Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 Şub 2013 19:50:52
...

Çevrimdışı tayper35

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.459
  • 4.225
  • 1.459
  • 4.225
# 24 Şub 2013 20:01:13
KÜSMEK nedir bilir misin?..
Küsmek DÜRÜST' LÜKTÜR.
Çocukçadır ve ondan dolayı SAF' TIR..
YALANSIZ' DIR.
Küsmek; SENİ SEVİYORUM' dur...
 Vazgeçememektir.
Beni anlatır KÜSMEK.
KIZDIM ama hala buradayımdır, gitmiyorumdur, gidemiyorumdur.
KÜSMEK; nazlanmaktır, yakın bulmaktır, benim için değerlisindir.
KÜSMEK, sevdiğini SÖYLE demektir... Hadi ANLA demektir...
KÜSMEK; umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır...
 
Yani, diyeceğim o ki:
BEN SANA KÜSTÜM !..

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.482
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.482
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 25 Şub 2013 06:56:22

"Seni seviyorum, ama nasıl:
Avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya..."

Nazım Hikmet

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 25 Şub 2013 08:12:04
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun
asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip
de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın
sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter
ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda
duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o
zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler
değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

NAZIM HİKMET

Çevrimdışı alpfehmi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.172
  • 2.223
  • 1.172
  • 2.223
# 25 Şub 2013 10:30:34
"yine görüşürüz dostlarım benim, yine görüşürüz.
beraber güneşe güler, beraber dövüşürüz..."

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Şub 2013 19:26:41
...

Çevrimdışı arıpınar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.506
  • 11.605
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.506
  • 11.605
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Şub 2013 22:37:14
Söylediklerimden çok sustuklarımda saklıyım..

Söylediklerimden çok sustuklarımda saklıyım..

Ve gizlediklerimde gizliyim..

Beni anlamak için;

Konuştuklarımdan çok

Sustuklarıma kulak verin..

Aklım sukütu sever benim..

Çünkü çok ağır ödeştik biz hayatla..

Ben sonu olmayan çok yollardan geçtim..

Üç Noktalar Koymaz Bana...

Çevrimdışı yeni19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
# 26 Şub 2013 09:16:55
Bugün usta şair hasan hüseyin korkmazgil'in ölüm yıldönümü.onun anısına hem de konumuzun başlığına uygun olarak "haziran'da ölmek zor"şiirini paylaşıyorum.izninizle.çok yaşayın orhan kemal,hasan hüseyin,nazım hikmet ve niceleri.


 
HAZİRANDA ÖLMEK ZOR   
   

                                       orhan kemal'in güzel anısına 
   

işten çıktım 
sokaktayım 
        elim yüzüm üstümbaşım gazete 
   

sokakta tank paleti 
sokakta düdük sesi 
sokakta tomson 
        sokağa çıkmak yasak 
   

sokaktayım 
gece leylâk 
       ve tomurcuk kokuyor 
yaralı bir şahin olmuş yüreğim 
uy anam anam 
haziranda ölmek zor! 
   

havada tüy 
havada kuş 
havada kuş soluğu kokusu 
hava leylâk 
       ve tomurcuk kokuyor 
ne anlar acılardan/güzel haziran 
ne anlar güzel bahar! 
kopuk bir kol sokakta 
              çırpınıp durur 
   

çalışmışım onbeş saat 
tükenmişim onbeş saat 
acıkmışım yorulmuşum uykusamışım 
anama sövmüş patron 
       ter döktüğüm gazetede 
sıkmışım dişlerimi 
ıslıkla söylemişim umutlarımı 
             susarak söylemişim 
sıcak bir ev özlemişim 
sıcak bir yemek 
ve sıcacık bir yatakta 
             unutturan öpücükler 
çıkmışım bir kavgadan 
                    vurmuşum sokaklara 
   

sokakta tank paleti 
sokakta düdük sesi 
sarı sarı yapraklarla birlikte sanki 
             dallarda insan iskeletleri 
   

asacaklar aydemir'i 
asacaklar gürcan'ı 
       belki başkalarını 
pis bir ota değmiş gibi sızlıyor genzim 
dökülüyor etlerim 
               sarı yapraklar gibi
 

asmak neyi kurtarır
       sarı sarı yaprakları kuru dallara?
yolunmuş yaprakları
kırılmış dallarıyla
               ne anlatır bir ağaç
hani rüzgâr
hani kuş
        hani nerde rüzgârlı kuş sesleri?

asılmak sorun değil
        asılmamak da değil
kimin kimi astığı
kimin kimi neden niçin astığı
               budur işte asıl sorun!
 

sevdim gelin morunu
sevdim şiir morunu
moru sevdim tomurcukta
moru sevdim memede
             ve öptüğüm dudakta
ama sevmedim, hayır
iğrendim insanoğlunun
        yağlı ipte sallanan morluğundan!

neden böyle acılıyım
neden böyle ağrılı
neden niçin bu sokaklar böyle boş
niçin neden bu evler böyle dolu?
sokaklarla solur evler
sokaklarla atar nabzı
                               kentlerin
sokaksız kent
kentsiz ülke
kahkahanın yanıbaşı gözyaşı
 

işten çıktım
elim yüzüm üstümbaşım gazete
karanlıkta akan bir su
        gibi vurdum kendimi caddelere
hava leylâk
              ve tomurcuk kokusu
havada köryoluna
havada suçsuz günahsız
                    gitme korkusu
ah desem
       eriyecek demirleri bu korkuluğun
oh desem
       tutuşacak soluğum

asmak neyi kurtarır
       öldürmek neyi
yaşatmaktır önemlisi
               güzel yaşatmak
abeceden geçirmek kıracın çekirgesini
       ekmeksiz yuvasız hekimsiz bırakmamak
 

ah yavrum
ah güzelim
canım benim / sevdiceğim
                     bitanem
kısa sürdü bu yolculuk
       n'eylersin ki sonu yok!
gece leylâk
              ve tomurcuk kokuyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!

nerdeyim ben
nerdeyim ben
       nerdeyim?
kimsiniz siz
kimsiniz siz
        kimsiniz?
ne söyler bu radyolar
gazeteler ne yazar
kim ölmüş uzaklarda
            göçen kim dünyamızdan?
 

asmak neyi kurtarır
       öldürmek neyi?
yolunmuş yaprakları
       ve kırılmış dallarıyla bir ağaç
              söyler hangi güzelliği?

kökü burda
        yüreğimde
yaprakları uzaklarda bir çınar
ıslık çala çala göçtü bir çınar
       göçtü memet diye diye
              şafak vakti bir çınar
           silkeledi kuşlarını
                         güneşlerini:
«oğlum sana sesleniyorum işitiyor musun, memet,
                                                                      memet!»

gece leylâk
       ve tomurcuk kokuyor
üstümbaşım elim yüzüm gazete
vurmuşum sokaklara
vurmuşum karanlığa
       uy anam anam
       haziranda ölmek zor!
 

bu acılar
bu ağrılar
              bu yürek
neyi kimden esirgiyor bu buz gibi sokaklar
bu ağaçlar niçin böyle yapraksız
bu geceler niçin böyle insansız
bu insanlar niçin böyle yarınsız
bu niçinler niçin böyle yanıtsız?

kim bu korku
        kim bu umut
ne adına
              kim için?
 

«uyarına gelirse
       tepemde bir de çınar»
             demişti on yıl önce
demek ki on yıl sonra
demek ki sabah sabah
demek ki «manda gönü»
demek ki «şile bezi»
demek ki «yeşil biber»
bir de memet'in yüzü
bir de güzel istanbul
bir de «saman sarısı»
bir de özlem kırmızısı
demek ki göçtü usta
kaldı yürek sızısı
              geride kalanlara
 

nerdeyim ben
        nerdeyim?
kimsiniz siz
        kimsiniz?
 

yıllar var ki ter içinde
       taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
                      3 haziran '63'ü

bir kırmızı gül dalı 
                    şimdi uzakta
bir kırmızı gül dalı
                    iğilmiş üzerine
yatıyor oralarda
bir eski gömütlükte
       yatıyor usta
bir kırmızı gül dalı
              iğilmiş üzerine
okşar yanan alnını
bir kırmızı gül dalı 
                      nâzım ustanın
 

gece leylâk
       ve tomurcuk kokuyor
bir basın işçisiyim
elim yüzüm üstümbaşım gazete
geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
              şuramda bir çalıkuşu ötüyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!
 
 
 

Hasan Hüseyin

 

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 26 Şub 2013 09:39:20
Taranta-Babu`ya (Mektuplar-12)

Geliyorlar Taranta - Babu,
seni öldürmeğe geliyorlar.
Karnını deşip barsaklarının
kumun üstünde aç yılanlar gibi kıvrandıklarını
görmeğe geliyorlar.
Seni öldürmeğe geliyorlar Taranta - Babu,
seni ve keçilerini.
Oysaki, ne onlar seni tanır ne onları sen..
Ve ne keçilerin atlamıştır onların çitlerinden.

Geliyorlar Taranta - Babu.
Kimi Napoli`den
Tirol`den kimi.
Kimi doyulmamış bir bakıştan yumuşak ve sıcak bir elden kimi...
Onları ordu ordu tabur tabur bölük bölük
fakat teker teker düğüne götürür gibi
üç denizden aşırıp ölüme getirdi gemiler..

Geliyorlar Taranta - Babu,
geliyorlar içinden bir yangın alevinin.
Ve bayraklarını dikip samandan damına senin toprak evinin,
gelenler geri dönseler bile eğer,
kanlı kesik sağ kolunu Somali`de bırakan
Torinolu tornacı artık çelik çubukları ipek gibi öremeyecek...
Ve kör gözleriyle bir daha Sicilyalı balıkçı
denizlerin ışığını göremeyecek.

Geliyorlar Taranta Babu.
Bu ölmeğe ve öldürmeğe gönderilenler
kanlı sargılarına birer birer teneke haçlar takıp döndükleri gün,
büyük ve âdil Roma`da hisse senetleriyle aksiyonlar yükselecek,
ve gidenlerin ardından yeni efendilerimiz
ölülerimizi soymağa gelecek..

Nazım Hikmet

Çevrimdışı alpfehmi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.172
  • 2.223
  • 1.172
  • 2.223
# 26 Şub 2013 11:25:08
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.

Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.

Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 26 Şub 2013 21:03:16
 Daha son sözü söylemedi hayat, Belki yarınlar, mutlu sonlar var. Yeniden başlamak yorar insanı ama. Sonunda kavuşmak mutlu olmak var.

Çevrimdışı aycey

  • Bilge Üye
  • *****
  • 736
  • 26.825
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 736
  • 26.825
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Şub 2013 21:10:10
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bizi esir ettiler,
bizi hapse attılar :
                           beni duvarların içinde,
                                                    seni duvarların dışında.

Ufak iş bizimkisi.
Asıl en kötüsü :
bilerek, bilmeyerek
hapisaneyi insanın kendi içinde taşıması...
İnsanların birçoğu bu hale düşürülmüş,
namuslu, çalışkan, iyi insanlar
ve seni sevdiğim kadar sevilmeye lâyık...
 
Nazım Usta'nın en sevdiğim şiirlerinden biridir bu şiir. Paylaşım için teşekkürler öğretmenim.

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.482
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.482
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 26 Şub 2013 21:17:55
Özlediğimi sanıyorlar, içip içip delirdiğimi hatta.
Ne özlemesi; Usulca kendimi sana asıp "ölüyorum" işte
kimse anlamıyor...!

Çevrimdışı harikulade

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 565
  • 9.457
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 565
  • 9.457
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 26 Şub 2013 21:21:20
Ne kadar seviyorsun dersen ; o kadar işte.. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin...


                  NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.482
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.482
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 26 Şub 2013 21:31:56
İyi günlerimde çok eller uzanır ellerime,
Resmimi, suratımı baş köşeye asarlar...
Fakat demir kapıların her kapanışında üzerime,
Ardında taş duvarların her kaldığım zaman,
Ne arayan beni, ne soran...

Eeeehh, daha iyi be, bunun böyle olduğu...
Minnetim ve borçluluğum yalnız sana kalsın.
İyi günlerimde benim unuttuğum insan eli
Nasılsın?...
.

Nazım Hikmet Ran

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK