Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.335
  • 223.775
  • 28.335
  • 223.775
# 01 Mar 2014 22:10:03
Güçlü beyin daha az emekle daha çok iş üretir ve güçsüz beyin daha çok emekle daha az iş üretir. Hatta iyice zayıflayan beyin hiçbir iş üretemez. Tıkanır, çöker. Beynimiz nasıl çalışır, nasıl gelişir, nasıl bozulur? Neden hayattan zevk alma sistemimiz çöker? Depresyon nedir ve beyin bozulmasıyla ilişkisi nedir? Ne kadar genetik, biyolojik ve ne kadar da zihinsel faktörlerden kaynaklanır? İçinden nasıl çıkarız? Beynimizi dengeli çalıştırıp güçlendirebilmek için neler yapabiliriz? Beyni parçalayan serbest parçacıklar nasıl çoğalır ve beynimizi parçalamalarını nasıl azaltabiliriz? Beynimizin temel besini olan glikozun ve ketonun beyne erişimini nasıl dengeleyebiliriz? Beynin nasıl bir yağlanma sistemine ihtiyacı vardır ve bunun için ne yapabiliriz? Suyun ve beslenme alışkanlığımızın beyne etkisi nedir? Uyku ve spor beynimizi nasıl etkiliyor? Zihinsel Şifa

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.655
  • 72.851
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 10.655
  • 72.851
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Mar 2014 22:21:53
   Bazen de başınızın ağrıyacağını önceden hissedersiniz ya, işte o zamanlarda ayaklarınızı sıcak suyla doldurduğunuz kovada bekletin, bekleme süresinde ağrının geçtiğini fark edeceksiniz. Ayrıca bir dal taze naneyi bir bardak kaynamış suda bekletin ve sıcak sıcak için, nanenin rahatlatıcı etkisini hemen hissedebilirsiniz.

 Bir tane kuru soğanın kabuklarını soyduktan sonra ince ince doğrayıp temiz bir tülbente sarın. Ensenizde yirmi dakika bekletin sonra sıcak havluyu ensenize sarın. Soğanın kokusu o şiddetli baş ağrısından daha iyidir, en azından dayanılır.

Çevrimdışı alonewolf

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.298
  • 12.901
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.298
  • 12.901
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Mar 2014 23:06:09
Bilim adamları, vücuttaki organların yaşlanma sürecini aydınlattı. Göz ve beyin dışında kalan tüm organlar kendini yenileyebiliyor ve böylece vücudumuz hayat boyu 10 yaşın altında kalmayı başarabiliyor. İngiltere’de yayınlanan Daily Mail gazetesinin haberine göre bu durumun nedeni, hücrelerin yenilenmesi yani eski hücrelerin yerini yeni hücrelerin alması olarak açıklanıyor. Ancak bu “kalıcı gençlik” durumundan nasibini alamayan şanssız organlar da yok değil. Beyin, gözler ve sinir sistemi kendini yenileyemiyor. Beyinde; koku alma ve öğrenme merkezleri haricindeki diğer hücreler, tıpkı tam anlamıyla oluşumunu tamamladıktan sonra yenilenemeyen sinir sistemi ve kornea haricinde yenilenemeyen gözler gibi, yaşlanmaya karşı direnemiyor.

KALP KENDİNİ 20 YILDA YENİLİYOR
Yıllarca kalbi oluşturan hücrelerin doğduktan sonra değişmediği sanıldı. Ancak New York Üniversitesi’nden Dr. Piero Anversa tersini ispatlamayı başardı. Kalbin kendini yenilediğini belirten Anversa bunun en az 20 yıl aldığını kaydetti.

SAÇLAR KENDİSİNİ 3-6 YILDA YENİLİYOR
Yaklaşık 100 bin adet olan saçların her bir teli ayda 1.25 santimetre uzuyor. Dolayısıyla saçların kaç yaşında olduğu da saçın uzunluğuna göre değişiyor.

MİDE DUVARI KENDİSİNİ 3-5 GÜNDE YENİLİYOR
Midedeki asit karşısında hücrelerin dirençli olmadığını belirten İsveç-Karolinska Enstitüsü’nden Jonas Frisen, hücrelerin 3 ila 5 gün arasında yenilendiğini vurguladı. Ancak nikotin, hücrelerin yenilenmesini ağırlaştırıyor.

BAĞIRSAK KENDİSİNİ 2-5 GÜNDE YENİLİYOR
Midede olduğu gibi bağırsaklarda da hücrelerin zor şartlar altında olduğunu söyleyen İsveçli Dr. Frise bu hücrelerin hızla yenilendiklerini ve bu sürenin 2 ila 5 gün arasında değiştiğini ifade etti.

İSKELET SİSTEMİ KENDİSİNİ 10 YILDA YENİLİYOR
İskelet de vücudun sürekli kendini yenileyen bölümlerinden biri. Kemiklerin 10 yılda bir tam anlamıyla kendini yenilediği tahmin ediliyor.

DİL KENDİSİNİ 10 GÜNDE YENİLİYOR
Tat moleküllerini sinirler yoluyla beyne ileten dilde bulunan 10 bin tomurcuğun her birinde 50 hücre bulunuyor.Bu hücreler her 10 günde bir kendini yeniliyor.

KARACİĞER KENDİSİNİ 6 AYDA YENİLİYOR
Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolayan karaciğer vücudun en güçlü organlarından biri.

AKCİĞER KENDİSİNİ 1 YILDA YENİLİYOR
Akciğerde hücreler farklı periyotlarda yenileniyor. Bu da havanın temizliğine, sigara içilip içilmemesine göre değişiyor. Yenilenme süresi ise altı ayla bir yıl arasında.

GÖZLER YENİLENMİYOR
Gözler, kornea tabakası haricinde kendini yenileme özelliğine sahip değil. Zaman geçip yaş ilerledikçe gözleriniz de sizinle birlikte yaşlanıyor.
Aynı şekilde beyin hücreleri de kendini yenileyemiyor ve yaşlanıyor.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.750
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.750
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Mar 2014 08:10:29
EKLEMLERİN İÇİNE YOLCULUK: ARTROSKOBİ

Kelime anlamı 'eklemin içine bakmak' olan artroskopi, eklem içerisine küçük kanallar yerleştirilerek, bu kanallardan eklemlere bakıp gerekli tanı ve tedavi imkânı sağlayan cerrahi bir yöntemdir.
            Artroskop sadece tanı ve tedavi için değil, ilaveten biyopsi örneği alma, serbest dolaşan kıkırdak parçacıklarını çıkartma ve ufak yırtıkların tedavisinde de kullanılabilir.
Artroskopi sayesinde optik sistem ve kamera aracılığı ile eklem içi büyütülerek detaylı olarak incelenmesine olanak sağlar. Genellikle bacak eklemlerinde yapılmaktadır. Bunun yanında el, ayak, omuz ve dirsekte de artroskopi yapılabilmektedir.
NASIL YAPILIR?
Cerrahi müdahale için eklem üstünden 0,5 cm' lik delikler açılır. Bu deliklerden birisine ekrana görüntü iletmesini sağlayan aparat (artroskop) , diğerlerine ise eklem içerisinde rahat çalışılmasını sağlayan cihazlar yerleştirilir. artroskopide eklem içerine serum fizyolojik sıvısı boşaltılır. Bu sıvı eklemin içinin daha rahat görülmesini ve eklemlerin içinin yıkanmasını sağlar. Bu sıvı ameliyattan sonra açılan deliklerden geri boşaltılır. Ameliyat sonunda açılan delikler dikilerek kapatılır.
Artroskopi sonrası alçı uygulanmaz, ancak kontrollü harekete izin veren dizlikler kullanılır. Artroskopiden sonra çoğunlukla hafif ağrı kesiciler yeterli olmaktadır.
            Artroskopi, hastanın durumuna göre genel veya sınırlı uyuşturma şeklinde yapılabilir. Ameliyat süresi 30-60 dakika arasında değişebilir.
İYİLEŞME
Açık cerrahi müdahale ile karşılaştırıldığında iyileşme çok kısa sürmektedir. Yapılan işlemin cinsine göre hastanede kalış süresi bir ile iki gün arası değişir, çapraz bağ veya diz kapağı çıkığı tamiri yapılan hastalar dışında genellikle yatış süresi bir gündür. Aynı gün içerisinde de taburcu edilebilir. Koltuk değneğine ihtiyaç duymadan hasta aynı gün ayağa kalkabilir ve gündelik işlerini yapabilir. Birkaç günün sonunda uzun yürüyüşler yapılabilir. Ameliyatın güçlük derecesi arttıkça süre de uzayabilmektedir.

ARTROSKOPİ HANGİ DURUMLARDA YAPILIR?
•Menüsküs yırtıklarının tedavisinde,
•Kaza veya hastalık sonrası hareket kısıtlanmasının açılması,
•Erken dönemdeki eklem kireçlenmelerinin temizlenmesinde,
•Eklem iltihaplarının alınması,
•Eklem içerisindeki serbest kemik ve kıkırdak parçalarının çıkartılmasında,
•Eklem içi iyi huylu tümör ve kistlerin cerrahi müdahalesinde,
•Ön ve arka çapraz bağları yaralanmalarında,
•Kıkırdak nakilleri, şifalı bitkiler
•Dizde enfeksiyon veya ödem durumlarında,
•Tekrarlayan omuz çıkıkları,
•Diz kapağı kemiğinin sorunlarında,
•Eklem kıkırdağı hasarlarının tedavisinde,
•Eklem içerisi kırıkların tedavisinde,
•El bileğinde sinir sıkışmalarının gevşetilmesi
Gibi durumlarda artroskopiden destek alınabilir.

Çevrimdışı zeynepgulsu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 23.272
  • 42.267
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 23.272
  • 42.267
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 02 Mar 2014 08:20:48
Ruşeymin faydaları

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Ekmeğini tüketiyorum.Çok lezzetli.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.750
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.750
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Mar 2014 06:37:40


ŞİFALI BİTKİLER ŞİFALI MEYVELER VE ŞİFALI SEBZELER

Sivri Biber= Özellikle sıvı yağ ile birlikte tüketilmelidir. Mikroplara karşı iyi bir savunma hattı kuran bu şifalı bitki aynı zamanda insanın bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor, vücudun demir, kalsiyum ve çeşitli mineralleri tutmasına yardımcı olup, E ve A Vitaminlerini vücuda tekrardan kazandırıyor.
Çay= Çayda bulunan tein maddesi insan vücudunda t-lenfositlerin artmasına neden oluyor. Bilindiği gibi tlenfositleri vücudun savunma sisteminin bel kemiğini oluşturuyor. Çayın diğer bir şifalı yanı da beynin yorgunluk hissini algılamasını engellemesi. Bu da dinlendirici bir etki yapıyor.
Dut Ailesi= Şifalı bitkiler ailesinin aslında isimsiz kahramanlarıdır karadut ve diğer dut türleri şöyle ki; kanserleşen hücrelerin kontrolü için vücuda yardımcı olan bu şifalı bitki aynı zamanda ağız yaralarının iyileştirilmesinde de ciddi bir başarı sağlıyor. Şifalı meyvelerin en çok sevilenlerinden olan dut her meyvenin yaptığı gibi bağışıklık sistemini de güçlendirmede gerçekten maharetli.
Havuç= A vitamini açısından zengin olan şifalı sebzemiz özellikle halk arasında inme tabiri kullanılan yarı felç durumlarını ciddi oranda azaltıyor.
Domates= Kansere karşı iyi geldiği kanıtlanmış olan şifalı sebze özellikle et ürünlerinin yanında bolca tüketilmelidir. Zira bu sebzede bulunan likopen iyi bir antioksidan maddedir.
Bütün bunların yanı sıra semiz otu ve taze fasulye iyibir omega 3 deposu iken, kayısı-incir gibi severek tükettiğimiz meyveler ise tansiyon üzerinde olumlu etkilere neden oluyor. Özellikle sarımsak kalp üzerinde gerçekten etkili oluyor zira kanın yoğunluğunu azaltarak kanın damarlar içerisinde daha rahat hareket etmesini sağlıyor.

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 Mar 2014 14:14:10
 MİGREN                                                                                                                         

Migren ağrıları, kronik baş ağrıları ve sık sık baş ağrısı şikâyeti çekenlere taze sıkılmış havuç suyu kürü bulunmaz bir nimettir. Baş ağrılarından şikâyeti olanların başlangıçta hem sabah kahvaltısından sonra hem de akşam yemeğinden iki saat sonra birer bardak içmeleri en doğrusudur. Baş ağrısına karşı olan başlangıç kürü 20 gün uygulanır ve daha sonra sadece akşam yemeklerinden iki saat sonra bir bardak olmak üzre iki ay boyunca devam edilir. Daha sonra zaman zaman içilerek (haftada 3-4) devam edilir. Bir kaç hafta sonra baş ağrılarından şikayet edenlerin giderek bu şikâyetlerinin nasıl azaldığını hayretle gözleyebileceklerdir.
Taze sıkılmış havuç suyu kürünün yukarıda belirttiğim özelliklerini öğrendikten sonra, onu mutfağınızdan eksik etmeyeceğinize inanıyorum. Havuç suyu etkisini en erken on-onbeş gün geçtikten sonra göstermektedir. Çünkü, içerdiği bazı etkin maddelerin vücutta belirli bir seviyeye kadar depolanmaları gerekmektedir. Ancak, bundan sonra etkili olmaya başlamaktadır.

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.655
  • 72.851
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 10.655
  • 72.851
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Mar 2014 15:51:39
  Metale alerjisi olan kişiler sadece imitasyon takılardan sakınmakla bu alerjiden kaçamayabilirler.

  Bunun nedeni metalin yiyeceklerimizde de bulunmasıdır. Örneğin fındık, domates ve çikolatada, alerjiyle en çok suçlanan metallerden biri, nikel bulunur. Nikele alerjisi olan kişiler bu yiyeceklere karşı da dikkat etmelidir.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.335
  • 223.775
  • 28.335
  • 223.775
# 03 Mar 2014 16:29:04
Hem tohumları hem de yaprakları kullanılabilen dereotu tıbbi yönden vücuda faydalı bazı bileşikleri bünyesinde barındırır. İlaç niyetine kullanılır.

Dereotunun Sağlığımıza Katkıları ve Faydaları:

* Safra ve sindirim suyu salgılanmasını sağlar.

* Mide ve bağırsak gazlarını önler.

* Ağrı ve krampları giderir.

* İdrar söktürür. Vücuttaki toksinlerin dışarı atılmasını sağlar.

* İştah açar.

* Anne sütünü çoğaltır.

* Kansere karşı korur.

* Kıyılmış yapraklarından, tohumlarından yapılan çay sinirlere iyi gelir. Yatıştırıcı özelliği vardır. Uykusuzluğa iyi gelir. Uyku sorunu olanlar için faydalıdır.

* Hıçkırığı giderir.

* Hazımsızlığa ve ishale iyi gelir.Doğal bir antiseptik olması nedeniyle, mikropları öldürerek ishalin tedavisine yardımcı olur.

* Hormonları düzenleyerek, adet kanamalarını düzenler.

* Anti-histaminik özellikleri sayesinde, alerji, hapşırma ve öksürüğe karşı iyi gelir.

* Ağızda çiğnenen tohumları ağız kokusunu önler. Ağız içini dezenfekte edip, hijyenlik sağlar. Antioksidan etkisi ile bakterilerin zararlarına karşı, diş ve diş etlerini korur.

* Kasiyum bakımıdan zengin olduğundan, kemik ve diş sağlığı için faydalıdır.

* Vücuda kuvvet ve çeviklik verir.

* Uyuşturucu maddeler ile oluşan zehirlenmeler de, tedavi edici ilaç olarak kullanılır.

* Göz hastalıklarına iyi gelir.

* Zayıflamaya yardımcı olur.

Dereotunun Yan Etkileri, Zararları :

* Dereotunun içeriğinde, fototoksik bir bileşik olan furocoumarin bulunduğundan, bazı kişilerde fotosensitivizm görülmesine neden olduğu bilinmektedir. Böyle kişiler ultraviyole ışık veya güneş ışığına maruz kaldıklarında ciltlerinde alerjik reaksiyonlar görülür.

* Hamilelerin kullanmamaları tavsiye edilir.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.335
  • 223.775
  • 28.335
  • 223.775
# 03 Mar 2014 23:39:28
“Şu ilahi buyruk üzerinde düşünelim: “Geceyi elbise gibi üzerinize örtüp, dinlenesiniz diye uykuyu, yayılıp çalışasınız diye gündüzü yaratan Allah’tır.” (Furkan, 47) Ampul ve televizyon icat olduğundan beri uyku düzenimiz bozuldu. Vücudumuz biyolojik saatini Güneş ışığına göre ayarlıyor. Uyku bozukluğunun bedelini, unutkanlık, yorgunluk, bitkinlik, erken yaşlanma, depresyon biçimlerinde ödüyoruz. Günlük uyku ihtiyacı, yaşa ve sağlık durumuna göre, 6-8 saat arasında değişir. Azı, fazlası, gece ve öğlen dışındaki zamanlarda uyunması zararlıdır. Yataktan geç kalkan, kendini gün boyu sersem hisseder. İhtiyacından bir saat az uyuyanın zihinsel performansı ertesi gün yüzde otuz düşer. Gece uyumayanın saçları erken ağarır, cildi erken buruşur, vücut enerjisi, canlılığı çöker, bakışları donuklaşır. Çare, gece en geç 12.00’yi geçirmeden yatıp yetecek kadar uyumak ve gündüz olur olmaz da kalkıp yayılıp çalışmaktır.”

 Muhammed Bozdağ

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.750
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.750
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Mar 2014 06:48:40
Baş Ağrısına Ceviz
Baş ağrıları çoğu zaman dayanılmaz olan durumlardır. Bu ağrılara, bir tablet ağrı kesici çözüm gibi görünse de aslında ağrı kesicilerin eklemlerdeki kıkırdak dokuyu ciddi şekilde zedelediği ve bu nedenle eklem sorunlarına yol açtığı bilinmektedir.
O zaman ne yapılmalıdır? Bu sorunun en güzel cevabı şifalı bitkilerdir. Anadoluda yüz yıllardır biriken otacı(şifalı bitkilerle tedavi) kültürü bir modern hastalığın daha düşmanı konumundadır. Baş ağrısı.
Baş ağrısının neden kaynaklandığının tespiti önemlidir:
Başınız ağrıyor ağrı enseden kabarıp yukarıya tepeye doğru yükseliyor. Bu durumda ensede ve vücudun genelinde bir ağırlık var ve hatta ensenin uyuşması da bütün bu rahatsızlıklara eşlik ediyor. Bu durum kollesterol yükselmesiyle açıklanabilecek bir durumdur. Kollesterolün düşürülmesi bu tür bir baş ağrısının giderilmesi anlamına gelmektedir.
Ne yapmalıyız:
Kollesterolün düşürülmesinde ceviz sıklıkla kullanılan bir şifalı bitkidir. Önceden dış kabuğunu soyduğunuz cevizleri(sert kabuktan bahsediyoruz) bir bardak ılık suda 6-7 saat bekletiniz. Bardaktaki suyun renginin değiştiğini ve hatta yoğunluğunun arttığını göreceksiniz. Daha sonra bu suyu içerek tüketiniz. Bu kürü 1 hafta uygulayıp 1 hafta bırakınız yaklaşık 3-5 haftda artık vücuttaki ağırlığın ve baş ağrılarınızın kalmadığını göreceksiniz

Çevrimdışı zehra öğretmen

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.751
  • 7.115
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.751
  • 7.115
  • Müdür Yardımcısı
# 04 Mar 2014 19:31:29
Çocuklar Ateşlendiğinde Bunlara Dikkat Edin!

*Ateşli çocuğun üzerini örtmek tamamıyla yanlış bir uygulama. Çocuğun havale geçirmesine dahi sebep olabilir. Üzerini örtmek yerine odanın ısısını düşürmek daha doğru.

*Her ateşlendiğinde paniğe kapılmak, yanlış yöntemler uygulamanıza neden olabilir. Bu yüzden sakin olmakta fayda var.

*38-38,5 derece ateş normal kabul ediliyor. Ancak çocuğunuzun ateşi 39 dereceyi buluyorsa ve buna öksürük, kusma ve ishal de ekleniyorsa, hemen doktora başvurun.

*Sirkeli ya da içine aspirin ezilmiş soğuk suya batırılmış bezlerle alına, koltuk altlarına baskı uygulamak yanlış bir yöntem. Bu, çocuğun ateşinin düşmesini daha da zorlaştırıyor.

*Çocuğun vücuduna alkol veya sirke sürmek de yanlış uygulamalardan. O an için düşürse de alkol damarları önce genişletip sonra daraltacağı için ateşin daha da yükselmesine yol açabilir.

*Ateşli hastalık sırasında aspirini ateş düşürücü olarak da vermeyin.

 *Ateş 39 dereceyi zorluyorsa, uygun fitiller kullanılabilir.

 *Çocuğun vücuduna buz sürülmemeli. Bu durum, çocuğu üşütüp titretir. Titreme de ateşi yükseltir.

 *Çocuğun kasık bölgesi, koltuk altı ve alnı, ılık bezle silinebilir.

 *Müdahale ederken çocuğu ağlatmayın. Bu durum, ateşini daha fazla yükseltebilir.

 *Ani ateş yükselmelerinde çocuğa başını ıslatmayacak şekilde ılık bir duş aldırmanız yerinde olacaktır.

 *Bol bol su içirin.

 *Belli oranlardaki ateşte vücudun savunma mekanizmasına izin verilmeli. Her yarım derecelik yükselmede ateş düşürücü vermeyin. Bu durum çocuklarda; böbrek hasarı, mide bağırsak kanamaları, vücutta yaygın döküntülerine neden olabilir.

Çevrimdışı arapoğlu

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 377
  • 7.153
  • 377
  • 7.153
# 05 Mar 2014 22:51:41
İki Sorunum Var.ilgilenenlere Teşekkür Ederim.
1.vitiligo
2.topuk Dikeni

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.750
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.750
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Mar 2014 09:17:30
Bin Derde Deva ÇÖREK OTU(Hadislerde övülmüş Bitki)(nigella Sativa)
Genel Olarak
Peygamber(S.A.V) tarafından övülmüş olan çörekotu bitkisi dünyanın değişik yerlerinde değişik isimlerle bilinir ve destekleyici tedavide de bolca kullanılır. Açık mâvi renkli çiçekler açan ve 20-40 cm boyunda bir senelik, otsu bir bitkidir çörek otu. Yol kenarları ve özellikle ekin tarlaları içinde bulunur. Gövde dik ve kısa tüylüdür. Yaprakların alttakileri saplı, üsttekileri sapsızdır. Çiçekler uzun saplı ve tek tektir. Taç yaprakları iki parçalı ve bal özü bezleri taşıyan 8 tâne küçük parça hâlindedir. Meyveleri çok tohumlu olup, tohumlar siyah renkli ve oval şekillidir. Güney Avrupa, Balkan memleketleri, Kuzey Afrika, Türkiye ve Hindistan’da yetiştirilmektedir.
Tarihi Olarak
Çörek Otu asırlar boyunca, bitkisi ve yağı ile birlikte, Afrika’da, Asya’da ve Ortadoğu’da, günümüzde ise Amerika ve Avrupa’da milyonlarca insan tarafından “sağlıklarını desteklemek için” kullanılmaktadır. Aromatik bir baharat türü ve siyah rengi hariç susam tohumuna benzer olan çörekotu, geleneksel olarak çeşitli durumlar ve tedaviler için mükemmel bir ilaç olarak da kullanılmıştır.,
İslam alimleri de peygamberlerinin övmüş olduğu bu bitkiye bigane kalamamış ve hakkında bolca eser yayınlamışlardır. El-biruni ve ibn-i Sina bunlardan bazılarıdır.
Günümüzde ise özellikle Amerika ve Avrupa’nın elit bilim merkezlerinde çörek otu hakkında araştırmalar yapılmakta ve her geçen gün yıldızı parlayan bu şifalı bitki hakkında kesin kanıtlar elde edilmektedir.
Çörek Otunun Etken Maddeleri
Takriben %21 protein, %38 karbonhidratlar ve %35 bitkisel yağlardan oluşmaktadır. İçeriğindeki aktif maddeler, nigellon, thymoquinon ve uçmayan yağlardır. Diğer maddeler ise, linoelik asit(Omega-6, Omega-3), oleic asit, palmitik asit, kalsiyum, sodium, potasyum, demir, çinko, bakır, magnezyum, selenium, fosfor, vitamin A, vitamin B, vitamin B2, niasin ve vitamin C dir.
Yukarıdaki maddelerden özellikle nigellon ve thymoquinon etken maddeleri çörek otunun destekleyici özelliğiyle doğrudan alakalıdır.
Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
1- İlk olarak çörek otu bir hastalık durumunda kullanılabileceği gibi günlük veya gün aşırı olarak öylesine de tüketilebilir. Aşırı alınmadığı taktirde herhangi bir yan etkisi ve zararı bildirilmemiştir.(not: Alerjinizin olmadığını var sayıyoruz.)
2- Çörek otu Bağışıklık sistemini güçlendirir.
3- Vücudu tahrip eden mikroplara karşı vücut direncini artırır.
4- Kanserden AİDS e kadar bir çok hastalıkta kullanılabilir.
5- İltihaplı vakalarda iltihap engelleyici olarak kullanılabilir.
6- Nefes darlığı ve solunum yolları hastalıklarında iyi bir yardımcı etken olduğunu defalarca kanıtlamıştır.
7- Çörek Otu özünün(yağından bahsediliyor) meme, prostat, cilt kanseri gibi bazı kanser türlerinde kanser hücrelerinin gelişmesini yavaşlattığı görülmüştür
8- Bayanlarda sıkça görülen rahim ve vajinal iltihaplara iyi geldiği bilinmektedir. (Bunu, iltihabı ve akıntıyı meydana getiren mantar hücrelerini yutan vücut savunma hücrelerini destekleyerek başarmaktadır.)
9- Çörek Otu Karaciğeri Tahripten Korur şifalı bitkiler
10- Ayrıca bu mucizevi bitki canlılarda biriken zararlı toksik zehirleri de baskılar ve onların vücuttaki zararlı etkilerini en aza indirir. Özellikle hava kirliliği yaşanan illerimizde ki insanlarımızın bu mucizevi bitkiden her gün almaları gerçekten faydalarınadır.
11- Kolon kanserini engeller.
12- Şeker hastalığına Karşı sonderece fatdalıdır.
13- Yüzyılımızın hastalıklarından birisi de alerjidir. Özellikle gelişmiş ülkelerin insanları “nedeni anlaşılamayan bir şekilde” hemen hemen her maddeye karşı alerji geliştirebilmektedir. Çörek otunun alerjik reaksiyonlarda vücudu baskılayıcı rol oynadığı Berlin Charite Ünv. Tarfından kanıtlanmıştır.
14- Egzama gibi rahatsızlıklarda çörek otu iyi bir iyileştiricidir.
15- Romatizmal hastalıklar.
16- Mide rahatsızlıkları ve reflü.
17- Böbrek hastalıkları.
18- Alkolün zararlı etkilerinin en aza indirilmesi.
19- Kalp damar hastalıkları.
20- Anti oksidan oluşu.
21- Kolesterolün düşürülmesi.
22- Hiper Tansiyon(yüksek tansiyon) vakalarında.
23- Uyarıcı etkilerinden dolayı; hemoroit, hepatit, nezle, ishal, öksürük ve tenya gibi etkiler.
En genel Olarak Çörek Otunun Faydaları Şu Şekilde Sıralanabilir;
• Mikrop, virüs ve mantarlara karşı öldürücü tesire sahiptir.
• İfraz boşaltıcı ve solunum borusunu genişleticidir.
• Kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
• Kan şekerini düzenler.
• Yorgunluk halini giderip zindelik verir.
• Damar hastalıklarını önler.
• Hazmı kolaylaştırır.
• Vücuttaki toksinleri süzerek atar.
• İdrar söktürücü özelliği ile safraya iyi gelir.
• Yaraların çabuk iyileşmesini ve hücrelerin yenilenmesini hızlandırır.
• Alerjileri önler. Çörekotu
• Savunma sistemini dengeler.
• Hormon sistemini ve ruh hâlini sağlamlaştırır.
Hastalıklara Göre Çörek otunun Kullanım Şekilleri;
Astım ve Bronşiyal Problemler (Uzak Doğu, Orta Doğu ve Malezya)
Kahve içerisine bir çay kaşığı Çörek otu yağı karıştırılır. Günde iki defa alıır. Aynı zamanda, her gece Çörek otu yağı ile göğüs ovulur ve kaynar su içindeki Çörek otu yağının buharı nefesle içeri çekilir.
Sırt ağrısı ve diğer Romatizma çeşitleri (Orta Doğu ve Malezya)
Az bir miktar Çörek otu yağı hafifçe ısıtılır ve daha sonra romatizmalı alan yoğun bir şekilde sıvazlanır. Günde üç defa da yağdan bir çay kaşığı içilir.
Şeker Hastalığı (Hindistan)
Bir fincan bütün Çörek otu, bir fincan su teresi veya hardal tohumu, yarım fincan nar kabuğu ve yarım fincan şahtere otu karıştırılır. Toz haline getirmek için mikserden geçirilir. Bir ay boyunca, Hergün kahvaltıdan önce bir çay kaşığı Çörek otu yağı ile birlikte bir çay kaşığı karışım alınır.
İshal (Hindistan ve Orta Doğu)
Bir fincan yoğurt ile bir çay kaşığı Çörek otu yağı karıştırılır. Belirtiler kayboluncaya kadar karışımdan günde iki defa içilir.
Kuru Öksürük (Orta Doğu ve Kuzey Afrika)
Kahve içerisine bir çay kaşığı Çörek otu yağı karıştırılır ve günde iki defa alınır. Göğüs ve sırt Çörek otu yağı ile ovulur.
Grip ve Burun Tıkanıklığı (Genel)
Herbir burun deliğine 3-4 damla Çörek otu yağı akıtma, burun tıkanıklığını ve kafanın soğuk algınlığı ızdırabını giderebilir.
Saçın Kırlaşması(Genel)
Çörek otu yağı ile düzenli bir şekilde saçlara masaj yapılması, saçların erken kırlaşmasını önleyebilir.
Saç Dökülmesi(Hindistan ve Orta Doğu)
Kafa derisinin tamamına limonu darbeli bir şekilde sürün ve takriben 15 dakika böylece hareket edin. Sabunlayın. Durulayın ve saçların tamamını kurulayın. Daha sonra Çörek otu ile kafa derisinin içine masaj yapın. Kahve veya çaya bir çay kaşığı Çörek otu yağı karıştırarak için.
Saman Nezlesi (Orta Doğu)
Bir yemek kaşığı Çörek otunu bir bardak limon suyuna karıştırın. Belirtiler giderilinceye kadar, günde iki kez alın.
Baş ağrısı (Genel)
Alın ve kulaklara yakın yüz kısımları Çörek otu yağı ile ovulur ve kafa bandajlanır. Aynı zamanda bir çay kaşığı Çörek otu kahvaltıdan önce alınır.
Sağlıklı Cilt (Hindistan)
Bir çorba kaşığı Çörek otu yağı ile bir çorba kaşığı zeytin yağı karıştırılır. Bu karışım ile yüz ovulur ve en az bir saat böyle devam edilir. Sabunla yıkanır ve durulanır.
Yüksek Tansiyon (Hindistan)
Kahvaltıdan önce her sabah iki diş sarmısakla birlikte herhangi bir içeceğe bir çay kaşığı Çörek otu yağı karıştırarak alın. Çörek otu yağı ile bütün vücudunuzu ovun ve üç günde bir kez 1.5 saat güneş ışınlarına maruz bırakın. Bu işlemlere bir ay devam edin.
Uyuşukluk ve Yorgunluk (Türkiye)
Bir bardak saf ve taze portakal suyu ile bir çorba kaşığı Çörek otuna her sabah 10 gün boyunca devam edilir.
Hafıza Düzeltme (Orta Doğu)
100 mg kaynatılmış nane içerisine bir çay kaşığı Çörek otu yağı karıştırılır ve 15 gün içmeye devam edilir.
Kas Ağrıları (Genel)
Ağrıyan yerler Çörek otu yağı ile ovulur.
Sinirsel Tansiyon Stresi (Hindistan)
Bir fincan çay veya kahve ile bir çay kaşığı Çörek otu günde 3 kez alınmaya devam edilir.
İktidarsızlık (Genel)
200 g zeytin yağlı öğütülmüş Çörek otu tohumu, 100 g günlük, 50 g Çörek otu yağı, 50 g zeytin yağı, 200 g saf bal güzelce karıştırılır. Her öğünden sonra bir çorba kaşığı alınır.
Uyku Bozukluğu (Genel)
Balla karıştırılmış herhangi bir sıcak içeceğe bir çay kaşığı Çörek otu yağı ilave edilip akşamları içmeye devam edilir.
Diş ağrısı ve Diş eti iltihabı (Genel)
Önce sirke ile birlikte Çörek otu tohumları pişirilir. Çörek otu yağı ilave edilir. Diş ağrısı ve diş eti iltihabını gidermek için bu karışımla ağızda gargara yapılır.
Ülserler(Yaralar) (Endonezya ve Hindistan)
Ateş üzerinde Çörek otu tohumları kavrulur. Süsen kökü yağı ile veya kına bitkisi yağı ile karıştırılır ve merhem haline getirilir. Daha sonra cerahatlı yaralar üzerine yayılır. Sonra sirke ile muamele edilerek yıkanır.
Çörek otu Tohumu mu? Çörek otu yağı mı?
1.Tezde Çörek otu tohumunun lifli yapısının sindirilemediği bu durumun çörek otunun etkinliğini azatlığı savunulmaktadır. Bu durumda çörek otu yağının daha faydalı olduğu söylenir. Çörek otu
2.tezde ise çörek otu tohumundaki lifli yapının tohumda bulunan etken maddeleri vücuda yavaş yavaş ama etkili bir biçimde verdiği ve aşırı dozları engellediği söylenir.
Bu iki tezin de bilimsel verilerle kanıtlandığı söylenemez. Kimin haklı olduğunu ancak uzun yıllar deneme yanılma yöntemi bize gösterecek.

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 06 Mar 2014 13:19:31
Hindistan cevizinin faydaları: Hindistan Cevizi sağlık açısından çok besleyici, kuvvet veren ve şişmanlatan bir besindir.
Yüksek oranda ama kolaylıkla sindirilebilen yağ içermektedir. Vücudumuz bu yağdan diğer yağlara oranla daha kolay faydalanır. Bu yağ hem fiziksel hem de kimyasal özelliği bakımından tereyağına çok benzemektedir.
Hindistan Cevizi tüm amino asitleri içeren yüksek kalitede protein içeriğine sahiptir. Potasyum, sodyum, magnezyum, ve sülfür bakımından da zengin bir meyvedir.
Kurutulmuş hindistan cevizinin enerji değeri oldukça yüksektir. Her 100 gram Hindistan Cevizi 662 kalori içermektedir.
Tek bir hindistan cevizinin suyu vücudun günlük beslenmesi için gerekli olan C vitaminini yeterli bir oranda karşılamaktadır.
Ayrıca, B grubu vitaminlerini de içermektedir. (Niasin, pantotenik asit, biotin, riboflavin, folik asit, tiamin, pyridoxin). Hindistan cevizinin suyu bunların dışında sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, bakır, fosfor, sülfür ve klor da içermektedir.
Olgunlaşmış kuru bir hindistan cevizi midedeki fazla asit problemlerinin tedavisinde de etkilidir ve hastada rahatlama sağlamaktadır.
Hindistan cevizinin özü sindirim sistemi rahatsızlıkları’nın tedavisinde oldukça etkilidir.
Hazımsızlık, kolit, mide ülseri, ishal, kusma, gaz, dizanteri rahatsızlıklarına karşı da oldukça değerli bir besindir.
Kusmayı yatıştırmak için diğer metotlar başarısız kaldığında hindistan cevizi çok değerli bir besindir.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK