Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.380
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.380
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 05 May 2019 00:31:40
GÜLCE

Uçurumun kenarındayım Hızır
Ulu dilber kalesinin burcunda
Muhteşem belaya nazır
Topuklarım boşluğun avcunda
Derin yar adımı çağırır
Dikildim parmaklarımın ucunda
Bir gamzelik rüzgâr yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Uçurumun kenarındayım Hızır
Civan hazır
Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazır

Uçurumun kenarındayım Hızır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gülce'm uzaktan dolanır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir davet
Mecaz değil
Maraz değil
Gülce bir afet
Peri değil
Huri değil
Gülce beyaz sihir
Gülce ölümcül naz
Buram buram zehir
Yar yüzünde infaz

Bir gamzelik rüzgâr yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbetülarz'dan
Deccal’dan, yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce’den
Ödüm patlıyor Gülce’ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can
Her saniyede bir can veriyorum

1981

Ömer Lütfi Mete

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.362
  • 69.036
  • 3.362
  • 69.036
# 05 May 2019 00:37:55
Hep seni sevdim
Yaz kendini anlatırken yaprak yaprak
Günler ne çabuk akıp geçti sevgilim
Yüzyıllar geçti sanki aradan
Yollar yollar boyunca yan yana
Hangi yokuşu çıktıysam seninle
Kuşlar uçuştular saçlarından

Hep seni sevdim, silinmez izi
Sevimli şaşkınlıklarımın o yazdan

Kır kahveleri kuş sürüleri sonra
Konuşmadan oturduğumuz masa iskemle
Demli çay, demli çayın buğusu
O yaz daha mutluydu seninle

Senin mavi miydi ya kalbinin sesi
Bir saat gibi işlerken kendiliğinden
Yine buluştu gözlerimiz sevgiler üreten
O yaz seni ne çok sevdiğimi
Öğrendim bir akarsuyun sessizliğinden

Bulutlardan bulutlara çıkardım o yaz
Çiçekler suladım her günbatımı
Çocuklarla konuştum hüznü unutturan
Yalansız hilesiz sevdim seni
Çiçekler çocuklar ezgiler içinde

Ahmet Ada

Çevrimdışı seheryeli_

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.916
  • 19.360
  • 2.916
  • 19.360
# 05 May 2019 13:22:47

Böyle değildin sen kalbim
manolya gülüşlerden mavi tonlar devşirir içirirdin bana
saz benizli
bal bakışlı acılardan ümit gülleri derer
sunardın gamlı ruhuma
geçirirdin beni daracık geçitlerden
söz tükenirse bakardın
bakışın biterse susardın
susuşun susarsa gülerdin
her yangından sonra küllerimden doğururdun beni yeniden
bütün hain tuzaklara inat yüzüme bakardın
muştulardın yüzümü yeryüzüne
 
Böyle değildin sen kalbim
az vakitte çok beslenir
çok vakitte gönül sarayları yapardın
aşkımın koynuna umutlar koyardın
bal mumumdan şehirler kurardın
dilinde şiirlerim şakırdı senin
Suzi dilara makamında şarkılar söylerdin tenhalarda bana
nasılsın, söyle
nefesleri Leyli kokan aşığım
gözlerinden Yusuf akan Yakub’um
yarasından yar damlayan mecnunum
çengicilerin eline mi düştün
süreyyadan ışığın mı kesildi
ağızsız, dilsiz bir zalim taş mı düştü bahtına
türküsü sustu mu göklerde pervaz vuran güvercinlerinin
bir ateş, bir kılıç, bir taş
bir de viran mı düştü payıma yoksa senden
 
Böyle değildin sen kalbim
ayağa kalk dik tut başını
Hüthüt ve Süleyman’da ki sırrın aşkına
hilaller, dolunaylar, maveralar aşkına
kalk ayağa
sidre aşkına tahiyyat aşkına
 
yarasından yar damlayan yüreğim
kalk ayağa
kalk

Çevrimdışı Ghost06

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 453
  • 3.588
  • 453
  • 3.588
# 05 May 2019 20:52:06
Yürüyorum ey yar insanların arasında
Kimi yorgun kimi dökük kanar sabır yarasında
Ozlüyorum seni zamanla barışamadım
Geçip gidiyor ömrüm günlere doyamadm

Ucum yok bucağım yok
Saklımdasın ey yar haberin yok
Yıllar geçti sönmedi ateş
Yanıyorum ey yar haberin yok

Uşüyorum ey yar yangınların ortasında
Yürek kırgın yürek talan kanar sevda yarasında
Kahırlı yılları çizdin alnıma
Dost eyledin beni göçüp giden kuşlara

Çevrimdışı ecem13

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 76
  • 1.496
  • 76
  • 1.496
# 05 May 2019 22:15:23
Ah çocuk
Vakitsiz açan
Bir çiçek tarlası gibi
Yüreğin

Beyaz kardelenler
Sarı papatyalar
Bükmüş boyunlarını
İpince boynundan
Güneşe bakıyorlar

Her iç çekişte
Dünyanın bütün çiçekleri
Kanamada
Bütün kuşları havalanmada

Umudun evi yok
Sevincin adresi
Ah neylersin çocuk

Ah çocuk
Vereceksen
Rüzgarlara ver sesini
Tomurcuklara ver
Baharı muştulasın yarınlara

Benim yıldızım yitik
Yıllarım yorgun
Ne yaşadıysam dünyada
İnce sızı yoksulluklar örter
İnce sızı dostluklar

Mümkünü yok artık
Gittiğim her yere
Soluk yüzünü taşıyacağım
Ve seni her düşündüğümde
Çağımın utancını yaşayacağım

Nuri Can

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.380
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.380
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 05 May 2019 22:18:38
Temizlik yaptım bugün..
Neşe ektim hoşgörü güven sevgi ektim. .
Almadan vermeyi,
sevilmeden de sevmeyi paylaşmayı ektim. .
Korkusuzlukları ektim alabildiğine...
Saatlerce ektim korkusuzluğu..
Mutluluk ektim doğallık.
Sonsuzluk...
Bağışlama ektim.
Sevgi ektim her hücreme.
Coşku heyecan sessizlik ektim.
Tüm güzel fikirler sessizken geliyor bana...
Kabullenme ektim.
Baş eğme değil,Olduğu gibi kabullenme...
~
E.Morrıson

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.941
  • 47.498
  • 2.941
  • 47.498
# 06 May 2019 10:03:31
bir gemi batmışsa
bir martı da uçmuştur derler
uzak denizlerden bir adada
belki adalar hep uzaktır
belki de denizler büyük

ve miço haklı mıdır?
her limanda bir ölümle sevişmekte
ve palamarını çözüp babadan
haklı mıdır
kaçıvermekte fırtınalara inat

oysa her aşkın
kendi med ceziri vardır
ve her aşk sadece kendi denizinde boğulur
alametler acemilikten sakatlansa da

sırf bu yüzden
her ütopya biraz aşksa
biraz da martı uçuşu hükmündedir
bu yalan dünyada

bir gemi batmışsa
akşam olmuş demektir
ve hükümsüz kalmıştır
miçonun kaybettiği kalp
ve bir kez daha yenilmiştir
bütün sevgililerine inat

martılara rağmen
içinden turnalar geçen
erzincanlı miço
söyle hangi rüzgar merhem olacak
bu yaraya
hangi adada bulacağım
yemenimin haresini"

Suavi Kemal Yazgıç'

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.855
  • 1.093
  • 11.855
# 06 May 2019 15:33:00

         h.n.a.


GEL BUYRUĞU

Tanrının “gel” buyruğu tatlılıkla erince
Ona doğru can kuşu nice uçmasın, nice?
Ne yaşamak tasası, ne dünyanın yasası,
Ne de bir kaygı kalır can yükünü derince.

Bu dirlik bir kılıçsa ölüm onun kınıdır;
İkisini birlikte verirler bir verince.
Ecel dedikleri şey erlerin kevseridir;
Gözünü kırpmadan iç, içme çağı erince.

Bir yumunca gözünü, kaybedince özünü
Çalamazsın sazını öyle inceden ince
Ne güneş kalır, ne ay; ne ırmaklar akar, ne çay;
Dünya`ya gelmedin say yağız yere girince.

Bildiğin, neyse unut, Tanrı`ya kavuştun tut,
Bir gün ölüm meleği seni yere serince.
Su gördüğün ne varsa birer birer küçük damladır,
Bir denize akıyor hepsi yerli yerince.

Bir gördüğün baştır, mezar beşiğe aştır,
Ölü diriye eştir, düşün biraz derince.
Atsız! Ölüm gerekmek teninde can yaşarken,
Sen burada olmazsın ölüm kanat gerince…

Çevrimdışı seheryeli_

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.916
  • 19.360
  • 2.916
  • 19.360
# 06 May 2019 23:01:20
Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.

Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.


Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim,
Saçlarına hasreti tanımayan ellerim,
Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim
Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.

Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam,
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam,
Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.

Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok.
Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok.
Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok.
Aynalarda kendimi göresim sende kalmış.

Sende kalmış umudum, saadet çağım sende,
Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende,
Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende,
Can diyorum sana, can kafesim sende kalmış.

Allah´ ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
Sanki her noksanımı mecburum itirafa,
Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.

Gel ki ALLAH'a borcunu teslim etsin bu yürek,
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
Kelime-i Şehadet getirmem için gerek,
Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış.

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.119
  • 52.937
  • 4.119
  • 52.937
# 08 May 2019 22:07:11
Denize yakın mağaralarda
bir susuzluk duyarsın, bir aşk,
bir coşku
deniz kabukları gibi sert
alır avucuna tutabilirsin.

Denize yakın mağaralarda
günlerce gözlerinin içine baktım,
ne ben seni tanıdım, ne de sen beni.

Çeviri: Cevat Çapan

Çevrimdışı sevde5

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.377
  • 6.714
  • 2.377
  • 6.714
# 09 May 2019 16:02:12
GİZ

Seni böyle seversem asarlar beni
Bir deniz fenerinin söndüğünü görürsün
Evlerine kapanır gemiler
Sis basar bütün limanları

Seni böyle sevdiğimi bilseler
Asarlar beni
Yokluğunu anlatırlar önce bir güzel
Dudaklarım çatlayınca susuzluğuna
Sabah beş buçukta ipe çekerler

Seni böyle sevdiğimi bilemezler
Bilseler de bilemezler
Ay batar
Gün doğar
Yer oynar yerinden

Duyamazlar..

İBRAHİM KARACA

Çevrimdışı ecem13

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 76
  • 1.496
  • 76
  • 1.496
# 12 May 2019 08:39:14
Benim hiç sapanım olmadı anne,
Ne kuşları vurdum,
Ne kimsenin camını kırdım
Çok uslu bir çocuk değildim ama,
Seni hiç kırmadım, hep boynumu kırdım.
Ben hayatım boyunca
Bir tek kendimi vurdum!.
Suskun görünsem de,
Fırtınalı ve mağrurdum anne.
Bir mızrak gibi,
Aynada hep dik durdum anne!
Ben sana hiçbir gün laf getirmedim,
Leke sürmedim.
Ama göğsümü çok hırpaladım,
Kalbimi çok yordum
Ben hayatım boyunca,
En çok kendimi sordum!.

Benim hiç sevgilim olmadı anne,
Ne bir yuva kurdum,
Ne bir gün şansım güldü
Öpemeden bir bebeğin gıdısını,
Tükendi gitti çağım
Kimi yürekten sevdiysem,
Yüreğini başkasına böldü
Bir muhabbet kuşum vardı,
O da yalnızlıktan öldü
Sen beni hep, göğsünde
Acılarla mı soğurdun anne?
Yoksa, evlat diye,
Koca bir taş mı doğurdun anne?
Eziyet değilim, zahmet değilim,
Musibet hiç değilim;
Bir senin mi balına sinek kondu, söylesene!
Doğurdun da beni,
Ne ile yoğurdun anne?

Benim hiç hayalim olmadı anne
Ne seni rahat ettirdim,
Ne kendim ettim rahat
Bir mutluluk fotoğrafı bile çektirmedi bu hayat!
Kaybolmuş bir anahtar kadar
Sahipsizim anne
Ne omzumda bir dost eli,
Ne saçımda bir şefkat
Say ki yollardan akan,
Şu faydasız çamurdum anne
Say ki ıslanmaktan üşümektim,
Say ki yağmurdum anne!
Bunca yıldır gözyaşını,
Hangi denizlere sakladın?
Oy ben öleyim,
Sen beni ne diye doğurdun anne?

Hayat nedir, nedir ki anne;
Bir oyun, bir masal değil mi?
Bak, kırıldı oyuncaklarım
Ömrüm gitti,
Sevdam bitti
İnan, ben hiç büyümedim ki

Yusuf Hayaloğlu

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.226
  • 222.953
  • 28.226
  • 222.953
# 12 May 2019 09:39:07
Anne

Ağaç olsan
Dal olurum anne
Yaprak olurum
Sana gelirim

Deniz olsan
Sel olurum anne
Irmak olurum
Sana gelirim

Bahçe olsan
Gül olurum anne
Toprak olurum
Sana gelirim

Güneş olsan
Yol olurum anne
Bayrak olurum
Sana gelirim

Çevrimdışı greentea

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 103
  • 2.625
  • 103
  • 2.625
# 14 May 2019 01:23:55
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık…

Ahmed Arif

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.362
  • 69.036
  • 3.362
  • 69.036
# 14 May 2019 09:20:52
Bağlardan inen patikalardayım
Cebimde mis gibi şiirler, kuş cıvıltıları
Sokağınızdan geçiyorum öğle üstü
Sokağınızda sararan yaprakların kokusu
Şuramda ince bir sızı, serseri bir acı
Senden öncesi olmayan bir acı
Yalnız senin mecnunun olan bir acı

Her pazar geçtiğin yollarında bir yaprak
Yeşeriyor kuşanmış bütün cesaretini
Göğsünün içinde yaşatmak için aşkı
Bir yaprak da senin konuşkan elinde
Sevecen becerikli çalışkan elinde

Her zaman biraz olsun gecikirsin
Aşka yalnızlığa sevdaya
Yine de özlenirsin güzelim sevgilim
Bir çiçek de böyle özlenir
Su dolu bir testinin yanındaki bir çiçek
Desem öyle alaycı gülümser yürürsün
Sessizce yağan yağmur altında
Aşkı kendine anlata anlata

Yine akşam oldu sevgilim sensiz
Bırakıp gidiyorum içim aşkla dolduğu zaman
Durakları buğulu otobüs camlarını
Yağmur çiseleyen kirli sokakları
Gide gide hüzünlü bir türkü gibi dokunan
Yağmurun sesini ne çok seviyorum
Seni ne kadar çok seviyorum

İpek bir mendil diye
Ayrılığı katlayıp koyuyorum çiçekle masama
Bir de senin için yazdığım sevda şiirlerini
Kendi anlamlarını aşıp giden
Tozlu yollar sıra dağlar patikalar boyunca

Ey sevgili senin sımsıcak bakışlarını
Katlayıp koyuyorum çiçekli masama
Seni ne kadar çok seviyorum
Bir türkü solgunluğunu silip götürdüğü zaman

Ahmet Ada

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK