Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 22 Eki 2012 22:18:43
IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞI ZAMAN

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir ümit türküsü

Kar yağmış dağlara , bozulmamış örtüsü

Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü

Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana

Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana

-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman





Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden

Dağlar çivilendikleri yerlerde çürümeden

Bebekler hayta hayta yürümeden

Geleceğim diyorum ,geleceğim sana

Ne olur kesin bir takvim sorma bana

-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman





Beklesen de olur , beklemesen de

Ben bir gökkuruşum sırmalı kesende

Gecesi çok süren karlar buzlar ülkesinde

Hangi ses yürekten çağırırsa seni bana

Geleceğim diyorum,takvim sorma bana

-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman





Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi

Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi

Sevda duvarımı aştım, sendeki bu tılsım neydi?

Başka gezegende de olsan dönüşüm hep sana

Kesin bir gün belirtmem, ne olur takvim sorma bana

-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman





Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden

Yaralarıma en acı tütünleri saracağım ben

Yeter ki bir çağır çiçeklendiğin yerden

Gemileri yaksalar da geleceğim sana

On iki ayın birisinde,kesin takvim sorma bana

-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman





Bak işte notalar karıştı ,ezgiler muhalif

Hava kurşun gibi ağır, yağmur arsız

Ey benim yeni alfabemdeki kadim elif

Ne güzellik ,ne tad var baharsız

Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana

Geleceğim diyorum biraz mühlet tanı bana

-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman





Ihlamur çiçek açtığı zaman

Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan

Kimseye uğramam ben sana uğramadan

Kavlime sadığım ,sadığım sana

Takvim sorup hudut çizdirme bana

Ben sana çiçeklerle geleceğim

-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman



Bahattin KARAKOÇ 

Çevrimdışı kedicik26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 496
  • 3.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 3.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eki 2012 12:44:04
Gözlerin Çağırıyor Beni

eflatun sular süzülüyor aynalardan
damlacıklarında hicranlı yüzün
ben kapıları aldatıyorum gün be gün
sen pencereleri
ben denizlere bakarak martılara yalanlar söylüyorum
sen gemilere
sonra liman bilmez korsanlara terk edip
ıssız adalara sürüyorsun dizelerimi
gitmek istiyorum çakıp da kaybolan şimşekler gibi
gel gör ki, önümde hatıralar mahzeni
parmak uçlarımda paslı çiviler
bütün zindanları yıkarak birer birer
gözlerin çağırıyor beni

gözlerin en soylu atların koştuğu bir bahar gezegeni
çeşmelerin bakınca gülümsediği
ırgatların göklere yöneldiği
latince bilenlerin nergis akşamlarında
göllere meydan okuyup
kıyısında şarkılar dinlediği
tutkular değirmeni

inciterek aşk kitaplığındaki bütün harfleri
kirpiklerinde efsane şairlerin mağrur kalemleri
gözlerin çağırıyor beni
kaşlarının cilveli bir ahu gibi
ömrümüze düştüğü günden beri
köleleri ağlattın ey sevda semenderi

adı konulmamış yıldızlardan koparak
vadilerde biriken yalnızlığım
kalbimi avuçlarına almış
tutuyor sana doğru

çölde bir kuyuya mı bırakayım ellerimi
geceye otağ mı kurayım buzullar ortasında
ne yapayım bilmiyorum ey acılar bedesteni
biraz ateş ve hüzün
biraz köpük ve leylak
gözlerin çağırıyor beni

gittim son ışığından bakışlarının
kırdım kanatlarını bin bir gece masallarında
zümrüdüanka kuşlarının
şimdi nasıl da yürüyorum dağlara karşı farkında mısın
umursamıyorum boğazımda düğümlenen yolları
bulutları susturuyorsun söylemesinler diye
turnaların toprağa dökülen eşsiz definelerini
damıt kalbini kuşkulu yokuşlardan
kurtul karanlığından fotoğrafların
her köşede ısırgan edalı kan evleri
her menzilde leylayı küçümseyen kaktüsler
ne seni görüyorum hayatın boşluğunda
ne de son anlarında resmini büyütüyor
yokluğunla savaşan intihar temrinleri

gizlenme ardına fesleğenlerin
bahaneden bıkmıştır bezirganlar, mevsimler
yüzeyde ve sancılı haykırışlar uğruna
derinden ve telaşsız bir uyanıştır şiir
bu yüzden zehre batmış urganlar gül kokulu
bu yüzden gözlerine ayarlıdır saatler

o öpüp okşadığın yaprak akkorsa şimdi
kim bilir hangi zaman gönlüme uğramıştır
kollarına aldığın mutluluk servileri
bana dokunduğunda sessizce ağlamıştır
simyası bozulduysa dilimin, kelimeler
bir volkandan geriye kalan ırmaklar gibi
bilinmez ki nereden akmıştır yüreğime

geçerek en azılı köprülerden, duraksız
varmak için sevdanın tükendiği ülkeye
duygularına ölüm yüklüyorum ömrümün
yaklaştığım her sahil tutuyor ellerimi
mor bir yangın, hercai dalgalar, kum taneleri
çakallar iniyor dağlardan apansız
ardımsıra gölgeler, gökkuşağı
rengarenk uçurtmalar gibi kaplıyor göklerimi
gözlerin çağırıyor beni

oysa ben hiç görmedim dünyada gözlerini
takılmadım engellerine nilüfer bakışlarının
bir ses beklediysem yankılansın diye evrenimde
kalbinden benim adıma
sevdalı bir vuruşun özlemiydi süsleyen
sokaklarımı, şehirlerimi
gözlerin çağırsa da beni
çağırmadan kalbin çatlayan gözlerimi
görmeden ellerinde hangi toprakların yayılıp
hangi tohumların yeşerdiğini
tutunmayacağım zamana dilenci gibi
hala uzaklardan işaret parmağıyla
gözlerin çağırsa da beni
gidiyorum; adımlarım yaz kurdu, güz kefeni

Nurullah Genç

Çevrimdışı kedicik26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 496
  • 3.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 3.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eki 2012 12:55:43
Aklım Karakış

ben seni yaralarından tanıdım
ecelime son kurşundun deli davalım
n'olur bulutsuzluğuma darılma
dudağında bizi gül
kıyametime adım kala
beni senden alma

aklım kara kış
ellerim seni üşüyor
bugün günlerden soğuk

ben aysız gecelerde
çocukluğuma mektup yazardım
ah çocukluğum kağıt gemilerim
düşlerim dudaklanıyor

sesin kokuma gizli
yıldızları sönük gecelerde
dilime yağmursun

gözlerini uyuyorum her gece
bu kent içimin bahçesi
gemilerim çözülüyor yüreğine
ellerinle okşuyorsun
bilmiyorsun
kendi bakışlı kız
ömrümün kırçıl masalısın
uçurumlar vaadetme bana
yaralısın...

Kahraman Tazeoğlu

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 23 Eki 2012 15:24:37
 

      h.n.a.


BAHTİYARLIK

Bahtiyarlık ne zafer kısrağına binmektir;
Ne yaşarken dünya uçmağına inmektir.
Şekli olmaz, rengi yok, belirsizdir ve tektir.
Bahtiyarlık: Ömründe bir kere sevinmektir.

Bir karanlık geceye akıyorken bu varlık
Bulunur mu dünyada ebedi bahtiyarlık?
Mükafatın, yapsan da en büyük bir yararlık
Nihayet zafer adlı bir kısrağa binmektir.

Dört hecelik söz olan “bahtiyarlık”... O bir sır...
Bilmeyecek insanlık bunu daha bin asır.
Bilgi, bolluk, para... Hepsi boş, hepsi kısır...
En fazlası bir dünya uçmağına inmektir.

Her şeyin bir şekli var, her derdin bir ilacı...
Türlü türlü yemişler verir dünya ağacı.
Zafer çetin, ilim güç, bozgun kötü, aşk acı.
Halbuki bahtiyarlık: Belirsizdir ve tektir.

Bahtiyarlık: Boraca yüce dağları aşmak
Varılmadan ölünen uzak yerlere koşmak,
Tanrı’nın sofrasında mest olarak konuşmak
Ve ömründe bir kere, bir kere sevinmektir...
1933

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eki 2012 18:56:21
Çözülmüş Bir Sırrın Üzüntüsü

Yaşamaktan öte özür bulamayınca aşka
sonuçları bir bir gözden geçiriyorum
pulluklarla devrilen toprağın ıslaklığındaki can
madenlerin buharından elde edilen büyü
bazı yasak kitapların verdiği dinç duygular
nelerse ki yaşamak sözünü asi kılan
nelerse ki lekesiz, umutlu ve budala.

Denedim. Soğuk sular dökünüp fırladım sokaklara
sorular sordum nice kara sıfatları üstüme alaraktan
ipte boynum,ağzım şehvet yalaklarında
çapraştım, and içip ayna kırdım
doğadan bir vahiy bekledimse boşuna
baktım akşam herkesin kabul ettiği kadar akşamdı
hiç bir meşru yanı kalmamıştı hayatımın.

Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor
böylesine hazırlıklı değilim daha.
Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum:
Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar
çocuklarda.
 
İsmet Özel
 

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 23 Eki 2012 22:48:10
Geldim ve gidiyorum anlatsın âlem beni;
Her vedâda yaralar pareler elem beni!

...ve bütün gidenlerin gölgesi, izi burda;
Say ki bir kalem/de... karalar elem beni!

Özledim ki baharı; dallarım çığlık vedâ;
Bağlandıkça fâniye; aralar elem beni!

Gel, gidelim dağlara; uzak, çok uzaklara;
Şehir gibi yağmalar, yaralar elem beni!

Saatler ve bulutlar ve günler çekip gider;
Sevgili nazı gibi oyalar elem beni!

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Eki 2012 15:19:33
Bir Gün Baksam Ki Gelmişsin

Bir gün baksam ki gelmişsin...
Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar.
Gözlerinde bir bitmez, bir tükenmez güzellik
Saçlarında ilkbahar...

Bir gün baksam ki gelmişsin...
Gülüşünde taze serin bir rüzgar
Ellerin yine eskisi kadar güzel
Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar...

Bir gün baksam ki gelmişsin...
Hasretin içimde sonsuzluk kadar.
Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz.
Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar.

Bir gün baksam ki gelmişsin...
Ne yüzünde bir gölge, ne dilinde sitem var.
Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm
Benim olmuş dünyalar...

 
Yavuz Bülent Bakiler  

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 25 Eki 2012 15:36:52
BİR BAYRAM YEMEĞİNDE

Korkarım felekte bir gün
Bir bayram yemeğinde.
Anam, babam gibi kardeşlerim de,
En güzel dalgınlığında ömrün.
Beni gurbette sanıp
Keşke gelseydi bu bayram
Diyecekler.
Ve birdenbire yürekler,
Aynı acıyla yanıp
Hepsinin gözleri yaşaracak.
Öldüğümü hatırlayarak...

Cahit Sıtkı Tarancı

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.139
  • 24.248
  • 5.139
  • 24.248
# 28 Eki 2012 00:23:07
BAYRAMLAR BAYRAM OLA-3

Kalkarım her sabah kötü bir günde
Yüreğim zindanda, sevgim sürgünde
Engeller yol vermez, gelemem oğul!

Taşırım başımda başıboşları
Konuşur karşımda mezar taşları
Diriler dil vermez, bilemem oğul!

Tecellim çiledir, çeker giderim
Gözyaşı selinde akar giderim
Dostlarım el vermez, kalamam oğul!

Hasretim göl göldür, hicranım nehir
Toprağım kor ateş, havam som zehir
Arılar bal vermez, alamam oğul!

Ben aşka koşarım, aşk beni vurur
Yaklaştığım deniz içimde kurur
Bahçeler gül vermez, gülemem oğul!

Bayramlar kurşundur, canımda kalır
Yazdığım tebrikler yanımda kalır
Postacı pul vermez, salamam oğul!
 
Abdurrahim Karakoç
 
 

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.139
  • 24.248
  • 5.139
  • 24.248
# 28 Eki 2012 00:29:20
BAYRAMLAR BAYRAM OLA-5

Giden Bayramlardan almadık bir tad
Gardaş bu senenin bayramı nasıl?
Şenay’larda bayram her gün, her saat
Elif’in, Döne’nin bayramı nasıl?

İçinde boğulduk derdin, acının
Uykusu bitmedi şeyhin, hacının
Üç gardaşı şehit veren bacının
Oğulsuz ananın bayramı nasıl?

Neşe topuğumda, elem boyumda
Sen çoğunu anla, ben az deyim de
Kim öldü, kim kaldı garip köyümde
Ya bizim hanenin bayramı nasıl?

Dert deşmek değildir gayem, niyetim
Düşündükçe sızlar kemiğim, etim
Gelini dul kalmış, torunu yetim
Ak saçlı ninenin bayramı nasıl?

Hangi eller sürer suçluyu suça
Güdümlü başların destesi kaça
Kimler zorlanıyor gönülsüz göçe
Boş kalan binanın bayramı nasıl?

İşkence altında ezilir canlar
Masum yiğitlerle dolu zindanlar
Ses verin mezardan ulu sultanlar
Yusuf-u Kenan’ın bayramı nasıl?

Bizden sandığımız bize yabancı
Görünen simalar göze yabancı
Kabukta bayram var, öze yabancı
Söyleyin, mânânın bayramı nasıl?

Sabahtan haber yok, ufuklar kara
Semerkant kan ağlar, yanar Buhara
Keşmir, Kâbil, Kerkük hasret bahara
Kudüs’ün, Sina’nın bayramı nasıl?

Ayşe’nin bayramı gözyaşı, firak
Sultan’ı derdiyle baş başa bırak
Sormadan geçemem, etmişim merak
Nükhet’in, Nana’nın bayramı nasıl?

Mücahit, maddeye yapar akını
Devrimci, soygundan tutar yükünü
Biz toprağa verdik Hikmet Tekin’i
Kotil’in, Zana’nın bayramı nasıl?

Doğduğundan beri çamlar deviren
Ekranda iftira, yalan savuran
Salyası, ülkeyi göle çeviren
Boynuzlu dananın bayramı nasıl?
 
Abdurrahim Karakoç
 
 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Eki 2012 14:30:16


Çöl acıları

Yanılgıya çeker dağları bile
bu yol acıları, kul acıları
mehtabın kahrıyla çürür bedenim
damıtır içimi çöl acıları

keskin bir muamma şarabıdır bu
yinede, günahkar karanlığımda
cennet kokan bir mehtabı özlerim
oysa umutların serabıdır bu

minyatür bir kalbe sığar mı benim
denizleri tutuşturan gözlerim

                          Nurullah Genç
 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Eki 2012 14:31:20


Çiçekler Üsümesin

Gönlümün maviliği gitmesin gökyüzünden
Kuşların gülücüğü eksilmesin yüzünden
Kar yağsada bu sessiz vadiye, gün bitmesin
Yapraklar üşüse de , çiçekler üşümesin

                                            Nurullah Genç
 

Çevrimdışı kereta

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.363
  • 5.760
  • 2.363
  • 5.760
# 29 Eki 2012 15:19:02
Ardımda bırakıp gül çağrısını
Ayrılık anı bu sisli şarkıyı
Irmaklar gibi akıp uzun uzun
Terkediyorum bu kenti
Ahh, ölüler gibi

Kazım Koyuncu

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Eki 2012 21:00:02


Siyah Gözlerine Beni de Götür...

Daha dokunmadan kurudu irem
Çöllere bir türlü yağamıyorum
Yeni bir koşunun başlangıcında
Biraz deprem sonrası
Biraz şehir hülyası
Bir kalp yangınından geriye kalan
Siyah gözlerine beni de götür
Artık bu yerlere sığamıyorum.

Pembe uçurtmalar yolladığından beri
Sarardı tiryaki menekşeleri
Sonbaharın tozlu kafeslerinde
Sevgi turnaları yakalıyorum
Turnalar gidiyor; ben kalıyorum
Avareyim, asudeyim, yorgunum
Bilmiyorum neden sana vurgunum
Erzurum garında banklar üstünde
Uyku tutmuyor karanlıkları
Yitik düşlerimi kovalıyorum
Gölgeler gidiyor; ben kalıyorum.

Binbir türlü kokuyorsa yaylalar
Siyah gözlerine beni de götür
Baharın koynundan koparıp sana
İpek bir mendile sardığım yüreğimle
Şehzade gülleri gönderiyorum
Umutlar kalıyor; ben gidiyorum.

Bütün yelkenlileri, deniz fenerlerini
Kaptanları sorgulayan
Yanından geçen küheylanların
Korku tufanına yakalandığı
Siyah gözlerine beni de götür
Güneş ülkesinden gelen yiğitler
Benzeri olmayan bir dünya kursun
Cellat, ayrılığın boynunu vursun.

Usul usul intizarı çürüten
Bu hercai diken, bu çılgın arzu
Sürüklüyor imkansız muştuların
Eşiğine gönül vadilerini
Bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
Düşüyorum tanyerine
Ya topla yaralı kırlangıçları
Ya da bu vefasız şarkıyı bitir
Özgürlüğe giden tutsaklar gibi
Siyah gözlerine beni de götür.


Nurullah Genç
 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Eki 2012 22:23:57


Yalnızsın

Bir akşam ışıkların daglara güldüğünü
Bir akşam bulutların seyre döküldüğünü
Görürsün, hasretiyle sabah ezgilerinin
Bir akşam gözlerin ufka dalar pek derin
Kuşlar öter, uçuşur, yeşil dallara konar
Umutlar yaprak yaprak alevlenirde yanar
Son mutluluk sesleri dökülür dudaklardan
İnsanlar gölge gibi çekilir sokaklardan
Rüzgar okşamaktayken annen gibi tenini
Gecenin kolları sessizce yakalar seni
Anlarsın gözlerinin dolup boşaldığını
Anlarsın yanlızlıgını ve yanlız kaldıgını


                                    Nurullah Genç
 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK