Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı mgulen14

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.205
  • 1.702
  • 1.205
  • 1.702
# 18 Ağu 2011 18:24:45
Demek gidiyorsun
Ben bunu haketmedim
Ne varsa aşka ve çesarette dair
Sırtlayıp o büyük yangınınla gidiyorsun demek

Git

Oysa sen ögretmen cıktıgın yıl
Vurup alnıma kavgayı
Simsiyah bir süt gibi
Yaprak dökmüstü daragacım
Akşamlarım olmustu ve kuduz gecelerim
Gözyaslarım ağlarken
Bir uzun yolculuk düsmüstü peşime
Ogün bügündür tetikte bir ömrün son kursunusun
Hiç aklıma gelmezdi gülüm
Bu da bana ders olsun
Bu da bana ders olsun

Demek gidiyorsun
Böyle olsun istemezdim oysa
Hazin ve dağların bu baş dönmesi
Cellat kırmızısı bir hüsrandı yollarda
Sen öğretmen cıktıgın yıl
Cırıl çılgın bir ağaca soyunmustu işlemler
Eyvah...
Esmer bir ağdabir eylemişsem
Cinnetin ucunu yakmıssam birkez
Cehenemin nizamiye kapısındaysam
Ateşden bir nehre dönen bu isyan
Hep o gül yangınına kanat cırpar ve en korsan şarkılar
Yüzünü şarapla yıkar

Gidiyorsun demek
Ben bunu haketmedim
Ne varsa aşka ve cesarette dair
Sırtlayıp o büyük yangınınla git

Hadi durma
Geçliğimin vebalini ve sevgisiz hayatımızın bedelini ödemeden git
Bu siiri sana armağan ettim
Yanına almayı unutma sakın
Issıs gecelerde okur ağlarsın
Kimseler görmesede kanarsın gülüm
Neler cektigimi ogün anlarsın

Son bahar yağmuruyla ıslandım sokaklarda
Ağladım ikimize
Senden cok uzaklarda
Simdi hüzün makamında bütün şarkılar
Bu yorgun ses
Bu kör lamba
Bu ateşi sönmüs soba
Tanigidirdır yanlızlıgın
Pismanlıgın tanrılıgıdır
Cünkü benim kitabımda
Aşk bir defa yaşanır

Demek gidiyorsun git
Bir yanda ölümün anlındaki ter
Bir yanda suya düşen sardunya
Ve sabahın saçlarındaki kırağı kadar üsüyorsun

Hadi durma
Sırtlayıp o büyük yangının vebalini ve sevgisiz bir hayatın
Bedelini ödemeden git

Bilirsin gecenin en karanlık olduğu an
Sabahın en yaklaştığı zamandır ve hiçbirsey hakkında
Bildiğimiz hersey aslında yalandır

Demiştim ya sen öğretmen cıktıgın yıl
Vurup alnıma kavgayı
Simsiyah bir süt gibi
Yaprak dökmüstü darağacı
Hüzün sarısı yapraklarini

Akşamlarım olmustu ve kuduz gecelerim
Gözyaslarım ağlamıstı
Bir uzun yolculuk düsmüstü peşime
Cırıl cılgın bir ağaca soyunmustu işlemler

Demek gidiyorsun git
Bu siiri sana armağan ediyorum
Yanına almayı unutma sakın
Belki soban sönmüs
Kitabın bitmis
Belki dizlerindeki battaniye
Yanlızlığın iç çekişini duyarsın
Paketteki son sigaran ve titrek bir mum alevi hüznüyle
Geçmişe dalarsın
Kimseler görmese bile kanarsın
Sende yanarsın gülüm...

                                           Fatih KISAPARMAK

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.108
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.108
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 18 Ağu 2011 18:43:58
Değişik

başka türlü bir şey benim istediğim:
ne ağaca benzer, ne de buluta.
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..

bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun

bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğince

nerde gördüklerim?
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka..

Can Yücel

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.197
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.197
  • Müdür Yardımcısı
# 18 Ağu 2011 22:21:40

kimi sevsem sensin / senden ibaret
hepsini senin adınla çağırıyorum
arkamdan şımarık gülüşüyorlar
getirdikleri yağmur / sende unuttuğum
hani o sımsıcak iri çekirdekli
senin gibi vahşi öpüşüyorlar
kimi sevsem sensin / hayret
in misin cin misin anlamıyorum

Attila İlhan

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.449
  • 177.540
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.449
  • 177.540
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ağu 2011 00:34:13
Yüreğim Çığlık ta… Bense SuSKuNuM
Şimdi..Kurudu damarları hecelerimin… Yüreğim çığlıkta bense SuSKuNuM..
Gözyaşlarımda boğulan hıçkırığımla tutunuyorum hayata..HerŞeye inat..
Hüznüm karışır Sesssizliğimin uğultusuna..
Yıprandı kirpiklerim..Yıprandı kirpiklerim..
Yüreğim Lal..Dilim SuSKuN Konuşmamak üzre tutuldu..
Vuslata dek..Efendim..
Tebessümlerimin Yitikliği yansırken gece ye..
İçimde kalakaldı yorgun yüreğimin solgun bakışları..
Ayrılığının hüznü ile çürüdü gurbetinde..
Ben Tükenirken Usulca Pörsüdü Her Yanı Yüreğimin..
Özlemin Yağmur Misali Sağnağına Tuttu Beni..Yandı Her Damlan da İçim..
Belki SuSKuNLuĞuMuN bedelini ödetiyor.:Aynalar Onlara Her Baktığımda
Vuslatımız Vuku Bulana dek İçimdeki Bu İflah olmaz alev terk etmeyecek Beni..
benliğimi..Sen diye yanan şu yüreğimi..
Biliyorum EFENDİM
Umutlarımın Sancısı Artar Her An..Ben Sancıların Konakladığı Yer Olurum..
Şimdi SuSKuNLuĞuMuN SoN Nefesinde Kaldı Yüreğimdeki Heceler..
Benliğim..Ruhum..Bedenim..Dam arlarım Kanar Bu CaN da..
Yüreğim Sızı İçinde Kahrolur..Erir Yavaş Yavaş..Ömrüm..ama.
Biliyorum!! İnsafsız Sızılar Bırakmayacak Beni Sarıvermişken Dört Koldan
Duygularımın Siyahi Bakışında Kalacak Gözlerim..
Ve Gurbetimin Garip Çığlığı ile Son Bulacak Sessizliğim..
Biliyorum..!! Gecenin Zifirisine Karışacak Senin İsmini Soluyan SoN Nefesim..
Dokunacak Belki Gece ye Titreyen Sesi Yüreğimin..
Biliyorum!!Suskunlığumla Birlikte..
Ruhumun Süzgecinden Gececek Acılarım..Sızlayacak
Alabildiğince Yüreğim..
Seni Anmadan Sensiz Gecen Her An Kahrolacağım;
Özlemini Çoğaltan Bu Yalnızlığım Terk Etmeyecek Beni EFENDİM..
Vuslatımıza dek..
Sevdalıyım Sana EFENDİM..
Mecnunum Yolunda..Aşığım Yüce RAHMAN a..
Tükenir Ayaklarım..Sessiz Feryadlara Boğulur Yolları Yüreğimin…
Evet SuSKuNuM…
ama Kabul Etmiyorum Ey Sevgili SuSKuNLuĞuM daki Tükenmişliği..
..Ve Biliyorum..!!
Umutlarımı..Yüreğimi..Sevdamı…
Ve Ömrümü Karanlığına Çekemeyecek Gece..
Yine de Konuşmalı mı Yüreğim..
BİLEMİYORUM…..

Çevrimdışı okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 19 Ağu 2011 01:45:49
En sevdiğin elbiseni giydim
Bu gece kokunu sürdüm
Solgun yüzünü okşadım
Sessizce saçlarından öptüm
Yazdığın mektupları okudum
...Kana kana su içer gibi
Plaklarını çaldım ah!
En çok o şarkıda özledim seni.

Issızlık kapıyı çaldı, açmaya korktum
gece yarısı
Şehir uykuya daldı, baktım dışarıya
katran karası
Rüzgar telaşla kokunu getirdi bana
aldım koynuma
Buseni hafızamdan koparıp
iliştirdim dudaklarıma
Üşüdüm karanlıkta
Tenine dokundum hissetsin diye
Aç gözlerini

Erguvanlarına su verdim
İçerken benimle konuştular
Yastığını okşadım, kokladım
Anılar uçuştular
Soluğun saçlarımı yaladı sanki yine
bir meltem gibi
Teninin kokusu karıştı kokuma
Yakıştılar

Boğuldum karanlıkta
Yanı başımdasın benden çok
uzaklarda
Ellerimi tut dokun bana
Aç gözlerini.

Attım kendimi caddelere
Yeşil ceketin sardı beni
Yürüdüm üstüne karanlığın korkusuz
Tuttum ellerini...

Can Dündar

Çevrimdışı cancancan111

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.599
  • 19.346
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.599
  • 19.346
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ağu 2011 10:33:36
ŞİMDİ GİTME YAR

Sen bir kitap kapağı gibi kapamışken adımı, ben her sözcükte seni okuyorum harf harf…
Tümcelerimin boyun büküşlerine aldırma yar!
Gözü yaşlı satırlarımın kan döküşlerinde büyütüyorum keşkelerimi…
Harflerimin ayağı kayıyor uçurumlarından.
Oysa sen bir liman sakinliğiydin yüreğime…
bir gün batımı huzuru…
uçsuz bucaksız bir özgürlüktün mavilerime…
ateşe verdin kıyılarımı apansız, sinsice…
züleyha’nın kaderine razıydım Yusuf(um)sun diye…
peşinden koşmaya, kınanmaya, dile düşmeye…
nerden bilirdim dil(in)den düşeceğimi?
Bir sözünle ateşe verdin uğruna ödenen bedelleri…
Gitme demem, git şimdi!
Bir metalin içine bindirip vedalarını, son bir kez kokunu çekmeden tiryakiliğim, son bir kez düşmeden kollarının girdabına, bir buseyi çok görüp alnıma, en kara yazgıları sür de git!..
Son fethedilen miyim meçhul ama, sen son Fatih’im…
Bilsen, kaç varlığa hiçlikti fetihlerin…
Ama dur, gitme!...
Şu topraklarımda dalgalanan sancağını indir, öyle git!
Yüreğimden sevdanı, dilimden adını sök de git!
Ciğerlerimden kokunu, gönlümden gözlerinin okunu çek de git!
Sözlerimi esaretten kurtar, dilimi çöz de git!
Kaç kez uğurladım seni bu kentten? Kaç kez boynu bükük bıraktın ardından el sallayışlarımı garlarda?
Dönüşünün umuduyla gidişine dayanamazken, bu müebbet vedaya nasıl dayanırım söyle?
Ah yar…
en yakınımken uzağımdın. Şimdi benden öte bensin ki, ben bana t-uzağım…
Kin tutmaz kalemim, bilirsin.
Sen kapatsanda c-ismimin üstüne son sayfanı, bu masalın devamını bir ömür bekler yüreğim…
Sana git diyebilmek için kaç alfabe satın aldım z-amansız pazarlıklarla bilsen.
Tüm kırgınlıklarımı çıkarıp kumbaramdan saydım, bir “git” etmedi.
Yanında “me”si olmayan bir git yakıştırılmadı sevdama…
Ama çok istiyorsan, işte orda; alfabemin kıyısında bir “git”…
Eksik, mahzun, çaresiz…
İster al git, istersen k-al git-me Yar!...
Yar demişim sana… yokluğun dipsiz bir yar!
İşte, diz çöküyor sevdana yüreğim, gitme!...
Gitme, sensiz ıssız bu diyar…


(KAHRAMAN TAZEOĞLU )

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.402
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.402
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ağu 2011 11:53:14
BARIŞ NEDİR SEVGİLİM

barış nedir sevgilim
biliyor musun
bir köprü müdür üstüne gölgeler düşünce çöken
halka açılamadan batan bir şirket
iki savaş arasında verilen çay molası mıdır barış
yoksa
hurdacıya söylediği son sözler mi
bisikleti vurulan bir çocuğun
söyle sevgilim
Einstein'ın Roosevelt'e yazdığı mektup mudur barış
Lozan'dan gelen telefon mu Mustafa Kemal'e
çöplerini bilimin süpürdüğü bir sokak mıdır barış yoksa

söyle sevgilim
de ki
tünediği balkon uçuruma düşen yavru bir kuştur barış
saatçiyi hapse attıkları için kurulamayan bir meydan saati
ayağımızdaki paslı çiviyi bacağımızı keserek çıkaran bir melek
de ki
aptalların türküsü
oyuna getirilenlerin ülküsüdür barış
dişleri sökülmüş Asya kaplanıdır kapitalizmin sirkinde

de ki sevgilim
içine bayat pil konmuş el feneridir barış
fosforlu izleridir bayrakların üzerinde gezen salyangozların
barış düşsel beyaz buluttur bir kaleye çarpıp dağılan
kör bir toplumun tehdit dolu yazılarla kirlettiği bir defterdir
barış
kendinde bulamayıp başkalarında aradığıdır insanın
barış
halkının üzerine devrilen bir devlettir zor dönemeçlerde
açılmadığı için posta kutusunda ölen bir mektuptur barış
patlayıp seyircileri öldüren bir futbol topudur son dakikada

bunların hiçbiri
hiçbiri değilse barış
söyle sevgilim
savaşın düş kurduğu yerlerde
hangi yüzsüzün uydurduğu bi' sözcüktür
şu dillerden düşmeyen barış

Akgün Akova

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ağu 2011 11:54:46
Her şey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemiş birdenbire oldu.

Birdenbire,
Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.
Orhan Veli
Kovalamayın beni yatağa

Kovalamayın beni yatağa
Hiç uykum yok
Daha lafınıza karışacağım
Ortalığı dağıtacağım
Televizyonu kapatacağım
Ayçiçeği resmi yapacağım daha
Başparmağıma şiir okuyacağım
Islık çalacağım
Daha çok işim var
Gecenizi karartacağım
Kütahya vazonuzu kıracağım
Vakitsiz yatırmayın beni
Daha çok erken
Can Yücel

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ağu 2011 12:26:00
Hayat Gül Kokulu Bir Sağanak Yine

gözlerimin önünde ıslak dağların kabaran yalnızlığı
ne varsa uçurumlar eşiğinde
hüzünlerle yalpalayan ne varsa
gözlerimin önünde

ve hayat gül kokulu bir sağanak yine
birşeyler anlatmak istiyor hayat
ve alıp götürmek bir şeyleri kurt sofralarına
gün batıyor
gün batıyor bukağısı paslı bir sevinç oluyor yalnızlığım

unutuyorum sevgilim suretini
durgunluğun "niçin"di unutuyorum

gün batıyor ürkek yıldızlar dolanıyor yalnızlığıma
umurumda değil ne yağmur ne ayaz
ne de kerpiç kokusu havada
unutuyorum/sabaha/kadar/ gün batıyor
sonra bir akasyayı okşuyor gözlerim
geciken sabahlara koşuyor kuşlar
gözlerimin önünde
ve hayat gül kokulu bir sağanak yine

Yılmaz Odabaşı

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.568
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.568
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ağu 2011 12:33:26
SEVİNCİN YARISI


Kuşlar yağmur yağdırır da
Yağmur güneşi vururdu ya
Ben sana gelirdim

Sevincin yarısı ağzımda
Zambağa birikir sabahlar
Ovalar atlara binerdi

Kulesine koşuşunca deniz
Cebimde geceden yıldızlar
Arılarla ballarla kanımda

Yüreğim avuç olurdu da
Sonra çeşme de olurdu ya
Mutsuz dönüşler ayında

Ben sana gelirdim

Melih Cevdet ANDAY



Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 19 Ağu 2011 13:06:35
           SABIR  KALMADI

Her şarkının içinde
Ben seni görürüm
Sevdan bir nefes gibi
Çekmezsem ölürüm

Sabır kalmadı içimde
Dertler yaş oldu gözümde
Bu yoksulluk denizinde
Boğulmadan gel

Sensiz isyan ettim her an
Dünyam kahır, dünyam zindan
Yine başım duman duman
Olmadan gel

Yıllardır ne bir haber
Ne bir selamını aldım
Bu koskocaman dünyada
Sensiz yapayalnız kaldım

                                         Ahmet KAYA

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.052
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.052
  • Öğrenci Velisi
# 19 Ağu 2011 14:05:41
Ağır Ölüm

Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar, her gün aynı yoldan yürüyenler, yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler, giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler, tanımadıklarıyla konuşmayanlar.

Ağır ağır ölür tutkudan ve duygulanımdan kaçanlar, beyaz üzerinde siyahı tercih edenler, gözleri ışıldatan ve esnemeyi gülümseyişe çeviren ve yanlışlıklarla duygulanımların karşısında onarılmış yüreği küt küt attıran bir demet duygu yerine “i” harflerinin üzerine nokta koymayı yeğleyenler.

Ağır ağır ölür işlerinde ve sevdalarında mutsuz olup da bu durumu tersine çevirmeyenler, bir düşü gerçekleştirmek adına kesinlik yerine belirsizliğe kalkışmayanlar, hayatlarında bir kez bile mantıklı bir öğüde aldırış etmeyenler.

Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar.

Ağır ağır ölür özsaygılarını ağır ağır yok edenler, kendilerine yardım edilmesine izin vermeyenler, ne kadar şanssız oldukları ve sürekli yağan yağmur hakkında bütün hayatlarınca yakınanlar, daha bir işe koyulmadan o işten el çekenler, bilmedikleri şeyler hakkında soru sormayanlar, bildikleri şeyler hakkındaki soruları yanıtlamayanlar.

Deneyelim ve kaçınalım küçük dozdaki ölümlerden, anımsayalım her zaman: yaşıyor olmak yalnızca nefes alıp vermekten çok daha büyük bir çabayı gerektirir.

Yalnızca ateşli bir sabır ulaştırır bizi muhteşem bir mutluluğun kapısına.


Pablo Neruda
Çeviren: İsmail Aksoy

Çevrimdışı VADİDEKİ ZAMBAK

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 60
  • 224
  • Öğrenci Velisi
  • 60
  • 224
  • Öğrenci Velisi
# 19 Ağu 2011 14:29:51
Bilgenin yüreğinde her dilek,anka kuşu gibi gizli gerek,  Damla nasıl inci olur denizde,sedefler içinde gizlenerek.ALINTI

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.197
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.197
  • Müdür Yardımcısı
# 19 Ağu 2011 14:53:31
igaranı söndür, kalkabiliriz
On adım sonra yollarımız ayrılmalı
Sakın ağlama ve bir şey söyleme bana
İnsan ayrılırken bile büyük olmalı.

-Ayrılırken // Ümit Yaşar Oğuzcan-

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 19 Ağu 2011 17:17:25
Ağlamasam 

Bir sabah hıçkırıkla uyansan
Pencerelere koşup güneşi arasan
Umudun kenarını kemire kemire
Akşamı alsan odana
Beni ne kadar seversin kim bilir...
Sonbahar olsan, bütün kış sana ısınsam
Yağmur düştüğünde pencereme
Geldiğini anlayıp koşa koşa
Kısa kollu yüreğimle yollara koşsam
Döktüğün yaprakların kuruluğuna aldırmadan
Avuçlarıma alıp yüzüme sürsem
Göz yaşlarımla yaprakların ıslansa
Bu sonbahar gelsen
Gelsen de artık ağlamasam...
 
Ceyhun Yılmaz 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK