İnsan Hayatı Üzerine

    İnsan hayatında umudun gücü, tahmin edilemeyecek kadar büyük olabiliyor.
    Bir tenis maçında; setlerde 1-0, Oynanan sette 5-1, an itibariyle servis karşıladığı oyunda 40-0 geride olan bir oyuncunun; oyunu, seti ve final setini de alarak zafer kazanması umudun gücüne iyi bir örnek olsa gerek.

    İnsan hayatında umudun gücü, tahmin edilemeyecek kadar büyük olabiliyor.
    Bir tenis maçında; setlerde 1-0, Oynanan sette 5-1, an itibariyle servis karşıladığı oyunda 40-0 geride olan bir oyuncunun; oyunu, seti ve final setini de alarak zafer kazanması umudun gücüne iyi bir örnek olsa gerek.

Olmayacak şeylere umut bağlamak insanda inanç kaybına ve umutsuzluğa sebep olabilir ama sayın hocam.

"Neyi arıyorsan sen osun. Madendeki inciyi aradıkça madensin. Ekmek lokmasına heves ettikçe ekmeksin. Şu kapalı sözü anlarsan anlarsın herşeyi, neyi arıyorsun sen osun. Senin canın içinde bir can var o canı ara. Beden dağının içinde mücevher var, o mücevherin madenini ara. A yürüyüp giden sufi, gücün yeterse ara. Ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara.."

İnsanın zamanı ancak bir mevsimdir,
gelir ve geçer...

İnsan her zaman,her yaşta güçlü değildir.
Kul olma hasebiylezaafları ve zayıflıktan vardır.Her gün yeni imtihanlarla karşılaşacağını bilir.Bilir de aynı olgunlukla karşılayamaz her zaman..Yürek ülkesi talandır bazen.Sevgi,saygı,ilgi,merhametle beslenmek,güçlenmek ister.Bunu da en yakınları,değer verdikleri gösterebilir.
Kimse kimseyi cepte keklik görmesin,kınamayın.
Herkesin içini ancak Rabbi bilir.

    Telafisi olmayan sınırlı zamanını, gereksiz ve değeri olmayan şeylere harcamak; insanoğlunun en büyük israflarından biri olsa gerek.

İnsan söylediği sözün mahkûmu olur,
Fakat söylemediği sözün ise hâkimidir.

"Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık..."

    Herkes kendine verilen sınırlı zamandaki hayatı yaşar elbet.
Fakatı var:
Neden?
Nasıl?
Kimlerle?
Ne niyetle?
Ne işle?
...
...
Hayat akışında bunlar belirliyor; hayat sonrasını

İnsan her gün yeniden doğar, bir önceki günü mü yaşayacağına yoksa yepyeni bir başlangıç mı yapacağına sadece kendisi karar verir.

İki şey hayatınıza yön verir;
Okuduğunuz kitaplar, görüştüğünüz insanlar.

"İnsanın başkasına söyledikleri kendi duymak istedikleridir.
Yazdıkları, okumak istedikleridir.
Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir..."

bir insana onun kendine vermediği değeri verirseniz sizde bir kusur olduğunu düşünür. mesela satıcının on lira dediği fincana elli lira vermeyi teklif ederseniz ya sizin saf, yarım akıllı olduğunuzu ya da bu işte bir bit yeniği, art niyet olduğunu düşünür. sen neyin peşindesin diye sorar, kuşku duyar. insanlara da iyi niyetle, sevdiğiniz, özlediğiniz, kıyamadığınız ya da zor bir dönemden geçtiklerini düşündüğünüz için, beklediklerinin, tahmin ettiklerinin ya da kendilerine layık gördüklerinin cok üzerinde taviz verir, fedakarlık yaparsanız sizi samimi bulmazlar, iyi niyetinizden kuşku duyarlar ya da sizi cok değersiz ve kusurlu bulurlar. o yüzden insanların yaşadığı hayata, yaptıkları seçimlere bakarak kendilerine ne kadar değer biçtiklerini görün. kimseye onun kendine biçtiği değerin üzerinde bir değer biçmeyin.

Biz müslümanlar İslamı hakkı ile anlayabilseydik ve yaşamaya çalışsaydık, her yer güllük gülistanlık olurdu yapamadık...

Yerli sandığımız,  yabancılara satılmış şirketleri bir araştırın şaşırırsiniz.Tabiki hayatımız pahalı olacak.