Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.327
  • 223.709
  • 28.327
  • 223.709
# 01 Oca 2016 19:47:40
BOĞAZ AĞRISI NASIL GEÇER, TEDAVİSİ NASIL YAPILIR, NELER İYİ GELİR?

Boğaz ağrılarının tedavisi nedenine bağlı olarak yapılabilir. virüslerin neden olduğu durumlarda genellikle ilaç kullanılmaz ve hastalık bir hafta içinde iyileşir, böyle durumlarda vücudu güçlü tutacak besinler alınması önerilir.

Bakterilerin yol açtığı boğaz ağrılarında doktorunuzun önerdiği bir antibiyotik kullanılabilir.

Durumunuza göre bu antibiyotik basit olabildiği gibi penisilin olabilir, oral alınabildiği gibi enjeksiyon yolu ile verilmesi de gerekebilir.

Antibiyotiklerin yeterli süre kullanılmaması sonucu tedavi edilmeyen Strep boğaz iltihabı romatizmal ateş ve ciddi böbrek iltihaplarına yol açabilir.

Aşağıdaki tavsiyeleri deneyebilirsiniz:

Dinlenme: Yeterli miktarda uyuyun ve sessiz bir ortamda dinlenin.

Sıvı tüketimi: Boğazı nemli tutmak ve su kaybını önlemek için bol su içmeniz önerilir.

Rahatlatıcı yiyecek ve içecekler tüketmeyi deneyin: Kafeinsiz sıcak çay, balla birlikte sıcak su gibi içecekler boğaz ağrısının yatışmasına yardımcı olacaktır.

Tuzlu su ile gargara

Hava nemlendirici cihazlar ve buharlı banyo yapılması kuru havadan olumsuz etkilenen boğazlar için faydalı olacaktır.

Ağrı ve yüksek ateşi tedavi ediniz. “İbuprofen” veya “asetaminofen” etken maddeli ilaçlar boğaz ağrısını en aza indirebilir.

Aspirin alınması “Reye sendromu” ile ilişkili olduğu için çocuk veya gençlere verirken dikkatli olun.

Aspirinin 2 yaşından büyük çocuklarda kullanımı onaylanmış olmasına rağmen, suçiçeği veya grip benzeri belirtileri yok etmek için asla kullanılmamalıdır.

Soğuk Algınlığı: Sık ya da ağır soğuk algınlığı şikayeti olanlar bir kaşık ılık bal çeyrek kaşık toz tarçınla üç gün boyunca birer kez alabilir.
Bu tedavi çoğu kronik öksürüğü ve soğuk algınlığını tedavi edebilir, sinüsleri temizleyebilir.

Boğaz Tahrişi: Tarçınlı balın boğaz ağrısını iyileştirdiği ve boğaz ülserini kökünden kazıdığı görülmüştür.
Bal ile limonu,sirkeyi ve tarçını karıştırarak sıcak bir bardak suyun içine katın ve bu şekilde tüketin.
Bal boğazınızı kaplayarak yumuşatır,yardımcı olur.

Boğaz kapsülü veya sert bir şeker emin.

Ayrıca havadaki nemi artırmak da balgam zarlarınızın kurumasını önler.
Bu da iltihaplanmayı azaltarak uyumayı daha kolay hale getirir.

Sesinizi veya ses tellerinizi dinlendirin.
Eğer boğaz ağrısı gırtlağınızı etkilediyse,konuşmanız daha fazla tahrişe ve geçici ses kaybına (laranjit) yol açabilir.

ALTERNATİF TIP

Bakteriyel veya viral enfeksiyonlar nedeniyle kaşınan, kızaran, şişen ve tahriş olan boğazınız rahatsızlık verir.

Reçeteli ilaçlar ile etkileşime girebilir ve bazı sağlık koşulları olan çocuklar, hamile kadınlar ve insanlar için güvenli olmayabilirler.

Bu nedenle bitkisel ilaçlar gibi alternatif tedavilere geçmeden önce doktorunuza danışınız.

Nedeni ne olursa olsun ortaya çıkan boğaz ağrılarını hafifletmek ve boğazınızı yumuşatmak için bitki çaylarından faydalanabilirsiniz.

Birincisi, tahriş olan boğaz iç zarı üzerinde mukozaya benzer bir tabaka oluşturarak daha fazla tahriş meydana gelmesini engeller.
İkincisi ise bağışıklık sistemine yardımcı olarak boğazda oluşan iltihaplanmayı azaltmak ve ağrılara neden olan hastalığın daha kısa sürede geçmesini sağlar.

• Papatya Çayı

Genel özellikleri arasında sinirleri yatıştırma ve uyku getirme olan papatya çayının iltihap önleyici özelliği de vardır. Bu nedenle boğaz ağrısı tedavisinde de kullanılabilir.
Gün içerisinde iş başında kullanılması uyku getireceğinden dolayı kaynatılıp hazırlandıktan sonra gargara şeklinde kullanılması daha iyidir.

• Okaliptüs Çayı

Soğuk algınlıkları ve grip belirtilerini hafifletmek için yaygın olarak kullanılan bir bitki olan okaliptüs, boğazdaki tahrişi yatıştırır, bronşit ve sinüzit ağrılarını da hafifletir.
Kaynar suya 2-3 kaşık okaliptüs bitkisi attıktan sonra buharı solunarak burun ve sinüslerin açılması sağlanabilir.
Diğer çaylar gibi okaliptüs çayı da soğumaya bırakıldıktan sonra gargara olarak kullanılabilir.

• Karaağaç Çayı

Latincesi “Ulmus Rubra Muhl” olan madde karaağacın iç kabuklarından elde edilmektedir. Elde edilen kabuk suyla temas ettiğinde jel benzeri bir hale dönüşür ve boğaz iç zarını kaplayarak tahrişi azaltır ve dolayısıyla boğaz ağrısını da hafifletir.
Karaağaç kabuğunun bulunamaması halinde piyasada karaağaç içeren pastil ve şuruplar alınabilir.

• Adaçayı

Soğuk algınlığında ilk akla gelen bitkisel çay adaçayıdır.
Boğaz ağrısı ve öksürük tedavisinde oldukça etkili bir bitkidir.
Mikropları önleme ve anti-enflamatuar özellikleri ile boğazdaki iltihaplanmaları azaltır.
Adaçayına,bir kaç damla limon eklenerek vücuda C vitamini desteği de sağlayabilir ya da doğal bir antiseptik olan balla tatlandırılabilir.
Hazırlamak için 2 çay kaşığı adaçayına 1 bardak kaynar su eklenir ve 5 dakika boyunca demlenmesi beklenir.
Suya çayın çok katılması tadını acılaştırabilir.

• Meyan Kökü Çayı

Latincede “Glycyrrhiza glabra” olarak geçen meyan kökü,boğaz enfeksiyonlarının yanı sıra ağız içinde çıkan yaralar, mide ülseri, alerji ve viral enfeksiyonlar için de etkili bir bitkidir.
Bitkinin çayı sıcak olarak içebildiği gibi soğuduktan sonra günde 3-4 kez gargara şeklinde de kullanılabilir.
Meyan kökü çayının aşırı tüketimi tansiyonu yükseltebilir ve vücuttaki potasyum oranını düşürebilir.

-------------------
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.327
  • 223.709
  • 28.327
  • 223.709
# 04 Oca 2016 15:30:51
BEYNİMİZİ DAHA ÇOK ÇALIŞTIRMANIN YOLLARI
Mutlaka Okuyunuz ve Paylaşınız
1- Beyin açık havadayken ve ayaktayken daha iyi çalışır. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Hayatınızla ilgili Önemli kararlar alırken açık havada veya doğada deneyebilirsiniz.
2 – Yürürken kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz?
3- Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.
4- Zihinsel jimnastik /antrenman yapın. Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın.
5 – Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun.
6 – Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin!
7 – Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir.
8 – Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klâsik müziğin zekâya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.
9 – Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın, kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda da onu çoğaltırsınız.
10 – Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, beyin ve düşünce kapasitesini artırır.
11 – İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein‘in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar.
12 – Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2’sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25’ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın.
13 – Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.
14 – Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi “düşük viteste çalıştırmayın.
15 – Beynin en tehlikeli yanı “ters çaba” kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir. Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışır. Topluluk önünde konuşma yaparken “acaba heyecanlanır mıyım?” diye düşünürseniz, heyecanlanırsınız.
16 – Beyni yoran monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirirsiniz.
17 – Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir. Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atar. Buna “sihirli sayı” kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz “servis dışı” olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken “kafadan “ değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kâğıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın.
18 – Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Fiziksel zindelik, zihinsel zindelik getirir. Uzun süre hareketsiz kalmak, zihni de hareketsizleştirir. Spor yapmaya, fazla kilolarınızdan kurtulmaya özen gösterin. Yeterince su için. Çünkü, insan beyninin yüzde 78’i su ile kaplıdır.
19 – Ders çalışırken ilk öğrenilenler, son öğrenilenler, sık tekrarlananlar ve ilginç bulunanlar en çok akılda kalanlardır. Dersleri kısa aralar vererek çalışmak akıllıca bir harekettir.
20 – Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla düşünün. Unutmayın, beynimizi daha iyi çalıştırmak için kullanacağımız organ yine beynimiz“Aklınızı “başınıza” toplayın ve kullanın.

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Oca 2016 15:41:34
iki gündür, öksüren , ses telleri tahriş olmuş ve ağrı çeken bebeye ilaca ilaveten elma & tarçın & karanfil kaynatıp içiriyorum... etkisi olumlu, tadı hoş, tavsiye ederiz... şifa niyetine...

Çevrimdışı HASAN YİĞİT

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Oca 2016 11:10:56
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
BEYNİMİZİ DAHA ÇOK ÇALIŞTIRMANIN YOLLARI
Mutlaka Okuyunuz ve Paylaşınız
1- Beyin açık havadayken ve ayaktayken daha iyi çalışır. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Hayatınızla ilgili Önemli kararlar alırken açık havada veya doğada deneyebilirsiniz.
2 – Yürürken kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz?
3- Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.
4- Zihinsel jimnastik /antrenman yapın. Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın.
5 – Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun.
6 – Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin!
7 – Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir.
8 – Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klâsik müziğin zekâya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.
9 – Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın, kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda da onu çoğaltırsınız.
10 – Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, beyin ve düşünce kapasitesini artırır.
11 – İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein‘in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar.
12 – Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2’sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25’ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın.
13 – Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.
14 – Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi “düşük viteste çalıştırmayın.
15 – Beynin en tehlikeli yanı “ters çaba” kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir. Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışır. Topluluk önünde konuşma yaparken “acaba heyecanlanır mıyım?” diye düşünürseniz, heyecanlanırsınız.
16 – Beyni yoran monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirirsiniz.
17 – Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir. Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atar. Buna “sihirli sayı” kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz “servis dışı” olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken “kafadan “ değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kâğıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın.
18 – Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Fiziksel zindelik, zihinsel zindelik getirir. Uzun süre hareketsiz kalmak, zihni de hareketsizleştirir. Spor yapmaya, fazla kilolarınızdan kurtulmaya özen gösterin. Yeterince su için. Çünkü, insan beyninin yüzde 78’i su ile kaplıdır.
19 – Ders çalışırken ilk öğrenilenler, son öğrenilenler, sık tekrarlananlar ve ilginç bulunanlar en çok akılda kalanlardır. Dersleri kısa aralar vererek çalışmak akıllıca bir harekettir.
20 – Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla düşünün. Unutmayın, beynimizi daha iyi çalıştırmak için kullanacağımız organ yine beynimiz“Aklınızı “başınıza” toplayın ve kullanın.
Katkılarından ötürü sonsuz teşekkürler.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.327
  • 223.709
  • 28.327
  • 223.709
# 06 Oca 2016 20:14:43
Elma sirkesinin şaşırtan faydaları

1. Banyo yaptığınız suya 1 bardak sirke eklerseniz vücudunuz toksinlerden arınacaktır.

2. Sirke gözenekleri sıkılaştırır ve kirleri temizler. Elma sirkesi ve sade sodayı bir pamuğa damlatıp cildinize sürün ve yarım saat bekleyin mucizevi şekilde bebek gibi bir cilde sahip olduğunuzu göreceksiniz.

3. Banyodan sonra koltukaltınıza ufak bir miktar sirke sürerseniz deodorant görevi görecektir. Ayrıca anti bakteriyel özelliği sayesinde kötü kokuyu da engeller.

4. Güneş yanıklarına iyi geldiği bilinen sirke, yanan bölgeleri soğutur. Islak bir beze bir miktar sirke döküp yanıklara hafifçe uygulayabilirsiniz. Ciddi yanıklarda mutlaka doktora başvurmak gerektiğini unutmayın.

5. Ayaklarınızın yumuşamasını ve kötü kokulardan arınmasını istiyorsanız ayaklarınızı yıkadığınız suya bir miktar sirke dökün ve 15 dakika bekletin.

6. Varis, eninde sonunda tüm kadınları etkileyen can sıkıcı bir durumdur. Bir miktar pamuğa sirke damlatın ve yatmadan önce varisli bölgeye uygulayın. Bu sayede tüm gün üzerine yük binen bacaklarımız dinlenecektir.

7. Şampuan ve diğer ürünler saçlarınızı zamanla soluklaştırır. Şampuanla saçlarınızı yıkadıktan sonra bir bardak ılık suya karıştırdığınız elma sirkesini saçlara uygulayın. 2 dakika bekletip durulayın.

8 . Uçuğunuz varsa sirke uygulayabilirsiniz. Sirke, uçukların kurumasını hızlandırır. Elbette kullanmadan önce doktorunuza danışın.

9. Bir kaşık sirke ve yarım bardak suyu karıştırıp gargara olarak kullanabilirsiniz. Kötü nefese neden olan bakterilere karşı etkili olacaktır.

10.Yattığınız yastığa damlatacağınız sirke boğazınıza muhteşem bir etki yapacaktır. Elma sirkesinin kokusu boğazınızı rahatlatırken gece boyunca daha az öksürmenizi sağlar. Yastığınıza birkaç damla elma suyu sirkesi damlatın ve tatlı bir uykuya dalmaya çalışın.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.327
  • 223.709
  • 28.327
  • 223.709
# 10 Oca 2016 09:55:31
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı huseyinyesilot

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 11.759
  • 145.961
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 11.759
  • 145.961
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 Oca 2016 10:08:01
Kur'an -ı Kerim'de adı geçen evimizde sürekli bulundurmamızda fayda olan besinler:Balık eti, salatalık, acur, ayva, bal, et ( özellikle sırt eti), incir, zeytin, üzüm, süt, tere, çörek otu

Çevrimdışı Ayperisi88

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.165
  • 17.378
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.165
  • 17.378
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 10 Oca 2016 14:18:27
Arkadaslar grip icin önerileriniz var mi ? Neler geçirir gribi ? Cok kötü tuttu beni grip :(  ??? :-\

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 Oca 2016 18:14:05
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Arkadaslar grip icin önerileriniz var mi ? Neler geçirir gribi ? Cok kötü tuttu beni grip :(  ??? :-\

dinlenin, dinlenin, dinlenin..
ateşinizi kotrol edin..
bol sıvı tüketin..
ilaç kullanmayın..
başkalarına bulaştırmayın.. ;)
allah şifa versin öğretmenim..

Çevrimdışı Ayperisi88

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.165
  • 17.378
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.165
  • 17.378
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 10 Oca 2016 18:52:05
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
dinlenin, dinlenin, dinlenin..
ateşinizi kotrol edin..
bol sıvı tüketin..
ilaç kullanmayın..
başkalarına bulaştırmayın.. ;)
allah şifa versin öğretmenim..
Sağ olun hocam, Allah razi olsun...aynen uygulayacağim söylediklerinizi   ;) :)

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.327
  • 223.709
  • 28.327
  • 223.709
# 11 Oca 2016 17:48:44
1919 yılında, dünyada 40 milyon kişi "grip"ten öldüğünde, bir doktor, birçok çiftçiyi griple mücadelede yardım amacıyla ziyaret eder. Birçok çiftçi ve ailesi grip kapmıştır ve birçoğu ölürler. Doktor ziyaretlerine devam eder ve bir sürprizle karşılaşır; ziyaret ettiği bir çiftçi ve ailesi çok sağlıklıdır.
Doktor böyle olabilmesi için aileye herkesten farklı ne yaptıklarını sorar ve cevaben çiftçinin hanımı odaya, "bir tabak içine soyulmamış bir soğan" koyduklarını (muhtemelen diğer odalara da) söyler. Doktor buna inanamaz ve bu soğanlardan birini alarak laboratuvarda mikroskop altına koyarak inceler ve soğanın içinde "grip" virüsünü görür. Soğan, açıkça grip bakterisini "absorbe" etmiş, emmiştir ve bu sayede de aile sağlıklı kalmıştır.
Bu hikâyeyi kuaför dostumdan duydum. Geçen yıl dükkânına çukur bir tabak içinde bir ‘soğan’ yerleştirir. Ve büyük bir sürpriz yaşar, o yıl hiçbir personeli grip olmamıştır. Formül işe yaramıştır...
Bu öyküden alınacak ders; bir miktar "soğan" almanız ve evinizin çevresinde bir yerlere yerleştirmenizdir. Ne olduğunu görmek için onu deneyin. Biz geçen yıl onu denedik ve asla "grip" olmadık..

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.327
  • 223.709
  • 28.327
  • 223.709
# 12 Oca 2016 16:33:13
TOPUK DİKENİ

Limonun kabuğunu soyun,Limonun kabuğunu beyaz kısmının üzerine bıçakla bir iki çizik atın , topuğunuza bağlayın ve
streçle sarın...

3 gün boyunca çıkarmayın(üzerine basabilirsiniz)...Tabi ki bu işlemi yaparken evde kalmanız gerekecek.Çalışan biriyseniz;buna Cuma gecesinden başlayın,pazartesi sabaha kadar topuğunuzda kalsın ve sabaha çıkarıp atın.

Bu ''uygulama''yı enson ;bir ilköğretim okulunda görev yapan bayan hocamıza uygulatmıştım ve bilirsiniz Öğretmenlerin ''meslek hastalığı'' olarak bilinir aynı zamanda. Şikayeti tamamen geçmişti...

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 12 Oca 2016 22:03:55
kalp krizi

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.327
  • 223.709
  • 28.327
  • 223.709
# 13 Oca 2016 17:17:16
Dikkat! Göz göre göre kanser oluyoruz! Nasıl mı?
"Gerçekleri açıklarsam Türkiye sarsılır" diyen Prof. Erkan Topuz'un verdiği bilgiler tüyler ürpertici! İşte kansere yol açan nedenler...

Esra Ceyhan'ın Kanal D'deki programına konuk olan İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi ekran başına kilitleyen açıklamalarda bulundu.Topuz, kanserle mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekerek hamile kadınların ve bebek sahibi insanların evde dikkat etmeleri gereken noktaları anlattı.
Bulaşık deterjanlarından, halıların temizliğine kadar çok önemli ayrıntılar...
"Benim mücadelem bu yaştan sonra halkımızı kanserden korumaktır. Kanser tedavisi sonra geliyor. Bir korunma bin tedaviden evladır. Bunları ilk defa duyuyorsunuz ama gerçek bunlar. Ben bunları kendimi bu işe adadığım için anlatıyorum. Bu anlattıklarımı Türkiye ilk defa duyuyor. Belki dünyada da çok az duyan vardır" diyen Prof. Dr. Erkan Topuz, herkesi şaşırtan açıklamalar yaptı.
İŞTE SARISICI AÇIKLAMALAR
-Evde, sokakta giydiğimiz ayakkabılarla dolaşılmamalı
Eğer evde ayakkabı ile geziyorsak dışarıdan geldiğimiz ayakkabıları çıkartıp başka bir ayakkabı giymeliler. Çünkü dışarıdan giydiğimiz ayakkabı ile eve soktuğumuz pestisitler kanserin en önemli sebeplerinden bir tanesidir. (Pestisit: Tarım ürünleri, kimyasallar, egzozdan çıkan gazlar vs)
-En tehlikeli yer:
HalıHalı bütün pestisitleri tutar. Bu nedenle alıların temizliğine dikkat ediniz. Kesinlikle deterjanla temizlemeyin. Sirkeli su ile silin.
-Deterjan kullanınca muhakkak eldiven giyilmeli
Plastik eldiven kullanmayın, içine izci eldiveni giyin. Çünkü deterjanlar alerjiktir ve ufak dozlarda alındığı takdirde kronik olarak kanserojendir. (İzci eldiveni: Pamuk eldiven)
-Bulaşık makinasında kullandığınız deterjan da petrol ürünü, yani kanserojen!
Ne kadar yıkarsa yıkansın kalıntılar kalabilir. Eğer sağlığınızı düşünüyorsanız çıkardığınız bulaşıkları sirkeli suyla ya da limonlu suyla silin.
-Her türlü deterjandan kaçının!
Devamlı olarak zeytinyağı ve defne sabununu seçiniz. Ellerinizi, vücudunuzu hakiki zeytinyağ, defne veya fıstık yağından yapılan hakiki sabunlar da seçilebilir. Bunları örnek olarak söylüyorum. Deterjandan kaçıyoruz ve çok aşırı miktarda suyla duruluyoruz.
-Beyaz olan her türlü iç çamaşırı, yeni aldığında en az 2 kere kaynatılmalı!
Çünkü bunlar beyazlatılmak için kanserojen maddelerle yıkanıyor.
-Kanserle mücadele anne karnında başlar
Anne adayları aşırı miktarda vitamin almaktan kaçınsınlar. Çünkü bilinçsizce alınınca vitaminin içindeki kobalt, bazı aşırı miktarda minareller...
Doktor bir tane yut diyordur ama çocuk gelişsin diye bir kaç tane yutuyorlar. Bu çocukta birikime sebep olabilir ve kansere neden olabilir.
-Gökkuşağının 7 rengini, ne buluyorlarsa, günde en azından 3-5 tane yenmeli!
Her bir renkte bir şeyler var.
-Gebeler, haftada 2 kez kırmızı et yemeli!
Özellikle balıkla beslensinler. Sağlıklı bir insanın kansere yakalanmaması için, bebeğin daha anne rahmindeyken vücudunun direncinin artması ve zehirleri alarak bağışıklık sisteminin bozulmaması lazım.
-Oda spreyleri doğrudan doğruya petrol menşeli
Zehiri soluyorsunuz. Akciğerinize geçiyor ve dolaylı olarak bağışıklık sisteminizi bozuyor.
-Sebzeler, mevsiminde dondurulup saklanmalı!
Yalnız bir kez çözülünce onu muhakkak pişirin. Mikro dalgada bir kere ısıtın. Ateşte ısıttıklarımızda ise bir kere ısıtınız. Çünkü bir dahaki sefere değeri ölür. DNA'yı bozar. DNA kırılması da kanserojene yol açar.
-Radyasyon; kronik olarak kansere en çok yaklaştıran faktörlerden biri!
Televizyondan çok uzak duralım.
-Çocuklara haftada 2 kez balık çorbası
Ama içine zerdeçal koymak suretiyle...Soğan, sarımsak ve o mevsimin sebzesiyle yapmalısız. Çocuk anne karnındayken bu terbiyeyi almaya başlamalı.
-Gebeler haftada 1 kilo balık tüketmeli
Bu miktarın üzerinde balık tüketilmesine karşıyız. Çünkü en steril balıkta bile az civarda civa vardır. Bu balıklar dip balıkları olmamalı. Somon veya yüzey balığı, Akdeniz, Ege balığı olmalı. Marmara'nın dip balıklarını lütfen tüketmeyiniz.
-Kızartma için en uygun yağ; kanola yağı
Onun dışında birinci seçeneğimiz zeytinyağdır. Memleketimizin iftihar edebileceği yağdır. Fındıkyağı da tercih edilebilir.
-Çocuklar, fast food türü yiyecekleri 15 günde bir yemeli
Ama haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde, lenfomalarda ve lösemilerde 3 kat artış gözükecektir. Çocuklarımıza arada bir verebiliriz. Ama dışarıdaki yiyeceklerin nasıl kızartıldığını bilmiyorsunuz. Ona göre hareket edin.
-Çocuklar meyve ve yoğurdu bol tüketmeli
Ancak yoğurdu prebiyotik ve ev yoğurdu olarak kullanalım. Yoğurdunuzu evde yapın. Peynir ve çökelek fazla miktarda yiyin. Keçi peyniri çok faydalıdır.
-Çocukları, üç beyazdan; un, şeker ve tuzdan uzak tutmalı
Belki tuzcular üzülecekler ama Konya'ya akan kanalizasyonlar ve kirletici sularla, Türkiye'nin en büyük tuzunu karşılayan Tuz Gölü'müz maalesef torbaların içinde çok iyi steril edilmedikleri takdirde bize kanseri ufak ufak taşıyorlar. Bu nedenle kaya tuzunu tercih edin. Yani turşu kurduğunuz tuzu çekin ve çok az miktarda kullanın. Çünkü tuz da kanserojendir.
-Amerika'daki çocukların tombul olmasının sebebi her şeye şeker katmalarıdır
Ucuz beslenmedir.
-En faydalı gıdalardan birisi ceviz
Daha sonra fındık ve bademdir. Ayçiçeği açık alın. İşlemden geçmemiş olacak, kavurup yiyebilirsiniz. Ama fındık, ceviz gibi yiyecekleri kabuklu alın. Çünkü içine böceklenmesin diye ilaç sıkılmaktadır. Sonsuz faydaları olan yiyeceklerdir. Günde bir avuç muhakkak tüketiniz.
-Elma mutlaka yenilmeli!
-Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalı
Porselen, cam ve çelik kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda yıkayın. Bunların içine litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım saat bekletin. Sonra tekrar yıkamayın. Tekrar mikrop alır.
-Dikkat; meyvelerin üzerine parlak görünmesi için mum sürülüyor!
Bunları hakiki zeytinyağlı sabundan geçirdikten sonra elma sirkeli sudan geçirin. Ya da elma sirkesi ile ovun. Meyveyi kabuğuyla tüketin eğer sterilse.
-Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğu çöpe atılmalı
İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pestisitleri temizleyemezsiniz. Çaresi yok.
-3 ayda bir su değiştirilmeli
Çok muhteşem sularımız var ama ne olursa olsun tabiatı rezil ediyoruz. Satın aldığımız sularda az miktarda da olsa kanserojen dozlar karışabilir. Bunlar kontrollü sular ama 3 ayda bir değiştirmek gerekiyor.
-Plastik her yerde zehir. Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi bir şey...
Ben ona girmiyorum bu lafı söylersem yer yerinden oynar. Bu plastikler ev yapımına girdiler. Doğrudan doğruya inşaat malzemesi olarak kullanıyorlar. Çok bilinçli olun, çok iyi markalar kullanın. Bunları söylemem demek Türk ekonomisiyle oynamam demek. Ben insanlara kendimi adadım, onun için kimseden korkmuyorum açık açık söylüyorum.
-Meyve suyu, posasıyla tüketilmeli
Biz kanserli hastalara suyunu veriyoruz. Meyve suyuna geçmeyen çok madde posada kalıyor. Bu şekilde kolon ve miğde kanserinden korunmuş oluyorsunuz.
-Bakır, özellikle beyin tümörlerinde ön plana çıkıyor
Çok iyi kalaylı olursa bu etki azalıyor. Ama kulağınıza bakır küpe bile takmayın.
-Çocuklar, yeşil plastik sahalarda oynamamalı
Plastik çimenler sentetiktir ve kanserojen madde alabilirler.
-Havuzlar iyi temizlenmeli
Ozonla temizlemek en fazladır. Aşırı klorluysa yine spor yerine kansere hazırlık yapıyorsunuz...
-Bütün beyazlatıcılardan kaçınılmalı
Çocuklarımızın kullandığı o pırıl pırıl bembeyaz defterler klorla temizleniyorlar. Bunlarla temizlenmemiş defter kullansınlar. Kullandıkları boyalarda da kanserojen etkisi vardır.
KANSER DALGA DALGA GELİYOR

Prof. Dr. Erkan Topuz'un verdiği şu çarpıcı bilgi, kanserin boyutlarını açıkça ortaya koydu: "Kanser dalga dalga geliyor. 2020 yılında 20 milyon insan kansere yakalanacak. Ama eğer bunları yaparsak belki bunu 15 milyona indirebiliriz. O yüzden gözümüzü açalım. Bu iş çocukluktan başlıyor. Çocuklarımıza bu terbiyeyi vermek zorundayız. Ailedeki çocuk annesini taklit eder. Anne ne yiyorsa çocuk da onu yer." Topuz, yaptığı açıklamalar nedeniyle bir takım sektörleri zor duruma soktuğu eleştirileri için ise, "Benim için insan sağlığı birinci plandadır. Ekonomi ikinci plandadır. Bir insanın kanser olması durumunda devlete ve millete verdiği zarar milyarlarca dolardır. O yüzden dikkatli olduğunuz takdirde ekonomiye de katkınız olur. Aslında ben bunları anlatarak Türkiye'nin ekonomisini de kurtarıyorum farkında değiller" diye konuştu.

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 14 Oca 2016 22:34:15
3, 6 ve 7 yazanları almayın, “5” yazmalı… Plastikte kanser tehlikesi…

Plastikler türlerine göre 1’den başlayarak 7’ye kadar numaralandırılıyor. Özellikle Herhangi bir plastik ürün ile sunulan gıdayı alırken ilk işiniz altında bulunan numarayı kontrol etmek olmalı.
5 rakamı poliproplendir ve zararsızdır. 5 rakamı şişe kapakları, içecek kamışları, biberon, yoğurt kaplarında vardır. Zararsızdır. 3, 6 ve 7 no’lu plastiklerden uzak durulmalı. Bunlar zararlıdır.

alıntıdır.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK