Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.310
  • 223.549
  • 28.310
  • 223.549
# 03 Kas 2014 06:11:54
ASTIM PSİKOSOSYAL GELİŞİMİ ETKİLER Mİ?

Astımın fizyolojik açıklamasına baktığımızda, hava yollarının daralması ile kendini gösteren ve ataklar halinde gelen bir hastalık olduğunu görürüz. Hava yolları, ağız ve burundan başlar, nefes borusuyla devam eder. Nefes borusu akciğerlerde sağ ve sol olmak üzere iki ana dala (bronşa) ayrıldıktan sonra bir ağacın dalları gibi gittikçe incelen dalcıklara bölünür. Bu dalcıkların sonunda da havadan gelen oksijeni kana, kirli kandaki karbondioksitin de havaya geçtiği hava kesecikleri vardır. Astımda hava yollarında mikrobik olmayan bir iltihap bulunur. Bu nedenle hava yolu duvarlarında şişme ve ödem oluşur. Kriz esnasında hava yollarını saran kaslar kasılır, ödem ve şişlik artar, ilerleyen iltihapla birlikte hava yolu duvarı kalınlaşır. Hava yollarındaki salgı bezlerinden kıvamlı bir mukus (balgam) salgılanır. Tüm bunlar hava yollarını önemli ölçüde daraltarak havanın akciğerlere girip çıkmasını engeller. Artan öksürük, nefes darlığı, solukta ıslık, hırıltı veya hışıltı sesi ve göğüste baskı hissiyle kendisini gösterir. Fiziksel muayenede en belirgin bulgu akciğerlerden gelen “hışıltı“ sesidir.
            Astım hastalığında vücudun savaş ya da kaç vermesini sağlayan adrenalin hormonu salgılanmaz.  Adrenalin hormonu herhangi bir stres durumunda parasempatik sistemi uyararak bedeni acil tepki vermeye hazırlayan hormondur. Tedavisi olmayan bu hastalığın belirtilerini kontrol altına alabilmek için akut astım krizi sırasında hastalara adrenalin takviyesi yapılmaktadır. Beden adrenalinini üretememekte, doğal olmayan yollardan temin etmektedir.
Astım atağı, hasta tarafından yaşamı tehdit eden bir boğulma şeklinde yaşanır, kişinin nefesi kesilir, soluk soluğa nefes alır ve nefes vermesi zorlaşır. Hava yollarında oluşan spazma yoğun sekresyon (balgam) da eklenir. Kişi, balgamı öksürerek çıkardığında rahatlama yaşar. Bu nöbetler hem kaygı, stres gibi içsel faktörler hem de polen, mite, tüy, koku vs..gibi dışsal faktörler tarafından tetiklenir. Astımlı her hasta akut atak geçirebilir. Akut astım atağının ciddiyeti, hastanın kronik tedavideki basamağıyla ilişkili değildir. Yani hafif astımlı bir hastada bile hayatı tehdit eden ciddi bir atak olabilir. Son yıllarda astım hastalığının yaygınlığı ve ölümcül olma oranı gittikçe artmaktadır. (Karaayvaz ve Çalışkaner, 2003) Astım dünyada 300 milyon, ülkemizde ise 3,5 milyon kişiyi etkilemektedir ve psikosomatik bağlantıların etkili bir örneğini teşkil etmektedir.Astım bahsedildiği üzere fiziksel bir rahatsızlık olmasına karşın atakların birçoğu psikolojik durumlarla tetiklenmektedir. Peki astım hastalığı çocuğun psikososyal gelişimini nasıl etkilemektedir?
Bilindiği üzere psikososyal gelişimin temeli ilk yıllarda anne-çocuk ilişkisiyle atılmaktadır. Bu dönemde yaşanan sorunlar yetişkinlik dönemine de yansımakta, kişilik oluşumunu olumsuz etkileyebilmektedir.
            Çocuğa kronik astım teşhisinin konulmasıyla birlikte ebeveynlerin kaygı düzeyi yükselmeye başlar. Yaşam tarzı ve ailesel iç dengelerde değişim gözlenir. Astım ataklarını kontrol altına alabilmek için öncelikle fiziksel şartlarda düzenlemeye gidilir. Ev sürekli dezenfekte edilerek tüm tozlardan arındırılır, evcil hayvanlar evden uzaklaştırılır, sigara içilmesine izin verilmez ve diğer insanların da bu kurallara sıkı sıkıya uyması istenir. Evdeki hijyen koşullarına uymayan mekanlara gidilmez. Bu da öncelikle hem çocuğun hem de ailenin sosyal olarak izole olmasına neden olur.
            Evdeki tüm değişiklikler ve kararlar astımlı çocuğun ekseninde döner. Yaşam artık onun koşullarına göre düzenlenmeye başlar. Bu durumdan en çok rahatsız olan tabii ki kardeşlerdir. Hasta kardeşlerine gösterilen özen diğer kardeşlere gösterilmez. Sağlıklı kardeşlerin hem astımlı kardeşe hem de ebeveynlere karşı öfke duymalarına neden olur. Aile içinde kardeş kıskançlığından doğan çatışmalar yaşanmaya başlar. Kardeşler arasındaki dengenin sağlanmasında ebeveynlere büyük rol düşmektedir.
Özellikle anne-çocuk ilişkisi astımlı çocukların psikososyal gelişiminde büyük rol oynar. Yapılan araştırmalarda astımlı çocukların birçoğunun ilerleyen yaşlara rağmen anneleriyle uyudukları, anneye bağımlılık sergiledikleri, annenin aşırı kollama davranışının çocuğun psiko-sosyal gelişimini olumsuz etkilediği tespit edilmiştir. Annenin çocuğa karşı gösterdiği güçlü koruma ve müdahale çocuğun bağımlı davranışlar sergilemesine, anneden ayrılmaya karşı aşırı duyarlı olmasına neden olur.
Annenin aşırı koruyucu davranışları sonucunda astımlı çocuklar ilişkilerini yönetebilmek için hastalıklarını kullanmaya yönelebilmektedir. Aile bireylerinin “kızma”larını, olumsuz duygularını ifade etmelerini engellemek veya istediklerinin gerçekleşmesini sağlamak için hastalığı bir tehdit unsuru olarak kullanabilmektedirler. Aile içinde gelişen bu sağlıksız iletişim ilerleyen yaşlarda okul ve arkadaşlık ilişkilerine de yansır. Sabırsız, engellenmeye tahammülü olmayan çocuk yaşıtlarıyla ve otorite figürleriyle sağlıklı ilişkiler kuramaz. Bu durum ergenlik ve yetişkinlik dönemine de aktarılırsa bağımlı kişilik özellikleri sergilenmesine neden olabilir.
 
Tüm bunlardan yola çıkarak astımlı çocuk annelerinin çocuklarının bağımsız davranışlarını desteklemeleri, uygun sosyal ortamlarda yer almaları için desteklemeleri, bağımlılığı arttıracak düzenlemelerden (beraber yatmak gibi) kaçınmaları, gerekli ve gereksiz koruma-kollama davranışlarını birbirinden ayırmaları, çocuğun kaygılarını ve olumsuz duygularını dışa vurması için cesaretlendirmeleri gerekmektedir. Çocuğun yaşıtlarıyla beraber bulunacağı, yeni ve sağlıklı sosyal ilişkiler geliştirebileceği yaratıcı drama aktiviteleri, psikososyal gelişimi destekleyen programlar, çocuk psikodraması grupları astımlı çocuğun duygularını ifade edebilmesi, hastalıkla başa çıkabilmesi, sosyal gelişimini güçlendirmesi açısından önerilebilecek yöntemlerdendir.
Ayrıca bir sağlık psikoloğunun eşliğinde ebeveynlerin ve kardeşlerin kronik hastalıkla başa çıkabilme, yaşayacakları sorunlara uygun çözümler üretebilme yetisinin güçlendirilmesi daha sağlıklı ve mutlu bir aile ortamı yaratma açısından önemlidir.
Hepinize sağlıklı günler dilerim.
       Uzm. Psk. Senem Eke

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.310
  • 223.549
  • 28.310
  • 223.549
# 05 Kas 2014 15:27:01
ÖKSÜRÜĞÜ OLANLARIN DİKKATİNE ASTIM, ALERJİK ASTIM,..
Saf zeytinyağında bir gün bekletilmiş kuru incirden sabahları aç karnına 2 adet yemelerini ve yeniden 2 tane inciri gene zeytinyağına koyarak ertesi günü yiyerek bu kürü en az 6 ay devam etmeliler.(aralık vermeden)
Tazesi de malum tembel mideyi çalıştırıyor,bağırsakları yumuşatıyor,sinirleri kuvvetlendiriyorboğaz ağrılarını kesiyor çıbanları olgunlaştırıyor,bronşları yumuşatıyor.
Ayrıca incir ağacının dallarındaki süt ise siğilleri geçiriyor.
Bu bilgileri paylaşmak istedim...
Allah şifa versin

Çevrimdışı zeynepgulsu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 23.272
  • 42.267
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 23.272
  • 42.267
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 05 Kas 2014 15:33:11
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Öğretmenim faranjit için benim yıllardır denediğim formülü paylaşıyorum:
Bir kupa dolusu ihlamur,  içine: kabuk tarçın, 1 tatlı kaşığı toz zencefil,  1 tatlı kaşığı bal.
İçtik ten sonra bir süre bir şey yiyip içmeyin.
Geçmiş olsun.
Bugun zencefil ve tarcin alip uygulayayim.teşekkür ederim hocam.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.310
  • 223.549
  • 28.310
  • 223.549
# 07 Kas 2014 18:34:44
Belki biliyorsunuzdur ama ben ilk defa duydum! Geçen gün oğlumu geçmeyen öksürüğü için doktora götürdüm, doktor yokmuş biz de konuşarak eve giderken bir bayan yanımıza geldi, bana oğlunuz öküsürüyor boza içirin bakın faydasını göreceksiniz dedi. Tabii hemen boza aldık. Gerçekten 2 haftadır geçmeyen öksürük 2 günde 1 çay bardağı kadar boza ile geçti. Eşimin de aynı şekilde öksürüğü 3 günde bitti, biraz önce boza bitti deyince aklıma sizinle paylaşmak geldi. Daha pek çok da faydası varmış, çocuklara boşuna ilaç,antibiyotik vermekten bin kat iyidir. Tarçını iyice karıştırarak içeceksiniz yoksa daha çok gıcık yapabilir...

- Bünyesinde A ve B vitaminlerinin dört türü ile C ve E vitaminleri de bulunuyor. Mayalanması sırasında ürettiği laktik asit ise ender gıda maddelerinde bulunuyor ve bu değerli asit türünün hazmı kolaylaştırıcı etkisi var. Süt yapıcı özelliği nedeniyle hamile bayanlara ve vitamin kaynağı olarak sporculara tavsiye ediliyor. İçinde ilk başta yüzde 20 şeker olsa da daha sonra yüzde 8'lere kadar düşüyor. İçindeki yağ oranı da sıfır. Bağırsak florasını düzenler. İçindeki aktif mayalarla probiyotik özelliği vardır. Zengin karbonhidrat, protein ve B vitamini içeriği nedeniyle enerji ihtiyacı fazla olan kişiler, gebeler, sporcular ve kilo almak isteyen kişilerin kullanımı için uygundur. Karbonhidrat ve proteinin yanı sıra birçok besin öğesini içerdiğinden besleyici özelliği nedeniyle “sıvı ekmek” olarak anılır. Zihin açıcı ve sinirleri dinlendirici etkisi vardır. Öksürük tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.310
  • 223.549
  • 28.310
  • 223.549
# 07 Kas 2014 18:35:18
KizlarSoruyor
1..Un ve şekerden kaçınarak insülin direncini yenin.
2..Hiçbir şekilde tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren 'light' hafif yiyecek ve içecek tüketmeyin. 3..Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin. Taş devri diyetini uygulayın. 4..Bol taze sebze ve meyve yiyin.
5..Yeterli omega-3 alın; ayçiçeği,mısır, soya, pamuk ve margarin gibi yağları diyetinizden çıkartın. Bunların yerine zeytinyağı ve doğal hayvani yağları (tereyağı, iç yağı ve kuyruk yağı) yiyin.
6..Kefir, yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve boza gibi probiyotiklerden (faydalı mikroplar) zengin gıdalarla beslenin.
7..Özgür dolaşan hayvanların etini ve yumurtasını yiyin.
8..Pastörize sütlerden mümkün olduğunca kaçının. Kutu sütü tüketmeyin. Mümkünse mandıra sütü kullanın. Süt yerine süt ürünlerini (yoğurt, peynir) tercih edin.
9..Günde iki diş sarımsak ve/veya 1 baş kuru soğan tüketin.
10.. Günde 1-2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu tüketin.
11.. Yeşil ve siyah çay tüketin (şekersiz!!!! ).
12..Stresten uzak durun.
13.. İyi uyuyun.
14.. Çevresel toksinlerden ve sigaradan uzak durun.
15.. D vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli bir şekilde güneşlenin ya da D vitamini takviyesi alın.
16.. Yeteri derecede egzersiz yapın!!!!
17.. Alkol kullanmayın.
18.. İşlenmiş soya ürünü yemeyin.
19.. Yemekleri geleneksel yöntemler (buğulama, buharda pişirme) ile pişirin. Turbo fırınlar da kullanılabilir.
20.. Hızlı pişirme yöntemleri (mikrodalga gibi) besin kayıplarına yol açar; ayrıca kanserojen olabilirler !!!!
21.. Daha çok toprak (güveç), cam ya da kalaylı bakır kapları tercih edin. Emaye ve çelik tencere daha sonraki tercihlerdir.
22.. Teflon ve alüminyumu ise kesinlikle kullanmayın.

************************** Prof. Dr. Ahmet AYDIN İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.310
  • 223.549
  • 28.310
  • 223.549
# 07 Kas 2014 18:45:20
BUNU YILDA BİR KEZ MUTLAKA YAPIN

Limon suyu ve sarımsakla yapılan karışım, damar sertlikleri, damar yağlanması, damar tıkanıklıkları ve tansiyon gibi sorunları kalıcı olarak ortadan kaldırıyor.

EVİNİZDE KENDİNİZ YAPABİLİRSİNİZ

- 2 Litre hiç su katılmamış sıkılmış limon suyu

- 40 diş soyulmuş ve ezilmiş sarımsak (Mümkünse Anadolu'da yetiştirilmiş ithal olmayan sarımsaklardan)

- Ağzı sıkı kapanan koyu renkli bir kavanoz (2 litrelik pet şişeler de kullanılabilir)

HAZIRLANIŞI

2 Litrelik kavanoz ya da pet şişeyi dolduracak kadar limon satın alın. Limonların suyunu iyice sıkıp şişeye doldurun. Soyulmuş 40 diş orta boy sarımsağı yıkamadan ve ezerek limonun içine atıp şişenin kapağını sıkıca kapatın. 25 gün boyunca normal ılık bir yerde tutun ve her gün birkaç kez çalkalayın. Yaklaşık 25 gün sonra sarımsakların limon suyunun içinde eridiğini göreceksiniz.

25 gün sonra hazır hale gelen karışımdan her sabah kahvaltıdan yarım saat önce yarım çay bardağı için. Bunu hergün düzenli olarak ve mümkünse aynı saatte yapın. Bu karışımın içine asla başka bir madde (şeker, tuz, tatlandırıcı vs. katmayın)

FAYDALARI

1- Tüm damar iltihaplarını (vasküler) tedavi ediyor, tıkanan damarları açıyor, damar sertliklerini ve hipertansiyonu
önlüyor.

2- Kolesterol ve lipidi düşürüyor, zararlı yağların yakılmasını sağlıyor, kilo verdiriyor (bazal metabolizmayı hızlandırıp yağların yakılmasını sağladığı için iştahı açıyor.), vücuttaki şeker oranını dengeliyor, pankreasin yenilemesini sağlıyor.

3- Böbrek ve safra taşlarını eritiyor, idrar söktürüyor, vücuttaki şişkinliği yok ediyor ve dokularda ödem oluşmasını engelliyor.

4- Helycobeacter pylori adlı ülser mikrobunu öldürerek mide ve oniki parmak bağırsağı ülserinin kesin tedavisini
yapıyor.

5- Tüm romatizmal iltihabi önleyor, her tür romatizmal ağrıları dindiriyor, kireçlenmeyi önlüyor, eklem yüzeylerinin
yenilenmesini sağlıyor ve her türlü ağrıyı kesiyor.

6- Beyin hücreleri ve tüm sinir sistemlerini yeniliyor, sinirdeki aksiyon potansiyelini düzenleyip ileri-refleks hızını artırıyor, felç ve inme riskini azaltıyor.

7- Vücudun bağışıklık sistemini son derece mükemmel hale getiriyor ve her türlü alerjiyi, özellikle de damarsal kökenli ve strese bağlı cilt alerjilerini kökünden engelliyor. Kanser oluşumlarına karşı tüm vücudu koruyor.

Çevrimdışı 107325

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.858
  • 4.356
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.858
  • 4.356
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Kas 2014 19:29:45
hacile öğretmenim paylaşımlarınız için çooook teşekkür ediyorum.Allah razı olsun.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.310
  • 223.549
  • 28.310
  • 223.549
# 07 Kas 2014 19:36:19
Sizden de Allah razı olsun.vaktinizi ayırıp okuduğunuz için.

Çevrimdışı göksenin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 574
  • 1.669
  • 574
  • 1.669
# 07 Kas 2014 19:41:37
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sizden de Allah razı olsun.vaktinizi ayırıp okuduğunuz için.
Hocam gerçekten paylaşımlarınız çok güzel emeğinize yüreğinize sağlık sizi takdir ediyorum

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Kas 2014 23:27:36
 HAVUÇ SUYU YARALI MIDIR                                                                                                            Vitamini deposu olan havuçtaki karotenlerin çoğunluğu vücutta ince barsaklarda ve karaciğerde A vitaminine dönüşüyor.  A Vitaminleri ve yine A vitaminine dönüşmeyen karotenler karaciğerde depolanıyor ve kandaki vitamin düzeyleri azaldığında kana salınarak vücudun vitamin ihtiyacı karşılanıyor.
İnsan vücudunun ihtiyacından fazla alınan A vitamini ve temelindeki karotenler karaciğerde fazlasıyla depolanmış olduğundan zehirlenmelere sebep olabilir. Karotenler ve A vitamini suda eriyen vitemin değildir ve ter ya da idrarla dışarı atılmadığından zehirlenme etkisi gösterirler.
havucsuyuNormal olarak yüz gram havuç yenildiğinde bir insanın iki günlük ihtiyacı olan A vitaminine dönüşebilecek karoten alınmış olur. Her gün bir bardak havuç suyu içilmesi ile vücudun ihtiyacı olandan beş ile on kat karoten alınır ki karaciğerde depolanacak yer bulunmaz ve zehirlenme etkisi görülür. Sonucunda ise sindirim bozuklukları ve ten renginin sarıya dönüşmesi ile belirti verir.

Beslenme de aşırıya kaçılması ile vücudun ihtiyacından fazla alınan gıdalar sağlık sorunlarına sebep olurlar. Havuç da ölçülü alınması gereken gıdalardandır.

Çevrimdışı geles

  • Uzman Üye
  • *****
  • 757
  • 6.803
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 757
  • 6.803
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Kas 2014 10:55:36
merhaba öğretmenlerim bir sorum olacaktı,

elinde fazla kefir mayası olan varmı acaba,kargo ödemeli  gönderebilirseniz çok memnun olacağım,

-------------
Kefirin Faydları>:
    Mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır,
    Serinletici aromasıyla kronik yorgunluğu giderir,
    stres azaltır, sakinleştirir ve kolesterolü düşürür,
    Sinir sistemini güçlendirir,
    Uykusuzluğu ve sinirsel depresyonu ortadan kaldırır,
    Damar sertliğini ve kas kasılmalarını önler,
    Yüksek tansiyonu düzenler ve dengeler,
    Kan bozukluklarını giderir ve kanı temizler,
    Karaciğer rahatsızlıklarını iyileştirir,
    Cildi güzelleştirir ve parlaklık verir,
    Egzema ve benzeri deri hastalıklarına iyi gelir,
    Yara ve yanıkların hızla iyileşmesini sağlar,
    İdrar yolu iltihaplarını tedavi eder,
    Mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir,
    Safra kesesi ve böbrek hastalıklarına iyi gelir,
    Sindirim sistemini mükemmel şekilde düzenler,
    Sağlıklı diyet için önemlidir, kilo almayı önler.
    Bebeklikten ergenliğe kadar; kemiklerin ve dişlerin oluşumu ile sağlıklı dokuların ve kasların gelişimini olumlu etkiler.
    Vücudun gelişmesi için gerekli olan vitamin, mineral ve protein desteğini sağlar.
    Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır.
    Aşırı çikolata, şeker ve sakız tüketen çocukların sağlık risklerini azaltır.
    Diş çürüklerini önler.
    Şekerin özümlenmesini sağlar ve şekeri enerjiye dönüştürür.
    İştah açar ve beslenmeye güçlü destek oluşturur.
    Asabi hastalıklarda rahatlatıcı görevi görür.
    İshale ve kabızlığa karşı etkindir.
    Kansızlığı önler ve kan bozukluğunu giderir.Tırnakların sağlıklı kalmasını sağlar.
    Görme yeteneğini güçlendirir.
    Kesiklerin ve yaraların hızla iyileşmesini sağlar.
    Zekâ gelişimine önemli katkı ve zihinsel aktiflik sağlar.
    Astım ve Alerjiye karşı direnç oluşturur.
    Çocukların büyümesinde doğal koruma ve güvenli Beslenme sağlayan nefis bir süt içeceğidir.
    Büyümeye güçlü destek sağlar.
    Boy uzamasına ve sağlıklı gelişime yardımcı olur.
    Ergenlik dönemine Pozitif etkinlik katar.
    Hormon dengesinin kuruluşuna yardımcı olur.
    İhtiyaç duyulan enerji için mükemmel destek verir.
    Zihinsel ve fiziksel gelişime benzersiz katkı sağlar.
    Beyin hücrelerini aktifleştirir ve beyinsel dinamizmi arttırır.
    Aşırı şişmanlamaya veya zayıflamaya karşı frenleyici görev üstlenir.
    Sindirim sistemini inşa eder ve tam beslenme sağlar.
    Sindirim esnasında protein sentezine olumlu yardım eder.
    Bağırsak florasını inşa eder.
    Böbrek fonksiyonlarını düzenler.
    Vitamin ve mineraller arasında işbirlikçi yapısıyla simbiotik çimento görevi görür.
    Cilt güzelliğine ve parlaklığına olumlu etkiler yapar.
    Ciltteki yağlanmayı ve kepeklenmeyi önler. Saçları kuvvetlendirir.
    İç ve dış kanamalarda kanamaları durdurmaya yardımcı olur.
    Yanıkların hızlı iyileşmesini sağlar.
    Dokuları tamir eder.
    Vücudun Sıvı dengesini optimum seviyede tutar.
    DNA sentezini ve yenilenmesini olumlu etkiler.
    Hücrelerin Oksijen almasında etkili görev üstlenir.
    Gençlik döneminin etkin, enerjik ve aktif bir dönem olmasında unutulmaz bir partnerdir.
    Gençlik ve dinçlik duygusunun sürekliliğini sağlar.
    Yorgunluk ve strese karşı koruyucu bir kalkandır.
    Cinsel fonksiyonların devamlılığında aktiflik kazandırır.
    Vücudun bütün organlarının uyumlu ve senkronize çalışmasını düzenler.
    Kanı temizler, klosterolü dengeler ve yüksek tansiyonu düşürür.
    Damar sertliğini ve kalp krizi riskini önler.
    Uykusuzluğu giderir. Spor yapanlar için enerji deposudur.
    Ferahlatıcı hoş kukusu ve benzersiz tadıyla rahatlık verir, dinlendirir ve gevşetir.
    Yemeklerde keyfinize keyif katar.
    Hazmı kolaylaştırır.
    Diyet yapanlar için en ideal içecektir.
    Kilo aldırmaz ve beslenme sentezi oluşturur.
    Kemoterapi tedavisi sürerken vücudun güçlü kalmasını ve Beslenmenin devamlılığını sağlar.
    Kas kasılmalarını ve krampları önler.
    Selülitlere karşı etkindir.
    Yağ dokularını çözümleyici fonksiyon içerir.
    Sindirim sistemindeki trafiği düzenler.
    Birçok hastalığın oluşumunu ilk başlangıçtan itibaren hemen önler.
    Başta üreme hormonları östrojen, progesteron, testesteron olmak üzere kortizon, ensülin, trioid, serotonin ve adrenal hormonları üzerine olumlu etkiler yapar.
    Mide asitleri ile salgıların düzenli ve verimli üretilmesine katkıda bulunur.
    Alkol alanlar açısından kaybolan vitaminlerin geri alımında tam bir takviye sağlar.
    Zehirlenmelere karşı kanı temizler.
    Vücuda giren siyanürü etkisizleştirir.
    Saç dökülmesini azaltır.
    Doğum kontrol hapı ve idrar söktürücü ilaç alanlara yardımcı olur.
    Antibiyotik ilaçlar vücuttaki tüm vitaminleri ve bakterileri öldürdüğünden; doğal savunma ve savaş ordularını kurarak doğal antibiyotik görevi üstlenir.
    Sinir sistemini sürekli reorganize ettiğinden çelik gibi güçlü yapı oluşturarak sakinlik ve rahatlık verir.
    Antioksidan özellikleri ile hücre yenilenmesine katkı sağlar.
    Menopoz dönemindeki riskleri azaltır.
    Aşırı yıpranmayı ve yaşlanmayı yavaşlatır.
    Damar sertliğini engeller.
    Uzun ve sağlıklı bir ömür trendine yönelik met@bolizmanın mimarıdır. Kemiklerin ve kasların güçlü kalmasına destek sağlar.
    Osteoporoz ve Alzheimer hastalığına karşı direnç oluşturur.
    prostat ve Bağırsak Kanseri başta olmak üzere birçok kanseri önleyici etkisi olduğu bilinmektedir.
    Adale kasılmaları ile felce karşı etkindir.
    Ellerdeki titremeler ile bellek zayıflığını ve dikkat azalmasını önler.
    Kronik güçsüzlüğe karşı kuvveti arttırır.
    Sinir iltihaplarına bağlı olarak el ve ayaklardaki uyuşma ile karıncalanmaları azaltır.
    Görme zayıflığını ve katarakt oluşumunu engeller.
    Serbest radikallerin, ağır met@llerin ve zehirli Gazların vücuttaki olumsuz etkilerini azaltır.
    Kronik depresyona karşı olumlu iyileştirmeler yapar.
    Genç yaşlanmayı sistemize eder.
    Mutlu bir yaşlılık dönemi için vazgeçilmez doğal bir dosttur.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Kas 2014 06:26:24

Hodan otu

Hodan otunun eskilerden bu yana insanı cesaretlendirdiği, rahatlatıcı etkiye sahip olduğu belirtilmiş. Araştırmalarda gösteriyor ki hodan bitkisi böbrek üstü bezlerine etki ederek insanları rahatlatıyor. İçeriğinde yüksek miktarda kalsiyum, potasyum ve mineral tuzlar barındıran hodan bitkisi tuzsuz rejim yapanların sık sık başvurduğu bir bitki olma özelliğine sahiptir.
Mayıs ve eylül aylarında çıkan sert tüylü mavi renkli otsu bir bitkidir. Halk arasında sığırdili olarak da tanınır.
Hodan yağının faydaları
Ter bezlerini çalıştırarak terlemenizi sağlar
İyi bir idrar söktürücüdür
Hodan bitki sayesinde balgam sorununuzu ortadan kaldırabilirsiniz
Hodan yağı Antidepresif etkiye sahiptir
Öksürüğe karşı son derece etkilidir

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.310
  • 223.549
  • 28.310
  • 223.549
# 16 Kas 2014 09:46:28
Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer. Eğer insan sıvı gıdayı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra 12 parmak bağırsağına geçer. Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera da dâhil, birçok bulaşıcı hastalıklarından korunmuş olurProf. Dr. Ahmet Aydın

Çevrimdışı 107325

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.858
  • 4.356
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.858
  • 4.356
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Kas 2014 18:10:21
Sac dokulmelerine ne iyi geliyor arkadaslar? Bilen varsa paylasirsa sevinirim.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.310
  • 223.549
  • 28.310
  • 223.549
# 19 Kas 2014 20:49:59
Kış Mevsiminin Bol Vitaminli Meyvesi Mandalina
Kış mevsiminin vazgeçilmez meyvelerinden olan mandalina, C vitamini başta olmak üzere A ve B vitaminleri açısından da oldukça zengindir. Kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürmeye yardımcı olmasının yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirmeye de etkisi vardır.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK