Özür Durumu
Tüm Yazılar | Yazarlar | Açıklama

Özür Durumu



Gene bir Iğdır yazısı aslında, bakmayın başlığın masum durduğuna. Geneli anlatmakta özelden yola çıkarak bu yazımızda. Yaşanmışlıkların dışında da en ufak bir abartı içermemekte, peşinen söylemeli.
Yaş yolun başında diye tabir edilen civarlardadır, ortalama 23. Iğdır’da görev yapan öğretmenlerin yüzde sekseninin geldikleri mesafe de ortalama 800 km civarındadır. Neyse, istatistik değil işimiz bırakmalı rakamların peşini.
Iğdır, dillerle pelesenk olmuş en yaygın tabirle ‘mikroklima’ özelliğine haiz, şahsına münhasır minicik bir vilayettir özünde. Mikroklima da Allah’tan coğrafya kitaplarında öğretilmiştir de kim duysa Iğdır’da görev yapıldığını yapıştırır hemen, ‘doğu ama orada mikroklima var’ cümlesini. Eksik olmasınlardır.
Bir de Konyalı olunca özümüz genelde şu diyalog yaşanmaktadır görev yeri mevzulara bahis oldukça;
- Nerede çalışıyorsunuz?
- Iğdır.
- Ha iyi yakınmış bari.
- Yakın?
- Ilgın yahu, burnumuzun dibi!
- Ilgın değil, IĞDIR!
- Ha Iğdııııııır, sınırda değil mi orası?
- …
Devam eder gider diyalog böyle saçmalayarak ama en sonunda ille de ‘mikroklima’ kelimesine gelir dayanır. ‘Pamuk bile yetişiyormuş diye biliyorum ben ama’ diye de renklendirilir. Ha bilmez olaydın dersin içten içe..
Iğdır’a atanmış yeni öğretmenlerin yüzde yüze yakının aklında (gene istatistik oldu ama neyse) bir an önce bir yol bulup memlekete yaklaşma arzusu vardır. Ya da şartları daha güzel memleketlere. Hemen geldi akıllara şimdi, neyinize yetmedi ‘mikroklima’ da hemen kaçma arzusundasınız çemkirmesi. Sıkıntı yok, çünkü açıklaması var..
Daha önce de yazdığımı hatırlıyorum, Iğdır’ın en meşhur özelliği ‘uzaklığıdır’. Ben, Konya’dan çıkıyorum yola ve durmaksızın gelmeyi başarırsam eğer 14 saat sürüyor. Aksaray bitiyor, Nevşehir bitiyor, Kayseri bitiyor, Sivas bitiyor (ki en zoru Sivas’ı bitirmek, git git bitmiyor) Erzincan bitiyor, Erzurum bitiyor, Kars’ın Kağızman’ı bitiyor ve ilânihaye Iğdır geliyor. Bakın cümle bile ne kadar uzun oldu ki yolu varın siz hesaplayın.
Mp3 çalarınızda eğer 120 şarkı varsa, yol boyu bütün şarkıları iki tur dinleme şansınız var. Bakın alışkanlıktan cümle içinde ‘şans’ kelimesi geçti. Lafın gelişi olsa gerek.
Otobüsle geliyorsanız eğer, muhtemelen Kızıldağa sararken kaptan, siz yol arkadaşınızdan telefon numarası alacak kadar samimiyeti ilerletmiş olursunuz. Hemen her erkeğin de aklından geçer ‘la bu otobüslerde bayan – erkek ayrımcılığı ne zaman son bulacak’ sorgulaması. Ola ki öyle bir durumda yol arkadaşlığı sonunda muhtemel bir izdivaç söz konusu olsun.
Kızıldağ’dan Refahiye’ye sallanırken iç Anadolu geridedir artık. İç Anadolu öle geride kaldı diye Iğdır yakın diye geçmesin aklınızdan, yol henüz yarı olmuştur.
Yol, bitmeye yakınken bir de Karakurt tabelası vardır karşılaşmanız gereken. Önemlidir çünkü Türkiye geride kalmakta hissiyatı doğar adamın içine. Harita üzerinde bir çıkıntı olarak çiziliveren topraklara yaklaşıldığı anında hissedilir. Kıvrılmaya başlar yollar Aras Nehri kenarında. Tam 60 km kıvrılır da gene gelmez Iğdır da Kağızman gelir. Bu da türkülerde yer etmiş kulak aşinalığında ısmarladığınız narları akla getirir. Iğdır’a hala 70 km vardır. Geride kalan 1.180 km’lik yolda yalnızca kendi hayatınızın üç kez sorgudan geçmesi muhtemelken, başka hayatların da kulağını çınlatırsınız.
Ve Iğdır. Doğu’nun Parisi.. Mevsim bu zamanlar ya da baharsa eğer yeşillikler karşılar sizi. Yok kış ise kırık dökük bir şehir görüntüsü. (Şu Doğu’nun Parisi tanımlamasına bir karar verilirse çok mutlu olacağım, Iğdır mı, Kars mı, Elazığ mı, Malatya mı, Van mı? Bize Iğdır dendi, başka yerlerde başka deniyormuş, anlamadım gitti!)
Hâsılı gelir öğretmen Iğdır’a. Aklında kısa yoldan bir ‘özür’ bulup gitme kaygısıyla. Aklında ‘gitmek’ olan bir beynin kaldığı (gitmediği) yerde uzun vadede faydalı olması beklenemez. (Ama beklenir benim güzel ülkemde. Toplantı üstüne toplantı yapar büyüklerimiz bu çocukların sıkıntısı ne, neden başarılı değiliz biz merkezi sınavlarda diye. Ben olsam her yıl topladığım öğretmenlerin detaylı bir toplu fotoğrafını çekerim bir önceki seneyle kıyaslamak için. Neden başarısızız sorusunun cevabı işte o iki resim arasındaki yaklaşık 150 farkta yatmaktadır.)
Herkesin haklı olarak bir özrü vardır yer değiştirme adına. Özrünüz yoksa hele de sınıf öğretmeniyseniz devletin size yapabileceği hiçbir şey, ısrarla ve altını çizerek yapıyorum hiçbir şey yoktur.
Örnek?
Hizmet puanı 12 yıl olan bir okuldan normal atamayla Bodrum’a gitmek için tam 50 yıl görev yapmanız gerekir. Bu da ancak istatistikî verilerde mümkündür.
Özrünüz yok diyelim. Iğdır’da da 8 yıl elinizden geldiğinizce görev yaptınız, bunun bir bedeli olmalı değil mi olumlu anlamda? Ve fakat maalesef bu da yoktur. Geldiğiniz gibi gidersiniz.. Pardon geldiğiniz gibi mi dedim.. Yanlış dedim.. Onu gidenler anlatsın….

Yazıyı değerlendir: 24 2

Oğuz İNAN
03 Eylül 2013

Beğenilen Son Yazılar
Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK