Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 11 Mar 2013 08:14:21
Yaşamaya Dair


Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
`Yaşadım` diyebilmen için...

(Şubat 1948)

Nazım Hikmet

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.483
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.483
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 11 Mar 2013 08:26:20
Dün rüya yarın hayaldir Dünü mutlu yarını umutlu yapan bugündür. Onun için bugüne iyi bak Gülümse..
 
Nazım Hikmet

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 11 Mar 2013 12:33:10
      VERA İÇİN
 
Bir ağaç var içimde
fidesini getirmişim güneşten.
Salınır yaprakları ateş balıkları gibi
yemişleri kuşlar gibi ötüşür.
 
Yolcular füzelerden
çoktan indi içimdeki yıldıza.
Düşümde işittiğim dille konuşuyorlar,
komuta, böbürlenme, yalvarıp yakarma yok.
 
İçimde ak bir yol var.
Karıncalar buğday taneleriyle
bayram çığlıklarıyla kamyonlar gelir geçer
ama yasak, geçemez cenaze arabası
 
İçimde mis kokulu
kızıl bir gül gibi duruyor zaman.
Ama bugün cumaymış, yarın cumartesiymiş,
çoğum gitmiş de azım kalmış, umurumda değil

NHR

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 11 Mar 2013 13:43:12
GİDENLERİN TÜRKÜSÜ


camlarin arkasinda gece ve kar
beyaz karanlikta parlayan raylar
umutsuz caresiz sallanan eller
kavuşulmamayi anlatiyorlar
kavuşulmamayi anlatiyorlar
umutsuz caresiz sallanan eller
kavuşulmamayi anlatiyorlar
kavuşulmamayi anlatiyorlar

ucuncu mevki bekleme salonu
ciplak ayakli bir cocuk yatiyor
gece ve kar yine pencelerde
aci turkusunu mirildaniyor
aci turkusunu mirildaniyor
gece ve kar yine pencelerde
aci turkusunu mirildaniyor
aci turkusunu mirildaniyor

bir turku soyluyorlardi icerde
bu giden kardeşimin turkusuydu
arkadaşlar bakmayin gozlerime
bu milyonlarin gercek oykusuydu
bu milyonlarin gercek oykusuydu
arkadaşlar bakmayin gozlerime
bu milyonlarin gercek oykusuydu
bu milyonlarin gercek oykusuydu

NAZIM HİKMET

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.696
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.696
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Mar 2013 22:54:23
Ne güzel şey hatırlamak seni :
 ölüm ve zafer haberleri içinden,
 hapiste
 ve yaşım kırkı geçmiş iken...

 Ne güzel şey hatırlamak seni :
 bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
 ve saçlarında
 vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
 İçimde ikinci bir insan gibidir
 seni sevmek saadeti...
 Parmakların ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının,
 güneşli bir rahatlık
 ve etin daveti :
 kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
 sıcak
 koyu bir karanlık...

 Ne güzel şey hatırlamak seni,
 yazmak sana dair,
 hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek :
 filânca gün, falanca yerde söylediğin söz,
 kendisi değil
 edasındaki dünya...

 Ne güzel şey hatırlamak seni.
 Sana tahtadan bir şeyler oymalıyım yine :
 bir çekmece
 bir yüzük,
 ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
 Ve hemen
 fırlayarak yerimden
 penceremde demirlere yapışarak
 hürriyetin sütbeyaz maviliğine
 sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...

 Ne güzel şey hatırlamak seni :
 ölüm ve zafer haberleri içinden,
 hapiste
 ve yaşım kırkı geçmiş iken...

 Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni - Nazım Hikmet Ran
   Rüzgâr akar gider,
 aynı kiraz dalı bir kere bile sallanmaz aynı rüzgârla.
 Ağaçta kuşlar cıvıldaşır :
 kanatlar uçmak ister.
 Kapı kapalı :
 zorlayıp açmak ister.
 Ben seni isterim :
 senin gibi güzel,
 dost
 ve sevgili olsun hayat...
 Biliyorum henüz bitmedi
 sefaletin ziyafeti...
 Bitecek fakat...

 Nazım Hikmet Ran

Çevrimiçi alpfehmi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.172
  • 2.223
  • 1.172
  • 2.223
# 12 Mar 2013 10:22:05
BİR HAZİN HÜRRİYET
 
 
Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan
yoğurursun
          bütün nimetlerin hamurunu.
Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı
Karun etmek hürriyetiyle hürsün!

Sen doğar doğmaz dikilirler tepene,
işler ömrün boyunca durup dinlenmeden yalan
                                      değirmenleri,
büyük hürriyetinle parmağın şakağında düşünürsün vicdan
hürriyetiyle hürsün!

Başın ensenden kesik gibi düşük,
kolların iki yanında upuzun,
büyük hürriyetinle dolaşıp durursun,
işsiz kalmak hürriyetiyle hürsün!

En yakın insanınmış gibi verirsin memleketini, günün birinde, mesela,
Amerika'ya ciro ederler onu seni de büyük hürriyetinle beraber,
hava üssü olmak hürriyetiyle hürsün!

Yapışır yakana kopası elleri Valstrit'in, günün birinde, diyelim ki,
Kore'ye gönderilebilirsin, büyük hürriyetinle bir çukura
doldurulabilirsin, meçhul asker olmak hürriyetiyle hürsün!

Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız dersin,
büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi,
yakalanmak, hapse girmek, hatta asılmak hürriyetinle
hürsün

Ne demir, ne tahta, ne tül perde var hayatında, hürriyeti seçmene lüzum yok
hürsün.

Bu hürriyet hazin şey yıldızların altında.
 

                                                                                    1951
 
 
 

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 13 Mar 2013 08:24:23
"Biz ne mükemmel dostlarız ki kelimesiz ve yazısız anlaşırız..."


Nazım Hikmet

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.483
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.483
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 14 Mar 2013 23:52:52
‎"İçimde mis kokulu,
Kızıl bir gül gibi duruyor zaman.
Ama bugün cumaymış, yarın cumartesiymiş,
Çoğum gitmiş de azım kalmış, umurumda değil."

Nâzım Hikmet Ran


Sanki Necip Fazıl'ın " Çoğu gitti, azı kaldı" şiirine laf atıyor :D

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.328
  • 223.719
  • 28.328
  • 223.719
# 15 Mar 2013 06:41:24
Biz küçükken çok büyüktük. Mesela kollarımızı bir açardık, dünyayı kucaklardık. Güzeldik biz küçükken.

Kaşlarımızı almayı bilmezdik, makyaj çok büyüklerin işiydi sevmezdik. Arkadaşlarımızla beraber bir gece uyuyabilirsek eğer velinimetti bizim için, lükstü, zenginlikti.

Ailelerimiz en az beş kez arardı eve beş dakika geç kaldığımızda. Otobüsteyim bile diyemezdik, otobüsle bir yere gidemezdik. Otobüs lükstü, zenginlikti. Koşa koşa eve varana dek nefes almazdık ve nerdesin sen sorusunu duymadan cevabı verirdik.

Biz bir gülerdik küçükken, kalbimiz kahkahalar atardı. Biz küçükken öğretmenimiz en yakın arkadaşımızla sıralarımızı ayırmasın diye, teneffüse kadar konuşmazdık. Not yazardık birbirlerimize. Biz diyorum küçükken bizdik böyle bayağı bir kalabalıktık. Yani biz diyebileceğim kadar çok. Biz küçükken bir büyüktük ki böyle kollarımızı açsak sığmazdı eni boyu.

Sonra mı? Büyüdük.

Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale geldik. Küçülene kadar büyüdük, çok büyüdük yani. Biz olamadık bir daha. Sen, ben olduk. Büyüklük lüks değildi, zenginlik değildi. Koşa koşa büyüdük. Büyürken ne de çok küçüldük...

Nâzım Hikmet Ran

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 15 Mar 2013 08:42:05
bir düşün oğlum,
bir düşün ey yetimi safa,
bir düşün ve benden öğren ki son defa :
fikir dediğin
şeyin
karabet ustanın uduna benzemez suratı.
o, ne şapırtılarla çiğnenen bir sakız,
ne "vatan-silistre"de abdullah çavuşun tiradı,
ne de "bir akşamdı"da müteverrim bir bayan ilacıdır.
o, şahlanmış bir savaş kılıcıdır.
bu ata atlıyacak yürek
ve bu kabzaya bilek
gerek....

Çevrimdışı duyguaydın

  • Moderatör
  • *****
  • 5.364
  • 125.961
  • 5.364
  • 125.961
# 15 Mar 2013 22:24:01
...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.328
  • 223.719
  • 28.328
  • 223.719
# 16 Mar 2013 08:32:31
Bulutlar geçiyor : haberlerle yüklü, ağır.
Buruşuyor hâlâ gelmeyen mektup avucumda.
Yürek kirpiklerin ucunda
uzayıp giden toprak uğurlanır.
Benim bağırasım gelir : — «P î r â y e ,
P î r â y e !...» — diye...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.328
  • 223.719
  • 28.328
  • 223.719
# 17 Mar 2013 23:13:47
Neden sancılar eksik olmaz iyi insanların yüreğinden..

- Nazım Hikmet""

Çevrimdışı yeni19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
# 18 Mar 2013 09:43:47
Sabahhattin Ali tarafından onbeşler için yazılmış içinde nazım usta'ya da seslenilen çok güzel bir ağıt!

hayali gönlümde yadigar kalan,
bir yanım deryada çalkanır şimdi.
on beş mürşid ile boğulup ölen
bir yanım deryada çalkanır şimdi.

garip garip öter derya kuşları
su içinde uykuları, düşleri
bir gelin döker kanlı yaşları
bir yanım deryada çalkanır şimdi.

nazım ile zindanda gün be gün biri(z)
söyletir dilsizi, ağlatır körü
bir yanım çürüyor, bir yanım diri
bir yanım deryada çalkanır şimdi.

yaralarım tuz içinde kanıyor
uyku gelmiş ela gözler sönüyor
bir yanımda suphi nejat ölüyor
bir yanım deryada çalkanır şimdi.

gelir günler gelir, yaram sarılır
böyle gitmez bir gün hesap sorulur
bir yanım acem'den, çin'den görünür
bir yanım deryada çalkanır şimdi.

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 18 Mar 2013 11:17:01
Kıyıda çıplak ayaklı bir kadın ağlamaktadır.
Ve gölde ipi kopmuş
                             boş bir balıkçı kayığı
                             bir kuş ölüsü gibi
                                     suyun üstünde yüzüyor.
Gidiyor suyun götürdüğü yere,
gidiyor parçalanmak için karşı dağlara.

İznik gölünde akşam oldu.
Dağ başlarının kalın sesli sipahileri
güneşin boynunu vurup
                                kanını göle akıttılar.

Kıyıda çıplak ayaklı bir kadın ağlamaktadır,
bir sazan balığı yüzünden
                       kaleye zincirlenen balıkçının kadını.

İznik gölünde akşam oldu.
Bedreddin eğildi suya
                         avuçlayıp doğruldu.

Ve sular
parmaklarından dökülüp
tekrar göle dönerken
                             dedi kendi kendine:
«— O âteş ki kalbimin içindedir
       tutuşmuştur
       günden güne artıyor.
       Dövülmüş demir olsa dayanmaz buna
       eriyecek yüreğim...
 
       Ben gayrı zuhur ve huruç edeceğim!
       Toprak adamları toprağı fethe gideceğiz.
       Ve kuvveti ilmi, sırrı tevhidi gerçeklendirip
       biz milletlerin ve mezheplerin kanunlarını
       iptâl edeceğiz...»


Ertesi gün
gölde kayık parçalanır
                       kalede bir baş kesilir
                                                kıyıda bir kadın ağlar
ve yazarken
Simavneli «Teshil»ini
Torlak Kemâlle Mustafa
öptüler
   şeyhlerinin elini.
Al atların kolanını sıktılar.
Ve İznik kapısından
dizlerinde çırılçıplak bir kılıç
heybelerinde el yazma bir kitapla çıktılar...

Kitaplarının adı:
                         «Varidat»dı.
 
 


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK