Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.720
  • 2.105
  • 12.720
# 03 Kas 2010 07:39:31
Ceviz Ağacı
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

                                          Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.388
  • 6.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.388
  • 6.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 Kas 2010 13:24:45
BİR FOTOĞRAFTA SEN

Dün bir fotoğrafta gözlerini gördüm
İki uzak yıldız gibiydiler, dalgın
Bilsen neler anlattı bana, sessizce
Bir sevgiyle derinleşen bakışların.

Orda değildin sanki, bir başka yerde
Ötelerde, uzakta benimle vardın
Güzellikler bahçesi ayna gibi
Yansıdığını gördüm yüzünde aşkın.

Bir ara çıktın resimden usulca, ürkek
Bir ceylan gibi kollarıma atıldın
Özlemli dudaklarınla yangın yangın

Seni gördüm, yaşadım bir fotoğrafta
Her zamankinden daha çok bana yakın
Gelecek o mutlu günleri anlattın.

 ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.388
  • 6.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.388
  • 6.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 Kas 2010 13:31:09
BELKİ YİNE GELİRİM

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka
Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler.

Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü

Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
Tükürsek cinayet sayılıyor artık
Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların

Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
Tek yaprak bile kıpırdamıyor nedense
Ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
Alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
Kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
Ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
Okuduğum bütün kitaplar paramparça
Çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
Bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
Bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
Sarmaşık aydınlar, arabesk hüzünler
Bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma

Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
Ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
Kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
Biz çoktan unutmuşuz böyle şeylr kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
Tükürsek cinayet sayılıyor artık
Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların

Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
Tek yaprak bile kıpırdamıyor nedense
Ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
Alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
Kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
Ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
Okuduğum bütün kitaplar paramparça
Çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
Bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
Bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
Sarmaşık aydınlar, arabesk hüzünler
Bir gazete sayfasında sereserpe bir  cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
Okuduğum bütün kitaplar paramparça
Çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
Bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
Bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
Sarmaşık aydınlar, arabesk hüzünler
Bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma

Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
Ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
Kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
Biz çoktan unutmuşuz böyle şeylr kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
Tükürsek cinayet sayılıyor artık
Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların

Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
Tek yaprak bile kıpırdamıyor nedense
Ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
Alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
Kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
Ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre d

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.857
  • 1.093
  • 11.857
# 03 Kas 2010 15:46:41

h.n.a.

DOKUZLAMA

Gök yeleli Bozkurtlar, kutlu ülkü erleri!
Atsız Yabgu önünde dizleyin yağız yeri!

Üçbin yılın süzdüğü temiz duru bir pınar
Ya Üçoktur ya Bozok, o da bizlerden biri,

Uçup gitti Cennete, hak Yalavaç katına,
Ordan Özge menzil yok, ne ileri ne geri.

Gidişi bir faninin burdan göçüşü değil,
Sanki Hıtay üstüne Tanrıkut'un seferi...

Kaldırdak dokuz tuğu tam hedefe yönelttik
Tanık olsun yıldızlar, bu Aralık gökleri!

Ilgar ile yürüyen şu tümenler onundur...
Bilekler katı pulat, pençeler iri iri...

Narası yankılanır hâlâ karşı dağlarda,
Sıyra-kılıç, dört nala, bu Çiçi'nin askeri...

O bir Ural havası Türk illeri üstünde,
Daha bin yıl solunur göğüslerden içeri.

Gök yeleli Bozkurtlar, kutlu ülkü erleri!
Atsız Yabgu önünde dizleyin yağız yeri!

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 03 Kas 2010 16:35:07
Yaşamaya Dair
1
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

Nazım HİKMET

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.692
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.692
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Kas 2010 16:41:02
SAKLI SEVDA


cam yeşili bir kız çok kirpikli
saçları nasıl karanlık bir kızıl
örtülü bir güzellik benzeri olamaz
dudaklarındaki kan etkiliyor asıl
duyarlığı alıngan gönlü ikircikli
ne yazsam ona tutsak
/ adı şehnaz

belki kadın belki çocuk iyice kuşkulu
hangi tutku buğulamış camlarını
bazen ne çok var bazen ne kadar az
kan kırmızı yaşayıp yaz akşamlarını
okşaması boğulmak öpmesi uğultulu
sabah olsam ona tutsak
/ adı şehnaz

saklı sevda sevdaların en saklanmışı
birbirimizde fena boğuluyoruz
hiç kimse birbirimizin yerini tutamaz
benimle yaşayamadığı ona uygunsuz
hiçbir şeye değişmem onunla yaşanmışı
uygunsam ona tutsak
/ adı şehnaz

saklı bir sevdadır bulduk sığındık
bu büyülü bir aşk çünkü yasak
gizli bir mutluluk ki ne söylesem az
bin yılda yaşasak hiç de yaşamasak
varımız yoğumuz aşkımız artık
hayatım ona tutsak
/ adı şehnaz

 ATTİLA İLHAN

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 03 Kas 2010 19:20:22
 İŞİM NEDİR Kİ

İşim nedir ki
Bulutlara yazılır geçer

Yüzüm nedir ki
Akar suya çizilir geçer

Ömür nedir ki
Kurulur bozulur geçer

Sevda nedir ki
Dokunursun süzülür geçer

Şiir nedir ki
Sezilir geçer

İnsan nedir ki
Bir şeylere sevinir üzülür geçer

 Ataol BEHRAMOĞLU

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.388
  • 6.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.388
  • 6.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 Kas 2010 21:34:03
BELKİ YİNE GELİRİM

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka
Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler.

Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü

Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
Tükürsek cinayet sayılıyor artık
Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların

Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
Tek yaprak bile kıpırdamıyor nedense
Ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
Alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
Kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
Ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
Okuduğum bütün kitaplar paramparça
Çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
Bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
Bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
Sarmaşık aydınlar, arabesk hüzünler
Bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma

Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
Ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
Kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
Biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
Ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

İçimde zaptedilmez bir kırma isteği
Dizginlerini koparan bir at sanki bu
Soluk soluğa kalıyorum her sonbahar
Ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
Bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
Bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
Ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim

Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa
Bir gün gelirsek hangi kent güzelleşmez
Şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
Geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
Sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
Bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
Oysa ne kadar sakin sokaklar, bu kent ve bütün yeryüzü
İpince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün...

Ahmet Telli

(Şimdi fark ettim, şiirin son kıtası çıkmamış, yeniden paylaşıyorum)
 
 

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.388
  • 6.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.388
  • 6.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 Kas 2010 21:39:58
GÜLÜŞÜN EKLENİR KİMLİĞİME 

Gün biter gülüşün kalır bende 
anılar gibi sürüklenir bulutlar 
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır 
yarım kalan bir şiir belki de 
   
Aykırı anlamlar arayıp durma 
güz biter sular köpürür de 
kapanmaz gülüşünün açtığı yara 
uçurum olur cellat olur her gece 
   
Her gece yeniden bir talan başlar 
acı ses olur, ses deli bir yağmur 
eski bir eylüle gireriz böylece 

Sığındığım her yer adınla anılır 
ben girerim, sokağı devriyeler basar 
bir de gülüşün eklenir kimliğime

Ahmet Telli

Çevrimdışı samurai

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 Kas 2010 23:18:03
Özlemek

Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttuğunuzu sandığınız
ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız
ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini
bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.

Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü,
siz çarşaflarınızın arasında,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattığınızı sandığınız bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri
birer birer ateşleyiveriyor.
İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz.
Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi...

Özlemek, o yakıcı istek,
bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda...
Yanında olmasını istediğiniz halde
yanınızda olmayan bir tek kişi,
yanınıza bile yaklaşmadan,
hatta onu özlediğinizden
ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
bütün hayatı,
bütün görüntüleri eritip
başka kılıklara sokuyor...
Ahmet ALTAN

Çevrimdışı parames_syum

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.379
  • 15.858
  • 1.379
  • 15.858
# 04 Kas 2010 00:03:36
  NOKTALAMA İŞARETLERİ
Keşke,
Noktalama işaretleri kadar insaflı olsaydı,
O parantez içlerine sığdıramadığımız hayatımız.
Her noktanın ardından, cümleler kurabilseydik yeniden.
Keşke,
Yaşamı virgüllerle uzatabilseydik.
Tırnak içine alınmış hayatlarımız olsaydı.
Ve üç nokta koyabilseydik tüm sevgilerin sonuna...
                                                         

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.720
  • 2.105
  • 12.720
# 04 Kas 2010 07:52:03
Göklerde kartal gibiydim
Göklerde kartal gibiydim
Kanatlarımdan vuruldum
Mor çiçekli dal gibiydim
Bahar vaktinde kırıldım

Yar olmadı bana devir
Her günüm bir başka zehir
Hapishanelerde demir
Parmaklıklara sarıldım

Coşkundum pınarlar gibi
Sarhoştum rüzgarlar gibi
İhtiyar çınarlar gibi
Bir gün içinde devrildim

Ekmeğim bahtımdan katı
Bahtım düşmanımdan kötü
Böyle kepaze hayatı
Sürüklemekten yoruldum

Kimseye soramadığım
Doyunca saramadığım
Görmesem duramadığım
Nazlı yarimden ayrıldım.


                     Sabaattin Ali

Çevrimdışı aslanx7

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.262
  • 6.613
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.262
  • 6.613
  • Müdür Yardımcısı
# 04 Kas 2010 12:21:29
AYRILIK

Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak..
Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz..
Sokağa fırlayacaksınız, sokaklarda dar gelecek..
Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi..
Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gök yüzü..
Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz..
Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan..
"Önemli olan sağlık.''
''Yaşamak güzel.''
''Boş ver her şey unutulur.''
Siz hiçbirini duymayacaksınız..
Göz yaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz..
O'ndan ölmesini isteyecek kadar çok nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz..
Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz..
''Ölüme çare bulundu'' ya da ''Yarın kıyamet kopacakmış'' deseler başınızı kaldırıp ''Ne dedin?'' diye sormayacaksınız..
Yalnız kalmak isteyeceksiniz..
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak..
İkisi de yetmeyecek. Geçmişi düşüneceksiniz..
Neredeyse dakika dakika, ama kötüleri atlayarak!
Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz, gittiğiniz yerlere gitmek..
Bu size hiç iyi gelmeyecek ama bile bile yapacaksınız..
Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksınız..
Aslında kurtulmak istediğiniz halde, o acıyı yaşamak için direneceksiniz..
Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz...
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz..
Herkesi ona benzetip kimseyi onun yerine koyamayacaksınız..
Hiçbir şey oyalayamayacak sizi, ilaçlara sığınacaksınız..
Bir kaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan..
Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren..
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek..
Boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz..
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak, sabahı iple çekeceksiniz..
Bazen de '' Hiç güneş doğmasa'' diyeceksiniz..
Ne geceler rahatlatacak sizi, ne gündüzler..
Ölmeyi isteyip , ölemeyeceksiniz..
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz, nafile..
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek..
Rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz..
Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz..
Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz..
Aramayacağını bile bile..
Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek..
Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla..
Yüreğiniz burkulacak..
Canınız yanacak..
Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz..
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden..
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız..
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz..
Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz..
Onunla hiç bir anınızın olmadığı bir yerlere yerleşmek..
Ama bir umut..Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu..
Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak..
Gel gitler içinde yaşayacaksınız..
Buna yaşamak denirse...

PAKİZE SUDA

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 04 Kas 2010 17:42:11
Keşke hep masum kalsaydın benim için,
Uzaktan ve duvarlara dayanarak izleseydim seni,

Keşke tanışmamıza hiç fırsat olmasaydı,
Ve seni hayatıma şeker misali karıştırmasaydım,

Hayat kavramım senden ibaret olmasaydı keşke,

Seni hayatımın öznesi yaptım da ne oldu?

Her gece bir acı, her anımda yaralı bir kalp..

Öznesi olmayan bir hayata mahkûm bir nesne kaldım sayende,

Oysa ne kadar masumdun önceleri,

Bir gülerdin dünya gülerdi sanki,

Kazara göz göze gelsek yıkılırdı içim,

Öpülesi bir el uzanırdı tenime.
Dokunurdu içime işlercesine..

Ne güzeldi eskiden, uzaktan seyreder,
En yakınlarıma anlatırdım seni,

Ne masumdun sen bana...

Aniden çıkınca karşıma,

Yağmuruna kavuşmuş toprak misali sevindi yüreğim...

Can Yücel

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 04 Kas 2010 18:18:15
 GENELLEME

arınıyor, deviniyor gökyüzü
toz
ve ter karışıyor hayatıma

uzak git bölünüp dağılan
eksilip savrulan ne varsa!
...

merhaba doğrulup dirilten yanm
ve deli dizelerime biriken çığlık
merhaba
uğultusu rüzgarların bahar akşamlarında

arınıyor, deviniyor gökyüzü
akıyor zaman
sevdalar karışıyor hayatıma

 Yılmaz ODABAŞI

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK