Bunları Biliyor Musunuz?

Yeni Tayin Olduğu Alayı Denetleyen Albay, Nizamiyedeki Bankın Başında Nöbet Tutan 2 Eri Görüp “Neden Orada Nöbet Tuttuklarını”
Sormuş🤔

“Bilmiyoruz Komutanım, Eski Komutanımızın Emri İle Sürekli Bu Banka Nöbet Yazılır” Diye Cevap Vermiş Askerler.🧐

Merakını Yenemeyen Albay Bir Önceki Alay Komutanını Telefonla Aramış Ve Sormuş,

“Valla Bilemiyorum” Demiş
Eski Komutan, “Epey Önceden Konulmuş Bu Nöbet Geleneğini Biz De Devam Ettirdik.”🙄

Israrla Üç Komutan Geriye Giderek Bu Nöbeti İlk Koyan 80 Yaşındaki Emekli General’e Ulaşılmış.

“Affedersiniz Efendim, Ben Sizin 30 Yıl Önce Başında Olduğunuz Alayın Yeni Komutanıyım” Diye Kendini Tanıtmış,
Albay, “Nizamiyedeki Bir Bahçe Bankının Başında 2 Tane Nöbetçi Buldum.
Bu Nöbeti İlk Siz Koydurmuşsunuz.
Bu Bankın Özelliği Hakkında Bilgi Lütfeder Misiniz.?🙃

Emekli General “Nasıl Olur?” Demiş,
“Boyası Hâlâ Kurumamış mı?✍️

tembellik anayasası

Madde 1 : İnsanlar yorgun doğar dinlenmek için yaşar.

ANASAYFA


Madde 1 : İnsanlar yorgun doğar dinlenmek için yaşar.
Madde 2 : Çalışmak yorar.
Madde 3 : Gündüz dinlen ki gece rahat edesin.

Madde 4 : Yatağını kendini sevdiğin gibi sev, içinden çıkamayacağın gibi yap.
Madde 5 : Yarın yapabileceğin işi bugün yapma.
Madde 6 : Bugünün işini yarına bırakma, erteleyebileceğin kadar ertele.
Madde 7 : Dinlenen birini görünce otur ona yardım et.
Madde 8 : Oturmak mümkünse ayakta durma, yatmak mümkünse oturma.
Madde 9 : Tembellikten kimse ölmemiş.
Madde 10 : Çalışma isteği duyunca biryere otur isteğin geçmesini bekle

Bazı aklı evveller, "Kurtuluş savaşı tek kişiye mi? bağlı…" diyor.
Evet, bazı olaylar kahramanlarından bağımsız var olamazlar.
Bu sebeple tek kişiye bağlıdırlar.
Kahramanlarına...
İsterseniz deneyin...
Buyurun Fatih'i çıkarın, alın bir kenara koyun ve İstanbul'u fetih edin de görelim..
Nasıl yapacaksınız?
Fatih olmadan İstanbul'u asla fetih edemezsiniz..
Seyit Onbaşı'yı yok sayarak Çanakkale'yi anlatamazsınız.
Alpaslan olmadan Anadolu'yu zapt edemezsiniz.
Tıpkı bunun gibi.
Mustafa Kemal olmadan da Kurtuluş savaşını başaramazsınız.
Kahramanları olmayan öyküler yaşamaz.
Bu sebepledir ki Atatürk’süz Türkiye Cumhuriyeti olmaz. Siz istediğiniz kadar Atatürk’süz 19 Mayıs kutlamaya çalışın, herkesin zihni kahramanı arayacaktır.
Nitekim 19 Mayıs 1919'un siyasal ve askeri aktörü, Mustafa Kemal'dir. Siyasal olayların ana figürü odur.
O yok sayıldı mı? gerisi gelmez. Anlatamazsınız. Daima eksik kalır.
Amasya tamimi dersin?
Kim yönetti derler..
Onun adını anmadan anlatamazsın eksik kalır.
Sivas Kongresi dersin..
Laf gene Mustafa Kemal'e gelir dayanır.
Sıra meclise gelir. Gene o temel figürdür. Asıl aktördür. Kendisinden istediğin kadar söz etmemek iste, istediğin kadar yok say..
Anlatamazsın...
Çünkü her yerde o var! Ve bir şey daha; O var olduğu için sen varsın.
Biyolojik olarak değil, yurttaş olarak, içinde bulunduğun eğitim düzeyinde ve makam sahibi isen makam adamı olarak…
Unutma!!!!!
Tarih kahramanların omuzunda yükselir…!!!
 Alıntı......

Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası, Sakarya Meydan Muharebesi zaferinin yıl dönümü... Bu büyük destanın 100. yılında; Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal, silah arkadaşları, şehit ve gazilerimizin aziz hatıraları önünde, bir kez daha saygıyla eğiliyoruz…

..

Baldırın arka bölümündeki kas grubunun topuk kemiğine birleşmesini sağlayan yapıya Akhilleus’un aşağıdaki öyküsünden esinlenilerek Aşil tendonu adı verilmiştir. Vücudun en güçlü tendonudur.

Homeros’un İlyada’sındaki Troya savaşının en önemli figürlerinden olan Akhilleus (Aşil), Thetis ile Peleus’un oğludur. Annesi Thetis, Akhilleus’a ölümsüzlük kazandırmak için çocukken onu ölüler ülkesindeki Stiks Irmağı’na daldırmıştır. Bunu yaparken Akhilleus’u sol topuğundan tuttuğu için topuğu büyülü suya değmemiştir. Akhilleus’un ölümü ancak ve ancak topuğundan alacağı bir darbeyle olacaktır. Truva prensi Paris, attığı okla onu topuğundan vurur ve Akhilleus’u öldürür.

Aşil tendonunun kopmasına tıpta ‘Aşil Tendon Rüptürü’ denmektedir ve ameliyat sonucu tendon tamiri yapılabilmektedir. Ameliyatsız teknikler de gelişmeye başlamış durumdadır

100 gün içinde 800 bin insanın öldürüldüğü Ruanda soykırımında Hutular, öldürmedikleri Tutsilerin aşil tendonlarını kesmişlerdir.

Şah mat kelimesi satranç literatürüne Pers deyiminden geçmiştir. “Shah mat” Pers dilinde “Kral öldü” manasına gelir.

Şah mat kelimesi satranç literatürüne Pers deyiminden geçmiştir. “Shah mat” Pers dilinde “Kral öldü” manasına gelir.

Mat - Matem (cenaze) günümüzde de kullanılır. 👍

🚙

Şah mat kelimesi satranç literatürüne Pers deyiminden geçmiştir. “Shah mat” Pers dilinde “Kral öldü” manasına gelir.

ilginç

...

Yeni Tayin Olduğu Alayı Denetleyen Albay, Nizamiyedeki Bankın Başında Nöbet Tutan 2 Eri Görüp “Neden Orada Nöbet Tuttuklarını”
Sormuş🤔

“Bilmiyoruz Komutanım, Eski Komutanımızın Emri İle Sürekli Bu Banka Nöbet Yazılır” Diye Cevap Vermiş Askerler.🧐

Merakını Yenemeyen Albay Bir Önceki Alay Komutanını Telefonla Aramış Ve Sormuş,

“Valla Bilemiyorum” Demiş
Eski Komutan, “Epey Önceden Konulmuş Bu Nöbet Geleneğini Biz De Devam Ettirdik.”🙄

Israrla Üç Komutan Geriye Giderek Bu Nöbeti İlk Koyan 80 Yaşındaki Emekli General’e Ulaşılmış.

“Affedersiniz Efendim, Ben Sizin 30 Yıl Önce Başında Olduğunuz Alayın Yeni Komutanıyım” Diye Kendini Tanıtmış,
Albay, “Nizamiyedeki Bir Bahçe Bankının Başında 2 Tane Nöbetçi Buldum.
Bu Nöbeti İlk Siz Koydurmuşsunuz.
Bu Bankın Özelliği Hakkında Bilgi Lütfeder Misiniz.?🙃

Emekli General “Nasıl Olur?” Demiş,
“Boyası Hâlâ Kurumamış mı?✍️

Yanlış hatırlamıyorsam olay Mardin Kızıltepe Selen Kışlası'nda yaşanmıştır.

Tarih boyu yapılmış savaşların en uzunu İngiltere ile Fransa arasında olmuştur Bu savaş 115 sene(1338-1453) sürmüştür.

Öğretmenim bu bilgi genel.
Ulke ve kişiyle sınırlamayalim lütfen.Bir de hepsi bu kurala uyacaktır diye bir şey yok.

Yani hepsi bu kurala uyacak diye bir sey yoksa şoyle olursa boyle heykel yapilir, boyle olursa şoyle yapilir cumleleri gecersiz oluyor.

Bugün yaşlı bir amcadan dinlediğim bir hikayeyi paylaşmak istiyorum.

"Zamanın birinde zengin bir adam varmış. Bu adamın tek bir oğlu varmış. Oğlunun her istediğini alır, onu mutlu etme düşüncesiyle para döker, şımartır. Çocuk belli bir süre sonra herşeyden sıkılmaya başlar. Alınan oyuncaklarla en fazla bir saat oynar sonra da kenara atar. Adam zengin olduğu için önce önemsemez fakat bir süre sonra malını mülkünü ilerde devredeceği çocuğunun bu tavır ve alışkanlıkları onu rahatsız eder. Çocuğuna "emeğin" önemini kavramak için sanayide motor ustası olan çocukluk arkadaşından yardım ister. Usta çocuğu yanına çırak olarak alır. Fakat arkadaşına kıyamadığı için çırağı çalıştırmaz. Akşama kadar sandalyede oturtur. Sonra da yevmiyesini verir eve gönderir. Akşam eve gidince aldığı 5 lirayı babasına uzatır. Sonra da sofraya oturur. Babası aldığı 5 lirayı çocuğun gözü önünde çöpe atar. Çocuk tepki vermez. Yemek yemeye devam eder. Bir süre sonra adam bir şeylerin ters gittiğini sezer. Arkadaşını ziyaret ederek durumu sorar. Arkadaşı zengin adama aradaki dostluktan dolayı bir türlü çırağa kıyamayıp çalıştırmadığını söyler. Zengin adam ustaya paradan ziyade "emeğe değer verme bilinci" kazanmasını istediğini belirtir. Usta, arkadaşını bu sefer kırmamaya gayret gösterir. Sabah işe gelen çırak doğruca sandalyesine yönelir. Usta, çırağa seslenerek gel bakalım der. Ve başlar iş buyurmaya...
Penseyi getir, burayı temizle, anahtarları topla.. vb. Akşamı zor buldu çırak. Gün sonunda 5 lirasını alırken ustaya bir bakışı var anlatılmaz. Sanki bunca emeğin karşılığı 5 lira mı? Sorarcasına. Neyse akşam eve varır. Sofrada oturan babasına eli titreye titreye 5 lirayı uzatır. Babası 5 lirayı alır çöpe atar. Oğlu kıyameti koparır. O 5 liraya sığmayan koca bir emek var diye. Zengin adam ertesi gün dostuna teşekkür ederek devam etmesini söyler. "
....