Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Kas 2012 23:20:56
Uzaktan Uzaktan

Hasbahçesinde ömrün yakın olmaz bana gül
Bîzârım ümidime kurulan her tuzaktan
Tutuştu o lâcivert hayâle düşen kâkûl
Bakanlar baktı sana; ben uzaktan uzaktan

Yandı birden korkuyla gözlerine uçan kuş
Bulutlar aynalara seni sordu ıraktan
Deniz sanki isyankâr bir rüyada boğulmuş
Nehirlar aktı sana; ben uzaktan uzaktan

Peşimde her âşığın gölgesini taşırım
Alırım esrârını her devin bir dudaktan
Dağda haramilerle, kurtlarla ağlaşırım
Gökler sıcaktı sana; ben uzaktan uzaktan

Nerede bu çileyi çekenlerin tarihi
Kalbimin enkazına kan akıyor duvaktan
Çölde kalan ruhların bile döndü talihi
Türküler yaktı sana; ben uzaktan uzaktan

En kâvi diken dahi murâd alır bağında
Bırakıp derde beni, kurtulursun firâktan
Gece- gündüz esridin bir kaktüs yaprağında
Gelmem yasaktı sana; ben uzaktan uzaktan

Simsiyah bir kıyamet tohumu filizlenir
Mezarıma isminle atacağın topraktan
Acılar sanki neden bu sevdada gizlenir
İçim tutsaktı sana; ben uzaktan uzaktan

                                       Nurullah Genç
 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Kas 2012 01:21:50

Mihriban

Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.

Yâr deyince, kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk, kâğıda yazılmıyor Mihriban.

Önce naz, sonra söz ve sonra hile...
Sevilen, seveni düşürür dile
Seneler, asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban.

Tabiplerde ilâç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban.

Boşa bağlanmamış bülbül, gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne...
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban.

Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı...
Çözemedim... Çözülmüyor Mihriban.

Dosta Doğru


Abdurrahim Karakoç
 

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 17 Kas 2012 12:52:49
Hadi uyan
Gün ışığı çilemeye başladı başucunda
Denizler bir mavilik edindi günden
Seher yeline uyup kuşlar yerinden uçtu
Bu türküyü dinlemeyecek misin?
Hadi uyan
Aydınlığa çık da çil gözlerin ışısın
İlkyazlar sıcağı biriksin yüreğine
Yoksul olsan da uyan
Garip olsan da uyan
Madem ki güzelsin,güzeli yaşatmak için
Madem ki iyisin,iyiyi yaşatmak için
Madem ki umutlusun,umudu yaşatmak için
Hadi uyan
Denizi dinle, yaşamak desin
Toprağı dinle,barışmak desin
Gögü dinle,sevişmek desin
Bir plak konmuş gibi gramofona
İşte aşk,işte özlem,işte savaşmak gücü
Uyan diyor uyansana
Hadi uyan
Sevdiğim uyan
Ne olur uyan !

Metin Eloğlu

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Kas 2012 23:35:45
Aşk Ölümcül Bir Hülyadır

Hülya tatlı bir andır
Süzülür dibine selvi ağaçlarının
Zambakların, sevda çimenlerinin.
Dağlarda duman duman tütüyor sıla
Sıla da garibin omuzlarına
Güvercin gibi konan
Sadağında mumçiçeği serzeniş
Mızrakları cazibesiyle kıran
Saçları darmadağın
Bitişik bir hicrandır.
Ne fettan sarayların
Bitişik cilvekar yalnızlığı
Ne de bezirganları küçümseyen sultandır.
Gezinir içimizde hülya tatlı bir andır.
Ne gün başımı alıp gitsen karanlıklara
Çıkıyor bir köşeden karşıma kelebekler
Onlar da bir derbeder gibi mahrum öteden
Onlar da tanyerine bakıp hülyayı bekler.
Beyhude hekimlerin ülkesinde bir şehir
Çıkmaz sokaklarını düşlerimize açan
Bir sahura yıldızı gibi göklerde uçan
Köpüksüz anıların sihriyle akan nehir
Varlığı bestenigar, yokluğun deniz gibi
Gönül,safkan bir vefa atlasında şahlanır.
Asil fırtınalarda kaybolan bir iz gibi
Çölde aşk suretinde bir ahu peydahlanır.
Kum,yaldızlı giysiler içinde meşhur güzel
Ay öper eğilerek çölün yanaklarını
Ufukların delisi, soluk bir deniz gibi
Bir sayeban altında yürür hazinesine
Kah takılır uzaktan bir belanın sesine
Kah yüzü yıldızlara benzeyen bir rüyadır.
Bin tepede bayrağı dalgalanır Leyla'nın
Oysa aşk,karanlıkta ölümcül bir hülyadır.

                                    Nurullah Genç
 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 Kas 2012 00:33:52
Cemil Meriç-Lamia Hanım'a Yazdığı Mektuptan.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı sessizsinema

  • Uzman Üye
  • *****
  • 982
  • 2.513
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 982
  • 2.513
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 Kas 2012 23:55:30
Gülce

Uçurumun kenarındayım Hızır
Ulu dilber kalesinin burcunda
Muhteşem belaya nazır
Topuklarım boşluğun avcunda
Derin yar adımı çağırır
Dikildim parmaklarımın ucunda
Bir gamzelik rüzgâr yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Uçurumun kenarındayım Hızır
Civan hazır
Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazır

Uçurumun kenarındayım Hızır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gülce'm uzaktan dolanır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir davet
Mecaz değil
Maraz değil
Gülce bir afet
Peri değil
Huri değil
Gülce beyaz sihir
Gülce ölümcül naz
Buram buram zehir
Yar yüzünde infaz

Bir gamzelik rüzgâr yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbetülarz'dan
Deccal’dan, yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce’den
Ödüm patlıyor Gülce’ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can
Her saniyede bir can veriyorum

1981

Ömer Lütfi Mete

(Bugün ölüm yıldönümüydü şairimizin. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.)
 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 22 Kas 2012 00:08:45
Yalnızlık

Bir garip kimseydin bu şehirde,
Sevmezdin her akşam içenleri,
Ve kimse bilmezdi o zamanlar
Düğüm düğüm aklından geçenleri

Bir esmer kız severdin,
Şiirler gibi,minyatürler gibi ince.
İçin içine sığmazdı,konuşamazdın
Çıkıp yanına gelince.

Efkarını dağıtmıyor her gece,
Ard arda içtiğin sigara
Ve başıboş akan ırmaklar gibi,
Dalıp dalıp gidiyorsun yollara.

Bütün sevdiklerin terkedip gitti,
Yapayalnız kaldın artık.
Dokunsalar ağlarsın çocuklar gibi,
Büyüdü gözlerinde yalnızlık.

Biliyorum,böyle değildin önceleri,
Türküler söylerdin sıcak.
Şimdi bir bekar evin var karanlık
Bir odan var ağlayacak.

yavuz bülent bakiler

Çevrimdışı kedicik26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 496
  • 3.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 3.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Kas 2012 14:44:28
Kolayıma Gelmedin, Zoruma Gittin 
 
“Yoldaşım! Zamanla unutulur bu kalleş kahır, diner acısı ayrılığın. Gidilecek uzun bir yolumuz var daha; senin için senden vazgeçebilirim. Bir boşlukta karşılaşmıştık ilk kez, bir başıma başka bir boşlukta da yol alabilirim. Haydi, beni bulduğun eski, yalnız sokağa bırak yine. Şimdi gitmek vakti… Biliyorum gitmek, bazen en çok kalmak. Ne olur; bu defa da giderken en çok kal ya da yanında en çok beni götür olur mu?” (A.Altunhan)


Bir kâğıda sığar mı bir yürek?
Ya da bir yürek kadar büyük olabilir mi bir kâğıt?
Daha sana yaralarımı göstermedim.
Kaldı ki ben,
Senden önce kendime tehlikeyim.

Üşüme diye çıkartmıyorum ceketimi.
Astarında paylaşmıştık ortak bir aydınlığı.
Gitmeseydin gözlerimin içinden okuyabilirdin adını.

Biriktirme unutacaklarını!
Oyuncak tabancalar kadar yalan,
Hüzündür yakama iğnelediğim yamam.
Hangi çığlığıma anahtar olabilirdin?
Beni bir gülle bıçakladığın zaman…

Gitmişsin işte çekiştirip durma adımı.
Tülden bekleyişler kımıldanıyor ardın sıra bil!
Ey gözlerimin arka bahçesi!
Bu dağa tırmananlar düşer,
Seyredenler değil.

