Üç Aylar Ve Hayat Dersleri (2012)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 02 Haz 2012 18:50:33
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 3 Haziran 2012 Pazar

İFFETİNİ MUHAFAZA ET

Ebû Ümâme (ra) anlatıyor:
“Bir genç Peygamber Efendimiz’e geldi ve:
“-Yâ Rasûlallah! Zina için bana izin verir misiniz?” dedi.
Oradakiler hemen gencin üzerine yürüdüler ve azarlayarak “Sus, sus!” dediler.
Peygamber Efendimiz:
“-Yaklaş!” buyurdu.
Genç Hz. Peygamber’in yanına varıp oturdu.
Rasûlullah (sav) ona:
“-Böyle bir şeyi annen için ister misin?” diye sordu.
Genç:
“-Allah beni senin yoluna kurban etsin, hayır, vallâhi istemem yâ Rasûlallah!” dedi.
Allah Rasûlü (sav):
“-Diğer insanlar da anneleri için böyle bir şeyi istemezler” buyurdu.
Daha sonra Rasûlullah (sav), aynı soruyu kızı, kız kardeşi, halası, teyzesi için de sordu. Genç hepsine:
“-Allah beni senin yoluna kurban etsin, hayır, vallâhi istemem yâ Rasûlallah!” cevabını verdi.
Rasûlullah (sav) her defasında “diğer insanların da yakınları için böyle bir şeyi istemeyeceklerini” hatırlattı. Konuşmanın sonunda mübârek elini gencin üzerine koydu ve:
“Allah’ım, bunun günahlarını affet, kalbini temizle ve iffetini muhâfaza eyle!” diye dua etti. Genç bundan sonra böyle bir şeye hiç tenezzül etmedi.”
(Ahmed, V, 256-257; Heysemî, I, 129)

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 02 Haz 2012 21:10:10

RECEB-İ ŞERİF Tesbihleri
 ------------​--
 ikinci 10 Gün:Subhanallâhil Ehadis Samed
 
Günlük en az 100 tane çekmeye gayret gösterelim inşAllah.
 
(1.haziran.cuma-10.haziran.paz​ar arası.bu iki tarihte dahil)

alıntı

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 03 Haz 2012 18:34:55
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 4 Haziran 2012 Pazartesi

İYİYE YOR

Talebeleriyle sürekli mektuplaşırdı. Gelen mektuplara cevaplar yazar ve bu şekilde diyaloğa önem verirdi. Zamanla bu mektuplar Nur Risalelerinin önemli bir bölümü haline geldi. Barla, Kastamonu ve Emirdağ Lahikası gibi eserler bu şekilde oluştu.

    Bir gün Bediüzzaman'a bir talebesinden mektup geldi. Mektupta tanınmış bir hocadan söz ediyor ve hocanın Risale-i Nur'ların aleyhinde konuştuğu yazıyordu.

    Bediüzzaman mektubu okuyanın sözünü kesti ve devamını okumasına izin vermedi. Üzülmüştü, biraz da kızmıştı.

    "O zat, ilim ehlidir, âlimdir, bize dosttur, o öyle söylemez, siz benim kardeşimle aramı mı açacaksınız?" dedi.

    Ve talebelerine şöyle ders verdi:

    "Kardeşim, biz daima olayları iyiye ve güzele yormakla görevliyiz, kötü düşünceler âlemimizi işgal etmemeli. Kesinlikle gıybet etmeyin ve kimsenin aleyhinde konuşmayın."

Çevrimdışı nasyek

  • Üye
  • *
  • 21
  • 23
  • 21
  • 23
# 03 Haz 2012 18:55:04
Forumda siyasi konular hemen kilitleniyor. Ama nedense dini konularda herkes sus pus. Resmen cemaatin propagandasını yapıyorsunuz. Kimsenin dini yaşamını öğretmek bence size düşmez.
Kaldı ki yorum yazanlara bakıyorum. Öğretmen sitesinde bir veli resmen propaganda yapıyor. Öğretmenlerde peşinden.

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 03 Haz 2012 19:11:27
Siyasi konularda kilitlenmenin nedeni tartışma çıkması,uç noktada yazılan yazılar.Dini konularda tartışma yaşanmıyor-inşaallah da yaşanmaz-Cemaatin propagandasını niye yapsın?!siyasi bir oluşum değil ki ...sizi rahatsız ediyorsa okumayın,ilginiz olan konulara bakın....kimsenin dini yaşamı öğretmek düşmüyorda bu yorumları yapmak düşüyor ve yakışıyor mu?

Çevrimdışı nasyek

  • Üye
  • *
  • 21
  • 23
  • 21
  • 23
# 03 Haz 2012 19:25:01
Neye göre uç. O zaman sizde siyasi konuları okumayın. Var mı böyle birşey? Konu din olunca kimse karış-ma-sın. Ama diğer her konu kilitlensin. Bence burada yapılan yanlıştır. Dini konu açıyorsanız yorumlara da katlanırsınız.
Din propagandası yapılmasına karşıyım.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Haz 2012 07:54:27
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Forumda siyasi konular hemen kilitleniyor. Ama nedense dini konularda herkes sus pus.
Resmen cemaatin propagandasını yapıyorsunuz. Kimsenin dini yaşamını öğretmek bence size düşmez.
Kaldı ki yorum yazanlara bakıyorum. Öğretmen sitesinde bir veli resmen propaganda yapıyor. Öğretmenlerde peşinden.
Hayırlı günler dilerim.

Ülkemizde ve forumumuzda TARTIŞMA KÜLTÜRÜ yeterince olgunlaşmadı.
Kişiler katılmadıkları düşüncelere SAYGI göstermiyorlar.
Bu nedenle imkanlar çerçevesinde EVRENSEL KONULAR üzerinden tartışmalar yapmayı tercih ediyoruz.
Forumumuzun tamamına yakınının İSLAM CEMAATİNİN bir üyesi olduğunu göz önünde bulundurursak bu konudaki düşüncelerde SAYGISIZLIK yapılması pek mümkün görünmüyor.
Kişilere dini yaşamını öğretmek gibi bir düşüncemiz olamaz.
Herkes mensup olduğu din hakkında yeterli bilgiye sahiptir.

Propaganda : Bir öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla söz, yazı vb. yollarla gerçekleştirilen çalışma, yaymaca

Mesajlarımızın amacı bir öğretiyi, düşünceyi veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak değildir.
Bizim yaptığımız zaten BİLİNEN konularda bilgileri tazelemek için hatırlatmalar yapmaktır.
Bunu yapmanın ne gibi bir ZARARI olabilir?

Siyasi konular kişiye ve olaya odaklı olmayıp EVRENSEL DEĞERLER üzerinden tartışıldığında kilitlenmez.

Çevrimdışı nasyek

  • Üye
  • *
  • 21
  • 23
  • 21
  • 23
# 04 Haz 2012 16:54:52
Siyaset evrensel değildir fikrine nereden kapıldınız bilemiyorum. Bence insan hakları tüm dünyada aynıdır. Yaşam hakkı, örgütlenme hakkı, çocuk hakları.... Din siyasi konulara göre daha evrenseldir fikrine katılmıyorum. Sizin burada yazdıklarınız bırakın evrensel olmayı kendi ülkemizde bile neredeyse yerel değildir.
Ülkemizdeki islam inancı zaten sağlam bir inançtır. Köylerimizde, şehirlerimizde islamı insanlar en güzel haliyle yaşamaktadırlar. Onları çatışmaya sürükleyen şey cemaatlerdir. O bizden değil, ramazanda oruç tutmayanlar şöyle, kadınlarımız, kızlarımız örtünsün, aleviler ölsün... bunları uzatabiliriz. cemaatçilerin genel düşünceleri ile hareket eden bir yazı yazmışsınız. herkes cemaatten fikrine nerden kapıldınız. Allah'a iman etmek için aracı bir kuruma ihtiyaç mı var? Kuran ve İslam Peygamberi orada duruyor zaten.
Propaganda : Bir öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla söz, yazı vb. yollarla gerçekleştirilen çalışma, yaymaca
demişsiniz. Sanırım propaganda yapmadığınızı savunuyorsunuz. -yanlış anladımsa özür dilerim- ama yazdıklarınız propagandadan başka birşey değil. Toplumun her kesimine yaymaya çalıştığınız, MEB'te de 4+4+4 ile vücut bulan bir mahalle baskısı oluşturuyorsunuz. Bunu yaparken kimsenin söz söylemeye çekindiği DİNden bahsediyorsunuz.
İnsanlar her dine inanabilirler. Taşa, ineğe bile tapabilirler. Ben dinin her türlüsünü onaylarım. İnsanların inançları başka birini ilgilendirmez. Eğer 3 aylardan bahsediyorsanız HOŞGÖRÜLÜ davranmalısınız. Bütün inançlara eşit olmalısınız. (Sakın cevap yazarsanız %99'u müslüman ülke demeyin. %99.9 olsa bile o %0,1'e bile hoşgörülü olmak ve onların inancına saygılı olmak zorundasınız.)
Ama ben öyle olduğunuzu düşünmüyorum. Çünkü cemaatçilerin hiçbiri başka dinlere hoşgörülü değildir. Öyle görünse de değildir. Hep içten bir propaganda yaparlar.
Bu konudaki fikrim asla değişmez.
O nedenle dini konuların açılmasına karşıyım. Bu sitedeki insanlar öğretmen. Bilgileri her zaman tazedir...

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Haz 2012 18:33:06
Hayırlı günler dilerim.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Siyaset evrensel değildir fikrine nereden kapıldınız bilemiyorum.
Hayırlı günler dilerim.

Önceki mesajımın son cümlesini alıntılamak ihtiyacı hissediyorum.
***
Siyasi konular kişiye ve olaya odaklı olmayıp EVRENSEL DEĞERLER üzerinden tartışıldığında kilitlenmez.
***
Siyaset kişi ve olay odaklı yapıldığı zaman tartışmalara sebep olmaktadır.
Siyasetin İLKELERİ tartışılacak olursa konunun kilitlenmesi söz konusu olmaz.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Onları çatışmaya sürükleyen şey cemaatlerdir.
Bu ifadeniz için SOMUT bir örnek verebilir misiniz?
Kişileri çatışmaya sürükleyen hangi cemaattir?
Sözleriniz kanıtı olmayan, kişisel kanaatleriniz midir?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sanırım propaganda yapmadığınızı savunuyorsunuz. -yanlış anladımsa özür dilerim- ama yazdıklarınız propagandadan başka birşey değil.
Yazdıklarımda propaganda varsa neyin propogandasını yaptığımı bilmiyorum demektir. :)
Bu bölümde yayınladığım mesajlar çeşitli internet sitelerinden derlediğim İslam dininin özelliklerini anlatan kıssalardır.
Neyin propagandasını yaptığımı açıkça belirtirseniz memnun olurum.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
o %0,1'e bile hoşgörülü olmak ve onların inancına saygılı olmak zorundasınız.
Bahsettiğiniz %0.1'e yaptığım SAYGISIZLIĞI söyleyebilir misiniz? Hatamı telafi etmek isterim.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Ama ben öyle olduğunuzu düşünmüyorum. Çünkü cemaatçilerin hiçbiri başka dinlere hoşgörülü değildir.
Öyle görünse de değildir. Hep içten bir propaganda yaparlar. Bu konudaki fikrim asla değişmez.
"Bu konudaki fikrim asla değişmez. " ifadenizle SABİT fikirli bir insan olduğunuzu kabul ediyorsunuz.
1) Benim bir cemaat üyesi olduğuma dair DELİLİNİZ nedir?
2) Benim HOŞGÖRÜLÜ olmadığıma dair DELİLİNİZ nedir?

Âl-i İmrân suresi 102. ayette şöyle buyrulmaktadır:

Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa öylece korkup-sakının ve siz, ancak MÜSLÜMÜN OLMAKTAN BAŞKA (bir din ve tutum üzerinde) ölmeyin.

Bu ayet çerçevesinde MÜSLÜMAN dışında hiç bir sıfatla anılmayı kabul etmiyorum.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

O nedenle dini konuların açılmasına karşıyım. Bu sitedeki insanlar öğretmen. Bilgileri her zaman tazedir...
HOŞGÖRÜLÜ bir insan olarak her konuda mesaj yazılması taraftarıyım.
Fakat forum yöneticilerinin geçmişte yaşamış oldukları acı tecrübeler benim kadar HOŞGÖRÜLÜ olmalarına engel oluyor.
İnşallah zaman içinde acı tecrübelerin etkisi geçer.
Site üyelerinin çoğunluğu öğretmen olabilir ama benim gibi öğretmen olmayan üyelerde mevcut.
Bilgilerinizin taze kalması için uyguladığınız yöntemleri öğrenebilir miyim?

Not : [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde
Programımızın "Biz bilinci" bölümünü seyrettikten sonra yaptığım değerlendirmeyi tek cümle ile özetleyebilirim.
cümlesi ile başlayan mesajımı okursanız memnun olurum.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Haz 2012 18:41:46
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 5 Haziran 2012 Salı

UNESCO TEMSİLCİLİĞİNİ HAYRAN BIRAKAN KİTAP

İstanbul eski Merkez Vâizlerinden Hacı Cemal Öğüt Efendi, geniş kültürlü, münevver din adamlarımızdandır.
Özellikle sağlık konularına büyük ilgi duymuş ve bu konularda sadece vaazlarıyla değil, yazdığı eserlerle de halkı aydınlatmaya uğraşmıştır.

UNESCO'nun katkısıyla Verem Savaş Derneği'nin yaptığı bir toplantıda, "içtimaî ve Ahlâkî Temizlik: Yerlere ve Yollara Tükürenlerin Suçları" isimli eserini dağıtır. Bir gün sonraki toplantıda, Unesco temsilcisi olan Doktor, bu kitabı göstererek, "bunu bana kim verdi?" diye sorar. Hoca Efendi de "ben verdim" der. Fransız Doktor, "kitabın yazarını tanımak istediğini" söyleyince de, Hoca kendisini, "ben yobaz" diye takdim eder. Toplantıda bulunan Tevfik

Sağlam Paşa, hemen söze girerek:
- "Hocam, yobaz olsan seni bu toplantıya çağırır mıydık" deyince, hoca taşı gediğine koyar:

- "Paşam maalesef, yıllarca sizin durumunuzdakiler bizlere 'yobaz', bizim durumuzdakiler de buna tepki olarak sizlere 'gâvur' dediler. İşte şimdilerde ancak birbirimize yaklaşmaya, birbirimizi anlamaya çalışıyoruz. Sizlerin ve bizim bir ve beraber oluşumuzla ancak millî birlik ve beraberliğimiz sağlanabilir. Ve ancak bu suretledir ki, vatanımızın kalkınması yolunda ciddi adımlar atılabilir. Elbirliğiyle aramızdaki sun'î uçurumları kapatmak bugünümüzün ve yarınımızın en hayati faaliyetidir kanaatindeyim."

Hoca'nın sözlerini hararetle tebrik eden Unesco temsilcisi Doktor Etienne Berthet ise şu dikkate değer açıklamayı yapar:

- "Hoca Efendi, ben sağlık ve temizlik konusunda Unesco bünyesinde bazı çalışmalar yapmak istedim. Bu maksatla da, Fransa'daki en yetkili Kardinallere ve Hahambaşı'na müracaat ederek, dinimizin bu konulara dair görüşlerini sordum. Fakat, hiçbirinden sağlık ve temizlik konusunda ciddi bir bilgi alamadım. Sonradan anladım ki, Hıristiyanlığın bu konuda getirdiği kayda değer bir fikir yoktur.

Fakat şimdi sizin kitabınızdan öğreniyorum ki, İslâmiyet, temizlik ve sağlık konusunda incelemeye değer bir hazine gibidir. Bunu anlamama vesile olduğunuz için size çok teşekkür ederim."

Çevrimdışı nasyek

  • Üye
  • *
  • 21
  • 23
  • 21
  • 23
# 04 Haz 2012 22:06:19
Alıntı
Bu ayet çerçevesinde MÜSLÜMAN dışında hiç bir sıfatla anılmayı kabul etmiyorum.
İşte bu hoşgörülü olmadığınızın kanıtıdır. İnsanları dinle korkutuyorsunuz. Ayetten bahsetmiyorum. Yanlış bir tarafa yormayın.  Bu sizin hoşgörüsüzlüğünüze örnektir. Başka dinleri tartışmaya, anlamaya kapalısınız. Din değiştirin yorumu çıkmasın. Mesajınız açık net "ya müslümansınız, ya da cehennemlik" Neden "senin dinin sana benim dinim banadır" cümlesini seçmediniz.
Cemaatler için somut örnek mi? Hangi ülkede yaşıyorsunuz? diye sormam gerek size.
Sabit fikirli olabilirim. Bazı doğrular sabittir. İnsan hayatında değizmezler. Sizin yorumunuzda da olduğu gibi "mazlum edebiyatı" yaparak propaganda yapmam.
Alıntı
Bahsettiğiniz %0.1'e yaptığım SAYGISIZLIĞI söyleyebilir misiniz? Hatamı telafi etmek isterim.
Yukarıda belirttim. Türkçe de dolaylı anlatım vardır bilirsiniz, sizde yazdıklarınızla açıkça belirtmesiniz de, bu yazdıklarınıza yansır. Bu örnekte olduğu gibi:
Alıntı
"Hoca Efendi, ben sağlık ve temizlik konusunda Unesco bünyesinde bazı çalışmalar yapmak istedim. Bu maksatla da, Fransa'daki en yetkili Kardinallere ve Hahambaşı'na müracaat ederek, dinimizin bu konulara dair görüşlerini sordum. Fakat, hiçbirinden sağlık ve temizlik konusunda ciddi bir bilgi alamadım. Sonradan anladım ki, Hıristiyanlığın bu konuda getirdiği kayda değer bir fikir yoktur.
Diğer dinleri kötülüyorsunuz. Oysa ki hiç bir din "temiz" olmayın demez.
Cemaat üyeliğinin belli bir kaydı olması gerekmez. Alıntılarınızdan cemaate yakın durduğunuz fikirlerini benimsediğiniz belli oluyor zaten. Gidip kayıt olmanıza gerek yok.
Fikirlerinize saygılıyım. Cuma namazına giden biri olarak söylüyorum bunu. Ama son 15 yıldır "insanlara salak muamelesi yapılmasına" karşıyım. Her alanda sanki yıllardır inananlar cefa çekmiş gibi davranılıyor. İnsanlar türban takamayınca "özgürlük" denilen cümleler "oruç tutmadığı için öldürülen ya da dayak yiyen biri" olduğunda orada neden yemek yenmişe dönüyor. Zorla din eğitimi verilmesine rağmen sanki hep engel konulmuş gibi davranılıyor. Madem özgürlüklere açıksınız "neden zorunlu". Neden aleviliğe yer yok. Sadece sünniler mi var bu ülkede? Yezdiler, ermeniler bu ülkede vergi vermiyor mu? Diyanet işleri bu vergilerle sadece Sünniliği öğretiyor. Yazıktır. İnsanlara salak muamelesi yapılıyor. Bir Ermeni öldürüldüğünde "zil çalıp oynanmadığı kalıyor. Almanlar " Hepimiz Türküz" dediğinde alkış tutanlar ( Bakınız Dünya Türk Olsun!!!) Bir Ermeni öldürüldüğünde Hepimiz Ermeniyiz diyenlere piç muamelesi yapıyor. Kimse kimseyi kandırmasın. 12 Eylül cemaatlerin ve dinin siyasileşmesinden en büyük rolü oynadı. Toplumun yumuşak karnından vuruyorlar. Oysa kadın cinayetleri %1400 artmışken, tecavüz kurbanları doğursun devlet bakar "kürtaj günahtır" deniyor. Devlet tecavüzü engellesin. Caydırıcı yasalar çıkarılsın denmiyor. Puşi taktığı için 35 yıl yiyen genç hapse girerken tecavüzcüler serbest bırakılıyor. Türban özgürlük ama içki zina.
Kimse kimseyi kandırmasın. Amacınız hoşgörü değil, propaganda.
Bilgilerim nasıl mı taze... İnternet alıntılarını değil, kitap ve dergileri okuyorum. Tartışıyorum.
Öğretmenlerin gerçekten "laik" olması gerekir. Öğretmen din, din, ırk ayrımı yapamaz. Ama yapılıyor, yapılacakta.
Buna karşı duracakmıyız? Sabit bir durum işte burada: "Kesinlikle"

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 Haz 2012 19:59:47
Hayırlı günler dilerim.

Yazdıklarımız oldukça konunun dışına  çıktı.
Bu husus beni rahatsız etmemekle birlikte moderatörlerimizin bu durumu hoş karşılamadığını biliyorum.
Sizde uygun görürseniz tkuzan@gmail.com e-posta adresimden tartışmaya devam edebiliriz.

Mesajınıza cevap yazmadan önce cevabımda değineceğim bir husus için bir örnek vermek istiyorum.
Yeni öğretmen olduğunuzu ve görev yerinize gidip işe başladığınızı düşünelim.
Fakat öğrenci başarısının sınavla değerlendirilmesini doğru bulmadığınızı bu nedenle öğrencileri sınav yapmadığınızı varsayalım.
Faydalı olmadığına inandığınız için zümre toplatılarına katılmadığınızı varsayalım.
Ders sürelerinin sizin anlatım şekline uymadığını, süreleri kendinize göre belirlediğinizi varsayalım.
vs.
Bu şekilde öğretmenlik yapmanız mümkün mü?
Bu şekilde davranırsanız bakanlık yaptırımda bulunmaz mı?
Bu şekilde davranan birine öğretmen denilebilir mi?
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Neden "senin dinin sana benim dinim banadır" cümlesini seçmediniz.
Kâfirûn suresi 6. ayet meali:
'Sizin dininiz size, benim dinim bana.'
Bir MÜSLÜMAN olarak Kur'an'ın tüm ayetlerini tasdik ediyorum.
Fakat bu ayet genellikle yanlış anlaşılıyor.
Mesajımın başında verdiğim örnekten  anlaşılacağı gibi öğretmen sıfatını kullanabilmek için bakanlık tarafından belirlenmiş kurallara uymak gerekiyor.
Aynı şekilde MÜSLÜMAN sıfatını kullanabilmek içinde İSLAM dininin tüm kurallarına eksiksiz uymak gerekir.
Ben Cuma namazına gidiyorum, diğer farz namazları kılmıyorum.
Zekat, hac, oruç ibadetlerini yapmıyorum diyemezsiniz.
Müslüman iseniz bunların hepsini yapmak zorundasınız. Yapmadığınız takdirde de yaptırım uygulanması gerekir.
Müslüman olmadığını İKRAR eden kişiye namaz kılmadığı, oruç tutmadığı, zekat vermediği, hacca gitmediği için yaptırım uygulanamaz.
Ayette vurgulanan husus budur.
HOŞGÖRÜLÜ bir müslüman olarak müslüman olmayan kişilere namaz kılmadığı, oruç tutmadığı, zekat vermediği, hacca gitmediği için yaptırım uygulanmasını tasvip etmiyorum.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Cemaatler için somut örnek mi? Hangi ülkede yaşıyorsunuz? diye sormam gerek size.
Türkiye'de yaşıyorum ve sorumu tekrarlıyorum.
Kişileri çatışmaya sürükleyen hangi cemaattir?
Tüm cemaatler birbirinin dostudur, birbirlerinin dedikodusunu, gıybetini yapmazlar, siz cemaatlerin arasını açmak için İFTİRA atıyorsunuz.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sizin yorumunuzda da olduğu gibi "mazlum edebiyatı" yaparak propaganda yapmam.
Bu cümleyi nasıl değerlendireceğimi bilemedim.
Eğer iyi bir edebiyatçı olduğumu ifade etmeye çalışıyorsanız sizinle aynı kanaatte olmama rağmen iltifatınız için teşekkür ederim.
Bir çok şeyi kolay anladığım kanaatindeyim ama halen neyin/nasıl propagandasını yaptığımı anlayabilmiş değilim.
Sanıyorum başkaların anladığı şeylerle benim anladıklarım farklı oluyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Türkçe de dolaylı anlatım vardır bilirsiniz, sizde yazdıklarınızla açıkça belirtmesiniz de, bu yazdıklarınıza yansır.
Bu örnekte olduğu gibi:Diğer dinleri kötülüyorsunuz. Oysa ki hiç bir din "temiz" olmayın demez.
Kendimi tanıyorum programında kullanılan bir cümle var:
- Kendimizi niyetlerimizle, başkalarını davranışlarıyla yargılarız.
Maşallah niyetimin ne olduğunu bilerek beni yargılıyorsunuz :)

Dolaylı anlatım her zaman için yanlış anlaşılmaya müsaittir.
Önyargıların yıkılmasını ve hoşgörünün hakim olmasını örneklendirmek için yaptığım bir alıntıdan yola çıkarak diğer dinleri kötülediğimi ifade ediyorsunuz.
Yazıyı dikkatli okursanız,
Unesco temsilcisi olan (muhtemelen Hristiyan olan bir) Doktor tarafından  Fransa'daki en yetkili Kardinallere ve Hahambaşı'na müracaat ederek, dinlerinin bu konulara dair görüşlerini araştırdığını, fakat, hiçbirinden sağlık ve temizlik konusunda ciddi bir bilgi alamadığı belirtilmiş.
Yine doktorun Hristiyanlığın bu konuda getirdiği kayda değer bir fikir olmadığı belirtilmiş.

Bu cümlelerden her hangi bir dinin "temiz" olmayın dediği anlamı nasıl çıkarılabilir?
Ama bir din temiz olun telkininde bulunmuyorsa o dine inananlarında temizlik hususuna dikkat etmemesi normaldir.

Bana ait olmayan cümleleri delil göstererek, sahip olmadığım bir niyetim olduğu ÖNYARGISINDAN hareket ederek diğer dinleri kötülediğimi iddia ediyorsunuz.
Rica etsem biraz daha insaflı davranabilir misiniz?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Cemaat üyeliğinin belli bir kaydı olması gerekmez.
Alıntılarınızdan cemaate yakın durduğunuz fikirlerini benimsediğiniz belli oluyor zaten.
Gidip kayıt olmanıza gerek yok.
İSLAM cemaatinin fikirlerine yakın duruyorum ve fikirlerini benimsiyorum.
Ve bu cemaatte kaydımda var. (Nüfus cüzdanımda yazılı)
Eğer bu bir suç teşkil ediyorsa bu suçu kabulleniyorum.
Sözlerimde/yazdıklarımda İSLAM cemaatinin kurallarına aykırı en ufak bir husus varsa bu konuda beni AÇIKÇA uyarmanız beni memnun eder.
İSLAM dininin kurallarına uymayan hiç bir şeyle beni yargılamayınız.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
İnsanlar türban takamayınca "özgürlük" denilen cümleler "oruç tutmadığı için öldürülen ya da dayak yiyen biri" olduğunda orada neden yemek yenmişe dönüyor.
Zorla din eğitimi verilmesine rağmen sanki hep engel konulmuş gibi davranılıyor. Madem özgürlüklere açıksınız "neden zorunlu". Neden aleviliğe yer yok. Sadece sünniler mi var bu ülkede? Yezdiler, ermeniler bu ülkede vergi vermiyor mu? Diyanet işleri bu vergilerle sadece Sünniliği öğretiyor.
Örtünmek, oruç tutmak, ilmihal bilgilerine sahip olmak İslam dininin emirleridir.
Bu emirlere uymayanlar İslam devleti hukukuna göre cezalandırılırlar.
Hiç kimse başkasını cezalandırmaya yetkili değildir.
İslam hukukunun uygulanmamasından kaynaklanan sorunlar nedeniyle bir yargılamada bulunmak haksızlık olur.
Müslüman olduğu halde örtünme, oruç tutma, namaz kılma gibi emirlere uymayanları kınıyorum.
Aynı şekilde yetkili olmadığı halde yaptırım uygulayanları da kınıyorum.
Kınamaktan fazlasını yapmak gerekir şeklindeki düşünceniz konusunda bir şey söyleyemeceğim.
Çünkü daha fazlasının getirisi ve götürüsü ne olur bu konuda NET bir düşüncem yok.
Sağlıklı bir değerlendirme yapmadan, arkasında duramayacağım girişimlerde bulunmak bana akıllıca gelmiyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Zorla din eğitimi verilmesine rağmen sanki hep engel konulmuş gibi davranılıyor.
Madem özgürlüklere açıksınız "neden zorunlu". Neden aleviliğe yer yok. Sadece sünniler mi var bu ülkede?
Yezdiler, ermeniler bu ülkede vergi vermiyor mu? Diyanet işleri bu vergilerle sadece Sünniliği öğretiyor. Yazıktır.
Müslüman olduğunu ikrar eden herkesin ilmihal (bulunduğu halin ilmi) bilgilerine sahip olması zorunludur.
Devletin koyduğu bir zorunluluk olmasa bile her müslüman bunları öğrenmek zorundadır.
İlmihal bilgilerinin TAMAMININ öğretilmesi konusunda engeller vardır.
İlmihal bilgilerinin büyük bir kısmı tüm mezheplerde aynıdır.
Fakat farklılık olan hususlarda öğretilmelidir. Aslında bu farklılıklar da öğretilmektedir.
Fakat yeterli olmaktan çok uzaktır.
Son zamanlarda bu konuda bazı çalışmalar yapılıyor ama hengi aşamada olduğu konusunda bilgi sahibi değilim.
Diyanet işlerinin varlığı zaten başlı başına bir problem teşkil ediyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bir Ermeni öldürüldüğünde "zil çalıp oynanmadığı kalıyor.
Almanlar " Hepimiz Türküz" dediğinde alkış tutanlar ( Bakınız Dünya Türk Olsun!!!)
Bir Ermeni öldürüldüğünde Hepimiz Ermeniyiz diyenlere piç muamelesi yapıyor. Kimse kimseyi kandırmasın.
Bu garabeti ben de anlayamadım. Bu soruyu o cümleleri kullananlara sormalısınız.
Ben hiç bir zaman bu tür cümleler kullanmadım.


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
12 Eylül cemaatlerin ve dinin siyasileşmesinden en büyük rolü oynadı.
Toplumun yumuşak karnından vuruyorlar.
Oysa kadın cinayetleri %1400 artmışken, tecavüz kurbanları doğursun devlet bakar "kürtaj günahtır" deniyor.
Devlet tecavüzü engellesin. Caydırıcı yasalar çıkarılsın denmiyor.
Puşi taktığı için 35 yıl yiyen genç hapse girerken tecavüzcüler serbest bırakılıyor. Türban özgürlük ama içki zina.
12 Eylül'ün sonuçlarının ne olduğu çok çeşitli yorumlanıyor.
Tüm yorumlarda haklı olunan yönler var.
Haklı olan yönleri dikkate alıp, diğer yönleri dikkate almamak yanlış sonuçlara ulaşmaya neden olur.
Kadın cinayetleri konusundaki istatistiklerin sağlıklı olduğunu söylemek zor.
Bir dönem ülkede işlenen cinayetlerin kayıtları bile tutulmadı.
Bu nedenle bu tür istatistiklere itibar etmiyorum.
Yanlış hatırlamıyorumsam tecavüz konusunda yakın zamanda bir yasa çıkarıldı.
Bu yasa çerçevesinde hadım edilme tartışmalarıda yapılmıştı.
Kanunun son şekli hakkında bilgim yok.
Hadım edilme dışında caydırıcı bir önlemin olduğunu sanmıyorum.

Puşi taktığı için 35 yıl ceza aldığı SÖYLENEN gencin mahkeme kararına ulaşamadım.
Hangi kanun maddesine göre bu cezayı almış bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Cinayet dahil hiç bir konuda bu kadar yüksek ceza verilen bir kanun maddesi bilmiyorum.
35 yıl gibi uzun süreli cezalar aynı suçun birden fazla işlenmesi veya birden fazla suç işlenmesi durumunda verilmektir.
Puşi takılmasını yasaklayan kanunu çok merak ettim.

Hukukta tutuksuz yargılanma olarak ifade edilen bir kural vardır.
Haberlerde söylenen serbest bırakıldı cümlesi genellikle tutuksuz yargılanacak anlamındadır.
Ama halkımız bilinçli olmadığı için yargılanıp, ceza almayacak şeklinde algılamaktadır.
Tecavüz davaları çeşitli sebeplerle sonuçsuz kalabilmektedir.
Bu konuda caydırıcı tek özellik hadım edilme olur.
Bunun dışında tecavüzü önleyici tedbirler alınması gerekir ki bu durum laiklik ilkesi ile çelişir :)

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bilgilerim nasıl mı taze... İnternet alıntılarını değil, kitap ve dergileri okuyorum. Tartışıyorum.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
gibi başlıklarda okuduğum kitaplardan alıntılar yaparak, düşüncelerimi açıklıyorum.
Benzer şekilde sizde okuduğunuz kitaplarla ilgili düşüncelerinizi paylaşırsanız memnun olurum.
Birde bir kitap tavsiyesinde bulunmak istiyorum.
Risale-i Nur külliyatı olarak bilinen eser yaklaşık 6500 sayfadır.
Zengin bir dil hazinesi olduğu için okunması biraz zordur.
Okuyup bitirmek 18 ayımı almıştı ama değdiğine inanıyorum.
Oldukça faydalandığım bir eserdir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Öğretmenlerin gerçekten "laik" olması gerekir. Öğretmen din, din, ırk ayrımı yapamaz. Ama yapılıyor, yapılacakta.
Buna karşı duracakmıyız? Sabit bir durum işte burada: "Kesinlikle"
İslam dininin bazı kuralları ile ülkemizde uygulanmakta olan kurallar çelişmektedir.
Çelişki oluşan durumlarda hangi kurala uymalıyız?
Yaratanın koyduğu kurala mı yoksa devletin koyduğu kurala mı?
Laik bir ülkede devletin koyduğu bir kurala uymamak olur mu?
Peki bir insan devletin koyduğu kurala değil yaratanın koyduğu kurala uymak isterse ne olacak?
Devlet ben sana karışamam sen yaratanın koyduğu kurala uy mu diyecektir?
Yoksa benim kurallarıma uymayacaksan git yaratanın kurallarına uyulabilen bir ülkede yaşa mı diyecektir?
Dünyanın hangi ülkesinde yaratanın kuralları uygulanmaktadır?
Hangi ülkeye gitmemi tavsiye edersiniz?
Devletin kurallarına uyanlarla - yaratanın kurallarına uyanlar arasında ayrım yapmayın, çelişkelere çözüm üretin.
Bugüne kadar hiç kimsenin başaramadığı bir şeyi başarabildiğiniz için sizi tebrik edeyim.
Ayrıma karşı durun ama çelişkiler için çözümünüz olsun.
İnsanları ÇÖZÜMSÜZ BIRAKMAYIN.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 Haz 2012 20:03:44
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 6 Haziran 2012 Çarşamba

ŞEYTAN NE ZAMAN GALİP GELİR?

Musa (as) bir mecliste oturuyordu. Yanına İblis geldi. Hz. Musa İblis’e sordu:
-“Bana öyle bir günahı anlat ki, âdemoğlu onu işlediği zaman, sen ona galip gelmiş olasın.” İblis şöyle anlattı:
Kendini beğendiği,
  hizmet ve ibadetini çok bulduğu,
  günahını unuttuğu

zaman ona galip gelirim.

Çevrimdışı nasyek

  • Üye
  • *
  • 21
  • 23
  • 21
  • 23
# 05 Haz 2012 22:53:17
Alıntı
Devletin kurallarına uyanlarla - yaratanın kurallarına uyanlar arasında ayrım yapmayın, çelişkelere çözüm üretin.
Uzun bir cevap yazmayacağım. Yazınız çelişkilerle dolu.
Ama çelişkilere çözüm bulmak kolay ve basit:
1-Devletin dini olmaz. Üzerinde yaşayan her insana ve inanca eşit mesafede ve saygılı olmak zorundadır. (Bugün Hrant Dink cinayetini savunurken, DenizFeneri sanıklarını bırakılması gibi...)
2- Devletin uzun yaşamını sağlayacak yasalardır. Evrensel insan haklarına dayalı yasalar. İnsanlar her inanca saygılı olabilir ama yasalar önünde eşittir. Ve inanç için zorlayamaz.
Bu kadar basit.
Kişileri çatışmaya götüren hangi cemaatlerdir mi? Bugün en basit haliyle konuşalım CHP'li birinin polis olma şansı nedir? Ya da devlet kademelerinde kaymakam olabilir mi? her hangi biri Ateist olduğunu açıklayabilir mi? Bu kişi vali olabilir mi?
Bir zümrem vardı. Dindar. Karısı çarşaflı. Ama 4 yıllık zümreliğimizde çok iyi anlaştık. Hala da görüşürüz. Bu kişiyi sırf bu sebeplerden bir gecede müdür yaptılar. Çocuk müdürlüğünü geri aldırana kadar neler çekti. Adam hakkımla geleceğim diyor. Onlar yok seni atadık. Tek kriter ne? Belli. Sınavı kazandı. Şimdi müdür. Hala bize cemaatlerin hak yemediğini mi söylüyorsunuz?
Alıntı
Müslüman olduğunu ikrar eden herkesin ilmihal (bulunduğu halin ilmi) bilgilerine sahip olması zorunludur.
Devletin koyduğu bir zorunluluk olmasa bile her müslüman bunları öğrenmek zorundadır.
İlmihal bilgilerinin TAMAMININ öğretilmesi konusunda engeller vardır.
İlmihal bilgilerinin büyük bir kısmı tüm mezheplerde aynıdır.
Fakat farklılık olan hususlarda öğretilmelidir. Aslında bu farklılıklar da öğretilmektedir.
Fakat yeterli olmaktan çok uzaktır.
İşte hoşgürünüz bu kadar? Zorundadır. Kim koydu bunu? Ben istemiyorsam dava açmaktan başka şansım var mı? Dava kararları uygulanıyor mu? Yok ve hayır. Devlet din öğretemez. Kaldı ki bir dini zorlayamaz. Diğer din mensuplarına zorluk çıkaracaksın. Sadece sünniliği öğreteceksin. Yanlış olan bu.
Siyah ve beyaz kadar kesin.
Alıntı
Aynı şekilde MÜSLÜMAN sıfatını kullanabilmek içinde İSLAM dininin tüm kurallarına eksiksiz uymak gerekir.
Neden aynı yorumu Aleviler yaptığında onları dinden çıkmış sayıyorsunuz.
Alıntı
Haklı olan yönleri dikkate alıp, diğer yönleri dikkate almamak yanlış sonuçlara ulaşmaya neden olur.
Kadın cinayetleri konusundaki istatistiklerin sağlıklı olduğunu söylemek zor.
Emniyet genel müdürlüğü verileri sağlıksız olsun. Sadece gazete haberleri yeter. 12 Eylül'ü savunmayın.
Kimlikte yazılan islama aldanmayın. Doğar doğmaz yazıyorlar. Kimse dindar doğmaz. Din sonradan öğrenilir. Bu bilimsel bir gerçektir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 06 Haz 2012 18:35:53
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
1-Devletin dini olmaz. Üzerinde yaşayan her insana ve inanca eşit mesafede ve saygılı olmak zorundadır.
(Bugün Hrant Dink cinayetini savunurken, DenizFeneri sanıklarını bırakılması gibi...)
Hayırlı günler dilerim.

Bir düşünce ilkeler üzerinden savunulur, kişiler ve olaylar üzerinden hareket ettiğiniz için ispat edemediğiniz/edemeyeceğiniz, ÖNYARGIYA dayalı İFTİRALAR yazıyorsunuz.
Devletin dini olmaz ifadesi bir ÖNYARGIDIR. Devlet işlerini düzenleyen bir dine inanıyorsanız neden devletin dini olmasın?
Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulduğunda anayasasında Devletin dini İSLAMDIR ibaresi vardı.
***
MAİDE suresi 8. ayette şöyle buyrulmaktadır:
- Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun.
Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın.
O, takvaya daha yakındır. Allah tan korkup sakının.
Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.
***
Tercümeye ihtiyaç var mı?
Bir topluluğa olan kinin bile adalete engel olmasını yasaklayan bir din  insanlara karşı adaletsiz, saygısız olunmasına imkan bırakır mı?
ÖNYARGIlarınız :
- Hrant Dink cinayeti savunulmaktadır.
- Deniz Feneri SUÇLUDUR.
Aklı başında bir insanın bir cinayeti savunması mümkün mü? Bir kaç delinin sözlerini bir topluluğa mal etmeniz ne kadar adildir?
Ülkemizde kişi/kurum suçu ispatlanana kadar SUÇSUZDUR.
Ülkemizde uygulanan hukuk gazete haberlerini delil saymamaktadır.
Eğer Deniz Fenerini suçlayacak bir deliliniz varsa savcılarımızın kapısı sonuna kadar açıktır.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

2- Devletin uzun yaşamını sağlayacak yasalardır. Evrensel insan haklarına dayalı yasalar.
İnsanlar her inanca saygılı olabilir ama yasalar önünde eşittir. Ve inanç için zorlayamaz.
Bu kadar basit.
Ben yaratandan daha iyi bilirim düşüncesindeyseniz haklı olabilirsiniz.
Birilerinin yaptığı yasalara uyulma zorunluluğu getirilebiliyorsa neden yaratanın yasalarına uyulma zorunluluğu getirilmesin?
İnanç noktasında HİÇ BİR ZORLAMA YOKTUR. İnsan istediğine inanmakta özgürdür.
Sadece İSLAM'a inanıyorsa bunun gereğini yerine getirmek zorundadır ve bu konuda zorlayıcı yasalar yapılabilir/yapılmalıdır.
İSLAM'a inanmak NEFSE zor gelir, bu nedenle o kadar basit değildir :)

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Kişileri çatışmaya götüren hangi cemaatlerdir mi?
Bugün en basit haliyle konuşalım CHP'li birinin polis olma şansı nedir?
Ya da devlet kademelerinde kaymakam olabilir mi?
her hangi biri Ateist olduğunu açıklayabilir mi? Bu kişi vali olabilir mi?
Bir zümrem vardı. Dindar. Karısı çarşaflı. Ama 4 yıllık zümreliğimizde çok iyi anlaştık. Hala da görüşürüz.
Bu kişiyi sırf bu sebeplerden bir gecede müdür yaptılar.
Çocuk müdürlüğünü geri aldırana kadar neler çekti. Adam hakkımla geleceğim diyor.
Onlar yok seni atadık. Tek kriter ne? Belli. Sınavı kazandı. Şimdi müdür.
Hala bize cemaatlerin hak yemediğini mi söylüyorsunuz?İşte hoşgürünüz bu kadar? Zorundadır.
Kim koydu bunu? Ben istemiyorsam dava açmaktan başka şansım var mı?
Dava kararları uygulanıyor mu? Yok ve hayır.
Devlet kademelerinde görevlendirme yapılırken herkese aynı kıstaslar uygulanır.
Hiç bir aşamada hangi partinin üyesisin şeklinde bir soru sorulmaz.
Kişiler hatalı davranışlarda bulunabilir. Kişilerin hatası nedeniyle toplumu suçlayamazsınız.
Kişilerin hatalarından kaynaklanan sorunların çözümü hukuk yoludur.
Türkiye'deki hukuk yolları tükendiğinde bile hak arama imkanı mevcuttur.
Münferit OLAYLARLA düşünce savunmak inandırıcı olmaktan uzaktır.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Devlet din öğretemez. Kaldı ki bir dini zorlayamaz. Diğer din mensuplarına zorluk çıkaracaksın.
Sadece sünniliği öğreteceksin. Yanlış olan bu.
ÖNYARGI : Devlet din öğretemez. Devlet başka herşeyi öğretir ama din öğretemez.
ÖNYARGI : Sadece sünnilik öğretilmektedir.
Bir kez daha tekrarlıyorum. Ne islam dini, ne de devlet bir inancı kabul etmeye zorlamamaktadır.
Kabul edilmiş olan bir inancın öğrenilmesini sağlamaya çalışmaktadır.
Hangi din mesubuna zorluk çıkarmaktadır?
Sadece sünnilik değil tüm mezhepler öğretilmektedir.
Fakat daha öncede belirttiğim gibi bu konuda verilen öğretim çok yetersizdir.
Zaten her insan kendi mezhebi ile ilgili bilgileri kendi öğrenmek zorundadır.
Bunu engelleyen her hangi bir durum söz konusu değildir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Siyah ve beyaz kadar kesin.Neden aynı yorumu Aleviler yaptığında onları dinden çıkmış sayıyorsunuz.
Tüm mezhepler insanların dininin kurallarını yerine getirmesini ister, hiç bir mezhep diğer mezhebi dinden çıkmakla itham etmez, mezhep üyelerinin arasını açmak için İFTİRA atıyorsunuz.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Emniyet genel müdürlüğü verileri sağlıksız olsun. Sadece gazete haberleri yeter. 12 Eylül'ü savunmayın.
MAİDE suresi 8. ayeti tekrar hatırlatmak istiyorum:
***
- Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun.
Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın.
O, takvaya daha yakındır. Allah tan korkup sakının.
Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.
***
Benim söylediğim 12 Eylül ile ilgili olarak adaletli olunması gerektiğidir.
12 Eylül'ü savunmak aklımın ucundan bile geçmez. Ama adaletsiz bir yargıda bulanmamaya özen gösteririm.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Kimlikte yazılan islama aldanmayın. Doğar doğmaz yazıyorlar. Kimse dindar doğmaz. Din sonradan öğrenilir.
Bu bilimsel bir gerçektir.
ÖNYARGI : Kimse dindar doğmaz.
Rûm suresi  30. ayette şöyle buyrulmaktadır:
Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.

Bir hadisi şerifte de şöyle buyrulmaktadır:

Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) den rivayete göre,
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Her doğan çocuk İslam kabiliyeti üzere doğrulur (doğar).
Sonra, anne-babası onu Yahudî veya Hıristiyan veya Mecusi (ateşperest) ederler.
Bir hayvan her azası tam ve yerinde olarak doğrulduğu gibi (her doğan çocuk da kabiliyetleri tam olarak doğrulur),
siz onda bir kesiklik ve bir yarık görüyor musunuz?"
(Buharî, Cenaiz: 93-2/104 Ebu Davud, Sünnet:17)

Ayet ve hadisten anlaşılacağı gibi tüm insanlar İSLAM fıtratı üzerine doğmaktadır.
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarda bunu desteklemektedir.
Çocuklar tanımlanırken "Masumdur" tanımlaması yapılır.
Yani suçsuz, günahsız'dır. Günahsız olmak en yüksek islam fıtratıdır.
İnsanlar günah işlemeye başlayarak islam fıtratından uzaklaşırlar.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde yapılan bilimsel açıklamalarda insanların islam fıtratında doğduğuna delil olarak değerlendirilebilir.

Dinin kuralları doğal olarak sonradan öğrenilir.
Zaten bizde din kurallarının öğretmesi gerektiğini söylüyoruz.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK