Hayata Dair...

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 09 Ağu 2010 15:20:50
Öğrendiklerini bir saat gibi cebinde taşı...
İkide bir saati olduğunu göstermek isteyen insanlar gibi ortaya çıkartma...
Eğer biri sana saati sorarsa söylersin,
ama her saat başında sorulmadan saat kulesi gibi  ötme...
Söylediklerini duyurmak için hiç kimseyi kolundan tutma,
çünkü insanlar seni dinlemeye istekli değillerse,
onları tutacağına çeneni tutman daha iyi olur...

 Lord Chesterfield

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Ağu 2010 15:27:56

GERÇEK DOSTLUK NEDİR ?
Dostluk her gün 2-3 kere telefonla konuşmak değildir..

Dostluk bu yapılması gereğine inanılan telefon görüşmeleri sırasında diğer insanların dedikodusunu yaparak karşılıklı birşeyler paylaşıldığını zannetmek değildir...

Dostluk; dost bildiğin kişininen ince detaylarını bilme ihtiyacı ve gereği değildir...

Dostluk; dostbildiğin kişinin senin en karışık detaylarını bilmesi gerektiği değildir...

Dostluk her hafta 3-5 kere görüşmek değildir...

1 ay, 1 sene, 5 sene seni aramayan, senin de aramadığın bir insani birden bire arayıp, dertleşmek, hatır sormak istersen ve o insan da seni geri çevirmez ve sanki daha daha konuşmusun gibi kaldığınız yerden konuşmaya devam ederse, ve daha da önemlisi bu 1 ay, 1 sene, 5 sene ayrılığa rağmen bu insanın başı gerçekten sıkıştığında yardımına koşacak ilk insanlardan biriysen ve aynı şekilde onun da öyle oldugunu biliyorsan EMIN OL KI..... O kişi senin dostundur... Sen de O'nun...

" Her tür ilişki avuç içinde duran kum taneleri gibidir. Avucumuzu sıkmadan, gevşekce tutarsak, kum taneleri kaymaz, durur.

Avucumuzu kapatıp, sıkmaya başladığımız an kum taneleri parmaklarımızın arasından akmaya baslar. Bir kısmını tutmayı basarsanız da, çoğu akıp gider.

İlişkiler de böyledir. Esneklik varsa, diğer insana saygı duyuluyor ve özgürlük tanınıyorsa ilişkiler bozulmaz. Ama diğer insanı çok bunaltırsanız ilişki de yavaş yavaş bozulur ve biter.

Hayatta pek cok insanla karşılaşırsın Ama sadece gerçek dostlar senin kalbinde bir iz bırakır.

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 11 Ağu 2010 11:09:46
 DERS ALDI MI? 

Olay 11 Kasım günü Johannesburg-London seferine uçacak olan British Airways uçağında geçiyor.
Elli yaşlarında beyaz bir kadın, siyah bir adamın yanında oturmakta. Tedirgin bir halde hostesi çağırıyor:
- Probleminiz nedir hanımefendi?
- Daha ne olacak, görmüyor musunuz ki beni siyah bir adamın yanına koymuşlar. Ben bu iğrençlerin yanında oturmaya tahammül edemem. Derhal bana başka bir yer bulun.
- Lütfen sakin olunuz, zannettiğime göre hiç boş yer yok ama gene de bir bakayım.
Biraz sonra hostes geri gelir:
- Bayan, düşündüğüm gibi ekonomik kısımda hiç boş yer yok. Durumu pilota anlattım, o da hiç boş yer olmadığını doğruladı. Sadece birinci sınıf kısımda bir yer var. Ekonomik kısım yolcularının birinci sınıfta yolculuk  etmelerine izin vermek şirketimizin alışkanlıklarından olmamakla birlikte, pilot düşünüyor ki hiç kimseyi bu kadar çekilmez bir kimsenin yanında oturmaya mecbur etmeye hakkımız yoktur. Kadının herhangi birşey söylemesine fırsat bırakmayan hostes, adama hitabederek sözüne devam eder:
- Beyefendi, isterseniz lütfen çantanızı alarak birinci sınıfta sizi bekleyen yere geçebilirsiniz.
Hadiseye şaşkın bir şekilde şahit olan civardaki yolcular ayağa kalkarak alkışlarlar.

Türkçeleştiren: Sayın Mardik Korkor tarafından Fransızca'dan çevrilmiştir.
 Kaynağı bilinmiyor.

 

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.420
  • 42.008
  • 5.420
  • 42.008
# 11 Ağu 2010 16:55:50
Zamanın birinde iki tane kız kardeş varmış,ikisi de çok akıllılarmış. Etraflarındaki ve okuldaki tüm bilgi onlara yetmez olmuş. Bir gün anneleri onları dağdaki bilge bir adama götürmeye karar vermiş.
Kızlar, bilge adamla Bir süre çok mutlu olmuşlar ama sonra sıkılmaya başlamışlar,
"Bilgenin bilemeyeceği bir soru bulmamız lazım" diye düşünmüşler
Kızlardan biri bir gün" Buldum! " diye sevinmiş." İki elimin arasında bir kelebek koyacağım ve bilge adama soracağım " Avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü?
"Ölü" derse kelebeği bırakacağım.
Canlı derse avucumu hafifçe bastıracağım.
Her ne derse desin cevabı bilemeyecek ve biraz sonra, kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatmış.
Ve sormuş:
"Avucumun içinde bir kelebek var: canlı mı, ölü mü?
Bilge adam
cevap vermeden önce uzun süre kızın gözlerine bakmış, bakmış ve cevaplamış:"Senin elinde kızım.
Senin elinde ..."Canlı kalması da, ölü olması da senin elinde ...

Çevrimdışı gulsahumit

  • Uzman Üye
  • *****
  • 776
  • 741
  • 776
  • 741
# 11 Ağu 2010 17:30:59
Çok güzelmiş öğretmenim paylaştığınız için teşekkürler.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Zamanın birinde iki tane kız kardeş varmış,ikisi de çok akıllılarmış. Etraflarındaki ve okuldaki tüm bilgi onlara yetmez olmuş. Bir gün anneleri onları dağdaki bilge bir adama götürmeye karar vermiş.
Kızlar, bilge adamla Bir süre çok mutlu olmuşlar ama sonra sıkılmaya başlamışlar,
"Bilgenin bilemeyeceği bir soru bulmamız lazım" diye düşünmüşler
Kızlardan biri bir gün" Buldum! " diye sevinmiş." İki elimin arasında bir kelebek koyacağım ve bilge adama soracağım " Avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü?
"Ölü" derse kelebeği bırakacağım.
Canlı derse avucumu hafifçe bastıracağım.
Her ne derse desin cevabı bilemeyecek ve biraz sonra, kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatmış.
Ve sormuş:
"Avucumun içinde bir kelebek var: canlı mı, ölü mü?
Bilge adam
cevap vermeden önce uzun süre kızın gözlerine bakmış, bakmış ve cevaplamış:"Senin elinde kızım.
Senin elinde ..."Canlı kalması da, ölü olması da senin elinde ...

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ağu 2010 17:48:34
Bir Bilgeye Sormuşlar 
Bir bilgeye sormuşlar:
"Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz?
"Terzimi severim," diye cevap vermiş.
Soruyu soranlar şaşırmışlar:
"Aman üstad, dünyada sevecek o kadar çok . kimse varken terzi de kim oluyor?
O da nereden çıktı? Neden terzi?"
Bilge, bu soruya da şöyle cevap vermiş:
"Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep aynı gözle görürler.
 

Çevrimdışı parames_syum

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.379
  • 15.859
  • 1.379
  • 15.859
# 14 Ağu 2010 00:56:55
            KORKU VE KAYGILARIMIZ
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için,
SEVMEKTEN KORKUYOR.
SEVİLMEKTEN KORKUYOR,
Kendisini sevilmeye layık görmediği için.
DÜŞÜNMEKTEN KORKUYOR,
Sorumluluk getireceği için,
KONUŞMAKTAN KORKUYOR,
Eleştirilmekten korktuğu için,
DUYGULARINI İFADE ETMEKTEN KORKUYOR,
Reddedilmekten korktuğu için,
YAŞLANMAKTAN KORKUYOR,
Gençliğinin değerini bilmediği için,
UNUTULMAKTAN KORKUYOR,
Dünya'ya iyi bir şeyler veremediği için,
VE ÖLMEKTEN KORKUYOR,
Aslında yaşamayı bilmediği için..
                                           W.Shakspeare

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 14 Ağu 2010 01:23:58
İki komşu kendi aralarında konuşurlarken onları dinleyen çocuğunu göstererek anne der ki;
"Evladım eskiden yaramazdı, neyseki şimdi uslandı"
Bunun üzerine komşusu çocuğa dönerek sorar:
"Ne dersin annen haklı mı yoksa?"
Çocuk hüzünlü bir tebessümle cevap verir:
"Evet annem sanırım haklı. Çünkü küçükken yaram azdı!.."
Geçmişin özlemleri geleceğin kaygısı olmaksızın, yada bunları takılmaksızın günü yaşamak dileğiyle...
Saygılarımla...

Çevrimdışı goboz

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 865
  • 1.620
  • 865
  • 1.620
# 15 Ağu 2010 00:45:54
Neyin çıkış öyküsü şöyle anlatılır:”Efendimiz(sa
s) Mirac'da ilahi güzelliği temaşa ettikten sonra içine düşen aşk ateşinin şiddetine dayanamayarak sırrı damadı Hz.Ali'ye nakleder.Bu sefer O aynı aşkla yanmaya başlar ve sonunda tahammül edemez hale geldiği için gider,kör bir kuyuya derdini açar.Bir gün Efendimiz (sas) ashabıyla gezinirken kulaklarına Hz.Ali'ye anlattığı sırrın sözleri çalınır.Hayretle ... Devamını Görsesin geldiği tarafa yaklaştığında kör kuyunun içinden yükselen bir kamışın rüzgarda sallandıkça sırrı ifşa ettiğini görür. Neyin insanı hüzünlendirmesi bence yürekteki aşktandır. Neye ses veren nefes aşk ile yanmamışsa neyden gelen ses de dinleyeni hüzünlendirmez. Ney,kendi derdini anlatmaya çabalar, İnsanlar kendi derdine ağlıyor sanar, İnsan'a üfledi nefesini Yaradan, İnsan'da ney'e üflüyor yaradanın nefesini.. Ney,Aşk'tan ağlar kor olur, İnsan kendine sanar,kör olur...

Çevrimdışı M.TARIK

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.153
  • 2.487
  • 1.153
  • 2.487
# 15 Ağu 2010 00:55:09
Gerçekten ders alınması gereken güzel öyküler.Tüm arkadaşlara teşekkürler....

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 15 Ağu 2010 11:22:05
 Zamanın birinde ünlü bir bilgeye iki soru sormuşlar.
Birincisi ; "İnsanoğlunun seni en çok şaşırtan davranışları nedir ? "

Bilge tek tek sıralamış :
Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.
Ne var ki çocukluklarını özlerler...
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.
Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler...
Yarından endişe ederken bugünü unuturlar.
Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar...
Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler...
 
Sıra gelmiş ikinci soruya ; " Peki sen ne öneriyorsun? "
Bilge yine sıralamış ;
Kimseye kendinizi "sevdirmeye kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi "sevilmeye bırakmaktır...

Önemli olan; hayatta "en çok şeye sahip olmak" değil, "en az şeye ihtiyaç duymaktır.
 

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ağu 2010 14:44:22
BABAMI İSTİYORUM

Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki
çocuğunu kapının önünde beklerken buldu.
Çocuk babasına, "Baba bir saatte ne kadar para
kazanıyorsun" diye sordu... Zaten yorgun gelen
adam, "Bu senin işin değil" diye cevap verdi.
Bunun üzerine çocuk "Babacım lütfen, bilmek
istiyorum" diye üsteledi. Adam "İllâ da bilmek
istiyorsan 20 milyon" diye cevap verdi. Bunun
üzerine çocuk "Peki bana 10 milyon borç
verir misin" diye sordu. Adam iyice sinirlenip,
"Benim senin saçma oyuncaklarına veya
benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi,
derhal odana git ve kapını kapat" dedi.
Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı.
Adam sinirli sinirli "Bu çocuk nasıl böyle şeylere
cesaret eder." diye düşündü. Aradan bir saat
geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve
çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını
düşündü, "Belki de gerçekten lazımdı"...
Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı...
Yatağında olan çocuğa, "Uyuyor musun" diye
sordu. Çocuk "Hayır" diye cevap verdi...
"Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana
az önce sert davrandığım için üzgünüm.
Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim" dedi...
Çocuk sevinçle haykırdı, "Teşekkürler
babacığım"... Hemen yastığının altından
diğer buruşuk paraları çıkardı. Adamın
suratına baktı ve yavaşça paraları saydı.
Bunu gören adam iyice sinirlenerek, "Paran
olduğu halde neden benden para istiyorsun?...
Benim, senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak
vaktim yok" diye kızdı... Çocuk "Param vardı
ama yeterince yoktu " dedi ve yüzünde
mahcup bir gülücükle paraları
babasına uzattı; "İşte 20 milyon...
Şimdi bir saatini alabilir miyim babacım?..."

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ağu 2010 14:45:21
Pulsuz Dilekçe

Sevgili anneciğim, babacığım;

     Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim:  Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim.  Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum.  Beni tanımaya ve anlamaya çalışın. Deneme ile öğrenirim.  Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz.  Oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarımda özgürlük tanıyın.  Beni her yerde, her zaman koruyup kollamayın.  Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim.  Bırakın kendi işimi kendim göreyim.  Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?  Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum.  Bunu önemsemeyin.  Ama siz beni şımartmayın.  Hep çocuk kalmak isterim sonra.  Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum.  Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum.  Bana yerli yersiz söz de vermeyin.  Sözünüzü tutamayınca sizlere güvenim azalıyor.  Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin.  Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın.  Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem.  Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum.  Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum. Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın.Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz.Bunları çabuk unuturum.Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder. Çok konuşup çok bağırmayın.  Yüksek sesle söylenenleri pek duymam.  Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır.  "Ben senin yaşında iken..." diye başlayan söylevleri hep kulak ardına atarım.      Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın.  Bana yanılma payı bırakın. Beni, korkutup sindirerek, suçluluk duygusu aşılayarak uslandırmaya çalışmayın.Yaramazlıklarım için beni kötü çocukmuşum gibi yargılamayın.       Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin.  Ceza vermeden önce beni dinleyin.  Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim.  Beni dinleyin.  Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır.  Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun.  Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın.  Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin.  Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin; hiç değilse çabamı övün.  Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin.Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın; bana sure tanıyın.  Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin.Beni köşeye sıkıştırmayın; yalana sığınmak zorunda kalırım.  Sizi çok bunaltsam bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin.   Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın.Unutmayın ki ben de sizi yabancıların önünde güç durumlara düşürebilirim.Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin.Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz;tersine, beni size daha çok yaklaştırır.Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın.  Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.      Biliyorum, ara sıra sizi üzüyor, belki de düş kırıklığına uğratıyorum.  Bana verdikleriniz yanında benden istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum.  Yukarıda sıraladığım istekler size çok geldiyse bir çoğundan vazgeçebilirim; yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarsılmasın.  Benden "Örnek çocuk" olmamı istemezseniz, ben de sizden kusursuz ana-baba olmanızı beklemem.  Sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter.       Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi.  Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim.   Sevgiler, Çocuğunuz       

Kaynak: ATALAY YÖRÜKOĞLU   

Çevrimdışı parames_syum

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.379
  • 15.859
  • 1.379
  • 15.859
# 16 Ağu 2010 23:36:09
           ÜÇ İNSAN
  Bir insan gelmiş kavanozun başına, karıncayı görmüş.
--"Ne işin var senin var burada?"demiş, karıncayı ezmiş yok etmiş.
  Bir insan gelmiş kavanozun başına, karıncayı görmüş.
--"Kimseye zararın yok sevimli, çalışkan hayvan, hadi kavanozun içinde yaşa" demiş.
   Bir insan gelmiş kavanozun başına, karıncayı görmüş.
Bir kaşık şeker serpmiş, kavanozun içine, karınca yesin diye.
   Bu üç insan kim mi?
Birincinin adı BENCİL.
İkinciyi HOŞGÖRÜ diye çağırıyorlar.
Üçüncü mü ? O, SEVGİ işte !...

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 16 Ağu 2010 23:43:25
               HAYATA   DAİR

"Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı… Bulduğu hiç bir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş… Ama aldığı cevaplar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş. Herkese bunu sormaya karar vermiş...Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zamanda durmuyor tabi ki... Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona:

”Şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar, istersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir" demişler.

Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş... Bilge sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. “Simdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel... Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin eğer bir damla eksilirse kaybedersin”.

Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış:

” Evet, demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı? Adam şaşkın...

”Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakamadım ki“.
Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş bilge... Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzelliklerden büyülenmiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü ... Geri geldiğinde bilge, adama bahçenin nasıl olduğunu sorunca gördüğü güzelliklerden büyülendiğini anlatmış adam. Bilge gülümsemiş , “ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş ve eklemiş:

"Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Sadece bir noktayı görürsen hayatın akıp gider sen farkına varmazsın... Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın; akıp giden zamanın anlam kazanır..."
"Hayatının anlamı senin bakış açında gizlidir"


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK