Zorunlu Eğitim Nasıl Olmalı?

Çevrimdışı sonbozkurt20

  • Yeni Üye
  • 1
  • 4
  • 1
  • 4
# 15 Mar 2012 10:46:18
Değerli meslektaşlarım, illaki liseleri zorunlu yapacaksak, mevcut sistemin üzerine mecburi lise eğitimi getirilseydi bu kadar tartışma yaşanmazdı, zaten anasınıfını zorunlu yapmışlardı, yani 1+5+3+4  sistemi en mantıklısı gibi görünüyor. 60 aylık çocukların Türkiye şartlarında 1. sınıfa gelmeleri çok mantıklı gelmiyor bana, özellikle bu sene 1. sınıf okuttuğum için yaşadığımız sıkıntılar hala sıcaklığını koruyor. Ayrıca çocukların deneme tahtası gibi kullanılmasını eğitime atılan bir dinamit olarak görüyorum, bence buna kimsenin hakkı yok, şu an 700 bin öğretmen stres ve sıkıntı içerisinde, ne olacağını kimse bilmiyor, bakan dahil kimse açıklama yapmıyor, sanki Hitler'in Almanya'sında yaşıyoruz, hala maaş oranlarımız belli olmadı, neyi bekliyorlar ki, kendi maaşları olunca, bir gece operasyonu ile yarım saatte halletmişlerdi, bu noktada hükümeti samimi bulmuyorum, şu an itibariyle son 10 yıllık süreçte 4 yıllık üniversite mezunları içerisinde en az maaşı öğretmenler alıyor, biz hala eğitim sistemini tartışıyoruz, bunlar sanal gündem oluşturma çabası, başka bir şey değil, hükümetin ne yapmaya çalıştığını zaten herkes biliyor, çocuklara yazık edecekler, ben ona yanarım.

Çevrimdışı f_tm_n_r

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 184
  • 273
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 184
  • 273
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 15 Mar 2012 13:07:31
benim anlamadığım bu 444 lük sistem nerden çıktı, nasıl gündeme geldi? okul öncesi zorunluluğu, fatih projesi ve ya tablet bilgisayarlar konusu nereye gitti?

Çevrimdışı nackirat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.316
  • 1.194
  • Okul Müdürü
  • 1.316
  • 1.194
  • Okul Müdürü
# 15 Mar 2012 13:32:06
anladığım kadarıyla ilköğretimin 8 yıllık kesintisiz ve zorunlu olması bazı sorunlara neden oldu. ikini kademe ve virinci kademenin aynı ortamı kullanıyor olması nahoş olaylara neden oldu fiziksel ve psikolojik. o yüzden ayrılmaları olumlu bence.

Çevrimdışı nackirat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.316
  • 1.194
  • Okul Müdürü
  • 1.316
  • 1.194
  • Okul Müdürü
# 15 Mar 2012 13:33:29
diğer bir husus ta 4 ve 5. sınıf müfredatında sınıf öğretmenlerinin zorlanmaya başladıkları gerçeği. konuların uzman branşçılar tarafından anlatılması daha mantıklı gibime geliyor benim. herkesin çok iyi matematik fen sosyal bilmesi beklenemez değil mi?

Çevrimdışı nackirat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.316
  • 1.194
  • Okul Müdürü
  • 1.316
  • 1.194
  • Okul Müdürü
# 15 Mar 2012 13:35:02
zaten bir çok derse de 4-5'te branş öğretmenleri girmiyor mu? sınıfçılar 4-5 lerde çok rahat ediyorlardı ama, ileriki dönemde derslere girmedikleri için ekderslerinin kesilmesi tehlikesi de başgösterebilir di bence.

Çevrimdışı eray1974

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 861
  • 6.922
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 861
  • 6.922
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 15 Mar 2012 14:04:59
8 yıllık kesintisiz eğitim meslek liselerinin önünü kesti.Herkes düz liselere yüklendi ya sonra yüzbinlerce vasıfsız işsiz ordusu.Kalifiye eleman bulamamaktan şikayetçi işletmeler.İnançlı insanlara zulmedeceğiz diyerekten yapılanların ürünü olan bu tür uygulamalar,ülkemizin geleceğini ve 50 milyar dolar parasını çalmıştır.Bu çağdışı uygulamadan vazgeçilmesi büyük bir kazanımdır ülkemizin geleceği için......

Çevrimdışı omeeer19

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 506
  • 330
  • 506
  • 330
# 15 Mar 2012 15:52:40
en mantıklısı 1+5+3+4 ancak lıseler zorunlu olmamalıdır.öğrenciler otaokuldan sonra kendı rızasıyla gıtmelı ve alanına gore gıtmelıdır.ancak liselerin su an kalıtesı yerlerde her yerı anadolu lısesı yapalım derken mevcut anadolu lıselerın de kalıtesı dustu.ilköğretımde de kalmalı öğrencı.bız bu zman kadar geceirdiğimiz için serserısı de okulda.35 gun 40 gun devamsızlık yapsada gecıyor.bunun ıcın ayıklama kalmayla olmalıdır.ana sınıfı da öğrencı için gereklıdır.çunku okula uyum asamsında gereklıdr.

Çevrimdışı omeeer19

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 506
  • 330
  • 506
  • 330
# 15 Mar 2012 15:55:31
sınıf öğretmenı her dersı anlatıyor dıye yetersız değildir.genlede sınıfcılar eşit ağırlık veya sayısal mezunu boylece fen ve matematık yapılıyor.ayrıca daha ayrıntılı anlattığı ve her öğrencıyı tanıdıgı ıçın daha yararlı oluyor.

Çevrimdışı atakan1837

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 174
  • 125
  • 174
  • 125
# 15 Mar 2012 16:02:43
anaokulu+3 ilköğretim+4 ortaöğretim+4 lise
ortaöğretim bittiğinde sınavla liselere geçilsin hiçbir liseye puanı tutmayan okumasın biraz acımasız gibi görünsede okumanın değeri artar diye düşünüyorum sadece okul başarısına bakılarak üst kademelere yönlendirilmemeli sınav olmalı çocuk çalışsada çalışmasada okulu geçiyor mantığı silinmeli

Çevrimdışı also1

  • B Grubu
  • 1.543
  • 4.080
  • 1.543
  • 4.080
# 15 Mar 2012 17:15:44
benim araştırmalarım sonucu görüşlerim şöyledir.

çocuk en geç 4 yaşında alanında uzman kişilerce yönetilip uygulanan bizim kreş diye adlandırdığımız okulöncesi kurumlarına alınmalı.

çünkü zihinsel-bilişsel gelişimin %80 i 7 yaşın altında gerçekleşir.

6 yaşında el kas becerisi ve hazırbulunuşluğu doğrultusunda-sonucunda 1.sınıfa alınmalıdır
(7 yaş çok geç...)

okuma yazma öğrenildikten sonra 4 yıl kadar zorunlu birinci kademe olmalı.

1. kademenin sonunda çocuk başarı durumuna ve mesleki yatkınlığına bakılarak ikinci 4 te bölümlere ayrılmalıdır.

en iyiler fen lisesi ayarında okullara , orta ayardakiler normal okullara ve mesleki eğitime , en düşükler ise mesleki eğitimle birlikte gerektiğinde özel eğitime alınmalıdır.
özel eğitim konusunda tereddütler vardır. "özürlü" diye tabir edeceğimiz bireyler , yine alanında uzman özel eğitimciler tarafından yetiştirilmelidir.

şuanda uygulanan "kaynaştırma" eğitimine karşıyım.
yeterli faydayı sağlamadığını düşünüyorum.
mesleki eğitim alanında uzman kişilerce ve modern koşul-aletlerle yapılmalıdır.

ikinci dördün ardından son dörtlük aşamaya geçmeye hak kazananlar eğitimlerine devam etmeli , edemeyenler ise yaklaşık 14-15 li yaşlarda çıraklık eğitim merkezlerindeki ara eğitimin ardından kalifiye eleman olarak değerlendirilmelidir.

Birçokok avrupa ülkesinde uygulanan program şudur.

çocuklar bizim anasınıfı dediğimiz kindergarden in ardından ortalama 4 yıllık bir ilk öğretimin ardından üç ana gruba ayrılır.

1.grup en iyilerdir.direkt bizdeki fen lisesi ayarında üniversite öncesi okullara alınarak yüksek öğretime yönlendirlir.

2. grup ortalardır.yüksek gruba giremeyen fakat başarılı çocuklarıdr.
olası başarıları ile yükselebilen aynı zamanda da mesleki eğitime geçip iyi birer kalifiye eleman oluyorlar.

3. grup en başarısızlar.bu grup 2. kademeyi bitirince hemen aile ve rehber öğrt. kararı ile mesleki eğitime alınırlar.12 yaşında okul ile birlikte mesleğine de devam edilir.

her gruptaki öğrencilerin yüksek başarı ile bir üste geçebilme hakkı , olası başarısızlık ile de bir alta inme-düşme ihtimali her zaman saklıdır.
bu da her daim başarıyı tetikleyici etkendir.

hiçbir başarı tesadüf değildir.

bu ülkeler uyguladıkları bu eğitim sistemleri sayesinde bugünkü başarılarını ve kalkınmalarını gerçekleştirmişlerdir.
 
 

Çevrimdışı ertuğrul melek

  • Aktif Üye
  • **
  • 20
  • 57
  • 20
  • 57
# 15 Mar 2012 17:21:13
güzel zorunlu 8 yıldan önce de böyleydi size katılıyorum

Çevrimdışı almina74

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 88
  • 440
  • 88
  • 440
# 15 Mar 2012 17:29:17
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
benim araştırmalarım sonucu görüşlerim şöyledir.

çocuk en geç 4 yaşında alanında uzman kişilerce yönetilip uygulanan bizim kreş diye adlandırdığımız okulöncesi kurumlarına alınmalı.

çünkü zihinsel-bilişsel gelişimin %80 i 7 yaşın altında gerçekleşir.

6 yaşında el kas becerisi ve hazırbulunuşluğu doğrultusunda-sonucunda 1.sınıfa alınmalıdır
(7 yaş çok geç...)

okuma yazma öğrenildikten sonra 4 yıl kadar zorunlu birinci kademe olmalı.

1. kademenin sonunda çocuk başarı durumuna ve mesleki yatkınlığına bakılarak ikinci 4 te bölümlere ayrılmalıdır.

en iyiler fen lisesi ayarında okullara , orta ayardakiler normal okullara ve mesleki eğitime , en düşükler ise mesleki eğitimle birlikte gerektiğinde özel eğitime alınmalıdır.
özel eğitim konusunda tereddütler vardır. "özürlü" diye tabir edeceğimiz bireyler , yine alanında uzman özel eğitimciler tarafından yetiştirilmelidir.

şuanda uygulanan "kaynaştırma" eğitimine karşıyım.
yeterli faydayı sağlamadığını düşünüyorum.
mesleki eğitim alanında uzman kişilerce ve modern koşul-aletlerle yapılmalıdır.

ikinci dördün ardından son dörtlük aşamaya geçmeye hak kazananlar eğitimlerine devam etmeli , edemeyenler ise yaklaşık 14-15 li yaşlarda çıraklık eğitim merkezlerindeki ara eğitimin ardından kalifiye eleman olarak değerlendirilmelidir.

Birçokok avrupa ülkesinde uygulanan program şudur.

çocuklar bizim anasınıfı dediğimiz kindergarden in ardından ortalama 4 yıllık bir ilk öğretimin ardından üç ana gruba ayrılır.

1.grup en iyilerdir.direkt bizdeki fen lisesi ayarında üniversite öncesi okullara alınarak yüksek öğretime yönlendirlir.

2. grup ortalardır.yüksek gruba giremeyen fakat başarılı çocuklarıdr.
olası başarıları ile yükselebilen aynı zamanda da mesleki eğitime geçip iyi birer kalifiye eleman oluyorlar.

3. grup en başarısızlar.bu grup 2. kademeyi bitirince hemen aile ve rehber öğrt. kararı ile mesleki eğitime alınırlar.12 yaşında okul ile birlikte mesleğine de devam edilir.

her gruptaki öğrencilerin yüksek başarı ile bir üste geçebilme hakkı , olası başarısızlık ile de bir alta inme-düşme ihtimali her zaman saklıdır.
bu da her daim başarıyı tetikleyici etkendir.

hiçbir başarı tesadüf değildir.

bu ülkeler uyguladıkları bu eğitim sistemleri sayesinde bugünkü başarılarını ve kalkınmalarını gerçekleştirmişlerdir.
 
 


sonuna kadar katılıyorum öğretmenim

Çevrimdışı albatros44

  • Bilge Üye
  • *****
  • 6.328
  • 47.753
  • Lise Branş Öğrt.
  • 6.328
  • 47.753
  • Lise Branş Öğrt.
# 15 Mar 2012 17:41:53
Alıntı
MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER- Okuma başlama yaşıyla ilgili aslında çok basit bir izah var, o da şu: Bugüne kadar 72 ay çocuğumuzun okula başlaması için alt sınır olarak görünürken, bugün veya kanunda değişiklik yasalaşırsa ve uygulamaya geçerse 72 aylık sınır üst limit olarak ele alınacak. Yani, gayet basit, şimdiye kadarki uygulamalarımızda 6 yaşını doldurmuş, 7 yaşından gün almaya başlamış çocuklarımız eğitime gidiyorlarken, şimdi 5 yaşını doldurmuş 6 yaşından gün almaya başlayan çocuklarımız okula kaydedilebilecekler. Tabii bunun uygulamasını nasıl yapacağımızı daha sonra yönetmeliklerle ayrıntılı bir şekilde belirleyeceğiz. Ama şu anda vatandaşlarımızın bilmesi gereken, belki sizin bir ölçü olarak görebileceği alan, 72 ayın üst limit olacağı.

ERDOĞAN AKTAŞ- Yani, bu arada veliler istedikleri süre içerisinde çocukları okula kaydedecekler şeklinde anlıyorum ben, doğru mu? Mesela, benim çocuğumu beş yaşını bitirdi ya da 6 yaşını bitirdi. Ya 5 yaşını bitirdiğinde okula götüreceğim ya da 6 yaşında?

MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER- Normal şartlarda 60 ay ila 72 ay bizim bugünkü hesaplamalarımız içerisinde, vatandaşların hesaplamaları içinde 5 yaşın doldurulduğu, 6 yaştan gün almaya başladığımız dilimdir. Bu dilim içerisinde çocuklarımızın biz kaydını yapabileceğiz. Dolayısıyla, 72 ay üstünde bir öğrencimizin okula gitmemesi söz konusu olmayacak. Başka bir ifadeyle şunu söyleyeyim: Bu niçin bu kadar tartışılıyor diye baktığımızda, normalde çocuklarımızın hepsi Eylül ayı başında doğmuyorlar. Yıl içerisinde 365 gün çocuklarımızın doğduğunu eğer görecek olursanız, bu süreç içerisinde Eylül ayına geldiği zaman 72 ayı geçmemiş bütün çocuklar, 60 ila 72 arasındaki çocuklar okula kayıt zorunluluğuna tabi tutulacaklar. Ama bunun uygulamasını gerçek anlamda nasıl yapacağız diye bir soru tekrar akla geliyorsa, zaman içerisinde bunu yönetmelikle ayrıntılı hale getireceğiz. Şöyle ifade edeyim: Mesela Avrupa Birliği ülkelerinde 27 ülkenin uygulamalarına baktığımızda şunu söylemek mümkün: Mesela, bazı ülkeler 48 aydan sonra çocukları zorunlu eğitime tabi tutmaya başlıyorlar, bazı ülkeler 60 aydan sonra zorunlu eğitime tabi tutmaya başlıyorlar, bazı ülkeler 72 aydan sonra eğitime tabi tutuyorlar. Genel olarak bir oran vermek gerekirse şayet, Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde yaklaşık olarak 15 civarındaki ülke 72 ayı üst sınır olarak kabul ederken, 11 civarında ülke de, 10-11 ülkede 72 ayı alt sınır olarak değerlendiriyorlar. Ama mesela bazı ülkeler şöyle bir esneklik de uygulamaya koymuş görünüyorlar. 66 ay veya 68 ayı, 66 veya 68 ayla 72 ay arasında kesinlikle çocuğun kaydını yapıyorlar. 60 ila 66 ay arasında ise ebeveynin iznine tabi tutuyorlar. Şimdi biz Türkiye'de uygulamaya geldiğimizde mevcut kanunda 72 ayı üst sınır olarak gördüğümüzde 60'la 72 arasındaki çocukları kaydedebileceğiz okula. Peki, buna niçin ihtiyaç duyduk diye bakıldığında, ülkemizde nüfusumuz çok genç ve çok sayıda çocuğumuz var ve bu kadar çocuğumuza genel hayatlarında 1 yıl kazandırmak ülkemiz açısından da çok ciddi anlamda bir kazanç niteliği taşıyacak. Pek çok ülke daha erken yaşlarda çocuklarını eğitime aldıklarına göre, biz de çocuklarımızı daha erken yaşlarda eğitime alma şansını bu vesileyle yakalamış olacağız. Aslında çocuklarımızın bu yaşlarda eğitime alınmasıyla ilgili 1981 yılında yapılan şûrada karar alınmış, tavsiye kararı alınmış. Çocukları daha erken yaşta eğitime başlatalım tavsiyeleri var. Daha sonraki kararlarda ise, belki ilköğretimde yaşı 1 yıl öne çekelim diye bir talepte bulunulmamış ama. Okul öncesi eğitimin önemi konusunda çok ciddi tavsiyelerde bulunulmuş. Nitekim bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesi eğitimde çok önemli mesafeler kaydetti, bundan sonra da devam edeceğiz. Sanki kamuoyunda şöyle bir algı ortaya çıktı: Biz, çocuklarımızın zorunlu eğitime başlama yaşını 1 yıl öne çektiğimizde okul öncesi eğitimden vazgeçecekmişiz gibi bir algı ortaya çıktı. Bu algı doğrusu hiç düşünülmeyen, düşünülmemesi gereken bir algıdır. Biz okul öncesi eğitimden hiçbir suretle vazgeçmeyi düşünmedik. Ve dolayısıyla da şayet biz 60 ayı dolduran çocuklarımızı ilköğretime almaya başlarsak, bu kez de 48 ayla 60 ay arasındaki çocuklarımızda yüzde 100 okul öncesi eğitime yönelik stratejilerimizi gözden geçireceğiz. Öyleyse şunu söylemek mümkün: 48 ila 60 ay arasındaki çocuğumuz okul öncesi eğitime gidecek, 60 ila 72 ay arasındaki çocuğumuz ilköğretime başlayacak. Ama bu kez ilköğretimde ilk 4 yılın müfredatını çocuklarımızın pedagojik şartlarına, özelliklerine göre yeniden gözden geçireceğiz. Şimdi tabi bu perspektiften bakıldığında çocuklarımızın erken yaşta okula başlamaları bazı velilerimizin kafasında soru işareti bırakıyor. Hakikaten acaba çocuk çok mu küçük olarak eğitime başlamış olacak diye. Halbuki dünyanın pek çok ülkesinde artık 2,5-3 yaşından sonra çocuklar eğitime alınmaya başladılar. Orada...

ERDOĞAN AKTAŞ- Ben bu arada sözünüzü kesip bir iki soru sorayım ve bununla bağlantılı devam edelim mi Sayın Bakan?

MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER- Hayhay, buyurun.

ERDOĞAN AKTAŞ- Şimdi okul öncesi eğitimde Türkiye'de okullaşma oranı yüzde 19, yani burada bir sorunumuz var gibi görünüyor ya da ben öyle adlandırıyorum. Bunu geriye çektiğimiz zaman ve 5 yaş uygulamasına çektiğimiz zaman buradaki okullaşma oranında bir sorun olmayacak mı? İlk sorum bu, isterseniz sırayla devam edelim.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER- O yüzde 19 oranı, okul

öncesi eğitimdeki içinde bulunduğumuz durumu tam yansıtmıyor.

ERDOĞAN AKTAŞ- Zorunlu olmadığı için mi?

MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER- Hayır, o bahsettiğiniz yaş, 48 ila 60 ay arasındaki yaşta yüzde 19 olarak ortaya çıkıyor. Halbuki şu anda okul öncesi 60 ila 72 ay arasında. Şu andaki okul öncesindeki çocuklarımızda 5 yaş grubu diye tarif ediyoruz biz. O çocuklarımız 60 ila 72 ay arasındaki çocuklarımızdır, onların oranı yüzde 67'dir. 2012 yılında biz yüzde 70'e ulaşmayı veya yüzde 70'i biraz geçmeyi ümit ediyoruz, henüz rakamları elimizde değil. Dolayısıyla şu anda biz 36 ay ila 72 ay arasındaki çocuklarımızı zaten okul öncesi eğitime kabul ediyoruz. Bunu tekrarlıyorum, 36 ay ila 72 ay arasındaki çocuklarımızı okul öncesi eğitime zaten kabul ediyoruz şu anda. Sizin bahsettiğiniz oran, yüzde 19'luk oran, 48 ay ila 60 ay arasındaki çocuğun oranı. 60 ila 72 ay arasındaki çocuğun okullaşma oranı yüzde 67. Ve hepsinin ortaklaşa değerlendirildiğinde okullaşma oranları yüzde 43. Bu açıdan bakıldığında şimdi biz şayet 60 ila 72 ay arasındaki çocuğumuzu ilköğretime aldığımızda, 48 ila 60 ay arasındaki çocuklarımızı okul öncesi eğitimde yüzde 100 hedefine ulaştırmaya çalışacağız. Bu açıdan bakıldığında burada şunu vurgulamak istiyorum. Aslında önemli olan bu oranlar değil, hangi çağdaki çocuğa ne kadar ulaştığınızdır. Biz şimdiye kadar o bahsettiğiniz yüzde 19'luk orana ihtiyari gelirse kabul ettiğimiz bir orandı. Şimdi ise, gidip bu çocuğu okula verin diyeceğimiz bir noktaya getiriyoruz onları. Bu açıdan çocuklarımızın eğitime erken yaşta başlamaları, tüm dünyanın başlattığı şekilde 3 yaşından itibaren eğitime alınmaları ve sonra da ilköğretime başlamaları bence çok önemli bir gelişme olarak ortaya çıkacak. 1981 yılında bu tavsiye kararı verildiğinde Türkiye bunu uygulamaya cesaret edememiş. Çünkü okul öncesi eğitim yok, ilköğretimde okullaşma oranlarımız çok düşük.

ERDOĞAN AKTAŞ- Peki, fiziki koşullarımız yeterli mi bunun için?

MİLLİ EGITIM BAKANI ÖMER DINÇER- işte onu ifade edeceğim. Ve nihayet o dönemde fiziki koşullarımız çok yetersiz. Ama şu anda biz zaten Türkiye'de neredeyse yüzde 100'e yakın bir oranda okul öncesi eğitime tabi tutacağımız çocuklar için mekanlara sahibiz. ilköğretimde ise yüzde 98,5'tayız okullaşma oranı itibariyle. Böyle bakıldığında küçük bir ek düzenlemeyle bizim okul öncesi eğitim ve ilköğretim için sorunlarımızın çok büyük bir bölümünü çözmüş olacağımız kanaatindeyim.

Çevrimdışı taylantaylan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.318
  • 16.006
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.318
  • 16.006
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Mar 2012 22:04:05
sınıf öğretmenlerinin 4 ve 5. sınıf konularında yetersiz kaldığını düşünen arkadaşlarımın düşüncelerine kesinlikle katılmıyorum.Sınıf öğretmenleri konularına ve verecekleri derslere hakimdir.gelişim dönemleri açısından bakıldığında 1den 5 e kadar sınıf öğretmeninin derse girmesi gerektiğine inanıyorum. Bunun dışında liselerin zorunlu eğitim içine alınmasını mantıklı bulmuyorum. bu liselerde eğitimi bitirir bence. Okumaya niyeti ve yeterli düzeyi olmayan öğrencilerin diploma uğruna liseleri doldurmasının yanlış olacağı görüşündeyim.

Çevrimdışı taylantaylan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.318
  • 16.006
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.318
  • 16.006
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Mar 2012 22:08:14
4. sınıfta mesleki yönlendirme olmaz. 4. sınıfta çocukların çoğu ayakkabısını bağlayamıyor. nasıl kendine uygun mesleği seçecek?çocuklara büyüyünce ne olacaksın diye sorduğumuzda büyük çoğunluk asker, öğretmen, doktor diye cevap veriyor. başka meslek bilmeyen çocuklara seçim yaptırılabilir mi?

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK