Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Ürkek bir serçe gibiydi yüreğin...
Ne zaman tutmaya çalışsam uzaklara kaçan...
Kendi acını başkalarının acısına katardın hep...
Gülen yüzünle saçtığın mutluluk tuhaf bir hüznü saklardı...
Herkese yetecek kadar çoktun,saftın...
Ama kendin için hiçbirşey istemedin...
Al sana veriyorum bahçemdeki gülleri...
Kokla açılırsın...
                                       (Gülümse)

kırık nefeslerin zamanı geçti değil mi?
çekildi tüm şekiller, yalnızlığından
seslerini aradığın kısacık dalgalar
gelecek ve gidecek, hep dövecekler seni
vurmasını arayacak ya da özleyeceksin
bir de sızlatacak, fısıltılı kahkahalar

Hayatımın Öğretmenine

öyle çok yazdım ki boğazıma düğümlenenleri
ölesiye karaladım boş defterleri
çığlıklar attım sessizce,
ördüğün duvarlara
sen duymadın
öyle çok konuşmak geldi ki içimden
anlatmak istedim yaşadıklarımı
yaşamak istediklerimi
kimi zaman anlatmaya çalıştım
ama yarıda kestin en önemli yerinde
hiç devamını dinlemedin
dinlemek istemedin
sonra
sonra ne mi oldu?
anlatmadığım için beni suçladın
sınıfta defalarca parmak kaldırıp da
söz hakkı vermediğin o öğrenci var ya
artık parmak kaldırıp bişeyler söylemeye korktu
bildiklerinin doğruluğundan korktu, şüphe etti
onu sen susturdun öğretmenim
hep konuşmaya çalıştı O, başladı anlatmaya
sus dedin yeter dedin
konuşma bidaha dedin
sustum öğretmenim
bidaha hiç parmak kaldırmayacağım söz
hiç söylemeyeceğim bildiklerimi
ve sen benim neyi bildiğimi hiç bilmeyeceksin
bilemeyeceksin
sen beni unutacaksın belki ama
ben seni hiç unutmayacağım öğretmenim
hiç affetmeyeceğim öğretmenim
beni dinlemediğin için seni hiç affetmeyeceğim
öğretmenim bil ki ben hiç konuşmayacağım
susma sırası ben de
hep yazacağım ama, sen hiç okumayacaksın biliyorum
senin okumadığını okumayacağını bile bile yazacağım
okusan da anlamayacağını bile bile yazacağım
yazdıklarımı okumadan çöpe atsan da ben yine yazacağım
öğretmenim...
sen değil ama ördüğün duvarlar anlar belki yazdıklarımı
anlar da yıkılır belki...
kimbilir öğretmenim...

+sonsuz öğretmenim.
Yüreğinize sağlık.

Kaçar dört nala kaybolan umutlar,
Bitiyor saçlarında çileden otlar.
Gönül yurdunda dertten hudutlar
Örüyor keder dağılmadan bil.

Dikeni görmeden seversin gülü,
Hasret bağının solan sümbülü,
Gör Leylasına şakıyan bülbülü,
Kesirverdiler,ölmeden  gel
Mezar taşına  dönmeden gel

bir tarafım dertli fakat gülmekte
söndürünce ışık tayflarını neden?
isimsiz yıkıntılar neler saklar içinde?
nedense hep ağır kokar, tükenenler.
sararan bedenler öyle miydi önceden
sesi duyulmamış kof ve nemli iştahlar
neredeler?

renkler söner, dokusu bozulur
insan denen mechulse, boğulur
susuz yazlarda, sessiz düğünlerde.
ağaçların gölgesi serin, deği mi?
düğünlerde süslü süslü hayaller
boyalı ve dahi bir ağaç kemirirler...

ikindi yalnızlığında, yanına en güzel giden şeyi
Şiiri sarmalayıp vızıltılı karmaşaya
Duvarlar el ele verip kuşatmış beni
kaçacakmışım gibi...

Her yanlış bir nakış olur anlayınca.
Nice duygular gizlenmiştir toprağa.
Hayat solar selam sabah olmayınca
Kıymet bilesin can girmeden toprağa

yanlış olunca pişmanlık olur ya
işte öylece bakarsın kalanlara tuhaf tuhaf
yanan ne varsa, lezzetli
çekse içine tüm boşlukları
eritse damla damla kederleri
ateş neler de yakıyor...

Ahh gurbet elde akşam olanda ,
Harman olur savrulur duygular.
Gözüne hasretin yaşı dolanda,
Derman olur sabır ,yavrular.
Anaya hasret eşikten başlar,
Babaya sesin uzadığı yerden..
Gülen gülemez,solar benizleri,
Arayı kapatır rahmet denizleri.
Bir sevda türküleri gam yapar,
Bir de veda öyküleri..

kaç gün geçti saklarım hala
anlık düşüncelerimi birer ikişer
korkum o ki artık kokmak üzereler.
gecenin belirsizliğinde çırpınmakta
yasaklar, hayaller, özgürlükler
değil mi?

 Ak şaçlı bir akşam gölgeliyor toprağı,
Eteklerini toplarken yorgun güneş; Manidar bir devir teslimdir bu; Sıranı bekle, ve yerleş...

Gölgeler ve arzular küçülmekte,
Sarmakta ruhu kalın urganlar; Dil ve kalp mutabık, beklemekte; Dökülür inci gibi ve uçuşan dualar...

Bak ve öğren; ömrünün özeti,
Yücelerde olur dostun ateşi
Faniler kandırmaz iştiyakını; Rabb'in sarıp sarmalar ancak; Örselenmiş,törpülenmiş kalbini...

Ak şaçlı bir akşam gölgeliyor toprağı,
Eteklerini toplarken yorgun güneş; Manidar bir devir teslimdir bu; Sıranı bekle, ve yerleş...

Gölgeler ve arzular küçülmekte,
Sarmakta ruhu kalın urganlar; Dil ve kalp mutabık, beklemekte; Dökülür inci gibi ve uçuşan dualar...

Bak ve öğren; ömrünün özeti,
Yücelerde olur dostun ateşi
Faniler kandırmaz iştiyakını; Rabb'in sarıp sarmalar ancak; Örselenmiş,törpülenmiş kalbini...

Maşallah öğretmenim. Emeklerinize sağlık.
+1

Maşallah öğretmenim. Emeklerinize sağlık.
+1

öğretmenim, siz gibi üstadın yanında bunların lafı mı olur..çok çok teşekkür ederim...

Ak şaçlı bir akşam gölgeliyor toprağı,
Eteklerini toplarken yorgun güneş; Manidar bir devir teslimdir bu; Sıranı bekle, ve yerleş...

Gölgeler ve arzular küçülmekte,
Sarmakta ruhu kalın urganlar; Dil ve kalp mutabık, beklemekte; Dökülür inci gibi ve uçuşan dualar...

Bak ve öğren; ömrünün özeti,
Yücelerde olur dostun ateşi
Faniler kandırmaz iştiyakını; Rabb'in sarıp sarmalar ancak; Örselenmiş,törpülenmiş kalbini...

Yüreğine sağlık kardeşim.