İstanbul Ve Tam Gün Eğitim...

Çevrimdışı mrcmrt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 655
  • 1.191
  • Lise Branş Öğrt.
  • 655
  • 1.191
  • Lise Branş Öğrt.
# 03 Eyl 2017 00:17:40
istanbul da yeni yapılan 1 tane bile okul yok. Derslik arttırılacakmışmışmış :)
yazılanları anlamıyorum:) Allah tan [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] kardeşim varda özetliyor oradan anlamaya çalışıyorum :)

Çevrimdışı mucur5

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 521
  • 1.445
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 521
  • 1.445
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eyl 2017 22:27:04
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ovvv naptınız hocam şimdi Turgut bey sayfalarca yazar. Siz 80li yılları gördünüz mü millet gaz kuyruğunda beklerdi. Benzeri şeylerle savunma yapar.
Turgut bey ben 1980liyim bu arada. Az çok bahsettiğiniz ve bahsedeceğiniz tüm sıkıntılardan haberdarım

Ama size tekrar hatırlatmak isterim yıl olmuş 2017. İki bin on yedi. Siz bana 1980 diyorsunuz.
Bu genel bir rahatsızlık. Herhangi bir isim ya da kişi söz konusu değil.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Eyl 2017 12:04:17
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Çok enteresan bir kişiliksiniz Turgut bey. Gerçekten bak.
Paylaştığınız haberler dünyanın en pahalı internetini kullandığımız gerçeğini değiştirmiyor.
Ayrıca bu kadar pahalı ise neden bu kadar çok kullanıcısı var sorusu da afedersiniz ama çok saçma.
Ekmek bulamadık pasta yiyoruz çünkü.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Araba pahali binmeyelim , internet pahali kullanmayalim, .....
Insanlar ihtiyaci olani almaya çalışır.
Kimine araba kimine internet kimine et ihtiyactir.
Burada onemli olan soru cogu gecim sikintisi cekecek kadar maas alan vatandaslarin ihtiyaçları  oldugu halde neden 50000 lik arabaya 11000 bin , 10 tl lik interneti 60 tl ( cogu ulkedeki yuksek hiz , akn siz fiyat baz alındığında) veriyor ?
Ornekler çoğaltılabilir.....
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Albert Einstein'e atfedilen şöyle bir söz vardır :
Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur.

Bazı forumdaşlarım atomu parçalamaktan   daha zor bir şeyi yapmamı bekliyorlar.
Başarılı olabileceğime ihtimal vermesem de, bana düşen çaba göstermektir.
Rabbim kalemime (klavyeme) kuvvet versin...

Serbest / Özgür ekonomik sistemin uygulandığı ülkelerde fiyatı arz ve talep dengesi belirler.
Fiyatın düşmesi için iki seçenek vardır.
1. Arz  artarsa fiyat düşer
2. Talep azalırsa fiyat düşer.
Arz ve talebin dengede olduğu noktada en yüksek kar oluşur ki, bu da ticaretin var oluş sebebidir.

Diğer bir deyişle ticaret, en yüksek karı elde etmek için yapılır.
Serbest / Özgür ekonomik sistemin uygulandığı ülkelerde hiç bir tüccar 11.000 TL  SATABİLDİĞİ bir arabayı 5.000 TL satmaz , 60 TL' ya SATABİLDİĞİ interneti 10 TL'ya satmaz.
Hiç bir tüccar geri zekalı değildir.


Bazı forumdaşlarım arzı artırmak veya talebi azaltmak KEYFİMİ BOZAR, serbest / özgür ekonomik sistem uygulanmasın DİKTA REJİMLERİNDE olduğu gibi mal ve hizmetlerin fiyatlarını devlet / IMF gibi kurumlar belirlesin diyebilir.
Bu durumda da devlet / IMF gibi kurumların KEYFİ olarak belirlediği fiyata itiraz hakkınız olmaz / olamaz.

Forumdaşlarımın YATTIKLARI YERDEN fiyat belirleyip, herkesin bu fiyattan ürün ve hizmet sattıkları bir ekonomik sistem hayal ettiğini sanıyorum.
İnsanlık henüz böyle bir sistemi ekonomik sistem icat edemedi. Elimizdeki seçeneklerden biriyle idare etmek zorundayız :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Eyl 2017 12:06:39
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Turkut Kuzan Bey;
Yanlış şeyler yaptığımızda,ya da söylediğimizde ,evet maksadımı biraz aşmışım ,özür dilerim,hakkınızı helal edin,bunu düzeltmek için neler yapılacağını düşünüp yapmak gerekir.
Dediğim dedik çaldığım düdük değip de yanlış olanda tepinmemek gerekir.
İlle benim dediğim doğru,haklı çıkacağım diye kutsal olanların arkasına saklanıp olmayacak şeylere perde germemek gerekir.
Her şeyin yeri ayrı.
Siz de dersinizi kendiniz alınız,kendiniz ezber ediniz.Sizin mantıkla bir katil bile kendine mantıklı bir bakış açısı bulabilir.
Buluyorlar da zaten.
Siz hiç özür dilediniz mi ya da evet bu konuda haksızlık etmişim,özür dilerim,biraz maksadımı aşmışım...
Ben sadece maksadını aşmış,kişiliğinize dönük aşırı fevri cümlelerim için özür diliyorum.
Ama onlara haksızlık yaptığınızı hala düşünüyorum.
Ne diyim ,sizi anlayamıyorum.Engelli olsun ya da serabral palsi(beyin felci)hastalarının da hakkını yedirtmem haberiniz olsun.
Bu konuda düşünceleriniz genişler belki.Önce onlar...
Kendime dediğim,bak böyle bir insan olma sakın.Bu tür düşünceleri olanlara da az sinirlenmeden yaz.
Kişiliğini rencide etme.Aldığım ders sadece bu.
Sizin mantığınız beynimin insan yerlerini hem acıtıyor hem de öfkelendiriyor ne yazık ki.
Ne var bazen deseniz,evet bu konuda maksadımı aşmışım,özür dilerim diye.Ne kaybedeceksiniz?
Onlar için daha da çok pozitif ayrımcılık yapsak,buna alışsak.Bu onların temel hakkı bana göre.
Hepimiz böyle insan oluruz.Hayvanlar bile bu konuda bizden daha usta zira.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

  • Eğer geçmiş bir hakkınız varsa helal olsun.
  • Olan ile ölüme çare yoktur. Söylenen sözlerin açtığı yaranın izleri kalıcıdır. Yapabileceğiniz tek şey yeni yaralar açmamaktır.
  • Kur'an ve Hadiste açıkça yer alan hususlarda DOĞRU tektir.
    Kur'an ve Hadiste açıkça yer almayan hususlarda farklı görüşler / farklı doğrular olabilir.

    Kişiler düşüncelerini açıklar, muhatapları istediklerini / alabildiklerini alırlar.
    İfadelendirdiğim hususları doğru / yanlış olarak tanımlamıyorum.
    Düşüncelerimi en güzel şekilde ifade etmeye çalışıyorum. Forumdaşlarımdan da aynı çabayı bekliyorum.
    Hiç kimse, bir başkasının düşüncesini AYNEN benimsemek zorunda değildir / benimsemeye de zorlanamaz.

    Muhataplarımın yazdıklarında da azami ölçüde faydalanmaya çalışıyorum.
    Bunun anlamı onların görüşlerini benimsiyorum demek değildir.
  • Yaratanın sözlerini hatırlatmamı "kutsal olanların arkasına saklanıp olmayacak şeylere perde germemek" olarak tanımlamışsınız.
    Yaşadığımız  her türlü sıkıntıların, yaratanın sözlerine kulak tıkayıp, yaratılanların sözleriyle hareket etmekten kaynaklandığına inanıyorum.
    Bu nedenle herkese yaratanın sözlerine kulak vermesini tavsiye ediyorum.
    Yaratanın sözleri ile yaratılmışların sözlerini bir tutamazsınız. Yaratanın sözleri her yer ve zamanda geçerlidir.
  • Forumda yayınlayacağım mesajları, önce not defteri programında yazıyorum, yazdıklarımı en az iki sefer okuyorum.
    Duygularıma yenilerek, pişman olacağım sözler sarfetmemek için, cevap yazacağım mesajları okuduktan en az 10-15 saat sonra mesajı yazmaya başlıyorum.
    Yanlış anlamış olma ihtimaline karşı, mesajları en az iki kez okumayı TERCİH EDİYORUM.
    Gerekli gördüğüm durumlara internette ve kişisel arşivimde araştırma yaparak düşüncelerimin delillerini belirtmeye özen gösteriyorum.
    Bu şekilde ÖZENLİ çalışınca hata yapma olasılılığı azalıyor ve özür dilemem gereken durumlar ortaya çıkmıyor.
     
  • Adaletli olabilmek için, serebral palsi hastaları için pozitif ayrımcılık yapılmak zorundadır. 
    Benim karşı çıktığım pozitif ayrımcılık yapılması değildir.
    Pozitif ayrımcılık yapılırken, başkalarının haklarının çiğnenerek, adaletten ödün verilmesidir.
    Pozitif ayrımcılık yapılırken, başkalarının haklarının çiğnenmemesi için, gönüllülük esasına dayalı uygulamalar geliştirilmelidir.
  • İnsan olmak, pozitif ayrımcılıkta gönüllü olmayı gerektirir.
    Haberiniz / bilginiz / onayınız olmadan GASP yöntemi ile yapılan pozitif ayrımcılık ile insan olunmaz.

Çevrimdışı carpediem03

  • Bilge Üye
  • *****
  • 6.128
  • 12.093
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 6.128
  • 12.093
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Eyl 2017 12:08:54
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Albert Einstein'e atfedilen şöyle bir söz vardır :
Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur.

Bazı forumdaşlarım atomu parçalamaktan   daha zor bir şeyi yapmamı bekliyorlar.
Başarılı olabileceğime ihtimal vermesem de, bana düşen çaba göstermektir.
Rabbim kalemime (klavyeme) kuvvet versin...

Serbest / Özgür ekonomik sistemin uygulandığı ülkelerde fiyatı arz ve talep dengesi belirler.
Fiyatın düşmesi için iki seçenek vardır.
1. Arz  artarsa fiyat düşer
2. Talep azalırsa fiyat düşer.
Arz ve talebin dengede olduğu noktada en yüksek kar oluşur ki, bu da ticaretin var oluş sebebidir.

Diğer bir deyişle ticaret, en yüksek karı elde etmek için yapılır.
Serbest / Özgür ekonomik sistemin uygulandığı ülkelerde hiç bir tüccar 11.000 TL  SATABİLDİĞİ bir arabayı 5.000 TL satmaz , 60 TL' ya SATABİLDİĞİ interneti 10 TL'ya satmaz.
Hiç bir tüccar geri zekalı değildir.


Bazı forumdaşlarım arzı artırmak veya talebi azaltmak KEYFİMİ BOZAR, serbest / özgür ekonomik sistem uygulanmasın DİKTA REJİMLERİNDE olduğu gibi mal ve hizmetlerin fiyatlarını devlet / IMF gibi kurumlar belirlesin diyebilir.
Bu durumda da devlet / IMF gibi kurumların KEYFİ olarak belirlediği fiyata itiraz hakkınız olmaz / olamaz.

Forumdaşlarımın YATTIKLARI YERDEN fiyat belirleyip, herkesin bu fiyattan ürün ve hizmet sattıkları bir ekonomik sistem hayal ettiğini sanıyorum.
İnsanlık henüz böyle bir sistemi ekonomik sistem icat edemedi. Elimizdeki seçeneklerden biriyle idare etmek zorundayız :)

Ah biz nasıl düşünemedik bunu. Oysa en temel ikstisat kuralı değil mi. Arz talep. Arabalar filan da hep ondan pahalı. Avrupa'da 30 bine  satılan araba ondan Türkiye'de 60-70 bin. Biz nasıl düşünemedik bunu. Tabii ülkemiz zengin , halkımız zengin. KDV ötv bilmem ne tv lerin hiç ama hiç ilgisi yok. Tamamen arz talep.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Eyl 2017 12:09:41
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah'ın rahmet ve bereketi üzerine olsun değerli yoldaşım :)
..
O zaman insanlar sahip oldukları ile yetinseler fazlasını ilerisini istemeseler idi dünya bu gelişmişlik düzeyine naısl gelecekti. Daha iyisine sahip olmak istemek mi yanlış yoksa daha iyisine sahip olmak için bir şey yapmadan sadece istemek mi?

Çok mantıklı güzel cümle,eleştiriler düzdüğünü sanabilirsin ama maalesef dostum :))
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Anladığım kadarıyla aynı yolda yürüdüğümüzü ifade etmek için "yoldaşım" ifadesini kullandınız.
Ben "forumdaşım" ifadesini kullanmayı TERCİH EDİYORUM.
İnşaAllah, bir gün forumdaşlarımın da benim için "forumdaşım" ifadesini kullandığını görmek nasip olur.

İnsanlar sahip olduklarına RAZI OLSALARDI / ŞÜKRETSELERDİ, daha fazlası cepteydi :)

İBRÂHÎM Suresi 7. ayet meali :

«Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! diye bildirmişti.»
Sadece istemek yetmiyor, ÖNCELİKLE sahip olduklarımıza şükretmemiz, daha sonra da daha fazlası için ÇABA göstermemiz gerekiyor.

Örneğimize dönecek olursak, memleketinde çalışmak isteyen biri, bunun TEK YOLUNUN devletin kendisine memleketinde iş vermesi olduğuna İNANARAK, BEKLEMEMESİ gerekir.   
Memleketinde çalışma için alternatif yolları araştırmalı, bu yönde ÇABA sarfetmelidir.

Kişinin göstereceği ÇABA umulmadık kapılar açacaktır.

TALÂK Suresi 2-3. ayet mealleri :

Sonra (üç iddet bekleme) sürelerine ulaştıkları zaman, artık onları maruf (bilinen güzel bir tarz) üzere tutun, ya da maruf üzere onlardan ayrılın.
İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahid tutun.
Şahidliği Allah için dosdoğru yerine getirin. İşte bununla, Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilir.
Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir; (2)
Ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır.

Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir.
Allah, her şey için bir ölçü kılmıştır. (3)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Eyl 2017 12:12:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
...
3. Eğitimin en büyük sorunu ise eğitimci olmayanların özellikle sahayı görmemiş ( okul ve öğrenci ile birebir diyaloğa girmemiş kimseler) kişilerin bu ise burnunu sokmasıdir.
4. İyi bir öğretmene ihtiyaç duyanlar unutmasın bizde iyi veli istiyoruz. Peki iyi veli nasıl olur. Ya çocuğuna bilinç ve de doğru bilgi verir. Ya da hiç bir şeye karışmaz işi öğretmene bırakır. Yanlislari düzeltmekle iki kere yoruluyoruz.
6. Tayin, atama, es durumu, ek ders, pedogoji, alt yapı, uygulama, ulaşım, öğretmenevleri gibi küçüklü büyüklü bir sürü sıkıntımız varken bir de sizler canımızı sıkmayın, bir de sizlerle uğraşmayalım.
5. Burası eğitim sitesi. Alakasız çok " değerli fikirlerinizi de" alın gidin başka formları meşgul edin.
KONU DAĞILDI ÖZÜR DİLERİM.
TAM GÜN:
1. Tam gün iyidir candır.
2. Okul ve derslik sayısı arttırılarak çözülebilir.
3. Öğlen arası yemek için tam donanımlı okul yemekhaneleri,
4. Okul bitiş saati 14.30 ile memur işçi gibi çalışan veli saati 17/18 saatleri arası etüt, etkinlik, yüzme, binicilik, hat,resim,müzik vb. etkinlikler uygulamalar yapılabilinir.
Bunun için ya mevcut öğretmenlere ek ders ödenebilir ya da yeni branş öğretmenleri atanabilir. Evet şu an için atama da ek ders te sorun gibi ama bunun için kaynak var.(bence)
Temel sorun şu: Okulu altın içini gümüş yapsanız oy getirmez.
Siyaset için eğitim kötü yatırımdır. Kazanç sağlamaz. Ülke için uzun vadeli bir yatırımdır eğitim.
( bunun parti iktidar hükümet ile ilgisi yok. Politik bir tespit değil. Siyasal bir tespit.)
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

  • "Eğitimin en büyük sorunu ise eğitimci olmayanların özellikle sahayı görmemiş ( okul ve öğrenci ile birebir diyaloğa girmemiş kimseler) kişilerin bu ise burnunu sokmasıdir."
    tesbitinize katılmıyorum.
    Eğitim ve öğretimin sorunlarından biri öğretmenlerin "eğitim / öğretim" alanında TEK YETKİLİ olarak kendilerini  görmeleridir.
    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde
    Nasıl bir Egitimhane? - 5 başlığıyla paylaştığım bilgilerden bir kısmını alıntılama ihtiyacı hissediyorum.

    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] sitesinde "Who Teaches?" sorusu sorulmuş. Soruyu "Kim öğretir? veya öğretmen kimdir?" şeklinde tercüme etmek mümkündür.

    Sitede yer alan cevabı özetlemeye çalışayım :

    • Herkes kendisinin ve birbirinin öğretmenidir.
    • Çalışanlarımızın ve yöneticilerimizin öğretmeniyiz.
    • Kardeşlerimizin, ebeveynlerimizin ve çocuklarımızın öğretmeniyiz.
    • Tanıdıklarımızın, arkadaşlarımızın ve hatta düşmanlarımızın öğretmeniyiz.

    İlgili bölümün son cümlesini şu şekilde tercüme etmek istiyorum.

    Sen bir öğretmensin. Az bir çabayla harika bir öğretmen olabilirsin. :)

  • "İyi bir öğretmene ihtiyaç duyanlar unutmasın bizde iyi veli istiyoruz.
    Peki iyi veli nasıl olur. Ya çocuğuna bilinç ve de doğru bilgi verir.
    Ya da hiç bir şeye karışmaz işi öğretmene bırakır. Yanlislari düzeltmekle iki kere yoruluyoruz."
    ifadenizede katılmıyorum.

    Hiç kimse ayranım ekşi demez. Öğretmenler nasıl iyi öğretmen oldukları İDDİASINDA iseler, velilerde iyi veli olduklarını İDDİA ederler.
    İstisnasız her veli çocuğuna DOĞRU (bildiği) bilgi(yi) verir.
    Bir velinin çocuğuna bilgi vermemesi düşünülebilir mi?
    Velilerde öğretmenlerin yanlışlarını düzeltirken iki kere yoruluyorlar :)

    Başkalarını suçlamayı toplumsal hastalıklarımız arasında değerlendiriyorum.
  • "Tayin, atama, es durumu, ek ders, pedogoji, alt yapı, uygulama, ulaşım, öğretmenevleri gibi küçüklü büyüklü bir sürü sıkıntımız varken bir de sizler canımızı sıkmayın, bir de sizlerle uğraşmayalım."
    Yukarıdaki ifadeniz ne bir öğretmene, ne bir egitimhane üyesine yakışır. Bu yakışıksız ifadelere cevap yazmak, ciddiye almak anlamına gelebileceği için cevap yazmamayı TERCİH EDİYORUM.
  • Burası eğitim sitesi. Alakasız çok " değerli fikirlerinizi de" alın gidin başka formları meşgul edin.
    ---
    Verilen örneklere, kullanılış amacı dışında mesajlar yazılması konunun dağılmasına / genişlemesini vesile olabiliyor.
    Bununla birlikte tartışılan her türlü konunun forumdaşlarımın bir ihtiyacını karşıladığına inanıyorum.
    Forumda "eğitim / öğretim"  dışında başka konular olmasa, forumun bu kadar geniş kitlelere ULAŞMASI mümkün olmaz.

    Forumdaşlarımın "düşüncelerini beğenmedikleri" kişileri siteden kovmalarına alışkınım.
    Forumdaşlarımın, üyeleri kovmak değil, KAZANMAK için çaba göstermeleri gerektiğine inanıyorum.
  • 2. Okul ve derslik sayısı arttırılarak çözülebilir.
    3. Öğlen arası yemek için tam donanımlı okul yemekhaneleri,
    4. Okul bitiş saati 14.30 ile memur işçi gibi çalışan veli saati 17/18 saatleri arası etüt, etkinlik, yüzme, binicilik, hat,resim,müzik vb. etkinlikler uygulamalar yapılabilinir.
    Bunun için ya mevcut öğretmenlere ek ders ödenebilir ya da yeni branş öğretmenleri atanabilir. Evet şu an için atama da ek ders te sorun gibi ama bunun için kaynak var.(bence)
    ---
    Anladığım kadarıyla "Dikensiz gül bahçesi" istiyorsunuz. Yeryüzünde böyle bir bahçe yoktur.
    Yaşam eksiklikler / problemler ile güzeldir.
    İnsanları / hayatı eksiklikleriyle, problemleriyle sevmeyi öğrenmeliyiz / öğretmeliyiz.
    Çünkü bu dünya da olduğumuz sürece eksiklikler / problemler var olmaya devam edecektir.
  • Temel sorun şu: Okulu altın içini gümüş yapsanız oy getirmez.
    Siyaset için eğitim kötü yatırımdır. Kazanç sağlamaz. Ülke için uzun vadeli bir yatırımdır eğitim.
    ---
    Eğitim / öğretim alanında yapılanların siyaset amaçlı olduğu düşüncesi ÖN YARGIDIR.
    Herkes gibi, siyasetçilerde ülkemizdeki eğitim ve öğretimin en güzel şekilde olması için çabalamaktadırlar.

Çevrimdışı Başkan42

  • B Grubu
  • 4.097
  • 3.092
  • İlköğretim Öğrencisi
  • 4.097
  • 3.092
  • İlköğretim Öğrencisi
# 04 Eyl 2017 12:24:33
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Anladığım kadarıyla aynı yolda yürüdüğümüzü ifade etmek için "yoldaşım" ifadesini kullandınız.
Ben "forumdaşım" ifadesini kullanmayı TERCİH EDİYORUM.
İnşaAllah, bir gün forumdaşlarımın da benim için "forumdaşım" ifadesini kullandığını görmek nasip olur.

İnsanlar sahip olduklarına RAZI OLSALARDI / ŞÜKRETSELERDİ, daha fazlası cepteydi :)

İBRÂHÎM Suresi 7. ayet meali :

«Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! diye bildirmişti.»
Sadece istemek yetmiyor, ÖNCELİKLE sahip olduklarımıza şükretmemiz, daha sonra da daha fazlası için ÇABA göstermemiz gerekiyor.

Örneğimize dönecek olursak, memleketinde çalışmak isteyen biri, bunun TEK YOLUNUN devletin kendisine memleketinde iş vermesi olduğuna İNANARAK, BEKLEMEMESİ gerekir.   
Memleketinde çalışma için alternatif yolları araştırmalı, bu yönde ÇABA sarfetmelidir.

Kişinin göstereceği ÇABA umulmadık kapılar açacaktır.

TALÂK Suresi 2-3. ayet mealleri :

Sonra (üç iddet bekleme) sürelerine ulaştıkları zaman, artık onları maruf (bilinen güzel bir tarz) üzere tutun, ya da maruf üzere onlardan ayrılın.
İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahid tutun.
Şahidliği Allah için dosdoğru yerine getirin. İşte bununla, Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilir.
Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir; (2)
Ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır.

Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir.
Allah, her şey için bir ölçü kılmıştır. (3)

Sözlerinizden hep şükür etmek manası çıkıyor. İnsanlık tamamen şükür ile yaşasa idi sanırım bugünlerin yarısına gelemezdik. Öğrenmek, gelişmek ilerlemek kavramı ile aç gözlülük kavramını ayırt edemediğinizi düşünüyorum sayın yoldaşım :))

Çevrimdışı takirasa

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 3.167
  • 5.098
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.167
  • 5.098
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 04 Eyl 2017 12:35:50
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Albert Einstein'e atfedilen şöyle bir söz vardır :
Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur.

Bazı forumdaşlarım atomu parçalamaktan   daha zor bir şeyi yapmamı bekliyorlar.
Başarılı olabileceğime ihtimal vermesem de, bana düşen çaba göstermektir.
Rabbim kalemime (klavyeme) kuvvet versin...

Serbest / Özgür ekonomik sistemin uygulandığı ülkelerde fiyatı arz ve talep dengesi belirler.
Fiyatın düşmesi için iki seçenek vardır.
1. Arz  artarsa fiyat düşer
2. Talep azalırsa fiyat düşer.
Arz ve talebin dengede olduğu noktada en yüksek kar oluşur ki, bu da ticaretin var oluş sebebidir.

Diğer bir deyişle ticaret, en yüksek karı elde etmek için yapılır.
Serbest / Özgür ekonomik sistemin uygulandığı ülkelerde hiç bir tüccar 11.000 TL  SATABİLDİĞİ bir arabayı 5.000 TL satmaz , 60 TL' ya SATABİLDİĞİ interneti 10 TL'ya satmaz.
Hiç bir tüccar geri zekalı değildir.


Bazı forumdaşlarım arzı artırmak veya talebi azaltmak KEYFİMİ BOZAR, serbest / özgür ekonomik sistem uygulanmasın DİKTA REJİMLERİNDE olduğu gibi mal ve hizmetlerin fiyatlarını devlet / IMF gibi kurumlar belirlesin diyebilir.
Bu durumda da devlet / IMF gibi kurumların KEYFİ olarak belirlediği fiyata itiraz hakkınız olmaz / olamaz.

Forumdaşlarımın YATTIKLARI YERDEN fiyat belirleyip, herkesin bu fiyattan ürün ve hizmet sattıkları bir ekonomik sistem hayal ettiğini sanıyorum.
İnsanlık henüz böyle bir sistemi ekonomik sistem icat edemedi. Elimizdeki seçeneklerden biriyle idare etmek zorundayız :)
Arz talep degil devletin koyduğu vergi muhterem hocam.
kisa ve öz konusmak meziyettir hocam....

Çevrimdışı 07tuna

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.020
  • 3.611
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.020
  • 3.611
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 04 Eyl 2017 13:17:37
Turkut Kuzan Bey,
Ben alıntı yapamıyorum,çok uzun:)) Benim aylaklık günlerim bitti artık.Ne isteğimi ne de zamanımı heba etmek istemiyorum.Siz kendiniz yazın kendiniz okuyun,kendiniz diretin,kendiniz de inanın.Sizi anlayamıyorum ben.Ne diyim?Zahmet edip de bu yazdığıma  da bir kamyon dolusu ıvır zıvır düşünce balonları yıkarsanız, şimdiden kolay gelsin.Uzun yazıyorsunuz.Bu yüzden anlam kaymasına uğruyor.Yüz defa okusanız da olmuyor olmayacak.
  Abi nasılsın?İyi misin?  Ne yazarsanız yazın ,benim size cevabım, sadece bu olacak.Ne olur, sadece buna yanıt verecek kadar kısa ve net cevap yazarsınız artık hııı?Lütfen ama ya...
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]   şimdi açtım dinliyorum,iyi geldi bana .
   

Çevrimdışı mrcmrt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 655
  • 1.191
  • Lise Branş Öğrt.
  • 655
  • 1.191
  • Lise Branş Öğrt.
# 04 Eyl 2017 21:48:40
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] nerdesin :) baya bir yazı var okudum anlamadım. kısa bir özet lazım.

Çevrimdışı carpediem03

  • Bilge Üye
  • *****
  • 6.128
  • 12.093
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 6.128
  • 12.093
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Eyl 2017 23:49:43
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] nerdesin :) baya bir yazı var okudum anlamadım. kısa bir özet lazım.

Yani diyor ki, kimin evinde 3 kase balı varsa, hepsini yesin :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 Eyl 2017 17:24:16
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ah biz nasıl düşünemedik bunu. Oysa en temel ikstisat kuralı değil mi. Arz talep.
Arabalar filan da hep ondan pahalı. Avrupa'da 30 bine  satılan araba ondan Türkiye'de 60-70 bin. Biz nasıl düşünemedik bunu.
Tabii ülkemiz zengin , halkımız zengin. KDV ötv bilmem ne tv lerin hiç ama hiç ilgisi yok. Tamamen arz talep.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Arz talep degil devletin koyduğu vergi muhterem hocam.
kisa ve öz konusmak meziyettir hocam....
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

İktisat dersimize devam edelim.

Vergiler, fiyata değil, maliyete etki eden bir faktördür.
Vergilerin düşürülmesi durumunda, maliyet azalacağı için, fiyatın düşeceği beklentisinde olmak güzel bir HAYALDİR.
Vergi indirimi fiyatı düşürmez, satıcının karını artırır.

Vergilerde 10 TL indirim yaparsınız, tüccar alıcının gözünü boyamak için GEÇİCİ OLARAK 1 TL. indirim yapar.
Bir süre sonra zam yaparak, kardan ettiği zararı kapatır.
Bunun en güzel örneği, petrol ürünlerinde yapılan indirimlerin tüketiciye yansıtılmaması veya en az oranda yansıtılmasıdır.
Araba satışlarında veya internet hizmetlerin de bir talep sıkıntısı yoktur.
Örneğin 60 TL'lik internet paketi için veya 50.000 TL'lik araba için müşteri bulma sıkıntısı yaşanmamaktadır.
Satıcı AYNI KARLA 50 TL internet paketini daha fazla müşteriye satmak yerine 60 TL internet paketini daha az müşteriye satmayı tercih eder.
Diğer bir deyişle tüccar için müşteri sayısının önemi yoktur, onlar için önemli olan tek şey kar oranıdır.

Bununla birlikte vergilerin yüksek olduğunu kabul ediyorum.
Bu itiraftan sonra, vergi oranlarını düşürecek MUCİZE FORMÜLLERİMİ paylaşmak şart oldu.
  • Okulları devlet değil, vatandaş yaparsa vergiler azalır.
  • Devlet işveren olmayıp, vatandaş kendi işinin patronu olursa vergiler azalır.
  • Hastaneleri devlet değil vatandaş yaparsa vergiler azalır.
  • Barajları, enerji santrallerini vs. devlet değil vatandaş yaparsa vergiler azalır.
  • Duble yolları, demir yollarını vs. devlet değil vatandaş yaparsa vergiler azalır.
  • ...
Vatandaş olarak keyfimize bakıp, sonra da vergiler çok fazla demek NANKÖRLÜKTÜR.
Keyfimizi bozup, vergi oranlarını düşürmeye var mısınız?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 Eyl 2017 17:27:51
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sözlerinizden hep şükür etmek manası çıkıyor. İnsanlık tamamen şükür ile yaşasa idi sanırım bugünlerin yarısına gelemezdik. Öğrenmek, gelişmek ilerlemek kavramı ile aç gözlülük kavramını ayırt edemediğinizi düşünüyorum sayın yoldaşım :))
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

  • Şükür etmek manası çıkardığınız sözler şahsıma ait olmayıp, YARATANIN taahhüdüdür.
    YARATAN taahhüdünü yerine getirmeye muktedirdir.
  • Şükür etmek kelimesi "yetinmek" manasında ALGILANIYOR. Şükür etmek kelimesini NANKÖRLÜK ETMEMEK anlamıyla düşünmeniz gerekir.
    ADİYAT suresi 6. ayette mealen
    - Gerçekten insan, Rabbine karşı nankördür.
    buyrulmaktadır.
    Günümüzde insanların büyük çoğunluğu, bırakın  yaratanın istek ve emirlerine uymayı, istek ve emirlerinden haberdar bile değildir.
    Bu kadar nankörlüğe rağmen helak edilmiyoruz.
  • Şükreden insanların en fazla olduğu dönem 7 ve 11. yüzyıllar arasıdır. Çoğu insanın bu dönemdeki GELİŞMELER hakkında fikri / bilgisi bile yoktur.
    7 ve 11. yüzyıllar arasında yazılmış eserlerden günümüzde yararlanılmaya devam edildiğini çoğu kimse bilmez.
  • Teknolojik gelişmenin gerçek anlamıyla "GELİŞME" olup olmadığı sorgulanmalıdır. Teknolojik gelişmelerin ahlaki çöküntü ile aynı dönemde yaygınlaşması "tesadüf" kelimesi ile açıklanamaz. 

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 Eyl 2017 17:29:15
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Turkut Kuzan Bey,
Ben alıntı yapamıyorum,çok uzun:)) Benim aylaklık günlerim bitti artık.Ne isteğimi ne de zamanımı heba etmek istemiyorum.Siz kendiniz yazın kendiniz okuyun,kendiniz diretin,kendiniz de inanın.Sizi anlayamıyorum ben.Ne diyim?Zahmet edip de bu yazdığıma  da bir kamyon dolusu ıvır zıvır düşünce balonları yıkarsanız, şimdiden kolay gelsin.Uzun yazıyorsunuz.Bu yüzden anlam kaymasına uğruyor.Yüz defa okusanız da olmuyor olmayacak.
  Abi nasılsın?İyi misin?  Ne yazarsanız yazın ,benim size cevabım, sadece bu olacak.Ne olur, sadece buna yanıt verecek kadar kısa ve net cevap yazarsınız artık hııı?Lütfen ama ya...
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]   şimdi açtım dinliyorum,iyi geldi bana .
 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] nerdesin :) baya bir yazı var okudum anlamadım. kısa bir özet lazım.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Günlük en az 20 sayfa kitap okuma alışkanlığım vardır.
40 yıldan fazla süredir kitap okuma alışkanlığım olduğunu ve 40 yıl için günlük ortalama 10 sayfa kitap okuduğumu söyleyebilirim.
Benzer miktarda bilgi birikimine sahip olanlar düşüncelerini ifade etmek için çok kelime / cümle kullanmak ihtiyacı hissederler.
Bu birikime sahip olmayanların bunu anlaması mümkün olmaz.
(Yazarların, çok kitap okuyanlardan çıkmasının temel sebebi budur.)

Benzer şekilde günlük en az 20 sayfa kitap okuma alışkanlığı olmayanlara mesajlarım uzun gelebilir.
Mesajlarım için uzun, anlamıyorum tanımlarını yapan forumdaşlarıma günlük kitap okuma miktarlarını artırmalarını tavsiye ediyorum.
Bu şekilde mesajlarımı okumakta ve anlamakta problem yaşamazlar.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK