Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

İkimizdik dalgın bahçelerde
düş sarmaşığı gibi sargın aşka
ilkyaz öylece duruyor kapımızda
hasret ayrılıkların yanı başında
    Kalbimin yitiği ey..!
    geleceğin varsa gelsen
    gideceğin tutunca gitmesen
    yağmurlara asılı bir güldür kalbim
    Bir bilsen.."

soluduğum hava ateş
içtiğim su ateş
yediğim aş ateş
yatak kor ateş
her yer her şey ateş
sarıl bu ateşten gömleğe
dayan yakan gerçeğe

Şehit ailelerine

Dünden ertelenenler,
Yarına yokuş olur.
Dertle insafa gelenler
Muradına  ermiş olur.


Kanarya,papağan mı kuş mu?
Yaşadığın mevsim yakan mı,kış mı?
Söyle  yüreğindeki elemden nakış mı
Oysa inadına kıymış olur.

Dağı ayrı heybet,tepesinde leylekler
Gelip avucuna nasibin seni bekler.
Yok alın terinden geriye çekler
Varsa haramı  helale geçmiş olur.

Muhasebe çetin,ömür kısa
Bakmadılar taşıdığın yürekteki yasa
Bu günden yarına çağ atlasa
Ayak izlerinden sızlayan köprü olur...

gecikmek
bazen de yenilmekmiş...
çoğu zaman yalnızlık
özlemi taşarmış gecenin çemberinden
sabahın ipinden atlayıp
rüyalardan rüyalara dalarmış...
gecikmek
öyle bir yenilgi işte
kayıp bir bavul gibi
zamansız olmakmış,
yaz yağmuru gibi...
geçme dedim ya
geçme benden
geç oldu
gitmem gerek dedi saatine bakarken
zaman hınzır bir çocuk
alıp en sevdiğinizi saklayan...
sana geç kalmakmış yenilmek
çiğdem kokan bir bahçeden
dolanıp geçmek hani hayatı
tam kenarından izlemek
olasılıkları
birinde belki de gülmek
bazen hüzün
çoğu zaman yalnızlık
öyle bir yenilgi işte...

Uzaklara dalıp gittiğim dalga kırandayım yine
Oturduğum kayanın üzerinde
Kim bilir ne hikayeler anlatırdı
Aşıklar birbirine..
Oysa ben yalnızım
Arkadaşım ay ışığının yanıma düşürdüğü Gölgem..
Sarıldım saatlerce gölgeme
Seni çıkarmadan aklımdan
Günün ağarmasını bekledim usanmadan

Deniz feneriydi bir yanıp bir sönen
Uzaklardaki fırtınada gemilere yol gösteren. ..
Oysa benim içimde de var bir sen fırtınası
Ne pusulam var,
Ne de yol gösteren bir deniz feneri...
Dinmez fırtınam sen yoksan yanımda
Belkide boğulurum içimdeki yağmurla...

Bir ses duyarsın ansızın
Bir gürültü kopar içinde
Ya bir enkaz ya da bir doğumdur o
Sonlar başlangıçlara gebedir
Eşikten geçersin bedenin yorgun
Mutsuzlukların sobede bekler seni
Ansızın mutlu olursun
Ruhun bir tahteravallidedir
Bir durgun bir karmaşıktır duyguların
An içinde yaşarsın tüm bunları
Sonlar başlangıçlara gebedir
Ilahi bir el değer ruhuna
Huzursuzluktaki huzuru bulursun
Bir dem çalınır kulağına
Farklı bir dünyaya ait olursun
Sonlar başlangıçlara gebedir
Geceden güne uzanır gözlerin
Karmaşadan sadeye sözlerin
Ben deyip durursun
Peşindeyken senin
Sonlar başlangıçlara gebedir

dört odacığı varmış kalbin...
benim yüreğimin bir kulübeciği var...

Bi ezan sesi ile kulağıma adımı söylemiş babam
Er kişi niyetine deyip
Yüreğimi ateşle
Hamuru mu hüzünle yoğur muş anam
Elime od
Gözüme yaş  nasip olmuş
Bi yaralı yürekten ben doğmuşum
Kuş sesi, kış sesine kavuşurken....

buğulu camlara çizilmiş resimler gibiyiz senle
artık dışarıdan belli belirsiz silüet
içten içe canlı tutulmuş sözlerin devinimi..
sevdadandır kuşun kanadında asi
ilkyaz özlemi seninle düşer  güle

Duyguların en iyi anlatım şeklidir şiir yüreğinize sağlık arkadaşlar

İki ucu acı bi hayat
Hasretle,büyük bi sabırla
Dokuz ay on gün beklemişti beni
Anam,oku eline ekmeğini al yavrum derdi
Babam,benim gibi cahil olma,oku adam ol derdi.
Yemediler, yedirdiler
İcmediler ,icirdiler
Giymediler,giydirdiler

Göz nurum,son can parçam diyen anam
Bi kış günü,Şubat soğuğunda  hayata gözlerini yumdu.
Adam ol diyen babam,Ağustos sıcağında Hayata gözlerini yumarken
İki ucu acı hayat yine sahnedeydi.
İki can parçam geçip gitmişti hayatımdan!

Simdi ne önemi var ki
Gökteki bulutun
Topraktaki tohumun
Denizdeki suyun
Gecedeki yıldızın
Anam ,babam olmadıktan sonra...

eğer ki;
uçurtma olsam
ne ipi, ne kuyruğu, ne de kendisi
yalnızca üzerine çizilmiş
bir gülücüktüm
selamlaşan
gökyüzünün misafirleriyle...

eğer ki;
gölge olsam
ne ayın, ne güneşin
yalnızca karanlık bir okyanusun derinliklerindeki
mavi istridyenin gölgesiydim
kucaklaşan dalgaların misafirleriyle...

eğer ki;
tılsımlı bir iksir olsam
ne masaldım, ne yaşam
bir yakamoz kadar sahici,
bir deniz kızı kadar yalan...

eğer ki;
uçurtma olsam
ne ipi, ne kuyruğu, ne de kendisi
yalnızca üzerine çizilmiş
bir gülücüktüm
selamlaşan
gökyüzünün misafirleriyle...

eğer ki;
gölge olsam
ne ayın, ne güneşin
yalnızca karanlık bir okyanusun derinliklerindeki
mavi istridyenin gölgesiydim
kucaklaşan dalgaların misafirleriyle...

eğer ki;
tılsımlı bir iksir olsam
ne masaldım, ne yaşam
bir yakamoz kadar sahici,
bir deniz kızı kadar yalan...

tebrikler öğretmenim. Betimlemeleriniz çok iyi. Tekrar tekrar okunacak şiirlerden.👏👏👏

gece elbet karanlık
yok ki onu aydınlatan bir güneş
yüreğim elbet karanlık
yok ki onu aydınlatan bir sen...

kalemin kağıda hasretindendir
yaprağın güle fetreti' şiir
benimse sana yazılmıştır
bir ince sızıyla kıymık kıymık özlem
Kalbimin hududu senden itibaren
Sensiz hüzün otağı yürekevim
Kaç bahar sana uyanıyor
Gül haresinde ilkyaz
Sağanak olup boşanıyor kalbim
Kelimeler dolusu şiirlere
Şairler hep kanatıyor
Gül yaralıyor
Gül yaralanıyor
Her şiirde  "