Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı FRQ

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 324
  • 3.708
  • 324
  • 3.708
# 04 Şub 2015 17:32:55
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
bel fıtığı tedavisinde alternatif tıp önerileriniz nelerdir?
Kesinlikle egzersiz öneririm, özellikle ters mekik ayrıca ayaktayken duvara ellerinizi koyarak şınav hareketi kendinizi yormadan.

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.655
  • 72.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 10.655
  • 72.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Şub 2015 20:12:38
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
bel fıtığı tedavisinde alternatif tıp önerileriniz nelerdir?
Doktorunuzun vereceği egzersiz hareketleri.Düzenli yaptığınız zaman rahatlama sağlıyor.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Şub 2015 06:59:14

Nar Suyundaki Mucize

Son zamanlarda değeri anlaşılan nar suyunun vücumuza faydaları saymakla bitmez. Antibiyotik görevi ile vücudu pek çok hastalıktan koruyor. Yapımı epey zahmetli olan nar ekşisi Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde ev hanımlarınca imece usulünde yapımına başlandı. Her derde deva olan nar suyu uzun uğraşlardan sonra sofralarımıza lezzet katması için bizlere sunuluyor.
narsuyuNar ekşisinin yapımı; Toplanan narlar önce bıçakla ortadan ikiye ayrılıyor ve leğen içerisinde toplanıp sopalar yardımıyla tanelerinin kabuklarından ayrılması sağlanıyor. Sonra temiz bir çuvalın içinde toplanarak yine temiz ve ser bir sedir üzerine üst üste konuyor. Bu sayede süzülen nar suyu o yörede “kömü” olarak adlandırılan bakır kaplarda toplanarak hafif ateşte kaynatılarak yoğunlaşması sağlanıyor. Bal kıvamına gelince ocaktan alınıp soğumaya bırakılıyor.
Uzmanların önerileri ile özellikle kış aylarında bol bol tüketilmesi gereken bir meyve nar, bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı vücudu koruyor. İçeriğindeki bazı maddeler kan şekeri ve kolesterolü dengeliyor ve kalp sağlığını koruyor hatta kanser hücrelerinin gelişimini de engelliyor.
Evlerinizde olmazsa olmaz denilecek türden meyvedir nar. Yemek için ayıklamak ya da çekirdekleri sıkıntı verir bazı kişilere, siz de yerken zorlanıyorsanız epey zahmetlerle sofralarımıza ulaşan nar ekşisini mutlaka değerlendirmelisiniz.

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.382
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.382
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 05 Şub 2015 16:01:08
Sıcak suya limonu sıkın.. Sonucuna inanamayacaksınız!

Güne başlarken içine biraz limon sıkılmış sıcak su içmek metobolizmanızı hızlandırarak hızla kilo vermenizi sağlar. Ayrıca gün boyunca dinç kalırsınız. Limon sıkılmış sıcak su yağ dokularınızı parçalayarak dinç ve sağlıklı bir bedene sahip olmanıza olanak verir.
Öncelikle sıcak su içmek hazmı kolaylaştırır. Soğuk su ise gıdalardaki yağı sertleştirdiği için bağırsak kenarlarında tabaka meydana getirir ve bu da kansere sebep olur.Sıcak su bu riski minimuma indirir.
Yumuşak ve ışıldayan saçlara sahip olmak için sıcak su içmek şart. Sıcak su saç köklerindeki sinir uçlarına enerji gönderir ve bu sinirleri aktif hale getirir. Bu işlem natural canlılığını geri kazanmasında ve çok daha parlak görünmesinde etkilidir.
Daha hızlı kan dolaşımı ve daha sıhhatli bir sinir sistemi kazandırır Sıcak suyun en önemli işlevlerinden biri de kaslarınızın ve sinir sisteminizin düzenli çalışması için mühim olan kan dolaşımını hızlandırmasıdır.
Yaşlanmayı geciktirir Toksinler bizi hızla yaşlandırır. Sıcak su hücre yenilenmesini hızlandırır ve parlak, genç bir cilde sahip olmanızı sağlar.
Detoks Sıcak su doğal bir detokstur. İçtiğinizde vucut ısınız artar ve hızla toksinleri dışarı atarsınız.
Kepeği azaltır Sıcak suyun diğer bir faydası deriyi ve vücudu nemlendirmesi. Bu da kepeği önemli ölçüde azaltır.
Burnun ve boğazınız tertemiz ve açık olur Soğuk algınlıkları, öksürük ve boğaz ağrısı için sıcak su içmek oldukça yararlı. Balgamdan kurtulmada da işe yarıyor.
Sivilceler ve siyah noktalara elveda deyin Derinizi ve vücudunuzu derinlemesine temizleyen sıcak su tüm leke ve sivilceleri azaltır.
Kelliği azaltır Saç köklerinin canlılığıyla beraber saç sayısı ve uzunluğu artar.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.310
  • 223.541
  • 28.310
  • 223.541
# 06 Şub 2015 18:47:25
Bir kimse aksırdığında hamd etmemiş ise ona hatırlatmak için siz "Elhamdülillah" deyiniz. Zira aksıranın hamd etmesi her derde deva ve böğür ağrılarına da şifadır.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
Hz.Rasulullah aleyhissalatüvesselam

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Şub 2015 08:16:41

E Vitamini
 
E vitamini, bitki­sel tohumlarda ve onlardan elde edilen yağlarda (mısırözü, ayçiçeği, fındık ve su­sam yağı), yumurtanın sarısında, karaci­ğerde, yeşil bitkilerde bulunur. E vitamini eksiliğinin farelerde kısırlığa neden olduğu bulunmuştur, insanlarda ise eksiklik belirtisi tarif edilmemiştir. Ancak adalede ve çalışmasında bozukluk, kansızlık ve düşük sebebi olabileceği söylenmektektedir
E Vitamini yani Tokoferol, çok mühim bir antioksidandır ve bağışıklık sistemi bakımından çok işlevde vazifesi olan oldukça önemli bir vitamin türüdür.
Aşağıda, E Vitamininin faydaları nelerdir? E vitamibi hangi besinlerde bulunur?, E Vitamini Eksikliği ne gibi hastalıklara yol açar? gibi sorularınıza cevap vereceğiz.
E Vitamininin Faydaları, Eksikliği, E Vitamininin Hangi Besinlerde Bulunur?
* E Vitamininin Faydaları: E Vitamini çok kuvvetli bir antioksidandır. Hücre yapısının bozulmasını önler. Yaraların iyileşmesini çabuklaştırır. Kansere karşı koruyucudur. Damar sertliğini ve damar tıkanıklıklarını engeller. Cildi güzelleştirir ve cilde parlaklıkestetik katar. Bağışıklık sistemini daha da kuvvetlendirir ve hastalıklara direnç sağlar. Göz sağlığı için yaşamsal öneme sahiptir. Bünyeye alınan ağır metaller, zehirli bileşikler, radyasyon ve bazı ilaçların yarattığı toksinlere karşı ciddi bir koruma oluşturur. İhtiyarlamaya bağlı hafıza kaybını yani Alzheimeri engellenmesinde pozitif bir rolü olduğu ispatlanmıştır.
* E Vitamini Hangi Besinlerde ve Nelerde Bulunur?
En çok tahıllarda bulunur tahıllar haricinde ıspanak, kabak, lahana, marul vb yeşil sebzelerde, zeytinyağı, balık yağı, fındık, ceviz, ton balığı, sardalye, yumurta sarısı, domates ve patateste çokça e vitamini vardır. Fındıkta da bol miktarda e vitamini vardır. Bir avuç fındık günlük E Vitamini gereksinimini büyük oranda karşılamaktadır.
e vitamını* E Vitamini Eksikliği son derece nadir görülmekle beraber, E Vitamini eksikliğinde; başta kansızlık ve göz bozuklukları olmak üzere, çabuk yorulma, yaraların geç iyileşmesi, cinsel isteksizlik ve kısırlık meydana gelebilir. E Vitamini eksikliği kalp hastalıkları ve kanser olasılığını da ciddi oranda yükseltir. Tüm bunlara ek olarak,e vitamini eksikliği vücutta su toplanmasına bağlı şişkinlikler oluşturabilir. Özellikle cinsel gelişimin arttığı ergenlik döneminde E Vitamini gereksinimi tam olarak karşılanmalıdır.
* E Vitamini Fazlalığı: E vitamininin fazla olması ciddi bir soruna neden olmaz. Fazla alınan e vitamini idrar yoluyla dışarı atıldığı için E vitamini fazlalığı çok nadir görülür. Bununla beraber aşırı dozlarda alınması bulantı ve ishal yapabilir.
* Günlük E Vitamini İhtiyacı: Bebeklerde 5 – 6 mg, 4 – 11 yaş arasındaki çocuklarda 7 mg ve 12 yaşından büyüklerdeyse 8-10 mg. civarındadır.

Çevrimdışı sınıf_felsefe

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.322
  • 1.712
  • Lise Branş Öğrt.
  • 2.322
  • 1.712
  • Lise Branş Öğrt.
# 07 Şub 2015 10:52:38
Bi de şu kelliğe çare bulsalar ;D

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.406
  • 41.914
  • 5.406
  • 41.914
# 07 Şub 2015 12:11:57
Ellerimizi Yumuşatan Doğal Maskeler
Zeytinyağı ve Şeker: Cildi derinlemesine nemlendiren zeytinyağı ve peeling etkisi yaratan şekerle ellerinizi çok kısa sürede yumuşacık yapabilirsiniz. Bunun için ihtiyacınız olan malzemeler 1 yemek kaşığı zeytinyağı ve 1 yemek kaşığı şeker. Şekeri avuç içinize alın ve yavaş yavaş zeytinyağını dökün. Diğer avucunuzla dairesel hareketler yaparak zeytinyağı ve şekeri dağıtın. Daha sonra parmaklarınızı, parmak aralarını yağla ovuşturun. 5 dakika kadar masaj yaptıktan sonra ellerinizi ılık suyla yıkayabilirsiniz.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 Şub 2015 06:52:05

Mide asidini düşürmek için nelere yapılmalı?

Aşırı stres özellikle mideyi etkilemektedir ve yanma hissine sebep olmaktadır. İlaca sarılmadan önce bu yanmayı engelleyecek gıdaları araştırınız. Mideye rahatlık sağlayacak yiyeceklerden meydana gelen rejim ile sorununuza çözüm getirin. Bu yangına engel olacak öneriler şöyledir; • Hazmı zor olan kızartma ve de çok yağlı olan yiyeceklerden uzak durunuz.
• Ağır, yağlı, çok krema olan ve ya soslu yiyeceklerden uzak durun.
• Çikolatanın içerisindeki fazla miktarda olan yağ ile kafein sebebiyle hassas midelere zarar verir ve yanmaya sebep olur. Sütlü olana nazaran daha az yağlı olan bitter çikolatayı tercih ederseniz daha iyi olur.
• Kafein içeren içecekler mideye zarar verir. Çay, kahve ile kola gibi içeceklerin hassas mideleri yorduğu bilinmektedir. Kahve içmeden duramıyor iseniz kafeinsiz olanı tercih ediniz.
• Gazlı içecekler ile asit içeren meyve sularından kaçının.
• Domates ile portakal suyu da asit içerdiği için mide yanmasını arttırır. Bu sebepten sulandırıp ya da bal ilave ederek tüketiniz.
• Et sulu olan çorbalardan tüketmeyiniz. Diğerlerini de aşırı sıcak içmeyiniz. Ilık olarak tüketiniz.
• Alkol mide yanmasını arttırır. Birde asla mideniz boş ise alkol kullanmayınız.
• Çiğ soğan tüketmeyiniz.
• Çiğ meyvelerde mide asidini arttırır, dikkatli tüketiniz.
• Şeker tüketmeyi seviyor iseniz naneli olanları tercih ediniz.

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 10 Şub 2015 14:35:51
Limonlu Suyun Faydaları

Limonlu su çok basit ve şaşılacak derecede sağlıklı bir içecektir. Güne başlarken içeceğiniz bir limonlu su içinizi temizleyecek ve güzel bir başlangıç olacaktır. Limonlu suyunuzu bir bardak suya yarım limon sıkarak elde edebilirsiniz. Suyu soğuk değil, ılık veya sıcak tercih etmelisiniz. Kahvaltıdan 15 dakika – yarım saat önce içilen ılık limonlu suyun faydaları:

Bağışıklık sistemini desteklemesi: Limonlu su bir C vitamini kaynağıdır. Bu nedenle bağışıklık sisteminize yardımcı olur ve soğuk algınlığına ve gribe yakalanma ihtimalinizi azaltır. Limonlarda bulunan C vitamini aynı zamanda vücudun demir emilimi için de gerekli bir vitamindir ki demir de bağışıklık sistemi için önemli bir mineraldir. Yani et ile alınmayan, bitkisel demir kaynaklarının ki bunlar “hem” kimyasalını içermeyen demir kaynaklarıdır, vücutta emiliminin dört kart artmasına yardımcı olmaktadır. C vitamini seviyesi, özellikle stresli günlerde hızla düşmektedir. Bu nedenle limonlu su, özellikle stresli günlerde tercih edilebilir.

Sindirime yardımcı olması: Limon suyunun moleküler yapısı mide öz sularınınkine benzediğinden mide ve bağırsak sistemine yardımcı bir etkisi olmaktadır. Limonlu su bağırsaklarınızın temizlenmesinde ve artıkların sökülüp atılmasında yardımcıdır. Limonlu su aynı zamanda şişkinliğe, hazımsızlığa ve mide ekşimesine de yardımcı olur.

Deriyi yenilemesi: Limonlu su derinin yaşlanmasına karşı koyabilecek bir içecektir. İçeriğindeki antioksidanlar yaşlanmaya sebep olan maddelerin vücuttan atılmasını sağlar. C vitamini yönünden zengin olması kolojen proteininin sentezlenmesinde rol oynamasını sağlar ki bu da derideki kırışıklıkları geciktirmeye ve önlemeye yardımcı olur. Zira aminoasitler c vitaminleri yardımıyla kolojenleri oluşturabilir. Limonlu suyun deri için bir diğer faydası da akne oluşumunu azaltmasıdır.

Tokluk hissi vermesi:  Limon pektin denilen, suda çözünebilen ve genelde turunçgillerde bulunan bir life sahiptir. Lifler tokluk hissi verirler. Bu nedenle pektin, acıkmanızı geciktirir ve açlık krizlerine girmenizi engeller. Uzun süren tokluk hissi sayesinde ara öğünlerde abur cubur yemekten kaçınabilirsiniz ve öğünlerde de aşırıya kaçmazsınız.

 Vücudun pH’ını dengelemesi:  İlginç bir şekilde vücut dışında asidik olan limon metabolizmaya katıldığında alkali bir hal alır ve vücudun asidik yapısını azaltıcı yani pH seviyesini yükseltici bir etki gösterir. Bu insan sağlığı açısından önemli bir etkidir.

İdrar yollarını temizlemesi: Limon suyu diüretiktir. Bu limon suyunun idrar oluşumunu desteklemesi anlamına gelir. Sonuç olarak vücuttaki toksinlerin vücuttan atılma hızları artar, vücut temizlenir ve daha sağlıklı olur. Limon suyu idrar yollarının pH’ını da düzenlediğinden kötü bakterilerin çoğalmasını engeller.

Nefesi temizlemesi: Limon suyunun antiseptik özelliği, onun bir dezenfektan gibi davranmasını ve ağızdaki kötü bakterileri öldürmesini sağlar. Eğer limonlu suyun diş minenizi zedeleyebileceğini düşünüyorsanız, limonlu suyu içtikten sonra ağzınızı suyla çalkalayın.

Genel olarak sağlığınız koruması: Yüksek oranlarda barındırdığı potasyum nedeniyle limonlu su beyne ve sinir hücrelerinin çalışmalarına yardımcı olur, kan basıncınızı düzenler. Yine potasyum seviyesi sayesinde depresyon ve stresle mücadelede etkilidir. İçeriğindeki P vitamini sayesinde kılcal geçirgenliği artırır ve genel olarak vücutta kan akışını daha iyi seviyelere taşır.

İyileşmenizi desteklemesi: Limonlu sunun bir C vitamini kaynağı olduğundan daha önce bahsetmiştik. Askorbik asit, yani C vitamini, vücutta yaraların iyileşmesine yardımcı olur. Sağlıklı kemikler, dokular ve kıkırdaklara sahip olmamız için C vitaminine ihtiyacımız vardır. C vitamini aynı zamanda vücuttaki enfeksiyonlarla mücadeleye de yardımcı olur.

Karaciğeri temizlemesi: Detoksifikasyona yardımcı olması sebebiyle limonlu su bir karaciğer temizleyicisi rolü oynar. Sindirim için gerekli olan bir asit olan Öd oluşumunu destekleyerek karaciğeri temizler ve uyarır. Fazla öd akışının kontrol edilmesi ve vücut tarafından üretilen fazla mukusun dengelenmesinde limonlu su faydalıdır. Üstelik safra taşlarının giderilmesine de yardımcı olur.

Ağrıları azaltması: Limonlu su ürik asidin vücuttan atılmasında faydalı olduğundan eklemlerdeki ve dizlerdeki bazı ağrıları azaltır.

Göz sağlığına faydalı olması: Limonlu su göz sağlığının korunmasına yardımcı olur ve kimi göz problemlerinin giderilmesinde yardımcıdır.

Vücut tuzlarının oluşumuna katkısı: Eğer fiziksel olarak yorucu bir işte çalışıyorsanız veya yoğun bir spor programınız varsa, limonlu su içmeniz kaybettiğiniz vücut tuzlarınızı tekrar kazanmanızda faydalı olacaktır.

Kilo vermenize yardımcı olması: Daha önce de belirtilen pektin içeriği sayesinde tokluk hissini arttırdığından kilo vermenizde yardımcı olacaktır.
Kafein alımını azaltmanıza yardımcıdır: Sabahları kahve yerine limon suyu tercih edilmesi daha sağlıklıdır. Zira limon suyu sabahları kahve görevi görüp sizi güne zinde başlatacak ve öğleden sonrası yorgunluğunuzu azaltacaktır.

Bağırsak hareketlerini düzenlemesi: Limonlu suyun bağırsak hareketlerini düzenleyerek kabızlık ve ishal şikayetlerine iyi geldiği bilinmektedir.

Boğaz iltihaplanmasına iyi gelmesi: Bademcikleriniz iltihaplanmışsa özellikle sıcak ve azar azar içilecek limonlu su boğazınızı rahatlatacaktır. Zaten her sabah limonlu su içerseniz, bir boğaz enfeksiyonuna yakalanmanız büyük oranda azalır zira limonlu suyun anti bakteriyel özelliği vardır.

Daha çok su içmenizi sağlaması: Eğer su içmek size zor geliyorsa ve limonlu suyu sade suya göre daha rahat içebiliyorsanız, limonun faydaları yanında suyun da faydalarını elde etmek için limonlu su içebilirsiniz. Zira vücudun yüzde 60’ı sudur ve günde 2-2,5 litre su içmek sizi sağlıklı ve zinde tutacaktır. Bu miktarın bir kısmını içtiğiniz limonlu sudan karşılayabilirsiniz.
Bir bardak limonlu su, yirmi beş kaloriden daha azdır. Kalsiyum, potasyum, pektin lifi ve C vitamini açısından zengindir. Limonlu su yaparken, konsantre limon suları ve imal edilmiş limon suları yerine işlenmemiş gerçek limon kullanmanız sağlığınız açısından daha faydalı olacaktır.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.871
  • 512.407
  • 32.871
  • 512.407
# 12 Şub 2015 00:14:00
Çocukları, süt içirdikten sonra yatırmayın

Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Özdemir, sadece kalsiyumu almanın değil, onu vücuda lokalize etmenin de önemli olduğunu belirterek, kalsiyum alındıktan sonra mutlaka hareket edilmesi gerektiğini söyledi.

Süt ve süt ürünleri üzerine bilimsel çalışmalar yürüten Özdemir, kalsiyumun tek kaynağının süt ve süt ürünleri olduğunu, demirin ana kaynağının da et olduğunu belirtti.

GÜNDE 1 LİTRE SÜT YETERLİ


Günlük kalsiyum ihtiyacının bin 200 miligram olduğunu vurgulayan Özdemir, "Bunun da tek kaynağı süt ve süt ürünleridir. Bir kişi günlük 1,2 litre ki (maalesef Türkiye'de bu rakamlar yok) süt veya yoğurt tüketirse kalsiyumu yeterli alabilir. Süt içme alışkanlığımız yok denecek kadar az. Hele hele gençler arasında çok daha az" diye konuştu.

Özdemir, özellikle gençlerin kalsiyumun öneminin farkında olmadığının altını çizerek, ileri yaşlarda kalsiyum eksikliğinden dolayı kemik hastalıklarının görüldüğünü, söz konusu hastalığa da Türkiye'de en sık Erzurum'da rastlandığını ifade etti.

KEMİK HASTALIKLARI AVRUPA'DA 70 YAŞINDA BAŞLIYOR


Sütü çok önemsediğini belirten Özdemir, şunları kaydetti:

"Maalesef ülkemizde süt ve süt ürünlerini yeteri kadar tüketmiyoruz. Türkiye'de kemik hastalıkları erken yaşlarda görülürken, Avrupa Birliği ülkelerinde 70'li yaşlardan sonra başlıyor. Biz günlük ihtiyacımız olan süt ve süt ürünlerinin dörtte birini bile tüketmiyoruz. Türkiye'de yıllık içme sütü 25 litre civarında. Avrupa Birliği ülkelerinde 70-80 litre, hatta bazı ülkelerde 120 litreye çıkıyor kişi başına tüketim. Hakikaten biz az tüketiyoruz ileri yaşlarda bunun problemini yaşıyoruz." "ÇOCUKLAR SÜT İÇİP HEMEN UYUMAMALI"

Özdemir, "Sadece kalsiyumu almak önemli değil, onu vücuda lokalize etmek gerekiyor. O da hareketle oluyor. Yani kalsiyumu alıp, oturuyorsanız bunun kaslara, kemiklere lokalize olmadığı zaman bundan da bir sonuç alamıyorsunuz. Kalsiyumu günlük ağırlıklı olarak sütten ve yoğurttan almak gerekiyor. Bunun yerine peynir de tüketilebilir" ifadesini kullandı.

100 GRAM PEYNİR 600 MİLİGRAM KALSİYUM KARŞILAR

"100 gram peynir 600 miligram kalsiyumu karşılar. 100 gram kaşar peyniri yerseniz kalsiyum ihtiyacının hepsini karşılarsınız ama hem ekonomik olarak hem de vücudumuza her gün bu kadar peynir iyi gelmeyebilir" diyen Özdemir, herkesin kalsiyum konusunda bilinçli olmasını istedi.

SÜT İÇİP HEMEN UYUMAMALI

Annelere de uyarıda bulunan Prof. Dr. Özdemir, "Çocuklara süt içirip, hemen uyutmamak gerekiyor. Çocuk sütünü içip, biraz hareket etmeli. Kalsiyumun vücuda lokalize olması açısından hareket etmesi önemli ama tabii çocuklar sütü günün her öğünü tüketmeli" dedi.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.310
  • 223.541
  • 28.310
  • 223.541
# 12 Şub 2015 20:07:06
Astım Bronşit i olanlar için.

Yıllardır kronik sinüzitime de bağlı olarak bronşit olurdum. Belki 25 yıldır. Arkası kesilmeyen öksürükler helede gece başını yastığa koyamazsın.Hiç uyuyamadan sabah ezanlarının okunduğunu çok bilirim.İlaçlar dersen onlar da tam çözüm değil, yan etkileri ,taşikardi ler.
Kayinvalidem yıllarca söylemişti ama herkes gibi bende pek ciddiye alıp yapmamıştım.
Neyse birara yanımızda bulunuyordu.Öksürük lerime dayanamamıştı herhalde ve kendisi hazırlayıp bana yedirdi.
Güngeçtikçe kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Ve oksuruklerim kesildi.Akcigerlerimin iyileştiğini hissediyordum.Hışıltılı solunumum hava açlığim da geçti elhamdilillah.Birkaç yíldır hiç astim ilaci kullanmadim.Kayinvalidem de astim hastasiymis.Ve bu tedaviyle iyileşmiş. Ama bu tedavi kısa süreli değil kişiye göre değişiyor.Belki 1 ay, belki 1 kaç ay.Süre uzun gelebilir ama sonunda iyileşme varsa değer.

Evet şimdi kullandığım macunun tarifine geçiyorum.

Ölçü ler göz kararı
-Bamya tohumu( yenilebilir olacak yani ekim için ilaçlanmış olmayacak)
-Hakiki bal
-Hakiki zeytinyağı

Hazırlanışı
Bamya tohumunu aldığınız aktar da iyice çektiriniz.Kabuk kısımları biraz sert olduğu için zor çekiliyor,olabildiğince un haline getirtmeye çalíşın.Evinize getirince un eleği gibi bir elekten geçirin.Geniş bir kaseye koyun,üzerine bal ve zeytinyağından gözkararı ekleyin.biraz ondan biraz ondan ve karıstirin. Macun kıvamini alacak.Kuru temiz cam bir kavanoza doldurun.Evet macununuz hazir.

Uygulama

Sabahları aç karnina kahvaltidan en az yarım saat önce bir çay kaşıği tuketin.Kilosu biraz yuksek olanlar 1 tatlı kasigida tuketebilir. Unutmayin 3-5 gün de birakmiyoruz .Bir de astim ilaclarinizi hemen kesmeyin.
Öksürüğum başlarsa bende hemen macuna basliyorum ama artik uzun sureli değil3-5 gün belki bir hafta
Şafi ismi hurmetine Rabbim şifalar ihsan etsin.
Son günler de etrafta yine astim hastalari artti belki birilerine şifa olur ümidiyle.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Şub 2015 07:11:40

Kıl kurdu nedir ve tedavisi nasıl yapılır
Kıl kurdu genelliklede çocuklarda görülen bir parazit çeşididir.  Dişisi 10, erkeği 3 milimetre boyundadır, enterobius vermicularis ismiyle bilinen bağırsak parazitinin nematotlar sınıfına dahil olan parazit, insanlarda kör bağırsak, apandist ve de kalın bağırsakların iç yüzüne tutunup yaşamaktadırlar.
Çamaşıra ve de yatağa dökülüp yaşamaya devam eden yumurtalar yüzünden ailenin bir ferdinde olması demek diğerlerinde de bulunabileceği anlamına gelir. Bu sebeple tüm aile tedavi edilmelidir.
Kıl kurdunun belirtileri; ·         En belirgin olan belirtisi özelliklede gece makattaki kaşınmadır. Sebebi ise olgun dişi parazitlerin yumurta bırakmak üzere aşağı doğru hareket etmesidir.
·         Huzursuzluk
·         Uykusuzluk
·         Altını ıslatma
·         Ağızdan salya akıp yastığı ıslatma
·         Kaşınmanın sebep olduğu makat kısmında egzama ile iltihaplı yaraların oluşması
Kıl kurdunun tedavisi; Tüm ailenin tedavi olması gereklidir. Yemek yemeden önce ve de tuvalet ihtiyacınızı giderdikten sonra ellerinizi mutlaka sabunla güzelce yıkamalısınız. Çocuklarda ise, makat bölgesini kaşıdıktan sonra, ellerini ağızlarına götürmelerine engel olunmalıdır, tırnakları kısa kesilmeli.
Hekimin verdiği ilaçlar düzenli olarak kullanılmalıdır.

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.412
  • 177.324
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 17.412
  • 177.324
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 19 Şub 2015 21:29:22
Fındık ciltteki hasarın önlenmesine yardımcı oluyor:
Fındık içerdiği E Vitamini sayesinde, özellikle soğuk havalardan kaynaklı ciltte oluşan hasarların önlenmesine yardımcı olur. Cildin nemlenmesine ve yumuşamasına katkı sağlar. Ayrıca antioksidan olması nedeniyle foto-yaşlanma ve UV maruziyeti sonrası ciltteki olası hasarın önlenmesinde fayda sağlamaktadır. Bir avuç fındık günlük E Vitamini İhtiyacını büyük oranda karşılamaktadır. Diğer E Vitamini kaynakları ise başta tahıllar olmak üzere ıspanak, kabak, lahana, marul gibi yeşil sebzelerde, yumurta sarısı, zeytinyağı, balık yağı, ceviz, ve ton balığıdır.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.749
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 21 Şub 2015 06:59:18

Alzheimer Bir Bunama mı, Bunalım mı

Karşınızdaki kişinin size anlamsız gözlerle bakıyor olması, size başka bir isimle hitap etmesi, kendini farklı görmesi oldukça endişe verici bir durumdur. Unutmak, çaresizliği anımsatır. Kim olduğunu, nerede ve kimlerle olduğunu unutmak bir insanın başına gelebilecek en kötü bir durum olsa gerek. Anne ve ya babanız yada yakın bir akrabanız sadece yaşlandığı için unutmaz böyle düşünerek onun başına gelebilecek alzheimer tehlikesine engel olamazsınız sadece tedaviye geç kalmış olursunuz…
Alzheimer Nedir?
Alzheimer halk arasında bilinen bunama rahatsızlığının en çok görülen şeklidir. Bu hastalığa yakalanan bir kişi, zamanla kitap okuma, yazı yazma, hafıza bozukluğu, kendini ifade edememe gibi gerilemeler gibi işlev bozukluklarıyla iç içe yaşamaktadır. Zaman ilerledikçe akıl işlevlerinin de giderek gerilediği ve psikolojik olarak ruhsal bozukluklar meydana gelmektedir. Hastanın bu durumdan kendisinde farkında olması onu karamsarlığa düşürmektedir.
alzaymırAlzheimer hastalığını yaşlılıkta ve yaşlılık öncesi olmak üzere 2’ye ayrılmaktadır. Yaşlılık durumunda ortaya çıkan alzheimer hastalığı çok yavaş bir şekilde kendisini göstermeye başlar ve geç ilerleme gösterir. Fakat yaşlılık öncesi başlayan alzheimer hastalığı genelde 60 yaş öncesi görülür ve hızlı bir şekilde ilerleme gösterir.

Alzheimer Hastalığının Nedenleri Nelerdir?

Alzheimer hastalığı ile ilgili araştırmalar yapılarak farklı farklı teoriler ortaya atılmıştır. Ama bu teorilerin hiçbiri netlik kazanmış durumda değildir. Fakat bu araştırmalar sonucu alzheimer hastalığının ortaya çıkma sebeplerinde muhtemel nedenin genetik faktörleri olduğu görülmektedir. Bir aile içerisinde bir den fazla kişide hastalığa rastlamak mümkün olduğu için hastalığın sebebi kalıtsal nedenlere bağlanmıştır.
Bir annenin 45 yaşından sonra dünyaya getirdiği çocukta da ilerki yaşlarda alzheimer hastalığına yakalanma riski bulunmaktadır.
Psikolojik nedenler, baş ve beyinin ağır bir tramvaya uğraması, beyinde oluşan hasarlar sonucu da bu hastalık görülmektedir.
Alzheimer Belirtileri Nelerdir?
İlk başlarda bunamayı örnek olarak görebiliriz. Hastalık oldukça yavaş başlar. Ufak ufak ilerleme gösterir fakat durmaksızın devam eder. İlk anda bu hastalığa yakalandığını kestirmek çok zordur.
Hastalığın ilk göze çarpan belirtileri tahammülsüzlük, unutkanlık, kendisini ifade edememe ve depresyon gibi belirtiler ile rahatsızlıklar baş göstermeye başlar. Yakın geçmişi anımsayamama, hafıza kayıpları ise en belirgin özellikler arasında yer alır.
Hastalık ilerledikçe alzheimer hastası için zaman ve mekan kavramları artık yok olup, hangi gün nerede olduklarını hatırlayamazlar. Konuşmalarında ki bozukluklar kendisini iyice göstermeye başlar ve hiç bir şeyi önemsememe, dinlememe ve oburluk tarzı durumlar ortaya çıkar.
Alzheimer Tedavisi Mümkün Müdür?
Günümüzde Alzheimer hastalığının tedavisi tam olarak ortadan kaldırmak mümkün değildir. Bundan dolayı hastalığın ilk zamanları çok önemlidir. Kişiler üzerinde yaşlıdır unutur tarzında yaklaşımlarla davranılmamalıdır.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK