Eğitimdeki Sorunlarımız

Çevrimdışı MALABADİ

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.851
  • 1.014
  • 1.851
  • 1.014
# 01 Oca 2016 19:45:59
Türkiye de iyi öğretmen yetişmiyor.çocuklar sınıfta zaten kalma yok diye öğretmeni saymıyor.çocuklara günlük hayattan uzak bir müfredat öğretiliyor.okullara 1 kuruş ödenek verilmiyor.ama okulu işletin deniliyor.çocuklar yarış atı gibi yarıştırılıyor vs..

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 02 Oca 2016 14:45:31
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Yöneticilerin adeta yapboz oyununa çevirdikleri bir eğitim sisteminin, eritim ve öğütüm sistemine dönüştüğünü söylemek mübalağa olmasa gerek.
Maalesef ülkemizde eğitim, ana sorunların gölgesinde anlık ve geçici müdahalelerle yürütüldüğü için, olan yine körpecik dimağlara oluyor.
Tamamen masum ve herbiri ayrı bir dünya gibi zengin olan ve rengârenk kişiliğe sahip evlatlarımız okul denilen tek tipleştirici kurumun kapısından girdikleri anda, bütün farklılıklarını unutuyor ve statükocu kurallar adına tek tipleştiriliyor.
Devlet gücünü kontrol eden iktidar sahipleri, toplumun bütününün nasıl eğitileceğine karar vermektedirler.
Oysaki modern ulus-devlet öncesinde buna anne baba karar veriyordu, yani çocuğun velayeti anne babaya aitti.
Bugün de "çocuğa hangi eğitimin verilmesi gerektiği" konusunda anne babanın karşısında jakoben devlet mekanizması durmaktadır.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Eğitim sisteminin yapboz oyununa çevrildiği ÖN YARGIdır.

1) Gerek yaşadığımız toplumda, gerekse dünyada her alanda hızlı değişimler olmaktadır. Her alanda değşimlerolurken egitim sisteminin sabit kalması beklenilemez.
2) Eğitim sistemimizde değişiklik olarak tanımlanabilcek son değişiklik 2004 yılında yapılmıştır.
2004 yılında yapılan değişiklikle sınav odaklı sistemin terk edilmesi hedeflenmiştir.
Bu hedefin tek hamlede gerçekleşmesi mümkün olmadığı için, zaman zaman sınıf geçme ve öğretim kademeleri arasında geçişler için ufak tefek (özü değiştirmeden) YÖNTEM DEĞİŞİKLİKLERİ yapılmıştır.
Bu yöntem değişiklikleri  ABARTILARAK  eğitim sistemi değiştiriliyor algısı oluşturulmuştur.

2004 yılında belirlenen hedeften bugüne kadar hiçbir sapma olmamıştır.


3) Çocuğun alacağı eğitimin türüne ana babanın karar vermesi gerekitği görüşüne katılıyorum.
Bununla birlikte KÜRESELLEŞEN bir dünyada bunu gerçekleştirmenin ne kadar zor olduğunun bilincindeyim.
İletişim kanallarındaki gelişmeler, bireylerin diğer toplumlardan bağımsız yaşamasına imkan vermemektedir.
Bu durum evrensel bir eğitim sisteminin oluşmasını zorunlu hale getirmektedir. 
Evrensel eğitim sisteminin dışında kalmadan, kültürel değerlerimizi muhafaza etmek için mümkün olan her şeyi yapmalıyız.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde 2002 yılından itibaren yapılan değişiklikler 15 madde halinde sıralanmış (yıl başına 1 değişiklik bile düşmüyor :) )  :

1- Meslek liseliye iki yıllık meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş hakkı tanındı (2002).
Amaç dört yıllık programlara yığılmayı azaltmaktı. Ancak yüksekokullardaki eğitim kalitesinin düştüğü eleştirileri var.
2- Üniversiteye girişte meslek liseleri ve genel liseler arasındaki katsayı farkı arttırıldı (2003).
Genel lise mezunlarıyla meslek liseliler arasındaki katsayı farkı 0,2 ile 0,5'ten 0,3 ve 0,8'e çıkarıldı. Ancak 10 yıl sonra Prof. Yusuf Ziya Özcan'ın başkanlığındaki YÖK, katsayı farkını küçülte küçülte geçen yıl eşitledi.
3- 64 yıllık ilköğretim müfredatı değiştirildi (2004). Eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcı düşünce, bilimsel araştırma, girişimcilik, iletişim, bilgi teknolojileri ağırlık kazandı.
4- Lise dört yıla çıktı (2005) Liselerde eğitim süresi üç yıldan dört yıla çıkarıldı. Zorunlu dersler azaltılarak seçmeli derslere ağırlık verildi. 40-45 saat olan haftalık ders yükü 30-35 saate düştü.
5- Yabancı dilde ders bitti (2005). Anadolu ve fen liselerinde, bazı derslerin yabancı dilde öğretimine son verildi. Sadece Galatasaray , Kadıköy Anadolu Lisesi gibi birkaç okulda hazırlık sınıfı kaldı.
6- Süper liseler, Anadolu liseleri ile birleştirildi (2005). Bir yıl hazırlık eğitimi verilen ve not ortalaması ile girilen süper liselerin tamamı Anadolu lisesi oldu.
7- Genel lise ve meslek lisesinin 1. sınıfı ortak oldu (2005). Genel liselerin birinci sınıfında verilen derslere meslek tanıtımı, yönlendirme ve ortak beceriler ile bilgisayar dersleri de eklendi.
8- Liselere Giriş Sınavı (LGS) gitti, OKS (Ortaöğretim Kurumlarına Giriş Sınavı) geldi (2005). Öğrenciler yine tek sınava girecekti. Ancak içerik, müfredat ve katsayılar açısından farklılıklar oldu.
9- OKS gitti, SBS geldi (2007). Çocuklar tek sınav stresi çekmesin diye 6,7 ve 8. sınıf sonunda birer sınav yapılıp ortalamasının alınmasına karar verildi.
10- Lise türleri azaldı (2008). Ortaöğretimdeki 79 okul çeşidi 15'e indirildi. Genel lise, fen lisesi, sosyal bilimler lisesi ve Anadolu lisesi dışında birçok okul birleştirildi.
11- SBS'ler kalktı, eski sistem geri geldi (2010). 6, 7 ve 8. sınıfta uygulanan SBS'li sistem sadece üç yıl kalabildi. Öğrenciler sadece 8. sınıfta Seviye Belirleme Sınavı 'na (SBS) giriyor.
12- ÖSS yerine LYS ve YGS (2010). 1999 öncesinde uygulanan ÖSS, ÖYS mantığına geri dönüldü.
13- Düz liseler anadolu lisesine dönüştü (2010). 2013-2014 yılına kadar 1953 genel lise Anadolu lisesine dönüştürülecek. Anadolu lisesini kazanamayan meslek lisesine gidecek.
14- Arapça seçmeli ders oldu (2011) İlköğretim 4, 5, 6, 7 ve 8'deki seçmeli İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Rusça ve Çince'ye Arapça da eklendi.
15- LYS'ye iki hafta kala AOBP, OBP olarak değişti (2012). Öğrencilerin üniversite sınav puanlarına okul puanı eklenecek, mezun olduğu okulun başarısı okul puanını artık etkilemeyecek. Yani öğrenciler sadece kendi bireysel başarılarından sorumlu olacaklar. Bu da başarılı okulların öğrencileri için dezavantaj.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 02 Oca 2016 14:47:08
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Son birkaç yıldır Avrupa eğitim sistemlerinden ülkemize uyarlanan ve görece olarak eskisine göre daha çok pedagojik bir içeriğe sahip olan “yapılandırmacı eğitim anlayışı da” sadra şifa olamadı maalesef.
Ülkemizde şu anda uygulanmaya çalışılan bu eğitim anlayışından biraz bahsetmek istiyorum.
Yapılandırmacı eğitim anlayışı ezberci anlayıştan uzak, öğrenmeyi öğrenen ve öğrenciyi eğitim sürecine aktif bir şekilde dâhil eden bir eğitim anlayışı.
Bu eğitim anlayışında öğrenci aktif, öğretmen ise bir orkestra şefi gibi eğitim sürecini yöneten pozisyonunda.
Yapılandırmacı eğitimde, öğrenme; mevcut bilgiyi ezberlemeye değil, bilgiyi zihinde yapılandırmaya, bilgiyi anlamlandırmaya, yorumlamaya, yeni durumlara transfer etmeye ve bilgide yeni bilgiler üretmeye dayanır.
Öğrenen, bilgiyi her türlü yaşam problemlerini çözmede uygulamaya koyar.
Bilgi çağı olarak adlandırdığımız çağımızda artık bilgiye ulaşmak ve bilgiyi öğrenmek ikinci planda kalmaktadır.
Bilgiye ulaşmak ve bilgiyi öğrenmek ülkeleri, çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmamaktadır.
Çağımızda önemli olan, elde edilen bilgileri zihinde yapılandırarak mevcut bu bilgilerden yeni bilgilere ulaşmak, yeni çıkarımlarda bulunmak ve yeni bilgiler üretmektir.
İşte bunu gerçekleştiren toplumlar dünyada söz sahibi olmaktadırlar.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Öğretmenlerle ilgili bazı bilgileri hatırlatmak istiyorum.

1978 yılında ihtiyaca istinaden(?) lise mezunu 76.000 kişi 45 günlük eğitimin ardından öğretmen olarak atandı. (1978'de 45 günde öğretmen yapılanlar toplam öğretmen sayısının %40'ına tekabül ediyordu.)
1981 yılında faaliyetine başlayan Yükseköğretim Kurulu en etkili faaliyeti öğretmen ve sağlık elemanı yetiştirilmesine getirdiği sınırlamalar olmuştur.
Yükseköğretim Kurulunun öğretmen yetiştirilmesine getirdiği kısıtlama nedeniyle ortaya çıkan açık üniversite mezunlarına formasyon eğitimi verilerek öğretmen yapılmasıyla kapatılmaya çalışılmıştır.
Şu anda tecrübeli öğretmen / idareci statüsünde bulunan öğretmenlerin tamamına yakını bu iki kaynağa dayanmaktadır.
(Üniversitelerin öğretmenlik bölümünden mezun olan Egitimhane üyeleri, farklı branşlarda öğretim gördükleri halde, formasyon eğitimi alarak öğretmen olan Egitimhane üyelerinin kimler olduğunu bilseler küçük dillerini yutarlar :) )

"sadra şifa olamadı" diye tanımladığınız uygulama bu kadro ile yapılmıştır.
Eğitim / Öğretim alanında yapılan değişikliklerin etkisi yıllar sonra görülür.
Bu nedenle yapılan değişikliklerin etkisini değerlendirmek için çok erken bir zaman olduğuna inanıyorum.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 02 Oca 2016 14:48:45
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Türkiye de iyi öğretmen yetişmiyor.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Bu değerlendirmeyi yapabilmek için en 5-6 ülkede nasıl öğretmen yetiştirildiğini incelemiş olmalısınız.
Gözlemlerinizi paylaşırsanız memnun oluruz.
 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Çocuklar sınıfta zaten kalma yok diye öğretmeni saymıyor.
Saygı kazanmak için öğrencileri sınıfta mı bırakmak gerekiyor?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Çocuklara günlük hayattan uzak bir müfredat öğretiliyor.
Günlük hayatla uyumlu bir müfedat yazsanız da nasıl olduğunu öğrensek.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
okullara 1 kuruş ödenek verilmiyor.ama okulu işletin deniliyor.
Yalanı ne kadar büyük söylerseniz o kadar inandırıcı olur.
Devlet, okul işletenlerden para alıyor derseniz daha inandırıcı olur.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Çocuklar yarış atı gibi yarıştırılıyor vs..
Yarış atı yetiştirme ile öğrenci yetiştirme arasındaki ortak noktalara örnek verebilir misiniz?

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 02 Oca 2016 18:46:12
Öğrenci sayısının az olduğu küçük sınıflarda öğretmen, öğretimde öğrencinin bireysel farklılıklarını ön planda tutulabilecek ve her öğrenciye daha fazla zaman ayırabilme fırsatını bulabilecektir.

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 12 Oca 2016 17:53:12
Ülkemizde, eğitim alanında sorunlar ciddi düzeyde devam etmektedir.
Eğitime erişimin belirli sosyoekonomik gruplar için halen sorunlu olması, okuma-yazma oranlarının halen istenen düzeyde olmaması, mesleki eğitimde yaşanan sorunlar, eğitimde ve istihdamda yer almayan ve mesleki becerisi olmayan gençler arasında işsizliğin yüzde 30’ları aşaması, eğitimin sağladığı yeteneklerin günün gereklerine yanıt vermede yetersiz kalması gibi birçok eğitim sorunu ile karşı karşıyayız.

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 12 Oca 2016 19:53:25
Öncelikle eğitim kendi yapısından kaynaklı sorunlarını ve oldukça zor bir iş olduğunu unutmamak lazım.
Bu durumu saymazsak en baştaki sorun hiç şüphesiz okul-mezun-istihdam sorunudur. Kalabalıktan ve sistemden dolayı tüm öğrenciler sınıf geçmekte, üniversitelere gitmekte sonrasında ise iş bulamamaktadır. Belli bir yaşa gelmiş, bir işte uzmanlaşmış ve işe başlamış olması gereken genç işsizlikten dolayı kendisinin yeteneği ve aldığımı eğitimle alakasız işlere girmek zorunda kalmaktadır.
Bir başka sorun müfredattır. Özellikle ortaokul dersleri kesinlikle seviyeye uygun değil. Tabi bu sözü genel anlamda söylüyorum. Çocuklardan da beklenti haliyle yüksek oluyor öğretmenler tarafından. Fakat çocuklar bunu karşılayamıyor.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 13 Oca 2016 11:34:41
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Olumsuzluklara vurgu yapılan mesajlar, başta yazan kişinin olmak üzere, okuyanların motivasyon enerjisini düşürür.
Herkesin bildiği şeyleri tekrarlamak boşa kürek çekmektir.

Dünyanın hiçbir bölgesinde problemsiz toplum yoktur.
Şikayet etmek yerine, problem çözmek gayretinde olan, Egitimhane üyelerinin motivasyonunu artırma çabası içinde olan üyelerin artması temennisi ile...

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 13 Oca 2016 16:16:59
Türk eğitim sisteminin sorunu bir örnek vererek açıklamak istiyorum.
ayakkabı boyacısı bölümünün açıldığını düşünün. bölüme gidenler ayakkabı boyacısı olacak. orada fırçanın kılının ne olduğunu, ne kadar uzunlukta olduğunu, hangi tür fırça kılının daha iyi temizlediğini, cilaların kimyasal yapılarını vs. vs. şeyleri gösterirler ve öğretirler. adam mezun olur ama ayakkabı boyayamaz sebebi ise bu adama ayakkabının nasıl boyanacağını göstermemişlerdir. Türk eğitim sistemide böyle sana gerekli olanları değil, gereksiz olan her şeyi ama her şeyi verirler.

Çevrimdışı pamiraaa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.351
  • 84.555
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 12.351
  • 84.555
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 23 Şub 2016 23:07:45
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Biraz farklı yaklaşayım konuya: Eğitim yapıyormuyuz ki sorun olsun. Öğretim öğretim . Kurul toplantılarında teog başarılarından başke ne konuşulur? Eğitimin felsefesi sosyolojisi kalmış mı? Kitap geliyor öğretiyoruz .

 Geçenlerde bir arkadaşım anlatmıştı. Veli öğretmenle ufak bir sorun yaşıyor. Müdüre diyorki bizim çocuğa iyi bakıcı vermemişsin . Genellemeye gerek yok? Var mı yoksa?

İşin kolayı sayısal verilerdir. İnsan yetiştirmek mi?...

Alkışlıyorum öğretmenim.

Çevrimdışı sevde5

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.377
  • 6.714
  • 2.377
  • 6.714
# 26 Şub 2016 20:16:00
Çocuğun seviyesine inememek fazla müfredat

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.462
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.462
  • Müdür Yardımcısı
# 26 Şub 2016 21:00:55
çok bilmiş veliler

Çevrimdışı 7harun1

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 29
  • 79
  • Müdür Yetkili
  • 29
  • 79
  • Müdür Yetkili
# 26 Şub 2016 21:21:01
Eğitim sistemini yönetenlerin eğitimle alakalı her şeye  istatiksel veri olarak bakmaları. Öğrenmeden kasıtları öğrencinin bilgiyi hayatına ne kadar kattığı değil, verilerin kağıt üzerinde ne kadar arttığıdır. Mesela sayısal olarak okuma yazma, okullaşma oranı artmıştır ancak gerçek okuyan ve yazan için aynı şey söylemek mümkün değildir. Ya da sosyal ve sözel ders sayısı artırılmıştır ama konuşan, paylaşan sosyal birey sayısında aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Tüm bunlara rağmen şimdi sorsanız eğitimde başarılı mıyız? onlara göre nicelikte evet bize göre nitelikte hayır. Kısaca hepimiz istatiksel bir veriyiz tüm 1 lere saygılar.

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 Mar 2016 15:25:46
EĞİTİM SORUNLARINA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

1- İçinde yaşadığımız çağ, sürekli değişim ve gelişimi öngören, teknolojik alanda gelişmelerin yaşandığı bir çağdır. Öğrencilerin okul dışındaki boş zamanlarında teknolojinin getirdiği imkanları sunmak ve onlara farklı öğrenme ortamları yaratmak.

2-Öğretim sürecinde kullanılan yöntemler, davranışlar ve uygulanan programlarda yapılan değişikliklere öğrencilerin uyumunu sağlayıcı koşulları araştırmak

 3- Öğrencilere bilgiye nasıl ulaşabileceğini, neyi ne şekilde  öğreneceğini ve neleri üretebileceğini fark ettiren imkanları hazırlamak.

4- Ders materyalleri öğrenci sayısına paralellik göstermediğinden, kalabalık sınıflarda yaşanan malzeme eksikliğine imkanlar ölçüsünde katkıda bulunmak.

5-  Öğrencilerin yaratıcılığını ve üretkenliğini geliştirecek ortamı hazırlamak için, okul idarecileri, veliler ve uzmanlarla işbirliği içinde okul dışı eğitim projelerini araştırmak.

6- Türkiye'deki eğitim sisteminde, gençlerin küresel ekonomide başarıyla rekabet edebilmesi, Avrupa ile bütünleşebilmesi, yurt içinde sosyo-ekonomik kalkınmayı sağlayabilmesi için yetenek, bilgi, davranış ve değerler gibi yeni temel eğitim kanalları açmak.


7- Mesleki eğitim sistemine girecek gençlerin, uygun meslek seçimine rehberlik etmek.

8- İş hayatı içinde bulunan 15-18 yaş aralığındaki gençlerin, eğitim süresince  sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmasına yardımcı olmak.

9- Meslek kursları açarak, mesleki gelişmeyi desteklemek.

10- Yurt ve burs olanakları bulmayan öğrencilere burs vermek, konaklama ortamı hazırlamak

Çevrimdışı php_korsan

  • Bilge Üye
  • *****
  • 13.107
  • 14.678
  • 13.107
  • 14.678
# 03 Mar 2016 16:18:49
bugün 2 veli ile çocuklarından kaynaklanan sorun yaşadım müdürü çağırdım 1dk durdu baktı konusmadan sattı gitti beni.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK