Eğitimdeki Sorunlarımız

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Ara 2015 20:42:24
Şu an uyguladığımız müfredat, öğretimin daha çok öğrenci-merkezli olarak yapılmasını, öğrencinin aktif olarak derse katılımının sağlanmasını öngörmektedir. Yeni sisteme göre öğretmen tek bilgi kaynağı olarak görülmemeli, aynı zamanda bir yol gösterici olarak hareket etmeli, öğrenciler bilgiye nasıl ulaşabileceğini, neyi nasıl öğreneceğini ve neleri üretebileceğini fark edebilmelidir. Bunun sağlanabilmesi için her öğretmen kendi alanına hâkim olmalıdır. Öğretmenler uyguladıkları yöntem, teknik ve stratejiler açısından devamlı kendilerini güncellemeli; çağın gerektirdiği teknolojik donanıma sahip olmalı ve bunları etkin şekilde eğitim-öğretimde kullanabilmelidirler. Bu yeni sistemin uygulanması özellikle bu iki noktada tıkanmaktadır.

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Ara 2015 20:54:52
Gelişmiş  kalkınmış ve çağdaş bir toplum olabilmenin ilk ve temel şartı eğitime gereken değeri vermektir. Günümüz Türk eğitim sistemindeki aksaklıklar  toplumun değer yargılarıyla cumhuriyetin temel ilkeleri ve bilimsel veriler ışığında  sistemin yeni baştan ele alınması gerektiğini işaret etmektedir.Toplumun ve bireyin ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve uygulanabilir eğitim programlarının genellik ve eşitlik ilkelerine uygun olarak düzenlenmesi ile yeni bir yapılanmaya acil ihtiyaç olduğu görülmektedir.

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Ara 2015 22:02:12
Öğrenci sayısının az olduğu küçük sınıflarda öğretmen, öğretimde öğrencinin bireysel farklılıklarını ön planda tutulabilecek ve her öğrenciye daha fazla zaman ayırabilme fırsatını bulabilecektir.

Çevrimdışı BGE

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 746
  • 601
  • 746
  • 601
# 31 Ara 2015 00:18:10
ayakta tedaviye ekders kesilir mi bilenvarmı

Çevrimdışı ücü

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.954
  • 54.235
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 11.954
  • 54.235
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 31 Ara 2015 00:19:27
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ayakta tedaviye ekders kesilir mi bilenvarmı

Öğretmenim bu başlığa yazınız.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 31 Ara 2015 09:32:11
Türk eğitim sisteminin sorunu bir örnek vererek açıklamak istiyorum.
ayakkabı boyacısı bölümünün açıldığını düşünün. bölüme gidenler ayakkabı boyacısı olacak. orada fırçanın kılının ne olduğunu, ne kadar uzunlukta olduğunu, hangi tür fırça kılının daha iyi temizlediğini, cilaların kimyasal yapılarını vs. vs. şeyleri gösterirler ve öğretirler. adam mezun olur ama ayakkabı boyayamaz sebebi ise bu adama ayakkabının nasıl boyanacağını göstermemişlerdir. Türk eğitim sistemide böyle sana gerekli olanları değil, gereksiz olan her şeyi ama her şeyi verirler.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 31 Ara 2015 11:18:21
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
İtalya’nın güneyinde Brindisi şehrindeki bir ortaokul, müfredatını yenilemek için bir proje geliştirdi. Ettore Majorana Enstitüsü’ne girdiğinizde diğer okullardan farklı olduğunu görüyorsunuz.
Öğrenciler sınıflarda yan yana ve arka arkaya dizilmiş sıralarda oturmuyorlar. Tekerlekleri olan ve farklı çalışma grupları oluşturabildikleri özel sandalyelerde eğitim görüyorlar.
Okul farklı bir müfredat izliyor ve öğretmenler, görsel ögelerle zenginleştirilmiş farklı bir ders içeriği sunuyorlar. Öğrenciler kitap yerine bilgisayar ve dokunmatik tabletlerle eğitim görüyor.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Tekerlekli sandalye fikrini beğendim hemen kopyala yapıştır uygulayalım  :)

Yeğenlerimden biri Meslek Lisesi Bilgisayar programlama bölümü mezunudur.
Bilgisayar laboratuvarında tekerlekli koltuklar mevcuttu. Tek ayak ittirmesi ile, koltukla sınıfı baştan başa katetmek en büyük eğlenceleriydi.
Hiçbir zaman  çalışma grubu oluşturmadılar. Üç yıl boyunca çalışmalarını aynı arkadaşı ile yaptı. Çünkü ikisinin (meraklı olmaları nedeniyle) bilgisayar bilgi seviyeleri sınıfın kat kat üstündeydi.
Sınıftaki diğer öğrencilerle (bilgisayar konusunda) çalışma grubu oluşturmaları mümkün olmadı.

Bir toplulukta yapılan ve başarılı olan bir uygulama başka bir toplulukta aynı sonucu vermeyebilir.

Her okulun kendine has müfredatı benimde hayalim.
Bununla birlikte, ülke genelinde uygulanan tek müfredatın zararları olduğu gibi, birbirinden bağımsız uygulanan müfredatların zararları da kaçınılmazdır.

Esneme özellikleri bulunan genel bir veya iki müfredat uygulamasının en sağlıklısı olacağını düşünüyorum.
"Esneme özelliği" ifadesine şu örneği vermek istiyorum.

Genel müfredat : 1. sınıfı bitiren öğrenci okuma, yazma bilecek, iki basamaklı sayılarla dört işlem yapabilecek.
Esneme özelliği :
A okulu :  1. sınıf 1. dönem sadece okuma ve yazma öğretimi, 2.  dönem matematik işlemler öğretimi.
B okulu : 1.sınıf her gün 2 saat okuma yazma, 2 saat matematik, 2 saat sanat faaliyeti.
C okulu okuma, yazma ve matematik öğretimin tamamı teknolojik aletler kullanılarak yapılır.
vs.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 31 Ara 2015 11:35:47
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Türk eğitim sisteminin bilinen fakat pek de tartışılmayan önemli sorunlarından biri olan kalabalık sınıf sorununu, gelişmiş ülkeler çözmüş olmasına rağmen bu sorunun üzerinde ülkemizde yeterince durulmamaktadır.
Özellikle sınıf yönetimi bağlamında yeni göreve başlayan öğretmenlerin karşılaşmaları olası kaygı ve sorunların başında kalabalık sınıflar gelmektedir.
Türkiye’de okul sayısının yetersizliği mevcut okulların ve sınıfların kalabalık olmasına; kalabalık sınıflar ise eğitimin niteliği ile ilgili yeni sorunlara neden olmaktadır.
Kalabalık sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin velileri ile öğretmenleri arasındaki işbirliği de zayıf olmaktadır.
Nitekim veliler, daha çok kendi çocuklarını tanıyan ve onların gelişimleriyle yakından ilgilenen öğretmenlerle daha iyi işbirliği kurabilmektedirler.
Bu durum kalabalık sınıfların veli penceresine yansıyan kısmı olarak düşünülebilir.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Tartışılmıyor çünkü problemin çözümü için gerekli adımlar atılmıştır.

• 2002-2003 eğitim-öğretim yılında öğretmen başına düşen öğrenci sayısı

ilköğretimde 28,
ortaöğretimde 18,
genel ortaöğretimde 21,
mesleki ve teknik ortaöğretimde 15’tir.

• 2014-2015 eğitim-öğretim yılında ise öğretmen başına düşen öğrenci sayısı

ilkokulda 18,
ortaokulda 17,
ortaöğretimde 14,
genel ortaöğretimde 14,
mesleki ve teknik ortaöğretimde 14’tür.

• 2002-2003 eğitim-öğretim yılında derslik başına düşen öğrenci sayısı

ilköğretimde 36,
ortaöğretimde 31,
genel ortaöğretimde 34,
mesleki ve teknik ortaöğretimde 27’dir.

• 2014-2015 eğitim-öğretim yılında ise derslik başına düşen öğrenci sayısı

ilköğretimde 27,
ortaöğretimde 28,
genel ortaöğretimde 26,
mesleki ve teknik ortaöğretimde 29’dur.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 31 Ara 2015 13:26:57
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Yükseköğrenim görmüş gençlerin işsiz kalmasının daha ağır maliyetlerinin olduğunu da unutulmamalıdır.
Yükseköğretim görmüş genç nüfusu istihdama katamayıp, işsiz bırakmanın maliyetini yok sayamayız.
Eğitim gördüğü alan dışında zoraki çalışmak zorunda kalanların eğitimleri de bir maliyet olarak kabul edilebilir.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"Yükseköğretim görmüş genç nüfusu istihdama katamayıp, işsiz bırakmanın maliyetini yok sayamayız."
cümlesini anlamadım. 

Genç nüfusu KİM istihdama katmıyor?
KİM işsiz bırakıyor?

Gençler iş kurmak istediler de "YASSAK" diyen mi var?
Ana babalar evlatları için iş yeri açmak istediler de "OLMAZ EVLADINI İSTİHDAM EDEMEZSİN" diyen mi var?
 
Devletimizin kurulduğu yıllarda şartların zorlaması ve kurulan devleti yapısı gereği devlet iş yerleri açarak vatandaşlarını istihdam etmiştir.
Bu durum zaman zaman içinde istihdam oluşturmak devletin görevi şeklinde bir algıya yol açmıştır.
İstihdam oluşturmak bireylerin görevidir, devletin değildir.
Devlet sadece yasal düzenlemeleri yapmakla yükümlüdür ve bu görevini de yerine getirmektedir.

Çok merak ediyorum Egitimhane üyeleri içinde istihdam oluşturmak düşüncesini aklının köşesinden geçiren kaç kişi var?
Egitimhane derneğinin kurulmasına vesile olan Egitimhane birliği düşüncemi paylaştığım zaman aklımdaki "Egitimhane ilkokulu" idi.
Dernek yöneticilerinin "Egitimhane ilkokulu" hakkında ne düşündükleri, bu yönde hazırlıkları olup olmadığı konusunda bilgi sahibi değilim.
Yöneticilerin üyelerle aynı konumda olmaması gerekir "istihdam" hedefli hareket etmeleri gerekir.

Bu vesile ile kendini GENÇ kategorisinde gören Egitimhane üyelerine seslenmek istiyorum.
- Devlet sizin babanız değildir. Kendi ayaklarınızın üzerinde durmayı öğrenmezseniz, yarın düştüğünüz yerde sizi kaldıracak kimseyi bulamazsınız.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 31 Ara 2015 13:35:37
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Türk eğitim sisteminin sorunu bir örnek vererek açıklamak istiyorum.
ayakkabı boyacısı bölümünün açıldığını düşünün. bölüme gidenler ayakkabı boyacısı olacak.
orada fırçanın kılının ne olduğunu, ne kadar uzunlukta olduğunu, hangi tür fırça kılının daha iyi temizlediğini, cilaların kimyasal yapılarını vs. vs. şeyleri gösterirler ve öğretirler.
adam mezun olur ama ayakkabı boyayamaz sebebi ise bu adama ayakkabının nasıl boyanacağını göstermemişlerdir.
Türk eğitim sistemide böyle sana gerekli olanları değil, gereksiz olan her şeyi ama her şeyi verirler.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Anladığım kadarıyla mevcut eğitim sisteminin un, şeker, yağ verdiğini helva vermediğini veya helvanın nasıl yapılacağını anlatmadığını söylüyorsunuz.
Öğrencilere sesleniyorum, zahmet edip Google amcaya "helva nasıl yapılır?" diye sorun size cevap verecektir :)

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 31 Ara 2015 17:28:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Anladığım kadarıyla mevcut eğitim sisteminin un, şeker, yağ verdiğini helva vermediğini veya helvanın nasıl yapılacağını anlatmadığını söylüyorsunuz.
Öğrencilere sesleniyorum, zahmet edip Google amcaya "helva nasıl yapılır?" diye sorun size cevap verecektir :)
siz helva pesinde misiniz?biz gelecek derdindeyiz.sizin gibi tuzu kuru olanlar girgir pesindeler.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 01 Oca 2016 11:33:08
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
siz helva pesinde misiniz?biz gelecek derdindeyiz.sizin gibi tuzu kuru olanlar girgir pesindeler.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Gelecek derdinde olanlar, ellerindeki malzeme ile helva yapmak gayretindedirler.

Helva peşinde olanlar, helva yapanların, yaptıklarını beğenmemek için MAZERETLER bulmaya çalışır, eldeki malzemenin ne kadar kötü olduğuna,  iyi bir helvanın nasıl olması gerekiğine dair NUTUKlar atarlar.
Ellerindeki malzeme ile helva yapmanın mümkün olmadığını MAZERET göstererek helva yapmadıkları halde, aynı malzemeyle başkalarının helva yapmasını beklerler.

2010 yılından önce elimde bulunan malzemelerle yaptığım helvaları

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linklerinde bulabilirsiniz.

Sizi zahmetten kurtarayım, helvalarım berbattır. Ne yazık ki, o yıllarda elimdeki malzeme ile ancak bu kadarını yapabiliyordum.

Çevrimdışı php_korsan

  • Bilge Üye
  • *****
  • 13.107
  • 14.678
  • 13.107
  • 14.678
# 01 Oca 2016 11:43:52
mesela bilgisayar mühendisleri.daha ne yaptiklarini anlamadan mezun oluyorlar.sonra kurs yoluyla ya programcilik yada web tasarım ogrenip mesleğe atiliyorlar.yabancı ülkeler mezun edip direk işin içine atıyorlar çünkü herşeyi ogretmisler.einstein ne demis bir almanaktan bulabileceğim seylerle neden beynimi doldurayim ki?

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 01 Oca 2016 18:16:02
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"Yükseköğretim görmüş genç nüfusu istihdama katamayıp, işsiz bırakmanın maliyetini yok sayamayız."
cümlesini anlamadım. 

Genç nüfusu KİM istihdama katmıyor?
KİM işsiz bırakıyor?

Gençler iş kurmak istediler de "YASSAK" diyen mi var?
Ana babalar evlatları için iş yeri açmak istediler de "OLMAZ EVLADINI İSTİHDAM EDEMEZSİN" diyen mi var?
 
Devletimizin kurulduğu yıllarda şartların zorlaması ve kurulan devleti yapısı gereği devlet iş yerleri açarak vatandaşlarını istihdam etmiştir.
Bu durum zaman zaman içinde istihdam oluşturmak devletin görevi şeklinde bir algıya yol açmıştır.
İstihdam oluşturmak bireylerin görevidir, devletin değildir.
Devlet sadece yasal düzenlemeleri yapmakla yükümlüdür ve bu görevini de yerine getirmektedir.

Çok merak ediyorum Egitimhane üyeleri içinde istihdam oluşturmak düşüncesini aklının köşesinden geçiren kaç kişi var?
Egitimhane derneğinin kurulmasına vesile olan Egitimhane birliği düşüncemi paylaştığım zaman aklımdaki "Egitimhane ilkokulu" idi.
Dernek yöneticilerinin "Egitimhane ilkokulu" hakkında ne düşündükleri, bu yönde hazırlıkları olup olmadığı konusunda bilgi sahibi değilim.
Yöneticilerin üyelerle aynı konumda olmaması gerekir "istihdam" hedefli hareket etmeleri gerekir.

Bu vesile ile kendini GENÇ kategorisinde gören Egitimhane üyelerine seslenmek istiyorum.
- Devlet sizin babanız değildir. Kendi ayaklarınızın üzerinde durmayı öğrenmezseniz, yarın düştüğünüz yerde sizi kaldıracak kimseyi bulamazsınız.

Yöneticilerin adeta yapboz oyununa çevirdikleri bir eğitim sisteminin, eritim ve öğütüm sistemine dönüştüğünü söylemek mübalağa olmasa gerek. Maalesef ülkemizde eğitim, ana sorunların gölgesinde anlık ve geçici müdahalelerle yürütüldüğü için, olan yine körpecik dimağlara oluyor. Tamamen masum ve herbiri ayrı bir dünya gibi zengin olan ve rengârenk kişiliğe sahip evlatlarımız okul denilen tek tipleştirici kurumun kapısından girdikleri anda, bütün farklılıklarını unutuyor ve statükocu kurallar adına tek tipleştiriliyor. Devlet gücünü kontrol eden iktidar sahipleri, toplumun bütününün nasıl eğitileceğine karar vermektedirler. Oysaki modern ulus-devlet öncesinde buna anne baba karar veriyordu, yani çocuğun velayeti anne babaya aitti. Bugün de "çocuğa hangi eğitimin verilmesi gerektiği" konusunda anne babanın karşısında jakoben devlet mekanizması durmaktadır.

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 01 Oca 2016 18:17:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Gelecek derdinde olanlar, ellerindeki malzeme ile helva yapmak gayretindedirler.

Helva peşinde olanlar, helva yapanların, yaptıklarını beğenmemek için MAZERETLER bulmaya çalışır, eldeki malzemenin ne kadar kötü olduğuna,  iyi bir helvanın nasıl olması gerekiğine dair NUTUKlar atarlar.
Ellerindeki malzeme ile helva yapmanın mümkün olmadığını MAZERET göstererek helva yapmadıkları halde, aynı malzemeyle başkalarının helva yapmasını beklerler.

2010 yılından önce elimde bulunan malzemelerle yaptığım helvaları

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linklerinde bulabilirsiniz.

Sizi zahmetten kurtarayım, helvalarım berbattır. Ne yazık ki, o yıllarda elimdeki malzeme ile ancak bu kadarını yapabiliyordum.
Son birkaç yıldır Avrupa eğitim sistemlerinden ülkemize uyarlanan ve görece olarak eskisine göre daha çok pedagojik bir içeriğe sahip olan “yapılandırmacı eğitim anlayışı da” sadra şifa olamadı maalesef. Ülkemizde şu anda uygulanmaya çalışılan bu eğitim anlayışından biraz bahsetmek istiyorum. Yapılandırmacı eğitim anlayışı ezberci anlayıştan uzak, öğrenmeyi öğrenen ve öğrenciyi eğitim sürecine aktif bir şekilde dâhil eden bir eğitim anlayışı. Bu eğitim anlayışında öğrenci aktif, öğretmen ise bir orkestra şefi gibi eğitim sürecini yöneten pozisyonunda. Yapılandırmacı eğitimde, öğrenme; mevcut bilgiyi ezberlemeye değil, bilgiyi zihinde yapılandırmaya, bilgiyi anlamlandırmaya, yorumlamaya, yeni durumlara transfer etmeye ve bilgide yeni bilgiler üretmeye dayanır. Öğrenen, bilgiyi her türlü yaşam problemlerini çözmede uygulamaya koyar. Bilgi çağı olarak adlandırdığımız çağımızda artık bilgiye ulaşmak ve bilgiyi öğrenmek ikinci planda kalmaktadır. Bilgiye ulaşmak ve bilgiyi öğrenmek ülkeleri, çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmamaktadır. Çağımızda önemli olan, elde edilen bilgileri zihinde yapılandırarak mevcut bu bilgilerden yeni bilgilere ulaşmak, yeni çıkarımlarda bulunmak ve yeni bilgiler üretmektir. İşte bunu gerçekleştiren toplumlar dünyada söz sahibi olmaktadırlar.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK