Birinci Sınıf Öğretmeni Olmak
Tüm Yazılar | Yazarlar | Açıklama

Birinci Sınıf Öğretmeni Olmak


BİRİNCİ SINIF ÖĞRETMENİ OLMAK
Öğretmenseniz ve de 1.sınıfları okutacaksanız daha eylül ayı gelmeden içinizi bir heyecan kaplar. Tıpkı 1.sınıfa başlayacak çocuklarda ve velilerinde de olduğu gibi… Bu heyecan sınıfların belirlenmesi için çekilecek kurada üst noktaya ulaşır. Velilerin çocuğunu okutmak istedikleri öğretmene, kurada isminin çıkması için yaptıkları dualar sessizce dökülür dudaklarından… Çünkü çocuklarını emanet etmek istedikleri, gönüllerinde yatan bir öğretmen mutlaka vardır. Bu sebeple velilerin en çok ilgilendikleri sınıftır 1. Sınıflar. Toplantılara katılım üst düzeyde olup, toplantılarda anlatılanları uygulama oranı da bir hayli yüksektir. Öğretmenin bir dediğini iki etmezler genellikle. Sınıfta başarılı bir eğitimin verilmesini sağlamak için yapılması gereken neyse yardımcı olurlar.
Benim gözümde 1. Sınıfları okutmanın değeri, ara sınıflara göre daha bir başkadır. Mesleğimi yaparken en çok tadını aldığım sınıftır 1. Sınıflar, çok yorucu ve çokça da sabır gerektirse de… Çünkü bir aşçı gibi yemek yaparken, tüm dikkatinizi, bilginizi, tecrübenizi ve de çokça sevginizi harmanlayarak enfes bir menü çıkarmak zorundasınız.
Yine, 1.sınıflar verdiğiniz eğitimin ürünlerini daha kısa sürede karşınıza koyar. Çünkü öğrenme yolunda rehberlik ettiğiniz öğrenciler tertemiz bir sayfa olarak size emanet edilmiştir. O sayfaya çizdiğiniz resim, ilkbahar mevsimi gibi mis kokulu çiçeklerle bezenmiş bir tablo olarak veya sonbahar mevsimi gibi yaprakları solmuş ve dökülmüş bir orman tablosu olarak da karşınıza çıkıverir bir eğitim-öğretim yılı sonunda…
1. Sınıfta öğrencilere öğrenme yolunda rehberliğini yaptığınız her dersin, her konusunda bilgilerine bilgi kattıklarını gözlemlemek öğretmen olarak size günün yorgunluğunu unutturur. Hele hele artık öğrencilerin seslerden heceler, hecelerden kelimeler, kelimelerden cümleler oluşturup okumaya yazmaya başlamalarının size verdiği haz tarif edilemez ve dünyada bu hazzı size tattırabilecek ikinci bir meslek de yoktur.
1. Sınıf öğretmeni olmak; bazen “öğretmenim kulağına bir şey söyleyebilir miyim?” denilerek yanağınıza konulan bir buse ile anne-baba yerine konulmak, bazen yarasına pansuman yapan bir doktor, bazen bir kelime öğretebilmek adına kendinizi masanın üzerinde bulduğunuz bir cambaz, bazen hiçbiri, bazen de hepsi bir olmaktır.
Kısacası 1. sınıf öğretmeni olmak; Hatice KÜLTÜR isminde bir ilköğretim öğrencisinin yazmış olduğu -çok beğendiğim- “ÖĞRETMENİM” adlı şiirinin son kıtasındaki “Yorum senin, yorum senin öğretmenim” mısrasında istenilen cevabın sorumluluğunu önceden bilip, iliklerine kadar hissetmektir.
Orhan YENİCE

NOT: 2012-2013 Öğretim yılında Okulumuz yayını olan Gündoğumu gazetesinde yayınlanmıştır. İçerikte geçen şiiri isteyenlere gönderebilirim.

Yazıyı değerlendir: 33 4

ORHAN YENİCE
2.Sınıf Öğretmeni

15 Nisan 2014

Beğenilen Son Yazılar
Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK