Hikaye Türündeki Yazılarımız.

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 02 Ağu 2016 23:04:58
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim güne bu sürprizle başlamak güzel oldu. kaleminize sağlık

Çok sağ olun [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim. Desteğiniz, ilginiz için çok teşekkür ederim. :)

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 02 Ağu 2016 23:07:27
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Maşallah kalemine.
Yüreğine sağlık [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] arkadaşımm.

Canım, sağ olasın. Çok teşekkür ederim.:) Senin de yüreğine sağlık [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim. ;D

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.655
  • 72.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 10.655
  • 72.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Ağu 2016 16:00:05
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
KİMLİK 11. BÖLÜM

Sakallı adam Erkan'ın elleri havada bir adım geri çekilmesi karşısında ses tonunu biraz sertleştirdi.

"Ne demek, kimsin sen! Söyledim ya, polisim işte."

Erkan şüpheli gözlerle sakallı adama bakarken gözlerini biraz daha kısıp başını yana çevirdi. Sonra da sakallı adamın kendisine doğru tuttuğu silahı gözüyle işaret ederek, "Peki, bu ne demek?" diye sordu.

Sakallı adam Erkan'ın göz ucuyla işaret ettiği silahını omuz hizasına kadar kaldırıp "Tabanca" dedi.

Erkan, sakallı adamın kendisiyle oynadığı oyundan rahatsız olmuştu. "O kadarını görebiliyorum. Ama polis olduğunu söylediğine göre neden hala bana doğru tuttuğunu bilmiyorum."

"Ha, o mu? Bu alışkanlık canım, başka bir şey değil." Sonra da tuhaf bir gülümsemeyle, "İndir ellerini indir. Ben de ne yapıyor diyorum. Polisim ben polis. Sana zarar vermek niyetinde de değilim. Hatta sana yardım etmek için buradayım." dedi.

Bu sözleri duyan Erkan ellerini yavaşça ve temkinli bir biçimde indirdi. Sakallı adam da hala Erkan'a doğrulttuğu silahını beline sıkıştırdı.
Erkan tüm duyduklarına rağmen sakallı adamın silahını indirmesinden sonra rahat bir nefes aldı.

"Demek gerçekten polissin."

"Evet."

"Peki benden ne istiyorsun?"

"Sana yardım etmek."

"Yardıma ihtiyacım yok ki. Her şey bitti işte. Üstelik sen de yaşıyorsun. Bu durumda yardım edilecek bir şey de yok."

"Öyle mi dersin? Peki ben değilde onlar gelseydi yine böyle mi düşünecektin?"

"Onlar mı? O adamlar mı? Hah! Neden gelsinler ki? Ben onara hiçbir şey yapmadım. Hatta hastalarını iyileştirmek için elimden geleni yaptım. Kan bile verdim."

Sakallı adam Erkan'ın sözlerini başıyla onayladı. "Haklısın ama hepsinin yüzlerini de gördün."

Erkan bir an düşündü. "Evet ama"

"Ama ne? Adamlar onları ihbar etme riskini göze alırlar mı sanıyorsun?"

"Öyle bir niyetim yok ki. İhbar etsem de kimse inanmaz zaten. Sayende bütün inandırıcılığımı kaybettim. Mesai arkadaşların bana macera peşinde koşan bir ergen muamelesi yaptı. Ne denebilir ki, sonuçta söylediğim hiçbir şey yerinde yoktu. Muayenehanedeki yaralı adam, onu taşıyıp zorla ameliyat ettiren diğer adamlar, sen... Kısaca hiçbir şey benim anlattıklarımı doğrulamadı."

"Öff, epey saçmalamışsın."

Erkan, sakallı adamın cevabına sinirlenmişti ama derin bir nefes alıp sakince cevap vermeyi tercih etti.

"Saçmalamış mıyım? Bütün bu anlattıklarımın hepsi doğru. Bunu sen de biliyorsun." Sonra ses tonunu biraz daha düşürüp devam etti. "Ama yine de tekrar bu işin peşine düşüp kimseyi ihbar etmeyeceğim."

"Evet ama onlar bunu bilmiyorlar ve bu tehlikeye girmemek için seni susturacaklardır."

"Susturmak mı? Susturmak derken, beni öldüreceklerini mi söylemeye çalışıyorsun? Hah! Bu söylediğin çok komik ve yersiz."

"O halde dışarıda park eden araçlarından eve gelmelerini bekleyip, onlara durumu izah edersin."

"Dışarıda araçları mı var? Benim evimin önünde mi?

Erkan inanamamıştı. Korku ve tereddütle karışık kekeledi. "Bu... Bu... Mümkün değil."

"Öyle mi? Bir bak aşağıya istersen."

Erkan duyduklarının doğru olmamasını dileyerek cama yaklaştı. Aşağı baktı, caddede kimse yoktu.

"Hah! Beni korkutmaya mı çalışıyorsun? Yok işte kimse."

Sakallı adam yerinden bile kıpırdamadan sakince cevap verdi. "Caddenin sağ köşesine bak."

"Bakıyorum, yok işte kimse." diyordu ki "Var! Kahretsin oradalar... Ne istiyorlar benden? İkimizi de öldürecekler."

Erkan telaştan sakallı adamın ona yaklaştığını bile fark etmemişti. Korkuyla caddenin köşesine bakarak tekrarlıyordu. "İkimizi de öldürecekler."

Endişesi tüm sesine yansımıştı. Sakallı adam daha fazla dikkat çekmesine engel olmak için sağ koluyla Erkan'ın belinden sol omzuna doğru kavrayıp kenara çekti.

Sakallı adam deminki alaycı tavrından tamamen uzaklaşmış, ciddileşmişti.

"Sakin ol doktor. Sana hiçbir şey olmayacak, en azından ben hayattayken."

Erkan, sakallı adamın onu bırakmasıyla duvara yaslanıp, gözlerini kapattı.

"Aman Allah'ım, ne yapıcaz?"

"Önce bir sakinleş. Derin derin nefes al."

Erkan sakallı adamın dediklerini yapmaya çalışıyordu ama kalbi yerinden fırlamak üzereydi. Bu yaşadıkları akla hayale sığacak gibi değildi. Olmaması gerekenler oluyordu.

"Hadi doktor! Sakin ol ve şimdi dediklerimi harfiyen yap. Beni anıyorsun değil mi?"

Erkan hemen cevap vermedi. Bir iki derin nefes daha aldı. Sakallı adam,

"İyi misin?"

 "Hayır."

Bu kez sakallı adam derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti. "Ama iyi olmak zorundasın. Zaman kaybediyoruz. Adamlar onları fark ettiğimizi anlamadan buradan uzaklaşmalıyız."

"Uzaklaşmak mı? Nereye?"

"Onu da yolda düşünürüz."

"Nasıl yani, nereye gideceğimizi bilmiyor musun? Baksana, neden polis teşkilatındaki arkadaşlarını aramıyoruz? Belki onları yakalayabilirler."

Sakallı adam burun kıvırdı.

"Sanırım sana söylemeyi unuttum. Ben gizli polisim ve gizli bir görevdeyim. Bunu açığa vuramayız."

"Yani"

"Yani kimseyi çağıramayız."

"Ne!"

                                                     11. Bölüm Sonu
Canım benim kalemine yüreğine sağlık. :)
Bize yine Ne! den sonra yine merakla beklemek düşüyor :D

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 07 Ağu 2016 16:01:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Canım benim kalemine yüreğine sağlık. :)
Bize yine Ne! den sonra yine merakla beklemek düşüyor :D

Senin de okuyan yüreğine sağlık canım zümrem.:) Ben de merak içindeyim valla. :) Hadi hayırlısı. ;D

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ağu 2016 16:06:29
   iletiyi görünce, hikayenin devamı geldi sanıp heyecanlanmıştım [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim... ::)

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 07 Ağu 2016 16:13:19
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
   iletiyi görünce, hikayenin devamı geldi sanıp heyecanlanmıştım [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim... ::)

Çok yaşa inşallah [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim. Hayal kırıklığı için üzgünüm. En kısa zamanda inşallah.  :) ;D

Çevrimdışı çomranlılı

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 327
  • 942
  • 327
  • 942
# 23 Eyl 2016 10:21:37
emeğinize o güzel yüreğinize sağlık öğretmenim...

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 03 Eki 2016 14:17:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
emeğinize o güzel yüreğinize sağlık öğretmenim...


çomranlılı öğretmenim, arkanızda gerçek dostlarınız olduğunu bilir, kendinizi daha güçlü hissedersiniz ya, sizlerin desteği de öyle iyi geliyor bana. Teşekkür ederim. :)

KİMLİK 12. BÖLÜM

"Yani adamların beni öldürmesine izin mi vereceksin?"
"Seni kimse öldürmeyecek doktor. Bi sakin ol."
"Nasıl sakin olayım, adamları gördüm! Hem baksana..."

Erkan başladığı cümlenin sonuna doğru telaşından uzaklaşmış, merak duygusuyla kafası karışmıştı. Sakallı adama dönüp cümlesini yineledi.

"Hem baksana, adın ne senin?"
"Adımı ne yapacaksın? Bunu bilmek hiçbir işine yaramaz. Üstelik seni büsbütün tehlikeye sokar."
"En azından sana hitap etmemi kolaylaştırır değil mi? Her defasında yüzüne bakıp ne diyeceğimi düşünmek zorunda kalıyorum."

"Boş ver, merak edeceğin kadar önemli biri değilim."

Yaşadıkları büyük tehlikeye rağmen, sinir bozukluğunun da etkisiyle Erkan'ın yüzünde sola kayan alaycı bir tebessüm belirdi. Kaşlarını hafifçe çatıp, başını sağa eğdi.

"Sen bana kız tribi mi atıyorsun? Sadece hitap nidası olacak kadar bir isme ihtiyacım var hepsi o. Alt tarafı Ahmet, Mehmet bir şey diyeceksin. O kadar önemli biri değilim de ne demek?"

Sonra da tüm tehlikeyi unutmuş gibi keyifli bir tonla devam etti.

"Sen ne utangaç çıktın böyle."

Sakallı adam Erkan'ın bu boş bulunma halini biraz da kızarak eleştirdi.
"Sen de ne rahat çıktın böyle. Diyelim ki Mehmet ne olacak?"

Erkan cevabı inandırıcı bulmamıştı. Yüzünü buruşturur gibi yaptı.

"Mehmet demek, emin misin?"
"Eminim eminim."
"Peki o zaman, Mehmet... Söyleyince çok garip geldi."

Bu kez alay etme sırası sakallı adama gelmişti.

"Sen de amma romantikmişsin doktor. Başka zaman olsa seninle yemeğe çıkardım ama adamlar kapıda. İyisi mi bu romantizmini kız arkadaşına sakla."

Sonra ses tonunu tehlikeyi hatırlatmak ister gibi ciddileştirip devam etti.

"Hadi çıkalım şuradan. İlla adamlar gelsin, ben de paşa paşa canlı hedef olayım havasındasın. Ölmeye bu kadar meraklıysan uğraştırma beni!"

Erkan durumun ciddiyetinden bir an için uzaklaşma ihtiyacı duymuş olsa da sakallı adamın sözleriyle gerçekler yeniden nefesini daraltmaya başlamış, yüzü tekrar karamsar ve sıkıntılı haline bürünmüştü bile. Sesine yansıyan kabullenmişlikle sakallı adamı onayladı.
 
"Seni de kendimle berber tehlikeye sokuyorum değil mi? Hem eninde sonunda nasıl olsa."

Sakallı adam Erkan'ın sözünü bitirmesine izin vermedi.

"Hadi doktor, hayıflanmanın sırası değil. Sen bir an önce hazırlanmana bak."

Erkan bu defa cevap vermeden odasına yöneldi. İçeri girdiğinde gardırobun üzerinde, üniversitede okuduğu zamanlardan kalma gri bavulunu alıp yatağının üzerine bıraktı. Bu bavulu en son bu eve taşınırken kullanmıştı. Dikkati dağılmaya öyle müsaitti ki bir süre bavulun üzerinde biriken tozlara hayretle baktı. Belli ki temizlikçi kadın buraların tozunu almamıştı. "Belki de başka birini bulmalıyım." diye geçirdi içinden. Bavulun üzerinde biriken tozları üfleyip, eliyle temizlemeye çalıştı. Sonra içini açıp sakallı adamın sözünü ettiği kimlik, ehliyet, para ve birkaç parça giysiyi dikkatlice koydu. Her şey hazır gibiydi. Tam çıkmaya hazırlanıyordu ki, gözü komodinin üzerindeki aile fotoğrafına takıldı. Yatağına oturup başucundaki aile fotoğrafına son kez baktı. Annesi, babası ve kardeşini kim bilir bir daha ne zaman görebilecekti ya da görebilecek miydi. Hoş, kırk yıl aramasa onlar da nerede kaldı diye aramazlardı ama bu defa başkaydı. Uzunca bir süredir görüşmedikleri için bu zoraki vedadan onların haberi bile olmayacaktı. Belki öldürüldüğünü duyduklarında çoktan kemikleri bile kalmamış olurdu. İçerlediği durumu için derin bir nefes alıp üflemeyle karışık geri verdi. Sağ eliyle birkaç saniyeliğine şakaklarını ovdu. Yine de onlara veda etmek kolay değildi. Tam o sırada sakallı adam kapıda göründü.

"Hadi gel artık, çıkıyoruz!"

Erkan elindeki resmi hızlıca aldığı yere bırakırken, sakallı adamın sert sesi duyuldu.

"Delirdin mi sen? Fotoğrafı burada mı bırakıyorsun?  Herhalde onları daha çabuk bulsunlar istiyorsun."

Erkan korkuyla fotoğrafı yerinden alıp, aceleyle bavuluna attı.

Sakallı adam Erkan'a yanlış cümleyi söylediğini fark etmişti ama düzeltecek zaman yoktu. Onu büsbütün korkuttuğunu anlayınca Erkan'ın moralini düzeltmeye uğraşmadan kolundan tutup hızlıca sürükler gibi çekiştirmeye başlamıştı. Erkan direnmedi. Sakallı adam evden çıktıklarında merdivenlerden aşağı inmek yerine çatıya doğru yöneldi.

"Neden yukarı çıkıyoruz?"
"Merdivenlerdeki sesi duymadın mı?"
"Hayır!"
"Geliyorlar, çabuk çatıya çıkmalıyız."
"Çatıya mı! Oraya çıkmayacaklarını mı düşünüyorsun?"
"Tabi ki hayır ama onlar dairede olmadığımızı anlayana kadar biz yangın merdivenlerinden inmiş olacağız."
"Hayır, olmaz!"

Sakallı adam Erkan'ın tereddüt ettiğini görünce sesini yükseltmeden nefes sesiyle bağırdı.
 
"Yavaş! Ne demek olmaz?"
"Ben oradan inemem."
"İnemem de ne demek!"
"Benim yükseklik korkum var. Bunu yapamam."

Sakallı adam sinirlenmeye başlamıştı. Yine de hızla merdivenleri çıkmaya devam ettiler. Sekizinci kattaki çatı katına geldiklerinde sakallı adam kenara doğru yürürken Erkan bir adım daha geri çekildi.

"Çabuk buraya gel!"
"Yapamam diyorum."
"Tamam o zaman, ben gidiyorum. Sana gittiğim yerden kart atarım artık."
"Nasıl yani, beni burada mı bırakacaksın?"

Sakallı adam oflamayla karışık derin bir nefes aldı.

"Gelmiyorum diyen sensin, bırakan ben mi oluyorum? Hadi bırak korkaklık yapmayı da buraya gel!"
"Yapamam"
"Tabi ki yaparsın. İş yerinde napıyordun?"

Erkan bu soruya tersleyerek cevap verdi.

"Orada çatıdan aşağıya inmiyordum herhalde."

Sakallı adam, zorlanan sabrına rağmen Erkan'ı ikna edebilmek için yeniden söze başladı.

"Seçim senin. Ya şimdi şu merdivenden aşağı inersin ya da adamlara kuzu kuzu teslim olur, kendini onların insafına bırakırsın. Hem belki de hemen öldürmezler. Önce polise ne anlattığını öğrenmek isteyeceklerdir. Tabi ondan sonra..."

Sakallı adam çatının dışındaki merdivenin üzerinde, umursuz tavırlarla Erkan'ı baştan ayağa şöyle bir süzdü. Sonra durumdan ümitsiz olduğunu belli eder şekilde bir eliyle sakallarını sıvazlarken devam etti.

"Acıya dayanıklı mısındır?"

"Ne acısı, nasıl acı?

Sakallı adam cevap vermek yerine dudak büktü.

"Yani, doğru  söyleyip söylemediğini anlayana kadar,..."

Erkan daha fazla dayanamadı. "Tamam! Devam etme lütfen... Aklımda bir şeyler oluştu. Geliyorum. Bütün bunları yaşadığıma inanamıyorum. Allah kahretsin!"

Sonra tüm cesaretini toplayıp kenara yaklaştı. Daha yere bakar bakmaz içi fena olmuştu. Sakallı adam duruma müdahale etti.

"Doktor, sakın aşağıya bakma. Sadece beni duy. Merdivene çıktıktan sonrası çocuk oyuncağı gibi. Sadece buraya kadar gel."

Erkan, sakallı adamın dediğini yapmak için kendi içinde büyük bir savaş veriyordu. Çatıdan merdivene geçmeye çalışırken sakallı adam küçük bir çocuğu tutar gibi kolundan sıkıca kavramıştı. Diğer eliyle Erkan'ın elindeki bavulu yavaşça yere attı. Erkan'ın daha fazla heyecanlanmasını önlemek, düşünmesine fırsat vermemek için konuşmaya başladı. Merdivenler gerçekten oldukça dik yapılmıştı.

"Sakın aşağı bakma. Sakince merdiveni önüne al. Ben bir şey olmaması için seni sıkıca tutuyor olacağım. Hiç endişelenme... Her şey yolunda. Sıkıntı yapacak bir durum yok. Şimdi yavaş yavaş merdivenlerden in... Sakın aşağı bakma."

Erkan sakallı adamın tüm söylediklerini bir bir yapmaya çalışıyordu. Neredeyse merdiveni yarılamışlardı ki, sakallı adamın rahat sözlerinden indiklerini zannederek gözlerini açıp aşağı baktı.

"Aman Allah'ım hala çok yukarıdayız."
"Sana aşağı bakma diyorum! Söz dinle be adam! Şimdi hemen gözlerini kapat ve ben aç demeden açma!"
"Tamam! Tamam, kapatıyorum!"
........

Son basamağa geldiklerinde sakallı adam Erkan'a rahatlatan o cümleyi kurdu.

"Hadi geçmiş olsun doktor."

"Geldik mi?"

"Geldik geldik."

Erkan yere indiğini hissedince gözlerini yavaşça açtı.

"Oh, nihayet."

"Dur bakalım doktor, henüz kurtulduk sayılmaz. Şimdi sessizce bahçeden çıkıp, buradan uzaklaşalım. Adamlara görünmeden arka caddedeki arabaya ulaşabilirsek belki bir şansımız olabilir." dedikten sonra yine Erkan'ı kolundan tutup, onun şaşkın haliyle zaman kaybetmeden bahçeye doğru çekiştirmeye başladı. Tam arka bahçe kapısına doğru görünmemeye çalışarak süzülüyorlardı ki duydukları ses onları durdurdu.

"Hey, siz! Nereye gittiğinizi sanıyorsunuz!"                                         

                                                       12. Bölüm Sonu

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eki 2016 17:27:03
  şu okul yorgunluğuna bi'iyi geldi bi'iyi geldi [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim... keşke bi'bölüm daha olaymış, eliniz değmişken.. ::)

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.655
  • 72.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 10.655
  • 72.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eki 2016 22:05:00
Ah canım zümrem [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]     [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenimin dediği gibi e sesi ile ilgili kabuslar görmeye başlarken çok iyi geldi.Emeğine yüreğine sağlık. :)
Devamı inşallah kısa zamanda gelir. ;) :D

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 03 Eki 2016 22:54:15
Şükür Kavuşturana Öğretmenim. Emeğinize Sağlık.

Çevrimdışı çomranlılı

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 327
  • 942
  • 327
  • 942
# 05 Eki 2016 09:25:22
 :D
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  şu okul yorgunluğuna bi'iyi geldi bi'iyi geldi [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim... keşke bi'bölüm daha olaymış, eliniz değmişken.. ::)
GERÇEKTEN  ÇOK İYİ GELDİ TEŞEKKÜRLER :D

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 19 Oca 2017 21:55:40
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  şu okul yorgunluğuna bi'iyi geldi bi'iyi geldi [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim... keşke bi'bölüm daha olaymış, eliniz değmişken.. ::)

Keşke yazsaymışım [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim. ;D Çok teşekkür ederim. ;D

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 19 Oca 2017 21:58:28
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ah canım zümrem [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]     [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenimin dediği gibi e sesi ile ilgili kabuslar görmeye başlarken çok iyi geldi.Emeğine yüreğine sağlık. :)
Devamı inşallah kısa zamanda gelir. ;) :D


 Nasip, kısmet. ::) :-[

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 19 Oca 2017 21:59:29
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Şükür Kavuşturana Öğretmenim. Emeğinize Sağlık.

Çok teşekkür ederim [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim. Sağ olun.:)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK