Atatürk İle İlgili Hatıralar

Çevrimdışı dehliz

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 7.715
  • 29.496
  • Müdür Yardımcısı
  • 7.715
  • 29.496
  • Müdür Yardımcısı
# 03 Haz 2007 01:50:17
TÜRK ORDULARI BAŞKUMANDANIYIM

Afyonkarahisar'ın hatlarının çözülmesi sonunda birkaç Yunanlı tutsak, geceleyin Mustafa Kemal'in çadırına getirilmişti. Bunlardan birisi, Muzaffer Generalin doğup büyümüş olduğu Selanik'ten gelmişti. Yüz, kendisine yabancı gelmediğinden ve üniformasında da hiçbir bellilik görmediğinden kim olduklarını ve rütbelerini sormaya başlamıştı.
- Binbaşı mısınız?
- Hayır.
- Albay mı?
- Hayır.
- Korgeneral mi?
- Hayır.
- Peki nesiniz?
- Ben Mareşal ve Türk Orduları Başkomutanıyım! Şaşkınlıktan ağzı açık kalan Yunanlı kekeledi:
- Bir başkomutanın savaş hattına bu kadar yakın yerlerde dolaşması işitilmiş değil de!..

Çevrimdışı dehliz

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 7.715
  • 29.496
  • Müdür Yardımcısı
  • 7.715
  • 29.496
  • Müdür Yardımcısı
# 03 Haz 2007 01:58:00
Yıl 1922. 14 Ocak gece yarısı. Mustafa Kemal’in özel treni Eskişehir’e doğru gidiyor. Bu yolculuk bir kamuoyu yolculuğu olacak ve Gazi, savaş sonrası Anadolu’sunda bazı şehirlerin nabzını yoklaya yoklaya İzmir’e gidip annesini görecek. Ve Latife’yi.

Ama o gece çok sıkıntısı var Mustafa Kemal’in ve bir türlü uyku tutturamıyor.

Ali Çavuş kompartımanın kapısı önünde sigara üstüne sigara içiyor. Kapıya dayanmış karanlığı seyreder ken bir yandan da kendi kendine mırıldanıp duruyor.

“Bu işin bu kadar çabuk oluvereceğini hiç düşünmedim."

İşte, sonunda şifreli telgraf geldi. Zübeyde anamızı yitirdik. Peki, ne duruyorum. İçeri girip onu uyandırmalıyım. Ama işe bak, giremiyorum. Kıyamıyorum paşama. Nasıl derim ki: ‘Anamız öldü paşam!’ diyemem. Onun yüreği anası için atar. Hep söyler. Vatanı kurtarmakla anasını kurtarmak aynı anlama gelir onun için. Kapıyı açsam, telgrafı uzatsam, ‘Paşam sen sağ ol’ desem ‘Eyvah demez mi?’ ‘Koca vatanı kurtardım ama anamı kurtaramadım demez mi?"
Ali Çavuş, anlattığına göre birden yerinden sıçramış. İçeriden bir ses geliyor. Mustafa Kemal sesleniyor.

Çavuş kompartıman kapısını açıp selam duruyor:

“Emret Paşam”.

Mustafa Kemal yatağa oturmuş soruyor telaş ile:

“Ne demeye kapıda bekliyorsun sen?”

“Uyku tutturamadım da Paşam”

“Annemden bir haber var mı?”

“Az önce bir telgraf geldi dediler, şifreyi çözünce size sunacaklar.”

“Boşuna kıvranma Ali, benden de saklamaya çalışma. Ben haberi aldım.”

Ali Çavuş bir şey yokmuş gibi durmaya çalışıyor ve merakla soruyor:

“Ne olan, ne haber aldın ki paşam? Hayır haber inşallah.”

Mustafa Kemal usul usul anlatıyor.

“Az önce dalmışım, rüyamda yeşil bir ovada anamla el ele geziniyorduk. Hep olduğu gibi bana birşeyler anlatıyordu. Birden bir fırtına çıktı. Bir sel bastırdı, anamızı aldı götürdü. Hiçbir şey yapamadım. Hiç, hiç!..”

Çavuşu bir titremedir almıştı. Derken.. Mustafa Kemal emri verdi:

“Çocuk! Al getir şu telgrafı, hemen!”

Ali Çavuş kompartımandan çıkar çıkmaz, çözümü getiren görevliyle karşılaştı.

“Ver onu” dedi. “Paşamız bekliyor.”

Kağıdı aldı, içeri girdi, selam durdu ve: “Sen sağol paşam” dedi.

“Millet sağ olsun.”

Gözünden iri bir damla göz yaşı akıvermişti. Çavuş “Ağlama paşam” diye yalvardı.

“Neden? Ben insan değil miyim? Anam öldü. Ben buna ağlarım. Ama, Anavatan kurtuldu. Bununla da te selli bulurum. Benim için ikisi bir.”

İşte ben bunun için:

‘Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini’ diye cevap vermedim mi Namık Kemal’e? Birden Mustafa Kemal ile Ali Çavuş birbirlerine sarıldılar ve açık açık, hıçkırıklarla, içli içli ağlıyorlardı..

Çevrimdışı dehliz

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 7.715
  • 29.496
  • Müdür Yardımcısı
  • 7.715
  • 29.496
  • Müdür Yardımcısı
# 03 Haz 2007 02:11:58
Cumhuriyet'in ilanIndan sonra Istanbul'da bir resepsiyon verilir.
Tüm dünya Uüülkelerinin elçileri ve ateşeleri de davet edilir.
Davet güzel bir şekilde devam etmektedir,
fakat Ingiliz ateşesi olan binbaşınIn bakışları Mustafa Kemal'in gözünden kaçmaz.
bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.
ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir.
Yaver Mustafa Kemal'e şöyle der:
- Paşam kendisine neden ters bir tavır takındığığı sordum, o da bana
Mustafa Kemal'in Canakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.
bunun Uzerine Mustafa Kemal şöyle der:
- Git sor bakalım babasının Canakkale'de ne işi varmış?

Çevrimdışı dehliz

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 7.715
  • 29.496
  • Müdür Yardımcısı
  • 7.715
  • 29.496
  • Müdür Yardımcısı
# 03 Haz 2007 17:24:11
İngiliz lordu Atatürk'ün daveti üzerine istanbul'a
gelir.İngiliz lordu şerefine verilen yemekte servis
yapan Türk elindeki tepsiyi devirir.Herkes büyük bir
şaşkınlık içinde kalmıştır ve Atatürk'ün ne tepki
vereceği beklenirken, Atatürk ingiliz lorduna dönerek:


"HALKIM HERŞEYİ BECERİYOR DA BİR TEK UŞAKLIĞI BECEREMİYOR".

Çevrimdışı Delicanlı

  • Uzman Üye
  • *****
  • 346
  • 88
  • 346
  • 88
# 04 Haz 2007 00:18:58
Evet Atam,
Vatan elden giderse evlattan ne fayda gelir. Türk Milleti bu şuurla binlerce kınalı kuzusunu kurban verdi Vatan yolunda. İşte o evlatlardan fayda geldi bize. O elleri öpülesi analarımız taş bassa da evlatlarının yerine bağrına, O VATAN EVLATLARININ bağrında yatacağı bir Vatan kaldı geride! Bu kutsal emanet bizim yüreğimizdedir ATAM!

Çevrimdışı huzurum84

  • Üye
  • *
  • 13
  • 2
  • 13
  • 2
# 09 Haz 2007 12:56:24
İzmir kurtulmuş, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara'ya hareket edecekler... Trene binerler ve kompartımana çekilirler.
Ertesi gün, yaveri, Atatürk’ün kompartımanının kapısını çalar. Atatürk, yorgun, bitkin bir halde kravatını yıkamaktadır. Yaveri: "Paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde; niye böylesiniz", der.
"Çocuk, kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz, kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm, uyumadım kalktım", der.
Yaveri: "Aman Paşam! Birimize haber vereydiniz; hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik", der.
Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan tarihi bir cevap verir:
"Geç fark ettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz, hiç birinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil; milletimin rahat uyuması".

ATAMIZ SAYESİNDE NE KADAR RAHAT UYUYORUZ Kİ; HALA UYANAMADIK ?

Sadece paylaşmak istedim:)

Çevrimdışı erseven_tr

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 395
  • 311
  • 395
  • 311
# 09 Haz 2007 12:59:58
paylaşım için teşekkür ederim arkadaşımm

Çevrimdışı erseven_tr

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 395
  • 311
  • 395
  • 311
# 09 Haz 2007 13:03:58
                  İZMİR SUİKASTI

İzmir'de hazırlanan o alçakça suikastın sonuçsuz kalmasından sonra bir gün bize şu olayı anlatmıştı:
- "Ziya Hurşit'in beni öldürmeye memur ettiği iki zavallı vardı. Sorguları yapıldıktan sonra bunların birisini yanıma çağırdım. Odada kimse yoktu. Kendisine sordum:
- Sen Mustafa Kemal'i öldürecekmişsin, öyle mi?
- Evet, dedi. Ben yine sordum:
- Mustafa Kemal ne yapmıştı ki onu öldürecektin?
- Fena bir adammış o. Memlekete çok fenalık yapmış. Sonra bize onu öldürmek için para da vereceklerdi.
- Sen Mustafa Kemal'i tanıyor musun?
- Hayır.
- O halde tanımadığın bir adamı nasıl öldürecektin?
- Geçerken işaret edecekler, Mustafa Kemal işte budur, diyeceklerdi. Biz de öldürecektik.
O zaman cebimdeki tabancayı çıkararak kendisine uzattım:
- Mustafa Kemal benim, haydi al eline tabancayı, öldür, dedim.

Herif benden bu karşılığı alınca yıldırımla vurulmuş gibi oldu. Bir süre şaşkın şaşkın yüzüme baktıktan sonra diz üstü kapanarak hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Yahya Galip KARGI

Kaynak: Yücel Dergisi, 1948

Çevrimdışı tekbaba

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.514
  • 498
  • 1.514
  • 498
# 09 Haz 2007 18:36:17
Bu da ATA'MIZ için hazırlanmış bir slayt.Alıntıdır

Çevrimdışı tekbaba

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.514
  • 498
  • 1.514
  • 498
# 09 Haz 2007 18:42:00
Bu slayt için emek harcayanlara teşekkür ederim.

Çevrimdışı erseven_tr

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 395
  • 311
  • 395
  • 311
# 09 Haz 2007 18:43:32
tekbaba öğretmenim,  teşekkürler.

Çevrimdışı tekbaba

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.514
  • 498
  • 1.514
  • 498
# 09 Haz 2007 18:47:41
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
tekbaba öğretmenim,  teşekkürler.

Ben,sizlere teşekkür ederim.

Çevrimdışı dehliz

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 7.715
  • 29.496
  • Müdür Yardımcısı
  • 7.715
  • 29.496
  • Müdür Yardımcısı
# 10 Haz 2007 01:21:58
Huzurum hocam konunuz Atatürk ile ilgili hatıralar konusuyla aynı olduğu için bileştirilmiştir.

Çevrimdışı humeyra7

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.397
  • 4.170
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.397
  • 4.170
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 Haz 2007 09:26:01

SOKAK ÇOCUĞU

Atatürk'e, düşmanlarından bir bayan, bir yabancı gazetede (sokak çocuğu ve zalim) diye yazılar yazmak küçüklüğünü göstermişti.
Bir gün Yat Kulüp'te Atatürk, arkadaşlarına bu yazıdan söz ederek demiştir ki:

- Bana sokak çocuğu diye yazmış... Ben pek küçük yaşta yatılı bir öğrenci olarak okullara girmedim. İdadi'den Harp Okulu'na, oradan da orduya hizmete gittim. Sorarım sizlere, benim sokakta oynamaya vaktim mi vardı? Bana (zalim) diyormuş... Ben eğer bu vatana ihanet eden birkaç adamı mahkemeye vererek, kanun çerçevesinde bu adamlar cezalarını buldularsa, benim onlara karşı sevgimden ziyade, Türk milletine sevgim daha büyüktür... Bu nedenle Türk milletine onların zararlı vücutlarını feda ettim..." demişlerdir.

Enver Behnan ŞAPOLYO

   
Kaynak: Enver Behnan Şapolyo - Milli Mücadele Tarihi, 1944 alıntıdır

Çevrimdışı humeyra7

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.397
  • 4.170
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.397
  • 4.170
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 Haz 2007 09:34:02
YENİ KELİMELER

Atatürk, yeni kelimeler için şöyle derdi:

"Onları ortaya atmak gerekir. Millî duygumuz hangisinden hoşlanır ve onu kullanırsa, o zaman sözlüğümüze koyalım."

Prof Dr. Afet İNAN

Kaynak: Afet İnan - Atatürk'ten Hatıralar
alıntıdır

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK