Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 12 Haz 2011 23:59:40
Bas Sigarayı Maziye

hani Bazen Tek Başına Kalır İnsan..
düşünür Düşünür...
ve Çaresiz Kalırsın Yaa..
ne Gidecek Yerin Vardır..
nede Daima Yanında Kalan..
son Sigaranı Çaresizliğin Şerefine Yakarsın..
dumanı Yel Olur Gider Gözlerinin Önünde..
ilk Nefesinde Şöyle Maziye Dönersin..
ikinci Nefeste Bir Bir Ardına Yıktığın Enkazı
ve Kayb Ettiklerin Gelir Aklına..
ve Son Nefeste..
ben Böle Olsun İstememiştim.
dersin..iyi..iyi..kendine..
"akıllanıyosun Bak"...dersin..
gülersin..bas Sigarayı...
maziye...!!..yapabilirsen Eğerr../meyzem

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2011 00:00:36
Hayat Gül Kokulu Bir Sağanak Yine

gözlerimin önünde ıslak dağların kabaran yalnızlığı
ne varsa uçurumlar eşiğinde
hüzünlerle yalpalayan ne varsa
gözlerimin önünde

ve hayat gül kokulu bir sağanak yine
birşeyler anlatmak istiyor hayat
ve alıp götürmek bir şeyleri kurt sofralarına
gün batıyor
gün batıyor bukağısı paslı bir sevinç oluyor yalnızlığım

unutuyorum sevgilim suretini
durgunluğun "niçin"di unutuyorum

gün batıyor ürkek yıldızlar dolanıyor yalnızlığıma
umurumda değil ne yağmur ne ayaz
ne de kerpiç kokusu havada
unutuyorum/sabaha/kadar/ gün batıyor
sonra bir akasyayı okşuyor gözlerim
geciken sabahlara koşuyor kuşlar
gözlerimin önünde
ve hayat gül kokulu bir sağanak yine

Yılmaz Odabaşı

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2011 00:06:06
Sen

Sen, benim yağmur tanem,
Sen, benim hüznüm, sevincim,
Sen, tenimde ateş, dudaklarımda aşk şiirim,
Sen, aldığım nefes, en sevdiğim güzellik,
Sen, masallardaki peri kızı...
Sen, bir goncagül kıpkırmızı,
Sen, masmavi bir deniz, fırtınada sığındığım.
Sen, küçük bir kız hep sevdiğim,
Sen, aşk kadını sevgimi yaşatan!
Sen, arkadaşım, dostum, sırdaşım,
Sen, benim ablam, başım sıkışınca omzunda ağladığım...

Sen, umudum yarınlarda,
Sen, özlemim rüyalarda,
Sen, en sevdiğim, hülyalarda,
Ah! Sen var ya sen!
Sen benim herşeyimsin...

Abacan Aşkısev Şenkal

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2011 00:07:42
Şikayet

Hey bre ağalar
beği şikayet edelim
söylen çektiğimiz neden
yoğu şikayet edelim.

Yollar menzilde kalıyor
alçaldıkça alçalıyor
buluttan rüşvet alıyor
göğü şikayet edelim.

Fezalar dolusu dert var
yalnız köylülerde mert var
boş yere akıyor sular
dağı şikayet edelim.

Turna bağının gülüyüz
taşlı dağların yoluyuz
göğcelim şimdi ölüyüz
sağı şikayet edelim...

YAŞAR KEMAL

Çevrimdışı okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 13 Haz 2011 00:22:28
YALNIZLIK ŞİİRİ
Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım

Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
Nerdesin?

ATTİLA İLHAN

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2011 00:24:10
MEMLEKET İSTERİM

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

cahit sıtkı tarancı..

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2011 00:38:44
Birşeylerin İzi Kalmış

İçimde birşeylerin izi kalmış,
Senden başkasının olamaz!
Ruhumu senin aşkın sarmış,
Yerini bir başkası alamaz...

Mutluluktan geriye ne kalmış?
Yalnız acı ve keder olamaz!
Hayalin her köşeyi sarmış,
Sensiz kalbim huzur bulamaz...

Abacan Aşkısev Şenkal

Çevrimdışı okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 13 Haz 2011 00:40:11
seni seviyordum
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi…

Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi

İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri

SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu 
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte…

Güldüğü zaman yukarıya bakardı;

Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı…

Ne güzeldiler sen bilmiyordun…

BEN SENİ SEVİYORDUM…

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler

Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu

Geri dönüyordu, çoğalarak

Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteleyişim oluyordun

Kalp ağrısı oluyordun,

Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,

Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,

Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk

Cesurduk…

Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller…

Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun…

Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun

Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra

Yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları

Derken bir gün uzaktan gördüm seni…

Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı

Kalbimi acıttı her zamanki gibi…

Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun

Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi…

İclal Aydın

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2011 00:56:07
Arafta Kaldım


dile Döküp Haykıramadıklarım Var..
içimde Sakladıklarım ..
suskunluklarım Var Dile Gelmeyen ..
gönlümün Sesi Kısılıyor Allahım..
kimselere Söliyemediklerimi Bir Sana Sölerim..
açamayan Güle Döndüm..araf' Ta Kaldım..
acılara Kıyama Durmuş Bedenim..
diz Üstü Yere Düştü..sen Tut Kaldır Aciz Bedenimi..
benide Araf'lardan Alırmısın..sevdiklerinin Yanına Koyarmısın..
dua'larımı Kabul Edermisin..
banada Hoş Geldin Kulum Dermisin..
fısıltı Gibi Dilimde Sölediğim Dualarımı Kabul Edermisin..
bana Bir İnşirah Ferahlığı Bahşedermisin..
sensizlik Üşütüyo

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2011 00:57:12
Aşk okudum- aşk dokudum 
      
Ben bu gönül tezgahında
Aşk dokudum, aşk okudum
Erenlerin dergahında
Aşk okudum, aşk dokudum

Her  güçlüğü bile bile
Göznuruyla, sabır ile
Yumak yumak, çile çile
Aşk dokudum, aşk okudum

Bir ömür yana yakıla
Yazdığım sığmaz akla
Acımadım kırkdört yıla
Aşk okudum,aşk dokudum

Sevgi insanlığın özü
Odur aydınlatan bizi
Hak yolunda oldum terzi
Aşk dokudum, aşk okudum.

Günahından, sevabından
İçtim aşkın şarabından
Uluların kitabından
Aşk okudum, aşk dokudum

Aşk için şan da, şeref de
Okudum saplı bu hedefte
Yıllar yılı bir gergefte
Aşk dokudum, aşk okudum

Ümit Yaşar aşkla bende
Kötülük olmaz sevende
Bu can kaldıkça bu tende
Aşk okurum, aşk dokurum.
 

Ümit Yaşar Oğuzcan   

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2011 01:01:49
Sevgimin izahı

Otuz yıllık ömrümde nice savaştan çıktım,
Bedenen sağlam kaldım, bir tek ruhum zedeli.
Yüzde bir aldığıma, yüz bin vermekten bıktım,
Seni tanımak olsun, sevabımın bedeli,
Tam yedi yıl olmuşken aşka tövbe edeli.

Sanki güneş doğmuştu, bitirdi kara kışı,
Umutlarım dağ oldu, hem de iri mi iri.
Sonsuz hayat sayfamın sen oldun satır başı,
Günlerden pazartesi, Eylülün yirmi biri,
O gece yüreğimin, silindi pası kiri.

Üçyüz atmış ayı geç, üçyüz atmış saatte,
Olmamıştır dünyada rahat nefes alışım.
Aşk adına kimseye bulunmadım vaatte,
Şaşırtmasın kalbinin kapısını çalışım,
Bu kez öldürür beni, boynu bükük kalışım.

Hangi çiçek sevgimin izahı olur sana,
Anlat bakalım meylin laleye mi, güle mi.
Bahçelerde,kırlarda ararım yana yana,
Her çiçeği beğenmem gezsem bütün alemi,
Elbette bulacağım, yazdıysa hak kalemi.

Madde ile uğraşta nihayet geldim sona,
Erenlerin ruhundan mâna için feyz aldım.
Kısmetin bu dediler, sarıl dört elle ona,
Tarif edilen sendin, o an buz kestim kaldım,
Bir dürtüyle uyandım, sonra hayale daldım.

Cemalinde ki nurdu şehrini aydınlatan,
Kamaşmakla kalmadı, yaşla doldu gözlerim.
Nuruna nail olup, kalkmaz mı yerde yatan,
O sırrı anlatmaya aciz kalır sözlerim,
Dilde vuslat türküsü, her an seni özlerim.
 
Abdullah Ataş
 

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2011 01:04:43
Sevginle

Benim halimden haber sorarsan
Bir cift sözüm var sana,yürekten:
Sevginle girecegim topraga
Sevginle cikacagim topraktan

Ömer Hayyam

Çevrimdışı okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 13 Haz 2011 01:11:55
GEL

Her şarkı sözlerinın içinde ben seni görürüm
Sevdan bir nefes çekmezsem ölürüm
Sabır kalmadı içimde Dertler yaş oldu gözümde
O yokluk denizinde Boğulmadan GEL!
Sensiz isyan ettim her an Dünyam kahırdünyam zindan
Yine başım duman duman Olmadan GEL!
Bu koskocaman dünyadasensiz yapayalnız kaldım.
Sabır kalmadı içimde Dertler yaş oldu gözümde
Bu hasretlik denizinde boğulmadan GEL!
 İclal Aydın

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2011 01:31:17
Han Duvarları 

Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyorum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık!
Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık,
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
Arkada zincirlenen yüksek
Toros Dağları,
Önde uzun bir kışın soldurduğu etekler,
Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...
Ellerim takılırken rüzgârların saçına
Asıldı arabamız bir dağın yamacına.
Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık,
Yalnız arabacının dudağında bir ıslık!
Bu ıslıkla uzayan, dönen kıvrılan yollar,
 Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu.
Gökler bulutlanıyor, rüzgâr serinliyordu.
Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince.
Son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince
Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi.
Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi.
Gurbet beni muttasıl çekiyordu kendine.
Yol, hep yol, daima yol...
Bitmiyor düzlük yine.
Ne civarda bir köy var, ne bir evin hayali,
Sonunda ademdir diyor insana yolun hali,
Arasıra geçiyor bir atlı, iki yayan.
Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdıyan
Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor,
Uzun yollar bu sesten silkinerek yatıyor...
Kendimi kaptırarak tekerleğin sesine
Uzanmış kalmışım yaylının şiltesine.
Bir sarsıntı...
Uyandım uzun süren uykudan;
Geçiyordu araba yola benzer bir sudan.
Karşıda hisar gibi Niğde yükseliyordu,
Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu:
Ağır ağır önümden geçti deve kervanı,
Bir kenarda göründü beldenin viran hanı.
Alaca bir karanlık sarmadayken her yeri
Atlarımız çözüldü, girdik handan içeri.
Bir deva bulmak için bağrındaki yaraya
Toplanmıştı garipler şimdi kervansaraya.
Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı,
Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı.
Bir pırıltı gördü mü gözler hemen dalıyor,
Göğüsler çekilerek nefesler daralıyor.
Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı
Her yüzü çiziyordu bir hüzün kırışığı.
Gitgide birer ayet gibi derinleştiler
Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki cizgiler...
Yatağımın yanında esmer bir duvar vardı,
Üstünde yazılarla hatlar karışmışlardı;
Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler,
Aygın baygın maniler, açık saçık resimler...
Uykuya varmak için bu hazin günde, erken,
Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken
Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı;
Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı.
Ben garip çizgilere uğraşırken başbaşa
Raslamıştım duvarda bir şair arkadaşa;
"On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben"
Altında da bir tarih:
Sekiz mart otuz yedi...
Gözüm imza yerinde başka ad görmedi.
Artık bahtın açıktır, uzun etme, arkadaş!
Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaş;
Araya gitti diye içlenme baharına,
Huduttan götürdüğün şan yetişir yârına!...
Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk,
Soğuk bir mart sabahı...
Buz tutuyor her soluk.
Ufku tutuşturmadan fecrin ilk alevleri
Arkamızda kalıyor şehrin kenar evleri.
Bulutların ardında gün yanmadan sönüyor,
Höyükler bir dağ gibi uzaktan görünüyor...
Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar,
Bir derebeyi gibi kurulmuş eski hanlar.
Biz bu sonsuz yollarda varıyoruz, gitgide,
İki dağ ortasında boğulan bir geçide.
Sıkı bir poyraz beni titretirken içimden
Geçidi atlayınca şaşırdım sevincimden:
Ardımda kalan yerler anlaşırken baharla,
Önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla.
Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu,
Burada son fırtına son dalı kırıyordu...
Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla,
Savrulmaya başladı karlar etrafımızda.
Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü;
Kar değil, gökyüzünden yağan beyaz ölümdü...
Gönlümde can verirken köye varmak emeli
Arabacı haykırdı "İşte Araplıbeli!"
Tanrı yardımcı olsun gayrı yolda kalana
Biz menzile vararak atları çektik hana.
Bizden evvel buraya inen üç dört arkadaş
Kurmuştular tutuşan ocağa karşı bağdaş.
Çıtırdayan çalılar dört cana can katıyor,
Kimi haydut, kimi kurt masalı anlatıyor...
Gözlerime çökerken ağır uyku sisleri,
Çiçekliyor duvarı ocağın akisleri.
Bu akisle duvarda çizgiler beliriyor,
Kalbime ateş gibi şu satırlar giriyor;
"Gönlümü çekse de yârin hayali
Aşmaya kudretim yetmez cibali
Yolcuyum bir kuru yaprak misali
Rüzgârın önüne katılmışım ben"
Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı,
Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı...
Bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde
Ben üç mevsim değişmiş görüyordum üç günde.
Uzun bir yolculuktan sonra İncesu'daydık,
Bir handa, yorgun argın, tatlı bir uykudaydık.
Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım,
Başucumda gördüğüm şu satırlarla yandım!
"Garibim namıma Kerem diyorlar
Aslı'mı el almış haram diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben"
Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında,
Korkarım, yaya kaldın bu gurbet çıkmazında.
Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı!
Bahtına lanet olsun aşmadınsa bu dağı!
Az değildir, varmadan senin gibi yurduna,
Post verenler yabanın hayduduna kurduna!..
Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu:
"Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?"
Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,
Dedi: "Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!"
Yaşaran gözlerimde her şey artık değişti,
Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti...
Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi.
Aradan yıllar geçti işte o günden beri
Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim,
Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim.
Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar,
Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!
Ey garip çizgilerle dolu han duvarları,
Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!...
Faruk Nafiz Çamlıbel



 Faruk Nafiz Çamlıbel



 
 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Haz 2011 01:34:42
Gel 
Yüzün bir sebepsiz korkuyla uçuk,
O gün başucuma karalarla gel!
Arkanda, çepçevre, kızıl bir ufuk,
Tepende simsiyah kargalarla gel!

Elinden, dal gibi düşerken ümit,
Ne bir hasret dinle, ne bir âh işit;
Bir yaprak ol, esen rüzgarlarla git,
Kırık bir tekne ol, dalgalarla gel!...



 Necip Fazıl Kısakür
 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK