Bunları Biliyor Musunuz?

Zeytin ve Zeytinyağı Hakkında Şaşırtıcı Bilgiler:

1. Zeytin Ağaçları Binlerce Yıl Yaşayabilir:
Zeytin ağaçları son derece uzun ömürlüdür ve binlerce yıl yaşayabilirler. Birçok ülkede 2000 yıldan fazla yaşlı zeytin ağaçları bulunmaktadır.
2. Zeytinyağı Beyazlatıcı Olabilir:
Antik Roma'da, zeytinyağının antiseptik özelliklerini kullanarak bazı insanlar saçlarını ve dişlerini beyazlatırlardı. Ayrıca Zeytin ve Zeytinyağı cilt bakımında da kullanılırdı.
3. Zeytinyağı Aynı Zamanda Bir Mum: Zeytinyağı, antik Mısır'dan bu yana mum yapımında kullanılır. Zeytinyağı mumları, zararlı kimyasallar içermez ve daha temiz bir yanma sağlar.
4. Zeytinler Dondurulabilir:
Zeytinler, dondurucuda saklanabilir ve daha sonra kullanılmak üzere saklanabilir. Bu, onları yıl boyunca taze tutmanın harika bir yoludur.

(Alıntı)

Bir adam bal satarmış ama kimse balından almazmış . Sokak sokak gezer bir türlü balını satamazmış. Başka bir adam ise sirke satarmış . Çocuklar etrafina dolup taşar herkes sirkeden alır adam hergün küp küp sirke satarmış. Bu duruma bal satan adam çok şaşırır hayret edermiş. Birgün dayanamamiş sirke satıcısına sormuş " Ben tatlı bal sen ekşi sirke satıyorsun benim ballarım satılmıyor senin sirkelerin kalmıyor bu nasıl oluyor?" Demiş. Sirke saticısı ise "benim yüzüm bal senin ki sirke satıyor " demiş.
Tebessümü yüzümüzden eksik etmeyelim.

Amerika’daki bir bilim fuarında, bir lise öğrencisi dikkat çekici bir proje sergiledi. Bu genç bilimci, ziyaretçileri hazırladığı projeyi imzalamaya davet etti ve “Dihidrojen monoksit” adlı maddenin kullanımının tamamen yasaklanmasını veya en azından sıkı bir şekilde kontrol edilmesini talep etti. Projenin amacı, insanların bilgi eksikliklerini ve manipülasyonlara karşı savunmasızlıklarını test etmekti.
Projenin tanıtımında kullanılan afişte, “Dihidrojen monoksit” adlı maddenin zararları şu şekilde sıralanıyordu:
1-Yoğun terlemelere ve kusmalara sebep olabilir.
2-Doğaya büyük zararlar veren asit yağmurlarının ana unsurudur.
3-Gaz haline geçmiş hali, çok ciddi yanıklara sebep olabilir.
4-Kazara solunması, ciğerlere dolması ölüme yol açar.
5-Erozyona yol açar.
6-Otomobil frenlerinin etkinliğini azaltır.
7-Ölümcül kanser tümörlerinin hepsinin içinde bulunmuştur.
Bir saat içinde, 50’den fazla bilim fuarı meraklısı bu standı ziyaret etti. Ziyaretçilerden 43’ü, yasaklama önerisini şiddetle destekledi. 6 kişi kararsız kaldı, yalnızca bir kişi bu maddenin aslında H2O, yani su olduğunu fark etti.
Bu deney, öğrencinin okul ödevi için hazırladığı bir proje olup, amacı “Ne kadar kolay aldatılabiliyoruz?” sorusunu yanıtlamak ve insanların saçma bilimsel ifadelerle nasıl yanlış yönlendirilebileceğini göstermekti.Öğrenci, “Amacım, basit ve yanıltıcı bilimsel terimlerle insanların nasıl kolayca saptırılabileceğini ve yanlış bilgilendirilebileceğini göstermekti” dedi.
Bu tür bir deney, bilgi eksikliği ve bilimsel okuryazarlık eksikliğinin, toplumda nasıl büyük yanlış anlamalara ve yanlış kararlara yol açabileceğini gözler önüne seriyor. Bilimsel terimlerin ve verilerin, dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ve her zaman sorgulayıcı bir bakış açısının önemini vurguluyor.

(Alıntı)

Bir köyde, yan yana yaşayan emekli bir öğretmen ile zengin bir tüccar varmış.

İkisi de bahçelerine çiçekler ve bitkiler ekmişler.

Öğretmen, sabırla, ne eksik ne fazla, gerektiği kadar su verirmiş bitkilerine.
Tüccar ise imkânları bol olduğundan, sürekli bolca sulayıp büyük bir özen gösterirmiş.

Günler geçtikçe, tüccarın bitkileri daha güzel görünmeye başlamış: uzun, yemyeşil ve göz alıcıymışlar.
Öğretmenin bitkileri ise daha sade ama dayanıklıymış.

Bir gün, köye şiddetli bir fırtına vurmuş: gece boyunca sağanak yağmur ve sert rüzgarlar her yeri sarsmış.
Ertesi sabah köylüler, zararı görmek için dışarı çıkmışlar.

Tüccar büyük bir şaşkınlıkla tüm bitkilerinin söküldüğünü ve mahvolduğunu görmüş.
Oysa öğretmenin bitkileri dimdik ayaktaymış, sanki hiçbir şey olmamış gibi.

Tüccar, şaşkınlıkla öğretmene sormuş:
“Nasıl olur? Benim bitkilerim seninkilerden daha iyi bakılıyordu, daha güzeldiler de… Ama neden onlar ayakta kalamadı?”

Öğretmen gülümseyerek cevaplamış:
“Her şeyi fazlasıyla verdiğinde, bitkilerini zayıf bıraktın. Köklerini derinlere inmeye zorlamadın.
Ben ise suyu sınırlayarak onları hayatta kalmak için çaba göstermeye mecbur ettim.
O derinlere inen görünmez güç onları kurtardı.”



Fazla rahatlık zayıflatır. Zorluklar ise gerçek gücü inşa eder.

Greater Roadrunner, Geococcyx californianus türüne aittir ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin güneybatısında ve Meksika’da yaygın olarak bulunur. Uzun bacakları ve kısa kanatlarıyla tanınan bu kuş, saatte 30–40 km hıza ulaşabilen hızlı koşma yeteneğiyle ünlüdür.Looney Tunes çizgi filmindeki meşhur Roadrunner karakteri de bu kuştan esinlenmiştir.

Orta Çağ'da bir Fransız şehrinde kadınların tuhaf bir alışkanlığına dair bir efsane anlatılırdı. Evli kadınlar sabahları kocaları için hazırladıkları kahvaltıya az miktarda zehir koyarlar akşam eve dönen adama ise akşam yemeğinde panzehirini yedirirlerdi. Kocaları eve gelmezse ya da olmayacak yerlerde vakit geçirirse midesi ağrıyacak, başı dönecek, kusacak, nefesi kesilecek kısacası ölmeyecek ancak bayağı sıkıntı çekecekti. Adam karısının yanına dönmekte ne kadar gecikirse, o kadar çok hastalanacaktı. Bir şekilde erkekler evden uzakta olmanın acı ve hastalığa yol açacağına şartlanıyorlar, evlerine ve eşlerine bağlanıyorlardı.

Uçurtma, rüzgârın kaldırma kuvveti sayesinde havada süzülür. Rüzgâr, uçurtmanın yüzeyine çarparak yukarı doğru bir kuvvet oluşturur. Kuyruk ise uçurtmanın arkasında dengeleyici görev yapar; hem yönünü sabit tutar hem de sallanmasını engeller. Böylece uçurtma, rüzgârın etkisiyle dengeli ve kontrollü bir şekilde uçabilir. Kuyruk, rüzgârın değişken yönleri ve hızındaki dalgalanmalar nedeniyle sağa sola savrulabilir; bu hareket, uçurtmanın dengesini yeniden sağlamaya yönelik doğal bir tepkidir.

(Alıntı)

Foton denilen şey bir madde değildir. Sadece elektromanyetik dalgadır. Bir ilginç şey de fotonların klasik anlamda bir mermi gibi, uçak veya roket gibi bir hızı yoktur.😯 Elektromanyetik etki hızı vardır. Diyeceksiniz ki ben ışığı görüyorum. Foton elektromanyetik dalgaları gözümüz retinasında bulunan konik hücreleri (kırmızı, yeşil ve mavi renge duyarlı) uyarır ve beyne iletilir. Beyin bunları renk olarak algılar. Foton bir dalga paketidir. Yani sadece elektromanyetik etki. Madde foton ile karşılaşınca elektron uyarılır. Bu elektron tekrar temel gale dönerken bitişiğindeki elektronu uyarır. Elden ele misali bu etki ışık hızı mertebesinde iletilir. Ancak bu etkileşme süresinde biraz zaman kaybeder. Bu da ışık saydam cisimde yavaş yayılır veya hızı azalır gibi tanımlanmaktadır.

13 sayısının uğursuz olduğunu ileri sürenler;

  ....... İslâmiyette tevhid (tek); Hıristiyanlıkta teslis(üçlü birlik) inancı olduğu için 1'in 3'ten önce gelmesinden,
.........Hristiyan alemi için büyük bir kayıp olan İstanbul'un Fetih yılındaki (1453) rakamların toplamının 13 olması,
........İslâmı yayacak olan Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (SAV), doğum yılındaki (571) rakamların toplamının 13 olması

vb durumlardan rahatsız olmuşlar ve böyle saçma bir batıl inancı ortaya atmışlardır.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

İki ile ikiyi toplayınca her zaman dört etmedğini...

İki ile ikiyi toplayınca her zaman dört etmedğini...

Bizde 4 ediyor sizde kaç ediyor hocam ?

Bizde 4 ediyor sizde kaç ediyor hocam ?

Siz, biz, onlar vb vb... sayılara, çokluklara takılmayın hocam    

Elde var sıfır

En güzel şiir matematiktir demiş Aziz Nesin iki kere iki dört ederden daha güzel bir şiir yazılmadı sanırım .