Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 10 Ağu 2007 13:46:40
Ağustos'ta kar şaşkınlığı

Ağustos'ta kar mı olur demeyin. Artvin'da dağ etekleri beyaza büründü.
Artvin'in Murgul ilçesinde Tiryal Dağı eteklerinin belli bölümlerindeki kar kütleleri, görenleri şaşırtıyor.

Yaklaşık 1700 rakımı bulunan Tiryal Dağı eteklerinde, bazı kurumuş ağaçların altında, güneş görmeyen yerlerde bulunan kar kümeleri, bölgeyi görmeye giden yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

Küresel değişim ve ısınmanın tüm dünyada etkisini sürdürdüğü bugünlerde, özellikle Türkiye'deki bazı bölgelerde suya ve yağmura duyulan özlem, kar kütlelerinin önemini daha da artırıyor.

İrili ufaklı pek çok akarsuyu barındıran, yapılan ve yapılmakta olan barajlarıyla Doğu Karadeniz'in önemli su kaynaklarının yer aldığı Artvin'de, yavaş yavaş eriyen kar suları, akarsuların susuz kalmasını önlüyor.

Uzmanlar ayrıca, toprak altına inen yağmur ve kar sularının, yaklaşık 20-25 yıl sonra bulunduğu yöreden kaynak suyu olarak çıktığını belirtiyorlar. Bu da günümüzde var olan kaynak sularının, yaklaşık 20-25 yıl önce oluşmaya başladığını ortaya koyuyor.

Çevrimdışı omer68

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.202
  • 2.957
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.202
  • 2.957
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ağu 2007 13:18:32
Dünya asıl 2009'da yanacak  


Kavurucu sıcaklardan kurtalamayacağız. İşte ürkütücü gerçekler;
İngiltere Meteoroloji Ofisi, şimdiye kadar gerçekleştirilen en büyük iklim araştırmasına imza attı. Araştırmanın sonuçları dün İngiliz basınında geniş yer aldı. Buna göre,

1998 yılında dünyada hava sıcaklıkları ortalaması yıl geneline bakıldığında 14.54 dereceyle rekor bir düzeye ulaşmıştı. 2003 yılında ise Avrupa’da 35 bin kişi sıcaklar nedeniyle hayatını kaybetti. Son yapılan tahminlere göre dünya bu rekorları da çok yakın bir gelecekte geride bırakacak. Yani havalar daha da ısınacak.

Bilgisayar simülasyonu 2010 yılında 1998’deki sıcaklık rekorunun kırılma ihtimalinin yüzde 50’inin üzerinde olduğunu gösterdi.

DAHA DA KAVRULACAĞIZ

Önümüzdeki 2 yıl boyunca sıcaklıklarda düşme beklenmiyor. Her iki yılın da bu yıl yaşanan iklim koşullarıyla benzerlik göstereceği tahmin ediliyor.

2009 yılından itibaren sıcaklıklar aniden ve sürekli yükselmeye başlayacak. Önümüzdeki 10 yıl içinde dünyanın ortalama ısısı 0.3 derece yükselecek.

2014 yılı ve sonrasında ise cehennem sıcakları bizi bekliyor. Yeni sıcaklık rekorları kırılması olasılığı her geçen yıl biraz daha artacak.

Çevrimdışı dehliz

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 7.715
  • 29.498
  • Müdür Yardımcısı
  • 7.715
  • 29.498
  • Müdür Yardımcısı
# 11 Ağu 2007 16:25:48
Öğretmen adayları 'bakaya' çıktı
11 Ağustos 2007 08:23
Öğretmen olmak için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)'na başvurmak isteyen üniversite mezunları, bakaya (yoklama kaçağı) çıktı. MEB, Askeralma Dairesi Başkanlığı (ASAL), adayların askerlik durumunu elektronik ortamda alınca binlerce öğretmen adayı, başvuru ekranındaki 'Askerlikle ilişiğiniz olduğu için başvuramazsınız' uyarısıyla karşılaştı.

Adayların zamanında askerlik tecillerini yaptırmamaları, üniversitelerinin de kendileri adına askerlik şubelerine öğrenci belgelerini göndermemesi, sorunun kaynağını teşkil etti. Yaklaşık 5 bin öğretmen adayı 2 gündür ne yapacağını şaşırırken, konuya Milli Eğitim ve Milli Savunma bakanlıkları ortak çözüm buldu. Askerlik sorunu olan adaylar öğrenci belgeleriyle askerlik şubelerine gidip askerliklerini erteletecek, askerlik şubeleri de adayın askerlik durum bilgilerini düzelterek Milli Eğitim'e gönderecek. Ayrıca MEB önceki günden itibaren başvuru engelini oluşturan askerlik bilgisini devre dışı bırakarak adayların başvurularına imkan verdi. Ancak başvurularını yapan öğretmen adaylarının askerlik şubelerinden alacakları erteleme belgesini başvurularını onaylatacakları il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine vermeleri gerekecek.

MEB, adayın her şeyini biliyor

Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı, başvuruları 8 Ağustos'ta başlayan ve 19 Ağustos'ta sona erecek 20 bin öğretmen atamasında önemli bir e-devlet projesine imza attı. Emekli Sandığı, ASAL ve Adalet Bakanlığı gibi kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliğine giden MEB, artık kimin askerde veya bakaya olduğunu biliyor.

MEB, ayrıca öğretmen adaylarının adli sicil kayıt bilgilerini kendi sistemine yansıttı. Böylece, adli kaydından dolayı başvuru imkanına sahip olmayanların daha ilk aşamada başvuruları önlendi. Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı verilerini de ilgili kurumlardan alarak başvuru ekranına koyan MEB, kimin memur, kimin ilk defa atanacak bir aday olduğunu ayırt edebiliyor. Böylece, memur olarak çalışırken istifa eden ve 6 aylık bekleme süresine uymadan hileli yolla öğretmenlik atamalarına katılmayı deneyenlerin başvuruları önleniyor.

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 12 Ağu 2007 11:15:05
İlginç Online ihbarlar şaşırtıyor

Emniyet Müdürlüğü online ihbar sistemine geçince bakın nasıl ihbarlar aldı.
Antalya Emniyet Müdürlüğüne ait internet sitesindeki ''155@antalya.pol.tr ve bilgiedinme@antalya.pol.tr'' adlı e-mail adresinden 24 saat online ihbar ve şikayetleri kabul ediyor.
   
İnternet üzerinden gönderilen şikayet ve bilgi edinme gibi her türlü mesajın
en kısa sürede ve ciddiyetle değerlendirildiğini ve kişilerin sonuçları hakkında
bilgilendirildiğini belirten yetkililer ihbarların yoğunluğunun asayiş, sağlık ve çevreyle ilgili olduğunu anlatan yetkililer, birbirinden ilginç ihbar ve taleplerle de karşılaştıklarını söylediler.
   
İhbarlardan bazıları şöyle:

''Emekli öğretmenim maaşım bu ay yatırılmadı, şikayetçiyim"
"Emekli polis memuruyum beni erken emekli ettiler''
'Bizim kasap domuz eti satıyor. Domuz etlerini ve kasabı buradan götürün''
''Komşumun köpeği çok havlıyor''
''Karım otomobilimle kaçtı ne yapmalıyım''
'Polis muhabiri olmak istiyorum, beni işe alır mısınız?''
''Babam alkollü olarak her akşam araç kullanıyor''
''Eşimin beni aldattığından şüpheleniyorum, onun gittiği eve baskın düzenler misiniz?''
''Annem beni dövüyor''
''Meteorolojinin tahminleri tutmuyor bunlar hakkında işlem yapıyor musunuz?''
'Her gece komşumun horultusunu duyuyorum, bunu susturmak için bir şeyler yapar mısınız''.


Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 12 Ağu 2007 11:17:29
GSM operatörlerinin cinliği
GSM operatörleri dakika ücretlerini düşürürken kontör atış süresiyle oynayarak artık sürelerden kazanıyor ve gelirini artırıyor.

Bedava konuşma süreleri de daha çok konuşma alışkanlığı kazanmamıza neden oluyor. Abonelerin faturalarının artmaması için operatörlerin sunduğu dakika bazlı tarife yerine saniye bazlı tarifeye geçmesi gerekiyor. Operatörler müşterilerinin ortalama konuşma sürelerine göre dakika ücretlerini aşağı çekiyor gibi görünse de kontör atış süreleriyle aradaki bedeli tahsil ediyor. Üstelik bedava konuşma süreleri ve kısa mesajlar için getirilen şartlar da tarifeleri yukarı doğru çekiyor. Sonuçta daha çok konuşup daha fazla mesaj çekip daha fazla ödüyoruz. Türkiye'de ekonomik kriz ve deprem sonrası vergiler konuşma sürelerinin düşmesine neden olmuştu. 3 GSM operatörün rekabeti ve son dönemde reklam kampanyalarıyla ortaya çıkan Türk Telekom'un da eklenmesi konuşma sürelerini artırmaya başladı. Turkcell'de aylık konuşma süreleri 68 dakikadan 89 dakikaya çıktı. Vodafone da 2007'nin ilk üç ayında 103 dakika olan kişi başı konuşma süresine sahipken 30 Haziran'da 109 dakikaya ulaştı. Avea ise yine konuşma sürelerinin son üç ayda arttığını açıkladı.

KONUŞMALAR KESİLEBİLİR

Ancak artan konuşma süreleri bütün operatörlerin kesilen konuşma miktarında artışa neden olacak. Şebeke kapasitesi yetersiz olursa konuşmalar kesilebiliyor. Operatörler bedava konuşma sürelerini yoğunluğun az olduğu hafta sonlarına veya gün içine dağıtarak şebekeyi rahatlatıyor. Turkcell'in sahip olduğu abone miktarı da diğer operatörlerin toplamından fazla. Turkcell artan frekansı 3'üncü nesil altyapı ile karşılamayı düşünürken diğer operatörler de baz istasyonu konusunda yatırımlarına artırarak devam etmek zorunda. Baz istasyonu eklemek hiç kolay değil. Büyük şehirlerde risk daha yüksek.

TARİFE OYUNUNA DİKKAT

GSM operatörlerinin tarifelerinin altında yazan minik yazılara mercek tutunca daha az harcamak mümkün. İşte faturanızı düşürmenin yolları: Operatör değil, ben kazanmalıyım diyorsanız, saniyeli tarifeye geçmek daha çok kazandırıyor. Eğer her seferinde "10 dakikadan az konuşmuyorum" derseniz kontör atış süresi 1 dakika olan tarife de işinize gelebilir. Ancak genelde telefonla konuşurken kısa sürede kapatmaya çalıştığımız için artan süreler operatörün cebine kalıyor. GSM operatörleri özel tarifeler için bazen sabit ücret alıyor. Tercihinizi yaparken mutlaka sabit ücret ödeyip ödememek gerektiğini karşılaştırın. Operatörler arası arama yapıyorsanız, sık aradığınız numaraların size maliyetini mutlaka karşılaştırın. Genelde operatörler arasında arama ücretleri yüksektir, karşılaştırmakta fayda var.

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 12 Ağu 2007 11:20:57
Sakın siyah poşet kulanmayın!

Pet şişe, kova ve tıbbi atıklardan üretilen ucuz poşetler tehlike saçıyor. Çarşı-pazar esnafının siyah poşetleri tam bir kansorejen deposu. Uzmanların tavsiyesi kağıt torba..
Reklam
Atık maddelerin işlenmesiyle elde edilen kanserojen riski yüksek naylon poşetlerin sağlık açısından risk taşıdığı, bu tür malzemeler yerine geçmişte yaygın kullanılan geri dönüşümü mümkün kese kağıdının tercih edilmesi gerektiği bildirildi.

Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, pet şişe, kova ve tıbbi atık gibi maddelerin toplanarak tekrar işlenmesiyle üretilen siyah naylon poşetlerin saçtığı sinsi tehlikeye dikkat çekti.

‘KAĞIT POŞET İSTİYORUZ’

Siyah poşet kullanımının özellikle kenar mahallelerdeki semt pazarlarında hızla sürdüğünü, seyyar satıcı ve pazarcı esnafının, birinci sınıf poşetlere oranla çok daha ucuz olduğu için siyah poşeti tercih ettiğini belirten Göktaş, bunun önlenmesi için, yetkili kurum ve yerel yönetimlerin gerekli tedbirleri almaları için girişimde bulunduklarını ifade etti. Her türlü naylon poşetin doğada uzun yıllar varlığını sürdürdüğünü belirten Göktaş, şöyle konuştu: "İnsan sağlığı açısından risk taşıyan siyah renkli poşet tüketimi yıllık 260 bin tonu buluyor. Bu oran, birinci sınıf malzemeden yapılan naylon torbalarla katlanıyor. ÇETKODER olarak, bu tür malzemeler yerine kağıt poşet kullanımının yaygınlaşması gerektiğine inanıyor, bunun için 15 yıldır çaba harcıyoruz. ABD ve Avrupa ülkelerinde 30 yıldır sağlığa zararlı olmayan kağıt torba kullanılıyor.”

GIDALARDAN UZAK TUTUN

Çukurova Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hunay Evliya da çöplerden toplanarak hijyenik olmadan elde edilen koyu renkli naylon poşetlerin, gıda amaçlı kullanılmaması gerektiğini söyledi.

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 14 Ağu 2007 13:38:10
En iyi üniversite listesinde beş Türk
      ABD'nin ünlü haber dergisi Newsweek, dünyanın en kaliteli 500 üniversitesini seçti. Listeye Türkiye'den İstanbul, Sabancı, İTÜ, Bilkent ve Çukurova girdi. ODTÜ ve Boğaziçi ise listede yok

Amerikan Newsweek dergisi son sayısında yükseköğretimdeki global yarışı kapak yaptı. ABD'den THES (Times Higher Education Supplement) ve Çin'den Shangai Jiao Tony University'nin yaptığı sıralamalara uzmanlardan alınan görüşlerin eklenmesiyle dünyanın en prestijli ve kaliteli 500 üniversitesi belirlendi. 'Dünya üniversiteleri' başlığıyla yayımlanan makalede eğitim kalitesi ve prestijleri ele alındı.
      Dünya sıralamasında 500 içinde beş Türk üniversitesi bulunuyor: İstanbul, Sabancı, İstanbul Teknik (İTÜ), Bilkent ve Çukurova üniversiteleri. Bu üniversitelerden beşi de THES listesine girerken Çin listesinde sadece İstanbul Üniversitesi var.
     
     İlk sırada Harvard var

      Türkiye'nin en köklü ve kaliteli yükseköğretim kurumlarından ODTÜ, Boğaziçi gibi üniversitelerin yer almadığı listenin ilk sırasında Harvard Üniversitesi bulunuyor. Türkiye'den bu listeye girmeyi başaran üniversiteler mutlu. Çoğunun ortak fikri başarılarının altında araştırmaya verdikleri önemden kaynaklanıyor.
     
     İTÜ: Araştırmaya önem veriyoruz

      İTÜ Rektörü Prof. Dr. Faruk Karadoğan, İTÜ'nün 234 yıldır eğitime, araştırmaya önem veren bir kurum olduğunu belirterek, başarılarının nedenlerini şöyle anlatıyor:
      "Başkaları tarafından da takdir edilmek önemli. Altyapı yatırımlarına önem veriyoruz. Araştırmalara ivme kazandırmak için 60 bin yaşayan mezunumuzdan fon oluşturmaya başladık. Sadece devletin kaynaklarını yeterli görmüyoruz. İnsana yapılan yatırım miktarı giderek artıyor. Araştırma görevlilerini yılda bir kez yurtdışına gönderiyoruz. Geçen yıl araştırma görevlilerin sadece yurtdışındaki sunumları için 600 milyar bütçe ayırdık. Yakında çok büyük bir kütüphane devreye girecek. Yurtdışındaki ortak çalışma yaptığımız üniversite sayısı 100'ü aşmış durumda."
     
     Bilkent: Bu başarı doğal

      Bilkent Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemal Yalabık ise bu başarılarını doğal karşılıyor. Türkiye'de başka iyi üniversiteler olduğunu da vurgulayan Yalabık, "Daha önceden de bu sıralamalarda yer aldık. Önemli olan bu ligde yer alabilmek. Araştırma ve eğitime yeterli özen gösterilirse iyi bir çizgiyi yakalamak mümkün. Bu başırıyı doğal karışılıyoruz" diyor.
      Çukurova Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhami Yeğingil, "Öğrenciler, öğretim görevlileri, üniversiteyi en iyi duruma getirmeye çalışıyoruz. Bunlar da bunun bir sonucu" diyor.
      Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tosun Terzioğlu ise "Bizim için bu tip sıralamalardan çok mezunlarımızın başarıları önemli. O listede ilk 10'da yer alan Harvard, Oxford, MIT, Stanford gibi üniversitelere çok sayıda mezunumuz burslu olarak doktoraya kabul edildi. Bundan büyük bir gurur duyuyoruz" dedi.

Çevrimdışı Ervanur

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 137
  • 22
  • 137
  • 22
# 14 Ağu 2007 13:54:57
Okulun Adı Var Ama Okul Yok     
14 Ağustos 2007 11:33Bitlis merkeze bağlı Kayadağ köylülerinin oy pusularında okul adları var ama köylerinde okul yok.
22 Temmuz seçimlerinde Kayadağ köyü muhtarlığına gönderilen oy pusulasında kendilerinden "Kayadağ Köyü İlköğretim Okulu'nda" oy kullanacaklarını belirten oy pusulalarının gelmesi üzerine büyük şaşkınlık yaşadıklarını söyleyen Muhtar Özkan, "Seçim Kurulu'ndan köyümüze gönderilen seçmen pusulalarında bizden "Kayadağ Köyü İlköğretim Okulu"nda oy kullanmamız istendi. Öyle bir okul olsaydı oyumuzu kullanırdık. Bu bir vatandaşlık görevidir. Ancak okulumuz olmadığı için 61 kayıtlı seçmenin hiçbiri oy kullanamadı." dedi.

Bitlis Merkez'den 60 kilometre uzaklıktaki, 80 nüfuslu Kayadağ Köyü'nde okul olmadığı için eğitim-öğretim çağına gelen çocukların birçoğu okula devam edemiyor.

Ulaşım sıkıntısının yaşandığı köyde okul bulunmadığını aktaran, köy muhtarı Hikmet Özkan, devlet hizmetlerinden mahrum kaldıklarından şikayet ederek yetkililerden yaşadıkları sıkıntılara kayıtsız kalmamalarını istedi.

Cumhuriyet tarihi boyunca okul yapılmayan köy nüfusunun büyük çoğunluğunun okuma yazma bilmediğini, okuma yazma bilenlerin bir kısmının askerlik görevi sırasında öğrendiklerini anlatan Özkan, köylerine en kısa zamanda okul yapılmasını istedi.

Köy nüfusunun sürekli değişim gösterdiğini söyleyen muhtar Özkan, birçok köylünün çocuklarını okutabilmek için Bitlis şehir merkezinde ev kiraladıklarını ya da akrabalarının yanına çocuklarını gönderdiklerini belirtti.

Köylerinde okul olmamasından dolayı köydeki kadınların okuma yazma bilmediklerini anlatan Özkan şunları söyledi: "Köyümüze okul yapılması için defalarca yazılı ve sözlü olarak müracaatta bulunduk ancak bugüne kadar okul yaptırılmadı. Yatılı Bölge okullarına yazdırmak istediğimiz çocuklarımızın bir kısmının kaydı ise erkek çocuklarının bakımının zor olduğu gerekçesiyle okul yöneticileri tarafından reddedildi."

10 yaşındaki İlyas Toprak ve ablası 12 yaşındaki Sevda Toprak ise okula gitmeyi çok istediklerini ancak civarda gidebilecekleri bir köy olmaması ve köylerinde de okul bulunmamasından dolayı okula gidemediklerini söyledi.

Bitlis İl Milli Eğitim Müdürü Cafer Tulmaç, nüfus kriterleri göz önünde bulundurulacağını, gerekli nüfusun köyde olması durumunda bu yıl için olmasa da gelecek yıl programa alınacağını, aksi takdirde köydeki okul çağındaki çocukların yatılı bölge ilköğretim okullarına kaydırılacağını açıkladı.


Çevrimdışı JUJU

  • Uzman Üye
  • *****
  • 402
  • 292
  • 402
  • 292
# 16 Ağu 2007 23:35:53
YÜKSEK SESLE MÜZİK DİNLEMEYE 58 YTL PARA CEZASI

SERHAT DEMİR

ZONGUDAK (İHA) - Zonguldak'ın Muslu beldesinde yüksek sesle müzik dinleyen bir kişiye, jandarma tarafından 58 YTL para cezası kesildi.

Edinilen bilgiye göre, devriye gezen Işıkveren Jandarma Karakol Komutanlığı ekipleri, Muslu beldesi kent merkezinde oturan H.B.'nin (46), yüksek sesle müzik dinleyerek çevreyi rahatsız etitğini tespit etti. Jandarma ekipleri, 5626 sayılı Kabahatler Kanunu'nun ilgili maddesi gereği şahsa 58 YTL para cezası kesti.

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 17 Ağu 2007 13:15:15
20.08.2007 tarihinde göreve başlayacak ortaöğretim kurumlarında görev yapan arkadaşlara iyi eğitim öğretim yılı dilerim.

Çevrimdışı aladag44

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 183
  • 82
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 183
  • 82
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ağu 2007 13:43:16
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
20.08.2007 tarihinde göreve başlayacak ortaöğretim kurumlarında görev yapan arkadaşlara iyi eğitim öğretim yılı dilerim.

Ben de ortaöğretim kurumlarında görev yapan arkadaşlara hayırlı bir eğitim-öğretim yılı diliyorum.

Çevrimdışı zelihagok

  • Uzman Üye
  • *****
  • 394
  • 13
  • 394
  • 13
# 17 Ağu 2007 14:36:52
İhbarlardan bazıları şöyle:

''Emekli öğretmenim maaşım bu ay yatırılmadı, şikayetçiyim"
"Emekli polis memuruyum beni erken emekli ettiler''
'Bizim kasap domuz eti satıyor. Domuz etlerini ve kasabı buradan götürün''
''Komşumun köpeği çok havlıyor''
''Karım otomobilimle kaçtı ne yapmalıyım''
'Polis muhabiri olmak istiyorum, beni işe alır mısınız?''
''Babam alkollü olarak her akşam araç kullanıyor''
''Eşimin beni aldattığından şüpheleniyorum, onun gittiği eve baskın düzenler misiniz?''
''Annem beni dövüyor''
''Meteorolojinin tahminleri tutmuyor bunlar hakkında işlem yapıyor musunuz?''
'Her gece komşumun horultusunu duyuyorum, bunu susturmak için bir şeyler yapar mısınız''

............................. ..............

;D çok güldüm valla ya ne insanlar var

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 18 Ağu 2007 13:53:56
Öğretmeni kira vuruyor

Öğretmenin iki yakası bir araya gelmiyor. Yapılan bir araştırma çarpıcı..
İstanbul'daki öğretmenlerin yüzde 57'si kirada oturuyor ve maaşlarının yüzde 65'i kiraya gidiyor. Özel aracı olmayan öğretmenlerin oranı ise yüzde 67.

Türk Eğitim-Sen'in İstanbul'da 288 bayan ve 952 erkek olmak bin 240 eğitim çalışanıyla yaptığı “Eğitim Çalışanlarının Sosyo-Ekonomik Durumuna Yönelik Nicel Bir Araştırma” konulu anket, İstanbul Bölge Başkanı Doç. Dr. Hanefi Bostan tarafından sendika merkezinde açıklandı.

Ankete katılanların yüzde 80'ini evliler oluştururken, evlilerin eşlerinin yüzde 63'ü çalışıyor. Türkiye'deki 700 bin, İstanbul'daki 60 bin eğitim çalışanına projektör tutan çalışmaya göre, çalışanların yüzde 40'ı 2, yüzde 35.5'i ise 3 çocuğa sahip.

Öğretmenlerin yüzde 11'lik kısmı 883 YTL olan açlık sınırının altında aylık 750 YTL'ye çalışıyor. Yüzde 21'i 750 ile bin YTL arasında ücret alıyorlar. Öğretmenlerin yarısından fazlasını teşkil eden yüzde 53'lük kısmı ise bin ile 2 bin YTL arasında ücretle çalışıyorlar.

Eğitim çalışanlarının yüzde 3.2'si lojmanlarda, yüzde 57.8'i kirada, yüzde 39'u ise kendi evinde oturuyor. Kiracı olan eğitimciler, 500 ile 600 YTL arasında ev kirası ödüyor ve bu miktar da onların maaşlarının yaklaşık yüzde 60'ına denk geliyor.

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 18 Ağu 2007 14:01:48
Hayat hep sinüs kosinüs değil, tanjant kotanjant da lazım...


ÖSS sonuçları açıklandı...

Sonuçlar, tanıdık.

*

Uyurken usul usul öptüğümüz, nefesini dinlediğimiz, üstüne titrediğimiz, hayaller bina ettiğimiz çocuklarımız, kupkuru lise diplomasıyla kalakaldı ortada...

Gene.

Mesleksiz.

(Siz bakmayın "büyük yazar" demelerine... "Büyük" meselelere kafam basmaz benim... "Küçük" şeylere takılırım... Mesela, büyük büyük düşünüp kutup ayılarını kurtarmaya çalışırken, ne olacak bu milyonlarca küçüğün hali?)

*

Madalyonun öbür yüzüne gelince...

*

Bi dolu şampiyonu var sınavın... Bi dolu birinci... Türkiye’nin bu yaş grubundaki "en zeki" fertleri...

Nereleri tercih etmişler?

Aysun, mühendislik.

Yiğit, mühendislik.

Serhat, mühendislik.

Halil, mühendislik.

Abdurrahim, mühendislik.

Kızlı oğlanlı...

Elçin, mühendislik.

Hayrullah, mühendislik.

Özgür, mühendislik.

Çağlar, mühendislik.

Hamza, mühendislik.

*

Zannedersin, Türkiye dediğin, sanayi ve teknoloji devidir!

*

Halbuki, en iri kıyım fabrikamız, tornavidayla montaj yapıyor alt tarafı... 150 işçi, başında da bir mühendis... Maaş bin lira.

*

Rahmetli Sakıp Sabancı ortaokul terk, Bill Gates üniversite terk, Ahmet Nazif Zorlu ilkokul mezunu, bu arada.

*

Buna rağmen...

Israrla ve inatla, Türkiye’nin "en zeki" çocukları, sadece ve sadece "mühendisliğe" yöneliyor...

Hiçbir şampiyon çıkıp da, "Ben tarihçi olacağım arkadaş", "Ben hukukçu olacağım", "Ben de konservatuvara gideceğim" demiyor...

İlla ki mühendis.

*

Böyle olunca ne oluyor?

*

Mesela bizim meslek...

Yap IQ testi.

Gör vaziyeti.

Kendimi ayrı tutmuyorum.

Bilakis.

Sıradan bir üniversitenin, sıradan bir fakültesini tesadüfen kazanan, babasına mide kanaması geçirtecek kadar haylaz, kitap okuyacağına Gırgır okuyan, derse gireceğine maça giden, iki defa atılıp, iki defa afla geri dönen, evlere şenlik bir öğrenciydim...

Mezun olduğumda, dekan kurban kesecekti neredeyse, "gitti, kurtulduk" diye...

Liseyi beraber okuduğum bir arkadaşım ise, Türkiye 3’üncüsü oldu, çocukluğundan beri gazeteci olmak istiyordu, Boğaziçi’nde mühendislik okudu, Amerika’ya gitti, oraya yerleşti... Zekásını Amerikalılar kullanıyor.

Gazeteler, ben ve benim gibilere kaldı... Sonuç ortada!

Ahali, "kıstırsam da ağzını burnunu kırsam" diye gazeteci arıyor sokakta.

*

Demem o ki...

"Türkiye, müthiş potansiyeline rağmen, niye bir türlü kalkınamıyor" diye merak ediyorsanız... Cevap bu.

*

Sahip olduğumuz beyinleri, mesleklere yayamıyoruz.

Hep aynı yere yığıyoruz.

O yüzden, ülkenin en parlak öğrencileri, en zor üniversiteleri bitirip, işsiz kalıyor... Kafası daha az çalışanlar, daha kolay üniversiteleri bitirip, o mesleğin Abdurrahman Çelebisi oluyor.

*

Anneler babalar...

Lütfen, çocuklarınızın yakasından düşün!

Kendi yapamadığınızı çocuklarınıza yaptırma huyunuzdan vazgeçin... Bırakın, sizin olamadığınız mesleği değil, kendi istedikleri mesleği yapsınlar... Bırakın, Türkiye’nin zeki çocukları, hep mühendis hep doktor değil, gitarist, psikolog, arkeolog, gazeteci, ressam, tiyatrocu, antrenör, pastacı olsunlar.

Bırakın mutlu olsunlar!

Nerede okuduğun değil, hayatı nasıl okuduğundur aslolan...

Peşinde olduğunuz paranın sırrı orada, emin olun.Bırakın.


Yılmaz Özdil - Hürriyet

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 18 Ağu 2007 14:52:07
Spiker korsanı telefona istedi

Uçak kaçırmayı canlı yayında aktaran spiker tarihe geçecek bir istekte bulundu.
CNN Türk'te uçak kaçırma olayını stüdyodan canlı yayında aktaran Pelin Çift, yolculardan biri ile cep telefonuyla konuştu. Bir ara 'Telefonu korsana uzatabilir misiniz?' ricasında bulundu...

CNN Türk canlı yayınına korsanların elinde rehin bulunan Mahmut Adaş isimli yolcu bağlandı. Yolcu ile uzun uzun konuşup kabin içindeki bilgileri sıcağı sıcağına aktaran Pelin Çift, bir ara Mahmut Ataç'ın itirazı ile karşılaştı.

Yolcu, Çift'e, 'Ailemi arayacağım izin verirseniz kapatmak istiyorum' dedi. Bunun üzerine Çift, yolcunun eşinin ismini zikrederek 'Nezaket Hanım gayet iyi şu an sizi CNN Türk yayınında izliyor' diyerek yolcuyu rahatlattı.

Bunun üzerine 'Bir hostesi telefona verebilir misiniz?' dedi, yolcu 'Şu an hostesler yakınları ile konuşuyor hepsi meşgul' dedi.

İşte o anda Çift, Türk canlı yayın tarihine geçecek girişimi yaptı, 'Peki rica etsem Türkçe bilen korsana telefonu uzatabilir misiniz?' ricasında bulundu...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK