Hiç Yazılmayan Hasret Mektubum

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.008
  • 23.135
  • 5.008
  • 23.135
# 14 Mar 2013 21:18:00
Altı saat engeline takıldık yine.
Teşekkürler hocam.

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 14 Mar 2013 23:07:38
hattatım ol çiz ismini gönlüme...
göz yaşım ol düş gönlüme...
her seherde duam ol sonu aminle biten usulca gönlüme düşen
nakkaşım olda işle sevgini
hasretim ol vuslatsız sevdama...
ses ol zifiride sensizlikten susan sesime
sen ol hep ol 
yeter ki sensiz olmayan gönlüme can ol...


çkml

Çevrimdışı leylli

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 36
  • 165
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 36
  • 165
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 15 Mar 2013 00:04:52
' Sen yinede bana:
"nasılsın?"diye sorma..."
iyiyim desem yalan olur;
"kötüyüm"desem inancıma dokunur...
En güzeli şükre vurayım dilimi;
belki o zaman kalbim kurtulur.. '' can y.

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 19 Mar 2013 16:03:33
İyi’ demek adettendir ya !
‘İyiyim’ dedim…
Değilim...
Anlatılması zor bir duygu içimde ki..
Her harf
Her kelime
Ve her cümle, olduğundan ya çok basit ya da daha
karmaşık bir hale getiriyor dilime getiremediklerimi.

Birgün konuşmayı unutmak, sadece susmak istiyorum.
Birgün susmayı unutmak, olur olmaz konuşmak istiyorum.
‘Kime, neye konuşursan konuş’ diyorum…
Yeter ki susma!

Hiçbir söz yetmiyor, beni 'bana' anlatmama…
Dinleyemiyorum kendimi, acımadan içim…
Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu…
Ve değseler hüznüme, döküleceğim parça parça..

Bir anlık değil, boğulduğum bilinmezlik.
Acısı çıkıyor sustuklarımın.
Oysa ben iyiyim görünürde !
Anlamını içime çeke çeke mutluluğa erişemiyorum...
Ya hep ben fazla geldim ya da hep bir şeyler eksik kaldı..
Şimdi iyi olan ne varsa,
üzerine çizgi çekemediğim kırgınlıklar sarıyor dört yanını.

Ve ben,İyi olmanın eşiğinde, korkulara kapılıyorum anlamadığım bir biçimde…
Sebebim yok.
Belki de çok…
Biliyorum;
Ben bile kendimi anlayamıyorken anlaşılmayı beklemek, hayalden de öte.
Ben kendimi,
Görmüyorum
Duymuyorum
Ve bilmiyorum…
Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu…
Ve değseler hüznüme, döküleceğim parça parça..


alıntı--hüzün--

Çevrimdışı sergüzeşt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 326
  • 4.376
  • 326
  • 4.376
# 21 Mar 2013 09:55:10
gittin yine neye niçin kızdığını bilmediğim gittiğin terketmelerinden biriydi yine...
beklemek ne demek sevgili. beklediğinde anlıyor insan ve insan en çok sevdiğine kırılıyor, umuyor çünkü bekliyor
zaten ömrüm yokluğuna mahkumken sende çekip gidiyorsun ya.
ne için neden sevgili. oysa ben senin sadece harflerinle avunmak zorundayım. beklemekten özlemekten ummaktan başka ne var düşen payıma. olsun ama sevgili olsun....
benim olmayacağını bile bile o görünmeyen ama her yanımızı kaplamış olan engellere rağmen bekleyeceğim seni...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.310
  • 223.549
  • 28.310
  • 223.549
# 21 Mar 2013 10:45:39
Kim bilir kaç  hasret mektubu yazılmıştır?
Kim bilir kaç tane gözyaşı ile yırtılmıştır....
Hayat anlam bulsun diye Rabbim kulunun gönlüne koyar ki araya araya kendine ulaşsın diye...
Yoksa bu kadar değerli olur muydu?...

Çevrimdışı sergüzeşt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 326
  • 4.376
  • 326
  • 4.376
# 21 Mar 2013 22:06:15
herşeyin yalandan başka bişey olmadığını acıtarak kanatark ağlatarak öğrettin..
ağlıyorum ağlayacağımda..

gideceğimde dönmemecesine...

elveda...

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 22 Mar 2013 10:01:38
Zaten gündüzleri hiç ağlamam /ağlayamam da ben
niye diyecek olursanız
gören neyden olur diye ağlamam
ağlasam bile göz yaşlarımı dışa salmam, içime akıtırım
neme lâzım, benim derdim bana kalsın derim
başkaları da bana ağlasın istemem …

Acılar
hasretlikler
ayrılıklar
ölümler- zulümler
yokluklar
yalnızlıklar
gün boyu içimde birikir, birikir de
gecenin bir kör karanlığında, kabuk kaldırır yürek yaralarım
ağzına kadar ağıtla dolar yüreğim
kanar da kanar, sabahın erkenine kadar

Hıçkırık da ne ki; ağıt bastığında göğsüm üstüne
çatlar yüreğim, çatlar göz damarlarım
ne yastık kalır ıslanmadık ne yorgan
ne de yanaklarım
zor ederim sabahı

Hep yalnızım,
ben geceleri ağlarım …



*muzaffer yıldırım

Çevrimdışı zeynep_zehra

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.521
  • 7.992
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.521
  • 7.992
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 22 Mar 2013 10:06:48
Yazıldı hasret mektubum..
Dahası okundu da..
En kötüsü, 'anlaşılmadı'..
Mürekkebi gözyaşıydı
Belki ondan dağıldı gitti tüm kelimeleri..

Çevrimdışı lucky_boy

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 721
  • 5.030
  • 721
  • 5.030
# 22 Mar 2013 14:15:35
Ellerini kanatırcasına avuçlamak değil miydi en baştan beri yaşadıklarımız bitanesi...Kanayacağını bile bile değmedi mi yüreklerimiz birbirine...Hangimizin umrundaydı umrunda ki kan,acılar,çıkmazlar,imkansızlıklar...En baştan duvar olmadık mı birbirimize...En baştan kabullenmedik mi her şeyi...o yüzden her şeyim değil misin....acım,sevincim,kederim,umudum,göz yaşım,hasretim,günüm,iç huzurum...o yüzden her şeyimsin ya o yüzden...

  susmalı...acıya boğulmalu belki de...Bilmiyorum sorma...sorulara yer yok içimde...acıdan başka tat acıdan başka ses acıdan başka duyu algılayamaz olmuş ruhum bedenim...

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 23 Mar 2013 14:20:58
  bazen kaderler iç içe yazılır,sırt sırta dokunur alın yazısı misali.
sarmaşıkla ağaç gibi bir canda iki beden olunur akil hesabı.

  ne sarmaşık suçludur ne de ağaç.sorgulanmaz kader ya ikisi de mutludur ya da kimse onlardan rahatsız değildir.
 
  çok seversin sarmaşık olursun kendi kendine yaşarsın   sevdiğini görene kadar sarılmak istersin ağacına dik durmaktan değil sevdiğindendir beyhude çaban.
 
  güz gelir kurursun sarmaşıksın ya beklersin baharı ümidini yitirmeden gelsin de sarılayım yeşeren ağacıma diye kaderdir iç içe yazılan sen sadece seversin.
  
  gün gelir sıkılır belki ağacın yeni sarmaşık ister sarılma sen kurumasın bedenim der.haklıdır da kader ya yazılmıştır iç içe izah ister kendince.
  
  an gelir kesmek gerekir ağacı kurtarmak için sarmaşığı.sarmaşık susar sormadan dokunmuş alın yazısına.
  
  an gelir hüzün yakışır vuslatsız sevdaya.an gelir susmak uzaktan sevmek yakışır dile düşürmekten korkulan hasretlere.an gelir hüzün zerk edilir gülmek için yaratılmış gözlere sevmek için yaratılmış gönüllere.
  
  sarmaşık bu ya vazgeçer mi kaderinden susar uzaktan yükselmesede olur artık usul usul uzaktan sever sarılamasa da ağacına... hüznü olur uzaktan sevmeleri iç içe yazılan hiç bilemediği kaderi.
 
 çkml--''kader'' girişten alıntı--

Çevrimdışı lucky_boy

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 721
  • 5.030
  • 721
  • 5.030
# 23 Mar 2013 14:51:36
Bazen 3 veya 5 yaşlarında iki çocuk gibi şımarık,bazen gözü hiçbir şey görmeyen iki ergen,bazen sürekli didişip duran iki ihtiyar gibiyiz...
 Her şeyine öyle razı ki yüreğim öylesine seviyor ki her halimizii..Bıktım hep kenara atmasından!!! Bana ait değil bundan eminim fazlalık olmuş bedenime bu aptal yürek!!!

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 24 Mar 2013 18:31:46
   Hınca hınç yağan yağmurun camları döven  sesi ile irkilerek uyandı Lucas.usulca perdeyi aralayarak baktı yağan yağmura yine biri ağlıyor diye fısıldadı içinden. ya alacakaranlıktı ya da çok sevdiği vakti seher. dizlerini karnına çekti,başını dizlerine gömdü. yatağın  ortasına oturup yağan yağmuru seheri izledi kimin hangi ıssız köşede ağladığını düşündü kendi kederini unutarak. rüya değildi yine uyanmıştı oysa uyuya kalalı çok olmamıştı. son zamanlarda ya bir ya iki saat uyuyabiliyordu.

   Neden sonra aklına geldi saate bakmak, yıllar geçmesine rağmen sanki yokluğunun ertesiydi vakit. ağır ağır kalktı küllenen sobanın üstünü deşip közleri meydana çıkardı azıcık çalı çırpı ekledi harlasın istedi ateş kendi gönlündeki her seher harlayan ateşler gibi. akşamdan kalma çayı ısıtıp içmeyi akıl etti. 

   Tabakasını aldı acele etmeden en alt taki sigara kağıdını çıkardı burcu burcu kokan tütünden bir tutam alıp özene bezene kağıda dizdi. acılarını hüznünü hasretini ekleyip kağıda itina ile sardı. dilinin kenarı ile azıcık ıslatıp kağıdı yapıştırdı. kaynayan demlikten yarım dem döktü çatlak bardağına aheste aheste şekersiz içiyordu uzun yıllardır çayı…

   Sedirin önüne çöküp kavdan bir çöp  çekip kutunun kahverengi kenarına sertçe vurdu. kavın tutuşmasıyla ufacık odası aydınladı mahrem hayatı belirdi sanki. zihnindeki var olan ütopyalar duvarda gölge gibi beliriverdi. kimi hayal kimi meyal misali. derin derin çekti ciğerlerine sardığı sigaradan sanki hasretini içine çekmek ister gibi bir yudumda acı çayından düşündü düşündü düşündü…Hükmü İlahi,sabır,tevekkül ve bir oda dolusu hatıra-i yalnızlık ve bir  tutam dua…

   Sanki unutmuşta yeni aklına gelmiş gibi ayağa kalktı birden. sedirin berisindeki masaya ilişti çekmeceyi açıp hasret kokulu üstünde Nelvine yazılı küçük kutuyu çıkardı kokladı kokladı. bir çay döküp bir tütün daha sardı. perdeyi sonuna kadar açıp mumu baş ucuna çekti. kararlıydı bu sefer inatçıydı bu seher deşecekti hatıraları aylar sonra.

Nemlendi gözleri avuçlarıyla ovuşturdu,hüznüyle karıştırıp sardığı tütün kaçtı gözlerine ya da bu bahaneydi sığındığı sebebi hasretti yürek yaşının. öğretmişti hayat iyi bilirdi yüreğin yanmadıkça gözlerin yaşarmadığını.
İncinmekten korkar gibi açtı kutuyu öpüp kokladı başkası görecekmiş gibi saklı gizli bastı yaralı yüreğine. gayri ihtiyaride olsa içindekiler çoğalacakmış gibi umut etti oysa yüzlerce  seher bakıp koklayıp okumuştu tek tek düşünmüştü sabah ezanlarına kadar. üç beş sepya resim,birkaç siyah beyaz fotoğraf,onlarca ufaklı büyüklü notlar ve gönderilmeye cesaret edilemeyen onca zaman sonra eline geçen hasret mektubu…hepsi çokça hüzün hasret doluydu.

   Sırasıyla baktı okudu okudu baktı her birinde gönlü daha derinden dağlandı.bir yanı sükut bir yanı sabr-ı duaydı.ve kadere isyan etmekten vazgeçeli yıllar olmuştu.derler ya çok bilenler bir ölene bir olana çare yok diye.ısırdı dudaklarını sıktı yumruklarını her seferinde damlayan yürek yaşları iyiden iyiye dağıtmıştı mürekkebini mektuplarının.silinse de hayal meyal okunsa da ne fark ederdi ki?hepsi dimağından ezberdi bir baştan öbür başa.daldı resimlerin üzerinde gezdirdi parmaklarını sonra utandı çekti elini yanındayken de tutamamıştı bir defa bile elini incinir diye hep içten hasret olmuştu itmişti kenara nefsini Allah için sevmişti.Ondan öğrenmişti sevmeyi,sevdasına halel getirmemeyi. utandı şimdi resimlerde gezen parmaklarını kırmak istedi.

   Son defa kokladı siyah beyaz fotoğraftaki hasretinin güzel yüzüne bakarak buruk bir tebessüm etti. saatler geçivermişti film şeridi gibi yürüdükçe zihninde hatıralar sessiz sedasız. adet ettiği üzere kutuyu kaldırmadan kendisine ilk yazdığı mektubu okuyacaktı yine. tanıştıklarından bir sene sonra yazılmış altı ay sonra zar zor verilebilmişti Nelvine. aklına geldikçe gülerdi hep bu mektubun veriliş hikayesi. bir an burkuldu içi onsuz gülüyordu nasıl olurdu kızdı kendine belki istem dışıydı neşe değildi ki yaşadığı buruk bir tebessümdü altı üstü hatırlananın hasret olunanın hürmetine. ne olursa olsundu olmasındı onsuz gülmeleri. içindeki acılara daha da çoklarını ekleyerek hüzünle doldurdu hasretli yüreğini… gülmek onun neyine gerekti?

   En altta sakladığı zarfı çıkardı kokladı yüreğine bastı. kenarları mum isinde hafif sararmıştı Nelvine’nin hep yaptığıydı bu belki bir nevi süs… kader mum ışığında bir seher vakti yazılan mektupları yine bir seher vakti mum ışığında okutuyordu. sildi gözyaşlarını düşmesin diye üstüne  mektubun. besmele çekip okumaya yeltendi. heyhat ne mümkün sanki görmüştü,bilmişti birileri en mahremi daha da çoğalmıştı dışarıda yağan yağmur gözlerde yürek yaşı… kim bilir ağlayan sadece oydu Yaradan’da tek sığınağı tek şahidi. usulca sildi yaşları avucunun ayası ile yutkundu yutkundu sildi. sığındı her seher sığındığı gecenin gündüzün Merhameti sonsuz olan Rabbine…mumu az daha yaklaştırdı kendine başladı  satırları usul usul okumaya…

   ‘’Allah’ın selamı ve rahmeti üzerine olsun Can. Öncelikle beni affet. Belki de bu saçmalığı yapmamalıydım. Ben bile şaşırdım kızdım kendime kaç defa söylemek yazmak istediysem de vazgeçtim. Nasıl cüret ettim anlayamadım ama yazmak bu sefere nasipmiş kim bilir kader…Tekrar affet. Belki de kefenlemeliydim bu cümleleri belki de hiç düşürmemeliydim dilimden gönlümden yazıya kahrolası kağıda. Belki de kefen diye  duygularıma sensizliği  giydirmeliydim. Olmadı…Gururu kibiri çıkaralı yıllar oldu hayatımdan ihtihanım büyük olsun istedim belki de uzun uzun düşündükten sonra. Sustum sustukça büyüdü içimde çığ gibi sığmaz oldu biçare gönlüme senle dolu senin bi haber olduğun yüreğime. Korktum belki de…Seni ebediyen kaybetmekten nasıl katlanabilirdim ki sen yaşarken seni içimde öldürmeye. Hayır saçmalama demelerinden,ne diyorsun demelerinden asla olmadı bu korkum. Ne kırılacak kibirim ne de  vazgeçemeyecek gururum geldi gözümün önüne. Korktum evet. Her şeyden önce ölene dek baki kalmasını istediğim dostluğumuzun bozulmasından, verdiğin güvenin huzurun bitmesinden temelli gidivermenden korktum korktukça yutkundum, yutkundukça büyüttüm senle dolu sensizliği. Ben uzaktan sevmeye,özlemeye de razıydım seni. Belki de korktuğum olacak bu satırları okuyunca sen. Gideceksin dönmemek üzere ben seni kardeş gibi gördüm diyeceksin bana deli gözüyle bakacak yaşarken içimde öleceksin ne diyeyim her şeyi göze aldım senden gelene gidene eyvAllah! Canın sağ olsun derim.

   Çok düşündüm bunu da uykusuz geçen çok gece sensiz asla geçmedi. İki yana böldüm yüreğimi tıpkı üstadın şiiri gibi bir yanım seni sonsuza dek sabırla bekleyecek özleyecek sabır deyip gücenmeyecek daha çok sabır edecek şeytanın günahı beklediği gibi hastanın sabahı beklediği gibi…
Ve gidersen eğer dönmemek üzere tesellimde hazır elbet kaç zamandır sabırla mücadele edecek gücü sana dua edecek gönlüde buldum öğrendim kendimce yokluğunda bulacağım seni. Sensizliğin seni bekleyişimin adı olmayacak.

   Onca zaman sustum yakıncacıktın belki,kim bilir alem kadar uzak. Sustuğum her an yüreğimde Lal olmuş duam oldun. Her şeyi göze aldım işte Can. Kalırsan Vuslatım, gidersen Hasretimsin. Yeter ki yargılama duyguları saçma sapan de okuma tekrar unut gitsin çizme mektubun ötesini berisini yazılmamış say yırt gitsin.

   Hep derler bilirsin sen de çok dersin ya bana gönlünden geçen her şey kaderin olsun diye ve  sen her deyişinde ben huzurla dolan içimde heyecanla amin ecmain derim sevinçle. Hiç bilmedin ki sen gönlümden geçenin sadece Sen olduğunu. Yazgı Allah’ın elinde yarın ne getirir bilemeyiz. Başa gelene razı olmak imtihan değil mi? Razıyım artık seninle dolu olacak sensizliğe bile.Emin ol ne olursa olsun ne dersen de bana ne sana kırgınlığım olacak ne de Yaradan’a en ufak isyanım.

   Duyguların yargılanmaması gerektiğini Tebrizli’den Mevlana’dan öğrenmedik mi biz? Ben de onlara sığındım şimdi yazma gücünü onlardan aldım belki. İstersen kız bana istersen alay et istersen çek git yırt ar yazılanı sen bilirsin. Yazmasına yazdım ama vermek daha da zor olsa gerek eh minareyi çalan kılıfını hazırlarmış ona da bir bahane bulunur elbet Rabbin izni ile.

   Bundan sonrasını iyi okumanı isteyebilir miyim ? Hayat zorlu ve işkenceli bir yolculuk Lucas. Ve ben daha fazla acıya katlanabilir miyim  bilmiyorum. Ama Allah’ın izni ile O’nun verdiği sabır ile mücadele etmekten bildiğim doğrulardan değişmeyen doğrularımdan vazgeçmeyeceğim. Buna niyetim asla yok.

   Bilmeni isterim ki seneler öncesine dayanan dostluğumuz çok şeyden güzeldi. Belki de bu dostluğun bitme korkusu ile kendi nefsimi susturdum. Belki sen beni hiç sevmedin ya da sevdalı gözü ile görmedin bakmadın düşünmedin bilemiyorum niye böyle yaptın ya da yapmadın deyip seni eleştirip yargılayacak hakkında hüküm verecek biri değilim bunu bildiğini ümit ediyorum.ve sen ne dersen de sana olan düşünce ve bakış açım asla değişmeyecek ve seninle tanıştığımız günü asla pişmanlıkla anmayacağım aksine her daim şükür edeceğim ve sen konuşmaya hazır olduğunda ben de dinlemeye hazırım. Belki bundan iyi bir sonuç çıkar bunun için dua ve ümit etmekteyim. Umarım hayırlısı olur.

   Biz beşer için Yüce Mevla’dan takdir edilen kaderi yaşamakla imtihan olmaktayız. Kader bazen bizim istediğimiz gibi olmuyor. Bunu da unutmuyor olacaklar için seni suçlamıyorum. Ne olursa olsun şunu asla unutma hayatta olduğun için her gün şükür ve hamd ediyorum.

   Her ne yaşarsak yaşayalım seni tanımak hep güzel. İlle benim gibi düşünmek benimle yaşamak için değil dualarım. Mutlu olman gül cemalinin her daim gülmesi için niyazım her secde de yakarışım.

   Yüreğim seni çok sevdi.Fark etmesen de bilmesen de yanımda olduğun her an vuslatım yokluğunda her an duam ve hasretim oldun. İyi ya da kötü ne cevap verirsen ver sen ben de böyle h. Bu yürek bende attıkça yegane sevdiğim sen olacaksın. İster vuslatım ister hasretim…Duaların duamdır. Kendine ve o güzel yüreğine iyi bakasın Sen her şeyin ama her şeyin en güzeline layıksın. En Güzele,En Emin Olana Emanet Ol! Bu mektup için beni affet. Hakkını Helal Et!............................. ....Nelvine…’’


   Mektup bitmişti.ağır bir enkazın altında yara bere içinde doğrulmaya çalışan biri gibi ayağa kalktı Lucas. titreyen elleriyle mektubu iyice yüreğine bastırdı kokladı kokladı kokladı. usulca zarfı açıp içine yerleştirdi. zarfı kutunun en altına diğerlerini de  üstüne bıraktı. yavaş hareketlerle  Nelvine’nin elleri ile işlediği yazmayla sardı kutuyu ve titreyen yüreği ile masanın çekmecesine iliştirdi tüm hasretini…

   Seccadesini açıp yere yaydı. tek sığınağı,şahidi olan  Rabbine yöneldi. ellerini Semaya açıp   yaşlı gözlerle dua etti. Titreten ellerini Amin deyip ıslak yüzüne sürdü. Gecenin seherin her şeyin sesizliğini bir cümle ile yırtıp attı avazı çıktığı kadar haykırdı...

Seni Çok Özledim HASRETİM!!!


Çkml—sensiz seher--

Çevrimdışı lucky_boy

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 721
  • 5.030
  • 721
  • 5.030
# 26 Mar 2013 19:19:51
Ey hayat,ey Dünya,ey yaşam! Küs isem onla küsüm,kırgınsam ona kırgınım,kavgalıysam onla kavgalıyım size ne oluyor ?? Siz neden bir anda kapkaranlık oluveriyorsunuz? Siz neden yaşanmaz çekilmez hale geliyorsunuz??
 Ey yüreğim peki ya sen? Sen neden tutup bir kenara atıyorsun beni,sen neden sırt çeviyorsun bana,sen neden görmezden geliyorsun beni,sen neden acılara boğuluyosun??sen neden nefessiz kalıyorsun??
 Küs isem ben küsüm ,kavgalıysam ben kavgalıyım size ne oluyor!!! offf...

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 30 Mar 2013 00:36:49
Aşk dediğin beklemektir Ey Sevgili!
Kays gibi Mecnun olana kadar, Hz. Yakup gibi aydınlığa hasret kalana kadar beklemek bekleye bekleye gözden olmak, sözden olmaktır.
Ve beklemek dünyanın en asil eylemidir, eğer beklenene değecekse. Bilesin!

Aşk; yanmaktır Ey Sevgili!
Yanıp kül olmaktır, Kerem gibi Aslına ermektir. Ateşin ortasına hesapsız girmektir İbrahim misali. Ki onun gönlünün yangınıdır ateşi gülistana çeviren.
Ki yanmak insanı kurtarır hamlıktan çiğlikten. Hem ne diyordu şair; \\\"Yanmışın halinden ne bilsin ham/ Sükut gerektir bize gayrı vesselam..
Gözlerinden ayrı geçen her an yanmaktayım. Bilesin!

Aşk; bedel ödemektir Ey Sevgili!
Bülbül, gonca gülü görebilmek için her seher uyanık olmak ve güle ulaşmak için yüreğini gülün dikenine asmak, kanını akıtmak zorundadır. Ya ben yüreğimi nereye asayım Ey Sevgili.
Çünkü Aşk bedel ister, külfetsiz nimet olmaz.
Beklemek bedel ödemekse eğer hâlâ ödüyorum o bedeli. Bilesin!

Aşk; vazgeçmektir Ey Sevgili!
Mecnun gibi aklından, Kerem gibi bedeninden vazgeçmek. Yardan gayrısından, cümle cihandan vazgeçmek.
Yemeden, içmeden, uykudan uyanıklıkdan ve vazgeçmekten bile vazgeçmektir gün gelince.
Senin için senden vazgeçmişim. Bilesin!

Aşk; bilmektir Ey Sevgili!
Bir tek yârı bilmek, onu candan daha aziz bilmektir. Ondan gayrı bildiklerinin hiçbir şey olduğunu dünyanın onunla mana bulduğunu bilmektir.
Onun selamı ile gelen bela olsa Eyvallah diyebilmektir.
Kızmana, gülmene, gelmene, gitmene hepsine Eyvallah. Bilesin!

Aşk; susmaktır Ey Sevgili!
Onun güzelliğini, iyiliğini tarif etmeye gücün yetmediği an susmaktır. Kelâmın, kalemin, sözün tükendiği yerde, manayı sessizliğe yükleyip susmaktır.
Artık sustum Ey Sevgili. Bilesin!
Aşk dediğin susup beklemektir,
Aşk dediğin....
AŞK DEDİĞİN
BEKLEMEKTİR EY SEVGİLİİİİİİ....


hüzün

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK