Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.126
  • 4.144
  • 53.126
# 23 May 2020 14:02:43
Biz çocukken, annelerimiz,
Boyun buğday tanesi kadar uzar deyip,
Arefe günleri mutlaka yıkardı bizi..
Boylarımız çok da uzamadı belki ama,
Yüreklerimiz büyük oldu bizim..
O günlerin güzelliğinden mi,
samimiyetinden mi,
doğallığından mı bilmem ama,
Başka sevdik biz..
Başka inandık..
Başka yaşadık..
Başka çocuklardık, başka ..!

T.Tuğba Baş

Çevrimdışı ecem13

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 76
  • 1.496
  • 76
  • 1.496
# 26 May 2020 03:36:54
Kaldırın bugün
ne kadar engel varsa
güneşle aranızda
elinizin değdiği her şey
gökyüzü koksun.

Türkülerle doldurun göğsünüzü
açılın kırlara çiçekler devşirin
kolan vurun ağaçtan ağaca
her soluk alışta duysanız bile
o zonklayan hüznü

Bugün ilkyazın ilk günü

Kemal Özer

Çevrimdışı ecem13

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 76
  • 1.496
  • 76
  • 1.496
# 26 May 2020 03:37:01
yavaşlat beni tanrım!
bir çiçeğe bakmayı,
eski bir dostla sohbet etmeyi
ya da yeni bir dost edinmeyi,
yolunu kaybetmiş bir köpeği okşamayı,
ağ yapan bir örümceği izlemeyi,
bir çocuğa gülümsemeyi,
iyi bir kitaptan birkaç satır okumayı ve
yarışın daima daha çok hız için olmadığını
anımsat her gün bana...

wilfred a. peterson

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.126
  • 4.144
  • 53.126
# 26 May 2020 16:51:58
 Muhabbet kuşumuz öldü
Arkasında uçuşan tüyleriyle mavi bir sonbahar bırakarak
Biliyorsun ölüm, mavi boş bir kafestir kimi zaman
Acıyı hangi dile tercüme etsek şimdi yalan olur PollyannaUyuyamadığım gecelerin sabahında
Gözaltlarımdan mor çocuklar doğardı
Mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah ezanları
Fırtına ters çevrilen şemsiyelere benzerdi
Duaya açılan avuçlarım
Avuçlarıma kar yağardı
Kimi zaman tipi...
Kaç kere avuçlarımda mahsur kaldım.
Birkaç kış geçti Pollyanna
Ben hep mahzun kaldım.
Kocaman bir kardan adam yaptı içime bir çocuk şair
Tuhaf şarkılar mırıldanarak: Şiirime kenar süsü olsam ben
Bir kenar süsünün gülü olsam ben
Sarı deftere tuttuğum bir günlük
Aşk olsam ben...Sonra yazları
Yaseminlerle sarmaş dolaş bir balkonum oldu
Balkon yaseminlerle sevişirdi
Rüya hülyayla sevişirdi.
Ben o beyaz ve güzel kokan çadırın altında
Geceyle sevişirdim.
Bir davet gibi otururdum balkonda
Bir beyaz örtü gibi sarardım acılarımı başıma
Ben sevgilisi çile olan bir gelindim Pollyanna
Gel derdim gel, kim olursan ol yine gel...
Çiçekli bir düğün davetiyesi gibi otururdum balkonda
Yıldızlar ürkerdi, titrerdi davetimden
Ayın etrafında beyaz bir hale dönerdi.
Bileklerimi uzatırdım çıplak, beyaz ve inca
Işıktan bir kelepçe istedim yüz görümlüğü olarak Pollyanna.
Secde eden alnımı,
Şarap içen dudağımla öpmek istedim.
Dizlerimde ve dirseklerimde nasır tutan arayışımı
Beyaz bir merhemle ovmak istedim.
Beyaz bir günahtır aramak kimi zaman Pollyanna...İtiraf etmek gerekirse
Domates-biber biçiminde tuzluklar aldım pazardan
Kalp şeklinde kültablaları
Kalbimde söndürülmüş birkaç sigaradan kalan kül
Yetmezdi yeniden doğmaya.
Orhan Gencebay dinledim itiraf etmek gerekirse
Bedelini ödedim ama Pollyanna
İtiraf artık tedavülden kalkmış bir kağıt para.Hayatım bir mutsuzluk inşaatıydı Pollyanna
Çimento, demir, çamur...
Duvarlarımı şiir ve türkü söyleyerek sıvardım.
En üst kattan düşerdim her gün
Esmer bir işçi gibi dilini bilmediğim bir dünyaya
Hayatım bir mutsuzluk inşaatıydı Pollyanna
Sana ve mutluluğa yazılmış mektuplarıma
Cevap beklediğim zamanlarda.Benim bir köyüm olmadı.
Hiçbir şehir karlı sokaklarıyla bana
Pazen gecelik giymiş bir anne gibi sarılmadı.
İstanbul’u evlat edinsem
Benimsemezdi nasıl olsa otuz yaşında bir anneyi
Yüzyıllarca yaşamış bir çocuk olarak.
Mütemmim cüz olamadım hiçbir aşka Pollyanna
Bir kitaba bir cüz olamadım.
Yukarıdan aşağı, yedi harfli battal boy bir intiharı denedim.
Hiçbir bulmacayı tamamlayamadım.
Bir kediyi okşasam ellerim yumuşardı
Biri okşasam bir yumuşardı.
Bire “BİR” olamadım.Fırfırlar olmalıydı oysa hayatımın kenarında Pollyanna
Kırmızı puanlı bir şiir olarak uyumalı, mor puanlı
uyanmalıydım.
Pişman olmamalıydı orada olmalarından yeşil farbelalarım.
Bir çingenenin çıkardığı dil olmalıydı şiirlerim.Sana bu son mektubu,
Artık senden mektup beklemediğimi söylemek için
yazıyorum Pollyanna
son şiirini yazmaya cesaret edememiş bir şair olarak.

Didem MADAK

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.306
  • 223.504
  • 28.306
  • 223.504
# 27 May 2020 11:14:08
KEŞKE…               

Ben bir huzur ülkesinde büyüdüm
Sevdiklerim vardı dört bir yanımda
Günahsızken su üstünde yürüdüm
Annem sağımdaydı babam solumda

Gökkuşağı yerdeydi zamanlar
Uçurtmalar boyardık renklerinden
Bizi göğe yükseltirdi balonlar
Melekleri öperdik ellerinden

Dar sokakları okşardı ağaçlar
Meyveler sarkardı üzerlerinden 
Seslenirdi bize yaşlı amcalar:
“Bol bol erik toplayın, çekinmeden”

Gölgelerde biraz uyuklasak da
Günler kırk sekiz saatti, geçmezdi
Karlar üstümüze sıcak yağsa da
Kardan adamlarımız erimezdi

Güvercinler tutardık tuzaklardan
Bakardık: “Acaba kahverengi mi?”
Bir horoz öterdi çok uzaklardan:
“Eve dönme vaktiniz gelmedi mi?”

Güneş  bana göz kırpardı batarken
Anacığım pencereden gözlerdi
Babam sobaya bir odun atarken
Uykulu gözlerim yatak özlerdi

Rüyamda da sürerdi oyunlarım
Yanımda sevgili arkadaşlarım
Keşke hiç geçmeseydi o yıllarım
Keşke geri gelseydi o yıllarım...



Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.366
  • 69.106
  • 3.366
  • 69.106
# 29 May 2020 02:00:58
Özleme bir diyeceğim yok.
O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.
İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
Yaşantımız özlemlerle güzel.
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin...

Ümit Yaşar Oğuzcan

Çevrimdışı hicran10

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.240
  • 6.574
  • 1.240
  • 6.574
# 29 May 2020 09:21:23
Hayat hiç
mavi yerinden
vurmadı..

Çünkü ben
maviyi beyazı
koruyan masumiyet
olarak tanırım,

karanlığı
görünür kılan
bir renktir
mavi,
öyle bilirim.

Sürükleyendir,
bitmeyendir...
Mavi olarak
anlatmalıyım
her şeyi...

Kaldırın başınızı
gökyüzüne,
görmek istediğinizi
değil.

gördüğünüzü
söyleyin
bana.

Yaşamın.ta
kendisidir
mavi.

Belki,de
sadece
bu yüzden
ölmeye değil..

Yaşamaya
mahkum
edilmiştir..

Maviyi soruyordun,
gözlerimden yüzüme
yayılan maviyi mi

Bir renk
değildir.
Mavi huydur
bende ve benim
yetinmezliğimdir.
 
ve herkesin
yetinmezliğidir
belki denecektir ki
bir süre
ve denenecektir.
 
bir akşamüstünü
düşünmek
bir akşamüstünü
düşünmekten başka
nedir ki ...

Gönül gözü
görendedir,
derinler
mavidir...

Edip Cansever

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.306
  • 223.504
  • 28.306
  • 223.504
# 29 May 2020 11:45:17

Fethinin yıl dönümünde Fatih Sultan Mehmet in ve Şehitlerimizin ruhu şad olsun..

''İstanbul'u Dinliyorum
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda
Sucuların hiç durmayan çıngırakları;
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor derken
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık;
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı,
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular,
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Başında eski alemlerin sarhoşluğu,
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı
Dinmiş lodosların uğultusu içinde.
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan.
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde.
Alnın sıcak mı, değil mi bilmiyorum;
Dudakların ıslak mı değil mi, bilmiyorum
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.''

O.Veli KANIK

Çevrimdışı hicran10

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.240
  • 6.574
  • 1.240
  • 6.574
# 29 May 2020 23:19:43
Her şey şiirdir, uğultusu rüzgârın
Bir ırmağa usulcacık yağan kar
Her gece okunan bir dua çocuklukta
Gökyüzünde bölük bölük turnalar
Her şey şiirdir, sevinç ve keder
Dünyada olmak duygusu...
Kıyıda, ıssız kayalıklarda
Kendi başına ışıldayan su
Her şey şiirdir, çağrısı aşkın
Bahar toprağından yükselen tütsü
Umut ve acı, başlayan ve biten,
Yağmurun ve akıp giden hayatın türküsü.

Ataol Behramoğlu..

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.857
  • 1.093
  • 11.857
# 31 May 2020 18:37:51


         h.n.a.


ESKİ BİR SONBAHAR

Sonbahardı… Seninle geçiyorduk o yoldan;
Topraklardan, havadan bir hüzün taşıyordu.
Bize yaklaşıyordu.
Gönlümüzde yepyeni bir duygu yaşıyordu.
Rüzgarların değildi bu musiki, bu hüzün;
Hatırladın değil mi? Kuşlar ağlaşıyordu…
Havada bir serinlik…
Tatlı bir hayal gibi…
Toprak nasıl meçhuldü tıpkı istikbal gibi?
O gün tabiat başka bir türlü yaşıyordu.
Kalbin acı, gözlerin yaşla dolmuştu senin;
Yapraklar gibi yere dökülüyordu senin;
O nağme mesafeyi, zaman aşıyordu.
O bir beste değildi: Kuşlar ağlaşıyordu.
En hazin şey muhakkak öksüz kalan ocaktır.
Bu ocak hüzünlerle dolup boşalacaktır.
Eski bir sonbaharı, küçük kuşları anmak,
Belki veda etmektir sana birkaç satırla…
Yine bir sonbaharda ordan yalnız geçersen,
Beraber geçtiğimiz serin günü hatırla!..

Çevrimdışı nursima

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.011
  • 3.094
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.011
  • 3.094
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 01 Haz 2020 10:11:55
Bir Anadan Dünyaya Gelen Yolcu

Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyaya gönül verdin mi
Kimi böyü kimi böcek kimi kul
Merak edip hiçbirini sordun mu
(Bunlar neden nedenini sordun mu)

Vücut ölür ama uruhlar ölmez
Bunca mahlukat var hiçbiri gülmez
Cehennem azabı zordur çekilmez
Azap çeken hayvanları gördün mü

İnsandan doğanlar insan olurlar
Hayvandan doğanlar hayvan olurlar
Hepisi de bu dünyaya gelirler
Ana Hak'tır sen bu sırra erdin mi

Vade tekmil olup ömrün dolmadan
Emanetçi emanetin' almadan
Ömrünün bağının gülü solmadan
Varıp bir canana ikrar verdin mi
(Varıp bir cananın kulu oldun mu)

Garip Bülbül gibi feryat ederiz
Cehalet elinden küsm-ü kederiz
Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
Dünya senin vatanın mı yurdun mu

Neşet Ertaş

Çevrimdışı nursima

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.011
  • 3.094
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.011
  • 3.094
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 01 Haz 2020 10:14:20
Gönül Çalamazsan Aşkın Sazını

Gönül çalamazsan aşkın sazını
Ne perdeye dokun ne teli incit
Eğer çekemezsen gülün nazını
Ne dikene dokun ne gülü incit

Bülbülü dinle ki gelesin coşa
Karganın namesi gider mi hoşa
Meyvesiz ağacı sallama boşa
Ne yaprağını dök ne dalı incit

Bekle dost kapısın sadık dost isen
Gönüller tamir et ehli dil isen
Sevda Sahrasında Mecnun değilsen
Ne Leyla'yı çağır ne çölü incit

Rızaya razı ol hakka kailsen
Ara bul mürşidi müşkülde isen
Hakikat şehrine yolcu değilsen
Ne yolcuyu eğle ne yolu incit

Gel haktan ayrılma hakkı seversen
Nefsini ıslah et er oğlu ersen
Hüdai incinir inciden versen
Ne kimseden incin ne eli incit

Aşık Hüdai

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.126
  • 4.144
  • 53.126
# 01 Haz 2020 10:25:03
" VUSLAT "

I.

Bir yâredir yâr!
Sızısıyla kanar her dem sol yanım...

Gün;
Ateş yanığı kokuyor mısra mısra!
Kalp çırpınıp duruyor kafesinde
Yâr diye aldığım her nefesimde

Kül dökülmüş şafağa...
Gecenin alacasında bir yanım yangın yeri
Bir yanım hiçliğin girdabında buza kesiyor.
Adını biçiyor haylaz zaman, dudağımdan...

Zindanların kapıları sürgülenmiş
Ahvalim düşüyor hicran defterlerine
Dilime ayaz vuruyor
Yine sevdaya sığınıyorum ayrılığın şerrinden

II.

Gündelik telaşların tozlu raflarında
Akasyalar açıyor zihnimin senli odaları
Zaman kırıkları vuruyor aynaların aksine
Adımların ne vakit ayrılık çalsa
Ekşi bir tat dimağımda
Kulağımda ilk şarkımızın nağmeleri!
Yine kırağı vuruyor yangın gözlerimi.

Çürüyor devran paslı döngülerle
Sultan makamı bir ordu
Hazırlanıyor içimde aykırı seslerle
Göğsümde taht kuran
Kahve gözlü bir umut,
Seni çağırıyor her nefesinde!

III.

Ovalarına sarılar düşmeden!
Kurumadan çağıldayan ırmakların
Gökyüzüne çaldığım yüzümün karasıyla
Muradımı isterim!
Ve düşmeden gözlerime ayrılığın şebnemleri
Kirpiklerime vurmadan çiğin ıslaklığı
Yanağım yatağı olmadan kimsesizliğin
Avuçlarımdaki son niyazım, adın
Makbuldür mührüyle çalınsın yüzüme!

Asasız kalmış nefsim, Nil kıyısında
Yarılsın sular, açılsın yollar!
Gün akşam’a durduğunda sarmalar sinemi
Aksak adımlarla da olsa yâr’e varmanın emeli...
Ey uluğ kubbemin sahibi,
Kapından geri çevirme beni..!

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.306
  • 223.504
  • 28.306
  • 223.504
# 01 Haz 2020 10:25:31
Varda 'yar'yokta 'dar'olursun,
Ateş olsam körüğe,
Kül olsam rüzgara karışırsın,
Kaçsam kovalar,
Kovalarsam kaçarsın,
Açsam içimi, dökersin yerlere...
Dağıtırsın,
Yağmur olsam; kaçarsın kuytu köşelere..
Islanamazsın,
Ah canım, sen de
Bir insanoğlu değil misin..?

🍀🍀🌴🌴 ALINTI 🌴🌴🍀🍀

 

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.655
  • 72.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 10.655
  • 72.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Haz 2020 11:00:33
BAHAR VE BİZ
Yılda bir kere çıldırır ağaçlar sevincinden
Rabbim ne güzel çıldırır.
Yılda bir kere uzatır avuçlarını yaprak;
Sevincinden titreyerek.
Yılda bir kere kendini verir toprak
Yılda bir kere yarılır bahçeler hazdan
Rabbim ne güzel yarılır.
Biz de bir kere sevinebilseydik.
Çiçek açmış ağaçlar gibi çıldırasıya.
Kimbilir belki bir gün sulh olunca
Biz de deliler gibi seviniriz,
Ağaçları ve baharı taklit ederiz
Renkli bez parçalarıyla donatırız şehri
Renkli ampuller asarız pencerelerden
Kimbilir belki bir gün sulh olunca
Biz de çatır çatır çatlarız binbir yerimizden
Ağaçlar gibi.
 
Bedri Rahmi EYUBOĞLU

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK