Bunları Biliyor Musunuz?

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.202
  • 34.615
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.202
  • 34.615
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 14 Mar 2024 20:39:44
TESADÜF DİYE BİRŞEY YOKTUR
Çanakkale'ye yerleşen ve orada küçük bir otel açan Yüksel Bey anlattı.
Bir yaz günü, yetiştirdiği hayvanların arasına birkaç tane de kaz ilave etmeyi düşünerek karşı yakadaki kaz çiftliğine gitmek üzere yola çıkan Yüksel Bey saatlerini çok iyi bildiği ve hiçbir zaman kaçırmadığı feribotu kaçırır. O sıcakta bir sonraki feribotu beklemeyi gözü kesmeyince de kaz alma planını bir sonraki güne erteleyerek geri dönmeye karar verir. Dönüş yolunda otomobiliyle ilerlerken ne tesadüf (!) ki bir kaz sürüsüyle karşılaşır. Kazları takip ettiği takdirde kendisini mutlaka ait oldukları yere götüreceklerini düşünerek peşlerinden gitmeye başlar. Sürü önde, Yüksel Bey arkada tozlu topraklı köy yollarında ilerlemeye başlarlar. Derken bir yol ayrımında sürü ikiye ayrılır, bir grup kaz sağa giderken diğer grup düz devam eder. Yüksel Bey bir an tereddüt ettikten sonra sağa sapan kazları izlemeye karar verir. Kazlar yalpalaya yalpalaya bir süre daha gidip sonunda ağaçların arasına gömülmüş küçücük bir evin önündeki tahta çitlerin arasından geçerek içeri girerler. O sırada evin kapısı açılır ve yaşlı bir kadın dışarıya çıkarak kazları karşılar.

Yüksel Bey, bir süre kadını izledikten sonra otomobilden iner, onun yanına gider ve şayet kabul ederse kazlarını satın almak istediğini söyler. Yaşlı kadın sesi soluğu çıkmadan Yüksel Beye bakar, bakar ve ardından gözlerinden akan yaşlara hakim olamayarak "Ben taa ne zamandır bu kazları satmaya niyetliyim.Tek derdim, onları satıp içeride aylardır hasta yatan kocama ilaç almak, ama ne bir yere gidecek halim ne de onları satacak birini bulacak gücüm var. Dün gece sabahlara kadar ağlayarak yakardım. Dualarımın duyulacağını biliyordum. Seni bana Allah yolladı oğlum." der.

Yüksel Bey, kazlara yaşlı kadının hayal bile edemeyeceği bir fiyat ödediği gibi ertesi gün oraya bir doktor götürüp kocasını muayene ettirir, ilaçlarını alır ve üzerine üflenen hayır dualarıyla oradan ayrılır.

Hepimiz çok iyi bilmekteyiz ki hayatta tesadüf diye bir şey yoktur. Eğer bir şeyi gerçekten yüreğimizde hissederek ve kalben yönelerek isteyebilirsek, bilmeliyiz ki o şey mutlaka yerine gelecektir.


Çevrimdışı Harmoni

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.586
  • 18.196
  • 2.586
  • 18.196
# 14 Mar 2024 23:17:43
Oscar Wilde anlatıyor;

Vaktiyle bir balıkçı vardı. Günlerce denizde kalır, döndüğü zaman mahalle halkını etrafına toplar, onlara avlanırken başından geçen acaip şeyleri anlatırdı. Dinleyenlerin heyecandan nefesleri kesilir, peri padişahı ile başlayan, deniz kızları ile devam eden hikayenin bir tek kelimesini kaçırmamak için balıkçıya daha çok sokulurlardı. Balıkçı o kadar güzel anlatırdı ki herkes onun peri kızlarını, deniz kızlarını gördüğüne inanır, her sefer dönüşü, heyecanla sorarlardı:
-Bugün hangi peri kızını gördün? Bugün yine neler oldu?
Günlerden bir gün balıkçı denize açıldı, denizin orta yerinde bir ada, adanın kıyısında da adıyla sanıyla peri kızları ile deniz kızlarını görmez mi? Mahalleye döndüğü zaman balıkçının suratı bir karıştı!.. Ağzını bıçaklar açmaz olmuştu,yine etrafını sardılar:
-Hadi anlatsana!.. Bugün neler gördün?..
Balıkçı yorgun, perişan, mahzundu. Neredeyse ağlayacaktı:

-Hiç, dedi.
Hiç!..
Bugün bir şey görmedim!

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.304
  • 223.494
  • 28.304
  • 223.494
# 16 Mar 2024 18:34:49
İnsanı felakete sürükleyen on şey vardır:
1- Cimrilik,
2- Kibir,
3- İkiyüzlülük,
4- Kıskançlık,
5- Bencillik,
6- Öfke,
7-Yemek hırsı,
8- Konuşma hırsı,
9- Mal sevgisi,
10- Mevki sevgisi.
Bu on şeyden kurtulan gayesine erer.

İnsanı kurtuluşa erdiren şeylerde ondur:
1- Günah işlediğine pişman olmak,
2- Belaya sabretmek,
3- Kazayı (Allah’ın emrini) kabul etmek,
4- Nimete şükretmek
5- Allah’tan korkmak,
6- Allah’tan ümit kesmemek,
7- Dünyadan yüz çevirmek,
8- İbadetleri yalnız Allah için yapmak,
9- İnsanlara karşı iyi davranmak,
10- Allah’ı sevmek.

Kaynak : Kimya-i Saadet – İmam Gazali

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.304
  • 223.494
  • 28.304
  • 223.494
# 18 Mar 2024 21:06:16
"Parmak izlerim kimsenin parmak izine benzemiyor.
 
 Demek ki, benim parmak uçlarıma hiç kimsenin parmak ucuna dokunmadığı gibi dokunmuş.
Sadece dokunmuş mu?
Hâlâ dokunmakta. Her an yeni/den dokunmakta.
 Retinam kimsenin retinasına benzemiyor.
 
Demek ki, benim gözümün içine kimsenin gözünün içine bakmadığı gibi bakmış.
Sadece bakmış mı?
Hâlâ bakmakta.
Şimdi gözlerimin içine yeni/den bakmakta.
Ben gözlerimi kapatsam da,
O gözlerimden bakışını ayırmamakta.
Yüzüm kimsenin yüzüne benzemiyor.
Demek ki, benim yüzüme kimsenin yüzüne yönelmediği gibi yönelmiş.
Sadece yönelmiş mi?
Hâlâ yüzüme dönük ve yüzümün her noktasında çalışmakta.
Ben O’ndan yüz çevirsem de,
O benden yüz çevirmemekte..."
 

Çevrimdışı alimm4920

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 26
  • 80
  • Coğrafya Öğretmeni
  • 26
  • 80
  • Coğrafya Öğretmeni
# 19 Mar 2024 16:15:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Çok zengin bir adam varmış. Yaptığı işe de bakmışlar! O işten bu kadar servet çıkmaz…
Merak edip adama sormuşlar .Sen nasıl bu kadar zengin oldun?
Adam ‘’ Ben bu işe başladığım zaman birisi bana geldi dedi ki ver. Allah sana verince sende ver. Muhtaca dağıt.Söz dinledim.Kazandıkça verdim .Allah verdi , ben verdim.Allah verdi ,ben verdim.Yarışmak ne mümkün  tabi ‘’O’’ kazandı.Sonrasında muazzam bir  servet sahibi oldum. ‘’ dedi.
Kiritik bir imtihandır vermek. Verirken insana zor gelir.Ama yapabilirse de şaşar kalır.
Allah Teâlâ Kerim'dir.
Çünkü kerimlerle iş yapmak kolaydır diyor Mesnevi.

Rahmetli annem, babam "her daim verin derdi maaşınızı aldığınızda eliniz değmeden hiç yoksa bile en azından birine ekmek verin, verinki yüce yaradandan istemeye yüzünüz olsun" derlerdi. Sadaka bol bol veriyorum bizi belalardan sadaklar koruyor şu an okunan ikindi namazı da şahidimdir.

Çevrimdışı Harmoni

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.586
  • 18.196
  • 2.586
  • 18.196
# 02 Nis 2024 22:51:17
Fransa''da 1800''lere adını yazdıran ünlü avukat Pierre-Antoine Berryer fakirlik içinde ölürken, ziyaretine gelen genç meslektaşları kendisine şu soruyu yöneltmiş:
"Üstat önüne hazineler serdiler, neden almadınız?"
Pierre-Antoine Berryer''in cevabı hazırdır:
"O hazineleri almak için eğilmek lazımdı!.."
Ardından da eklemiş:
"Mutlu olmak istiyorsanız; elinizdeki mallarınızdan da kurtulup, hayatınızı sadeleştirin!.."

Çevrimdışı zuvaleşme

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 139
  • 282
  • 139
  • 282
# 03 Nis 2024 08:16:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Islamı hakkıyla yaşayan Müslümanlar olmadığımız için hiçbir  bilgi bilinemez.
sonuç olarak çalma işlevi doğrudur  :)

Çevrimdışı Aynürrıza33

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 457
  • 1.783
  • 457
  • 1.783
# 03 Nis 2024 12:17:33
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
sonuç olarak çalma işlevi doğrudur  :)
Hayır çalma işlevi yanlış . Çaldıklarını dair elimizde bir kanıtımız var mı ? Gözümüzle gördüğümüz şeyleri bile soylememiz gerekirken birde gözümüzle görmediklerimizi söylemek

Çevrimdışı zuvaleşme

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 139
  • 282
  • 139
  • 282
# 03 Nis 2024 14:08:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hayır çalma işlevi yanlış . Çaldıklarını dair elimizde bir kanıtımız var mı ? Gözümüzle gördüğümüz şeyleri bile soylememiz gerekirken birde gözümüzle görmediklerimizi söylemek
derviş gönülsüz gerek diyorsunuz yani. Bi de kusur görenindir.

Zulme rıza gösterene ne diyeceğiz peki.

Çevrimdışı Harmoni

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.586
  • 18.196
  • 2.586
  • 18.196
# 07 Nis 2024 22:57:04
11 Nisan tarihi dünyada, şizofreni hastalığına dikkat çekmek ve bu konudaki farkındalığı arttırmak amacıyla Dünya Şizofreni Günü olarak kabul edilmektedir. Şizofreni nadir bir hastalık olmayıp dünya çapında her 1000 kişiden 4’ünde şizofreniye rastlanır. Ülkemizde ise 300 binden fazla kişide şizofreni tanısı olduğu düşünülmektedir. Bu rakamlara baktığımızda, hastalıkla ilgili farkındalığın önemi ortaya çıkmaktadır.
Şizofreni, düşünme, duygu ve davranışlarda bozukluklarla ilerleyen, insanın içe kapanarak, kendine özgü bir dünyada yaşadığı, gerçeklerden ve insanlar arası ilişkilerden uzaklaştığı  bir hastalıktır.
Genellikle genç yaşlarda (15-25) başlamakla birlikte, daha geç yaşlarda da kendini gösterebilir. Çok nadir olmayan bu hastalık, ne kadar erken yaşta başlarsa yarattığı tahribat o kadar fazladır. Kesin nedeni bilinmemektedir.Ailede şizofren olması riski arttırır.Genel olarak çevreye ilgisizlik vardır.
Konuşmada dağınıklık, kendine özgü anlamı olan kelimelerle, içerik olarak garip gelen konuşmalar yapmak, anlamsızlıklar, mantıksızlıklar olabilir.
Duygularda azalma, tepkisizlik, dışa vurum sorunları olur.
Hareketlerde de bazı değişiklikler gözlenir. Durgunluktan aşırı hareketliliğe giden bozukluklar olabilir. Bazen sadece garip yüz hareketleri, tekrarlayan bazı hareketler, bazen de saldırgan davranışlar gözlenebilir.
Algı ve düşünce bozuklukları şizofrenide önemlidir. Halüsünasyonalar (varsanılar) ve illüzyonlar (yanılsamalar) olabilir. Düşünce bozukluklarına, içerik ve akıştaki bozukluklar olarak ayrı ayrı bakmak gerekir. Akışta bazen hızlanma, bazen kopmalar, bazen de duraklamalar olur. Bunlar konuşmalara yansıyabilir. Karışık, anlaşılmayan konuşmalar yapılabilir.
Düşüncelerin çocukça olması, büyüsel olması gibi özellikler görülebilir.
Ama bunlar şizofreni hastalarının düşüncelerinin saçma olduğunu göstermez.
Kendi içinde anlamlı bağlantıları olabilir.
Düşünce içeriğinde görülen bozukluklara sanrı denir. Sanrının anlamı, gerçeğe uymayan ama mantıklı tartışmalarla değiştirilemeyen düşüncedir.
Düzensiz, tutarsız sanrılar şizofreninin özelliklerindendir.
Şizofreni kesinlikle hekim gözetiminde ilaçla tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. İlaçların ve kontrollerin düzenli olması çok önemlidir. İlaç tedavisinin yanı sıra hastaya destekleyici terapi, grup terapileri ve en önemlisi aile terapisi yapmak önemlidir. Ailenin olayı anlaması ve hastayı sahiplenmesi çok önemlidir.
(Alıntı)

Çevrimdışı Gülengözler

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 756
  • 3.344
  • 756
  • 3.344
# 07 Nis 2024 23:12:34
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] van gogh'un şizofren olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım . Şizofren olduğu ve tedavi olmadığı için sol kulağını kesmiş ve bir hayat kadınına vermiş. İlginç bir yaşam öyküsü var.

Çevrimdışı Harmoni

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.586
  • 18.196
  • 2.586
  • 18.196
# 08 Nis 2024 20:25:48
Ağanın kızına aşık olan Çoban, aşkına kavuşmak için büyük bir sınavı başarıyla atlatmak zorundadır.
Sınav ise üç gün boyunca sürekli tuz yedirilen sürünün üçüncü günün sonunda suya salınması ama sürüdeki bir koyunun bile su içmemesinin sağlanmasıdır.Çoban bu koşulu koşulsuz kabul etmek zorundadır ve eder. Sürüye üç gün boyunca çuvallar dolusu tuz verilir.Üçüncü günün sonunda sürü suya salınır ve sürünün başında çobanın en sevdiği Karakoyun vardır. Çoban kavalını çalmaya başlar ve kara koyuna yalvarır: "Kara'm, Karakoyun'um, sürümün padişahı, kader ortağım. Ne senden ne yardan geçerim. Geç suyu, içtirme sudan kimseye." der kavalıyla. Çobanın derdini çok iyi bilen Karakoyun, sanki hiçbir şeyden haberi yokmuşçasına suya koşturur ve varır derenin ortasında. Karakoyun'un durduğunu gören diğer koyunlar da durur. Geçmek bilmeyen bir zamandır başlar ve gelip bir yumruk gibi oturur çobanın yüreğine. Çoban Karakoyun'un kendisini anlamadığını ve belki de anladığını ama susuzluğunun daha ağır bastığını ve çaresi kalmadığını düşünmeye başlamıştır ki, Karakoyun bütün muzipliğiyle başını suya doğru eğer ve ani bir hareketle tekrar kaldırıp, suyu içmeden doğrudan karşıya geçer. Bütün sürü Karakoyun'un peşinden tek bir yudum su içmeden karşıya geçer. Çoban sınavı geçmiştir. Tuzu çok sevdiği bilenen ve üç gün boyunca en çok tuz yedirilen Karakoyun bütün sürünün suyu geçtiğinden emin olduktan sonra olduğu yere yığılır. Karakoyun susuzluktan ölmüştür.
"Ak koyun kara koyun geçit başında belli olur" sözü de buradan gelir.

Çevrimdışı Aynürrıza33

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 457
  • 1.783
  • 457
  • 1.783
# 08 Nis 2024 22:30:22
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] çok üzücü bir hikaye . Ben çoban olsaydım en sevdiğim koyunumu geçici bir heves uğruna canından etmezdim . Demek ki çoban koyununu hiç sevmemiş dedim hikayeyi okurken içimden, ama koyun çobanı canını verecek kadar sevmiş.

Çevrimiçi dark city

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 9.122
  • 58.574
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 9.122
  • 58.574
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Nis 2024 09:53:07
     Birilerinin adımıza şirket kurmasını veya bir şirkette yetki vermesini e devlette engellemek; mağdur olmamak için alınması gereken bir önlemdir.

Yapılması gereken:

E-Devlete giriş yapın,
Kurumlar başlığını seçin,
Ticaret Bakanlığı başlığını seçin,
Ortak / Yetkili Olunmasına Yönelik Kısıtlama İşlemleri (MERSİS) sekmesine tıklayın,
Sağ üstten Yeni Başvuru sekmesini seçin,
Bilgilerinizi doldurun ve Ortak ve Yönetici olamaz seçeneğini seçin.

Ya da e devlete girince arama bölümüne "Ortak / Yetkili Olunmasına Yönelik Kısıtlama İşlemleri (MERSİS)"
 yazılıp işlem yapılabilir.

Çevrimiçi dark city

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 9.122
  • 58.574
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 9.122
  • 58.574
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Nis 2024 21:53:11
    TC Kimlik Numaramızın ilk 10 rakamının toplamıyla elde edilen sayının Birler Basamağındaki rakam ile TC Kimlik Numaramızın Birler Basamağındaki rakamın aynı olduğunu.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK