Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Kanatlar,çırpınışlar
Bir kelebeğin kanadında hayat
Sesler,haykırışlar
Buruşmuş suretler artık bayat

Maviler,Yeşiller
Silinmiş renkler artık soluk
Zaman adını sen koy
Gidiyor bu konuk

dicle ile fırat'ız biz...
coğrafyayı yalancı çıkarmak olmaz...

Aklın yolu
Aşkın yolu da bir değilse
Bana bı bardak soğuk su
Kendine de şans dile...

BİZİM DE

Bizim de içimizden şiirler geçiyordu
Kelime kelime acı
Lakin biz tuttuk
Uzunluk ölçüleri anlattık...

Bizim de içimizden bahar geçiyordu
Mart Nisan Mayıs
Lakin biz tuttuk
Eylül’ü sevdik...

Bir gülüşü olmalı insanın,
İçinde mutluluğu barındıran
Gözleri coşku ile parlayan...
Bir kalbi olmalı insanın,
Karşısındakini kırmayan
İçinde sevgi yüklü olan...
Bir aklı olmalı insanın,
Geçmişin acılarından çok
Geleceğin güzelliğini düşünen...
Bir sevdiği olmalı insanın,
Her daim yanında olan
Sevmekten sevilmekten korkmayan...
Bir "sen" i olmalı insanın,
Gönlüne umut tohumları
Yüreğine aşkı ekmeyi bilen...

yağmura dönüşünce su
baharlar fısıldar toprağın kulağına...
boncuk boncuk terdir
seher vakti şebnemler
çimenlerin dudaklarında...

sis dağlara
bir av gibi iner...
puslanır kaybedilmeye müsait yollar...
aşkı aşağılar yabani kelimeler,
kartallar kargalara
atmacalar çaylaklara karışır!..
ölümlü değil ölümdür aşk,
yaşanırken bir tek insana yaraşır!..

inleyen bir rüzgar dolaşır vücudunda
üşüyen beyaz dağların...
mutluluk, süt verir ilk defa
rengini kandan alır tendeki yangın...
tercümesi yok elbette
gözgöze gelen çiçeklerdeki aydınlığın!..

üşümüştüm, açtım, tek başımaydım...
gitsem gidecektim...
gelsem...
göğsünde gökyüzünü taşıyan
bir sen vardın!.. giz'im!.. esvabım!..

dileğimdir; hiç değişmesin ellerin/yüreğin!..
hep böyle mert, böyle sıcak
hep böyle yumuşak kalsın...
çünkü beni sana kurban yazdıran;
içimde yanan ateşlerin
devasa gölgesidir ufka yansıyan!..

o devasa gölgeyi yırtıp da çıkan her nefesimin
dillerde türkü olacak billur sesidir!..

sen sakın değişme!..
çünkü artık alemde erdemin namlusu eğri!..
kurusıkı bir kurşundur oysa sevda,
geri teper, olmazsa inceliğin mahareti!..
diyeceğim o ki; hüznü saf tadacaksın!..
çünkü her şey
acının görkeminde kilitli!..
ve bilirim ki;
aşkta en çok ten malzemesi tehlikeli...

Siyahlar doldurmadan göğü
Mavilerle gel
Işıl ışıl Güneşi bezen
Sımsıcak yüreğinle gel.
O yoksa gelişlerde
Kar olur savrulur ,
Yaşlarla donar duygular.
Geleceksen  emin ol
Güven ol
Taze yapraklarda yeşil
Çiçeklerle meyve ol
Dikeni, ısırganı büyükme dilinde,
Onlar yeterince yaktılar can
Geleceksen
Sabahın çiğsi
Öğlenin gölgesi
Akşamın yıldızı
Umutların muştusu ol.
Gece olsan sabaha uyan
Çile olsan verene dayan.
Fakat asla
Kararsızlığa yem
Gözlere kem
Sevgide nem olma.

şehir alışkanlıklar içinde ıssız bir şarkı
en dürüst şeydir zaman
ödünç kelimeler almış
radyoda açık kalmış şarkı sözlerinden

yarım bir elma ellerimde hayat
günlerin getirdiği gül yarası
gelincik düşü değil
kimsenin şiiri yok ki gözlerimde
sevdayı kuşun kanadında yitiren  kim
 kalbim
durulanmış yalnızlık
dağ köyü tenhalığı
tut ki küçük bir yağmur damlası sevgim
doluyor kalbine sessiz harflerle..“

Saat dokuza dokuz var
Ondandır aşkın dokuz canlı oluşu
Sır yutan
İç sizlatan
Dokuz yürekten kovuluşu

Kaybolmuş bir yüreğin Tutacağı mekan geceler ise ;
Yitik bir Gökkuşağı peşine düşen bir Gezginin de Tutacağı mekan gecedir

Bir tumsek başında el açmadan.
Daha gözlerinin içine bakabiliyorken.
Tutup sıcacık ellerinden,
Öpüyorum ANNEM.



[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Bir tumsek başında el açmadan.
Daha gözlerinin içine bakabiliyorken.
Tutup sıcacık ellerinden,
Öpüyorum ANNEM.



[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

çok güzel,tebrik ederim.

Saf ve katıksız güzelliği yüreğinde
Özgürlüğü gözlerinde
En masum  resimleri yüzünde  gördüm
Uçmak istedim uçamadım
Göçmek istedim göçemedim

bütün yıldızlar kaybolmuş sanki...
kara delikler ışığı bile yutmuş...
zaman; alın yazımda bükülmüş sanki...
sicim sicim yağmurlar tutuşmuş...
savurmuşlar küle döndürüp
beni bulutların etekleri tutmuş...
ve lacivertine bürünmüşüm
ay tozu gibi
okyanus; gözlerimle buluşmuş...