Sizce çocuklarımıza daha iyi bir eğitim verebilmek için öğretmenler olarak önümüzdeki engeller,ülkemizde eğitimi olumsuz yönde etkileyen eksiklikler nelerdir ?

Yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Diğer eksikler bir yana, bence en önemlisi insan faktörü:Veli-öğrenci-öğretmen.
Bu üç ayak, birçok engeli aşabilir.
Velinin bilinci, öğrencinin motivasyonu, öğretmenin gayreti maddi eksiklikleri kapatabilir.

Bence fazlalık var. Müfredatlar çok yüklü, ders saatleri çok fazla. Bu konuda iyi bir düzenleme yapılarak herkese bütün bilgileri vermeye çalışmak yerine, öğrencilerin yetenek ve ilgilerine göre yeteri kadar eğitim- öğretim alabilmeleri sağlansa keşke...

Eşitsizlik, sistemdeki istikrarsızlık...

okullardaki kalite yetersizligi.müdür öğretmen hala temizlik veli sorunlarıyla uğraşıyor.Bir de türkçe matematik 1.sorun

yabancı ders kitapları ne kadar güzel insanın öğrenci olası geliyor

Önümüzdeki engeller maalesef bir hayli fazla. Eğitimin neresine el atılsa bir taraf sarkıyor.

Karşılaşılan engeller neler ?
1. Ülke ekonomisi homojen olarak (yani tüm bölgeleri aynı anda) büyümediği için göç olayı çok fazla. Bu da kırsalın nüfusunun azalıp şehirlerin kalabalıklaşmasına yol açıyor.
2. Kalabalıklaşan şehirler beraberinde okul açığı doğuruyor. Sonrası malum sokak aralarına bilinçsizce yapılan çok katlı okullar. Kalabalık sınıflar.
3. Okulların mevcut ihtiyaca göre yapılması geleceğe dönük yapılan model okul  maalesef göremedim. 4-5 katlı Toki'nin kopyala yapıştır okullarını hiç beğenmiyorum.
4. Okullarımız donanım olarak yetersiz. Çoğu okulda laboratuvar,sinema tiyatro salonu en basitinden masa tenisi, satranç bile yok. Görmüşsünüzdür okullarda masa tenislerine yer bulunmadığı için depolara kaldırılmıştır.
5. Eğitim Fakültelerinin bol miktarda olması kaliteyi düşürüyor. 4+4+4 sonrası özellikle Sınıf Öğretmenliği alım puanları çoğu fakültede 50-100 bandında düştü. Otomatik olarak iyi öğrenci başka bölümlere kaydı.
6. Atanan öğretmen heyecanı ilerleyen yıllarda maalesef sönüyor benim izlenimim 10 seneden sonra çoğu öğretmen kendini yenilemiyor. Alanıyla ilgili ne bir yayın ne bir kitap okuyor.
7. Öğretmenler memurlar içinde en çok orana sahip olmasına rağmen en az sesi çıkan topluluk ekonomik sıkıntılar,atanma,tayin durumları ister istemez motivasyonunu düşürüyor.
8. Öğretmen bir kariyer yapmak istese Yüksek Lisans,Doktora getirisi çok cüzi YL için 1 kariyer,fazladan %5 ek ders
9. Atama ve tayin dönemi öğretmen değişimi öğrencileri olumsuz etkiliyor. Dönem ortası yada 1 yıl sonra atamalar. (Aile hayatını tabii ki her şeyin önünde bakış açım tamamen öğrenci odaklı.) İmrenerek baktığımız Finlandiya'da öğretmen atandığı okulda minimum 5 sene kalmak zorunda.
10. Öğrencilerimiz tamamen şıklara odaklı proje,deney odaklı öğrenci yetiştiremiyoruz. Sanatta,Sporda,Bilimde niye yeni fikirler doğmuyorun cevabı. Eğitim sistemimizde.

Şöyle okullar eğim öğretim yapmamız çok mu zor ?

Meslekte onuncu yılım. İnanmak istemesemde öğrencilerin refah seviyeleri yükseldikçe başarısızlıklarının, ailelerinden yanlış destek görerek saygsızlıklarının arttığını görüyorum
İstisnalar elbette var ama can sıkıcı olan sayının giderek artması.

Tabiki materyal, araç-gereç eksiklikleri etkiliyor ders işleyişini.  2 saatte anlatabileceğimiz bir konuyu yetersizlikler yüzünden 4 saat ya da daha fazlası sürede anlatabiliyoruz. Ama anlatabiliyoruz sonuçta.
Beni derinden etkileyen velilerin durumu  bende veli olacağım Allah izin verirse. Empati kurmaya çalışıyorum.  Ama hatalar gün gibi ortada.  

1. Sınıf okuturken 2011 de, geleceğin ele avuca sığmaz öğrencisinin annesi çıkageldi birgün. Gayet rahat, matematikte bir konuyu benim yanlış anlattığımı söylüyor.  Dişlerimi sıktım, baktım yüzüne.  Anlamadım sanıp aldı eline tebeşiri. İşte şunu şöyle yapmışsınız, böyle olması gerekmez mi dedi  Buyrun... bir öğretmenin en sevmediği an olsa gerek.  Anlattım artık ne yapayım.  Matematikte sonuca birçok yoldan ulaşılabilir falan filan....

Öğretmeni kötülemek öyle basit ki. Ben buna katlanamıyorum. Bana dediklerini çocuğunun yanında da dedi kesin,  o çocuğun bana olan bakış açısını düşünebiliyor musunuz

Ailesine sırtını dayamayı öğrenen, herşeyin önlerine hazır getirildiği bir nesil görüyorum en azından çevremde. Ve üzülüyorum.

Önce velinin öğretmene değil öğretmenlik mesleğine olan saygısı geri getirilmeli. Öğretmenlik mesleği saygınlığı tekrar kazanabilmeli...

Gerisi gelir diye düşünüyorum.

yukarıdaki maddelerin hepside sebep değil sonuçtur..
yukarıdakilerden yola çıkarsak en fazla çok genel bir siyasi eleştiri yapabiliriz..
eğitim sistemini olması gerektiği gibi oluşturmak, bir devletin tüm sistemini oluşturmaktan daha zordur..
Çünkü eğitim başka hiçbir alana benzemez..Daha geneldir ve daha özeldir..
Milleti ve devleti yönetenlerin her şeyden evvel çözmeleri gereken problem eğitim sistemidir..
Maalesef hiçbir ceddimiz bu topraklar üzerinde yaşayan tebaasını olması gerektiği gibi eğitememiş..
Her bireyin ve toplumun ve devlet sistemindeki her yöneticinin değişmez hedefi daha iyi bir eğitim sistemi nasıl oluşturabiliriz olmadan eğitim sistemi hepimizin istediği düzeye gelemez..
sorunu çözmenin ilk yolu sorunu fark etmektir..
bu farkındalık devletin ve milleti oluşturan her bireyin değişmez anayasası olacak ve her dönemde farkındalık en öncelikli gündem olacak..Gerisi kolaylıkla gelir..Çözülemeyecek bir sorun değil..Bağımsızlık için milletimiz nasıl birbirine kenetlendiyse eğitimin gelişmesi içinde bir kenetlenme gerçekleştirebilir..Bu kenetlenmede ancak siyasi liderlerin öncülüğünde olabilir..Maalesef millet olarak siyasi liderlere istisnasız hepsine fazla bağlıyız..buda milletimizin en önemli eksikliği..

geçenlerde bir veli görüşmede, bazı öğretmenlerin velilerin ekonomik durumuna göre not verdiğini,kendilerinin ekonomik durumunun zayıf olduğu için çocuğuna 95-100 değil de 80-85 verildiğini iddia etti.öğretmenlerimizin ekonomik duruma bakarak,daha zengin ailenin çocuğuna çok yüksek puan,daha fakir ailenin çocuğuna düşük puan verme olasılığı % 1 dir.bazı velilerin öğretmenleri çay içmeye davet etmesini, sosyal-kültürel faaliyetlerde derece elde eden öğrencilerin yemeğe götürülmesini,buna okul aile birliği başkanının da katılmasını farklı şekillerde yorumlayan velilerin çıkması oldukça şaşırtıcı.önümüzdeki yıllarda öğretmenler ve okul yönetimi üzerindeki not baskısının doruk noktasına çıkması yüksek ihtimaldir.çare ise,tüm sınavların merkezi ortak olarak yapılması,projelerin de "il proje ekibi"nce değerlendirilmesidir.

Çok Fazla Suçlu Aramaya Gerek Yok Çünkü Ararsak Kendimizin Dışında Başarısızlığın Binlerce Sebebini Bulabiliriz.aynaya Bakalım Önce İmkanlarımız Ölçüsünde Kendimizi,sonra Yakın Çevremizi Ve Halka Halka Uzaklara Doğru Giderek Düzeltelim.nerede O Fedakar Ve Her Şeyden Şikayet Etmek Yerine Çözümler Üreten Öğretmenler??? Türkiye'de Herşey Dört Dörtlük Demiyorum Ama Bu Mesleğe De Sıkıntılarını Bilerek Girmiş Biri Olarak 27.yılımda İdealist,fedakar,azla Yetinen Ve Kendisini Mesleğine Adamış Öğretmenler Çoğalmadıkça Eğitimin Sorunları Azalmaz Artar.nimet Bolluğu İçinde Aşırı Şımartılan Bir Nesille Karşıkarşıyayız,doyumsuz,sabırsız,saygısız Fakat Bizim Geleceğimiz Olan Bir Nesil.allah Sonumuzu Hayır Etsin,evlatlarımızı Da Doğruluktan Ve Haktan Ayırmasın.amin...

öğrenci ve velilere okul ciddiyeti ve disiplini ilkokul 1.sınıfa başlarken samimice verilmeli,4.-5.-6.sınıflarda "ilgi ve yetenek tespit sınavı"yapılacağı haber verilmelidir. eğitim sistemimizde ilk olarak "4.-5.-6.sınıflarda ""ilgi ve yetenek tespit sınavı" yapılmaması,öğrenci velilerin önemli bir kısmında başıboşluğa-okul disiplininden-hayat ciddiyetinden uzaklaşmaya-rastgele yaşanacak hayatlara yol açmaktadır.okul güvenliği için de kesinlikle her okulda güvenlik personeli kalıcı olarak istihdam edilmelidir.sayın meb yetkililerine ilanen duyurulur.

 Ülkemizde eğitimle uğraşılan, yapboz tahtasına döndüğrülen başka bir alan yok. İktidara her gelen ideojisine göre eğitimi şekillendirmeye ,eğitimle oynamaya başlıyor.Herşeye rağmen ,her türlü olumsuzluğa rağmen öğretmen tohumda ormanı görmeli diyorum. Karanlığa küfredeceğimize bir mum yakıp karanlığı aydınlatmalıyız. Maalesef bu ülkede bu iş çok zor ama sonu da umutsuz bir vaka değil.Bizler fedakarlık yapmadığımız sürece Türkiyeyi değiştirecek yeni nesiller yetişmeyecektir. Öncelikle kendimizden başlayıp genele doğru özeleştiri yapmalıyız. Bir öğretmen herzaman olumsuz durumlardan şikayet edip hiçbirşey yapmıyorsa ,kendini geliştirmiyorsa onun yetiştirdiği öğrencilerden de çok şey beklememek gerek.

Ulkemizdeki en onemli eksiklik amacsizlik ve egitime, okula, öğretmene ve ogrenciye karsi olan olumusuz tutum.

Ilk olarak en tepeden baslarsak Milli Egitim Bakaninin ve personelinin ogretmenlere ve ogrencilere olan olumsuz tutumu. Bunlari bir yuk gibi goruyor olmasi(Sanki ne ucin varlarsa)
Pilot uygulamadarda basarisizlik olmasina ragmen, yeniliklerin getirilmesi. Yapilan islerin sadece yapmis olmak icin yapilmasi sonuclarin degerlendirilmemesi. Bakanlik personelinin egitim, okul, ogretmen ve ogrenci hakkinda dogru duzgun bilgi sahbi olmamasi ve bu sebeple alinan kararlarin yeniliklerin uygulanabilirliginin dusuk olmasi.

Okul mudurlerinin ogretmenleri kendi calisani gibi gormesi. Okul mudurulerinin veli, hademe ve ogrenciye soz gecirememesinden dolayi öğretmene asiri yuklenmesi. Aman basim agrimasin psikoljisiyle calismasi. Amacinin egitim ve ogretimin akiciligini saglamaktam ote sorun cikmasini engellemeye yonelik olmasi.

Ogretmenlerin artik yilmasi. Mudurden ogrenciden veliden yilmis bir ogretmen kitlesiyle karsi karsiyayiz.(Bende dahil) Kimseye soz geciremiyor.Ve ogretmenlerimizin kafasi donem donem kendi isinden cok idare sorunlari, veli laflari ve tayin sorunuyla mesgul.Bu da o donemlerde malesef sinif ortamini etkiliyor.

Veliler ogretmene yeterli saygiyi gostermiyor. Cocuklarina tapiyorlar resmen. Ders calismayan ogrencim icin velisi onu calistirmak yerine napalim okumaya gecemezse sinifta kalir diyor. Bu sekilde bir tutum var.Bakanligin, idarecilerin öğretmene karsi olan  olumsuz tutumu veliyede yansiyor. Veliler cocuklarin ihtiyaclarini karsilamada yetersiz kaliyor. Onemsenmiyor zamaninda giderilmeyen eksik sonradan temin edilse bile is istem geçmiş oluyor.

Egitim ortamlarinin donanim eksikligi. Foktokopiye laf eden mudurler. Bozulan egitim teknolojilerinin onarilamamasi. Bunun icin bir butce olmamasi. Yada bazi esyalarin egitim ortamlarinda kullanilmak yerine dolaplarda saklanmasi ( Sene basinda onluk birlik takimi ve geometrik cisimler takimini sinifa aldimda mudur gelip gidip onlari sordu bana, aman kaybetme vs.) Okulların spor ve konferans salonlarinin olmamasi

Son olarakta ogrencilerden kaynaklanan sorunlar, aslinda en masum kisim ogrenciler. Idare veli ogretmen cocuga nasil davranacagini bilse onlari kazanmak cok kolay. Yukarda saydigim nedenlerden en cok etkilenen ogrenci oluyor.

Basit sekliyle boyle diyebiliriz yazsan sayfalar dolusu sorun cikar.

.............................................................................
Okul mudurlerinin ogretmenleri kendi calisani gibi gormesi. Okul mudurulerinin veli, hademe ve ogrenciye soz gecirememesinden dolayi öğretmene asiri yuklenmesi. Aman basim agrimasin psikoljisiyle calismasi. Amacinin egitim ve ogretimin akiciligini saglamaktam ote sorun cikmasini engellemeye yonelik olmasi.

Ogretmenlerin artik yilmasi. Mudurden ogrenciden veliden yilmis bir ogretmen kitlesiyle karsi karsiyayiz.(Bende dahil) Kimseye soz geciremiyor.Ve ogretmenlerimizin kafasi donem donem kendi isinden cok idare sorunlari, veli laflari ve tayin sorunuyla mesgul.Bu da o donemlerde malesef sinif ortamini etkiliyor.

Veliler ogretmene yeterli saygiyi gostermiyor. Cocuklarina tapiyorlar resmen. Ders calismayan ogrencim icin velisi onu calistirmak yerine napalim okumaya gecemezse sinifta kalir diyor. Bu sekilde bir tutum var.Bakanligin, idarecilerin öğretmene karsi olan  olumsuz tutumu veliyede yansiyor. Veliler cocuklarin ihtiyaclarini karsilamada yetersiz kaliyor. Onemsenmiyor zamaninda giderilmeyen eksik sonradan temin edilse bile is istem geçmiş oluyor.

............................. ............................. ............................. ..........

Okul müdürlerinin veli, hademe ve ogrenciye soz gecirememesinden dolayi öğretmene asiri yuklenmesi. Aman basim agrimasin psikoljisiyle calismasi.bu anlayışta olan yöneticilere göre öğretmenin başı sürekli ağırsın,psikolojisi bozulsun demek ki.

en önemli sorun siyasetin eğitime alet edilmesi ve her gelen yöneticiyle  vs. yeni bir yola girilmesidir aslında kim olursa olsun ülkenin eğitim ve öğretim yolu kişilerin üstünde olmalıdır saygılar