Masal Türündeki Yazılarımız

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
10 Haz 2012 19:11:54
                                BÜLBÜLLER VE GÜLLER
   Bülbüller ve güller ülkesinde nice güzel hikâyeler vardır ki bunları anlatmaktan en iyi edip,tasvirci bile acizdir.
   Günlerden bir gün bir gül uzaklarda bir bülbülün şakımasını duydu.O’nun şakımasını üzerine alındı ve O’na seslendi.
  -Ey bülbül,sen beni göremezsin,ben seni göremem ama sanki seslenişin banadır.
  Rüzgar bu gülün seslenişini aldı,götürdü bülbüle.
  -Bunu da nereden çıkardın?Ben şakımaktayım.Sesim güzeldir.Her manadan bir parça taşır.Sen de bunu mu anladın?
  Bülbülün bu cevabına zaten üzüntüsünden sararmış olan gül utancından öyle kızardı ki onun rengini kan görse kendi rengini berrak görür ve ‘Benden beyaz bir şey var mı ki‘diye övünürdü.Gül sesinin ulaşması için rüzgarı bekledi ve cevap verdi:
  -Senin sesinden,şakımandan daha bu ülkeyi tanımadığını hissettim.Eğer öyleyse sana birkaç nasihatım olacak:
  Gülü önce gör ki  iyi bir gül seç konmak için.Hem konacağın gülün dalında başka bir bülbül olmadığından emin ol. Hem de rüzgar almayacak bir gül seç.Rüzgar eser.Gülün dikeni tertemiz alnını kanatır.Sonra O’na :
  -Keşke dikenin kalbimi kanatsaydı da bu acının tadını daha fazla alsaydım,dersin.
  -Benim kaderim nihayetinde bir güle konmaktır.Sen ne kadar anlatsan da ben bundan nasıl kaçarım?
  Bunu söyleyen gülü dallara konan kimi bülbüller bakışlarıyla kınadılar.
  Bunu sezen gül onlara bakarak:
 -Siz nasıl olsa bir dala konmuşsunuz.Ya ona da bir gül bulun ya da ayıplamayın,dedi.
  Bülbüllerden biri diğerine fısıldayarak:
 -Oku yaydan bilme,atandan bil.Konuşana değil,konuşturana bak,dedi.
  Bunun üzerine bülbüllerden biri:
 -Madem ki biliyorsun o halde daha sert konuş ki anlasın,dedi güle.
 -Bu benim zannımdır.Belki doğru değildir ama sözlerim işe yarar.Sert konuşmaya gelince ‘Yumuşak ipeği keskin kılıç kesmez demişler.‘Kılıçların açtığı yara kapanır da dillerin açtığı yaralar kapanmaz.’
 -Bülbül dedi ki :
 -Ey gül,gülene gülücük vermez misin?
 -Her gülene değil,gülmesini bilene.
  Unutma ki yavru bülbüller senin uçmana,yaşamana bakıp ders alırlar.Sen onlara örnek olurken besmele,hamd ve salatla başla.*(Ders olurken bunlarla başla.)

  Hem sen gülü iyi anla.Gül dökülür,dalı kalır.Dal bir yol gibi ,rengi ise tabut üzerindeki örtü gibidir.Gerçek güzelliğin yolu o örtünün altında başlar. Dökülmüş gül ise bir bülbül için başını verene benzer.
 Bu hikayeyi duyanlar söylerler ki bu hikâyeyi ilk anlatan bile bülbüller ile güllerin halinden gafildir.

  *Besmelesiz başlanan her işin bereketi eksiktir.(Hadis-i Şerif)

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 12 Haz 2012 20:24:04
  Gülün anlattıklarını bülbül tatlı bir tebessümle dinliyordu.Gül daha fazla dayanamadı:
  -Ey bülbül ne gülersin?Ben acı konuşurum,sen tebessüm edersin.
  -Biz bülbüllerin şakımaları yedi iklimde konuşulurken sen beni susturmuşsun da hep sen anlatırsın ben de buna gülerim.
  -O halde sen de anlat,anlat ki dinleyenler de bir ders alsınlar.Umarım benim latifelerim seni yaralamadı.Hem ne demişler,gülü seven dikenine katlanır.
  Bir anda ortalığı bir sessizlik kapladı.Hani karıncanın ayak sesini duyabilen olsa bu sessizlikte onu bile duyabilirdi.Bütün bülbüller ve güller bu tatlı hasbihali dinlemek için pür dikkat kesildiler.
  Bülbül tatlı tatlı şakımaya başlarken ılık bir meltemle sesi güllere doğru gidiyordu.Bülbül şakıyarak uzaklara baktı ve gülün kenarından fışkıran tomurcuğun bir yarasının olduğunu gördü.Şakımaya devam etti.Ancak artık sesi çok acıklıydı.Bülbül güle ve yaralı olan tomurcuğa bakıp şakıdıkça sanki her yeri bir hüzün kaplıyordu.
  -Dert bendedir,ses çıkaran ise sensin.Bu tomurcuk benim yavrum sayılır.Onda her ne kadar yara da olsa yavrusu olan yavrusuna her daim sevinir.Hem dert varsa bile derman Allah'tandır.Aşikare üzülmek,ağlamak gaflettir ey bülbül.Herkes gülerken gül,herkes ağlarken sen de ağla.Başka türlüsü gösteriş olur.
  -Evet bilirim gösteriş olduğunu da senin derdine azıcık da olsa üzülmeyeyim mi?İstersen ben şakıyayım da biraz dertlerini unut.

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 12 Haz 2012 21:16:56
Tebrik ederim Bekir hocam. Çok hoş bir yazı. Elinize, yüreğinize sağlık. :)

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2012 14:38:56
  -Sana güller padişahını anlatayım,ey bülbül.Her gülden daha güzel kokardı.İçi dışı tertemizdi bembeyaz bir gül gibi.Sevdikleri hata yapınca yanakları pembe bir gül gibi olurdu.İşine öyle bir aşkla bağlıydı ki bu aşkı daha güzel anlatamayan kırmızı güller kıskançlıktan çatlayıp gonca halini alırlardı.Pek çok gülü kötülükten çekti çıkardı.Zamanla sarardı sarı bir gül gibi.Tohumlarını döktü toprağa.Daha sonra gülün dalının rengindeki örtünün altına girdi.O giderken bir gülistan oldu ortalık.
  Hem derler ki O'na ve O'nun gittiği yolun aşkıyla yananlara toprak dokunmazmış:
  Öyle biri gelir ki toprağa,toprağın topraklığı deryada bir damla bile olamaz.
  Kahrolur utancından yer bitirir kendini!

Çevrimdışı ertugdogan

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.608
  • 12.141
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 7.608
  • 12.141
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2012 16:26:04
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  -Sana güller padişahını anlatayım,ey bülbül.Her gülden daha güzel kokardı.İçi dışı tertemizdi bembeyaz bir gül gibi.Sevdikleri hata yapınca yanakları pembe bir gül gibi olurdu.İşine öyle bir aşkla bağlıydı ki bu aşkı daha güzel anlatamayan kırmızı güller kıskançlıktan çatlayıp gonca halini alırlardı.Pek çok gülü kötülükten çekti çıkardı.Zamanla sarardı sarı bir gül gibi.Tohumlarını döktü toprağa.Daha sonra gülün dalının rengindeki örtünün altına girdi.O giderken bir gülistan oldu ortalık.
  Hem derler ki O'na ve O'nun gittiği yolun aşkıyla yananlara toprak dokunmazmış:
  Öyle biri gelir ki toprağa,toprağın topraklığı deryada bir damla bile olamaz.
  Kahrolur utancından yer bitirir kendini!
Paylaşım için teşekkürler öğretmenim,çok güzel anlamlı paylaşımlar, ilgiyle takip ettiğimizi bilmenizi isterim

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2012 17:48:11
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Tebrik ederim Bekir hocam. Çok hoş bir yazı. Elinize, yüreğinize sağlık. :)
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Paylaşım için teşekkürler öğretmenim,çok güzel anlamlı paylaşımlar, ilgiyle takip ettiğimizi bilmenizi isterim
 Ben de elimden geldiğince kıymetli zamanlarınızı benim yazdıklarımı okuyarak boşa geçirmemeniz için uğraşacağım.
  Saygılarımla.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Haz 2012 15:43:02
  Bülbüller ve güller ülkesinde nice aşk hikayeleri vardır.Bunların kimi dilden dile dolaşır,kimi hiç söylenmemiştir.Aslında aşkı tarif etmeye kelimeler kifayetsiz kalır.Kalp içinde yürek denilen zaman ve mekandan bağımsız bir alem vardır.Şöyle ki kıştan yaza altı ay zaman ister de kızgınlıktan sevince bir an bile istemez.Kalp milyonların sevgisini içine alacak kadar geniş,bir insanın bir anlık sevgisini alamayacak kadar dardır.Görüldüğü gibi yüreği zaman ve mekanla ölçüp anlayabilmek çok zordur.

Çevrimdışı ertugdogan

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.608
  • 12.141
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 7.608
  • 12.141
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 14 Haz 2012 16:22:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Bülbüller ve güller ülkesinde nice aşk hikayeleri vardır.Bunların kimi dilden dile dolaşır,kimi hiç söylenmemiştir.Aslında aşkı tarif etmeye kelimeler kifayetsiz kalır.Kalp içinde yürek denilen zaman ve mekandan bağımsız bir alem vardır.Şöyle ki kıştan yaza altı ay zaman ister de kızgınlıktan sevince bir an bile istemez.Kalp milyonların sevgisini içine alacak kadar geniş,bir insanın bir anlık sevgisini alamayacak kadar dardır.Görüldüğü gibi yüreği zaman ve mekanla ölçüp anlayabilmek çok zordur.
Teşekkür borcumuz olsun değerli kardeşim,
selam ve dua ile inşallah

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Haz 2012 18:58:37
   Bu ülkede bülbülün biri,bir gülden hoşlanmıştı.Ancak sevgisini içinde saklıyor,gülün dalında bir bülbülün olup olmadığından emin olmaya çalışıyordu.Düşündüklerini saklayarak araştırdı,baktı:Evet bu gülün dalında bir bülbül vardı.
   Sonra düşündü,neden emin olmadan O'ndan hoşlanmıştı?Aslında cevap veremediği sorunun bir cevabı vardı:Bülbül o güle değil,gülün gittiği yola,gülün söylediklerine yaptıklarına vurulmuştu.Bu bir kardeş sevgisiydi.Bir yüreğe bir yar sığmaz ama binlerce kardeş sığar.
  Bülbül kardeşçe sevdiğinden bihaber düştüğü duruma üzülmekteydi.Bir kardeş gibi sevdiğinin farkına varsa belki O'na daha çok bağlanacak ama birbirlerine daha çok faydası dokunacaktı.İşte kimi zaman aşık neye,niçin aşık olduğunu bilemez,aşkını da gizler.Bir damar kesilse ne kadar acır?Çeken bilir de,bütün damarları sulayan kesilse acısı nice olur?
  Bülbül,bu çaresiz dertten dolayı Allah'a sığındı.Gözlerini kapattı,dilini damağına yapıştırdı,içinden kalbinden zikre başladı:Allah,Allah,Allah,...Sayı yüz olunca ara verdi.Kalbine Allah aşkıyla beraber bir kardeş sevgisi de dolmuştu.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Haz 2012 19:53:38
  Ülkenin uzak bir köşesinde sırtlanlar karınlarını doyuruyorlardı.O sırada ağlayan birini gördüler.Genç sırtlanlardan biri:
  -Bu insanın kimbilir ne derdi var,neye üzülüyor?
  Yaşlı sırtlanlardan biri genç olanını küçümseyererek:
  -Sakın ola ki onların ağlamasına,üzülmesine aldanmayın.Onların ağlaması,gülme;gülmeleri ağlamadır.Bir yetime,başı sıkışık olana tebessümle yardım ederken aslında içlerindeki pişmanlıktan dolayı ağlamaktadırlar.Eğer gerçek bir pişmanlıkla ağlamıyorlarsa bunun anlamı belki de kahkahadır.İnsanların yaptıkları yüzlerine vursaydı biz sırtlanlar yüzümüzdeki edadan dolayı belki de övünürdük.
  Sırtlanlar yüzlerindeki,ağızlarındaki kana aldırmadan yerken yaşlı sırtlan anlatmaya devam etti:
  -Evet insanlar bazen kaybettiklerinin ardından bazen de boşa geçen zamanın ardından ağlarlar.Halbuki zaman tersine dönse ne kaybettikleri insanla gerektiği gibi ilgilenecekler ne de yapmayıp pişman oldukları işleri yerine getirecekleridr.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Haz 2012 21:19:44
  İnsanların bazıları bu sırtlanın yerdiği gibi vicdandan nasibini almamıştır.Sırtlanla yan yana koysanız sırtlan yanında masum kalır.Çünkü sırtlan karnı doyunca çekilir.İnsanın ise gözü doymaz,çalıp çırpıp bir kenara yığmaya çalışır.
  Başkalarına karşı merhametli,kimsesizleri koruyan,cömert,güleryüzlü insanların yüzünü tasvire ise en güzel gül aciz ve çirkin kalır.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Haz 2012 17:51:32
  Ülkede bir gün bir gül ile bir bülbül atışmaya başladılar.Gül kendini haklı görüyor,bülbül ise geri adım atmıyordu.Gülün söylediklerine bülbül çok kırılmış ve sinirlenmişti.Gece uyuyamamıştı.Bunu gören gül,birini incitmenin verdiği üzüntü ile ülkeden ayrılmaya karar verdi.Bütün güllerden ve bülbülllerden helâllik dileyip ayrılacağını söyledi.
  Bülbül her ne kadar güzel şakır,gül gülücüğü ile güzelliği ile büyülese de bazen kırgınlıklar olur.Gül birini gereksiz kırdığını düşünüp adeta kendi ipini kendi çekmeye karar vermişti.
  Gül,ülkede tanınan,söyledikleri dinlenen bir güldü.Ülkedeki güller ve bülbüller bu gülün ayrılmak istemesine bir anlam veremediler.İçlerinden bir gül ve bülbül bu gülü kararından vazgeçirmek için güle seslendiler.Önce gülün biri seslendi,diğerlerine duyurmadan:
  -Ben de bilirim dil yarasını da kalp attıkça esner her an,esnedikçe affeder kardeşim.Sen de affedilirsin belki.Kırdım dediğin belki de kırılmamıştır.
  Gül tam olarak ikna olmamıştı.Bunun üzerine bir bülbül söz aldı:
  -Kardeşim istersen söylediklerini ben silebilirim,ne dersin?
  Bülbülün bu sözünden sonra gülün kırıcı zannettiği sözleri silindi,gitti.
  Bunun üzerine yatışan gül,kararını gözden geçirdi ve kalmaya karar verdi.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.870
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2012 10:43:29
  Bülbüller ve güller ülkesinde kimi zaman bülbül güle,kimi zaman gül bülbüle aşık olur.Bunların hepsinin üzerindeki de Allah aşkıdır.Rüzgarın dilinde 'Hu', arının dilinde 'Ya Aziz' dir aşk.Her varlık kendi dilinde Hakkı zikreder.İnsan nefes alıp verirken nefesiyle zikreder.Allah aşkıdır huzur ve mutluluk veren.Kays,Mecnun olunca anlamıştır bunu.Ölümlüye duyulan aşk,ne kadar mutlu eder?Bir de kendi nefsine aşık olup bundan gafil olanlar vardır,nefsi ne derse yerine getirenler(Allah korusun).

Çevrimdışı H.öğrt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 145
  • 561
  • 145
  • 561
# 16 Haz 2012 13:28:05
Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi.
Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu bir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile.Bu adam, bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor? Birisi nasıl olduğunu sorsa; “Bomba gibiyim” diye yanıt verirdi hep.. “Bomba gibiyim.” Jerry bir doğal motivasyoncuydu...Yanında çalışanlardan biri, o gün, kötü bir günündeyse,
Jerry yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı.Bu tarzı fena halde düşündürüyordu beni... Bir gün Jerry’ye gittim. Anlayamıyorum dedim.. Nasıl olur da, her zaman,
her koşulda bu kadar olumlu bir insan
olabiliyorsun... Nasıl başarıyorsun bunu?Her sabah kalktığımda kendi kendime Jerry bugün iki
seçimin var: Havan ya iyi olacak, ya kötü.. derim.
Havamın iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey olduğunda gene ikiseçimim var: Kurban olmak, ya da ders almak.Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim.Birisi bana bir şeyden şikayete geldiğinde, gene iki seçimim var..
Şikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını göstermek. Ben hayatın olumlu yanlarını seçerim.Yok yahu, diye protesto ettim. Bu kadar kolay yani?Evet.. Kolay dedi Jerry.. Hayat seçimlerden ibarettir. Her durumda bir seçim vardır. Sen her durumda nasıl davranacağını seçersin. Sen insanların senin tavrından nasıl etkileneceklerini seçersin. Sen havanın, tavrının iyi ya da kötü olmasını seçersin... Yani sen, hayatını nasıl yaşayacağını seçersin!..Jerry’nin sözleri beni oldukça etkiledi. Onu, uzun yıllar
görmedim. Ama, hayatımdaki talihsiz olaylara dövünmek yerine, seçim yapmayı tercih ettiğimde hep onu hatırladım.Yıllar sonra, Jerry’nin başına çok tatsız bir şey geldi. Soygun
için gelen hırsızlar, paniğe kapılıp, Jerry’yi delik deşik etmişler...
Ameliyatı 18 saat sürmüş, haftalarca yoğun bakımda kalmış.
Taburcu edildiğinde, kurşunların bazıları hala vücudundaymış. 
Ben onu, olaydan altı ay sonra gördüm.
Nasılsın? diye sorduğumda, Bomba gibiyim dedi
Bomba gibi. Olay sırasında neler hissettin Jerry dedim.
Yerde yatarken, iki seçimim var diye düşündüm..
Ya yaşamayı seçecektim, ya ölümü.. Ben yaşamayı seçtim. 
Korkmadın mı, şuurunu kaybetmedin mi !..
Ambülansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı.
Bana hep İyileşeceksin merak etme dediler.
Ama acil servisin koridorlarında sedyemi hızla
sürerlerken, doktorların ve hemşirelerin yüzündeki
ifadeyi görünce ilk defa korktum.Bu gözler
bana; Bana adam ölmüş diyordu. Bir şeyler yapmazsam,
biraz sonra ölü bir adam olacaktım gerçekten..
Ne yaptın? diye merakla sordum..
Kocaman bir hemşire yanıma yaklaştı ve bağırarak
herhangi bir şeye alerjim olup olmadığını sordu..
Evet diye yanıt verdim.. Var.. Doktorlar ve hemşireler
merakla sustular.. Derin bir nefes alarak kendimi
toparladım ve bağırdım: Benim kurşunlara alerjim var !..
Doktorlar ve hemşireler gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım..
Ben yaşamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin.
Otopsi yapar gibi değil..
Jerry, sadece doktorların büyük ustalıkları
sayesinde değil, kendi olumlu tavrının büyük
katkısı ile yaşadı. Yaşaması bana yeni ders oldu.
 
Hergün, hayatımızı dolu dolu yaşamayı seçme şansımız
ve hakkımız olduğunu ondan öğrendim..
Ve her şeyin kendi seçimimize bağlı olduğunu..

Çevrimdışı H.öğrt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 145
  • 561
  • 145
  • 561
# 16 Haz 2012 13:31:22
Kelebeğin Hikayesi
 
Bir gün, kırlarda gezintiye çıkan bir adam, kenara oturduğu otlardan birinin dalında , küçük bir kozanın varlığını fark etti. Koza ha açıldı ha açılacak gibiydi.
Adam , bunun bir kelebek kozası olduğunu tahmin ediyordu. Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez diye düşündü; ve bir kelebeğin dünya yüzü gördüğü ilk dakikalara şahit olmak istedi.
Dakikalar dakikaları kovaladı , saatler geçmeye başladı , ama henüz kelebeğin küçük bedeni o delikten çıkmadı. Sanki , kelebeğin dışarı çıkmak için çaba harcamaktan vazgeçmiş olabileceğini düşündü.
Sanki kelebek elinden gelen her şeyi yapmış da , artık yapabileceği bir şey kalmamış gibi geldi ona. Bu yüzden , kelebeğe yardımcı olmaya karar verdi: cebindeki küçük çakıyı çıkarıp kozadaki deliği bir cerrah titizliğiyle büyütmeye başladı.
Böylece , bir-iki dakika içinde kelebek kolayca dışarı çıkıverdi. Fakat bedeni kuru ve küçücük , kanatları buruş buruştu. Adam kelebeği izlemeye devam etti; çünkü kanatlarının her an açılıp genişleyeceğini ve narin bedenini taşıyacak kadar güçleneceğini umuyordu.
Ama bunlardan hiçbiri olmadı. Kelebek , hayatinin geri kalanını , kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçirdi. Ne kadar denese de , asla uçamadı.
Adamın bütün iyi niyetine ve yardımseverliğine rağmen anlayamadığı şey , kozanın kisitlayiciliginin ve buna karşılık kelebeğin daracık bir delikten dışarı çıkmak için gereken çabanın , Allah’ın kelebeğin bedenindeki sıvıyı onun kanatlarına göndermek ve bu sayede kozanın kisitlayiciligindan kurtulduğu anda onun uçmasını sağlamak için seçtiği bir yol olduğuydu.
Bu gerçeği öğrendiğinde , hayat boyu unutamayacağı bir şey de öğrenmişti: Bazen , hayatta tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey , çabalardır. Eğer Allah , hayatta herhangi bir çaba olmadan ilerlememize izin verseydi , o zaman , bir anlamda sakat kalırdık . Olabileceğimiz kadar güçlenemezdik o zaman . Ve asla uçamazdık..

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK