Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.126
  • 4.144
  • 53.126
# 09 May 2017 10:25:20
anam ağlar başucumda oturur
derdim elli iken yüze yetirir
bu dert beni yiye yiye bitirir
el çek tabip el çek benim yaramdan
ölürüm kurtulmam ben bu yaramdan
anama babama yüzüm kalmadı
bir su ver demeye sözüm kalmadı
doktora tabibe lüzum kalmadı
el çek tabip el çek benim yaramdan
ölürüm kurtulmam ben bu yaramdan

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.304
  • 223.494
  • 28.304
  • 223.494
# 09 May 2017 18:31:38
BİR AYRILIK BİR YOKSULLUK BİR ÖLÜM
Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Karacoğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Karacaoğlan

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.126
  • 4.144
  • 53.126
# 10 May 2017 09:31:09
Çok uzaksın,
Bazen sadece bi hayalden ibaret
Bazense hissettiğim canımın içinde
Tuhaf bi sekilde çekiyorsun ruhumu
Kalbimde sanki bi ton ağırlık
Yok yere suçlanan bi çocuk gibi
İçimde parmak izleri var silinmeyecek
Ve gözümün önünden gitmeyen bi sen
Ağlayasım var ne bileyim,
Ve içimden kopan bi hasret
Benimki sana doğru akan bi yürek
İçimde durdurmaya çalıştığım telaşım
Hiç bitmeyecek olan sevdamsın...

Çevrimdışı selimiye11

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.865
  • 21.292
  • 1.865
  • 21.292
# 10 May 2017 12:52:45
Yalnızlığın Kıyısında-2-

Genç, gözlerini alıp Ege’den,
Yavaşça dönerek yanı başına,
-“Ne çabuk soldu aşkımız” dedi
 Nasıl da dağılıverdi hayaller,
Çiçekler, güller ve bahar”, neden?
-Yağmurlar eritti belki de
Esen rüzgarlardandır kim bilir?
Toprak mı değil verimli,
Güneş mi yeşertmedi kızınca.
Yerini, zamanını mı beğenmedi
Sarı güllerle aşk mevsiminde,
Sarılmak, kokusunu almak,
Hissetmek, algılamak varken
Neden kaybetmek, durmak.
Üzgün bir bakış attı genç kız,
-Emek, dedi. Sabır yeşertir
Tomurcuğu, öz ve umut
Kararması gerek bazen günün
Çıkması yeni umutlarla aydınlığa,
Unutma,Aşk bizi çeker girdabına.

               Selimi

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.366
  • 69.106
  • 3.366
  • 69.106
# 10 May 2017 13:49:07
SENİ HEP GÜLERKEN!..

Seni hep gülerken hatırladım ben;
Ağlarken gözlerim görmesin sakın…
Sen anlatırsın
Ben dinlerim….
Geçtiğin keder yollarından
Geçtiğimden bilirim
Acı vermesini attığın adımların…
Sonra…
Bir omuz arağında bulunmamasını…
Yalnızlığın seni kırk yıllık sevgili gibi sarmasını
Akşam yalnız yatıp
Sabah yalnız kalmasını…
Üşütmesi seni doğan güneşin
Perdeden içeri süzülüp girerken…
Aklından dünden kalan hüzünler
Kirpiklerinde bu günün matemi
Yanaklarında yarının kederleri dolaşırken
Yanındayım her vakit…
Unutma….

Seni hep gülerken hatırladım ben;
Ağlarken gözlerim görmesin sakın…
Dayanmak kederlere tek başına
Tek başına yürümek hazan yapraklarının arasında
Seni arıyor seni soruyorum
Ve Merhabalarım düşerken dile…
Tadı yok bir bardak içtiğim çayın bile
İlk günki gibi hatırlamak seni
Uzatırken elini
Ve içtiğimizde gönül kahvesini
Dinlediğimizde dostluk kokan türküleri
Tutun hayata inadına
İnadına…
Yanındayım her vakit…
Unutma….

Seni hep gülerken hatırladım ben;
Ağlarken gözlerim görmesin sakın…
Vedalara alışamadım inan ki
Sana alıştığım kadar…
Üç heceli arkadaş sözünü
Değişmedim iki heceli hasret sözüne
Hiçbir zaman bile bile
Keder yağmurlarında yürümedim
Yanaklarımdan akan yaşları sile sile..
Aldırma arkadaşım aldırma
Yanındayım her vakit…
Unutma….

Seni hep gülerken hatırladım ben;
Ağlarken gözlerim görmesin sakın…
Aklıma geldiğinde sevgiye dair satırlar okudum
Neşeli şarkılar dinledim eşlik ederek
Nakarat mısralarına…
Özlem tadı meyan tadında bile olsa
İçime çektim buram buram
Fırından yeni çıkmış ekmek gibi
Kutsal bildim varlığını…
Gülümse be gülümse işte…
Güldüğünü görmesem de…
Bak….
Yanındayım her vakit…
Unutma….

Ali ALTINLI

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.126
  • 4.144
  • 53.126
# 10 May 2017 15:36:21
Bir dilek tutuyorum işte ellerin oluyor tutunuyorum sana
Soluksuz bir sokak lambası altında şubata müebbet gözlerimi sunuyorum

Seni sevmek için ne kadar sebep varsa içimde işte o kadar yalan uyduruyorum kendime o kadar yalan kime ne
Kendime yalanlarla tutunuyorsam kime ne
Kendimi sende unutuyorsam kime ne
Sende susuyor sende konuşuyorsam
Sende uyuyor sende uyanıyorsam
Vuruyorsam talan olan umudun mahzenine kendimi kime ne
Kime ne kendimi kanatıyorsam senin düşünde
Yalan ya da gerçek sen sen sakın gecesiz uykularında üşüme
Sakın üşüme ben üşüyorsam kime ne kime ne . . . .

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.304
  • 223.494
  • 28.304
  • 223.494
# 10 May 2017 19:26:12
Gönül kalasıyım, sevda burcuyum
Güle sevdalıyım, güller içinde
Muradım nazenin, güller dermektir
Kanayan avuçlar, eller içinde

Aşk yoksa dünyada, yazmaz ki kalem
Aşk yoksa aydınlık, olmaz ki âlem
Aşk yoksa yürekler, duymaz ki elem
Aşkı arıyorum, yollar içinde

Dağlar benle yürür, ay koşar benle
Ay şafakta deli, tay koşar benle
Çalarım ıslıklar, nay coşar benle
Taşarım kendimden, seller içinde

Yoldaşıyım aşkın, yareniyim ben
Bir gül sevdasının, ereniyim ben
Ünvansız kavganın, töreniyim ben
Kalsam da yaralı, allar içinde

Umudum kar beyaz, dağlarda kaldı
Ufkumu umarsız, hayınlar çaldı
Gözüm esrik esrik, uzağa daldı
Gitti umutlarım, sallar içinde

Dağı getir, salı getir yüreğim
Has sevdamla ben bu yurda gereğim
Muştu muştu gelsin, gayrı ereğim
Çalınsın türküsü, teller içinde

Yine dağ başını alsın dumanlar
Dirilsin, canlansın kalpte gümanlar
Verilmesin artık, zulme amanlar
Dualar birleşsin, kollar içinde

Celalettin Kurt

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.857
  • 1.093
  • 11.857
# 10 May 2017 22:27:51


         h.n.a.


SESLENİŞ

Yalnızım, ne kadar aranıp dursam
Baş ucumda seni bulamıyorum.
Güneşten vazgeçip susuz olsam da
Seninle olmadan olamıyorum.

Şu yollar bilmem ki dağ mı, ova mı?
Gitsem bulur muyum kendi yuva mı?
Kuş! Yolun nereye? Bizim eve mi?
Sen götür, ben haber salamıyorum.

Her gece orda bir yaslanan mı var?
Sessizce kirpiği ıslanan mı var?
Uzaktan bana bir seslenen mi var?
Ne diyor? Sesini alamıyorum.

Acaba yaşlı mı kara gözlerin?
İçimde bir derin yara gözlerin…
Daldı mı uzak bir yere gözlerin?
Görmüyor, bilmiyor, bilemiyorum.

Günleri sayarım, geceler iner;
Beklerim geceyi, yıldızlar söner;
Gizli bir yaram var, durmayıp kanar;
Neresi? Bulup da silemiyorum.

Ulaşsa da sana yolların ucu,
Varmağa yetmiyor Atsız’ın gücü.
İçimde dururken bu kadar acı,
Hala yaşıyorum, ölemiyorum.

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.941
  • 47.505
  • 2.941
  • 47.505
# 10 May 2017 23:42:44

uzun ve patolojik bir yas dönemindeymiş gibi yazan şair, dizelerinin her bir hecesi içime işleyen güzel insan. (sena'yı yüzlerce kez hatmetmiş olabilirim)
hemen her şiirinde duyulmamış sıfat tamlamalarına yer verir. kimisi naif, kimisi melankolik.. "huysuz çaput, buruk tef, telaşsız dengbej, sıkılan sabır, vurulan umur, patlayan parantez, sırayı bozan ölüm, üzülmüş şefkat, savrulan dikkat, dargın leke, mahcup gölge, alıngan mevsim..."

çekip gitmelerin değil, kalmaların insanıdır seyyidhan. "durup beklemenin durup beklemekle devam ettiği günler"den yazar:

sinem'den
sonra madem insan kal adında bir beladır
insan dalgın bir belgedir kendisiyle hayat arasında
neden eve dönmekten ibarettir hayat
neden bazen simsiyah bir doğruyla denilir
devletin ve allah’ın en iyi fikridir kış
bütün evlerin en mükemmel hatasıdır baba
devamını okuyayım...
19.12.2016 23:34 richie tenenbaum
esya

''bu mektup sana değil/
konuşma yaşına gelen eşyalara/ demiri dövenin elinden canıma geçen ağrı büyüyor/ sabahları beni dışarı çıkaran acı ağacı/ geceleri beni eve gönderen zaman/ yapmaman gereken şeyler/ kalbimde sürtünüp büyüyen delik/ zaman hızlı ama vakit geçmiyor/ öyle ki bazen yukarıdan attığım öfkeyi aşağıdan toplayabilecek kadar hızlı çarpan bir kalbim var/ okudum/ öfke yavaş yavaş düşüyormuş aşağıya..

bu mektup sana değil/
bakma yaşına gelen eşyalara/ utandığım bir yüzü oluyor bazı eşyaların/ durmadan bir yerimi kurcalıyor yoksulluk/ kalbi kırık bir ok nereyi vurabilirse orası oluyorum bazen/ gövdemi doldurduğum alkolle/ gözlerimi kırmızı kırmızı edip bakıyorum yüksek binalara/ hepimiz dünya soğuktur diyen o nineden olmadık mı/ inin aşağı/ izledim/ öfke yavaş yavaş çıkıyormuş yukarıya..

bu mektup sana değil/
duyma yaşına gelen eşyalara/ günün öğünlerinden yapılmış bir mutsuzluğa çağırıyorsunuz birbirinizi/ günde kaç kere yanımdan geçiyorum/ aklımdan hem ekmek hem gül geçiyor/ siz yoksunuz/ ayın ortası her pazartesi/

bu mektup sana değil/
susma yaşına gelen eşyalara/ dünyanın kaç harikası var biri de yutkunmak/ önümü ilikleyip çıktığım dışarılar/ biliyorsunuz bazı fotoğraflarda canı sıkılan bir ağaç gibi bakıyorum dünyaya/ umduğum felaket bu değildi diyorum/ bu dünyada birini sevdik o da öldü diye karşılandığım bir yasta/ göğe bakıyorum/ ben de aferin diyorum tanrıya/
çünkü şöyle savaşlara inandım/ sonuncu dünya savaşında kaç asker intihar etti/ kaç kez yutkundu dünya/ olsam mutlaka yanlış yerde nöbet bekleyen bir asker olacaktım/ kırk gün kırk gece aynı dalgınlıkla/

bu yüzden bu mektup sabaha karşı yalnız olan bütün eşyalara..”

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.126
  • 4.144
  • 53.126
# 11 May 2017 08:33:17
Zamanla göçüyorsun içimden
Bense zamansız gelen her zelzele de
Göçük altında kalıyorum
 
Şiirime başlarken ansızın,
En çok sevdiğin şarkı çalıyor radyomda
Unutursun için yana yana diyor şarkıda
 
Şarkılar yaşananlar kadar acıtmıyor diyorum
Koca bir sessiz ünlem düşüyor mısrama!!!
 
Bak şimdi!
Dedim ya ansızın oluyor her yürek sızısı
Aklıma musiki cemiyetinde öğrenmek zorunda olduğumuz şarkılardan biri geldi
Nasıldı makamı
 
Beni kör kuyular da merdivensiz bıraktın,
Denizin ortasında yelkensiz!
Öylesine yıktın ki dünyamı beni bensiz
 Beni sensiz bıraktın
 
Ne garip,
Yaşlandıkça daha bir acı veriyor dizeler
Çiğköfte kıvamında zevk almasa da insan
Yaşlanınca daha çabuk aldatıyor
Elinde mendil olmayan herkesi
 
Düşündüm de;
Yarayı taze tutan zaman değil biziz
Yaşananları az önce yaşmış gibi
Acı çekmek için sarhoş olmak zorundaymışız gibi davranıp
İçtiği bir bardak çaydan bile sarhoş olmak için sebep arayan biziz
 
Olmayan bir aşkı olmuş gibi yaşayanda
Yaşanması gereken aşkları yaşamayan da
 
Ne tuhaf
Dibine ışık vermeyen mumla aydınlanmayı beklemek
Aşkın atasına ihanet gibi geliyor bazen yaşananlar
 
Yedi notadan bu kadar hüsran çığlığı doğuyorsa
Yedi renkle gökyüzü bir kuşakla bağlana biliyorsa
Kendimize yediremediğimiz
Bütün duyguları ne diye bir ömür gönlümüzde taşıyoruz bahanesi ile
Sırtımızda taşırız ki!
 
Hadi çıkarda acılarımızı yarıştıralım
Sen kalbinden vurulduğunu sus
Ben beynimden vurulduğum anıları kusayım
 
Geçte olsa anlarız elbet
Aşkın bir bitiş çizgisi yoktur
Tıpkı başlangıç çizgisinin olmadığı gibi
Bu ne ilk, ne son yarış
Beni boş ver sevgili önce kendinle barış!!!
 
 Serdar ŞİMŞEK

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.304
  • 223.494
  • 28.304
  • 223.494
# 12 May 2017 07:28:26
Bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sir
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet bir adın kalmalı geriye
Birde kahreden o gurbet
Sen sayki ben hiç aglamadim
Hiç ateşe tutmadın yuregini
Geceleri koynuma almadin ihaneti
Hele nihayet hele buse hiç geçmedi aklimdan
Ve hiç gitmedi adın
İçindeki nehirlerden
Evet yangın
....
.....
...İbrahim Sadri

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.126
  • 4.144
  • 53.126
# 12 May 2017 09:31:26
GİTGİDE ALIŞIYORUM SANA...
Gitgide alışıyorum sana.
Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz
Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin
Yanımda olduğun zamanlar; sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun
Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan...
Alışkanlıklar daima korkutur beni
Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim.
Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır...
Fakat şimdi sana alışıyorum...
Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor.
Yalnız içimde garip bir korku var.
Sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum...
Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini daha değerlisini verememekten korkuyorum...
Bir gün ansızın ölmekten ve seni, bana olan alışkanlığınla yapayalnız bırakmaktan korkuyorum...
Ümit Yaşar OĞUZCAN

Çevrimdışı harikulade

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 565
  • 9.457
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 565
  • 9.457
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 13 May 2017 21:04:01
İnsan Bazen Hata Eder !

İnsan bazen hata eder..
Sever !..
Sonra hatasını anlar..
Yine sever !..
Zaman zaman
Acı bir tebessümle güler..
Ama yine sever !..
İnsan bazen öyle çok sever ki..
Bilir hatadır..
Ama hatasını bile sever..
Sonra sevdiği o hatayla
Kahvesini tek başına içer !

N. H. Şuara

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.941
  • 47.505
  • 2.941
  • 47.505
# 13 May 2017 21:25:07
Sen
Ne güzeldin
 uzayan hep uzayan ellerin vardı
Bütün çocukların ağzıyla konuşur gibiydin
Gözlerinden bir gül çıkarıp atamasan da
Her bakışın bir gül dolgunluğuyla açardı
Bunun için hiç uçurumlara yürümedin,
 denizleri bilmedin
Duraklarda hep kendini bekledin
Herkesin indiği otobüslere bindin usulca


Ahmet Erhan

Çevrimdışı PINARCIK

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.796
  • 30.402
  • 5.796
  • 30.402
# 14 May 2017 01:49:50
Çocukluğumdan kalma bir his,
Eskilerden, tanıdık bir yüze rastladım
Gülüşünde..
Binlerce yıldız arasından
Neden sanki bir tek o
Kayıp düşüyor yüreğime ?
Çoktandır uğranmamış
Kimsesiz bir durağa doğru
Sürükleniyor ayaklarım…
O çocuk gülüşüyle
Alıp götürürken beni
Allah biliyor ya
Hayatından
Öylesine geçip gitmeyi
Hiç istemiyorum...

BAŞAK BAYKAN

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK