öyle emindim ki insanların birbirleriyle -istese de, istemese de-etkileşim içinde olduklarından/olmak zorunda olduklarından...ve ''empati''nin bir yetenekten ziyade fizyolojik bir temelinin olduğundan...yeni öğrendim...fizyolojinin psikolojiyle ne kadar ayrılamayacak kadar tekleşmiş bir ilişkisi oldugunu anlatan, son dönemin en etkili ve inanılmaz keşiflerden biri yapılmış; ayna nöronlar... metabilişsellik yepyeni bir boyut kazanmış oldu böylece... akıl ekonomisi hala geçerlidir evet, yani herhangi bir durumla karşılaştığımızda mevcut şemalarımızı çekip çıkartırız, ya da altruism yoktur derken insanın her hareketinin yine kendini geri beslemeye yönelik egosantrik eylemler oldugunu söyleyebiliriz, ama beyinde empati denen kavrama ait özelleşmiş nöron bulunması, insan sosyalizasyonuna dair bambaşka bir perspektif kazandıracak...o da şu; birbirimizi anlamak kaderimiz... hem de genetik ve türe ait kaderimiz... otistik ve otistik eğilimli olmadıkça (çünkü sadece otistiklerde yokmuş bu ayna nöronlar) birbirimizin acılı yüz ifadelerini okumak istemesek de tamamen fizyolojinin etkisiyle, yani ayna nöronların varlığı sebebiyle okuyoruz, ve dahası aynı yerden canımız yanıyor...demek ki; insanın başkalarının acısına ya da mutluluğuna (ve diğer duygularına) kayıtsız kalmasının/kalabilmesinin hiç bir açıklaması ya da mazereti olamaz bundan sonra....