Hocam, yukarıda yazdım, tekrar yazıyor ve bu sorulara samimiyetle cevap bekliyorum.
...
Bu sistemin benim akıl ve mantığıma oturması için şu soruların samimiyetle cevaplanması gerekiyor.
1-) Bizim kariyerlik sisteminde bir ünvan alanla almayanın yapacağı işi, görevi, yetki ve sorumluluğunda bir değişiklik olacak mı?
2-) Bu ünvanlar emeklilikte de geçerli olacak mı?( Yani her hangi bir şekilde avantajı olacak mı?)
3-) Alan dışı yüksek lisans veya doktora bir meslekte gerçekten uzmanlık sağlamakta mıdır? ( Burada meslektaşlarımın aldığı eğitimi, yaptığı çalışmayı küçümsemiyorum ama, bunun mesleki uzmanlıkla bir ilgisi olmadığını ifade ediyorum ayrıca bu durum ölçme değerlendirme konusundan bilgilerime göre bir ölçme değerlendirme hatasıdır diye düşünüyorum, yani matematikten çarpım tablosunu öğrenirsen tarih sınavından 70 almış sayılıp muaf sayılmak gibi bir şey benim için. Birinin çarpım tablosunu öğrenmesini takdir ederim ama bunu yaptı diye tarih sınavından muaf sayamam.)
Bu 3 soruya cevap hayır ise, bu işin sonucunda tek değişecek şey maaştır. Sadece maaş değiştiren bir kariyer sisteminin başka bir örneği var mıdır?
Ayrıca zaten kurum içinde müdür yardımcılığı, müdür, müfettiş yardımcılığı ve şube müdürlüğü sınavı gibi ünvanlar için sınavlar zaten vardır ve bana göre asıl kariyer düşünenler için yapılan sınav bunlardır.
Şimdi sadece maaş değişecekse bunca emek ve yaygara neden?
Çözüm önerim;
Şu an zaten derece kademe arttıkça maaş kısmen artıyor, bir ünvan belirlemeden 5/1 olanlara uzmanlık için, 1/1 olanlara başöğretmenlik için öngörülen oranda ek ödeme mi olur, eğitim tazminatı adı ile mi olur artık ne uygunsa bir artış yaparsınız olur biter.
Bu sistemin farklı bir sıkıntısı, şu anda 22. yılını çalışan ile 10. yılını bitiren aynı uzmanlık sınavına giriyor. Madem uzmanlık ünvanı alanların yapacağı iş değişmiyor ve başöğretmenlik sınavına da 20 yıl şartı ( 10 yılı uzman olarak) var, şimdi 22 yıllık öğretmen başöğretmenlik için niçin 10 yıl daha bekliyor? Bana göre bu da ayrı bir durum.
Ama neyse hayırlısı olsun İnşaallah diyelim.
Hocam madde madde açıklayayım kimse cevap vermedi demişsiniz aslında verildi de yine de yazalım
1. Yetki ve görevin değişip değişmemesi meselesi değil bu sistemin özü. Burada amaç öğretmen niteliğini artırmak. Bu sadece Türkiye’de olan bir sistem de değil. OECD üyesi ülkelerde (ya da Finlandiya gibi ülkeler) uygulanıyor. Orada da yetki görev değişmiyor nitelik artırılması amaçlanıyor. Türkiye’den farklı olarak onlar lisans mezununu yapmıyorlar. Bu da aslında avantaj.
2. Özel hizmet tazminatlarının hiçbiri emekliliğe yansımaz. Bu sadece öğretmenlere özel bir durum değil. Mühendislikte de bu böyle diğer kurum uzmanlıklarında da. Özel hizmet tazminatları görevdeyken ödenen ücretlerdir.
3. Alan dışı yüksek lisans ve doktoranın uzman olması eleştirilebilir. Ancak orada da şu husus gözetilmiş olabilir; lisans mezunlarına sınav hakkı vererek bir kıyak yapmışsak alan dışı veya tezsize de bir kıyak geçip onları da sınavsız alalım olmuştur. Mesela herkesin ben anlamıyorum dediği AR GE modülünü alan dışı da olsa tez yazanlar çok iyi bilir.
Yani biz gerekçeleri fazlasıyla yazıyoruz. Diplomamız uzmanlığımız da demiyoruz. Kendimizi ne kadar geliştirirsek o kadar faydalı oluruz diyoruz. Ancak 2+2=4 eder desek de yok hayır 3 eder diyorlar. Ne yapalım şimdi 3 diyorlar diye doğruları söylemeyelim mi?