Yitik bir aşkta uyuyakalmış,
Kırıp kırıp büyüttüğün yüreğim.
Meğer aşkı yazıp yazıp satırlara sıkıştırmışım.
Öyle durulup durulup.
Oysa ölmek ve düşmek ne güzeldi,
Yârin gözleriyle vurulup…

Bir rüzgâr esse senden, geçmişim üşüyor.
Sesin kulağımdan düşüyor.
Ben sadece,
Gidişine dayanabilecek kadar ayaktayım.
Daha fazlasını verme!

Ey yar
Böyle çok çorak bekledim.
Kolayıma gelmedin,
Zoruma gittin...
 
Kahraman Tazeoğlu 

Çevrimdışı kedicik26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 496
  • 3.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 3.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Kas 2012 14:46:53
Madem Ki Aşk Cemresidir Gönlün 
 
Sevgili...
Yine bahar gelip vurdu kapımızı.
Ben ki yaktım bütün anılarımı,
Bölüştürdüm bütün şiirlerimi kayıp çocuklara.
Film bitmedi, son yazmadı henüz.
Takılıp kaldım yıllar öncesinin Eylüle çalan bir yazında.
Hiçbir cemre dokunmadı bana, ısıtmadı yaz güneşleri.
Durup durup kendime yaktım yıllar boyu,
Onun için biraz is kokar libasım,
Onun için dağınık biraz saçlarım.
Ben ki bir dolu damıtılmış hüzündüm.
Korkardım bahara dokunmaktan olaki solardı yüzü,
Korkardım Eylülleri azgınlaştıran baharı tutuşturan adam olmaktan.

Sevgili...
Her gece bir Züleyha düşü görüyorum sen gibi,
Düşüyorum içimin kuyularına durmadan.
Yarım yamalak bir senaryo oysa herşey,
Uyanıyorum ki çoktan silinmiş bütün repliklerim.
Budur ürkmüşlüğüm, budur gizlenmişliğim,
Sabrım beni ancak buraya kadar getirdi.

Yoruldum artık sevgili, yoruldum karanfillere kan vermekten.
Anlayamadım bir türlü neden Eylül hep on biri doğurur?
Ve neden aşkın çocukları yoktur?

Oysa sevgili...
Bir Eylül günü, saklandığım hayattan çıkıp gelmek isterdim şimdi sana
Birikmiş bütün baharlarımı adayarak,
Koşarak doru taylar gibi yalınayak,
Çatlasın isterdim damarlarım çatlasın
Ve damarımda akan hüzün bu aşka karışmasın.
Yazık ki yine de Eylül dolu ellerim, yine de derin bir sızı içimde,
Hüzünlü bir gülümseyiş bazen dudaklarımda.
Nasılsa biraz keder bulaşır her aşka,
Her aşka biraz gözyaşı, biraz kalp ağrısı.

Sevgili...
Bu senaryo, bu kuyu, bu Eylül bırakmaz beni.
Geleceksen sen gelmelisin, hüzün kadar cesur aşklar takınarak.

Madem aşk cemresidir gönlün,
Gönlüme biraz bahar, biraz sen katarak....
 
Kahraman Tazeoğlu 
 

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 22 Kas 2012 16:02:02
NE DİYEYİM?

Bizde ekmek vardı
Yüreğimizle yoğurduğumuz
Başakların boynu bu yüzden dikti
Gülümsemesi sarışındı buğdayların
Unumuzun beyazlığı çocukluğumuzdan gelirdi.

Bizde açlığa saygı vardı
Fakire merhamet...
Nimeti ezmek fakiri de ezmekti
Yerde ekmek görsek
Aslında yerde bir yetim sayardık
Kaldırır koyardık bir taş başına
Bir gün bu aşkı çiğnedin gittin
Nimettir ezilmez derdik
Sen nimeti çiğnedin, taşlar başıma...
Ne diyeyim?

Bizde bayramlar vardı
Büyüklerimizin ellerinden
Küçüklerimizin gözlerinden öptüğümüz
Bayramdır, ayıptır deyip barıştığımız, ağlaştığımız...
Kaç bayram geldi; sen gelmedin
Ellerim kırık kaldı
Gözlerim kan çanağı...
Ne diyeym?

Biz sevgilimize önce gardaş olurduk
O, yüksek tutsun diye omuzlarını
Ayaklarının altına toz, toprak,taş olurduk
Öyle helalsiz
Öyle vedasız gittin...
Koy bir yana aşk acısını da...
Bu gardaş yarası sırtımızda zor durdu
Ne diyeyim?

Gözlerin deli kahverengi
Gülüşlerin maviydi
Sesinde bir çocuk bahçesi
Duruşun öyle ela
Susuşun sarı...
Biz renkleri severdik; bilirsin
Ne diyeyim?

Bir gün gittin; canın sağ olsun, ama!
kırıldı bin parçaya gökkuşağımız
Simsiyah kaldı üstümüz başımız
Ne diyeyim?

Biz sana dua dedik
Hak’la aramızda bir dildin
Hakikatin cevherinde çifte su verirken bu aşka
Gittin...
En sert çeliğimiz bile burkuldu
Ve ben artık dua etmiyorum
Ne diyeyim?

Bir ılıklık düşse okyanusların saçlarına..
Toprağın ellerine yayılsa derin bir sıcaklık
Cemre düştü deriz
Sen de gittin ya
Bize depremler düştü baharların ortasında, öyle soldum
Bana bir yağmur borçlusun
Ne diyeyim?

Ağlasın şimdi şehirlerin kadınları
Susmazsa susmasın sesimdeki bebeler; ne olur ki?
Genç kızlar erken ölsün; çeyizleri ziyan koksun
Yeni Pazar, Güney kent, Pozcu, Mezitli
Mersin kanar...
Mersin ağlar..
Mersin yanar mahalle mahalle içimde
Ne diyeyim?

Sevmek mi zor ayrılmak mı demiştin
Ne sevmek zor, ne de ayrılmak...
Aslolan
Severken de ayrılırken de “adam” kalmaktır
Biz “adam” kaldıkta
Sen nerde, nasıl, kimlerle kaldın?
Ne diyeyim?

KayıpKentli .

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 22 Kas 2012 16:09:41
Sesine Yaslandığım


saçlarından sağdığım umudu
dudakları çatlamış ömrüme içirdim
kahır yumağı zamanın ortasına
mayaladım çay rengi gözlerini...
toprakları kurak yüreğime ektim
sesindeki taze yeşili...
sakın susma!



anlat bana...
delik heybendeki
ağlak yalnızlıkları
kırık testine doldurduğun
içli yağmurları
her gittiğin şehirde
seni tanıyan vefalı kuşları...


sen yazgısına ağıtlar yakanım
kanserleşmiş keşkelerine dayanamazken mi
denize döktün bunca mevsimi...


anlat bana...
gölgeni çalan martıları
intihar düşkünü gözlerinde
doğan öksüz çocukları
tenhalaşmış yüreğinde
kalabalıklaşmış sesini...
çürümüş kentlerde
kamburlaşmış düşlerinle
kazandığın zafersiz savaşları...


sen öldükçe güzelleşenim
yaralarını gün ışığı yakmasın diye mi
sıkı sıkı kapalı perdelerin...


anlat bana..
kendi sesini ararken
eskiyen vatansız ayaklarını
zamansız acıların öldürmezken
nasıl aşık olduğunu...
gökyüzünü maviye boyarken
şehrin bütün kornalarına basıp
serçelere yol açtığını...



sen aşkı biriktirdikçe azalanım
gün/eşin uzağına düştüğünden mi
kanatlarını kendin koparışın...


anlat bana...
usulca gökyüzümden kayarken
ıssız topraklarını üstüne çekişini
gecenin rengini giyinirken
ölmeden az evvel serçelere
bağışladığın şiirlerini...



EzHeR


Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 25 Kas 2012 21:14:42
YIKILMA SAKIN

Kötü şey uzakta olmak
Dostlarından, sevdiğin kadından
Yasaklanmak bütün yaşantılara
Seni tamamlayan, arındıran
Kapatıldığın dört duvar arasında
Sağlıklı, genç bir adam olarak

Neler gelmez ki insanın aklına
Sevinçli, özgür günlere dair
Kalmıştır yüzlerce yıl uzakta
Onunla ilk kez öpüştüğün şehir
Acı, zehir zemberek bir hüzün
Kalbinden gırtlağına doğru yükselir

Görüyorsun işte küçük adamları
Köhnemiş silahlarıyla saldıran sana
Kimi tutsak düşmüş kendi dünyasına
Kimisi düpedüz halk düşmanı
Diren öyleyse, diren, yılma
Yürüt daha bir inatla kavganı

Babeuf'u hatırla, Nazım Hikmet'i
Bir umut ateşi gibi parlayan zindanlarda
Hatırla Danko'nun tutuşan kalbini
Karanlıklari yırtmak arzusuyla
Ve faşizme karşı, zulme, zorbalığa
Düşün acılar içinde vuruşan kardeşleri

Elbette vardır bir diyeceği, bir haberi
Bir kaçağa çay sunan Kürt kadınlarının
Dağlar dilsizdir yalçındır
Ama gün gelir bir diyeceği olur onların da
Ve dağlar, ıssız tarlalar başladı mı konuşmaya
Susmazlar bir daha, söz artık onlarındır

Kötü şey uzakta olmak
Dostlarından, sevdiğin kadından
Yasaklanmak bütün yaşantılara
Seni tamamlayan, arındıran
Ama bir devrimciyi hakli kılan
Biraz da acılardır unutma

Yıkılma sakın geçerken günler
Yaralayarak gençliğini
Onurlu, güzel geleceklerin
Biziz habercileri düşün ki
Ve halkın bağrında bir inci gibi
Büyüyüp gelişmektedir zafer.



Ataol BEHRAMOĞLU

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Kas 2012 02:43:40
Diyemiyorum


Bir bakışa bin mânâ gizlemiş siyah gözlerin
Hangi mânâda yerim var bilemiyorum
Dil alışkanlığın mıdır ‘canım’ diyen sözlerin
…‘Efendim’ demeye çekiniyorum
Aşk adına örneklerin hep Leyla’dan Şirin’den
Aşkımı görmedin mi sana şiirlerimden
Görüşürüz dediğin veda sahnelerinden
Bıktım, n’olur gitme diyemiyorum
Tek başına baharın müjdecisi, gülüsün
Karda hazana inat güneş gibi gülüşün
Sesin Allah’tan emir bülbüllere: “Ötüşün!”
Şu ömrümün gülü ol diyemiyorum
Aşkına yar kılsın beni Allah! “Aşkına”
Gözlerim sürülsün sürme diye gözlerine
Saçlarında gezinen ellerin ben olayım
El gibi görme beni diyemiyorum
Sevgimin imasısın söze dökemediğim
Kalbimde iman gibi tek sermayem bildiğim
Uzatmadan konuyu söylemek istediğim
Hayatıma sebep ol diyemiyorum..
                               
                                           Mehmet Ercan

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 Kas 2012 12:35:47
 
cümle sözcük

İçimden geçen cümlelerin içindesin
Onlarla uğrarız sana

olmadı

canım çok sıkılırsa
cümlelerden geçer
sözcüklere gider
yazarız ordan burdan

seni yazarız mesela
sensizlik çıkar ortaya

onlar isterse
şiir de demleriz
ama bir cümlecik
etmez hiçbiri

göz çukuru bir bardaktan
dumanı üstünde
acılar yudumlarız
sen yine bilmezsin

sonra dönerim evime

sessizliğime

sensizliğime

göz çizgilerimde
henüz soğumamış
uzaklar

uzanırım yatağa
sırtım düşer
büyük bir boşluğa

boğazıma takılan
uykuyu anlarım biraz da

o da dinler hikayemi
sus pus olmuş tenimden

o da koklar seni
terimden...

şiir dediğin hikayeden sonra...



gün doğarken anlarım daha
bugün de pencerede
eriyecek zaman

bugün de süzecek yürek
anlamsız yaşamı

o kadar oldu mu
zamanla azalıyor zaman
hala alışamamışım

uzun geçmiş
hüzün geçmiş ben kalmışım
son buluştuğumuz yerde

olsun yine de bir umut
zaman her şeyi daha iyi bilir herkesten
boş ver sen

insan işte yaşıyor bir ara
ya da benim gibi ara sıra
seni hatırladıkça

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.280
  • 230.752
  • 29.280
  • 230.752
# 27 Kas 2012 16:30:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK