Anlamlı Yazılar

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.400
  • 41.874
  • 5.400
  • 41.874
# 19 Haz 2020 00:29:05
En iyi yüreğiyle görebilir insan.
Gözler, asıl görülmesi gerekeni görmez.
- Antoine de Saint Exupery / Küçük Prens

Çevrimdışı hicran10

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.240
  • 6.574
  • 1.240
  • 6.574
# 19 Haz 2020 00:44:08
Yağmur herkese yağar
ama çok az insan tutar yağmurun ellerini.
aslında onların hikayesidir anlatılan
diğerleri dinler, seyreder, geçer gider
geçer gider herkes
hikayelerdir geriye kalan...

M. Mungan

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.298
  • 223.446
  • 28.298
  • 223.446
# 19 Haz 2020 10:39:48
Bu veda böyle olmamalıydı.
Her güne umut ettiren kuzularım telefon arkasından el sallamamalıydı.
Ya da bu gidiş olmamalıydı...
Kaderle geldiğin son nokta kederle silinmekte.
Ömrünün çoğunu geçirdiğin tahta sıralar,
tebeşir kokusu,çocuk seslerine karışan zil sesleri meğer ne kadar güzellik katıyormuş hayatımıza.
🌷🌷😔😔💞
Bir gün zil çalacak yine
Çocuklarımda heyecan dolu koşuşma..
Besmeleyle siftah edecek sınıf,
Ben gideceğim..

.🥀🥀😢😢 💞

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.140
  • 53.103
  • 4.140
  • 53.103
# 19 Haz 2020 10:48:07
İnsanin en iyi yoldaşı, Onu ' Seven değil'

'ANLAYAN' kişidir.

Anlamakla başlar yolculuk...

Çevrimdışı Şubat2020

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 100
  • 404
  • 100
  • 404
# 19 Haz 2020 11:36:15
 :)

Çevrimdışı myphile51

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.034
  • 4.011
  • 1.034
  • 4.011
# 19 Haz 2020 14:08:47
🌹 🌹 🌹 🌹 🌹🌹 🌹 🌹 🌹 🌹🌹 🌹 🌹

Bağdat evliyâsından Ebû Bekr bin Sa’dan hazretlerinin sevdiklerinden biri vardı.
Hanımı, bir gece rüyâ gördü.

Bu zât, evlerine gelmiş ve;
“Karnım aç, bir sofra kurun da yemek yiyelim!” buyurmuştu.
O kadın, sabah uyandı.
Ve anlattı bu rüyâyı beyine.

O da çok sevinip;
“Hayırdır inşallah” dedi.
“Yoksa evimizi mi teşrîf edecekler?”

Hanımı sevinçle;
“Neden olmasın” deyince;
“Öyleyse hazırla yemekleri, inşallah teşrîf ederler” dedi.
Kadın pişirdi yemekleri.
Sofrayı donattı.
Ve çalındı kapıları.
Evet, gelen, bu velî zât idi.
Sevinçle karşıladılar.
Saygı ve hürmetle;
“Buyurun, safâ geldiniz efendim!” dediler.

Mübârek girer girmez;
“Çok açım. Bir sofra hazırlayın da birlikte yiyelim!” buyurdu.
Onlar; “Sofra hazır, buyurun” dediler.
Yemekten sonra duâ etti.
Ve izin alıp ayrıldı mübârek..

● ● ●

Bu zât, bir gün bâzı gençlere;
"Din kardeşlerinizin işlerine yardım edin. Allahü teâlâ bunun karşılığını mutlaka size verir" buyurdu.

Yine buyurdu ki:
“Peygamber Efendimiz;
(Bir kimse din kardeşinin bir işini yaparsa, binlerle melek, o kimse için duâ eder. O işi yapmaya giderken, her adımı için bir günâhı affolur) buyuruyor.”

 🌹 🌹 🌹 🌹 🌹🌹 🌹 🌹 🌹 🌹🌹 🌹 🌹

Çevrimdışı sondem

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 84
  • 101
  • 84
  • 101
# 19 Haz 2020 17:22:43
Çocukluk başlı başına bir memlekettir, hatta sılasıdır insanın. Büyüdükçe sıla özlemimiz artar, hayat giderek gurbetleşir. Sanki ne yaşarsak yaşayalım hep gurbetteyizdir. Büyümek, gurbete çıkmaktır.

Murathan Mungan

Çevrimdışı hicran10

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.240
  • 6.574
  • 1.240
  • 6.574
# 19 Haz 2020 23:17:10
Her birimiz zaman ve mekan içinde bir zerreyiz.
Birbirimize değme ve karşılaşma fırsatı bulduğumuzda bir sohbet imkanı doğuyor aramızda, yeni bir şeyin oluşmasına imkan verecek bir buluşma, seni ve beni aşan ama senden ve benden bir parça taşıyan bir etkileşim. Husumet söz konusu olduğunda  dili karşımızdakini etiketlemek ve onu kendimizden uzaklaştırmak için kullanır, sözcüklerden bir mızrak yapıp muhatabımızın hançeresine saplamak isteriz. 
Sohbet ise dili ve varlığı bir barış vasatına dönüştürmektir. Sohbet birbirimizi dinleyebilme imkanıdır. Böylece öteki tarafından değiştirilme ihtimalini de kabullenmiş olurum. Düşünmek ruhun kendisiyle yaptığı bir sohbettir.
‘Tefekkür, teşekkürdür’ evet, nimetin kadrini bilmektir.
 İnsanın kadrini bilmeden çıkacağımız hiçbir yürüyüş İlahi uğrakları ziyaret etmez.
Hz. İnsan’ı görmediğimiz, insanda saklı Hızır’ı görmezden geldiğimiz her seferinde kendi insanlığımızın da bir kısmını yadsımış oluyoruz. Her karşılaşma, her buluşma insanın kendi ön yargılarını sınama imkanı barındıran bir sohbet imkanıdır aynı zamanda.
Dünyayı zırhlarımız ve maskelerimizle değil, en korunaksız ve saf halimizle, kalbimizle bilmeye bir davettir sohbet...

İnsanlığımızdan ve hayatlarımızdan sorumluyuz.
Kendimize, tabiata, başka insan ve varlıklara ve en temelde Allah’a karşı sorumluyuz. Her birimiz çevremizin olduğu kadar kendi hayatlarımızın da görgü şahitleriyiz. ‘İnsaniyetten geriye kalan, yani yok olmakta direnen her ne ise, üstüne bir şey inşa edilebilecek olan da kesinlikle odur’ diyor Terry Eagleton.

 Dünya bir ‘Karanlık Çağ’a girmiş görünüyor, diyorum ki insaniyetten geri kalan, yani yaşama ve direnme iradesi gösteren her şeyi, kimlik kağıdı sormaksızın sahiplenelim. İnsanı aziz bilelim, hayatın tanığı olalım. ‘Yaşadım ben, kötülükle savaştım, şahit olsun buna insanlar’ diyebilmek için, aşk ile evvela diyelim,

‘şahidiyim ben, kendi hayatımın’.

(a)

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.298
  • 223.446
  • 28.298
  • 223.446
# 20 Haz 2020 09:26:13
Çocuklar ana babalarının kaçınılmaz yanlışlarını ergenlik çağında onlara yansıtırlar. Eğer ana babaların verdiği eğitim, çocuklar bu çağa geldiğinde sorgulayabilecekleri ölçüde hatalar içeriyorsa başarılı olmuş demektir.” 

Sigmund Freud

Çevrimdışı silence

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 80
  • 420
  • 80
  • 420
# 20 Haz 2020 16:51:35
Büyük konuştuğu yerden imtihan olurmuş insan.. 'asla' dediği ne varsa kapının ardındaymış meğer .."Asla asla deme. Sözlerin imtihanın, güldüklerin gözyaşın olabilir.

Çevrimdışı sondem

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 84
  • 101
  • 84
  • 101
# 20 Haz 2020 22:32:05
Hadi birlikte İnşirah okuyalım, Allah
kalbimizi genişletir.
Merak etme hiç bir tahayyül, mukadder olanı değiştirmeye yetmez.
Kalbini ferah tut.
Dua edelim.
Şurada güneşe ne kaldı.

Tarık Tufan

Çevrimdışı hicran10

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.240
  • 6.574
  • 1.240
  • 6.574
# 21 Haz 2020 13:04:09
Sağlam karakterli insanlar:
Baktıklarında berrak görürler.
Dinlediklerinde iyi duyarlar.
Görünüşleri sıcaktır.
Davranışları saygı yüklüdür.
Konuşmaları doğrudur.
İşlerini ciddi yaparlar.
Kuşku duyduklarında doğru soru sormasını bilirler.
Öfkelendiklerinde nedenini düşünürler.
Kazandıklarında adaleti düşünürler.”

Konfüçyus

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.140
  • 53.103
  • 4.140
  • 53.103
# 21 Haz 2020 13:21:57
HALİL İBRAHİM BEREKETİ

 Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış.
Büyüğü Halil.
Küçüğü ise İbrahim...
Halil, evli çocuklu.
ibrahim ise bekârmış...
Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin...
Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş.
Bununla geçinip giderlermiş...
Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı.
ikiye ayırmışlar.
İş kalmış taşımaya.
Halil, bir teklif yapmış :
İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle.
Peki, abi demiş İbrahim...
Ve Halil gitmiş çuval getirmeye... .
O gidince, düşünmüş İbrahim:
Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine
Böyle demiş ve
Kendi payından bir miktar atmış onunkine...
Az sonra Halil çıkagelmiş.
Haydi İbrahim. demiş, önce sen doldur da taşı ambara.
Peki abi.
İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola.
O gidince, Halil düşünür bu defa:
Der ki:
Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var.
Ama kardeşim bekâr.
O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek.
Böyle düşünerek,
Kendi payından atar onunkine birkaç kürek.
Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.
Bu, böyle sürüp gider.
Ama birbirlerinden habersizdirler.
Nihayet akşam olur.
Karanlık basar.
Görürler ki, bitmiyor buğdaylar.
Hatta azalmıyor bile.
Hak teala bu hali çok beğenir.
Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki...
Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler.
Şaşarlar bu işe...
Aksine çoğalır buğdayları.
Dolar taşar ambarları.

Bugün "Bereket" denilince, bu kardeşler akla gelir.
Bu bereketin adı: Halil İbrahim bereketidir

Evinizden Halil İbrahim Bereketi eksik olmasın inşallah.

Çevrimdışı nevin74

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 816
  • 4.959
  • 816
  • 4.959
# 21 Haz 2020 19:01:17
Yanlızca kültürlü insanlar öğrenmeyi sever,
Cahiller ders vermeyi  tercih eder..
Albert Camus

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.140
  • 53.103
  • 4.140
  • 53.103
# 22 Haz 2020 22:32:15
"Genç bir kız ağlayarak babasına gider...
'Hayat beni çok hırpalıyor,
yoruldum,
bittim artık' der.
'Çaresizim, yol bitti gibi hissediyorum...'
Baba, önce sarılır,
kucaklar kızını,
bakar ki hıçkırıkları dinmiyor,
eline bir patates,
bir yumurta,
bir de kahve alır.
Patatesle yumurtayı uzatır.
'Haşla bunları' der.
Kız şok tabii..
Bu üzüntümün arasında babam nasıl yemek düşünebiliyor diye söylene söylene dediklerini yapar..
Kahveyi de hazırlar bir taraftan..
Her şey hazır olunca babası alır bunları, tabağa koyar.
'Bak şimdi ' der, 'Ne görüyorsun?'
'İlahi baba, ne göreceğim işte...'
'Bak, o taş gibi patates, haşlandığı zaman nasıl da yumuşadı, sen çatalını değdirdiğin an parçalanıyor, ufalanıyor.'
'Yumurta haşlandı..
Kabuğu hala aynı kırılganlıkta.
Tek farkı, içi katılaştı.'
'Ya kahve?'
Yavaş yavaş anlar kızcağız durumu..
Bakışları değişmiştir..
'Kahve,
üstüne döktüğün o kaynar suya tadını ve kokusunu verdi.
Değişimin bir parçası oldu,
sadece kendisi değişip güzelleşmedi,
suyu da anlamlı ve lezzetli hale getirdi.'
Yutkunur kız.
Bakakalır.
'Şimdi söyle bana yavrum,
sen başına bir dert geldiğinde hangisi olmayı seçiyorsun?
Patates gibi dağılacak mısın,
yumurta gibi katılaşacak mısın,
yoksa kahve gibi akışa kendini bırakıp
değişimi paha biçilmez hale mi getireceksin?' der...”

(Alıntıdır...)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK