöllerde kaybedersin eşini,
Belki bir gün ağlarsın kaçtı diye karına.
Işıksız kulübende boranın esişini
Dinleyerek çıkarsın bir ümitsiz yarına.

Gün olur ki mertliğin uğrar kahpe bir hınca;
Namert bir el arkandan seni vurur kadınca;
Bir gün sabrın tükenir... Silahını kapınca
Haykırarak çıkarsın yurdunun dağlarına...

Hayatin kamçısıyla sızar derinden kanlar,
Senin büyük derdinden başkaları ne anlar?
Vicdanını Paris`e, Moskova`ya satanlar,
Küfür diye bakarlar senin dualarına.

Hey arkadaş! Bu yolda ben de coşkun bir selim,
Beraberiz seninle, işte elinde elim.
Seninle bu hayatin gel beraber gülelim
Ölümüne, gamına, tipisine, karına...

Atandan kalmış olan kılıcı iyi bile,
Onu bütün gücünle vuracaksın çağında.
Savaş..... Bunun tadını ey Türk sen bulamazsın,
Ne sevgili yanında, ne baba ocağında.

Savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara;
Kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara...
Kazanmanın sırrını bilmiyorsan git, ara
“Çanakkale” ufkunda, “Sakarya” toprağında.

Siyasette muhabbet... Hepsi yalan palavra...
Doğru sözü “Kül Tegin” kitabesinde ara...
Lenin’den bahsederse karşında bir maskara
Bir tebessüm belirsin sadece dudağında.

Yatağında ölmeyi hatırından sök, çıkar!
Döşeğin kara toprak, yorganındır belki kar...
Sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar?
Ruhlarımız buluşur elbet Tanrıdağı`nda...

Mukadderat isterse seni yoldan çevirsin,
Sen hele bu yollarda yıpranarak aşın da,
Varsın bütün ömrünce bir an nasip olmasın
Yorgunluğunu gidermek serin bir su başında.

Bir gülüşten ne çıkar, ne çıkar ağlamaktan?
Kullar kancıklık eder, bela bulursun Hak’tan.
Gün olur ki bir yudum su ararsın bataktan,
Gün olur ki bir tutam tuz bulunmaz aşında.

Bir çığ gibi yürürsün bir lahza durmaksızın,
Bir ilahi kaynaktan geliyor çünkü hızın.
Duygular ölmüştür... Tapınılan bir kızın
Bir füsun bulamazsın gözlerinde, kaşında.

Iztırabı kanına katta göz kırpmadan iç!
Varsın gülsün ardından, ne çıkar, bir iki p...
Bu varlık dünyasında yalnız senin hiç mi hiç
Bir şeyin olmayacak... Hatta mezar taşın da...

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 03 Kas 2011 12:58:53
ARAZ
 
"Yalnızım çünkü sen varsın"
 
"gel" desen gelirdim
 gittiğin uzakta bendim
 dağ gibi bir ihanetten düştüm
 bu kendime son gelişim
 
ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime
 kendimi suçüstü yakalıyorum
 ve kentsizliğimin isimsizliğini
 Araz´a uyak düşüyorum
 gözlerime senden düşler sürüyorum
 ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor
 bana en büyük tehdit yine ben oluyorum
 sonra bir durağa yaslanıyorum
 sonra bir kente
 ve sen gidiyorsun
 ben kanıyorum
 diyorlar ki "kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun"
 oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun
 
yorgun Haliç´e biraz inat
 biraz ihanet bırakıyorum
 ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum
 aklıma düşüyorsun
 düşüyorum
 düşünce
 üşüyorum
 azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum
 ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum
 yalanlarımla bir hiçlikteyim
 beni içinden kaç
 
bu kentte her yağmur kendini ağlar
 aklıma düşsen yalnızlık oluyorum
 ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir
 nerde kimi üşüyorsun
 artık kendini yakan bir ateşim
 kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz
 şimdi boş duraklara yaslanıyorum
 boş kentlere
 oysa "gel" desen gelecektim
 
gün düşlerime dönüşlerimde
 bakışın içiyor beni gözlerimden
 gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara
 uzaklığına uzanıyorum
 sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden
 ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan
 yıkılıyorum şarkılara
 "kimseler biliyor"
 yalnızlık dostumdu
 şimdi korkum oluyor
 oysa "gel" desen gelecektim
 
artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor
 güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik
 göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan
 kendimi yitirdikçe sana gidiyorum
 göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum
 düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum
 uysal yalnızlıklar satın alıyorum
 gülüşümle ödeyerek
 ve içimde yalancı bir katil taşıyorum
 yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma
 cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben
 kirli sözlerimi temize çekme
 oysa "gel" desen gelecektim
 
gözlerim ihanete ihbar taşıyor
 kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına
 sözü namluna sürmelisin şimdi
 en yaralı yanımdan vurmalısın beni
 çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır
 
avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum
 ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam
 susuşuna kan döküyor gözlerim
 sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun
 oysa bilmelisin Araz´ım
 kimsenin içi görünmez
 ve hiç bulamadıklarını
 asla yitiremezsin
 bak şimdi aramızda sessiz kalıyor
 söylenecek bütün sözler
 
her sabah akşam oluyorsun
 alnından ellerine damlıyorsun
 yüzündeki yağmurla iniyorsun kente
 içine dert oluyorsun kentin
 dışına yağmur
 yüreğinde dağılıyor kristal şehirler
 duvarların kan öksürüyor
 ve sen
 başkalarının gözlerini
 yüzümde aramamayı öğreniyorsun
 beni bir durağa yaslıyorsun
 beni bir kente
 gidiyorsun
 oysa "gel" desen gelecektim
 
susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın
 en susmakta neydi öyle
 sen en dinlerken
 biliyorum Araz´ım
 insan kendini bulmamalı, hep aramalı
 gittiğin yerden başlıyorum öyleyse
 gece cinnetlerimi de alıp yanıma
 
denize bakmayı bilmeyenler
 bir gün mutlaka boğulur
 işte bundandır gözlerinden kaçışlarım
 
siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı
 
ben şimdi gurbetim
 içimde taşıyorum
 heba olsa da senlerce yılım
 oysa "gel" desen gelecektim
 
ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep
 ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden
 şairler ölüdür derler
 inanmıyorum
 

en karanlık ceketimi giyiyordum
 ışığa kördüm çünkü
 şimdi ise güneşe ilerliyorum
 dirilmek için
 
kimliği paslanıyor eski bir anarşistin
 gecenin kör gözünden utanıyorum
 hadi bana en militan kelimelerle saldır
 batır içime cümlelerini
 beyhude bir dehşet bırak
 hak ediyorum
 
gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime
 can kaybından ölüyorum
 cenazemde namaz kılacağım
 zan altındayım
 yalanıma inanıyorum
 
yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan
 kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin
 kinim kendime
 susuşum sana
 küsüşüm tüm dünyaya
 
üstü kalsın ihanetimin
 "gel" desen gelecektim
 
yine bir tren geçiyor içimden
 sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı
 saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor
 görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum
 hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede
 sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan
 süsle beni ey aşk
 geçtiğin yerleri öpüyorum
 
yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum
 dişlerindeki nikotin tadı terkimde
 sirenler ve ateş hatları içip
 sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden
 ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla
 yasadışıyım
 tutukla beni gözlerimden
 
kalemim bitti yitirdi şiirini şuur
 öldü kanımdaki mürekkep balığı
 solumdaki sise intihar etti intiharlar
 bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek
 yaşamak için geç bir zaman
 ölmek için ise erken
 
çok davullu bir senfoni sürçüyor
 dikiş tutmaz ayrılığımda
 kirpiğinden yapılma bir darağacına
 geceyi asıyorum
 yoksun
 bu yağmurlar ıslatmıyor beni
 bir durağa yaslanıyorum sensiz
 gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum
 "gel" desen gelecektim oysa
 
kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor
 şimdi herkes biraz sen biraz acı
 göğsümde bir vagon
 gizli sözler batıyor
 fırtınalar çıkıyor üstüme
 
şakağımda
 intihar acemisi bir şairin
 delilik provaları
 arkandan uluyan kapılardan
 söküyorum kokunu
 yokluğunu kokluyorum
 yokluğunu yokluyorum
 
çöz gözlerimi senden hadi
 ücranda yak bakışımı
 gözlerine bekçi sevdam
 dünden ve senden kalmayım
 
içine her düşen
 kendi keşfi sanıyor seni
 oysa sen
 melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin
 ve kendini acıtmak istiyorsun
 ama güller kendine batamaz
 bilmiyor musun
 "gel" mi diyorsun
 
herkes kendi gördüğüne bakar
 peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz
 kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu
 hadi en kanadığımız yerden susalım
 "gel" desen gelirdim
 "git" dedin ve gittin
 
Aşka...
 Rüzgara...
 Ayrılığa...
 Zamana...
 
eyvallah..

kahraman tazeoğlu

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 03 Kas 2011 15:23:28
                  GELSENE...

Nerdesin güzelim, nerdesin?
Muhtacım şimdi sana, gelsene.
Hayallerimden bile uzak yerdesin.
Muhtacım şimdi sana, gelsene.

Bazen uzaklara dalar giderim.
Sensizliğime hüzünlenir,
Senli, mutlu, günleri hayal ederim.
Muhtacım şimdi sana, gelsene.

Her yaktığım sigaranın dumanında, sen.
Ne kadar özledim seni bir bilebilsen.
Dünya gözümde yok, yeter ki dön sen.
Muhtacım şimdi sana, gelsene.

Sanki çiçeklere kokuların sinmiş.
Sanki güzelliklerin hepsi seninmiş.
Tüm duygularımı hasret bitirmiş.
Muhtacım şimdi sana, gelsene.

Duygularım coştu, aktı, duruldu.
Sensiz kanadım, kolum kırıldı.
Seni özlemekten gönlüm yoruldu.
Muhtacım şimdi sana, gelsene

Çevrimdışı tarkan555

  • Bilge Üye
  • *****
  • 13.941
  • 16.312
  • 13.941
  • 16.312
# 03 Kas 2011 21:41:17
umut
ve
ateş
ve
duman
ve
gezgin bir ruzigar

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 04 Kas 2011 01:53:17
Dayanırsın Yüreğim
Kahreder bu ayrılık dayanamam desen de;
Köz külle örtülünce, dayanırsın yüreğim…
Ardından hiçbir dağa dayanamam desen de;
İz sineden geçince, dayanırsın yüreğim…


Geceler nâra doğru yürüse bile bile,
Gün karaya belense, tarumar olsa bile,
Çözülse dizin bağı, kırk gün çeksen de çile;
Diz takate erince, dayanırsın yüreğim...


Düşlerde kanatlanıp uçarsan ardı sıra,
İnce maraz tez gelir kederin yanı sıra.
Gözde hüküm sürse de anılar sıra sıra;
Göz gözü görmeyince, dayanırsın yüreğim…


Dövünsen de gam ile kavlimiz vardı deyip,
Koca âlem içinde kalsan da garip garip,
Feryadını bir nebze duymazsa da o habip;
Söz ahla tükenince, dayanırsın yüreğim...


Sanma ki yas tutuyor ne Urfa ne de Harran
Nedeyim kuşatmışsa yazgını karla boran!
Devrik sultansın işte! Dayan, deme yok soran;
'Biz' sana el verince, dayanırsın yüreğim…

Saadet ÜN

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 04 Kas 2011 04:58:39
seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
fakat artık ümit yetmiyor bana
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum;

N.H.Ran

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 04 Kas 2011 13:34:27
Hergün Biraz Daha Yoruyor Beni,
Hasretinle Başa Çıkamıyorum,
Hergece Bir Yerden Vuruyor Beni,
Sağ Salim Sabaha Çıkamıyorum,

Savaşta Geçirdim Sanki Bir Ayı,
Düşmandan Almadım Ben Bu Yarayı,
Giderken Verdiğin Tek Sigarayı,
Hatıradır diye yakamıyorum,

Vicdanın Halimi Hiç'mi Sormuyor,
Küsecek Ne Yaptım Aklım Ermiyor,
Zalimsin Demeye Dilim Varmıyor,
Tavrına Bir İsim Takamıyorum,

Yeterki Mektup Yaz Canımı Dile,
Yetmezse Uğrunda Çektiğim Çile,
Nazar Ddeğer Diye Resmine Bile,
BESMELE Çekmeden Bakamıyorum ..
 CEMAL SAFİ

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 06 Kas 2011 13:50:40
Köy Öğretmenleri

Yurdumuz uçsuz bucaksız,
Gökte yıldız kadar köylerimiz var.
Ama uzak, ama harap, ama garipsi..
Alın benim gönlümden de o kadar.

Uzak köylerimizde kuşlar gibi
Her sabah çocuklar size uçar.
Ama küçük, ama büyüyen, ama güleç..
Alın benim gönlümden de o kadar.

Siz kara göklerin yıldızları,
Işıtın yurdumuzu sabaha kadar!
Ama düşe kalka, ama yiğit, ama umutlu..
Alın benim gönlümden de o kadar.

II

Çemişkezek'te, Patnos'ta, Malazgirt'te doğanlar!
Malazgirt'e, Çemişkezek'e, Patnos'a gitmezseniz,
Çocuklarınız öksüz kalır, yetim kalır,
Köylere ışık iletmezseniz.

Dağlara, vadilere, ovalara
Tesbihler gibi saçılmış köyler,
Rüzgara karşı bir bayrak,
Sevinçle türküsünü söyler.

Sevinçle türküsünü söyler
Bir idare lambası küçük, solgun.
En azından üçyüz pare dam
Umudu en azından üçyüz çocuğun.

Ve onlar saçları uzamış,
Çatlak ellerinde çıkınları,
Üç saat, dört saat ötelerden
Yorgundur, sessizdir akınları.

Ve onlar, yıldızlar gibi
Gözleri ışıl ışıl yananlar.
Oyuncak için değil, kağıt, kalem
Kitap için gizlice ağlayanlar.

Ve onlar aşıktan bilya,
Sopadan at yapanlar.
Kurt yavruları gibi, kuzular gibi
Dağ başlarını çınlatanlar.
........

Çemişkezek'te, Patnos'ta, Malzgirt'te doğanlar,
Bütün bunları düşünmelisiniz.
Yüce ırmaklar gibi sessiz, sürekli
Kağnılarla, arabalarla, kamyonlarla
Akıp köylere gitmelisiniz!

Yurdumuza ışık iletmelisiniz...

CAHIT KULEBI

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 07 Kas 2011 13:42:16
gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış
gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak

sen bir şehir olmalısın ya da nar
belki granada, belki eylül, belki kırmızı

gövden ruhunun yaz gecesi mi ne
çok idil, çok deniz, çok rüzigar

çocukluğun tutmuş ta yine aşık olmuşsun
sanki bana, sanki ah, sanki olur a

aşk bile dolduramaz bazı aşıkların yerini
diye övgü, diye sana, diye haziran

heves uykudaysa ruh çıplak gezer
gazel bundan, keder bundan, sır bundan

gözlerin şehirden yeni ayrılmış
gibi dolu, gibi ürkek, gibi, konuşkan

hadi git yeni şehirler yık kalbimize bu aşktan


Haydar Ergülen

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.723
  • 2.105
  • 12.723
# 07 Kas 2011 13:55:51
Karasevda

Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
Ateşlere yandığının resmidir.
Aşık de...diğin, Mecnun misali kör;
Ne bilsin alemde ne mevsimidir.

Dünya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.
Altında bir ömür döne dolana
Ağladığım yer penceresi midir?

Bir köşeye mahzun çekilen için,
Yemekten içmekten kesilen için,
Sensiz uykuyu haram bilen için,
Ayrılık ölümün diğer ismidir.

Cahit Sıtkı Tarancı

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 07 Kas 2011 20:09:27
Bi Süre Telefonuma Bakmayacağım,
Kapalı Kalsın. Çünkü Senden Mesaj Gelmeyecek, Aramayacaksın. Arkadaşlarımdan Gelen Teselli Mesajları. Geneli ' Sevse Gitmezdi ' Olan Mesajlar.
En İyisi Telefona Bakmamak ..
...
Bi Süre Dışarı Çıkmayacağım,
Çünkü Artık Karşılaşmayacağız, Karşılaşsakta Kaçacaksın Benden Hızlı Adımlarla. Ve Henüz Vadesi Dolmayan İlişkiler Göreceğim. El Ele Gezecekler, Onlara İmreneceğim Canım Yanacak.
En İyisi Dışarı Çıkmamak ..

Bi Süre Konuşmayacağım Kimseyle,
Çünkü 2 Laflarından Biri ' Sen ' Olacak. Seni Soracaklar ' O ' Nasıl Diyecekler Yada ' Onla ' Nasıl Gidiyor ? Diye Soracaklar. Yine Canım Yanacak Titreyen Bir Ses Tonuyla ' Bitti ' Diyeceğim.
En İyisi Kimseyle Konuşmamak ..

Bi Süre Yemek Yemeyeceğim,
Çünkü Biliyorum Ki Hepsi Boğazıma Düğümlenecek. Sensiz Günlerimde Yediğim Yemeğin Dahi Tadı Olmayacak. Annem 'in Yaptığı O En Lezzetli Yemekler Bile Lezzetsiz Gelecek. Canım Sıkılacak, Moralim Bozulacak.
En İyisi Yemek Yememek ..

Bi Süre Televizyonu Açmayacağım,
Çünkü Elbet Müzik Kanallarına Denk Geleceğim İzlerken. Ayrılık Şarkıları Çalacak, Bizi Anlatan. Duygulanacağım Falan Aklıma Geleceksin. Özleyeceğim.
En İyisi Televizyonu Açmamak ..

Uzatmaya Değmez Aslında.
Kısaca, Hayattan ( Ki Bu Hayatsa ) Tat Almayacağım.
Bunu Oku ve Dön.
Dön Baştan Başlayalım Lütfen,
Ne Bileyim Tekrar Aşık Ol Bana, Bende Sana.
Tekrar Gitmeyeceğine Dair Sözler Ver ama Bu Sefer Farklı Olsun.

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 08 Kas 2011 08:37:04
Görmediğimden değil
Yanımda olsan yine özlerdim.
Ve bil ki bu kadar sevmem senden değil..
Gitsen benden,
Ben gidişini bile severim.
Aramızda hep aynı fark;
Sen gitmeyi bilirsin,
Ben sevmeyi.
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni..

Cemal Süreya

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 08 Kas 2011 15:09:09
ÖZLEM..

O denli o denli çok beklettin
Alıştırdın bekletmeye kendini
Çok zamanlar geçti de geldin
Senden çok seviyorum senin özlemeni.

AZİZ NESİN

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK