Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.382
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.382
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 02 Haz 2020 11:27:37
Izdırabın sonu yok sanma bu âlem de geçer,
Ömr-ü fâni gibidir, gün de geçer dem de geçer,
Devr-i şâdi de geçer gussa-i mâtem de geçer,
Gam karar eyleyemez hande-i hurrem de geçer,
Gece gündüz yok olur, ân-ı demadem de geçer..

Neyzen Tevfik..

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.382
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.382
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 02 Haz 2020 11:32:40
GÜLCE

Uçurumun kenarındayım hızır
bir dilber kal'asının burcunda
muhteşem belaya nazır
topuklarım boşluğun avucunda
kaldım parmaklarımın ucunda
bir gamzelik rüzgar yetecek
ha itti beni ha itecek

uçurumun kenarındayım hızır
cihan hazır
divan hazır
ferman hazır
kurban hazır

uçurumun kenarındayım hızır
güzelliğin zülme çaldığı sınır
başım döner, beynim bulanır
el etmez
gel etmez
gülce'm uzaktan dolanır

uçurumun kenarındayım hızır
gülce bir davet
mecaz değil
maraz değil
gülce bir afet
peri değil
 

huri değil.
gülce bir beyaz zehir
gülce en vahim haz
buram buram zehir
yâr gözünde infaz
bir gamzelik rüzgar yetecek
ha itti beni ha itecek
güzelliğin zülme çaldığı sınır

uçurumun kenarındayım hızır
ben fakir
en hakir
bin taksir
ateşten
kalleşten
mızrakla gürzden
dabbet-ül arzdan
deccalden
yedi düvelden
korku nedir bilmeyen ben
tir tir titriyorum gülce'den
ödüm patlıyor gülce'ye bakmaktan
nutkum tutuluyor
ürperiyorum
saniyeler gözlerinde birer can
her saniyede bir can veriyorum...

                        Ömer Lütfi METE

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.122
  • 4.144
  • 53.122
# 02 Haz 2020 12:04:24
Ne zaman;
yalancı bahara aldanıp çiçeklerimi açsam, mevsimden utanır gibi dökülüyorum yapraklarım
dan.

Ne zaman;
kansam maviye, uzanıp bulutlara tutunsam, hükmüne râm, hüzn’e yağmur olup yağıyorum gözpınarlarımdan.

Ne zaman;
içimdeki masum çocuğa inansam, düşüyorum dizlerimin üstüne, utanıyorum içimdeki yaramdan..

Ne zaman;
sarılsam geceye, gökten yıldızları toplasam, zehir zemberek acılar savruluyor saçımdan sakalımdan.

Ne zaman;
uğurlasam günü geceye, elime kalem alsam,
ahraz şiirlere teslim ediyorum güneşi hiç uyumadan.

Ne zaman;
yüreğimden umuda bir gemi kaldırsam,
buz kesiği yaralar birikiyor dilimde,
kelimelerim
anadan üryan.!!

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.857
  • 1.093
  • 11.857
# 02 Haz 2020 13:10:43


         h.n.a.



TOPRAK & MAZİ

Gel arkadaş, gel seninle az dertleşelim:
Okuyarak hayat denen koca kitabı
Gönüldeki yaraları biraz deşelim.

Gömdüm kara topraklara melekten iyi,
Perilerden nazlı, güzel bir sevgiliyi.
Derin derin sızlıyor gönlümde yaram,
Bana artık her saadet olmuştur haram.

Beni sardı kefen gibi mazinin tülü,
Yere batsın bu toprakla bu korkunç mazi!
Orda çünkü sevgilimle sevgim gömülü…
Hey arkadaş sözünü bil, hem kendine gel,
Bahtiyarlıklara olmaz ölümler engel.
Bir sevgili kızı senden aldıysa toprak,
Buna katlan, toprak için çünkü bu bir hak!

Hem yaratan, hem büyüten topraktır bizi,
Üzerinde işitiriz ilk ninnimizi;
Fışkırttığı serin sular bize can verir;
Ormanları gönlümüze heyecan verir.

Hey arkadaş sende insaf duygusu yok mu?
Sana her şey veren, seni büyüten toprak
Senden bir tek kız aldıysa acaba çok mu?

Doğup ölmek… Millet için bunlar bir hızdır,
Toprak bizim beşiğimiz, mezarımızdır.
Toprak bizim anamızdır… İnsan yasına
Kapılarak nasıl söver öz anasına?

Hakikat ne şu göklerin derinliğinde,
Ne suların şairane serinliğinde…
Aristonun mantığında zerresi yoktur,
Fisagorda, Eflâtunda nebzesi yoktur.
Mefkûreler âleminde olunca kıtlık,
Kafaların içerisinde başlar çıfıtlık:
Bir budala “zulüm yeter!” diye haykırır,
Bir it çıkar “proleter” diye haykırır!

Bir hayvanda hâkim olur cinsî heyecan,
Froyt denen yahudiye gider verir can…
Kimi kördür… Kendisine büyük gelir pek,
Lenin denen o maskara vatansız köpek…

O ne felsefe ne de “din”in “hiç”inde,
O, toprağın asırlardan beri içinde…
Hakikati bulmak için onu eşmeli,
Yükselmekten bir şey çıkmaz, derinleşmeli…
Göğe doğru yükselenler bir gün yorulur,
Derinleşen hakikati toprakta bulur.
Şu ne başı, ne de sonu olmıyan toprak,
Gömdüğümüz vücutlardan gıda alarak,
Bize hayat verir, bize tarih, mazi yaratır.
Mazi köhne kitap değil, şanlı bir satır…

Mazi ırkın yarattığı çoksun bir seldir,
Mazi bizim alnımızı göğe yükseltir,
Geçmişlerin gecesinden ışık alırız…

Bir düşünsen mazideki olan işleri,
Hâdisatın büyüklüğü seni şaşırtır.
İstersen gel yad edelim o geçmişleri…

Kaynar elbet damarında halis Türk kanın,
Damarında çünkü kanı var “Atilâ”nın,
Avrupanın her ırkından toplanan ordu,
Onu Galya ovasında zorla durdurdu.

İradesi yenilmeden sinirle ete,
Vatan için karısını bırakan “Mete”
Yasa için kardeşini öldüren “Çingiz”

Yeryüzünde bırakmadan küçücük bir iz,
Geçip giden milyonlarca adsız kahraman,
Ki her biri bugün bize vermektedir şan,
Bu erlerin cisimleri toprakta kaldı,
Hangisini hangisinden üstün tutmalı?
Her birisi bu toprağın, bu ırkın malı…
“Tonyukuk”un gizlenmiştir dehâ kanında,
Bismark onun at uşağı olmaz yanında…

“Alp Arslan”la “Kılıç Arslan” şanlı bir fasıl,
Avrupayı rezil eden “Yıldırım”… Nasıl?

Düşünsene ne biçim bir kahraman erdir,
Ankara'da Yıldırımı eriten “Demir”…

Bu kadar mı? Bu saydığım ancak bir kaçı!
“Katerin”le neler yaptı acaba “Baltacı”?
Anafarta cephesinde kim durdu en son?
İlk dayağı kimden yedi kuduz Napolyon?

Sevdiğin kız şu toprağa eğer girdiyse,
Sen toprağı eskisinden fazla benimse.
Bil ki toprak ebediyen senin olmuştur.

Bu dünyada bizim bir genç kızı sevmemiz,
Filhakika gayet doğru, hem de çok temiz
Bir gayedir… Fakat bunun hududu dardır…
Sevgiliden sevgili bir mefkûre vardır.
Biz kız solar, yahut senin tükenir aşkın,
İnsan kalmaz uzun zaman neşeli, taşkın…
Ya mefkûre? Ebediyet onunla birdir,
Kişioğlu müebbeden ona esirdir.

En mukaddes iki “Var”a böyle söversen,
Toprak ejder, mazi kanlı bir gece dersen,
İleriye bakamazsın, gözün kamaşır.
İstikbali kucağında bu mazi taşır…
Arkasında olmasaydı şanlı bir mazi,
Bu milletten çıkar mıydı bir büyük “GAZİ”?
Kara toprak yine bizden gıda almasa,
Kalır mıydı aramızda türe yasa?
Mazi bizim atamızdır, toprak anamız,
Biri bizi yetiştirir, biri verir hız.
Bu toprağa nasıl dersin kara bir ölü;
Ki bağrında bütün şanlı ecdat gömülü.

Yabancılar bir gün yine akın ederse,
Ve zaferi kendisine yakın ederse,
Sevgilimi aldı diye bu kara toprak,
Tarihin ün meydanında uzun kalarak,
O toprağın uğruna sen can vermez misin?

Bu maziyle bu toprağa küfürden sakın,
Kendine gel, iradeni üstüne takıl!
Savaşları, türeleri, yasalarıyla
Zaferleri, bozgunları, tasalarıyla
Mazi ırkın yarattığı bir şaheserdir…

Hey arkadaş, sapıtmışsın, doğru yola gir;
Hakkı neyse ver maziyle kara toprağın…
Onlar değil efsaneyle cansız bir yığın!

Bu ikisi ebediyen kutlanacaktır…
Ve bunları inkar eden, bil ki alçaktır…



Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.404
  • 41.895
  • 5.404
  • 41.895
# 03 Haz 2020 17:38:31
 :)Çok Güzel Şey
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
Melih Cevdet Anday

Renaa

# 03 Haz 2020 17:49:23

Senin İçin Dediler Ki
Senin için yasak dediler
-Yasaklar çiğnenmek içindir dedim..

Senin için imkansız dediler
Önemli olan ..
İmkansızı başarmak dedim…

Senin için olmaz dediler
– Dünya da olmayacak şey yok dedim…

Senin için zor dediler.
– Kolay olsaydı değeri olmazdı dedim…

Onda bulduğun nedir ki dediler.
Herkeste arayıp bulamadığım dedim…

Senin için o ne dediler.
– Hayattaki gülen yüzüm dedim…

Ona öyle nasıl bağlandın dediler.
– Ben değil o”bağladı” dedim…

Oda Senin gibi sevdimi dediler.
– İşte cevap veremediğim tek şey buydu…

Eğer bunu bilmiyorsan vazgeç dediler.
– ”Vazgececek olsaydım sevmezdim” dedim…

(Senin İçin Dediler Ki)

BU ŞİİR CAN YÜCEL’E AİT DEĞİLDİR!!!

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.304
  • 223.494
  • 28.304
  • 223.494
# 03 Haz 2020 21:36:38
Çocuklarım

Yoklama defterinden tanımadım sizi,
Benim haylaz çocuklarım
Sınıfın en devamsızını
Bir sinema dönüşü tanıdım
Koltuğunda satılmamış gazeteler
Dumanlı bir salonda
Kendime göre karsılarken aksamı
Nane sekeri uzattı en tembeliniz
Götürmek istedi küfesinde
Elimdeki ıspanak demetini
En dalgını sınıfın
Çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun
Palto ayakkabı yüzünden
Kiminiz limon satar balık pazarında
Kiminiz Tahtakale'de çaycılık eder
Biz inceleye duralım aç tavuk hesabi
Tereyağındaki vitamini
Kalorisini taze yumurtanın
Karşılıklı neler öğrenmedik sınıfta
Çevresini ölçtük dünyanın
Hesapladık yıldızların uzaklığını
Orta Asya'dan konuştuk
Laf kıtlığında
Birlikte neler düşünmedik
Burnumuzun dibindekini görmeden
Bulutlara mi karışmadık
Güz rüzgarlarında dökülmüş
Hasta yapraklara mi üzülmedik
Serçelere mi acımadık kış günlerinde
Kendimizi unutarak ...
 
Rıfat Ilgaz

😢😢😢

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.304
  • 223.494
  • 28.304
  • 223.494
# 03 Haz 2020 21:56:00
Bazı aşklar vardır uğruna ölünesi,
Bazı aşklar vardır boyu devrilesi...
*
Bazı günahlar vardır yaptıkça yaparsın,
Bazı günahlar vardır nasıl yapıldığından utanırsın...
*
Bazı gençlikler vardır yaşanır doya doya, 
Bazı gençlikler vardır yıkılır bir hiç uğruna...
*
Bazı ihanetler vardır ömrü geri veremez, 
Bazı ihanetler vardır yaşadıkça öldürmez...
*
Bazı kadınlar vardır daldan dala konan,
Bazı kadınlar vardır kuru bir gülü yaşatan...

Bazı sevdalar vardır yaşadığına yanarsın,
Bazı sevdalar vardır bir daha yaşayamazsın...
*
Bazı çocuklar vardır varlıkta yaşamı bilmeyen, 
Bazı çocuklar vardır yüzü hiç gülmeyen...
*
Bazı erkekler vardır kişiliğiyle namert, 
Bazı erkekler vardır dünyayı yakacak kadar mert...
*
Bazı gözler vardır baktıkça boşa bakarsın, 
Bazı gözler vardır bakmaktan kendini alamazsın...
*
Bazı yollar vardır tüm dağları düz eden, 
Bazı yollar vardır yakın olsa da bitmeyen...
*
Bazı yürekler vardır içine dünyayı sığdırır, 
Bazı yürekler vardır sevdasına sarılmaktan kaçınır...
*
Bazı şarkılar vardır alır götürür insanı, 
Bazı şarkılar vardır bin defa öldürür canı...
*
Bazı babalar vardır baba olmak için doğmuş, 
Bazı babalar vardır baba olmaktan yorulmuş...

-ALINTI-

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 04 Haz 2020 13:37:30
Şifa - Eyyüp Akyüz

kötü şairler kafiye, iyiler ses
ben seni ararım her kıtada
benim dinmeyen müzmin haylazlığım
bitirmeden elimdeki kitabı sana başlarım

hatmi desem olmaz, papatya hiç
adın bir çiçeğin zamiri katiyen olamaz
korkarım seni de kurutup poşetlere…
her çiçeği utanmadan çay yapan aktarlar

kutsama yetkisini kendine saklamış Allah
bize sevme yetisi, çok sevme, hep sevme
vereme, kansere iyi gelirdi gülüşün
sevdim, Allah’ın emir ve inayetiyle sevdim

cahiliye devrinin kapanmasıdır seni anmak
kara kıştan ilkyaza yürünen o çimenli yol
iblis başını çevirip baksa küfründen vazgeçer
tek bir sözün perişan ömrümü hizaya çeker

Eyyüp Akyüz

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.404
  • 41.895
  • 5.404
  • 41.895
# 06 Haz 2020 01:15:15
SERÇE KUŞU

Bu sabah bahçede karşıma
Küçük bir serçe kuşu geldi;
Havuzun taşına kondu,
Bir içti, bir doğruldu,
Nasıl da korkuyordu.

Sen hiç korkma serçe kuşu,
Suyunu rahat rahat iç,
Sıhhat afiyetle uç,
İnsanoğlu çeşit çeşit
Beş parmağın beşi bir mi?
Necati CUMALI

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.366
  • 69.105
  • 3.366
  • 69.105
# 07 Haz 2020 00:44:35
Yalnızlık mı?
İçi kalabalık olanlara
Bahşedilen krallığın adı bu!

Yolunu, katar katar sevdalarla uzatan
Talihli yolculara bahşedilen

Görüş uzaklığı, kanat genişliği bu.
Göğün derinliği, enginliği, maviliği,
Yerin çoksesliliği, çokdilliliği,
Çokçekmişliği, çokgörmüşlüğü bu...

Cahit Koytak

Çevrimdışı Likya

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.263
  • 2.387
  • 1.263
  • 2.387
# 07 Haz 2020 15:13:00
Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
Susmak ve beklemek, müthiş
Genciz, namlu gibi,
Ve çatal yürek,
Barışa, bayrama hasret
Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
Otuz iki dişimizle gülmeğe,
Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz biliriz kederi.
İçim, bir suskunsa tekin mi ola?
O Malta bıçağı,kınsız,uyanık,
Ve genç bir mısradır Filinta endam...
Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince, Kınanmak, yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep...
Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
Hani, kurşun sıksan geçmez geceden, Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
Ve zehir - zıkkım cıgaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık...
~

|Ahmed'im Arif'im|

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.404
  • 41.895
  • 5.404
  • 41.895
# 07 Haz 2020 18:56:45
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenen den uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo

Çevrimdışı hicran10

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.240
  • 6.574
  • 1.240
  • 6.574
# 10 Haz 2020 00:28:31
BEN SANA MECBURUM

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun

Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun

Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin..

ATTİLA İLHAN

Çevrimdışı hicran10

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.240
  • 6.574
  • 1.240
  • 6.574
# 10 Haz 2020 14:06:05
ARKADAŞIM BADEM AĞACI

Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
Düşünmeden gelecek karakış..
Acarsın çiçeklerini ..
Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
Bir güler yüz bir tatlı söz..
Açarım yüreğimi hemen
Yemişe durmadan çarpar seni karayel
Beni karasevda
Hem de bilerek kandırıldığımızı
Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
Koş desinler bize şaşkın
Sonu gelmese de hiç bir aşkın
Açalım yine de çiçeklerimizi
Senden yanayım arkadaşım
Havanı bulunca aç çiçeklerini
Nasıl açıyorsam yüreğimi
Belki bu kez kış olmaz
Bakarsın sevdan düş olmaz
Nasıl vermişsem kendimi son sevdama
Vur kendini sen de bu güzel havaya

Aziz Nesin

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK