İlkokuma Yazma Günlüğü

Çevrimdışı ifocan

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 216
  • 279
  • 216
  • 279
# 07 Kas 2013 23:27:44
anladım.biz la da halay çekiyorduk.bir de şirinler olalım:)

Çevrimdışı aslı40

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 706
  • 1.270
  • 706
  • 1.270
# 07 Kas 2013 23:27:57
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
kafayı yiyecegim.ala dan la ya geçtim ama  llllll aaaaa  diyorlar birtürlü la olmuyor.ne olacak halim?
sesin anlamlı olması da önemli öğretmenimin dediği gibi.benim dediğim şekilde yapılan bir çalışma çocuklara mantığını kavratma yani l ve a sesi yanyana gelince la nın oluştuğunu hissetmelerini sağlamak.

Çevrimdışı mungan_679

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 671
  • 1.767
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 671
  • 1.767
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Kas 2013 23:28:24
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
yok hocam al  a    al   a diye okutuyorum sonra buradan a la     a la ya geçiyorum.buraya kadar normal herşey.tahtaya la yazıp okumalarını istiyorum l a yani iki harf olarak okuyorlar la olarak birleşmiyor bir türlü

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]  
 Bunu dinletin bol bol da la la la la dedirtin :)

Çevrimdışı karademir2000

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 480
  • 1.502
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 480
  • 1.502
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Kas 2013 23:38:53
Bazı idarecileri anlamak mümkün değil. Duvarlara birşeyler çakmayınız, asmayınız vb. burası ne peki hapishane mi? Anlayamadım ben ya :-((
Sınıflara çivi de çakacaksın, gerekirse değişik etkinlikler yaptıracaksın. Benim kızımın anasınıfı öğretmeni turşu kurdurdu çocuklara ve beraberce öğle yemeğinde yediler. Eğlenceli bir etkinlik. mükemmel. Yapsak bizler okul da bumu olur diyenler garanti olur.

Çevrimdışı MEKİLER

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.204
  • 5.415
  • 1.204
  • 5.415
# 07 Kas 2013 23:40:29
Eğitimde tasarruf vatan hainliğidir. Pinti müdürlere duyrulur...

Çevrimdışı malibukont

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 145
  • 658
  • 145
  • 658
# 07 Kas 2013 23:40:42
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Önceki birlerimde bir öğrencim çizgi bile çizemedi ilk dönem. Bırakın "el"i okumayı e bile diyemedi. Sonra ikinci dönemin ortalarında bir gün aniden ama gerçekten aniden çok düzgün yazmaya ve seslerde hızla ilerlemeye başladı. Bir ay gibi bir sürede okuma yazmaya geçti. Başka bir öğrencim aynı şekilde aniden ama ancak üçüncü sınıfta okudu ve yazdı. İlk iki sınıfta yanıma alıp her çalıştırışımda eve gidip intihar etmeyi düşündürürdü bana oysa ki. Her çocuk zamanını bekliyor. Gerçekten önemli bir zihinsel özrü yoksa bir şekilde okuyor. Şimdi sizlerin o e bile diyemeyen minikleriniz sınıfla birlikte farketmeden öğreniyor. Sadece öğrendiğini kullanacak olgunluğa gelmeyi bekliyor. Siz yılmadan diğerleriyle devam edin. Ama onları asla bir kenara koymadan.  Diğerlerini hallettikten sonra onlar da yeterli olgunluğa erişince hızlı bir şekilde öğrenecekler. Panik yok ;) Her çocuk bir şekilde okuma yazmayı öğreniyor.
benimde bundan  yıl önceki öğrencilerimden bir tanesine hafif zihinsel engelli tanısı kondu ikinci sınıfta ama çocuk birinci sınıfta sesleri yanıdı fakat birleştiremiyordu. ancak ezberi çok iyidi ve verdiğim lısa metinleri ezberleyip geliyordu. çocuk 1. sınıfın ikinci döneminde okuma ve yazmaya geçti.şu an 5. sınıfta ve ram raporu neredeyse kendi seviyesindeki öğrencilerin amaçlarına yakın çıkmış..

Çevrimdışı ademfethiye

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 155
  • 928
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 155
  • 928
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Kas 2013 23:42:01
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Öğretmenim dört yılı 50 haneli köyünde, toplam 9 yıldır Sarıkamış'ta çalışıyorum. Sorunlu veli ya da öğrenci derseniz bu sene çok mutluyum sadece iki çocuğumun babası hapiste. İnanmazsınız ama düzenli işi olan babalarımız bile var. Hatta bazı annelerimizin okuma yazması var.
Demişsiniz ya sınıfın 38 tanesinin böyle olduğunu düşünürseniz diye, 28 mevcutlu mezun ettiğim sınıfımda sırtında oklava bile kırılan, bir metre karda bez ayakkabıyla okula yollanıp minicik ayakları donduğu için ilk dersleri kalorifere sarılarak geçiren, kahvaltısız ve beslenmesiz gönderildiği için açlıktan bayılan, eksi 20 derecede incecik bir hırkayla okula gelen, iki odalı evde 13' 14 kişiyle birlikte yaşayan, kaçıncı sınıfa gittiği ailesi tarafından bilinmeyen çocuklarımın sayısı yaklaşık 25'ti. Bu çocuklarımın hiçbirinin babasının düzenli bir işi ve geliri yoktu, çoğunun anneleri okur yazar değildi. Hiçbir zaman  malzemeleri tam olmadı. Veli desteği derseniz benim için sadece çocuğa yaptırılacak kuru ekmekli kahvaltıdan ibaret. Sınıfta tırnak kesmişliğim de, "Lütfen çocuğunuza banyo yaptırın" diye not göndermişliğim de var. Burada sorsak kim bilir ne hikayeler anlatır öğretmenlerimiz. Benim anlatacaklarım hiçbir şey.  Buralarda çocukların kıymeti hepimizi ağlatacak seviyelerde çünkü. Mesele bu da değil zaten. Bir mesajınıza cevaben demiştim ya "veli desteği olmadan da oluyor" diye öylece sallanmış bir söz değildi o.  Ben mesleğimin ilk gününden beri velilerime güvenmedim. Güvenmem de. Her sene başında mütevazi bir ihtiyaç listesi veririm. Alan alır, alamayan kalır. Kimseyi zorlamam. Fakirliğin ve cehaletin sefalet boyutuna burada şahit oldum çünkü. Her malzemenin sınıfımda yedeğini bulundururum eksildikçe yine alır koyarım. Sonuçta eksik malzemeli çocuğumun hiçbir kabahati yok ailesini seçemez. Malzemesi olmayan gelir sınıftaki yerinden alır ve kullanır. Hem çocuğum ezilip büzülmez hem eksik malzeme yüzünden derslerim aksamaz. Eve çok nadir ödev veririm. Verdiğimin de yapılması on beş dakikadan uzun sürmeyecek ödev olur.  Ben dersin derste öğretilmesi gerektiğini savunan eski kafalı bir öğretmenim. Çocuğun evdeki işi on dakikalık bir tekrar ve ardından oyun oynamak olmalı. Saatlerce ödev yapmak değil. Dokuz yıldır bunu yapıyorum.  Velilerimin desteklerine hiç ihtiyaç duymadım. Öğrencilerimden de çok şükür zihinsel engelli olan bir tanesi hariç okumaya geçemeyen olmadı. Her sınıfta olduğu gibi iyileri de var kötüleri de. Ama hepsi benim, günahıyla sevabıyla. Yorulmadım mı? Çok yoruldum, çok da yıldım elbette her öğretmen gibi. Diğer şehirleri bilemem ama Sarıkamış'ta özellikle köylerinde yıllardır işler böyle yürüyor sadece benle ilgili değil. Bu forumda bazen "evde ilgilenmeyenin çocuğu geri kalır" benzeri sözler okuyorum. Bu beni çok yaralıyor. Herşeye her zaman bir suçlu bulunabilir. Ancak eğitim alanında, genelde ya da özel olarak sınıfımızda yaşadığımız aksaklıkların hiç birinin suçlusu çocuklarımız değil. Onlar sadece mağdur. Sonuçta ne çocuklar ailesini seçebiliyor ne de ben velilerimi. Veli desteği ya da sayfalar dolusu ev ödevi olmadan da gayet güzel oluyor, zor oluyor ama oluyor. Bu sözümde de ısrarcıyım.  Amacım kesinlikle kimseyi yargılamak ya da bir tartışma başlatmak değil. Elbet her öğretmenin kendi görüşü ve çalışma yöntemidir saygı duyarım. Beni ve mesleğimizle ilgili görüşlerimi zaten az çok herkes bilir.
Hepinize huzurlu bir akşam dilerim :)
aynen katılıyorum hocam,başarılar dilerim.

Çevrimdışı ademfethiye

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 155
  • 928
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 155
  • 928
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Kas 2013 23:43:22
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Eğitimde tasarruf vatan hainliğidir. Pinti müdürlere duyrulur...
benim müdürde aynı bende dolaplara çivi çakmaya başladım

Çevrimdışı aslı40

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 706
  • 1.270
  • 706
  • 1.270
# 07 Kas 2013 23:50:23
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bazı idarecileri anlamak mümkün değil. Duvarlara birşeyler çakmayınız, asmayınız vb. burası ne peki hapishane mi? Anlayamadım ben ya :-((
duvardaki boyaya zarar vermeyen sakıza benzeyen birden fazla kullanılan yapıştırıcılar var öğretmenim marka vermeyim reklam olmasın :)

Çevrimdışı mutlusefer

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 406
  • 2.770
  • 406
  • 2.770
# 07 Kas 2013 23:53:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Öğretmenim dört yılı 50 haneli köyünde, toplam 9 yıldır Sarıkamış'ta çalışıyorum. Sorunlu veli ya da öğrenci derseniz bu sene çok mutluyum sadece iki çocuğumun babası hapiste. İnanmazsınız ama düzenli işi olan babalarımız bile var. Hatta bazı annelerimizin okuma yazması var.
Demişsiniz ya sınıfın 38 tanesinin böyle olduğunu düşünürseniz diye, 28 mevcutlu mezun ettiğim sınıfımda sırtında oklava bile kırılan, bir metre karda bez ayakkabıyla okula yollanıp minicik ayakları donduğu için ilk dersleri kalorifere sarılarak geçiren, kahvaltısız ve beslenmesiz gönderildiği için açlıktan bayılan, eksi 20 derecede incecik bir hırkayla okula gelen, iki odalı evde 13' 14 kişiyle birlikte yaşayan, kaçıncı sınıfa gittiği ailesi tarafından bilinmeyen çocuklarımın sayısı yaklaşık 25'ti. Bu çocuklarımın hiçbirinin babasının düzenli bir işi ve geliri yoktu, çoğunun anneleri okur yazar değildi. Hiçbir zaman  malzemeleri tam olmadı. Veli desteği derseniz benim için sadece çocuğa yaptırılacak kuru ekmekli kahvaltıdan ibaret. Sınıfta tırnak kesmişliğim de, "Lütfen çocuğunuza banyo yaptırın" diye not göndermişliğim de var. Burada sorsak kim bilir ne hikayeler anlatır öğretmenlerimiz. Benim anlatacaklarım hiçbir şey.  Buralarda çocukların kıymeti hepimizi ağlatacak seviyelerde çünkü. Mesele bu da değil zaten. Bir mesajınıza cevaben demiştim ya "veli desteği olmadan da oluyor" diye öylece sallanmış bir söz değildi o.  Ben mesleğimin ilk gününden beri velilerime güvenmedim. Güvenmem de. Her sene başında mütevazi bir ihtiyaç listesi veririm. Alan alır, alamayan kalır. Kimseyi zorlamam. Fakirliğin ve cehaletin sefalet boyutuna burada şahit oldum çünkü. Her malzemenin sınıfımda yedeğini bulundururum eksildikçe yine alır koyarım. Sonuçta eksik malzemeli çocuğumun hiçbir kabahati yok ailesini seçemez. Malzemesi olmayan gelir sınıftaki yerinden alır ve kullanır. Hem çocuğum ezilip büzülmez hem eksik malzeme yüzünden derslerim aksamaz. Eve çok nadir ödev veririm. Verdiğimin de yapılması on beş dakikadan uzun sürmeyecek ödev olur.  Ben dersin derste öğretilmesi gerektiğini savunan eski kafalı bir öğretmenim. Çocuğun evdeki işi on dakikalık bir tekrar ve ardından oyun oynamak olmalı. Saatlerce ödev yapmak değil. Dokuz yıldır bunu yapıyorum.  Velilerimin desteklerine hiç ihtiyaç duymadım. Öğrencilerimden de çok şükür zihinsel engelli olan bir tanesi hariç okumaya geçemeyen olmadı. Her sınıfta olduğu gibi iyileri de var kötüleri de. Ama hepsi benim, günahıyla sevabıyla. Yorulmadım mı? Çok yoruldum, çok da yıldım elbette her öğretmen gibi. Diğer şehirleri bilemem ama Sarıkamış'ta özellikle köylerinde yıllardır işler böyle yürüyor sadece benle ilgili değil. Bu forumda bazen "evde ilgilenmeyenin çocuğu geri kalır" benzeri sözler okuyorum. Bu beni çok yaralıyor. Herşeye her zaman bir suçlu bulunabilir. Ancak eğitim alanında, genelde ya da özel olarak sınıfımızda yaşadığımız aksaklıkların hiç birinin suçlusu çocuklarımız değil. Onlar sadece mağdur. Sonuçta ne çocuklar ailesini seçebiliyor ne de ben velilerimi. Veli desteği ya da sayfalar dolusu ev ödevi olmadan da gayet güzel oluyor, zor oluyor ama oluyor. Bu sözümde de ısrarcıyım.  Amacım kesinlikle kimseyi yargılamak ya da bir tartışma başlatmak değil. Elbet her öğretmenin kendi görüşü ve çalışma yöntemidir saygı duyarım. Beni ve mesleğimizle ilgili görüşlerimi zaten az çok herkes bilir.
Hepinize huzurlu bir akşam dilerim :)
Öğretmenim iyi  ki varsınız sizin şahsınız yanında bütün doğu bölgelerinde çalışan arkadaşları kutlamak gerek varlığınız bile yeter anlattığınız o soğuk buz havaları Muş'ta çalışırken tezekle yanan sobaya öğrencilerimizle beraber az sarılmadık   o bölge zordur meşakkatlidir sizin gibi fedakârca çalışan öğretmenlerimiz Allah yâr ve yardımcısı olsun

Çevrimdışı emir-zeynep

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.582
  • 1.931
  • 1.582
  • 1.931
# 07 Kas 2013 23:53:34
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
duvardaki boyaya zarar vermeyen sakıza benzeyen birden fazla kullanılan yapıştırıcılar var öğretmenim marka vermeyim reklam olmasın :)
Ben de ondan kullanıyorum.Her yere yapışıyor.Tahtaya ,duvara,kapıya panoya.Ordan çıkar oraya yapıştır.bozulmuyor.4 yıl önceki etkinliğimde vardı.Bugün tekrar yapıştırdım

Çevrimdışı akeskin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 573
  • 2.713
  • 573
  • 2.713
# 07 Kas 2013 23:54:32
Buda benim miniklerim

Çevrimdışı mungan_679

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 671
  • 1.767
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 671
  • 1.767
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Kas 2013 23:54:55
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bazı idarecileri anlamak mümkün değil. Duvarlara birşeyler çakmayınız, asmayınız vb. burası ne peki hapishane mi? Anlayamadım ben ya :-((

Hocam Almanya'yı geçelim. Şu sınıfa bakın sınıfımız böyle olsa çocuğumuz kendini daha rahat daha güvende hissetsin istemez miyiz? Müdürünüze soralım kendi çocuğunun  bu sınıfta okumasını istemez mi?

Çevrimdışı gulteknkaya

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.462
  • 1.199
  • 1.462
  • 1.199
# 07 Kas 2013 23:55:14
duvarda ve boyasında problem var herhalde bazı bölgelerini kaldırdı duvarın 6 yıldır kullanıyorum çok büyük bir buluş

Çevrimdışı 1970zeynep

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 182
  • 513
  • 182
  • 513
# 07 Kas 2013 23:55:58
 :-\iy geceler arkadaşlar.Sitenin yeni üyelerindenim.Oldukça yaratıcı fikirler ediniyorum.Ben e l ve a seslerini verene kadar bunlarla ilgili hece ve kelimelerde sorun yaşamadım.Ancak t sesine geçince kelime ve hecelerde oldukça zorlandılar.t seinden sonra oluşturabileceğimiz bütün kelimeleri ve heceleri ayrıntılı olarak yazdırıp okutuyor musunuz? Ya da her kelime için kaç ders ayırıyorsunuz?

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK