Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı rabia3360

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.431
  • 2.687
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.431
  • 2.687
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 22 Eki 2010 20:05:29
Eskiden yeterdim kendime
Artardım bile
Şimdi ne yapsam nafile!
Ve Kim demiş 'can eskimez' diye
Bu can tedirgin tende
Can da eskimiş ben de...

[            Bedri Rahmi Eyüboğlu]

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.080
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.080
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 22 Eki 2010 21:00:56
BEŞİNCİ MEVSİM

Düştü can evime dördüncü cemre
Dünyayı üçüncü gözümle gördüm.
Dörtyüz seksenbeş gün çekti bir sene
Onaltıncı aya takvimsiz girdim.

Aynalara baktım korku gösterdi
Saatler her sabah kırkı gösterdi
Namlular, nişanlar Türk'ü gösterdi
Hayatım boyunca hedefte durdum.

Gül sundum yediler, koklamadılar
Armağan can verdim saklamadılar
Gittim... gelir diye beklemediler
Kaybolan gölgemi yollara sordum.

Getirdim yanıma ay'ı bir karış
Ölçtüm ki dağların boyu bir karış
Şehiri bir adım, köyü bir karış
Damlada denizdir en küçük derdim.

Savurdum, eledim, seçtim zamanı
Yaprak, yaprak tel tel açtım zamanı
Haftada üç asır geçtim zamanı
Nerye gittimse zamansız vardım.

Yırtıldı ruhlara çizdiğim resim
Yazık, kuklalara sığmadı sesim
Yaşadığım şimdi beşinci mevsim
Çağın çilesini sırtıma sardım

 ABDURRAHİM KARAKOÇ

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 22 Eki 2010 23:56:34
  YAZ BİTTİ

yazın bittiği her yerde söylenir
söylenmeyen şeyler kalır geriye

ve sonra hiç bir şey olmamış gibi
ağır, usul bir hazırlık başlar
uykuya benzer yeni bir mevsime

orda burda,ev içlerinde,kır kahvelerinde,deniz kenarlarında
incelen yazın akşam esintilerinde
zaman usulca sıyrılır aramızdan
ta içimizde duyarız gelecek günlerin geçmişini
başka ne gelir elimizden
büyük bir uzaklığa gülümseyerek
geçiştiririz
ıskaladığımız şeyleri

yatıştırıcı rüzgarlar
dışavurur içimizdeki lodosu, poyrazı, günbatımlarını
saklar bizi
gözlerimizdeki hüzne 'dinginlik' adını verir
'seni iyi gördüm' diyenler
biz de iyi hissederiz kendimizi
elimizden başka ne gelir ki?

köşe başları, akşamüstleri,kokular
tozar gider zamanın boşluğunda
karışır anların kuytu belleğine
belki sonraları bir gün
hatırlanır aynı kederle
yazın bittiği her yerde söylenir
söyleyenler inanır bir şeylerin sahiden bittiğine
yaz biter
eskir geceler,serin,hüzünlü
yeni mevsime hazırlık: ömrün teyel yerleri
bir yanı telaş,bir yanı ürperten yaz sonu ikindileri
çıkarır sizi dalgın derinliğinizden
yaşadığınızı duyarsınız teninizde
bir zamanlar okumuş olduğunuz kitapları özlersiniz
sıcak odaları, beyaz, temiz yastıkları
ahşap panjurları
yaz bitti
bitmeyen şeyler kaldı geride

yaz bitti
yaz bitti
yüksek sesle söylüyorum bunu kendime
her yerde söylendiği gibi
yaz bitti
yaz bitti
hiçbir şey hiçbir şey
hiçbir şey
yalnızca üşüyorum şimdi

 MURATHAN MUNGAN

Çevrimdışı alper50

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 43
  • 388
  • Din Kült. Öğrt.
  • 43
  • 388
  • Din Kült. Öğrt.
# 23 Eki 2010 10:22:58
*********A T E Ş*********


Yahudi padişahı ayakta zalimce durur.
Der ki
Yakın dağ gibi bir ateş
Yanına bir put koyun
Put ne de heybetli durur.
Puta secde eden kurtulur.



Eğer secde etmeyen olursa,
Kendini ateşin ortasında bulur.
Padişah öldüremedi nefis putunu
Zannetti ki hakkı boğdu.
Oysa nefsinin putundan
Ateşin yanına diktirdiği put doğdu.
Nefis putlarınız anasıdır putların
Bu put yılansa
Dikilen put ejderha.
Nefis demir ve taştır.
Putsa kıvılcım.
Kıvılcımın canınıo bir damla su alır.
Taş ve demir öylece kalır.



Taş ve demire neyler su.
İnsan bunlarla güvende olur mu? ...
Put testide çamurlu sudur
Nefis bunlara kaynak olur.:
Yüz testinin kırılması tek bir taşa bakar
Kaynak öyle mi,durmadan akar.
Putu kırmak kolaydır
Yeter ki birine kırma emrini bildir.
Nefis putunu kırmayı kolay sanansa
Ya aptal ya cahildir.


Nefsin her solukta bir hilesi vardır.
Bilmez misin onun selinde boğulan firavunlardır.
Musanın Allah'ına bak ondadır iman.
Firavuna uyupta olma ziyan.
Allah bir,Ahmet hak.
Elini uzat
Ey kardeş beden
Uzak dur
Ebu cehilden uzak.



Yahudi padişahı
Çocukla annesini dikti de:
Bağırdı edin puta secde.!
Etmediler
Allah bir dediler.
Muhafızlar tutup attılar çocuğu ateşe
İmanı unutup korkudan
Puta yöneldi anne.
Ama
Ateşin ortasından çocuk haykırdı.
Puta secde etme anne.
Ben ölmedim
Gel ateşe gir,gör kanıtını hakkın.
Gel Tanrıya tövbe et.
Bu ateş rahmet.
Çocuk haykırdıkça
canlar doldu taştı.
Sanki canlar sarhoştu.



Kadın erkek çoluk çocuk ateşe koştu
Sadece dostun aşkıyla
Acılar döner tatlıya
Öyle bir hal oldu ki
Muhafızlar engel olmaya başladı
Girmesinler diye ateşe.
Yahudi padişahı utandı,gönlü hastalandı.
Gördü de insanın imana aşkını.
Anladı ki kendisi toprak beden şaşkını
Şeytan yenildi hilesine ağladı.
Şeytan karalar bağladı
Halkın elbisesini yırtanın yırtıldı elbisesi. Halk giysisi sapasağlam kaldı.
İşte böyle yazıldı ateşin gürlemesi
Hakkın sesiydi halkın sesi
Halkın sesi
Hakkın sesi...

Mevlana

Çevrimdışı van65

  • Uzman Üye
  • *****
  • 243
  • 979
  • 243
  • 979
# 23 Eki 2010 13:15:00
Unut diyorsun beni
Nasıl unuturum
İnsan uyanmayı unuturmu hiç
Gördüğüm en güzel '' Rüya '' sın sen
...Boğazımda düğümsün
Yutkunsam gideceksin
Yutkunmasam ölürüm ....

Çevrimdışı van65

  • Uzman Üye
  • *****
  • 243
  • 979
  • 243
  • 979
# 23 Eki 2010 13:25:05
Kış başlıyor sevgilim hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor
bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
oysa yapacak ne çok şey vardı...
...ve ne kadar az zaman
kış başlıyor sevgilim iyi bak kendine
gözlerindeki usul şefkati teslim etme kimseye, hiçbir şeye
upuzun bir kış başlıyor sevgilim, ayrılığımızın kışı başlıyor
Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime.
Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
Her şeye iyi gelen Zaman sizi kanatır...

-Murathan MUNGAN-

Çevrimdışı van65

  • Uzman Üye
  • *****
  • 243
  • 979
  • 243
  • 979
# 23 Eki 2010 13:29:38
Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttuğunuzu sandığınız
...Ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız
Ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini
Bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.

Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü,
Siz çarşaflarınızın arasında,
Bütün tehlikelerden uzak,
Güvenle yattığınızı sandığınız bir anda,
Usulca ruhunuza sokulup,
Sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri
Birer birer ateşleyiveriyor.
İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz.
Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak,
Ona dokunmak,
Onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz Kendinizi...

Özlemek, o yakıcı istek,
Bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda...
Yanında olmasını istediğiniz halde
Yanınızda olmayan bir tek kişi,
Yanınıza bile yaklaşmadan,
Hatta onu özlediğinizden
Ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
Bütün hayatı,
Bütün görüntüleri eritip
Başka kılıklara sokuyor...

Çevrimdışı adatepe1

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eki 2010 13:52:22
OLDUĞUN GİBİ GEL !...


Olduğun gibi gel, süslenmek için uğraşma !
Saçının örgüleri çözüldüyse
Ayrımı düzgün değilse
Korsenin kurdeleleri bağlanmamışsa, aldırma!
Olduğun gibi gel, süslenmek için uğraşma !

Çimenlerin üzerinden, koşar adımlarla, gel!
Dudağının boyası çiğ taneleriyle silindiyse
Ayaklarında şıngırdayan bilekliklerin gevşek duruyorsa
Kolyenin incileri koparak yere düşüyorsa , aldırma!
Çimenlerin üzerinden, koşar adımlarla , gel!

Gökyüzünü kara bulutlar kaplıyor, görmüyor musun?
Irmağın karşı kıyısından turnalar havalanıyor
Ve anında, rüzgar gibi, arka arkaya
Geniş fundalıklar üzerinden geçip gidiyorlar
Ürkmüş koyun sürüleri ağıllarına koşuyor
Gökyüzünü kara bulutlar kaplıyor ,görmüyor musun?

Aynanın önündeki feneri yakma boşuna
Alev yine titreyecek ve rüzgar onu yine söndürecek.
Gözlerin sürmesiz olsun, ne fark eder ki?
Gözlerin gökyüzündeki bulutlardan daha siyah, bilmiyor musun?
Aynanın önündeki feneri yakma boşuna

Olduğun gibi gel , süslenmek için uğraşma !
Çiçeklerden tacını öremediysen, ne önemi var?
Bileziğinin kopçası kapanmıyorsa, bırak kalsın
Gök bulutlarla kaplandı …Vakit geç oldu
Olduğun gibi gel,süslenmek için uğraşma...
                    Rabindranath TAGORE

Çevrimdışı deva35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.395
  • 11.764
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 7.395
  • 11.764
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eki 2010 14:05:04
KENDİME ÖĞÜT

Uslanma hiç hep deli kal
Büyüme sakın çocuk kal
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal ...

AZİZ NESİN

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 23 Eki 2010 16:46:29
Eğer
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
 
 
Can Yücel
 

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.246
  • 16.871
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.246
  • 16.871
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 23 Eki 2010 17:50:52
Gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum
Gidiyorum
bütün acılarımı vurup sırtıma
umutları bırakıp başucuna
ıtırları, menekşeleri, kırgüllerini bırakıp
şiirlerimi sarıp bohçama
yüreğimin yangınına gidiyorum
hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal.

Gidiyorum
gözyaşlarımı papatya diye saçlarına takıp
yüreğimdeki yağmurlarla bir ırmağa akmaya gidiyorum
içimde yeşerttiğim tüm çimenler sana kalsın
sana kalsın baharçiğdemleri, kırgelincikleri, kırkkanatlılar
gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum.

Gidiyorum
başımda gam, gözlerimde nem
bütün hatıraları bırakıp geride
usulca çekip kapıyı ardımdan
alıp başımı gidiyorum buralardan
şafak sökmeden kimseler görmeden
yağmurun yağmadığı çöllere gidiyorum
sevgi dolu yüreğimi bir ıssızda yakmak için.

Hoşça kal suyundan çimdiğim dere
kana kana içtiğim pınar
say ki yaşamadım bu yerlerde
nazlı çiçeklerini okşamadım baharın
bozguna uğramış bir bostanın hüznüyle
bir yaprağın ürpertisine yazıp ömrümü
çekip gidiyorum buralardan.

Gidiyorum
bir bilinmeze doğru
hem yol, hem yolcu olmaya
acılarımla başbaşa kalmaya gidiyorum
bütün yıldızları takıp kanatlarıma
bir kelebek gibi özgür olmaya gidiyorum.

Yüreğimin sızılarında damıttığım her şiiri bin kez öperek
ve sökerek sevgiden yana ne varsa göğsümde
gecelerin zifiri saçlarında kaybolmaya
bir ceylanın gözlerinde ağlamaya gidiyorum.

Bütün borçlarımı ödedim alacaklarımı erteledim
artık ne diyecek bir sözüm kaldı sevdiklerime
ne okuyacak bir şiirim
gözlerimin içindeki iki damla gözyaşı gibi
bakmadan ardımdaki uçurumlara
alıp götürüyorum yüreğimdekileri de
hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal.
(alıntı)

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eki 2010 18:01:28
SOKAK


Durmadan değişen bir kentte selvilerin
anılarıyla uğuldayan bir sokaktı
Yüksek ve külrengi yapıların tepesinde ikindi
sarı bir ışıkla vururdu pencerelerin donuk ve sessiz
krater gölcüklerine
Orada yaşlılar otururdu tozlu iğne yastıkları ve güz
sararmış martıların eğri yağmurlarıyla gelir tarardı
yüzlerinde unutulmuş sepya boşluğu
Karınlarına ölümün tohumlarını ekerdi aşağılarda
hafif bir lağım kokusuyla karışık kahve
ve anason çiçekleri satılan
küf rengi ırmakların sokağında ehliyetli kurbağalar
safa pezevenkleri ve geçmiş kaçakçıları
Arada inatçı arnavutların
durmadan yenilediği kaldırımlardan
gülleri örselenmiş kadınlar geçerdi farkedilmeyi
bekleyen erken kararmış lidya gümüşleri genç kızlar
Kanlı bayrakların yelkeniyle arada
tersane işçilerinin kadırgaları geçerdi ilkyardıma doğru
Siren sesleri sivaslı kapıcıların granit belleğine
bulanık izler bırakırdı

Günlük işlerin bittiği saatlerde yani geceleri
sokak bir kerhane gibi işlerdi bahriye gediklileri
denizi ve orospuları aynı anda gören evlerin
duvarına arabesk bir savaşın tarihini yazarlardı: Aşk
Binliklerin mor jileti çalışırdı kapılarda titreyerek ve derin
bir yarıkla açarak feodal zamanın surlarını
sabahın eteklerine ulaşırdı

Oradan başıboş çocuklar çıkardı yaşamın çöpçüleri
doğulu çocuklar plastik ayakkapları ve kendi gövdelerindeki
ölü ana sıcaklığına sarılan kollarıyla
süpürürlerdi gecenin artıklarını
Solgun iğneleriyle ilk ışıkların dikerdi ağırbaşlı halk
kentin zarını yeniden ve gün
başlardı

Orada sevdim seni
Sokağı denize bağlayan geçitte orada
geceyi gökkuşağına bağlayan günlerin saçını hızla örerdi zaman
Sevecen sorgulu uysal yüreğin
bir çimen türküsüyle açardı soyağacının gizli bahçelerini
çılgın bir büyücüye, orada kan ırmağından
geleceğin şarabını çıkardım ve yanan günlerden altın
bir şiir çıkardım güzelliğinin kapalı yapraklarından
bozkır ortasında ırmak kuyu dibinde gökyüzü bir özgürlük
esintisi zindanlarin avlularindan

Unutma ben yokolunca değişince kent ve bir yoksulun
o günlerden
sana bağışladığı söz ülkesi yitip gidince
sonsuz ve isimsiz bir deniz kalacak bir de çamagacı
benim sularımla öpüşen.

onat kutlar
 

Çevrimdışı Eğitimci35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.562
  • 91.079
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.562
  • 91.079
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eki 2010 22:14:22
Hoşgeldin Barınağıma

Şimdi bir yalnızlık dolaşıyor
Bir zamanlar saçlarının şarap içtiği avuçlarımda
Şimdi kimseyi barındırmayan,
Belki gelirsin diye,
Ayakta durmaya çalısan
Yıkık dökük bir barınak yüreğim…
Yıkılırsam kim taşır.. bu sarhoş yüreğimi
Yada kim duyar daha başlamadan biten ilk şarkımı
Saçların avuçlarımda yangın karası
esmer gülüşün aydınlatır gecelerimi
yokluğun başlar bir sonraki saat; ve kararır gözlerim
Kıstıgım gözlerimden bir ıslaklık akıyor
Tutulamazcasına
Kan ağlıyor yüreğim
Nerdesin kimlerlesin kimbilir..
Gelirmiyim acaba aklına gözlerin dolarda ağlarmısın
Düsünürmüsün beni
Beni sevmişti diyebilirmisin
Yollarda gözlerin boşluğa dalıp gözlerimi arar mı
Alıştım artık yokluğuna
Unuttum…
Affettim vefasızlığını
Yalnızca merak ediyorum artık..
Affedebilirmisin kendini...

Fesih Pekdoğan

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 23 Eki 2010 23:09:07
Yeryüzünde Yitirdiğim Bir Yağmur İzi

'diriyiz. yeryüzüne bırakılmış bir iz.
yağmurun vuruşkan sesi: kuşdiliyle bir öykü.
yağmurun kırılgan sesi: teni yanık toprak.
karşılıklı gülüşür geçer gideriz.

çentikliyiz. nasıl da aldatılmış. anlaşılmaz
yeryüzündeki yaşımız. kimden düştük?
kimin izi... bir unutuşun başlangıcı mı?
yoksa bir anımsayışın kemendi mi?

gövdeyiz. yarılınca görülür içimiz.
görmediniz mi? ustaca hazırlanmış bir yitiriliş.
özünde dilsizlik olan şu yağmur neden susar? '

toprağa düşen damla!
sakın taşma
ve ömrümüzü sorma:

'zaten yalanımız kadar ömrümüz'
 

Tuğrul Asi Balkar
 

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 23 Eki 2010 23:47:41
  - Yağmur
Ne zaman eskiyor sevgiler
Ödenen bedellerin acısı geçince mi?

Yağmur yağıyor, mutfak camındayım
Nasıl üşüdüğümü bilemezsin..
Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne,
Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama.
Şimdi telefon açsam sana
Sesini duymakta yetmiyor ki
Hep ayni cumleler.Babamlar nasil? Ilacini aldin mi? Nedenini bilmedigim bir aglamak var icimde
Bir yerlere sigdiramiyorum yuregimi........
Bazen dalip giderdin mutfakta yemek yaparken, tahta kasikla tencerenin basinda oylece
Ne dusunurdun acaba?
Ozlemek cok fena anne, anlamak seni daha da...
Omuzlarim agriyarak uyaniyorum sabahlari
Benim kizimin omuzlarini ovmasina daha cok var
Gittikce sanami benziyorum ben?
Ya da 'annenin kaderi kiza' dedikleri dogru mu?
'Baban eskitir herseyi kizim, 'demistin bir kez
Anlamamisim meger, eskiyormus annecigim
Omzunu ovacak kalmiyormus meger ayni evin icinde
Şimdi duysan bunlari, ne uzulursun mutsuz mu kizim diye, coktan kendinden vazgecmis bir sesle
Mutsuz degilim de anne, yagmura ve mutfagimdaki kedere care bulamiyorum..
Evimi topluyor, toz aliyor, patlican kizartiyor, televizyon seyrediyor, aksam calan kapiyi aciyorum
Actigimi goren olmuyor.......
Pisirdigim yeniyor da, guzel olmus denmiyor
Cay demleniyor demleniyor, demleniyor...
Kederim mutfagimın her yerine yerlesiyor
Ah nasil eskiyor hersey anne, nasil eskiyor,
Eskilerimi de atmaya kiyamiyorum,
Seni çok özlüyorum.....

Bana yasakladığın bahçeler sana da mı uzaktı hep Gidemeyişine ağladın mı sende.
Ne zaman eskiyor sevgiler
Ödenen bedellerin acısı geçince mi?
İşte böyle kalbimde bir acı şarkılar seni söyler
    İclal Aydın -

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK