Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Neler azalmaz ki yaşadıkça,
İnsanın hayatında ;
Zaman,
Azalmaya en istekli olan...
Sonra, güven;
Yıldırım hızıyla biten ...
Kalplerin saflığı, en  açık hedef,
Kötülük örüyor ağını gergef, gergef..
Azalır azalmasına cümle iyi şeyler

Peki ya umut.. Umut, sahi..
Acayip bir şeydir sanırsın bitti..
Yeniden, yeniden doğar, büyür içinde
O yaşlanmayan bir çocuktur,
Yıllar geçse de...

Yüreğine sağlık cnm.

Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece

                                  -Aşık Veysel Şatıroğlu-

Değerli yusuf öğretmenim, bu bölümde kendi yazdığımız şiirlerimizi paylaşıyoruz. Sevdiğimiz şiirler için isterseniz aşağıda linkini verdiğim bölümü kullanabilirsiniz. Selamlar.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Minik ayaklarda açan çiçekler...

kuru sesin kalır, boşalan girdaplardan geriye
aranan menzil ne bir amaç ne de sefil bir angarya
yaşanmak zorunda kalan mahpuslar büyüyor ıslak avlularda yitip giden tanrılara
ne büyük bir yangın kurtuldu; bin yıllık çaresizliğin kupkuru limanlarından
sorulacak sorular ve cevaplar çığlık çığlığa uzandı fikrimdeki mezara
her şeyin bir nedeni var
ama
insanlar, neden yok olmasın inatla üstüne bastıkları yarada
sarkaç değiyor ıssız ormanların gerdanındaki güvercin uğultusuna
bölünüyor gece tam ortasında eşgali belirsiz yaralarla
herkes, her şey yarım bir cümle gibi durmakta hayatın eşiğinde
kapı kapandığında açılmayacak bir daha pişmanlıklara
tüm cümleler ez cümle bir nokta

Dert çekerim ,şükür ederim
Yorgunda olsam, umut hep heybemde
Küçüçük yüreğimde,sevgiyi eksik etmem
Ğögün maviliğinde güzelliğe süzülürüm
Güvercin gibi...Güvercin gibi...

..yüreğini gök belleyip kanat çırpan bendim"

İçli içli bakarken
Dudağımda şiirler biriktiriyordum
Ağlasanda
Gülsende
İncecik bi sızının içine yazardım seni
Sen , şiirler giyinip çıkardın her sabah karşıma
Sevda yüklü bi havada
Kalemin kalenderliğinde
A4 ' dün tertemiz  yüzüne
Resmini şiir ederdim
Aşkta
Sevdada
Rüzgarda
Tıpkı sana benzerdi

Ne zaman keder üstüme çöreklense
Hemen  En Güzele sığınırm.
Heyhat ; gündüze gün eklense.
Ancak nasip kadar sınırım...

Kaleme küsmem,silgiye kızmam
Mürekkebim irademde  desem.
Desenimi çizen ressam
Beni öyle sevmiş vesselam.

aynı mahalleleri geziyor yine ölüm;
             kara kış değil kapının ardındaki,
     uzun soluğuyla her canın camında aynı buğu!
                       hangi madde dindirir zulada yanan okyanusu


              gençliğimizin uzun yokuşunda
         sırtında sırlardan bir küfe ile
avaz avaz susan bir bıçak,
            cılız bir çocuk
dilinde aynı türküyle yoruluyor yine aynı hasretlere.



         her bir köpeği, bir yaraya bağladık
sanrılar uluyor anason kokan gecelere
         her bir yara kendi köpeğinden sorumlu
 her sabah aynı yoklama
         hece hece kanar kelimelerde...
                      her bir köpek bir yaraya koşuluyor, ruhun kutuplarında

 Ben yokluğunun kıyısında hüküm giyerken;
 Zamanı ağlattım
 Sevgiler öksüz kalmasın diye...
 Suda ateşi gördüm!

 Zaman, arsız
 Umut, Soluksuz
 Aşk, Nöbetçi eczane
 Sevgi, düşlerde kır gezintisinde
 Hayat,varla/ yok arası gel-gitler de
 Dil,  söylemlerde
 Yürek ,  eylemlerde
 Gurur, ağır vasıta yerinden tepinmiyor

 Benim, sana başka diyeceğim
 Aşktan başka giyeceğim hiç bişey yoktur
 Kalpleri delik deşik aşıklarda piyasada çoktur

    GERÇEK VE HAYAL
Gözlerini kapatır hayala dalarsın
Onunla geçirdiğin anları düşünür
Gülümsersin...
Geçireceğin günlerin hayalini kurar
Saniye saniye umut dolarsın...
Sonra istemesende gözlerini açar
Ve gerçek dünyaya dönersin
Hayallerin geride kalır
Yaşamaya devam edersin
Onunla veya onsuz,
Mutlu veya mutsuz.....

Yavaş yavaş unutuyorum yüzünü
Yitiriyorum ellerinin sıcaklığını ellerimden
Gittikçe uzaklaşıyor sesinin ezgisi kulaklarımda
Tam da istediğin gibi...

Ya benim istediklerim
.............................
.............................
Susuyorum sadece.

Kırılan gönlümü ,gökyüzüne savurdular
Arzın ,arş arası boşluğunda
Dünüme yanarken
Yarına , bugünden aldandık
Kederi, evet kederi !
Kırk bir kere  kıtlama ettim
Nefesim, dualar eşliğinde ğöğe yükselirken
Canlı bedenim  kabre konulmuş
Ömür sevdiğine hasret kalmasın diye ...

Kahır dediğin nedir ki?
Tesbih gibi nefes nefes çektik
Dertsiz geçen günlerin hatrına
Gönlü kırılanda, gökyüzüne savrulanda bizdik de
Kaderin yazgısında
Ayrılıkların koynunda
Kırık sevdalar bıraktılar toprağımıza
Gözlerimden sağarken gözyaşını
Son duamı sordular
Anamın tertemiz ak sütü gibi çektiklerim/ çektirdikleriniz helal olsun!

Kırık bi kalp
Kırık bi kalem
Kırık bi söz
Dekolteli bol kırıklar
Kırıklıkları bi kez daha kırdık
Düş kırığı olduk
Düşler de kırılınca
kırık dökük olduk
Hadi üç kırık  bi şiir etti
Senin üç kırığın
Ne zaman bi doğru edecek
 
Gece  ayaz
Gündüz az geldi kırığımıza
Kırk yılın hatrı kalmamış
Kırık serçenin kanatlarında

İkliminde yediveren gülleri
Susturmuş dönmüyor dilleri
Bir cambazın ipinde halleri
Taklittir yapılır gayrı
Kıymetle heder hep ayrı ayrı
Çağıran kim,duyan nerede
Ahı kalmış mazlum c ğerde
Açılır yürekteki perde.
Görünür bin bir ahvali
Sürünür aşığın hali.
Güllerine gülmüş dostun eşin,
Perdelenir  bak Hak güneşin.
Karar senin,yol senin
Ahını alma kimsenin.
Yanmasın mahşerde tenin
Kalan tatlı söz senin.
B/Hoşlar unutulur aldanma
Bilmediğin suya hemen dalma.