Hayata Dair...

Çevrimdışı parames_syum

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.379
  • 15.859
  • 1.379
  • 15.859
# 16 Ağu 2010 23:51:41
  Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill' e kızgın kızgın şöyle seslenir:
- "Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim."  :)

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ağu 2010 01:54:49
İşte hayat hikayem...

Bir ilkbahar sabahıydı.
Güneş, pırıl pırıl altın ışıklarını
yer yüzüne yolluyordu.
Bu ışınları gören kozalardan
o sabah beyaz bir kelebek çıktı.
Çok büyük ve tül gibi ince
bembeyaz kanatları vardı.
Birden kendini bir bahçenin
çiçekleri arasında buldu.
Önce keşif uçuşuna çıkıp
bahçeyi dolaştı.
Sonra dinlenmek için
kırmızı bir güle kondu.
Dinlenirken, kanatlarını
dikleştirip birleştirmisti.
Etrafına baktı.
Doyasıya yeşilliğe daldı
saatlerce seyretti...
Dinlenmişti.
Şimdi dolaşma vaktiydi,
yaşamalıydı, önünde uzun zamanı vardı.
Ağaçlara uçtu. Çiçeklere kondu.
Mutluydu, özgürdü.
Herkes ona bakıp "ne güzel" diyordu.
Akşama kadar çiçekten çiçeğe,
daldan dala uçup durdu.
Güneş batarken
bir garip his kapladı içini,
artık öğrenmişti.
Sadece bir günlük olan ömrü bitmişti.
Son bir kez etrafına baktı.
Batan güneşe daldı.
Ve bi daha hiiiiç uyanmadı...

Çevrimdışı yoya70

  • Üye
  • *
  • 23
  • 15
  • 23
  • 15
# 19 Ağu 2010 03:06:45
"İnsanın küçük problemlere takılmasını önleyen, büyük ideallerdir. Önemli bir amaçla bir yere gidiyorsanız, ne omuzunuza çarpanlar, ne de durmuş öylece bakanlar, sizi etkilemez. Fark etmezsiniz bile."

Ne hoş ,ne kadar da doğru  :)

Çevrimdışı parames_syum

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.379
  • 15.859
  • 1.379
  • 15.859
# 31 Ağu 2010 15:40:10
 "Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif' i küçük düşürmek ister:
- "Affedersiniz, siz veteriner misiniz?" Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şöyle yanıtlamış:
- "Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"

Çevrimdışı turgut01

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 230
  • 423
  • 230
  • 423
# 31 Ağu 2010 19:00:38
sen bu kitabı okumamışşın

Bir baba kızına kitap okuma alışkanlığı kazandırabilmek için ödül vermek istemiş ve: "Kızım, eğer sana verdiğim şu kitabı bitirirsen 20 milyon lira vereceğim " demiş  Bu teklif çocuğun çok hoşuna gitmiş ama kitap okumayla da pek arası yokmuş  O nedenle "En iyisi ben bu kitabın öze-tini kütüphaneden araştırıp bulayım, onu iyice ezberleyeyim, babam okudun mu diye sorunca da o özeti anlatırım " diye düşünmüş

Ve çocuk gitmiş, kütüphaneden babasının okuması için verdiği kitabın özetini bulmuş  İki sayfalık bu özeti iyi bir şekilde öğrenmiş  Tabi babası anlamasın diye bir hafta da beklemiş  Bir hafta sonra "Babacığım ben kitabı okudum, ödülümü verir misin?" diye sormuş  Babası kızından kitapta geçen konuyu anlatmasını istemiş  Ve çocuk güzel bir şekilde konuyu anlatmış  Ardından tekrar ödülünü istemiş babasından  Ama babası hiç beklemediği bir tepki vermiş ve kızına "Sen bu kitabı okumamışsın, beni kandırıyorsun  Çünkü eğer okusaydın kitabın içine koyduğum 20 milyon lirayı bulurdun!"
                      Alıntı

Çevrimdışı parames_syum

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.379
  • 15.859
  • 1.379
  • 15.859
# 01 Eyl 2010 23:58:38
 Bir gün Şair Eşref'e:
- "Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?" diye sorulduğunda:
- "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan" demiş.

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 02 Eyl 2010 00:15:21
  Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde,yüregin susup,mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını;dağlara dönmeli yüzünü insan..Yeni patikalar yeni yollar seçmeli yüreğini ferahlatacak..Yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapacak..Hep isteyipte bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa gerçekleştirmeyi denemeli..
Her geçen gece ölüme bir gün daha yaklaştığını ve zamanın bir nehir, kendiisinin bir sal olupta, o dursada yolculugun devam ettiğini anlamalı..
Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler, her akşam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa, değiştirmeye çalışmalı bir seyleri..
Küçücük şeylerle başlamalı belki, örneğin bir kaç durak önce inip servisten otobüsten, yürümeli eve kadar, yüregine takmalı güneş gözlüklerini gördüğünü hissedebilmeli..Sağlıgını kaybedip ölümle yüzyüze gelmeden önce değerli olmalı hayat..!İlla büyük acılar çekmemeli küçük
mutlulukları farketmek için..Başkasının yerine koyabilmeli kendini..Ağlayan birine
"gül"
İnleyen birine
"sus"
dememeli...
ağlayana omuz inleyene çağre olabilmeli..
Şu adaletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı;
sevgisiz soysuz kalarak..Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden,derin bir soluk alıp hapsetmeli kokusunu içine..Güneşin doğuşunu sevmeli..Arada bir seher yeli okşamalı saçlarını..
Kar da, yağmurda; sevincine, coşkusuna
fırtınada boranda; öfkesine isyanına ortak olabilmeli doğanın..Bir çocuğun ilk adımlarıyla umutdu;Bir gencin düşüncelerinde geleceği,
bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli..
Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi,
mutlu etmeden mutlu olmayı beklememeli..
Ama küçük ama büyük her hayal kırıklığı, her acı;
bir fırsat yaşamdan yeni birseyler öğrenebilmek için..Çünkü hiç düşünmemişsen;el vermezsin kimseye kalkması için..!
Hiç çaresiz kalmamışsan dermanı olamazsın dertlerin..!Ağlamayı bilmiyorsan;Neşesizdir kahkahaların..!
Merhaba dememişsen anlamsızdır elvedaların..!
Ne herkezi düşünmekten kendini,
Ne kendini düşünmekten herkezi unutmamalı..!
Bilmeli: çok kısa olduğunu hayatın;
Hep vermek yada hep almak için..!
Sadece anlatacak bir şeyleri olduğunda değil;
Söyleyecek birsey bulamadığındada dinleyebilmeli..!
Aklı ve kalbi ile katılabilmeli sohbetlere..
Hafızası olmalı insanın;
Hiç degilsa aynı hataları aynı bahanelerle tekrarlamaması için..!
Soruları olmalı, yanıtlarını bulmak için bir ömür harcayacak..!
Dostları olmalı ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak..!Herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi;Ama kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki;
hakkını verebilsin sevdiklerinin,
zaman bulabilsin bir teşekkür ve bir elveda için..!!
Yaşam dedikleri bir sınavsa eger,
asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten..
Ama;Herkesi sevemeyeceğinide herşeyi bilemeyeceğinide farketmeli insan..!
Tıpkı herşeye sahip olamıyacağı gibi..
Zamanın ninnisinde uykuya geçirmemeli hayatı...

Çevrimdışı parames_syum

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.379
  • 15.859
  • 1.379
  • 15.859
# 03 Eyl 2010 01:44:09
                      FARELERİN TOPLANTISI
  Bir gün fareler bir araya gelirler ve başlarına musallat olan bir kediden kurtulma planları yaparlar. Pek çok fikir öne sürülür. Hiç biri kabul görmez.
En sonunda genç bir fare kedinin boynuna bir çan asmayı önerir. Böylece kedi kendilerine yaklaşırken, farkına varacak ve kaçabileceklerdir. Bu öneri fareler tarafından alkışlarla onaylanır.
Bu arada, bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare ayağa kalkar ve bu önerinin çok zekice olduğunu, başarılı olacağından hiç kuşkusu olmadığını belirtir. " Fakat " der. " Kafamı bir soru kurcalıyor. Aramızdan kim kedinin boynuna çan asacak ? "

İyi bir plan yapmak ayrı, o planı gerçekleştirmek ayrıdır. *
---
İnsanlar FELSEFE yi;
* Çocukken MASAL'lardan,
* Büyüyünce KİTAP'lardan,
* İhtiyarlayınca da arkalarında kalan Yaşam'larından öğrenirler...

Çevrimdışı goboz

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 865
  • 1.620
  • 865
  • 1.620
# 03 Eyl 2010 01:48:57
Mevlana, oğluna der ki:
"Bahaeddin! Eğer daima cennette olmak istersen, herkesle dost ol, hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma!
Fazla bir şey isteme ve hiç kimseden de fazla olma!
Merhem ve mum gibi ol! İğne gibi olma!
Eğer hiç kimseden sana fenalık gelmesini istemezsen
Fena söyleyici!
Fena öğretici!
Fena düşünceli olma!
Çünkü bir adamı dostlukla anarsan, daima sevinç içinde olursun. İşte o sevinç Cennetin ta kendisidir.
Eğer bir kimseyi düşmanlıkla anarsan, daima üzüntü içinde olursun.
İşte bu gam da cehennemin ta kendisidir.
Dostlarını andığın vakit içinin bahçesi, çiçeklenir, gül ve fesleğenlerle dolar.
Düşmanları andığın vakit, için, dikenler ve yılanlarla dolar, canın sıkılır,
içine pejmürdelik gelir.
Bütün peygamberler ve veliler, böyle yaptılar, içlerindeki karakteri dışarı vurdular.
Halk onların bu güzel huyuna mağlup olup tutuldu, hepsi gönül hoşluğu ile onların ümmeti ve müridi oldular."
Bahaeddin! Senin düşmanını sevmeni, düşmanında seni sevmesini istemen, kırk gün onun hayrını ve iyiliğini söyle, o düşman senin dostun olur; Çünkü gönülden dile yol olduğu gibi, dilden de gönüle yol vardır.
Allah'ın sevgisini de onun aziz isimleriyle elde etmek mümkündür. Allah buyurdu ki:
Ey kullar,kalbinizde arınma olması için beni pek çok anmaktan geri durmayın. Kalbinizde arınma ne kadar çok olursa, Allah'ın nurunun parlaklığı da kalpte o nispette fazla olur. Nitekim, ekmekçinin tandırı ne kadar sıcak olursa, o kadar ekmek alır, soğuk olunca ekmek almaz."

Çevrimdışı parames_syum

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.379
  • 15.859
  • 1.379
  • 15.859
# 09 Eyl 2010 01:28:04
             





                          FIKRA  BU YA  !
 
Kriz yüzünden işten çıkarılan bir akademisyen ile bir gazeteci yurt dışına çıkmışlar. Bir süre yiyip-içip eğlenmişler. Doğal olarak paraları çabucak tükenmiş.İş aramışlar ve bir çitlikte hayvan pisliklerini ahırdan kürekle kazıyıp çöp römorkuna atma işi bulmuşlar.
Bir süre çalışmışlar, başarılı olmuşlar. Çiftlik kahyası da onları sevmiş ve hallerine acıyarak;
 " -- Size daha kolay bir iş vereceğim "diyerek onları yumurta paketleme işinde görevlendirmiş.
"--Bunların irilerini ve iyilerini şu taraftaki kutulara, küçük ve kötülerini diğer taraftaki kutuya koyacaksınız " demiş.
Fakat bizimkiler çok yavaş çıkmışlar "iyidir, değildir, küçüktür, büyüktür " tartışmaları ile işleri aksatmışlar. Onları gözleyen kahya yanlarına gelmiş,
 "--Siz Türkiye'de ne yapıyordunuz? "Diye sormuş.
Bizimkiler "Gazeteci" ve "Akademisyen" diye cevaplamışlar.
Kahya,
"--Belli belli, sizin Türk aydını olduğunuz belli" demiş. "Çok iyi  ‘bok’ atıyorsunuz ama iyiyle kötüyü ayırt etmeyi bir türlü  beceremiyorsunuz !  "demiş…


 Hepinize Hayırlı Bayramlar... !

Çevrimdışı yenibetşe

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.338
  • 3.551
  • 3.338
  • 3.551
# 09 Eyl 2010 22:15:38
Dün eski bir buzdolabını vermek istedim hurdacıya.Üniversite öğrencisi kiracılarımdan kalan.16 yaşlarında bir genç geçiyordu yoldan.Fiyatta anlaştık parasını benimle gel amca ileride vereyim dedi.Yakın hemen gideriz istersen.Zaten arabasına yüklemiştik bin bir zorlukla.Mecburen düştüm peşine.Anlattı yolda her şeyini.Yarın bayram çalışmayacağım diye seviniyordu.Bir taraftan da bugün akşama kadar dolaşmalıyım dedi.Yolda kaç kere dinlendi.Bitkindi yorgun ve çelimsiz ayakları.Buzdolabını bir yere verip benim paramı istedi oradan.Kendi hesabına da kar yazıldı bir miktar.Bayram öncesi 50 lira avans çekti.Başka bir şeyler var mı amca dedi.Yok dedim kaç kere tekrarladı sorusunu.Eski bir soba aklıma geldi.Onu söyledim sevindi.Artık doğalgaz kullanacaktık nasılsa.Döndük eve beraber konuşarak dostça..Kimbilir ailesinin ne ihtiyaçları vardı.Aldığı avansla ne alabilirse onu alacak acil olanlardan.Bayram sonrası tekrar demir arayacak evlerden,sokaklardan.
   Kendimi düşündüm.İşim ve sımsıcak bir ailem var.Her şeyimi paylaştığım.Daha ne olsun dostlarım.Şükürler olsun Allah'ım.Şükürler olsun.
Haydi eskici Serkan.Nasibin bol olsun.Çocukluğunu yaşayamamış genç kardeşim.Hayat dersi aldım senden.Hayat Bilgisinde anlattıklarımıza benzemiyor pek ama kusura bakma.Hayatın bu yönünü anlatmamıştık ki sizlere zaten.

Çevrimdışı goboz

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 865
  • 1.620
  • 865
  • 1.620
# 11 Eyl 2010 21:18:47
Bu Gece Dünya Dursun Herseyi Bir Kenara Bırakıp Ay Yıldızlı Bayrağımızı Gururla Taşıyan 12 Dev Yüreğe Destek Olalımm.
türkler Uçuyorrrrrrrrrrrrrrrrrrrr.

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.414
  • 41.975
  • 5.414
  • 41.975
# 11 Eyl 2010 23:27:08
ÖRÜMCEK AĞI
Bir gün dünya hayatında hep kötülük işleyen bir adamı Cehennem
kapısında bir melek karşıladı
Melek adama şöyle seslendi: "Hayatta iken tek bir gün bile birisine
iyilik yaptı isen buraya girmeyeceksin "

Günahkar adam uzun süre düşündükten sonra , bir keresinde ormanda
gördüğü örümceği hatırladı.

Balta girmemiş ormanda yürürrken önüne bir örümcek ağı çıkmıştı. Adam
ağı bozmamak ve örümceği ezmemek için o gün yolunu değiştirmişti.
Heyecan içinde o günü meleğe anlattı.

Melek adama gulümsedi ve ardından elini şıklattı. Gökten bir örümcek
ağı inmişti. Adam bu ağa tutunarak cennete girebilecekti.

Adam neşe içinde ağa tırmanırken cehennemden bazıları da bu ağa
tutunarak cennete gitmeye calıştılar.

Ama adam ağın o kadar çok insanı taşımayacağından korkarak onları
itmeye başladı. Tam o sırada ağ gerçekten koptu ve diğerleri ile
birlikte adamda Cehenneme düştü.

"Yazık" dedi melek, "Bencilliğin , hayatında işlediğin tek iyiyi de
kötülüğe döndürdü. O insanlara şefkat gösterebilseydin , ağın herkesi
taşıyabileceğini de görecektin "

Yaşamın Örümcek Ağını Ören İnsanın Kendisi Değildir O Bu Ağda Sadece Bir Teldir Ve Bu Ağa Yaptığı Katkıyı Aslında Kendi Yaşamına Yapmaktadır

Çevrimdışı öğretmengül

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 28
  • 62
  • 28
  • 62
# 12 Eyl 2010 00:02:29
Çok Güzel Paylaşımlar Arkadaşlar .teşekkür Ederim.bunları Öğrencilerimle De Paylaşacağım.bir Çok Türkçe Parçasından Daha İyi Ve Ders Verici.

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.414
  • 41.975
  • 5.414
  • 41.975
# 12 Eyl 2010 00:05:03
BUGÜNÜN AŞKLARI İBRET ALSIN DİYE…

Bir gün bir derviş, bir kucak dolusu elma ile bayırlar aşan bir genç kıza rastlamış. Bozkırın sıcağında yorgunluktan al almış kızın yanakları...

'Nereye gidersin? Ne doldurdun kucağına?' diye sormuş derviş.

Uzak tarlayı işaret etmiş kız:

'Sevdiğim çalışıyor orada... Ona elma götürüyorum.'

'Kaç tane' diye sormuş derviş. Kız şaşkın:

'İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?'demiş...

Ve usulca koparıvermiş derviş elindeki tespihin ipini..!

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK